29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SATFA DÖRT: : CUMHURİYET: 1 Şubat 1971 UVARLAK besap, ylrml bes yıllık bir geçmışe dönüs var bu amlarda Ilkönce, bu kadar eskinnşliğin taşıdığı hak h kuşkuyu entecek reçeteyı vereyım: îşe başladığım günleı deydi, egıtunogretim alaranda kl hazırlıgına, yargılarının otu ralüılığına güven besledıgını arkadaşırn Puat Baymur gehnışö Arifıye'ye. Gezdik, dolaştık; llerisi içln ortaya koyduğum ta. sanlar üstüne konuştuk. Bana dedi ki: « Kardeşizn, girişflen ç*k büyfik blr isin içindesüj «rmdi; traradaki çabalarum ve sonnçfctn, gelecekteki arastınnalara fcsynak Mzraeti görecek rrîtelige rükselebittr . Bo nedenle «ana, tmrada olam biteni, ber gün kı•a kısa Tazmanı sağhk veririm.» Soyledıkleri dofruydu. Kafam fla, gonlüm de yattı buna. Ama gel gör kl kaçmaktan koTalamağa vaJrit kalmadı ve tabii ben de her yaru ile inandığım bu Bnerfyi uygulayamadım. Ama Baymur'un uyansı boşa gitmedı büsbüttln. Günlük notlar tutmadım ama, belli başlı olaylann yazı bıçimıne çirmis ömeklenni sakladım îşte amlanmı sydınlatan bu ışıMar dünyasınua Ariftve Köy Enstitüsü'nü gerçelr bir şekılde bulacaksınız Ben Arifıyeye, her basamagını tırmandıgım ılköğretim deney çartendan geçıp gekiım. 45 yıl süren devlet hızmetımin denızın tie bir damlacık olan Ariüye K?y Ensttfüsundeki çabalarımı yıl clorak söyleyince bir küçUmseme lrkülşlnın yapışkanlı Y Gerçekler dünyası Birkaç söz ÎMDİYE kadar Köy Enstitüleri fistfine yazılan eserlerin hemen hepsi Ensttttlleri genel çerçerede ele alan eserlerdir. îlk ket blr yalar, bir Enstilülü yalnız bir Köy Enstitüsönti (Arifiye Koy Enstitüsü) ele alarak, bnnn, knrnl. dugu fünden yıkıldıgı gune kadar anlatıyor. Bfl. yük bir kısmı anı tarzında olraakla beraber eser monografik mahiyettedir ve belgelere dayan. maktadır. Her stmftan oknyucu, ögretmen, köy. lü, Köy Enstitülerine ilgi dayan öğrenci, aydın buradm öıeti yavınlanan 504 sayfayı aşkın bn eserde bir Köv Enstitüsünü bütün canlılıği. günlök yaşantısı, öğretim tarzı ve kannnî dayanak. lanyle bnlacaktır. TÖS'ün, ertelediği {akat ya. kında toplamayı dfişündüğü tkinci Eğitim Şura S. EDIP BALKIR 5 «ında K8y Enjtitülerlnin gene gflnfia konusn olsca.gı füphestıdir. Gazetemlı, S. Edip Bal. kır*jn, öıel ve reımt belrelere darınarak ya». dıfı «Arifiye Köy Enrtltüsfl» anılarının ban böliimlerini oknyucolanna snnmaktadır. S. Edip Balkır, 19« Bnrsa . M. Kemaipafa dognmlador. Köy 6gretmenlifi ile ise başlamıs, 1937'de eylemll olarak köy egitirai hizmetlerine girmiftir. 193S 39 yıllarında iki dönem Kasta. raonn Efitmen Tetiştlrme Karslarında müdiirlük yapmıştır. «Yenl HızU KSye Do|rn», «Eski Bfr ötretraenin Anılan», «Eğitlmde tki Anıt : Yflcel . Toncnç» adlı eterleri kltap halinde ya. ymlanmıştır. giru bağUdıgı sırada başlayan glinlük çabalar, sıcaklarda kavrula kavrula, tozlara bulana trulana, yagmurlarda ıslana ıslana, sofcuklarda buya. buya, ça ' murlaröa bata çıJca, uykususlukUn çıgneyerek anlı sorluîclatuı bagnna ateşten olclar gfbi saplanır, çelik kollanyla sanlıp en inatçı terslUüeri alaşagı ederleıdi. Acaba? U OYLESÎNE bir serdengeçtilıkti kl, dogrusu ne kadar zorlansa kaleme geiir ysru yoktur. Ara sıra, enstitüleri diriltmek isteyenlenn okuduklan mEnzumeler önünde «Acaba olur nıu? Yüriirülebiür mi?» s> rusuna çarptım çarptım, düşünduın çok kere . Enstitü çünleri, oulün yanlanyla, hPS3ba kitaba sıgmayan yokluklarıyıa, zorlukluklanyla, anayı bıbayı, çoluğu çocugu unutturan, her soydan hırsa metelık verdirmeyen ülkucülUgüyle gözlerm.in öndnceıı geçti. Yaşantılanrrun bu birıcik cennetine kavu^mak onun eşsiz sevgisini yeniden tat mak, sıcaklıgı ile i"îmıp güçlenmek ısteklerıın ayaklandı. Tutkusuna yakâlandığım ou düşun sallantısı kısa öürdü. Derlenip toparlanınca görduın ki. enititüler için baslatılınftsı ist«nılen yeni çağın ortamı ^oktur. Aynca koşullar da d«&ıv mıstir. Bu ulusa taz» bir yaşam, köklü bır güç kazandırmak amacıylt gınşılen o büyUk sava şın ««erçekler dflnyasuu» Uınltlp ona yenl ruhunu ve özel renklerıni verecek olanlar aıtık gelecektekl kuşaklardır. Ama biz esk'lerin de bu «yenı«lere yo!lar.nı açık seçık gosterec?k «ı^ık»ı yakmamız kaçınılmaz bır görevdir. Çünkü inarum odur ki Koy Enstitüleri geleceMe bizim ş:mdıki tasanlanmızın sı nırlarını asacak olçüde oır pğıtim değcrı kazanacak, çok yanu bir araştırma ve incelems ko nusu yapılacaktır îşte o zaman, Arıfiye Koy Enstitüsil, kuruluş ve gelişim öyküsUyla bu büyıik «sorun»un kimi yerlanm aydınlatacak ve bu yolda aîçak gbnüiU, ama önemli bır kayıak olarai hizmeto girecektlr. Enstitu alanmda heyecanU izlenen bir voleybol maçı ••••••••••••••••••••••••••••••••«•••••••••••••••••••••••••ııııiKaııııııaııııııııııııııııııı B ğından kurtulup sıynlmak pes zsr olacak gibi gelir bana. Bu necienle zaman bakımınclan ölçüjü asıl kendi rayma oturtmalıvım Arifiye'de ögretmen ve müdür olarak ajagı yukan yedı yıl kaıdım. Anu bu sürenln ger çek değerl, rakamlann kuru an'snj ile smırlandınlamaz Çünkü tacyerl bulaaık beyaziı FAKİR BAYKURT 135 Kolnndaki »aati, bileıikltri, boynnndakl al. tınlan cıkanp attı. Autını, ekmefini bir çıkıya aardı. Sıkıca ka$andı beline. «Tırpışım gtV.» dedi birden. Aldı tırpanı eline. «Enzü>yü oko. dn. Kalktı ayağa. «Yoksul Allahım, >alnu Allataım, temiz Allahım! Bn gece ber isini bırak, benimlen ol. Bırakma beni gök ?ozlü, gözel Allahım, knvatli. böyük Allahım!..» dtdi. Kork. tu birden. Ayaklarının üstüne çöktü. Ellerini yere koyup bekledi bir süre. Bir aglamak, bir hıçkırmak geldi boğazına. Ne yapacafını bile. raedi. Kalktı birden. Linlin kalktı yataktan, bir cıgar» yaktı. Çe. nedinin üstüne otnrdu. Azime kan da nyandı. Aroa hiç konnşmadı. Uyanmamı$ gibi yaptı. Linlin içti bastı, içti bastı. Bes altı cıgara tüket. ti üftüste. tçtiflnin kökiinil dnvarın dibindeki topra^a bastı. Hasın çuln yakarım demedi. Ka. fasındarl nzak zorlnklar, yokuslar, kayalar, dağ hayvanlan, trilip olasılmaz sarp, yalçın, yalçın ve bnzla yoknslar. biri biri üstüne yığılıyordu dnrmadan. iki çarcsiz arak. İki küçücük, ça. resiz ayak. Çalılar a>aklarını kanatıyordn. Yokuşlar gücünü kınyordu. Köpekler lzinden ay. nlmıyordn. Linlin katarolavordn. Kalktı birden aya£a. Ça|;ırını giydi. Ço. rabını, çangını çekti. Belinin kuşaiını, basının dolağını dolandı. Lüverini aldı yataklann al. tından. Kapıdan çıkarken Aıime kıpırdadı: «Linlin?» dive seslendi. «Ne diyorsnn Azime?» «Nere b«yle Linlin?» •Sormasan olmaı mı AzimeT TTykn dntmadı, dolaşaeanı!» «Ne dolasması bSyle? Taptıgin İş miydi gin. clyece?» «Yapmadı(ım isti, emme yapacam! Bnndan kelli hovardalık bilem edecem Gökçimenin sokaklarında. Yapmadık vapmadık da ne «fçti elimize Azime? Senin ne geçtl, benim ne gcçti? Eyisi mi vapalım!.j» «Aman dıggat et, basını blr mertege filân fnrma!» «Dıggat ederim korkma » dedi çıktı. Çıktı sokağa. Dnvarın dibine isedi. Sonra Ulugnsnn eve dojtm yiirüdü. Girdi avlnya. Kapıya yanastı. Birkaç sefer vardn ellyle: «Vlogvnos, hiiişt Ulngnş:..» diye seslendi fıs fu. «Aç kapiTi ITlnçtı* » tçerde tıkırtı oldn. Çıt olsa dnvardı. Clngnş kalkıp kapınm dibine geldi çabnk. Açmadan bir daha dinledi. Yıllann gecelerinl. kapıya g«leeek, belkl gelecek bir tıkırtıyı beklemeklt geçlrmişti. Bir daha dinledi «Hliilst LlngTis'..» «Linliiin, gen misin?» «Benim Ulngus. çabnk aç!.* Hemen açtı: «Ne var bn vakit LlnlinT» «Llmban yok mn, Iftmbanı yak » «Ne r eak ISmba? Ne deveceksen s5yle!» «Tattım yattim aykn dntmadı, sana geU dlm!» «Ne yapacara ben Linlin? Benim elimde ne var?» AYHAN BAşoĞLu 1TUNADAKIHAYALET Tedirginlik ÖÇMEN kuslar gibiydim. Agaçlara ilk suyun yürüdüğü ayda pılıyı pırtıyı toplar, çoluğu çocuğu yüklenip konardım bir yere. Bir yer dediğim adıyla sanıyla bir köy; ya içinde, ya kenannda egitmen kurslannm kuruldugu bır köy. îşte burası bızim aılenin yazlıgı olurdu. Tam altı ay, yöneticisi, ögreticisi, hepimizin pestlli çıkardı. Tığ gibi eğıtmenlert köydeki hizmetlere saldıracak kıvama getirdik mi onlan selâmetler, bizler de Ekim ayı içinde asıl görevimizin başına dönerdik, yani ben îstanbul'da alırdım solugu. Burada da gene Nisan'a kadar türlü eğitim denetlemeleri içinde yoğrulup giderdik Söylendiği gibi kolay olmuvordu bu. Altı aylık dönemlerde oturacak bir korıut bulmak, odun kömür derdi, çocuklann okuyacağı bir okul peşlnde ko«mak, geçimi denklestirmek zor ve ezici oluyordu. Böylece gftrevimin ve sorumluluğunu yükiendiftim «evimfa»in yerleşmedeki bir teviveliğe baglı huzuru, sorunu. direnme gücümün suyunu kaynatmağa baülamıstı,*ama çok sevdlğim eğitmen yetiîtirme işinin sıcak y8rünsesinden bir türlü kopamıyordum. Yalnız çaresizlikler, önünden kaçamadıfım için adam akıllı sıkboğaz etmeğe baslamıştı beni. Bu tedirginliklerin arasında kıvrandığunı seziyoTdu Tonguç. G «Ne varM sende var Clngn«, getir benim mykumu!» «Davın oi Işallah! Her dert blttl de! TSbe yarabbim tBbe!..» dedi, güldü gecenin ıçinde. Kalktı, duvardaki delikten kibrit aldı. Eliyle kovmns gibi bnldn lâmbavı, Yaktı. Aydınlandı içerisi. Saçını haşını düzrltti Linlinin önünde. Linlin de avaklanın azattı. l'lntcnşun vıllardır valmı yattigı süteve mandı fivlece. Baktı t i n gus, Linlinin araklannda çarıklar... «Ne o?» dedl, «Sefere mi çıkıvorsnn?» «Sefere çıkıvornm T I ' Sinci blz bn kın yolladık. Diyornz ki o desllesinin knrsafcını desip. çıkacak konaktan dısarı! Kopeklerden ba. sını nasıl knrtaracak peki?» «Kartaracak isallah!» drdi Clngns. • fşallah! Ondan sonra furacak Asann al. tından. çalıların, kavaların içindrn, yoknşlart çıka çıka Karateppvi. Bilhn^a bnlacak. Emme ne bilecek oralan bn çocuk? Be? on sefer eflin gitmisligi Tok ki! El kadar hebe daha! Düşü. nüyor musun Clngiı*, çok vanlıs bir i» yaptık!..» «Koea akşamdır hep bann düşönüyornm Linlin!» «Ne vapalım pekey ülnens?» «Çekmisin çanklan. gidecek^in dosdoîrn Asar dasının altına. Bogazın basınd» yolonn beWfrtcp*r<tln taVrnnnn';.» «Eyi emme, nln gecenin ortası olacak? Her yer inlik cinlik olacak? Ne hilecek benim ben oldnfnmn karanlıkta? Korkar. bayılır, ne yapalım?..» «Islık çatamn korkmasin.» «Kimin ıslıgı oldnfnnn bilmeli ki korUma. sın.» «Oyle ya. töüb! Bir i« yaptık. onn da ajrzımııa vüzSmflze bnlastırdık, gördün mü Linlin? Gördfin mii Linlin, ttiüüh!..» var> DİŞ! BOND « • • «• • •• • •• • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • •« • • « • • » • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • ı ıiıijfiij|(jr nill II1 m Î1 i ML|H '*? ^ ^ / LJMİUÛ'D 23 Katiyen. Herkes severdi onu Çok fazla iyiydi. Komik olacak ka dar iyi. Para harcamak değildi onunki, avuç avuç saçardı. Ve ken disine herhangi bir şey söyleyince de, yıllar boyu kendisini zengin göstermek için her lcurusu he. sapladığını söylerdi™ Ailenizi çok görur müydü? Az görürdü. Aym anlayısta. aynı zevkte değülerdi tabil .. Gerçekten de Maigret, Couchefyi; genç avukat, albay ve o vakur ve de hanım ile birlikte bir salonda kolay düşünemiyoniu. Bütün bunlarda anlajılmıyacak bir çey yoktu. Hayatının otuz yılını binbir sıkıntıyla servet pejinde koşarak geçirmis. srfırdan yetisme, basit. güçlü, kanb canlı bir adamdı Couchet. Sonunda zengln olmuîtu. Dinard'da simdiye kadar katiyen ka bul edilmediü bir çevreye girmişti Gerçek bir genç kız . Bir bur^uv» aflesi Küçüİc pastalarla çay, tenis ve Vır parfileri... Evlenmlsti Hem de her *eye kadir oldugunu blzzat Vendine isbat etmeV için Simdiye kadar hep dısardan «eyrettigi rürden blr vuvay» sahip olmak Için. Evlenmistî çunVn ayra ramanda bu kibar ivi vetisririlmis genç kiîdan etkilenmisrl de .. Ve arkasından Haussmann bul vanndaH evle bCrün o beylik şey ler ortamı olmusru havatmm. Ancak dısarda da kırrdılnu dök miye. bssks insanlan ^örmiye. onlarla ulu orta konusmsva ihtivacı vardı. Barlar Kahveler . Sonra daha baska kadınlar..» Sevivordu pekâlâ karısını. Hay randı ona Savgı duvuvordvı ona Kansı etkilivordu kendisiniVe Bzellikle karısının etkisi altmda kaldıgmdan ötünî de, rahatlamak Için Nine gibi köru yetîîmis sokak Vızlanna kosuyordu. Madara Cmıchel'nln dilinta «cunda bir soru vardı. Çekiniyordu sormaya. Bakışlannı baçka vöne kaydırarak sormaya karar verdi sonunda: Öerenmek istiyorum slzden sayet Çok nazik blr husus . özür dîlerim. Kadın dostlan vardı. bllivorum. Ayıp olmasm diye pek açıklamazdı ama pek de fazla saklamazdı Yanl bu yönden bîr mesele, bir skandal falan çıkaT mı dive öfretvmek istiyorum Tabiî kocasınm metreslerini romanlardaki fahiçelere. yahut sinemalardaki vamplara benziyen kadmlar olarak tahayvfll edlyordu. Maigret, Sğleden «onra blr avuc mücevherini Emniyet SandıSma götüren, mahnm vüzlO küçük Nt 1 ne ! dOjönerek gfllOmsedl: Knrkiılflea'k hic >ıir sev vok WSİFL aıss7 t / AAESAT VAa BCEMI I DİN", Ç1L^1 DEPO1 SLİ UAVA\İ V AMCA*; S4SMSlMl 7 >• ÜOVJTEOL s .'1 v P7 r* TİFFANY JONES aeaı. Herhangi blr sey gerekecekse... yKr: CrÜUJM6£ 1 \ L TE y i UFM • • « Beni bn iyten azst edtn arttk!» dedim. En ktlçük bir siîlanma bulayığı taşımayan bu isteğimin tsbanında yatan acı gerçeği hiç eseleme<ft. t Hele sen kendi yerine hir adam yetistir bakalım. dflsflnflrflı onn da» dedi O yıl bahann Uk beUrtlleri henüz uç vermeden gene apar topar Ankara"ya çağırdı. Odasında karşıhklı yerleştii önüme bir kagıt sürdO. «^ i?o eğitınen knrslaı uıııı kadrolRnnı vapafim seninle» de di. «Hele sn Kastamonu'nun ba«ına kendi adını bir vaz bakalım!» deyinee anladım ld toprak kadar kutsal bir hizmetin çiftlni sürenler arasmdan yalnız klşisel hesaplara dayanarak ÖTİe kendl kendime aynlamayaeağım. Ben gene onun istefine «7»rsk kâğıdm başına kendi elcefizimle vaîidıeım Kastamonu Eğitmen Kursu"nun kadrosuna verlestlm tslerin hızı içinde rahatlamısrsm Rıkmfılanmdan, tizün^lerimden uzaktım. Artık onlan buÇulara batmıs gîbl bozulmus biçimlerivle hiç bir şeve benzetemivordum Bpnimle 7PTTece İMsMlPri b'^nrırnadıŞl «a nısı lçindeydlm. öylestae lçlerin vpryansm havasma girip erimiştik sanki tste böyle bir iş savasi içindeyken belli belirsiz blr ışık tuttu Tonguç: « Di«1nl birsz daha «ik. O«c menlljin sonunu getiriyorsnn vakında» dedi. Gaüba Arifiye' • demiri atacaksın^ MEŞEM X GARTH AYLÂK MUSA BEMl «SEMİMLE Ç3ÖCÜM . TARIN ÎLK BELİRTİ Hayır hiç bir ley vermeniz gerekmiyecek. Çok hayret etmiîtl kadın buna. Belki de biraz bozulmustu. Çünkü şayet bu kadınlar hiç bir şe» istemiyorlarsa bir sevgileri vardJ demek kocasına ve kocasmın da onlara Çenaze töreninin gününfl te» bit ettiniz mi? Kardeşim ugrajıyor onunla. Perjembe günü Saint Philipp» du Roule'de olacak. Yandaki yemek salonundan tabak bardak sesleri geliyordu. Aksam yemeği için herhalde sofrayı hazırlıvorlardı. tzninizi aimaktan ve te«ekkür etmekten başka yapacak bir seyım kalmadı... Tekrar tekrar özür dilerim.. Haussmann bulvannı vaya 1 nerken. piposunu doldurarak mınldanmakta oldugunu farkefc ti: Hey Itoca Couchet hey.. Couchet çok eski bir arkadaşıymış gibi bu sözler kendilı^inden dökülmüsH) dudaklanndan Ve öylesine bu havanm ıçmdeydi ki Couchet'yi cesedınin dışmda hiç eörmemis olduSunu düsünmek şasırtıyordu onu Ve Couchet'yi her yönüyle tam tanıvormus eib) geliyordu Maigret'ye. Belkl de tmnun nedenl o tlç kadındı Başta birincis!, şekercinln kızı, Nanterre'deki evde kocasının hiç bir zaman ciddi bir işi ol mayacajrı Inancıvla umutsuzla. nan kadın . Sonra Dinard'daM eenç kız ve artık albavın akrabası olan Couchefnin erubuna ait ktlçUk tatminler.. Nine Select'tekl rendevular Piealle otell. Ve para fstemlye gelen çocuk 7e belM de onu viedan azabı na enrk Ptti&i umuduvla cUmle kapısmda karşılasmak için kendisini ayarlayan madam MartinGarip bir sonu olmuştu. Kabıl oldugu kadar az geldigi bürosunda yapavalmzken. Kasaya sırtmı dayamı?, ellert masasının üstündeyken.. Hiç bır şey farkedilmemişti. Kapıcı kadın avludan geçerken, bıyası ddkülmüş camlann gerisinde hep aym yerde gorüyordu onu Ve doğum yapacak olan Madam de Saınt • Maro ıçin endişelenıyordu daha çok. Yukarda deli fcadm bagırmısn.. Başka bır deyımle ihtiyar ^!athılde, ayaklarınm ucuna ba sa basa kondordakl kapılardan bırinin arkasında pusudaydı. Mösyö Martin çiklet pardbsüsüvle aşagıya inmış çöp tenekelennın vanında eldiveninı anvordu. Kesin olan bir sey vardı: Şim di biri çalınan üçyuz altmış bin franka sahiptl. Ve biri öldürUImüstü. Madam Martin ıstıraplı yüzüyle acı acı: Bütün erkekler beneildır, demışti. Kredi Llyone'nln verdıgi gıcır gıcır üçyuz altmış bın kâgıt şımdi onda mıydı acaba? Nıhayet kavuşmuştu parava, yanndan hiç bır endişe duymadan ve Martin'ın ölümünden sonra gelecek emekhlik ayhgına aldırmadan, yıllar boyu konforlu bır hayat saglavacak büvuk bır paravdı bu Cok naravdı Eterle bosalmıs o vumusak vücudu ve bir otel vatagının nemlıiıglnde kendısıvle dalgaya dÜ5Sün diye vakalayıp getırd'tı Cöline ile voksa Roger miydı? Yoksa Nine miydı? Yoksa Couchet mivdi? Ancak her şeye ragmen bütün olup bnenlerın görülebileceğı bır tek yer vardı: Martin' lenn daıresi Ve evm içmde sinsi sinsl, bütün kapılara kulağım dayayarak. eski terhk:erinı kondorlarda sürü'i'üp dolaşan bır de kadın vardı Maigret: îhtiyar Mathılde'e gıdıp bir uÇramam eerekecek dedi ıçmden Ama ertesı sabah Vosges alanına geldıSı zaman gelen mektupian ayırmaltta olan kapıcı kadın (Serum İ3boratu'.an ıçm koca bır tnektup vıgını öteki kıracüar tçm de tek tük mektuplar rardıi duöurdn kendısini: Martin'lere m ç'lnvorsunuz? Bılmıyorum dogru mu vapıyorsunuz Madam Martin müt hış hastalandı bu gece . Doktora kosmak gerekti Korası deli gibi (Arkası var)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear