23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
LYFA DÖRT: :CUMHURİYET: tZİM fcoye düğünlere gelirlerdi. Esmer ve güleç. Canlı ve utangaç. B BlRKOYVARDt *«*; Vıı v« fötograt: Hidaytt KAMAKUŞ FHerim ceplerimde, kış, yağmur, çamur demez davulcunun âalan. gözlerini, gölge golge yüzünde g e u n düşünceoin izini, zurnacmın bütün ciğerleriyle üftedikçe şişen, hem de ağzının ild yanmda iki ceviz varmış gibi şişen yanaklarmı seyrederdim, Hoşuma gıderdi. Ben de daılcuya, zurnacıya ozenirdım. Ene alonca hemen de çalacağuıu jıırdım. Içimi, önü alınmaz bır ttfeu fceplardı. Sessizce yar.iarıı sokulur, iyice incelerdaın ikini de arasıra. Bazı kezler da\ u, belli etmeden dokunardum. GONCEKLI derlerdi. Bu yıla değın köyun adını GONCEK ı> larak büırdim bu yuzden. Defılroış a m . GOĞNECÎK'miş resmi adı. 1971 şubattnda yine düfcün vardı. Kurusan'da. Vermn'ın Mustafa teman çalıyor. Calsroğlu Caler de sazuu söyletiyor. Kahve duman ve insan dolu. lçim Çok gOzel ve şenlikli bir yerdi 60GNECIK ama den «GönceklBer» dedim, dısımdan «Hoş geldinir.!» Orüar bizim köylülerl ve çevre köylüleri çok ryi büirler. Çocukluklan bu yorelerde geçnuştir çünku. Bu ybrelerin çocuKlandiTİar. Bu yorelerm çocuklarıyla oynanuşlar, gulmüşler, uzulmuşlerdır. Bu yorelerin insanlanyla dostça yaşamışlar zor gunle nnde yüreklenne basmışlaıdır. Hep bu duğunlerde buluşmuşiar, gokyuzune fişek gibi kahkahalar atmışlardır. Bu duğunlerden tvlerine dönerken, gözleri gulerek ayrümışlar, duğunlerde kabaran coşkulanıu, insan sevgısini evlerındeki çocukları ve kadınlanyla paylaşmışlardır. Duğunler biter bıtmea bir dakika bile eğlcşmemişler, GOGNECİK'ın yolunu tutmuşlardır. Işte bu düğünds \ e bundan sorıraki düğünlerinde işleri biter bitrnez GÖGNECİKe gidemeyeceklerdır. Çunkü... >**»•• 1*4 ,f Avuç avuç ALVAÇ'Un Batıya doğru üç koy sırahdır. Kurusan Akçaşar Tokmacık. Yol bu uç koyun, ipliğe boncuk dizer gibi ıçîerınden geçer. Koyler yakındır birbirlenne. Akçaşar'a varmadan Körkuyu derler bır kuyu vardır. Neden boyle derler bılmem. EskiSan s>uyu olurdu. Şımdılerde tamaınen kurumuş samrım. Ûldukça da derindi. Unlu ressamlann kuyu resımlerinin bir modeliydi. Uzunca bır dal, dalın bağlı oiduğu bir çatal dırek. Çatalın içinde dal rahatlıkla her iki taraJa da eği Y Varan'ın Mustaia yaman adam. Partnsklan mekikten farksız. Sepet örüyor: s»x da çalıyor. «Gârnra dayı demem diyenlere bakma... B»ba bile diyoruı gerektiğinde» diyor. lebilir. Dalın bir ucunda kova, bır ucunda ağırca bir taş asıadır. Bu taşm ağırlığı kuvadan fazla olacaktır. Kovanın çekirni kolay olur kuyudan. Dalın ince kısmıiîdadır kova ve zıncirle sallamr kuyuya. Şimdi yeller esiyor yerinde. Oküz güderdim. Susadım iyice. Körkuyu yakımmızda. Gxtsem ıçsem... Öküzleri sürdüra ku>Tiya doğru. Kuyu yol kıyısmda. Ama kuyunun kovası kopuk. Su da en az 810 M. derinde. Eskiden taşlarla öriilmüş bir kuyu. Taşlara tutuna tutuna indim dibme kadar. Içüm avuç aruç. Buz gibiydı su. Inmek bır şey değil. Iş çık makta .. Çıktını da. Işte bu kuyudan sonra çimenlerı kağnı tekerlekleriyle ojulmuş, bır çıft çukuru, derin bır ray gibi ustunde taşıyan, eskı bır yol aynlır Kuzeybatıya doğru azjcık. Akçaşar'ı soluna ahr. Bu y i Gölgeli Kaya'nm dik, duyar gibi, güvercinlerle kapü gri yüzünü görmeden onun altmdan geçer. Kurbanlı'ya tarlalann ortasından geçerek uğrar. Sonra da Sankaya'nın sırtına tırraarur. Sankaya yolu omuzlamış gibidir burda. Kurbanlı dere Sankaya'nın altından yukanlara çıkarken, Kuru Dere kendine ulaşır. Yol burda Kurbanlı derenia . içıne düşer. Ve derenin çakülı, iri taşlı ve kurumuş otlarla kaplı çığınndan yukarılara sağılır gıder. ÖTE yaklaşırken çevre Renışler. Bir çanağın içine duşersiniz birden. Sol yanınızda Kdkez tepesi yükselır. Sağ yanıruzda da bır küçük tepe. Tepenın dibinde yeşilli|ini korumaya çalışan. bîr îamanlar epey ycşiilık bir yer oiduğu anlaşılan ba başka dere. Bir sRmanların Goğnecik köyü sakinleri şimdi Sultandağında oturuyorlar. Nerede eski ağaçlar Te akac sular? Fotoğraf; Sultandagındaki evlerden birkaçinı gosteriyot dan oğuUanna kaldı. Onlar idare edıyordu. Köyde üç kısım halk vardı. Aslında hepsi bir ya işte öyle demişler bizden oncekiler. \ ö rükler Abdallar Türkmenler. Türk mtnler orda çiftlikte çalışan yerli lerdi. l'örüklerle Abdallar !>onradan gelip yerleşmişler \a da yerleştirUmişler. Hepsi iyi iıtsunlardı. Çok iyiydi Göğnecik çok Biz de öyle diyoruz. Abdallar, iyi. Çok bir cöukliiydü. (Şenlikli) Öylesine çüzel bir yerdi. Ve dc çok rabattdar. Amm» velâkin.. » K Y A R I N : Gelen geçen okusun neler geldi başıma konuveresimrAYHANBAŞOĞLUİ I GUNAHKAR KRALIÇE Yolu izleyınce lepeye tırmamrsınız. Once mezarhklara vaur, sonra da yıkık taş duvarlann önünde «nnk» diye durursur.uz. Mep çatılı evler düşledınız o ana degin. Ondandır «nnk» diye r.urrrıanız. Yoksa taş duvarlardan uılî mez insan. îçınde nıce insanm yaşadığı, acılar, sevinçler duydugu taş duvarlardan urkmez insan. Burası GOGNECIK'tır işte. Bır takım soruşturmalardan sonra Göğnecikie ilgili bır bışinın adıru buldum. 19411946 yıllan arasında o koyun egıtmenlığıni yapnuş, Eyuplar koyunden Hasan Çavuş (Uslu). Hasan Çavuş ya da Sağır Hasan diye tanınıyor kbyde. tlk kez bir röportaj yapmaya gidiyorurn. Öyle olanaklanm geniş değıl. Fotoğr&f makinem basit bir «Certo». Flâşsız ve makarayı sıkıştıran. Bir çok görüntüyü onun yüzünden yitirdim ya neyse. Not kâgıtlarırn, kalemim y«mmda. Ses alma arasım fılân yok. «Bi cesaret» çıktım yola. Hasan Çavuş'u bulacagım Kurusan'dan ayrıldım. Kafamda binbir soru. En geniş bilgıüi Goğ necıkinerden alabilirim. Bu doğru. Ama ben önce Go§necike gideceğım. Orda bana yeterli bilgiyi çekeceğım bırkaç gorüntü verebilir mı? Öyleyse «şu nedir?» «bu n«iir?» diya soracağun bır kişi gerekli. Hasan Çavuş'un evinl sora sora buldum. Yakınmış da zaten. Koyun girdik yerinde. Dışı ak badanah. Geniş bir hanayı \at. Senınm üç oda. Alışılmış bır koy evi buralarda. Drina'da Son 6ün Yazan: 41 Ba, «bana sıcak bir erık rakısı vcr» de. mekti. Selmanoviç kendi isinde ıjalıştırdığı a. damların içinde her zaman bir arkadas gibi konnstağu Çsvaş'tan ayrılırken söylemeyi ılı«ıkanlık haline getirdiği bu cümlesini yine söy. lemeden edememisti. Çitin öbür tarafına geçince kendisine yine bir ara her myi nnnttnrsveren ilü toprakla gbz şöıe geHvcrdi. Bn sapsan yüzlü, ayakta zor duran p»tlıcın ve biberlcr Selmanoviç'in çocnklarıydı. Onların hepsi de Mfiberra \a da Elmasa'ydı. Onlarla konaşardn her sabsb, bazen keııdini tntamas daha da ilerı gider, bir kız yanagı gibi pür. tükSDi yanaklarını öpü öpüverirdi. Ştt savaş, Alman isgali, ardı arası kesilmeyen bombardı. raanlar yüzünden simdi biç biriyle eskisi «;ibi nfraşamıyordn. Gerçekte onların tıiç birine ihtîyacı yoktn, ama Selmanoviç iein toprak insan demekti. Toprak dediğin bep yesil, hep g«nc, hep diri k»lmalı\dı. Birden Upragı ye. rinden «ynatan bir gurültü koptu. E\lerin damlannı yalarcasma gecen Skvtsslarla Messerschimittier iri kuslar birbirini kovaladı. Selmanoviç elinde olmayarak hemen bir duvarın dibine sıfındı. Korkulacak bir tehlike yoktu ana Almaııların ne yapacağı pek belli olmaz. dı. Belkı bn vahsi kus süriileri kazey kesimindeki Ronunel ve Reinbardt 4>ir1iklerini dts. teklemeye gidiyordu \a d> bi< yerlerde biliıı• meyen *ir seyler olnyordu:"lhı son günlerde çok sık ve «ittikçe daha alçaktaa geçmeye bas. lamıslardı. Ba uçnslarin bir amacı da homurdanan Yuçoslavlara gözdağı vermek elabilirdi. Birincisinin arkasından bemen ikinci bir Skutas filosn 50k ve yeri ayağa kaldırdı. Selma. noviç'in kendini ıjpere aldığı dnvann üstünden sarsıntıya dayanamayan iri bir taş ytre düstü. Vçakların gölgeleri domateslerlt biberlerin üzerinden kayıyor, sonra çitin ohür taTafına atlayarak gözdcn kavboloy«rlardı. Son uçak da «cçtikten sonra Selmancviç birkaç saniye daha bekledi, sonra saklandığı yerden çıkıp volnna devam etti. Bîr erik agacının al. tına durup bir sigara yaktı, uzaktan kulağına bazı insan sesleri geldi. Ba güriiltvlerden bir şey anlayamavınca yeniden e\in yolnnn tnttn. Baba'. Baba! Neredesin? Müberra kosarak kendisine doğru geliyor, bir yandan da elindeki $azete\i sallıyordu. Solok soluğa çabacak yanına geldi ve bir siire konuşamadı. O çtizelim lâcivert gözleri kor. kuvla bakıyordu. Annem çagınyor baba, çok merak ettık seni. Selmanoviç gazetesini ald\ ve Çavuş'a kadar gittiğini söyledi. Korktuıınz mn? diye sordu. Müberra bembeyaz dislerinin arasında bir sakız çiğniyordn. l'o, dedi, hiç korkmadık. llk günler çok korkuyorduk ama simdi alıstık artık. Neıir neden geç kalmıs bîliyor mnsun? Neden? Bır kere gaıeteler bugün ç«k geç selmis. sonra volda gelirken arabasımn tekerleği çıkmıs. Bır saat »nunla uğrasmış adam. Baska bir sey olmamıs ya? Ha\ır, bize anlattığı bu kadar. Çok yo. rolmusa benziyorsnn baba. Selmanoviç gaıetesini evde oknmaya fcarar vererek koltnfunnn altına sıkıstırdı. Sigarasından son bir nefes daba çekip vere attı. Eh, biraz yoruldum. ama çok değil. Ne. air gitti mi? Mnberra kmşıksıı alnına dnşen bir saç FAIK BAYSAL Işiltl UKARI çıkmadan ünltdım Evdeymiş. Buyur etü. Soru dolu gözlerte bakıyor. tlk l:ez karşüaşıyoruz. Inceliyor b n ı bır iyice. Kendimi tanıtır tanıtmaz, geiişimin nedenini de .ıçıkladınr. «GÖKnecikliTer koylerini bırakıp gitmek zonında kalmıslar. Sen «rda eğitmenlik yapmtssın. En iyi senin bildiğini söylediler. Uraya kadar Rİdip resim filân da çrkeceğim. Bu bakımdan rahatsız cttim. Işin var mıydı? Ejrer varsa başka bir gün gelrvitn.» Griyeşil gozleri ışıklandı, Ya1?lı estner yüü rahatladı. «Ivi celdin hos çeldin. Ben de sizîıı köre gidecektim. Bizim oğlan biraı ekin almıstı sizin kiivden. Ona bir bikacaçım Riılip. I\i oldn. Bnrdan Goçntcik'e çider, crdan ds sirin köye geçeriz» dedı. Hasan Çavuş'u izledım belli etmeden. Kavisli burnu her zaman alaylı gülüşler taşıyan dudaklarına doğru egilrniş. Konuşıuken ağzından altın dislerinın ışıltısı taşıyor dısan. Ayn bır ışıltı ve temizhk oluşuyor yurur.de. He!Q babamm adını duvmak ona ouven venvor. O eğıtmenken habam da Yalvaç koylennde ge;;ci sağlık memuruymuş. Goğnecik'e de sık gıdermıs. O yuzden r. ta nısıyorlar Kambur omuzlaniıda s&clarr ve dırı koüar sarkıyor. Dıkkat ettım Hasan Çavuş k o rusurken benım GONCEK diye bilditım koye GOĞNECIK dıyor. Sordum: •Hasan Ağa biz hep GONCEK diyoruz. Resnıî adı raı bu? Toks» resmi adı sövtenirken hu;te bir dpçişikli?e roi uğramış?» «B«n okuldavken resmi yazılara fîlân GOONECtK dive yazardun. Ama çevre köylüler. hattâ orda oturanlar bile GONCEK derlerdi. Resmi adı bana göre GÖGNECIK'tir.» Hasan Cavus'un kansı evleri ak toprakla sıvamaktaydı fımda Hasan Cavus eve mısaîır »ehr» dedi. Gütdum. «Bizim ev'erde böyle» dedım. Hasan Ça\iıs kansına bir iakını emirler verdi Altrmşt aşkui \asına karşın hâlâ hükrnünu jüıuten biri Ama bir zan»nlar Goğnecık'e götürememiş hanırmnı. «F.ğer gelseTdi rtitmenlikten av. nlmaracaUtınj. Raporlanm iyiyii. Şimdi>e emektî olacaktım. Bn avrat kısmı yok mu!.. tnsanın Oerisini çöremrz bunlar.» «Köye varana dek acıkacaŞır. Dab» vakit sahah» dedi. (Saat 10.00) «Ben köyde ?edîm. Tyice de tokmn» dedim. Dinlsmedi. Sofra rıazırlattı. Bu arada Gbğ;•necık'ten sözettik. Daîgın dalgın anlattı Hasan Çavu«: «Bu köy bir çiftlikti. YtİTflçlı Nub Efendi'nin çUtliğiydi. On Y DİŞİ BOND halkasınt arkasına itti. Gitmedi, yemek yiyijor. Sen önden gidıver de beni beUlemesinl söyle. Su gazetcye bir göz atayım ben de hemen şimdi gelirim. Peki, bemen gel ama, annem yemeğe bekliyor. Müberra geldi | i gibi yine koşarak gitti. Selmanoviç gözden kajboluneaya kadar onuu arkasından baktı, sonra kalın bir toz tabakasıyla örtiilmüs simşirlerle sıcaktan kavrulan çimlerin üstüne iri kan damlaları gibi binlerce vaprağını dökmiis ateş çiçeklerinin yanında görâüğü ufak bir tasııı üstüne otnrdu. Hemen çazetesini açtı, ılk isi her zaman yaptığı gibi ha\a raporunn okumak oldu. Gülüp geçtı, tne. teoroloji jiııe yanılmıştı. Gökyiuünde en ttfak bir bulut parçası bile yoktu, günes boşluğun tam ortasında dcydifi veri yakan kocaman bir top gibi durnvordu. Bir serçe havada bir iki çırpındıktan sonra kendini evlerden birinın saçagı altına dar attı. Arkasından bir serçe daha fırladı. kocaman kocaman lekelere benzeyen çalılıkların içine dalıp gözden kayboldu. Scrçelcr bile ciinesten kaçıyorlardı. Ama top. rak serçe değildi, toprağın kanatları yaktn, toprak kaçamazdı. Büsbütün canı sıkılan S e l . mano\iç hava raporlarını bir daha okumaya karar vererek tazete&inin bas sayfasını çevirdi. tri puntolarla yazılmış başlıklara bir gös attı'. Rusya'da yıldırım savaşi yapar» Alman orduları yılda eîli bin traktör yapan sanayi şehirlerinden Kharkov'u geçerek Moskova kapı. larına davanmıslardı. Mareşal Tımoçenko'nun, komutasındaki Kızılordu iki bin dbrt yüz kilo. metrelik bir cephe üstünde dövüse dövüse Rusya'nın icerlerine doğro çeriliyordu. Her iki ta. Taftan da sekiz biııe yakın tank ve nçak savasa katılmıstı. Ortada çizmeii, beyaz gönılekli, sa. çı sakalına kansmıs kupkuru bir Kharkoviunun resmi \ardı. Kolhozlann iskencesinden knrtnlan ve toprağına yeniden kavnşan bır Ros köylüsü de biraz arkada kurtancısı saydıfeı bir Alman askeriyle kncaklaşıyordn. Çok daha terilerde de kollektivizmin pençesinde inleyer balgur bnlgur bir step topra?ı azanıyorda. Bt topraklann ötesinde btrisinde, otların arasın: masUelenmis tank kuleleri ve dev top ağızlar vardı. Ba resmın sol Urafında da kocaman bi yumruk Selmanoviç'in neredeyse gözüniin içi ne çirecekti. Ba yamrak ttalyan diktatörı Benito Musolini'nin Venedik Sarayı balkonun dan sekiz milyon Kara Gömlekliye sıktığı sa hane yomruktu. Benito yine çok sert bir çıkı yapmıstı. Elleri kanlı katil Stalinie «pis, köı topal Vahudi» dediği Rooswelt'e bir demedi tıni bırakmamış Çörçil için de «Puro içen kc pek» diye bağırmıştı. Kara Gömlekliler ken disini çilgınca alkıslamıs ve Roma meydanıı «Vha Musolini» naralariyie çınlatmıştı. Gazett nin üçüncü sayfasının ortasında da savaşı ele: tiren bir vazı vardı. iazann görüşüne gö savas daha en fazla üç ay sürccek ve insanlı artık ebedi barısa kavnsacaktı. tktisadi hab ler de o kadar parlak değildi. Havalann kun «itmesinden nrnnSn büyük bir kısmı yanm \umnrta \e peynir fivatları yükselmisti. Alm; ısgal komutam da karaborsacıların hemen kn suııa dizileceklerine dair bir bildiri yayıml mıstı. Selmanoviç saıetesini tam katlayıp ki kacağı sırada gözüne koeaman bir Neniç ilii Kalbi carparak yazıyı okuroava başladı. X zı>ı bastan sona çabucak bitirdi. Bir daha, sc ra bir daha okudu. Başı dönmeye başlami! gozlerine inananııyordu. Birden kalktı ve ri gâr gibi mutfak kapısından içeri daldı. Sevrala, Şevvala, şuna bak, şuna. « (Arkaa • TİFFANY JONES <( 16 yaşındaki kızımı kaçırdılar» însan kaçırma suçunun rnüeyyidesinin ölüm ceıası olacağını radyolarda aylardır ılân eden Sıkıyonetim yetkölUenae; Benim kızım Temmuz ayının ilk eve kaçırüışından 1 ay sonra haftalannda kadın ticareti yap dondüğünde Çağlayan Sarakolu tığından kuşkulandığım bir şena götürdüm Uadesini aîdılaı. beke tarafuıdan kaçınldı. Yü« reğim parçalandı. Başvurmadı» Sonra da bana kaçıranlan bulağım yer ve makaro kalmadı. Ka« mıyoruz dediîer. Oysa ki adını sımpaşa Havuzlan dokümbane» veremiyeceğim cmın bir kaynak sinde çalışan çok az gelirli bir tan öğrendiğime göre bu şebeişçiyim. Uğraşacak, takip ede kenin elebaşılan bilinisormuş. 7123032 sayı fle lstanbul Cum cek ne halim ne de param kalhuriyet Savcılıgına da müracaat madı. Kızım, kaçırıldıktan bir ay son ettim. Hiçbir yerden bir habeT ra kendisini kaçıranlar terafmdan perişan edilmiş ve ruhî dengesi fena halde borulmuş bir îe kilde eve geldi. Aradan 3 ay kadar bir süre geçti kızım tekrar ortadan kayboldu. llk kaçırılıçında 1. Ordu ve Sıkıyonetim Komutanlığına mü» racaat ettim Onlardan bana 26. 71971 tarih ve 7041324071 sayıh bir cevap geldi. Dılekçem İst. Enmi\et Md gönderilmis. Çağla>an Karakoluna müracaat ettim. «Bakanz» dediler. Kızım ıvı^urj, ıvayııuuınıau u« *** ÜWM Cumhuriyet'e mektuplar At arabaları ile mücadele ediliyc Gazetenizin 2L101971 ta nüshasında yayıalanan «Bel ye murakabesi nerede?» ba; yazı, Ugilileı tara&ndan inc mi'tir. cBesiktaş Belediye Zabıtas deki kanunî imkânlan ve V durumuna göre bölgedeta a1 baiı ve Ü tekerlekli arabai Ç yarlarla mücadele etmek Bu cümleden olarak bahis zuu esnaia 5S3 adet pcşin cezası kesüıniştir.» Bilgilerlnizi ve gazetenizd ymlanmasma müsaadele rica ederim Saygüanmla. lstanbul Bclediyesl GARTH ALVATTlM CUJINET. İAye ANLAY1ŞU ^ ÛB'" « OELMİ Î BİR AÇIKLAMA Onceki \azı dizimizin klişe başlığında «DVDEYBAN» keliracsi bir hata «onucu «DL'DERY^N» seklinde çıkmıçtır. Aslı: «DLDEYR«\> dır. Düzeltir. özür alamıyorum. Bana kimler yardun edecek. Başkalartmn kızlan, oğuüan kaçıruiyor, gazeteler ve Sıkıyöneüra hep birlikte Ugileniyorlar. Ben bu memleketin in sanı değîl mij'im? Benim kızım kaçırıldı. Her yere ba$.vurduğuro halde nîçin resm) makamlar benim kızımı kaçıranlan niye vakalamryorlsr ve tazımîn tnahvolmasına göz vumuyorlar. Mahmnt Gülüstön Sişli, Çağlayan Taşa Sokak. No: 36 İstanbul T ^
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear