25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DÖRT: CIJMHÜRÎYET 20 Mart 1971 = İUDUR HİKÂYET OL KARA SEVDA ÜÇÜNCÜ YAZI saklar köyünde siyasal dıırıım HAZÎRAN 1968 Muhtar ve îhtiyar Heyfcîi Seçim SonuçUrı, iki sandıkta şöy!P; Spçmçp sa>Mitı 53*. oy kuilanart SfÇtntn 474.. Yani nedenkrle sandlk fcssşına yen en kiçi var. Geçerli oy jayjşı ise 456... 12 Ekim 1969 MilletvekiIİ sfteıminds de seçmert sayssı 10 kişi artmiş. artnmş »m» bu kelii 284 kişi ny kullanmış! Gerprli oy sayıcı da 270. AP'ye 43. CHP'ye Ifi3. GP'ye 54, RP'ye 3, MP'ye 2, MHP'ye 3S, TÎP'e 9, YTP'ye de î oy çıkmış. Devlet îstatistik Enstitüsü bu 100 haneli, 1040 nüfuMu köye aıt ekonomik istatistikleri yapmadı ama, yapılmasına da gerek yok.. tsaklar unutulmuş, dağların dfnrugunda unutulmuş bereket«z bir kb'y.. îsaklar'a yakın bir köyde blr ozanm türküsürıden akhmda kalan, «Başı boz dumanh dagiarın ardında kaldık» dediği cinsten, başı boz dumanîı dağların ardında kalmış bir köy.. Kasabalarla, yolsuzluk necfemyle jlgisî ilişkisi pek yok. Köyde denizi gb'rmeyen rsice kişiler var, oysa deniz büemedin yüz kilometrç ötede, koca derya!.. îsaklarm biraz ötesinde Kinlormanlan var. Halk, taş 2 lann arasinda buğday ve nohut üretıyor, bıraz da hayvancıhk var, îsskSar'in bağh buHtnduğu fiiilnar ilçesinin de bağh olduğu îçel İH yer y«r, bçreket tan nvasmm cömertliğine uğramış dağiarla, deniı^erlp, ormanlarla, topraklarl» bezenmiıj... Cezaevleri îçel mahkum var. 12 1S yaşiarındt (7), 16 18 y«şlarmda <35>. 19 21 yaşlannda {85), 22 29 yaşlarında (213); 30 39 yaîlarında (278). 50 59 yaşlarında (141), 60 64 yaşlann'da (18). 65 ve daha fazla yaşlarda 10, 1 tane de yaşı bilinmeyen mahkum... Bu 832 mahkumdan 164'ü, Ilkokul, 2 tanesi ortaokul, 1 tanesi de meslek okulu mezunu.. Okuma yazma bilmez adedi 239. bilınmıyeni 24.. Yine 832 mahkumdan 825'i îslâm, 208'i bekâr, 595'i evli, 645'i arazi, orman ve kanunsuz balık tutma yüzünden mapus damına düşmüş.. îsaklar köyünden bir haylî kişi var mapus damlannda. •ŞAKLAR'IN zulmü k'endilıe.. Yabancıları elleyen yok. •Birbirine biüşik, tamamen taştan, üzerlerı toprak örtülü, herbirinde kocaman kocaman loğ'lann bulundugu bu evlerden hangisinin kapısıns çaisamz bir lokmalîk nafakaîanm sizinle payiaşîrlar.. îstediğinjz kadar îazla kalmayacağım deyiniz, üç beş baş hayvamndan birisini saç kavurması ederler Ne var ki ellere böyîesine comert insanlar, kendilerine sadece vurma yönünden cömert nedense!. Adı çskmış 61 sebepten. ebe pelmiyor, gezici nakiş dikis öpretmeni pelmiyor, gelenler de dedikodudan hemen $ıv!şıyorlar... Nç diyordu damrin var jymuz îsakSardan bir «Bir ebeyc îhtiyacımız hi de ffezicî köy nakıs dikiş hocanımınii" Bi öğretmen oisa eyi «lur, kı^larımjz kadınlarimız çol«k çocnğun üstünü ha.şını dilcri dikrr mcselâ, yani.. kimse gelmJyor buraya. ne « * •tikse, ne yaptıksa naflle yani.. Adı çıkmıs bjr kre meselâ...» Bi nakıs Hıkiş hocnmmı fîehe kftdmlar kızlar. bebelerin ustunu haMnı kcnriileri dikecek yani. tsbiî pırtı mırtı^ parasmı denklestîrirse meseiâ. yani.. hana bakm, sizin bnrda Ynprak k»t, köyü doyuracak birimde de dcÇil." havvancılık mavvancılık vapıyorsımuz. pHrdiim, hiraz mal var... Şimdi buranın mcselâ en zcnçininin kaç parası vardır?» «Böylc zaten böyiik zengm yok b'izim buralarda..» «Mcselâ yani?» ,En zengininin eili bin lîra parası yok yani, zaten, köyde böyle bir tanp iki tane şahıs var zaten başkara yok..» Ve îsaklar'ın en fakirinin d'i. rumunu da şöyle açıkladı Muhtar: «En fakirinîn durumu? Kendisini zor idare pder, edebiiiyor çahşmasıynan yâni.. Bütün çoluk çocuk yâni...» « Bir ses var makinadaki <ıeritte, cftyor ki: «Buralarda çok dabanca f.lur, neden muhtar bu tabancalanmak?» «Herkes namusunu için tabanca taşır.. Onbtf yaşmı geçince taşır...» Ve haber saidî Kebi EhHz Kadir Şahin'e... Kadir Şahin ön ce verimkâr olur, sonra konu komşu kanşır işe, Kadir Şahin de vazgeçer!. Nebi üzülür mü. ssnsnm. Bir yürek de onda var, atan, tıkılayan, yine samnm, seven.. Aylardan Nisan'dır, bahar dahn patîamaz Toros dağiarında ve takvimler 15 Nisan 1969'u gö?tcrir. VP O sünr> ait bir zabıt varak?..= ı yazılır: Zabst varakası «15.41969 tarihinde Gülnar üçesinin tsaklar köyünden >!«s. tafa ofciu VMH doğumlu. katillik ten sabıkalı VP ruh hastalıe;ına müptchı ve meşrutcn tahliye edilmiş »!an Fatma'dan nlras. bçkâr Nebi Ehliz admdaki şahts, tsaklar köyünden Kadir Sa huı admdaki sahsm 18 ys?ındaki Rahime Şahin'i evler.mek va diyle olaydan bir müddet evvrl istetmesi ve red ccvahı alınca kızm babasına kızan Nebi Ehliz kızı alatr.ayıııca kin ba2:laması ve bunlardan aeısını çıkarmak için yine pvvplce kendisine ait olan iarlayi sataralt 1952 imal tarihli S222S nnmarah 7.65 çapsn^aki tahancayla miktarı iesbit edilemeyen ve bu tabancada knllanılan mermi almıs ve olay çünii sanık, Eniste mi mevkiine giderek hasmı olan Zaim oğlu 1327 dogıımlu Kadir Şahin'i. yukarda b;ılısi ceçen ta bancayla vunıp silâb sesino Rahime Şahin gelinc" ona da a. tes etmiş ve yaralaımştır. lîıından sonra kb'yp çelpn Nebi Ehliz. sırasıyla köv içprisinde ve tarlalarından knve gelen tsaklar köyiind*»n Mostafa kızı fiO yaşlarında dııl Ayşc Armut RPkir kızı 23 yaşlarında Ayse Kalci, fhrahim kızı 40 yaşlarında Fındık Cöker, Mchmet oglu 13S1 rîoeıımhı VPIÎ Rıçnk. Daviıt ogliı lHlfi dogumiu Ali Çcsme ve Durmus Ali Karakus ile B;ıki ojln 1930 do&umlu Ahmet Var ile bu sahıslardan cvvel veya sonra Mehmet kızı fi5 yaşlarında Nefise Gök. thrahim kızı fifl yaşlarında ümmii Şahin. Kadir oâlu 1931 dngumlu Ali Tamnn. Zaim kızı 35 yaşiannda Merycm Elmalı'yı vıırarak, bunlardan: nurmus Ali Karakuş, Ali Çesme, Nefise Gök, Ayse Falcı, Ayse Armut, ümmü Şahin. \ > M Bıçak admdaki şahısların ölümüne sebep oluvor. Olay bıı sekilde cereyan ederken silâh sesleri Îsaklar köyünün içinde bulıınan knrakolundan du.vulunca Karakol Komııtanı I'zatmalı Çavtış Ahmpt Demiralav, karakol nöhetrisivle silâhlanıp silâh srsinin sfpldiî^i tarafa çiderek olay yerinde yukanda Desen: Orhan PEKER adı gecen Npbi Ehlit'i elinde tabanca. tarlalarından köye gelmekte olan yukanda adlan yazıh maktul ve yaralılara rasc;ele ateş etmesini görünce ay nı karakol erlerinden olup, Taşoluk köyünden vazifeden karakola avdet rtmekte olan pr Cemal Orhan VP ömer Ka ramfhmet adındnki erlere Gülnar'dan köve gelen ve köye gelen yolun içinde pusu kurarak âniden önüne çıkmasıyla tabancayı eıierin üzerlerine doğrultup sanık maktul Nebi Ehliz «Ar. kamza bakmayın, doğru gidin, Sizi annpnize babanıza bagışl»yorum» demesi üzerine. devriyplere elindeki silâhı tehditkâr bir tarzda yere ates ediyor. Buradan geçtikten sonra hırakıyor, rasgele ateş etmesi üzerine karakoldan gelen devrîye. Nebi Ehliz'e tabancasını hırakması ve teslim olması ihtarını yapıyorsa da aynı şahıs devriyplerin üzerine ates açması üzerine. devriyplerin ikaz atıslarına da riayft etnıediği görülünce rararsız hale getirmek isteyen bu sahsa silâh kullanılnns fakat üzerine silâh atılmadan biraz önee yanında bulunan Nefise Gök'ü de tabancayln vurunca etrafı jandarmalarla çpvrili olan sanılç yalcalanaca^mı anlavinca elinde bulunan silâhla başına ateş etmiş ve yere düşünce devriyeleri aldatmak bakımından yalan yere yattıgı anlasılmamıs olduSundan müfreze tarafından ates edilmiş ve müfrezede kimin tarafından vurulıîugu anlaşılmamış olduguno, sanık yere yattp kalkmayınca yaklaşılmış, basmdan ve sol tarafından aldıjı kurşuniarla öldü£ü görültrtüş, yani basında sanık tarafından vurulan Nefise'nin de ölmü? oldu^u görüldüÇünü olay sırasıııda sanık ve maktul tarafından yaralanan yukanda açık kimh'kleri vazılı Kemal Aydın, Kadir Sahin, Rahime Sahin, Ahmet Nar, Ali laman, Rahime Faman, Ahmet Gök, Fındık Cöfer ve Meryem Flmalı adındaki şahıslarla ilçe merkezinden temin edilen vasıtalarla tedavflcri için Gülnar'.ı sevkedildiklerini maktöllerden Veii Bıçak isimli sahssn ölmeden evvel îfadesî alınırken kendi'îinin tsaklar kövünden Osniün oSln 1931 doSnmlıı Fadimeden nlma, IMiıstafa Kart tarafından vunılduSuntı beyan etmesi üzerine sanık aranmıs ise de firar etmis oldu£a anlasılmıs. olav sırasında çavııs, 9 mm. çapında G 44 179 nolu sten tabancayla 15 adet mermi sarfetti*i, er CemaJ Orhan tüfegiyle 2 adet mermi sarfetti^i. er fimer Karamehmet 5 adet. er Mehmet Şahin 4 adet mermi sarfettikleri...» Y kara sevda İsaklar köyünün yeni ilkokulu ve toprak damh evlcrl Konu ve resim: ıl BA$PGLÜ 1TUNADAKIHAYAIET E DE KÖTÜN en fakirlerindpn birisinin oglu Nebi Ehliz. on nnhcş yaşlarındayken köyden birisinin tokodı. nıypcîi. verdiler eline bir taVıanc.a. akîı evveller, Nebi de dan diye vıırdu kondi^ine tokat atam. ilk ker. brtyle bulaştırdı c'lerini başkalarınm kanına.. Nebi'nin anasmın babasının topragı neyim ynk mıı vnk, ken dilerîni zor idare cdiynriar çahşmaynan yani başkalarınm topragında çoluk çocuk yâni... KÎmse kimseye acimıyor,' nç dovlet halka. ne işi tıkınnda, halk da başka halka. insanlara. Zaten acı^a nn olpcak? Acımaynan düzelir mi bu işlcr? Düzrlmez. Herkes kızıyor birbirine, herkes kızıyor, devran " r^evran, almlara bu yazıyı yazanlarda da ar dnmarları çatlarmş mı, çatlamış!. Ve Nebi Ehliz, küçücük cep dffterine bir tabanca resmi yaptıktan sonra altına yazmış eğişbücüş yazısıynan: «Merhamet etmeyene, merhamet edilmez...» Sonra arka sayfasını çevirip yazmış şunları: «Sabır selâmettir fakat uzun süre sabır da ruh hastalıeı yapabilir, bu hastalığm da tedavisi mümküıısüz » Dagıtmış kendini şunları da yazmış: «Şu köse yaz kösesi, şu köşe kış köşesi. badanalamah mı, badanalamamalı mı... Gasım 1968... 23 cumartesi 24 pazar, 25 pazartesi, 26 salı. 27 çarşamba, 28 perşembc, 29 cuma, 30 cumartesi.» îşte Nebi Ehliz'in yazın hayatından kalan yazılar, mapus damındTa yazdığı.. V ARIN Tesbit tutana^mda neler var? EFSANESİ 35 «Bunlar Aydınh Yörüğü» dedi. «Bunlann hiç toprakları olmaz. Herkeslerin toprağına konarlar göçerler. Herkeslerin ekinlerini yayarlar. Adam da öldürürier. Karakollarda da hırsızlık yaptıklarından ötürü, hunları öldüre öldüre clövcrler, parça parça edeıler. Avratlarını da ellerinden aİjrlar. Bunlann mezarları bile olmaz. Babam öyle dedi. Bu Yörükler, dedi, mezarsız millet...» Sarı kunduralı: «Yalan» diye dikeldi. «Senin baban zaten hep yalan söyler. Mezarsız millet olmaz. Olamaz. Karakolda Yörükleri çok döğüyorlar, onlar kimsesiz de ondan. Onların hükümetleri de yok da ondan. Yaaa... Onların mezarları yok da, nereye, nereye, nereye gömüyorlar ölülerini?» Öteki çocuk: <cOnlar ölülerini kayaların haşma hırakıyorlar. Yüce dağlardaki kayalıkların, kartallar yiyor ölülerini... Babam öyle dedi işte.» «Senin baban bilmez. Senin baban bizim trak törü bozdu. Hemi de benim gözümün önündc. O, hiç bir şey bilmez. Benim babam da onu işten attı. İnsan hiç ölüsünü hiç kartala yedirir mı?» «Yedirir» dedi öteki çocuk inatla, bozulmuş. Keremin çakısı elden ele dolaşıyordu. üçtaki küçük çocuk: «Bakm, bakın» diye bağırdı. «Kıb kesiyor. Kılı, kılı, kılı...» Şaşkınlıktan gözleri büyümüştü. Teker teker, çakıyı alıp kılı kesip kesmediğini denediler, kesiyordu. Kereme saygıları arttı. Uzun boylu çocuğun konuşması Keremin ağrına gitmişti. «Bizim mezarımız olur. Ama biz, hir yerde duramadıjpmızdan ölülerimizin mezarları nerdedir, bilemeyiz. Bizim obada hiç kimse de hırsızhk etmez. Ama karakolda nedense candarmalar bizi çok döğüyorlar. Üç gün önce de Deli* ho^ada bizim obajT yaktılar. Herkes, dedem, aı>am, kardaşlanm, cayır cayır yandı. Atlar. eşekler, koyunlar da yandı. Çocuklar da yandı. Ceren de yandı. Çadırlar da vandı. Köpekler de yandı. Bir ben kaçtım da kurtuldum.» Çocuklar sustular, gözlerine yaş doldu. Nerdeyse ağlıyacaklardı. Uzun boylu çocuk: «Bana küsmedin ya, dediklerime?» Kerem: «Küsmcdim» dedi. «Benim babam herkese kızıyor. Kızıyor da böyle sözler söylüyor, değil mi Hasan?» Sarı kıınduralısının adı Hasandı. Hasan: «Öyle,» dedi, «ama babam diyor ki o körü blı adam değil. Demek sizi yaktılar, öyle mi?» «Yaktılar,» dedi Kerem. «Kül oldu bütün oba.... «Sen ne yapncaksın şimdi?» dedi Hasan. «Bilmem,» dedi Kerem. •Adın ne?» diye sordu uzun boylusu. «Kerem,» dedi Kerem. «Benim adımı önce Hay. dar koymuşlar, »onra anam Kerem yapmıj. Yandı gitti anacığım.» «Şimdi sen nereye gideceksin, ne yapaeaksın?» dedi Hasan yeniden. •Hiç bilemiyorum,» dedi Kerem. «Ne bileyim ben. kimim bimsem kalmadı ki... hepsi yandı.» «Yandı,» dedi uzun boylu çocuk. «Çok yazık, Bir başına kalmak kötü.» «Yandılar.» dedi Hasan. (Arkası var) Karacaoğlan der ki DIŞİ BOND ARACAOGLAN, bu dagların çocuğunun bir deyişi var, «Gittim padişahtan ferman gctirdim, herkes sevdiğine sarılsın deyi» Nebi Ehliz de ilk adam vurup, kemik veremi olup çıktığı mapus damında, îsaklar köyünden Kadir Şahin'in kızı Rahime Şahin'i düşlemiş.. Aracılar koymuş araya... «Burada, gerçi şimdi Ocak ayının son günleri, hava günlük güneşlik, ama iklim serttir değil mi?» «Evet efendim çok serttir, yılda bu zamanlara burda hemen hemen bir metre kar olur, fakat bu sene yıllar çok iyi gidiyor. Bu sene iyi havalarm iyi olmasmdan iyi şimdi yani..» «Sizin şeyler nasıl olur burda, düğün âdetleri yani, kız isteme alma falan? Başlık falan yani?» cDüğün âdetleri? Burda başlık alıyorlar..» «Kaç kayme başlık yani aşa| ı yukarı?» «Bir iki bin lira alıyorlar başlık, ondan sonra kızı veriyor adam da düğün yapıyor alıyor..» «Yani şimdi sen üç kelimeylen damadı soktıın gerdeğe, vani diyorum ki senin bir oğlun var, bi kız isteyeceksin yani, nasıl haberleşme olur meselâ? Nasıl ister, kimden ister?» «Bir adam buluyor komşusundan.. Allahın emri üzerine kızını istiyor, nişan koyuyor kızına» «Nasıl nişan konur meselâ?» «Nişan koyuyorlar, bazıları m^ejselâ yüzük alıp takıyorlar, bazıları kend"i geleneklerimize göre yani bir iki kat elbiseJik alıp o kız sahibinin evine bırakıyorlar o sebeple bir iki ay, nihayeti hir sene aralarda kalıvor, durduktan sonra tekrar bi sene sonra dügün yapıyorlar... Hplini alıyorlar..» îsaklar'da dügün yirmidört saat devam ediyor, davullan, zurnaynan.. «Bizim buralarda jip mip olmadığından atla alımr gelin, silâh atılır atılır ama zabıta var, olmasa çok atılır.> «DöÇfın falan var diye göz ynmmaz mı?» R / TİFFANY JONES 18 Yine lüzumsuz gevezeliklere daldım galiba... Zaman zaman asıl konudan aynlmak, uzaklaşmak zorunluğurm duyuyorum nedense. Sinemada, derinliğine gömüldüğüm koltukta ilk hatırladığım şey, diğerlerinden farksız bir günün başlangıcıydı. Evet, diğerlerinden farksız bir gündü. Erkenden uyanmış, güzel bir duş yapmış, traş olmuş, arkasından da giyinmiştim. Daha sonra sıra kahvaltıya gelmişti... Bir bardak portakal suyu, iki fincan kahve, biraz tereyağı ve kızannış ekmek. BU ayrmtıların önemsiz olduğu meydanda... Fakat hatırlamaya başlamışken belirtmekte bir zarar olmasa gerek... Kahvaltı faslından hemen son ra evden çıkmıştun. Sırtımda, ertesi gün Maxfield otelinin "402 nnmarah odasmda kana bulanmış vaziyette bulacağım elbise vardı. Yürüdüm ve gittim... Nereye mi? Umuml kütüphaneye değil... Hayır... Parka mı?... Parka da değil... Biraz düşünmem lâzım galiba?.. Tamam... Bu noktayı da hatırladım... Times Square'a dogru »! *i* •! . *** *î» 'f ÇIKMAZI Yazan: L BLOCK yürümüştüm... Hava gayet güzeldi... Ne fazla sıcak ne fazla serin... Ilık... Bir vasıtaya binmeksizin Times Square!a kadar yürümüştüm... Acelem yoktu... Ağır adımlarla, etrafıma bakmarak yol ahyordum... Gideceğim yere öğlene doğru varmış olacaktım.. Belki de bir kaç dakika geçmişti öğlen vaktini... Ya sonra?... Hemencecik içmeye başlamış olamazdım... Tuhaf şeydi doğrusu... Bu noktayı niçin hatırlıyamıyordum acaba?... Kendi kendime hayret ediyordum. Ha. evet evet... Kırkikinci caddeyl boydan bo ya yürümüştüm... Kitapçı dükkânlarınm, barların ve dükkân ların vitrinlerini seyrederekten.. Böylece Sekizinci Avönü'ye kadar gitmiş, ayni yoldan ca dön müştüm. Şimdi her şeyl gayet 1 ^ ha31 tırlıyordum... Uzun, yonıcu ve hedefsiz bir gezinti olmuştu OLUM bu. O günkü gidiş gelişlerim sırasında kendi iç dünyama eğilip ruh durumumu kurcalasaydım, söz konusu gezinin hedefsiz olmadığı sonucuna varacak tım muhakkak. Çünkü bu, Kırk1 ikinci caddeye kadar ilk uzanışım değildi. Daha önceki gün lerde de ayni şeyl yapmıştım kaç defa... Evangeline Grant'ı öldürdüğüm tarihten önceki dö nemlerde de oraya kadar git> miştim... Sebep gayet basitti: Kafayı çekmek... Sarhoş olduktan sonra da bir kaldırım dilberi bulup durumu ayarlamaktı. Kitapçı dükkânlanndan birlnin vitrininde yan müstehcen bir sürü kitap teşhir ediliyordu. Bunlann yanısıra son derece ağırbaşlı iktisadî eserler de görebilirdiniz. Açık saçık kitaplann isîmleri daha dünmüş gibi aklımda: «Günaha Giden Yol», «Herkesin Kadını», «Bir Fahişenin Itirafları.» (Arkası var) «Yummaz..»
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear