25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ŞAYFA DÖRT: •2TJMHURÎYET 29 Mart 1971 Oto Stopla Japonya'ya da gidecek tî ÇOK ilçinç vç her bskımâan dikkate dçfrer dı'zîsini kaleme alan Nl?R DOLATT, Amerikan KiZ Kole.ii son smıf öğrenejşiclir. Geçen yıl tek başına bîr Avrupa gezişine çıkmış, otostopli 13 bin kilomctre mnvaffak elmuştur. Amacının. grörmek, öfyahançı üikplerdeki yaşaniı şekiHerini. toplura öZelîîklerini ineelemek, b|lmçd,iklerini Öfrenmck. bÖTlece de kendîni gplrcpğe daha kuvveili hazırlamak ÖIdsgsnu söylsmektpdîr. N I J K noi^Aif, önümüfdçkî yaz ayiarında yine ötö.stöpîa Japonva'ya gideeçktfr* Bu konurî.aki bÜİÜn hazirhkianm tâmâmİamıştır, B Ânc.ak 0 zamsn korkynç bir kaçakçının arabafiins duştugümü. Yapabilecegim hıç hır şey rie yoktıı, Otöstopla Çekofilnvakya'rian Almanya'ya geçerkrn beni ârâbâ.sma âlan Alrnsn, Çtk smjnna gtlmeden Jar yapmışh srahsda, Ön baSM}rîan alriığı kara bir meşin çantayı, arka knituğa gplîşigüzel birakâfâk yöla koyııİrriu^tu ye D EĞEEt otuz bin mark' diyordu kara geçîîkîen sonra yeniden durfluk. ÎÇİmde bf*11İ brlirsiz bir kuşku vardı. Ksrs çsntâ ar kadan ahndı ve açıîdı: Bir yu gm sntika gümüs para panldıyordu gözlcrimin önündc çant.inîn iahîbi «otu? bin Riark* dprken, Türo ürîivprsıie öğrenimini bu şpkilrie para kaçırarak tam3mlıyabilri"î£ini aniatıYalnız nîarak ntnstnpla y a p îiğım 13 bin kilnmetrelik gezi FivjiMnda karçılaştıjfım hfcklenmedik ölaylardan sadeee biriy, di bu. Daha bunun fibi neler bekliyordu bçni, Nasıl rm baş]adı her şey? Bpğaz'a doğru girîerken rinünde gece gündüz bekçilerîn beklpdigi çift bayraklı ökulda okurken.. Onsekifc yaşında bir kız öğrcnciyim. Çöcukhıgumdan berl Sanıldığı kadar kolay bir iş değil sürekli olarak yer degistîrmey1P geçpn bır yaşam bçni iyice pfkıledı ve bır yerde uzun. süre kaîamaz duruma geldım so nımda. Gezm?diğim yer kaU madı Türkiye'de. Bu kez de Türkiye'nin dışında bir yerlett gitmpyi, ftralardaki İttsanîa^ nn yaşaysş ?skil!erini görmeyi, dünya görüşlerinî tanımayl, hepsinden. önemlisi da bütün büniarm bir karşılaştiTmasını yaparak k^ndimin nererie olriııgumu nğrpnmeyi isteriım. Yalnız çok yer gezmpk istediğımripn ve çok az param olduğundan otostopîa gitmek zorıındaydım. A durmuş ve ufak tefek hazırlık niden. NNEM ve babam manfıkh kişiler oldukîarından bu isteğimi olumlu karşsladıîar. Yalnız ilkin, düçündüğümün tersine olarak Hindi?tan yerıne Baiı'ya gitmemı, orada kazanacağım tçcrübeierle daha olguniaşmış oîarak Hindjstan'a snnra Rebilrce^imi soylediler. ne kadar Otostnp yapacağım düşüncesini sevmediler?e de kendilerinden daha fazla para almamakta diretince ona da ra?ı oldular. Çök £iimrü^ünrip iyî bîr araffıs yâpıldı, yainız bonim şırt çantsrfiln. yanjna atılmış kara cantaya (îokunmadı kimse. A1sımrmj da aym şekHde Ne var ki, böylcsine uzun bir ynlcııîuğu oiostopla yapmak kim İçin rtlursa olsiin ilk bakışîa görüldüğü gibi kolay ve eğlcnceli değil. Avrupa'dakiler en sansh ntnsfnpçunun vslnız hır kız olduğu kariissndalar. Çffbuk araba durriurmak yönündpn ple almacak nlursfl gprçekfpn dogru bu. îçinrîp HİÎe olmaypn hemen her araba durmazhk erfpmiyor tek bir kızı cröriinrf, Tpk olması en ufak bir yrre bile siğabilm^sindrn. kız n!m«^t sempati uyanriırriığından ynrarlı nluyor. t kinri nlarak iki kızm birliktp otostop yspmssı RPİiynr ki, onlar da azcnk trk bir kız ka dsr kolayhkla araba buluyorlar. Tercih • BU SATIRLARIN yazarı Nur Dolay îstanbuldan başlayarak haritada oklarla fföstcrllen Avnıpa ve Afrlka şehirlerine g:itmiş, yinc oklarla fcösterilen şchirlcre uğrayarak tstanbuTa dönmüştür. Bu uzun gezi toplam olarak 13 bin kilometre tutmuştur. stop yapıyorsa kl bütün yolculuğum boyunca kendimden başka gece otostop yapan yalnız bir kıza raslamadım daha güç ve korkulu olabiîir bu. Ço^ıı zaman gündüzün güven verici görünen bir sürücü, hava karardıktan sonra tümüyle ters yöntfe değışebıîir. Gece trafiğin çok daha seyrek oluşıı, insanlardan çoğunun uykuda olması ve karanhğın gizleyici örtüsü kötü düşünceii sürücüyü bir anda cesaretîendiriverir. Konu ve resim: AYHAN BAfOGLu 1 TUNinAKI HAYA1ET B ÎR KIZ BtR ERKEK olursa otostopçular bir parça daha uzunca beklemek zorunda kalıyorlar. Norveç sınırınrian biraz ilerdeki Göteborg'a kadar benimle birlikte jritmek isteyen bir îsvpçli ile bes saatten fazla bekledik. îlkin ikimizi de kız zanneden arabalar onun prkek olduğunu pörünce uzaklaşTyorlardı hpmen. Sonunda bir kâgıda, beş saattir orada bekledigimizi yazarak frelen geçen arabalara ^östermeye başladık ve ancak altmci saatin sonunda bir araba durdurabildik. Tnpu tnpu 70 kilometre yapabilmiştik bütün gün. Yalnız bir rrkrk otnstopçuya gplince, tek nlması nedeniy]e arasıra çabıık araba bulduğu oluyorsa da. erkek olması çoğunlukla fazla beklemcsini oprektiriyor. Bir Fran^ız arkadaşim Pakistan'da bir seferind'e tam 23 snat bekledığini söylüyordu. îçlerinde en güç olanı muhakkak iki erkeğin birlikte ntnstnp yapmaları. îspanya'da 4fi saat içinde anrak 15 kilometre gidehilrîikiennden yakınıyorlardı iki Japon arkadasım da. YARJN ÜYÜKLAMANIN TEHLİKESİ •A. EFSANESİ 44 onarıyorriu. Keremin kanında demırft karşı UPUI usul vaz^eçilmez bir sevda ııyamyordu. Sadi Demirtok bu riükkâna Celip. kıpirdamadan onun pîlerini seyreden çocuğun kim olriugunu, neci. nereü olduğunu hiç sormUyordu. Bu da Kerpmın muthılu^unu a r î t i n yOrriu. Köylüler de demircideki çocu£11 yariırgamadılar, onun neci olduğunu sormadılar. Sadi Ustanın yeni bir çırağı sandılar. Temizük O DIŞI BOND TOŞTOP yaparken çabuk araba bıılmak için özel bir kılığa bürünmek perekmez, fakat hiçbir zaman pis giyimli olmamahdır otostopçu. Çoğu oto sahipleri şakır şakır yağmur altında bile araba bekliyor olsa kirli bir otostopçud"an daha çok severler arabalarınm temizliğini. Kılığın yanısıra az yükün de çok önemi var. Bir uyku tıılıımu, bunun arasına sıkıştırılmış sabun gibi temizlenme araçlari, bir yedek gömlek. saglık için gerekli biriki ilâç ve üste giyilen bir kazakla mayo. Otostopçu, vardığı yerde baga.iını bırakmazsa bile hiç ağır olmayacak bu yükle istediği^ kadar dolaşabilir. Yollarda gereksiz hamalhktan kurtulmak için çantalarını ve içindekileri nereye satacağmı bilemiyen otostopçulara sık sık rasladım. Ayrıea çok bagajlı kimseleri arabalar da pek almaya yanaşmıyordu. Oktay: «Ceren.» ded! dnrdu. Sesi titrivordu. «Ceren sana çok kötülük ettim. Kusumma kalma. Elimdc dejildi. Seni miiskül durumlara soktnm. Scni satın altna^a kalktım. Kötü kötü bir iş... Olmamalıydı.» Kırık dökük. solugu kesilirctntt, ölürcene bir kesikliklc, zorla konuşuynrdu. «Şimdi ffidiyorum. Bir daha hiç hiç gelmeyccejim. Sana son olarak söylüyorum. Son, son, son.., Bîr daha yüziinü görmeyecegim. Teter ki beni bafcışla. Taptıfım küçüklüklerden dnlayı, sana çektirdiklerimden dolayı beni bağışla. Ne olnrsun hağısla.» Cerpn ilk olarak gözlerinl kaldırdı, ona Jnsanca, belki biraz da dostça baktı bir an, sonra kirpiklerini indirdi, eski cansız haline geldi. Oktayın içinde fırtmalar koptu Cerenin baktığını şörünçe. Ne yapabilirdi, kıvancını, mutluluguna nasıl anlatabilirdi? Çalıstı çalıştı, hiç bir şey söyleyemedi kıza. Hiç bir zaman da söyleyemeyecekti. Atını hızla sürdü, obaya ffeldi: «Siz de beni bagışlayın.» â«y« ba&ırdı. «Çok taznnnzn ekmeÇinizi yedim, helâl edin.» Sonra sürdü, Süleyman Kahyanın yanına geldi. hemen elini aldı öptü. «Hakkını helal et, baba.» dedi. «Beni de bağışla.» Atını doldnrdn. Atın ayaklarından çamurlar ta sağrıya kadar fjşkırıyordu. Oba onun arkasından yıkılan, nçnp giden son bir uraut gibi baktı. Tağrour ya^ıyordu. Koyn. yo^nn, sel gibi bir yağmur. Ayak büeklerine kadar çamura batıyorlar, çobanlar çok yavaş yürüyen koyunların yandaki yeşil ekinlere taşmamaları, başlarına bu yüzden belâlar gelmemesi için nğraşıyorlardı. Dar yolda koyun sürüsü arka arkaya sıralanmış turna katarlarına benziyordu. Göç çok uzamıştı. Bir ncu ta arkalarda, Payasın berisinde, bir ucn Erzinc doğru... Kadınların sırtlarındaki, develerin, eşeklerin üstlerindeki bebeler ağhyorlardı. Kısılmış, ağlamaktan yorulmuş sesleriyle... En iyisi TİFFANY JONES B tR DE otostop yapan kiçinin duruşu çok etkiliyor sürücünün kararını. Yolun kıyısında uzanıp bacaklarmi da rahatça havaya cTikerek özel sürücüsünü bekler gibi otostop yapacağma inanan kişiler uzun süre dinlenmek zorunda kalıyorlar bu durumda. îşi bitmiş bir şekilde çantasınm üzerine yığılıp kalmış bir otostopçuya sürücü de pek acımıyor. En iyisi bütün yorgunluga karşı koyarak ayakta durmak. Alışılmamış duruşları denemek de azçok ilgi çekiyor. Yol kıyısındaki bir duvann tepesine bagdaş kurarak geçenlere el sallamak, iki arkadaştan birinin diğerinin omuzlarına oturmast, veya d"eğişik bir müzik aracı çalarak arabaları durdurmaya çalışmak oldukça etkili oluyor. L Bütün kny sabahlardan akşamlara dek diidük sesleriyle çmlıyordtı. tTzun, kısa, dilli dilfiiz diidükler, sipsiler çocukların ellerinde, çocuklar durmadan çalıyorlardı. Ta şafaktan cece yarılarına kadar. Her çocuğun, kız olsun erkek olsun, çlindc bir düdük vardı. Kerem Hasana, nteki sevdigi, ilk karşılaştıkları çocuklara d ü dük çalmayı nÇretivordn, Onlardan da türkiiler ö&reniyordu. Bu köyün insanlan ne kadar çnk türkii, ne kadar çok agıt bilivorlardıî Kprem hayran kalıyordu. Çoruklar Koremin Yörük olduğunu hiç kimseye söylemediler. Büyük ffizlerini kutsalcana büyiiklerden saklayıp, Keremin yöresînde kenetlendiler. Kerem köye geliş sebebini yalnız Hasana açtı. Artık biliyordu ki Hasan güvenilir, yigit bir adamdır. Hasan bu işte kendisine yardım edebilir. Hasan ona dedi k l : «Sahini çalmak kolay. Kolay ama bu Nurî Onbaşı v a r ya, ötlü kopuyor. Sabahlara kadar uyumaz. Eli tetikte bekler. Bn Onbaşı var ya, adamları çok dövüyor, bir de kaçakçılara o r tak, onları da, ortak olmayanları da vuruyor. Kaçakçılar da onu öldürcccklermiş. O da korkuyor. Nasıl eder de şahini çalarız? Hele sen dur.» Hasanla ikisi günlerdir şahini çalmak için hir akıl düşünüyorlardı. Düşünüyorlar, bulamıyorlardı. Kerem, JVÎuslunun hostanındaki saelam su geçirmez, ev gihi alaçığında kalıyor, çocuklar ona bol bolamadı yiyecek taşıyorlardı evlerinKerem Yalnızagaç köyüne yerleşti... den. T u m u r t a , peynir çetirip ondan bir düdük Yalnızağaç köyünün demircisi Sadi ahyorlardı. Anaları h a h a l a r ı : «Bn düdükleri kim Demirtoku tanıdı. Onu dükkâmnda yapıyor size?» dediklerinde, «Hasan yapıyor,» sabahlardan akşamlara d"ek seyredidiyorlardı. Hiç sürçmeden. Hep bir ağızdan. yordu. Sadi Demirtok pulluk demirleri «Hasan bir çingene çocugundan ögrenmiş. Bir dögüyor, traktör parçaları yapıyor, ofrenmis, bir ögrenmiş... Çalmasını da öğrenkamyonlar, biçerdöverler, batoslar miş. Düdüklere dil döktürüyor.» (Arkası var) HHUHIIU HIUHmilHMIIMIIHfHI•«••••••«•• 27 «Bulunduğun yeri söyle... Hemen koşup geliyorum... îstediğin parayı da getireceğim tabiî.. Ama sen sakın buraya gelmek hevesine kapılma... Mutabık mıyız?..» «Bulunduğun yeri söyle..» diyordu. En iyi arkadaşımdı sözde... Ve sırf benim iyiliğimi düşündüğü için buluntfuğum yerin neresi olduğunu polise bildirecekti... Bundan emindim. cBroadvvay ile Seksenaltmcı Caddeyi birbirine bağlayan köşenin başındayım...» şeklinde cevap verdim ve telefonu kapadım. ALTINCI BÖLÜM Merkeze doğru yönelmiştim. Cebimd"e sadece on sent vardı. Metroya binebilmek için ikinci bir on sente daha muhtaçtım. Sokak ortasında bir adam daha çevirip ondan da para istemek işime gelmiyordu. Yola, yürüyerek devam ettim. Sekizinci Avönü'nün Otuzüçüncü Caddeyle birleştiği noktada durakladım. Biraz ilerd"e bir sürü gece lokali sıralanıyordu. Daha ziyade Yunanlılarla Arapların işlettiği lokallerdi bunlar... Kalabalık ve trafik caddenin o kesiminde adamakılh kesifleşiyordu. Kaldmmlar tıkabasa doluyd*u. O tarafa yaklaşmanm dogru olmadığını düşünerek Yedinci Caddeye yöneldim. Village'e kadar yürüdüm... Burası da kalabalıktı... Ama ben biraz önceki kadar endişeli rfegildim artık... Yava? yavaş bazı şeylere boş vermeğe başhyordum. Yol boyunca hep gerekli parayı nasıl ve nereden bulacağımı düşünmüştüm. Vakit kaybetmeksizin çözümlenmesi gere CIKMAZI Yazan: t . BLOCK Henüz acıkmamıştım. Yorgunluğa benzer bir şey de hissetmiyordum... Fakat kısa bir süre sonra acıkacak, aynı zamanda yorulacaktım da.. önlen mesi lmkânsız bir zorunluktu bu... Bir şeyler yiyerek karnımı doyurmah, yatacak, dinlenecek, sığınacak bir yer bulmalıydım. Bütün bunları ancak para karşıhğında sa^layabilirdim. Çeşitli imkânlar mevcuttu tabiî bu bakımdan.. örneğin biraz önce kendisinden para istediğim adamın dedikleri... «önce insanı bir güzel ikna ediyorlar sonra da merhametsizce soyuyorlar...» demişti. Aynı şeyi ben de yapamaz mıydım sanki?.. Başlangıçta tuzağa düş müş görünmek, arkasından t.uzağa düşürmek... Ama hayır... Bana göre değildi bu... Beceremezdim... Yüzüme gözüme bulaştırır, başıma yeni bir dert daha açardım. Buna mukabil daha tehlikesiz, daha kestirme bir yol vardı. Kişisel denemelerime dayanarak bunu pekâlâ uygulayabi lirdim. Yadırgama duygularına kapılmaksızın başarabilırdim bunu... Endişe ve tereddütlerlmin tümünü bir yana bırakarak, düşüncelerimi sadece bu yönde seferber ettim... Sonra da yeterli bularak belirli bir noktada vaz geçtim... Ve işin tuhafı Robin'i düşünmeğe başladım birdenbire. Kesin biı gerçek rardı ortada. Onu ben öldürmemiştim. Kaatil başka biriydi. Bu başka biri, her kimse, suçu bütün ayrıntılan ile benim üstüme yıkacak sekilde gnrmüştü işini Difier bir gerçek de $u ıdi. Ben, kaatilin gelişi güzeJ seçtiği bir kurban değıldım Plânını noksarsız olarak uygulamak. benim de kuzu kuzu tuza£a düşmemi saglamak IÇIP hazırlıklannı noksansız bır şekıi de oluşturduğu muhakkaktı El biselerimı kana bulamış, saatimi ve cüzdanım] da çalmıştı. Bundan maksat süratte kaçmamı önlemek olsa gerektı Cınayetin bütün ayrıntılarını büyülc bir dikkat ve titizlikle hazırladığı da ilk bakışta anlaşılıyordu... Bu defakı olayın da tıpkı tıpkısına Kvan.aeline Grant olayına benzemesıne özellikle itina etmıştı Robin'in gırîlagını parçalayan bıçak tıenım da kendimı bilmevecek kadar sarhoş olmam bu ayrıntıîarın başinda gelıyordu Netice: Robın ın nunharca öl dürülmesı bır sonun başlangıcı olmuştu. Genç kadın, doğrudan dogruya beni sanık durumuna düşür mek amacı ıle katledilmıştı. Ben kıyasıya ıçmış. sokaklarda dolaşmış. Fiobin'e rastlamış, pazarhk etmış. onunla anlaşmıştım. Bütün buniar olurken kaatil peşimdeydı oeni adım adım tzliyordu. Kendinı soster meksizin ve gölgede kalarak Tesadüfün Robin'i karşıma çı karması genç kadın için bir şan: sızlık olmuştu... Buna mukabil benim korkunç bir düşmanım vardı. Kimdi acaba bu korkunç düş man? Kim olabilirdi?. Tann a» dına kim?.. Son sıgaramı da yakıp nef©si hırsla igime çektim... AYLÂK MUSA Otostop karşılaşılan tehlikeler yönünden ele alınırsa bu otostopçunun araba durdurmadaki şanslıhğıyla ters oran•tıh düşmektedir. Birlikte otostop yapan iki erkek için çabuk araba durdurma şansı ne kadar azsa tehlikesiz yol alma şansı da o kadar çoktur. Tek bir erkek otostopçu için de fazla tfeğişik değildir durum. Otostopçunun, bindigi araba sürücüsü tarafından soyulması veya sürücüyle istemediği herhangi bir ilişkiye zorlanması arasıra raslanan durumlardır. Bir kız bir erkek otostop yapıyorlarsa tehlike olanakları daha fazladır. îki kız otostopçu için gittikçe artan bu durum yalnız bir kız otostopçu için en son dereceyi bulur. Her an gözünü kırpmadan yolu izlemek, sürücünün davranışlarını kollamak, bindiği arabada hiçbir zaman uyumamak ve geceyi nasıl, nerede geçireceğini düşünmek zorund'adır. Eğer birkaç kez de güçlüğe uğramışsa bundan sonraki sürücüler ne kadar güven verid davranırlarsa davransmlar hep dikrn Ü7prindp oturur valnız lfQ!
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear