Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet BASIN AHLAK YASASINA UYMAYÎ TAAHHÜT EDER Sahibi: Cumhunyet Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.Ş. »dına NAZtME NADt * BÜROLA GÜNEY ÎLLERÎ: ANKARA: AtatOrk Bulvan Tener A p t Yenisehlr Tel: 120920 129544 T«l: »1230 »470» ABONE ve tLÂN Senellk « Ayhk S Ayhk 1 Ayhk 150 80 44 13 A<U Posta Ynxt D ı » 288 144 24 Sorumlu Yazı îşleri Müdüru : OKTAT KURTBÖKE Basan ve Yayan : CUMHURÎYET MATBAACILIK ve GAZETECÎLÎK T.A.Ş. Cağaloğlu Halkevi Sk. No. 3941 t Z M t R : Fevzlpaşa Bulvan Aljarojlu îshanı Kuruköprü M aokak No. 40 • ADANA Tel: 4550 3934 Bashk (Maktu) »00 U r a * üncu u y i a (SUnttad) BS 2. v* 7 nci «ayf« (Santlml) 80 4. 5. 0 ncı sayfa (Santiml) 75 Niçan, Nlkah, Evlenme, Dojura 100 Ölüm. Mevlid. Tesekkür 23 ÜncO (8 Cm) 150 Ölüm. Mevlid, Tejekkür (5 Cm.) „ 100 SAYISI 50 KURUŞ 4 Amerikalı (Bastarafî L. sayîada) Geceki arama Kaçırıian dnrt Amerikahnın «erbe?t bsrakslmaSarından sonra elde edılen hilgiierle Ankara Emniyet Müdurlüğü ilgililcri AmcrıkahUn kaçırdskları s (in üzerinde taksi kiralanmîşhr. Ankara dışından getiriien toplum polisleri ise şehir içinde devriye gorevi yaparken Ankara' daki topîum polisleri de sivil ekipiere yardımcj oîmaktadır. Nijlî Piyango dün cekiltiı Miiîî Piyangonun 9 Mart 1971 çeküişinde ikramiye kazanan numaralarm tam listesi, şöyledir. 320555 numara 1.000.000 U r a 237536 numara 300.000 Lira 116946 numara 100,000 Lira 1647?2 numara 100,000 Lîra 399689 numara 100,000 Lira 40.000 Lira Kazananlar 043922 084720 11Ö784 158084 250559 274545 333526 349741 3R4885 377698 20,000 Lira Kazananlar 024475 035718 0481>fi3 055756 067587 070060 070979 Ü8'W75 0965 30 098885 106573 113417 113640 145766 148053 248351 316305 317217 328484 356397 10.000 Lira kazananlar 004181 012105 022428 026259 036275 038057 039602 041162 059866 062782 064845 088398 099774 103393 111757 118170 126099 148890 169870 174998 181343 193912 208072 234570 240622 257535 263800 277828 278367 290802 292461 298356 299965 313140 321505 325:253 325505 330339 338058 339841 349483 353330 353778 373942 374285 379146 383065 386945 395014 397272 4.000 Lira Kazananlar 001145 005670 005994 006341 008533 010904 011324 011600 013073 013462 019035 019845 020578 020680 020996 021911 022404 023142 023256 023969 026874 027675 028742 029124 029661 031780 033875 036452 037748 040032 040600 040646 042179 043179 044952 044977 046389 046581 049311 049H34 052247 053210 053581 055087 060662 063912 073782 075471 076061 08010!) 082277 083146 003704 084113 084575 084813 085098 085668 086856 087451 090330 091094 094519 098145 099130 100630 107687 107817 108649 110088 115992 116356 117552 120728 120976 120555 130893 132668 139911 145054 145174 145416 146913 146935 149343 153694 155143 157326 158404 160908 165003 165575 166686 167148 169213 171101 173196 173372 175000 179175 180733 181198 181291 184492 185308 18SK77 188811 188981 189015 1891H9 19044li 19054ü 192531 194756 197173 107382 200014 203088 213325 2 3 i » 1f;8 213944 214790 218444 219000 219213 219303 222426 223010 224503 226541 228990 2296C5 230432 231330 23^16 2Ü5Uİ3 243198 240691 243847 24tiO39 246176 25U329 231788 256295 258403 264872 271329 27178.'] k'79526 282S8L 284220 285083 28527,] 286937 2882:;4 28SX:>9 2992^2 301894 304126 30VII09 31142ü 313220 320757 324170 323831 328158 330871 334854 345971 348132 350428 356863 358458 359979 360025 360775 361804 362837 363087 367746 372968 376363 376765 377788 379812 380499 380570 381500 382925 383860 388237 388545 391407 391539 392S66 393539 393924 394723 396844 399441 Demirel (Rastarafı 1. sayîada) kararmış» kişiler olduğunu öne sürmüş, «Bunlann kafası kanunlara çarparak parçaîanacaktır» şeklinde konuşmuştur. Grup toplantismda 4 Amerikaîınm kaçırılmasmdan bu yana cereyan eden oîaylar hakkmda bilgi veren îçi.şleri Bakanı MenteşeoSlu is«, ODTÜ'ni «Şekavet yuvası» olarak nitelemiş, aşın S İ komüO nist ve Leninist bir strateiinin Türkiye'ds uyiîulanmak istendiğini yine tekrarîamıştır. CHP Küçük (Bastaraîı i. sayfaâa) grtıpîardan değil, iktidann ve bazı çıkar çevrelerinin teşvik ve desteği ile gelîşen aşın sağcı grupîardan da geimektedlr. Kı« rıkhan ve İslâhjye olayları, bunun son örnekleridir. Aşın sağın resmî himaye görmesi, aşırı soldaki tedhişçilikleri de arttıncı bîr etken olmakta, en azmdan bu tpdhişçiliklerin mazereti olarak kullanılabilmektedir. Son adam kaçırma olaylan ile, tedhişçi hareketleri, artık yalmz toplumun huztrrunu bozan olaylar olmaktan çskmış. dünyadaki itibarımıza da gölge düşürebilecek ölçüye varmıştır.» C.H.P. Küçük Kurultay bildirisinde, bütün bu sorunlann ancak demokrafik rejim içinde çö7Ülebileceğl belirtilerek başka çözüm yollanna C.H.P. olarak karşı oldukları açıklanmaktadır. Olayiatm ardmdaki Dövülen avukat olayı anlatıyor {Bastarafı l, saylada) deçişmez. Anayasa düzenine saygılı olmak, yelpazenîn neresinde olursa olsun bütün siyasî kuruluşlar için zoruniudur. Bu düşünce içhıde incelendiği zaman înönü'nün CHP kurultayındaki konu.şmasınfia eksikler ve gedikler ortaya çıkıyor. Çünkü, CHP Başkanî, saldırganlıçı kınayıp, Hiikümetin yanında hulundtığunu ifade etmistir; ama bugünkü saidırçanlıkların doçuşıında si >«ısî iktidarın sorumuna hiç değinrnemiş, bu yolda DP ve GP'den daha geride kalmıştır. Çocunlukla Anadohı'daki birtakım Raldırsanlıkların siyasî iktidar çevrelerinden cesaret aldığı bilinmektedir. Kğer Anayasamıza uynmlu bir politika yürütülseydi, Tür kive hiç kuşkusuz bugünkü kargaşanın ortasına sürükîenmiyecek, kanunsuzluk heveslerine yatırım rapılmavacaktı. En başta iküdar partisi olmak üzere sivasî partilerin bu konuıîa gerekli dikkati gösterdikleri sövlenemez. Nitekim. înönü'nün konuşmasınm hemen ardmdan, CHP Küçük Kurultayı, parlâmenterlere zamlı maaş ve sîvasî partiiere Hazineden yardım için Anayasa'yı değistirmek isteven yöneticilere açık kart vermiştir. Bu kararın alınmasında bizzat Genel Başkan İnönü ve Genel Sekreter Fcevit etkili olmuşlar, Kurultay delegelerini ikna yolunda kişiliklerini kullanmışlardır. İktidar ve Anamuhaleret par tilerinde, parlamenter ayhklanm bir an önce zamh almak yolunda Anavasayı zedelemek fikri böylesine frensiz gelişirken, topîumda Anayasa düzenine saygiyı sürdürmek zorlaşmaz mı? tlkemizi derin bunalımlara ve aşın davranışlara iten ortam, işte böjle sorumsuz gidi.şle yaratılmıştır. Anayasa düzenini korumak, meşruiyetin birinci knşuludur. Bu düzenin alacağı her yara, çesitli çevreîerde sayrt meşru yollara sapma heveslerini besler. Büyük siyasî kııruluşlarımızın bu gerçeği iyi bilmeleri gerekirdi. (Baştarafı l, sayîada} smdan freçmiyor. Elbette günü gelir bunlan da yapanm. Gelelim hikâyemize: Ben Gaziantepliyim. îslâhiye Gaziantebin bir ilçesidir. Bundan bir hafta once DevGenç denen örgüt İslâhiyede bir şube açmak istemiş. Açılış töreninde, bu işten daha örıce bilgiîi \'e hazırhkh olan bir takım orericiler ve onlarm kışkırttığı topîuluk, Camiden verilen özel işaretle DevGenç üyelerinp tas tamam Atatürk anıtma çelenk koydukîarı sırada veryansın saldırmışlar... DevGenç üyeleri içinde Mehmet Telli adh bir îarım teknisyeni varmış, hamiyetli saldırganlardan biri Mehmet Tellinin babası Mustafa Telliyi yaralamış. Bunun üzerine Mehmet Telli de saldırganm yüzüne bir bıçak atmış. DevGençlilere saldıran hazırhklı gerici tophıluğu hemen ortadan toz olmuşlar, Mehmet Telli, hakkmda dâva açılarak tutuklanmış... Mehmet Tellinin yakmları, arkadaşlan bana başvurdular onu savunmak isteyip istemiyeceğimi damştıîar. «... Elbette savunurum dedim» Martm üçünde bana bir vekâletname getirdiler... Bu arada sağdan soldan kulağıma sesîer gelmeye başladı. İslâhiyeye gelmesin, kendisini parçslarız, bu dâvayı alırsa çok çekeceği var filân... îlkin aldırmadım. Derken aba aîtmdan değnek göstermeler, apaçık bölse gazetelerinde yazılmaya başladı. Duruşmadan bir gün önce, yani perşembe günü stajverim Celâl Doğan bana geldi, «îstersen tslâhiyeye gitmiyelim, olaylar çıkabilir» dedi. Ben, «Bir görev yaptığımı, bu görevin saçma sapan ve ah. lâksızea göz dağlan yüzündçn, zorunluklarmı yerine getirmer sem kısa yoldan işi bırakmam gerektipini» söyledim. Duruşmaya gitmek üzere anlaştık. 5 Mart cırma şrünü Antepten kalktık, sabahlpyin dokuzda îslâhiyeye vardık. Adliye binasma 40 50 metre yaklaşmadan «Kasaba taşra pşrafı» kılıklı 15 20 kisi önümÜ7Ü kesti. Arabadan indik. Ötede Adliye binasmm bir ucu ve büvük bir kalabahk gözüküyordu. Önümüzü kesenlerden valnız iki kişiyi tanıyordum. Bunlardan birisi bir aralık işine baktıgım bir müşteri, öbürü ise avukattı. Avukatla konuşarak, «Savunma görevi yaptıgımi, buna enarel olmanm hak. sız ve insafsız bir davTamş olacağını, kendjsi de avııkat olduğuna göre bu noktayı hemşehrilerine anlatabileceğini» belirtmeve çalıştım... A\T.:kat, «İmkânsız, durum cok berbat» dedi. Bu arnda ötede Hükümet Konağı önünde biriken halk yavaş vavaş bizim tarafa doğru gelmeye ve etrafımızı sarmaya başla.mışlardı. Başta arkadaşça anlasma ve öğüt verme havası İçinde olan konuşma, önümüzü kesenlerce gitgide ölçüsünü arttıran bir göz dağı havasma bürünmeye başlamıştı... Dönmeye karar verdik, tam arabaya binerken bize iyiliğimiz için geri dönmemizi salık verenlerden biri topluluğa hitaben Kürtçe bir şeyler söyledl... Stajyerim Celâl Doğan Kürtçe biîir. Celâl adama karşılık verdi, aralarında >üksek sesle Kürtçe bir tartışma oldu, araba ile tersyüz geri dönmek isterken ilkin bir araba önümüzü kesmek istedi, sonra bir başka at arabası geldi, usta şoför güçlükle kendini yola atarken arkamızdan bir taş yagmuru başladı... Celâle Kürtçe ne konuştuklarını sordum. Adam kalabalığa, «Bunlan bırakmayın, arabayı tutun, önünü kesin, taşlayın» demiş; Celâl de bu vüzden sinirlenmiş. Gaziantebe doğru yola koyulduk. Artık bu iş bitti sanıyordum. Yol üstü Kömürler adh bir istasyon vardır. Burada benzin pompaları. kebapçüar, lokantalar filân bulunur. Canlı bir yerdir... Kömürler dönemecinde az ötede bir kalabahk gördüm; hiç bir şey düşünmediğim için üzerinde durmadım. Elimdeki gazeteye dalmıştım, bir aralık arabanın durduğunu ve çevremizin yüzlerce kişi tarafından sarıldığmı gördüm. Kapıları içeriden kapatmıştık. Kalabahk sövüp sayarak zorla kapıyı açmaya çalışıyorlardı, ben yakmımdaki pencereye bakan yaşh bir adam gördüm. Belki ona derdimizi anlatabiliriz dive pencereyi açtım, bizim avukat olduğumuzu, görev yaptığmıızı, zaten dâvaya bile çıkmadığımızı söyleme ye çahştım. Ama tozdan, duman dan ferman okunmuyordu. İlkin kafa büyüklüğünde bir taş darbesiyle arabanın arka penceresi tuzla buz oldu, sonra teker teker öbür pencereleri de kırdılar. tçeriye taş yağdırıyorlar, pencereden sopa sallıyorlardı... Korkunç, çok korkunç bir şey. Ben ve arkadaşlarım en uygun isi dışarıya kaçmakta bulduk. Ben şoförle sol kapıdan fırladık, Celâl Doğanla öğretmen Sezcan sağdan çıktılar. Dışarı çıkar çıkmaz sırtımdan, başımdan yumruklar inmeye başladı.. Bu arada kalabahk öbür iki arkadaşla uğraştığı için kendimi oradaki lokantalardan birine attım. Bilmem kaç dakika, bana saatler gibi uzun geliyor, orada be.kledim az sonra hamiyetli kalabahk içinden 8 10 kişi yerimi keşfotmişler; lokantaya daldılar, beni yaka paça dışarı çıJtardılar. Değnekle, taşla, yumrukla nerem gelirse şrelsin acımadan vuruvorlardı. tçlerindsn yaşh başlı gördüklerime, can havliyle bir seyler anlatmaya çalışıvordum. Bir iki yüz kişiyle aramızda bir ölüm kalını sava^ıı başladı. Sonrarian yaptıklarına pişman olabileceklerini soylemeğe çalıştım. Rirkaç yüz kişinin bir kişıyi dövmesinin insanhğa, erkekliğe sıgmayacağinı an.latmak isj tedim. Am? çabalarım boşa gl1 dıyordu. Içlermdpn kurnaz görunüşlü bazüars bir yandan benJ korur gsbi yapıyor bır yandan öbürlerine saîdirı işaretleri yapıyorlardı. Tepemden taşlar yağıyordu. Birden yumruk büyüklüğünde bir taş sol kasımm üzerinden alnıma çarptı. Yüz.üm gözüm kana bulandı, bu yıizdpn çevreyi iyice göremiyordum. F.ir kaç yüz metre ötede bir ianriarma karakoîu binası buîunriuğunu bıîdiğim için, oraya doğru. gücüm yettiği kadar, yürümpğe çahştım. Bir noktadan sonra beni yakaladıiar, iki kişi kolumdan tuttu, üçüncü biri elindeki makasla favoriierimi kestı. Ellerinden sıynldım, üstüm başım kan içinde, her adımım kurşun ağırlığmda, kendimi karakola zor attım. îçerde Celâl Doğan, kurşun yarası almış iki büklüm yerde kıvranıyordu. îki jandarma neferi vards, Celâl, sürekli kan kaybediyordu.. Jandarma erleri iîe aramızda uzun süren tatlı bir tartişma geçti. Ben, «durumumuzun tehükeli olriugunu, bir araba çevinp biz'.pri CTaziantebe hastahaneye yollamalarının iyi olacağını» bilmem kaç kere söyledim durdum. Erler, çavuşlarmm gelmesi ve zabıt yapmaları icap ettiğinı, o zamana kadar orada öylece kalmamızm «Kanun icabı» oîduğunu israrla belirttiler.. Bir saat sonra ça\*uşlar geldiler, biz de bir minibüse tıkıştık, başımız, gözümüz kanaya kanaya bir saat lik yolda hastahaneye varabildik.. Çikignan Dem? fîe/mış VP »rkflrJ.islnrını hulmak ıçin Ankara İçındö çok gpmş çapfa bir a r a hlann ksçinldıktnn sorsra Güvpnliiç Snksktşki Amsc spartımfimnın 8 numaraM riaıreşınris îıapspriıJrHkierımn tespıt edild snnra poliı onrrki JJPyariMndan sonra Gııverdik bulunduçu Ayrarnn i kordon sltma almıştır. Bu arada t««çit edilen ftvde rre grrnkh ıncflnmçkri yapan 51ffililer hijfun ip uçlpnnm ft df>qpr!enriinkhğim S Ö ODTÜ'da aramaya sebep M, Ertekîn'in AN'KARA. (C'umhnriyet BİİrOSU) Dört Amerikalı havacmın kaçırılmagt niayımn hemen ardmdarı ODTtrnın arsnmasmm nedenleri belîi olmuştur. Bu aramanm, tamamen kaçırma olaymda yakalanan Mete Ertekin'in Emruyetie, verdi£i ııarîelere dayaiı oiduğıi öğ reniîmiştîr. Emniyet yetkililerlnln gayrı rttsmî olarak'ıfade ettiklerine gö re. ODTÜ'ni ararnaya iten nedenler Mete Ertekin'in bu makamlara verdiği çıı iîadesinde özetle şoyle îoplanmaktadır: «Olavdan 1520 çün önfe O.D. T.tVnp çittim. Bu üniversitede öSrenciykfn başarıh olamamış, avrılmıştım. Bu arada Özel Ec7aeıhk Okuluna devama başladım. Izmirli bir arkadaşım a r a Cîlı&ı ile Deni7 Gezmis ve arkadaşiarının ^rubuna girdim. Deniz'in karar^Âhl ODTÜ'ndeki yurdun 201 numarah odasıydı. Bu odava Deniz ve birkaç arkadasından hask3 hiç kimse çiremezdi. Olaydan 10 ffün kadar önee Deniz ve arkadasları sehirde saklandıklan yerden bu odava selerek kararçâhlarını kurdular. Rütün müzakfrfleri ve plâniamalarını burada yapıTorlardı. Bfni ise kapının dışmda sözcü olarak tutuyorlar ve jçerîve sokmuvorlardı, Olavdan bîr çiin öne«« Hüsftyin Irian b^nden botlarımı istedi. Bnnlar rski askcrî botTardı. Verdim. O ?ece Deniz Crp'/mi's, Yusııf Aslan, ITüsevin înan ve aflını bilmediŞ;im sadcce bazılarımn «dedc» hazıları. nin da «hacı» dcdikl^ri bir fiffnç 2<n numaralı odadan cıkarak Demirerirı konuşması Başbakan Demirel, grtsp toplanti5i sonunda yaptığl konuşmada, «Hadise küçük bir olay değildir. Bir einayet şebekesiylc karşı karşıyayız, Mcşmiyet ve hukııkım içinde kahnarak bu çetenin hakkından gelinerektîr» demiştir. Demiıfl, grup toplant^ına katılan milietvekillerine, İki nnemli hususıı» anlataca^mı belirterek öz^^e şövle konuşrnııştıır: «Birineisi. her tiirlü kan«nsıi7luk. hukukiın İcinde kalınarak Türk dfvlctinin tnesru kuvvelleri ve orcranları calıstırılarak önîenec^ktîr. Bu zör ve zaman kaybma sebep olacak bir yol. Ama bîz Batı demokrasisinin icabı olan bu yolu daima tercih ettik ve ederegiz. Kanun kuvvetleri keyfi idareye sapmamak içîn câni şebeke sfnî takip cderkeıı biîe itinalı olmak mecburiyetindedir. Hansfi şart lar aîtmda ohırsa olsun. cumhuru yeti ve kanun devletini savunmaya devam edecegiz.» Guvenliîc sokaktaki evdp Iftn aramada bol mikfarda yy fek maddesi ıle birhkte boş bir S+en şarjörii, çok sayıda mermi, fcirkaç dinamit lokıimiı, bir parka, ıkt bot ve bir yazı makinftfii bulunmuştur. îigililer evde buhınan eşyalardan, samklann acele olarak evi texk et.mpk zorunda kaldıklarmm »anüdığmi soviemişlerdir. Hazine yardımı ve ödenekler konıısu C.H.P. nin bu şartlar İçinde tek ve ciddî iktidar alternatifi olduğu öne sürülen bildiride, Anayasa Mahkemesinin partilere hazineden para vardımı yapılması konusunda iki yıl İçinde birbiriyle çelişen iki karar verdiği belirtildikten sonra. bu konu ve parlamenter maaşiarımn arttırılması hakkmda şöyle denilmektedir: «C.H.P. 1 başkanîan ve lî tem1 silcileri yalmzca siyasal partilere hazineden yardım yapılmasını saglayıcı bir Anayasa degişiklifi ile yetinmpk üzere C.H.P. yetkililerinin bütün yollan aradıklannı, ancak tek başına C.H. P. nin bunu saglaması imkâm bulunmadığını tesbit etmişlerdir. Bu imkânsızlık karşısmda, siyasl partilere hazine yardımı ile ilgili Anayasa deg'isikliğinden de sarfınazar edilmesi halinde ise parlamenter ödeneklerinin Anayasa geregi olarak er veya geç birinci derecedp memıır aylığı dÜ7evine geleceği; fakat, siyasl partilpre devlet. vardımınm belki de bir daha gerçekleştirilprni.somırıına varmı^lardır partilere yardım ve Personel kanunu sonucu olarak mey dana çıkan parlamenterlerin ödeneklpri. T.B.M.M. nin yetkisi içinde bir konudur Bizim ödevimiz T.B.M.M nin kamu oyunu açıkhga götürecek do*ru bir karar vermesini temenniden ibarettir.» Ev nasıl kiralandı? Edınıîpn î\k bilgilere gnre Amaç apartmanınm 3 numarait dairesini bir ay kadar önce kenriısıni biri üsteğmen, diğeri mührndıs Olarak fanıtan iki kişl kiralarmştır. 900 liraya kiralv nan aparfıman katmm sahibinin tsianbnl'ria oiıırdngu, adır»n Hıılâgu Can oidugu ögrenilniiştir. Ampnkahlan kaçırmaktan sftnıK Denîz GeziYıiş ve arkadaşlarınm resimleri, apartıman kayflkını olan VP apartın ğıi^nen s^ Ç kıza gösterilmi.ş. ancak genç kız daireyi k'ra'^ıyEiniarın hu kışıler 01madın;ını Miylftni^hr. Apartımanda otııran diiter allcler i^e «îairrde oturanlîiria hiç karşılaşITiadıkların! ve dun geceye kariar durtımu da bilmediklerini söylemişlerdir. ka^ınlan Amerıkahlar Ise evrie kapalı buhındukları sürece bir «yüklük de oturduklarmı, İStedİklei'İ ?aman kendılfirine yiypcpk vp içecek vfırildiğini söylemışlprdir. Üniversitelerin durumu Demirel önemli olarak nitelediği ikinci hususun üniversitelerimizin durumu oldujunu bildirerek sözlerine şöyle devam etmiştir: «Türkiye'deki komiinistler egltim sitemini dejenere etmek onu emrine almak, oradan dal btıdak salmak taktiçini ııyçıılamak İStivorlar. Cenclik, hür tefekküre sahip millivetçi bir gençlik olacaktır. Nerede, hangi müessese bunıın dışına cıkarsa. onu mîllî ha!e getirmek tlevletimizin vazifesidir. Kendilerini sapık cerevanlara kaptıranlan savunmadık ve savunmavacağı/. Hür tefek. kür hürrîyetini. devletin şeklini deçiştirme istikametinde çeliştirmek isteven, go'7İeri dnktrin lıırsı ile kararmıs olanlarm yakasına yapi'jacaçjz ve hunlarm kafası kanunlara çarparak parçalanacaktır. Cumhuriyetin şurasından burasından çekilmesine müsaade etmiveceğiz. Bnvle düşünenleri pişman edecegiz.» Bazı hususlar Olay budur. Şimdl, şu bi+kln halimde birikl yöne değinmelî istiyorum. Radyoya ve gazetelere biza halkm saldırdığı bildirilmiştir, Bunun aslı astan yoktur. Saldıranlar önceden hazırhklı sopalarla orada topianmış ve karmaşık bir kalabalıktı. îçlerinde köylüler, kentliler, yaşhlar va gençler vardı.. Ben hiç bir zaman «Halkçıhk budalası» olmadım. Bundan böyle de olmak ıstemem. Halk, okumuşLarımızdan ne çok iyidir ve tüm erdem lerin ve iyiliklerin kaynağıdır. Ne de halkımız bilgisız, cahil ve kö tüdür.. Halk bir davada görevini yapmak için çalışan avukatl parçalayarak öidurmek istemez. Halk tek başma savoınmasız kalmış bir kişiye 200 kişi topluca saldırmayı da onuruna yedirmez.. Halk. eğer özel olarak aldatılmamışsa, uzatılmış favoriyle, dinsizlik ve Allahsızlık arasında kesin ilişki kuracak kadar budala değildir.. Uğradığımız saldırı kesinlikle önceden düzenlenmiştir. îslâhiye'ye dışardan elleri değnekli bir çok kişinin getirildiği kesin kanıtlarla, inanılır kişilerin sözleriyle belli olmuştur. Nitekim, ayni gün, îslâhiye'nin komşu ilçesi Kırıkhan'da da îslâhiye olaylanyla birlikte yürüyen saldırı olayları cereyan etmış, sekiz iş yeri yıkılıp yakılmış. üç kişi ölmüş, 23 kişi yaralanmıştır. Bizl saldırganlann ellnden jan darmalarm kurtardığı da kuyruklu kulaklı bir başka yalandır. Kömürlerde ölümün kıyısmda titreşip dururken üzerinde Türk bayrağı dalgalanan jandarma karakoîu birkaç vıız metra ötemizde öylece, suskun, ilgisız duruyordu. îslahiye'de bize göz dağı verildiği sırada da çevremizde bir tek emniyet görevlisl yoktu. Bu düzenli, hesaph önceden tasarlanmış saldırıda ben de, Celâl Doğan da, Öğretmen Sezcan da pekâlâ cbilmem ne yo luna» ölüp gidebilirdik.. Bunu şimdilik düşünemiyorum. Am* 24 saattir aklımdan bir türlü çıkmayan bir başka şey var.. Şimdi kimbüir şu anda kaç bın Halkçı, Devrimcl ve namusm Öğretmen ülkede bir cehennem hayatı yaşıyor olmaklar.. Yapayainız bırakıldıklan karartılmış köşe bucaklarında kim bilir kaç gece korku ile çoluk çocuk kimın ne zaman evlerine saldıracağını beklerler.. Dört şüpheli kişi serbest bırakîlsnnra poii.s, tftsbit edi1 ev çpvresinrle çok Slkl ted'nir^n îpr aimıştır, Bu arada büHjn Ayranrı spmH kuşatılarak şüpheli pp. l'ülen yor ve kişiler aranmışiır. sırasmıJa güvenlik li ve Örgü sokaklarmın tiklrri noktada parka «iwmis dort kiçi görerek kimlıklerıni öğrenmrk istemigler, ancak meçhul kî Sİler polislcrin yaklaştığını grirıınCP kaçmayı başarmışlardır. Amenkaiıiann hapspdilclikleri apartman rlairesine çnk yakın bir yerrle mpydana gelen bu olavdan sonra poiis çevrftdeki tedbirleri arttırmı^, ancak bir sonuca vanlamaAyranrı spmiindrki kordon, dün sabaha kadar sürdürülmüş, sabsh i?e ekipler çevredeki evleri rinln^arak bilgi edinmeye çah^mi*?lnıdıi". Ancak bu ynlla da bir bıl pi rclinmck nıümkün olmanr.Rİtr. Önceki gece seıbest bırakılan riört Amrrikalı havacı kendilennt kaçıranların iyi muamcle cttiklcrini vn yiypfok sıkınlıs'i çtkmediklpıi, dün de bnlirtılmİFİir, Dnrt Ameıikalı havacı 7,ıman Tlamari heyecanlanchklarını da söz lerine ftklemiçlerrlir. Öncpki «ron Eşzçfçcilerle görüşpn Amprikaiı ha vapıİRr. kendilerini kaçırani^ıla nralarında £CÇen kontışmalar ];onusunda sorulan somlara kesirı lıir rrvap vermckten kaçmmaktad;rlar 400 Lira Kazananlar: Son dort rakamı (0087 0369 1073 Olay gecesi bana çoyle dedi1114 1603 1634 2195 3519 3687 4348 ler: 4619 5620 6566 «828 7077 7268 8967 •*• .W8*3r$pl.biı ( ^ " ' g u ı ı da 8984 9276 9433.'. görev vereceğiz...» 200 Lira Kazananlar: Son üç rakamı (051 091 626 653 Mete Ertekin, bundan sonraki 718). ifadpsinde Amerikah erleri nasıl 80 Lira Kazananlar: kaçırrlıklarını, nasıl yanhş yollara Son iki rakamı (06 10). Kİrdiklerini ve sonunda nasıl ayrı düştüklerini, kendisinin trafik po 40 Lira kazananlar: lısinin eline geçişini anlatmaktaSon rakamı (4 5) . Aradan birkaç sant f ç sonra döndüler. Hüseyin, botumu verdiginde çok çamurlu olduğunu gnrdüm ve yıkadım. Sonradan anladığıma göre Kepekli Bogazma ke*.fe Ritmişler VP nöbefçi Amerikan askerlerinin şehre nasıl. hangi yoldan ve saat kaçta döndüklerini tesbit • •• Tntist işçiler (Baştarafı 5. sayfada) Brandt'a yaparken? Hangl Dışlşleri ya da Çalışma Bakanlığının konu ile ilçili yetkilisl vardı? Hiç bir vetkilî götürülmedi Almanyaya. «Klâsik diplomatlık havasının egemen oldugu» Bonn BUyy^eîçiHgimizin telkinleri y © ferrl oulundu. Sonra ne oldu? Eyaletler geçen ay topladılar ve reddettiler teklifi. Federal hükümet diplomatik bir dille «konu üzerinde önümüzdeki günlerde ilgili eyaletlerin Başhakanlariyle görüşme ler yapılacaktır» diyerek Türk kamu oyunu karşıya almamak 1 çin bildıri yaymlarken Bonn Biiyükelçiliği de «Umutvar olmamak için hiç bir sebep yoktıır» diye açıklama yapıyordu. Oysa iki ay önce Türkiyeden ayrılmasından evvel kendisiyle görüştüğümüz Federal Almanya Büyükelçisi Dr. Rudolf Thierfelder, «Büvük umut taşıyanlann sonradan olumsuz bir sonuçla karşılaşmaları onları çok daha fazla üzer» diyordu. îşte aradakl fark! Böylece, affm ilân edileceginin, geçen Ekim aymda Türkiyenin en yetkili ağzı tarafmdan Köln radyosundan yapılan bir konuşmayla açıklanması sayılan 30 binden 50 bine yükselen Türkün dramını çizmiş oluyordu. Bu arada kazanan tek taraf vardı: îşçi kaçakçılan... «Turist lsçiler» İle llprîli yazımızı şu üçgenle bitirmek geliyor içimizden: Dışarıda çalışan işçiler konusunda Türkiyenin uy gııladıği diplomasinin gafı, yüzbinleri aşan aileleri temsil eden ve Almanyada perişan olan Türk ler ile ellerini kollarmı sallıyarak ortalarda dolaşan milyoner «işçi kaçakçılan». ODTÜ'de cereyan eden son olaylara da konuşmasmda deginen o şf"* bir ilim yuvası nlmak için kurulmuştu. ODTÜ'de altıbucuk saat devlet kuvvelleri İle müsademe yapılmıştır. Rinanın içindft büyük coçunlukla masum gençler dc vardı. Devlet kuvvetleri kendi vatandasma. kendi gençlerine, itina ile vanasmıstır. hu itinayı topluluk üzerinde göstermeye mecburduk. Bunıın icin de zabıta kuvvetleri övülmelidir. Türkive Cumburiveti sav^nulacaktır. Türkive Cumhurivetini yıkmak icin harekete çeçenlerin kar sısında Cumlınriveti savunaeakların RÜPÜ kuılreti ve imanı ııamütenahitlir. OT1TÜ veva haşka üniversiteler, vüksek okullar silâh deposu halinde olamazlar.» ODTÜ ne için kurulmuştu? Polis (Baştarafı 1. sayfada) TEŞHİS YOK Bebekteki baskm sırasında yakalanan Necdet Dizmen, Refaettin Serdar, Şerafettin Serdar, Naci İstimyeli, Serdar Yıldırım ile Ortaköyde yakalanan Çerkez Sah. baz. Necmi Özkapı, Kadir Oflaz, Mehmet Çekçe ve Aydoğan Sahin görevli memurlar tarafından teşhi.s edilememişlerdir. Soruşturmayı yürüten savcı yardımcısmm da hazır bulunduğu yüzleştirmede ö'â rencilerden hiç birinin olayla ilgileri bulunmadığı anlaşılmıştır. Bebek ve Ortaköyde yakalanan ösrenciler hakkında «yataklık vaptıkları ve silah hulıındıırduklan» gerekçesi ile soruşturma açılmıştır. dır. Cerrahpaşa (Baştarafı 1 inri savfada) Orman Fakiıltesi öğrptim iiyplerınden Doç, Burhan Aytuğ' ıın arabasına geçen Pa/ar RÜnü bplirsi/, ki.şiler tarafından fi ate? edilmi? ve fakuliedp Reı^iıj bir hava esmeve baslamıştı. Cerrah pasa Tıp'da ise, onreki günkü forumdnn sonra nRrpnriler, dircniş kararı almışt.t. Bu olaylar üzerine, Yonetim Kurulian ayrı avrı kapatma isteğinde bUluntnıi'jlar ve Sonato da bu i'.irftt kahul pdeı ek Orman Fakultp^inı 7, Crrıahpaşa yı da 6 gıin sürpyle kapatmıştır. (Baştarafı 1. sayfada> gilerle demeçler arasında çelişkıler olduğu ortaya çıkmıştır. Det18 mi, Ayrancı mı? Amerıkahların serbest bırakılmalarının duyurulmasından sonra, hukümete yakın çevrelerm verdjği Dİlgiye göre havacılar kaçırıldıkları yere yakın bir bölgeye bırakılmışlardır. Amerikalılar buradan yüruyerek Balgat'taki (DET18) tesısıne gelmişler ve daha sonra Büyükelçi tarafından alınarak Büyükelçiliğe göturülmu.şlerdir. Ote yandan dort Amerikalının gazetecilerle yaptığı gorüşme ve daha sonra basın mensuplarının çeşitli kaynaklardan elcîe ettikleri bilgıye gore bırakma şu şekilde olmuştur: «Saat 2315 sıralarında Anıe rikalıları kaçıranlar birden Ayrancıdaki evdeki eşyalarındaiı bir kısnu ile silâhlarını alarak evi terketmişlerdir. Bir süre sonra Amerikalılar kendilerini, kaçıranlarıu gitliklerinden enıin olunca ayağa kalkarak evi dola,?mışlar ve serbest ulduklarım anlanııslardır. Havacılar bundan sonra sokağa çıkmışlar ve ilk gördükleri taksiye binerek Amerikalı askerlerin otelinc kendilerini götürnıesini istemişh'itlir. Ancak şolör, önce Çankaya'daki Amerikan Suba.v Kulübüne gitmiş, fakat Amerikalılar tarafından uyarıhııea köşkün önünden inerek otele varmıştır. Durum ilgililer tarafından derhal büyükelçiliğe duyurulmuş ve bir u.z sonra büyükelçilikten bazı uzmanlarla Amerikan polisi buraya gelmişlerdir. Havacılar daha sonra esas birlikieri olan Balgattaki Det18 tesisine götürülmüş lerdir ve burada ilk soruşturma başlamıştır. Bu arada doktor kontrolundan geçirilen havacüar, gece yarısından sonra Balgata gelen Büyükelçi Flandley tarafından büyükelçiliğe getirilerek gazetec'lerle görüştürülmüşlerdir.» Daha sonra da öteki sütunlarımızda belirttiğimiz apartman ortaya çıkmıştır. TUTUKLAMA Bu arada, gfi/altındaki çençlerden üzerinde tabanca bulunan Necmi Özkapı, dün 9. Sulh Ceza Mahkemesindeki sorgusun dan sonra tutuklanarak oezaevine gönderilmi^tir. Selâmiçeşme Akbank soygunu ıaillerinden olduğu ileri sürülen VP banka memurlannca teşhis edildigi belirtilen ve bu nedenle de zanlı olarak poliste sorgusu yapılan Salman Kaya'nın bu gün Adliyeye. verileceği öğrenilmiştir. Tahkikat Bürosunun sorduğu 8 soruyu cevaplandıran ve bu sorulardaki suçları kabul etti°i jfa. de olunan Salman Kayanın bazı isimler verdigi ve bu kişilerle de soygun ânmda beraber olduğunu söylediği halde ifadesinin gerçekler dışında kaldığı görülmüştür. Salman Kavamn bu isimleri ne amaçla verdigi yolunda da kesin bir sonuca varılamamış, konu ile ilgüi bir açıklama da yapılmamıştır. MütevelU Heyet (Baştarafı 1 inei Sahifede) seyin olavlara ilişkin Hukııme1i suçlayan son bildırisini ınrelemiştir. Sonuçta, Akademık Konseyin politik davranıslarda bulunduğunu ve bıld'irinın politik olduçunu öne suren üyp lerin RÖrüşleri ağır basmış, buy lece Akademik Konseyin lâs;\rı na karar verilmiştir. Mütevelli Hcveti avrıca, açılmış olan aclli tahkıkat bitinceve kadar üniver sıtcyi güvenlik kuvvetlerıniı: emrine vermi^tir. Öerenildiaine çöre Mütevelli Heyet. Akademik Konseyin ye rine yeni bir kuruluş getirilinceye kadar üniversiteyi b\7.7?,t v öncfnif ksrarı da almıştır. rODTÜ Kurulus Kannnuna çöre, üniversitenin en vüksek or ganı olan Mütevelli Heyeti ü y e . leri. M. F,»ilim Bakanlıgınca atanmakladır.] İfadeleri alındı Serbest bırakılan Amerikalı havacılar, dıirı snbsvh crken saatIçişieri Bakanhftına getive burada ifadsleri ahnmıştır. Daha sonra Balpat'a gtftürülen Amerikalıların Turk Ve Amerikan polisince ifadeterinin ahnmasına devam edılmiştir. Ankara Flmniypt, Mıiduru RiiçtÜ Ünsal, Amerikahlann ifadplprîndpn bazn bılşiler edindiklerinl gerckirse yine ifadelerinin alınacagım söylemiştir. Tıp'ta smavlara boykot Tıp Fakültesi öğrencilcri de, Polis'in üniverfite icine gircfijl'i ger^kçesivle. «Bio Fizik» s\navına girmeniişlerdir. Ögrerıciler sivil polislerin doldurduğu bir üniversiîe içinde öğrenci avı sürdükçe sınavlara girmcveccklerini belirtmişlerdir. Bir açıklama yapan Dekan Sefa Karatay, sınava girmeyen bütün öğrfnoilerin haklarını kaybettiklerini söylemiştir. Yıldız (Baştaraîı 1 inci sayfada) Evinin 10 15 sivil polis tarafından aranmak istenmesı olayını anlatan Yıldız, daha sonra, Amerikalıların bulunmasma rağmen ODTÜ'nün hâlâ arandığını, amacın başka olduğunu İfade etmiştır Kimya'da 10 KaMm'fian beri sıirdiirdükleri boykota snn verdikien sonra dun rloıslere başlamışlardır. Dfkan Alpar, normal nyretımin başlîidığını bıld'ırmiş, Şubat dtınemi «ınavlarının ofirencılerın duzpnleypccği bir program dahilindft l"ıerf;ün öglpd?n sonra yapılaca^ını açıklaniı^tır. Kimya Fakültesî ögrenril^rl, Amerikalılar Savcıhkta Ampriknlı 4 Vıavapı, rliin ngtcden snnra Ankara Savrılığma gıîlk KnruşUırmnnın R'7H rıpdpnivle Ravcdık yetkilileri. kesin bîr açiklamada bulunmamışlardır. FrazierClay (Baştarafı Spor Sahifesinde) Inönü, istifa ediyor Mütevelli Hoyetınin kararını öğrenen Rektor Prof. Erdal 1 nonü, derhal istifa ederek, di lekçesini Mütevelli Heyetine vermiş, bir süre de bu d"urumu görusen heyet, înonü'nıin istifasını kabııl etmi.şiir. Prof. İnönü, istifasmdan sonra ^azeterilpre şunları söylemiştir: «Üniversite organları konusunda Mütevelli Heyetle aramızda gorüş aynlığı çıktı. Mütevelli Heyet, akademik konseyin ortadan kaldirlmasına ve yerine, «Üniversite konseyi» nin kurulnıasma karar verdi. Ben, her iki organın birlikte çalışmalarının mümkün olduğunu S'"yledim. Fakat Mütevelli Ileyet, akademik konseyin ortadan kaldırılmasma karar verdi. Bunun üzerine, bu şartlar altında çalısamıyacağımı söyledim ve istifa ettim.» Ögrenildıoine s;bre, ODTÜ Akademik Konseyi, buoün Prof. İnönü'nün başkanlığında toplanarak, Mütevelli Heyetınin kararını incoleyecektır. SİLÂH VE PARA YOK Tahkikat Bürosunun dört günden bu yana yaptığı araştırma ve zanlıyı sorguya çekmesi sırasında olay yerinde kullanilan 14' lük tabanca ile çalınan paralar bulunamamıştır. Polisin dayanacağı en kuvvetli delil olarak' RÖSterilen sılâhın Bebekteki baskm sırasında kaybolması ihtimali üzerinde de durulmuştur. Clay'ı doktor muayene ediyor. Frazier'in 2 sert sol dırcği Clay'ın gardını düşürdü. Raund Frazier'in. Clay iyice sersemlemişe benziyordu. Raund Frazier'in. Frazier'in iki gözü de şişti. Clay attığı iki yumrukla raundu kazandı. 12'nci RAUND CİA Raporu Yıldız, ayrıca şunları söylemiştir: «Biz senaryosu başkası tarafından düzenlenmiş hiç bir oyunun içinde değiliz. İktidar, bizi yıpratmak istiyor.. Suçluların bu. lıınmamasının tfk nedeni, Hükfımetin suç ortağı oiması, suçlularla senli benli olmasıdır. Altı yıl önce Tunçkanat'ın bu kürsüden grubumuz adına açıkladığı CİA raporundaki olaylar Türkiye'de gerçekleşmiştir. Bu durumdan Hükumetin haberi yoksa durum, daha dehşet vericîdir.» Hü«nü DıkeçJıgil de (DP), son olaylarda Hükümetin tutumunu kınanııştır. Ankara dışından ekipler geldi Dftrt Amerikalıyı kaçırmaktan panık Deniz Gezmiç ve arkadaşlartnm yakalanması için Ankara dışmrtan da pkipler »ptirilmi.1?tir. Bu arada Narkotik Bürnva tıit ntnmnbılJer de Ankara Emniypt Müdürlügü emrine verilmiç ayrifia çehir ioinden polisler tarafından kullanılmak üzere 300' Savcılık (Baştarafı 1. savfada) TÖS. Ünas, Mimarlar, Makıne Mühendi.sleri ve Kimya Mühendisleri Odaları, DevGenç. TMGT, Türkiye Sanatçılar Birliği, Teknık Personel Sendikası ve Sağhk Personeli Sendikası yöncticıleri, Savcıdan Salman Kaya'nm Emniyot Müdürlüfjünde hayatının guvrnlik altma alınmasını istemişlerdır. Savcı Yardımcısı Kökcr, Salman'ın bel ve burnunda hiçbir incinme bulunmadığını, bugünkü duruşmaya çıkarılacağını. Cumhuriyet Savcısı ve Emnivet yetkılüerınden aldıâı teminat üze rine. örgüt yöneticilerine bildirmistir. 13'üncü RAUND 14'üncü RAUND SON RAUND TEŞHİSE GÖRE Sonışturmanm gerçek bazı delillerden yoksun bulunması karşısında polis yetkililerinden bazıları, «tlk teşhis ve ihbarları değerlendirdik. Verilen isimlerden bazılarımn olayla iişrilerinin bulunmadıgı da bu teşhisler sonucu ortaya çıkmıştır. Bir olayda birçok isim verilir, birçok' kişi zanlı olarak aranır. Bu polisin görevidir» şeklinde konuşmuşlardır. Kıbns 1. sayfada) 1»7, insan nldiırmcnin de sevab oldusu» belirtilmekte vs sonra Rum çocuklarına snrıılar sorulmaktadır: «Turkleri öldürmek günah degildir * «Npden iGrünah degildir?» «Türklcri öldürmek günah defeildîr. Çünkii onlar vatan ve hristiyanlılt uğruna öldürüleceklerdir.» «Incilde adam Sldürmpyi yasak layan hir hükfanı var nııdır?» «Evct rardır. Hz. tsa, kullarına (rildürmpyecpksin) demiştir. Fakat Tiirkleri hristiyanlık ve ratan uÇnına öldürmek bu emrin dışmdadır.» Görüştürülmeden sonrası Amrrikah havacıların ga7etecilerle grirü^türülmesinden sonraki saatlerde neler yapıldığı kcsin olarak öğrenilememiştir. Bir söylentıye fiöre Amerikalılar Büyükelçilikten MİT'in (Mıllî İstıhbarat Teşkilâtı) mer kozlerinden birıne pötürülmüşlerdir. Purada Türk Güvenlik uzmanları tarafından soruşturmaları yapılmıştır. Dığer bir söylentiye cöre ise de, AmenkalıJar dosrudan Ralgata goi tfirülmüçlpr ve sabah da Içışlerı Bpkanhğına getırılmışlerdir. New York (Baştarafı l. Sayfada) ve Amerikan Hükümetinin de is tenilcn 400 biıı dolârlık fidye>i \er mcyi reddetmcsinden büyıik kıvanç duynıak Rerekmektedir. Politik kacırma olayları tarilıi Incelenccek oluısa fidye ödendiği takdirde gerillalar derlıal başka bir şahsı kaçırmaya teşebhüs etnıektediıler. Fidyeyi ödemek Türk Hükümetinre kendi kendin! yenil e'ı>n uğratmak anlaraına gelecekti.. İncelenecek DÖRT ŞÜPHELİ KİŞİ Cuma sabahı so>iılan Selâmi çeşme Akbank Şubesi çevresinde dün dört kişinin görüldüğü, Selâmiçeşme'de günün konıısu olmuştur. İddiaya göre şüpheli kişiler, bankayı uzaktan tetkik etmişlerdir. Başka bir iddiaya göre de yine çevredeki bir kahvehaneye giren şüpheli kişiler burada çay içmişler ve sonra uzaklaşmıslardır. Bu iddia üzerine polis yetkilileri, «Bu halkm tecessüsü olsa gerek. Bize vapılmış bir ihbar yok» demislerdır. Frazier korkunç yumruklany la giriyor. Frazier'in solu Clay in çenesini buldugu an, eski şampiyon yüzüstü yere devriliyor. Bir an için olduğu yerde kaldı sonra dizleri üzerine doğruldu. Yüzünün sa§ tarafı bir bRİon gibı şismışti. Elleriyle çenesini tutuyor, ızdırap çektiği her halinden belli oluyordu. Gong çaldığı vakit Frazier sakince köşesine çekildı Kazan dığından emindi. Nitekim az sonra karar M. Square Garrîen'de perdelenivordu «FRAZİER ŞAMPÎYON» Rus babaoğul (Baştarafı 1. sayfada) günlerde vereceği karara bağlanmıştır. Ceza Daıreleri Ceza Kurulunda oy kullanan 36 yargıçtan 24'ü babayı, 21 ise oğlunu adi suçlu bulmuslardır. Genel Kurulun aldığı ksrar, Trabzon Mahkemesine iletıldikten sonra Trabzon Savcıhğı durumu bir yazı ile Adatet Bakanhğına iletecek ve bu prosedur tamamlanınca babaoğulun geleceği hükümetin vereceği karara bağlı kalaca!:tır. Ankara'dakı siyasî çevreler, Sovyetler Birliğinın ağır baskısı altmda Türkıye'nin babaoğuiu iade etme eğilımınde bulımduğunu söylemişlerdir. RÖVANŞ MAÇI YAPILACAK KALİFORNİYA Burada yaymlanan «San Gabriel Valley» gazetesi Clay ile Frazier'» in rövanç maçı yapacaklannı açıklamıştır. Cumhuriyet Keşat Hamit 24 â y a r külço Aıiz 133.75 134.320 31H 18S. 190. 157. 160 2028 2030