23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFADÖRT heynlmje kalmahdn» B ÎRtNCt Erim Hukumetinin Ktiltur Bakası S a . . yın T. S. Halman'ın, saraylarda alaturka konserier •verdinnesi ve Osmanlı nygatlık döneminin musikisi. ni «ihya»ya kalkısmasına, ünln sanatçı Sayın Snn» Kan'ın karşı çıkmaa ile «Alatnrka Alafranga nrasiki» tartıstnası yartm yüzyıllvk bir konn halinde yine kanıraıza çıktı. Bnndan 40 yıl Snce Konservatnan ıslah için Joseph Marks adtnda bir Alman protes8r getirtümlstl. Prof. Mark» «Türk ransikisi, Batı tekniğiyle pekâlâ ıslah edilebilir!» dlye bir iddia atmıstı ortaya. O zaman, bn fikir etnıfında nvanan ilgi szerine Cumhuriyefte Peyami Safa, eski ve yeni knsağın bellihsslı musiki otoriteleriyle konn. sarak bir anket dizisi hazır. lanustı. Bugüne değin kökttnden halledilmig olması gereken bu konnda hilâ çekimser bir havanın esraesl, Büyük önder Atatürk'ün nn Batı tnfizlğt fle me?gulfim. Ne »öyleyebulrim » dediği halde Peyami Safa, Nimet Vahit Hanıma karsı sorusunu şu şekle sokuyor: «Siz alatuıka ile alafıranga nvusikisinin barısabileceğine manıyor musunuz?» Nimet Vahit Hanım ka çamak bir cevapla: «Onlat darçın degil ki banssmlar» diyor. Anket yazarı yine sanstitân sıkı$tınyor. «Demek birleşebüırler?> «Hayır» diyor, Nimet Hanım «Bl rîblrlerinl tanımazlar ki, dargın değiller ki. Banşmalarma çahşılamaz. Onlar iki ayn âlemdirler.» Nihayet Nimet Vahit Hanım «Mu lî rengi olan, kuvveüi musikî han gisidir'» sorusuna şu cevabı veri yor: «tspanyol ve Macar rousikUfrl.» Dörduncü anket viyolorîist Necıp Yakup Askm iîe yapumıştır. O. •Alaturka musikî iptilâsı ile afyonkes olmak arasında pek fark yoktur \e alaturka ile alafranganm izdivacından korkanm ki gayri mcsra bir çocuk doğaT.» hükmünü veriyor. M l Bey. Satdan ^ l a O dev,rde «Kültürün en yüksek dereceıdne çıkan VVagner'i, Alman sanatmın en mükemmel örnegi olarak tamyorns da, niçln Itri'yi veya Dede'yi Türk sanatmın mümessillerinden saymtyoroz. Böyle her taraftan milli olan Türk mnsikisinin, Avrnpalılann usnlltri ile inki$af ettirilrnesl yollannı arayanlardan biri de benim. Türk musikisinde, çok s*sli mnsiki üslubnn» dofrn bir gidiş var. lyi tedblrler ve salim bir çalışma ile bn gayeye daha çabnk ve emin «larak varabilir. Ur.» f B TJ ANKETE 7 Arahk 1933 tarihH Curohuriyet'te ük once Me«rt Cemil'm verdıği cevapla başlanmıştı. CNe gariptir. Bu tartışma 39 yıl sonta 7 Arahk 1971'cTe gazetemizin 2. sa^fasmdı tekrardan yuzeye çıktı.) Mesul Cemll, verdiğı cevapta o zaman şoyle diyordu: «Batı, bejrnimizt ginneli ama, Dofru daima kalbimizde kalma. lı. Gelecek sanatkâr. bir madde üzerinde . diyelim ki kvynnıeu. luk yapaeaktır. O maddenin cinsini, nevini, aertligini, y«musaklıguu, renginl, dengini Hice bilmezse nasıl işler? Fev. kalâde rahat ve memnnnnm ki, Prof. Marks da ayuen bnntt sfiy ledi. Aman yine yanlış anlasılmasın, kıyrattli masiklmiıl ihmalden kurtaralıın deTken ne mekteplerimiıde ilâhi oktttaiım, ne de kontervatnarda ineesazla fasıl geçip gaaelhan «laltm di. Mesut Cemü »Sılerinl }öyl« bıtıriyor: ne demek istediginln (yine hâlâ) anlasılamadıgını gösterir. 40 yıl sonra yine aynı şeyleri tartısmak gibi bir geriliğin içinöeyiz. Yeni ku. şaklann, durumn daha iyi gorebilmesi bakınundan, ar. kadaşunız ELİF NACÎnin eski Cumhnrivet nüshalarından Sıetlediği bn anketin cevaplanru yayınlıyomz. I I I I DESİNCİ gün anket, üstat Rauf °Yekta Beyle yapılrm?Ur. Bauf Yekta, Darulelhan'da (konservatuvar) Türk musikisinin tarih ve na zariyat derslerinm öğretmenidir. RTESİ gun, yani 8 Aralık 1932 taıihinde bu ankete o zamanki Belcdiye Konservatuarı Müduru Towf Ziya (DeHurcO cevap veriyor: •Teknik Hlcr i^in bir nzman getirdigimize iyl »ttik. Çünkü konserT»tav»rd» alaturka öğre tilnvesine tanftanm. Şunn da sbylerock isterira ki her raujikl kendl ikltminu» mrvlâdndar. E ı*sler go hav orada l T Dıjorki: Türk musikislnin llgası gt bl minâsız tâbirler irl harfler le her gün gazete «ütunlannda gorülüyor. Musikimlzln bldüğü, muzeye konacağı, bir daha dirilemiyecegi iddia olunuyor du. Alafrangacılar ve onlann Ta A l m * n l a r gayrctkeşleri tarafmdan uğradığım haksız tarizlere susturu 55 harcıyorlar. eu cevaplarla karçı çıktım. ama dıklan dlnleyen olmadı ve nihayet Bir sessizlik oldu, sonra berkes içinden Turk musikisi Türk konserNezlr sopasını sa$ » gelen ve masmavi gök kubbede nznn uıun vatuvanndan kapı dısan edll* jansıyan gizli bir sesi dlnliyormus gibi dalçın Bırakın, hiç dokunmayın bence diye di. Aradan altı sene geçti. Budalgın birbirine baktı. Bir saniye içinde tek bır gırdı. Allah'ı \arsa karşısma oldngn gibi çıkgun kon.vervatuvanmız tek a* insan olnvermislerdi. Şimdi birinin derdi hep. sın. Oomüp de bir de toprağı kirletmlyelim. yakla yurüyen blr adam dura sinin derdi\di. Birini vuran kurçun öteklni de Zaten bosuna da uğraşmıyalım hiç. Toprak Umundadır. Koıuervatuvarı\uracaktı. En güzeli artık yalms de|illerdi. temez, toprak kusar insanm bSylesinl. mızda sade, Batı musikisi ögre Izun nıun tartısmadan, tek bir kelime bile tlliyor. Böyle bir muesseseDelikanlı tabancasım koynandan çıkanp suylemeden ınsanlı^ın zaterı, iyiligin güçlU kal. mizden Tiirk bestekârı jetiseması için gözlcrivle hemen anlasıverminlerdl. arka cebine soktu. billr tnl? Süphcsiz yetiscmez. öldürmek içm dcîil, yasamak, yasatraak içiıı Pekı, öyle yapalım »e bnradan hemea O halde Mozart'ın, Sopen'lu birlesmiMerdl. Czerlerinden miskinliği ve kor. musiklsini öğretmek İçin bcleuzaklasalınv kuyu atmıslar, haklı olduklarına bir kere daha divenın sarfettiği paralara >a El ııkısıp aynldılar. Davntlç atma atladı, inanmıslardı. Emrinde binltrce yalan, tath söz, zık değil mi? Prof. Marks, tskurnazlık ve düzenbazlık olan dilin degil, bn Saima'yı da arkasına aldı. ötekiler de yürttye. tanbula geldi. Kendlsine Hacı başarı gözlerin başanmydı. tçin için ağlayan rek arkasından gittiler. Nezit'le Selmanoviç d« Sadullah Ağanın «Arazbar Puve utancından yüzünü nereye saklıyacafını bthiç vakit geçirmeden tekrar yola koynldnlaı selik Agu Semaisi>ni ve daha letneyen Saima'nın göz yMİarının basansıydı. Selmanoviç'in canı hiç konasmak tıtemiyordı birtakım güzide Türk eserleri Sonra bütün baslar, sanki gizliden verilen bir Aramra bir iki kelime söylüyor, sonra yenlde dinleUlk, hayran oldu. Fakat emri yerine getiriyorlannış gibi yine hep birbir taş gibt susuyordn. Gözlerinln 5nüne hc sonradan duydum ki Prot. likte yavas yavas çalılıta döndü. Orada taban. Saima geliyordn. Nereye baksa Salma orada' Ruslann gUtiğl musikî yoluna ları gözlennin içine giren bir çift ayak vardı. dı, gözlenni vumsa onn bn sefer Içinde g5rı sevketmek Istiyormuj kl Turk Yırtık vün çoraplarmın kırmızt püskülöyle yordu. Toz topraSa bulanmı» güıtHm saçlj muiikislnin tamamiyle zararlı rüzgâr dnrup dnrup oynuyordu. Hepti de slmdi tırmık ıçindekı vHzflne yapısmı». entarisin çıkmaâuıı tnucip olacak bir belki aynl seyi düsünüyorlardı. Hırvat va da orauz basları. çöjüsö ve sırtı yırtılmırtı. Aya yoldur. Bu fikrin de yanlı$lıSırp, bnnlar bir inıanın ayaklanvdı. Benim, ları çırçıplaktı ve topnklannın iklslnde ğuıı anlamak için belkl bir nl i serâa, onun ayaklanydı. Onlann da sevinel ve Çetoiiin az^ın dls tzlert vardı. Topuklan ; tı KDC daba bckleyecellz^ nzSntüleıl vardı. Blr ana dokuz wv dememi», ytr kanamıttı, sanki bn suçu kendisi lıler Rauf Vekta, Mask#*w» ziyade ' karnınd'a TSsraııstı ontan. Ne zorlnkla dofnr. yetkili olarak Franıre*tnücikoloğU gibi onlara vine bakamıyordn. Sonra birı mnştu onları. Belki de bir gece yarısı dünyaBoreVden bahsediy«f«W»«IWnw içinde Davntic atlamaya baslıyordn. Her ya gelivermislerdi. tlk gün nfacıktılar, yntnnk Türk muzi|i üıerindeki sözlerin. kümesinln arkasmda da Çetnigin ayaklaı yumuktular, pembe pembeydiler, tkisinin de den misaller getiriyor. Borel desenin benim gibi bir Altahı \ardı. Tertemizdigörür çibl olnvordn. Çoraplarının o kırn miş ki: «Türk ezgisl fakir dcğiller, günahsızdılar, bir karıncanm üstüne bile püskülü bile gözlerinln Cnünde dnnnadan ı dlr. Sadedir. Öyle bir sadelik kl, basmaktan korkarlardı. Topuklannda hâlâ adı. lanıvorda. insana ben de tıpkısını yaparım na an» denen bir kadının 6piicük izleri vardı. Saat epeyl oldn galiba? hissini verir. Zaten bütün büyük Kokulu, scvinç gözvatlarına kansmıs öpücük Selmanoviç derin bir nvkadan uyanır sanatkârlann tıyrılık ö'zclliklerl de izleri. Günün birinde bn ayaklar büyüyüverdi, oldu. Etrafına bakındı, yolnn tki yanın bu sadcliktedir. Sanat eserini güçirkinlesiverdi. Kim aldatmıstı bn ayakları topraklar bombostu. Sonra görfinme* bir niın modanna veya h&kim zevki* böyle? Onlara bir insan» ait oldaklarını kim ve ayaklan, Saima'nın morarmıs yüzünü, Çet' ne uydurmağa hiç bir zorunluk nasıl nnuttnruvermi'jti? Kim ne yapmıstı da a\akların>, çoraplarının ve o kırmızı pıi yoktur. Manıarasını gençleîtirtnek bir gece yarısı bir hayvanm ayakları gibi SaiISnn yeniden getirip göılerinin önünp U bahanesi İle Ayasotya keskin renk m ı ' u saldırtıvermişti onları? Bn ayaklar 31ü. Nezir dizçinlerl koyvermiş, koşmaya bas ltrle boyansa ne denillr?» mü haketmemislerdi. Onlann biç bir suçu yok. havvanlan kendi hallerine bırakmıstı. i tu. Asıl suç nnlan binbir yalanla aldatmıs olan. basina toplamaya çalısarak saatinl çıkanp larındı. Kimin olursa olsnn bn ayaklar bir in. tı, çok eeç kalmislatdı. sanıtı ayaklarıydı ve dünyadaki bfitfln insan. lann ayakları gibi öpülüp sevilmeliydller. B8y. ö | l e olmus bile, dedi. Erken yol( LT1NCI gunü «nketi yapan le olmasına izin vermemişlerdi. Onlara sev. Peyami Safa'yı, Proî. Stateer numıı hiç bir ise yaramadı. meyi degil nefrct etmeyi, yürümeyi degll çiy(Terdi Statzer") ile karşı kar?ıNezir 6fkeli Sfkell basını salladı. nemeyi ögretmislerdi. Şimdl degil, çoktan 81ya konuşur buluyoruz. Peyami an Vay alçak herif vayî Amm» da müslerdi, topraftın bastıkları g&n ölmöslerdi. ketine şoyle baslıyor: «Münir Numıs kıza be. Demin ordayken içimden o Rüzgâr yün çoraplarınm kırmızı püskülüyle rettin'in son konserlerinden birinparçalamak creçti. Kendimi zor tuttum oynuvordTi, görünmez elleriyle tahanlarını ok. deydim. Sol tarafımda oturan biŞimdi ne yapacak zavatlı kız? Ne dcte ri, konserin sonlarına doğru baktım agzı açık uyuyordu. Elımde inandıramaz. O oglan artık almaı onv şuyordu. not almak için tuttuğum kalemi yen almaz. Tamam, anlaştık. Yalnıs ın cenabett ne bu münasebetsizin yarı açık duAyni şeyleri düsünmekten Selmano^ yapacağız? ran ağzına sokmak isteyecek kadar öfkelendim ve bu kaba hareke Selmanoviç korknyla ba;ım çevlrdl. tçlnde gun düşmustü. ti yapmamak için kendimi güç tut sankı yüx yıllar geçmis gibi tnnaf bir dnygn Evet, almaz, dedl. Bit kıı için tum. Scnradan oğrendım ki bu zat \ardı, Karsısında irivan bir adam durnyordu. bir durum. çok munasebellı bır adammı^. BuSimsivah gözlen giınese ışıldayan baltasının ölseydi daha iyidi bence. gun ankete vereceğı cevaplannı ağzı gibi keskin vc parlaktı. Selmanoviç kızdı, okuyacağınız Avrupadan getırüen Hiç u£raşmayın, oldugu yerde kalsın uzman Praf S'atzer. Kendisi ile (iı daha lyi, dtdi. bir lokantada bvıluşup Hasan Ferıt'in tercumanUgı ile komjştutt. Profesor diyordu kr. Drina' YazanjFilü A TİFFANY JONES •Meşhur List'in bir İki eserindc otduğu glbî öyle melodî ler vardır ki monodik yani tek seslî olarak Kalsalardı, şup b*»iz daha tesitli oturlardı. Çunku bu ncNİ havalar kcndi kcndiierine kâtidirler. Hiç bir refakat \c>a armoni ile zcnSinieştirümcğc muhtaç değillet •Yurduğurmız Emruyet Teşkilâtında çalışan bxz, Emnıyeı Mudır. Bu gibi örnekleri cn hüjuk polifonik yani çok sesll amelat Şeflen, Âmnierı ve Memurlaru operalarda, meselâ Wagncr'ln Buroiaıda çalişan ve iilâhlj kuvvet olan, komıser smıîı ve poTristan'mda da bulabiliriz» dihs memurlan üe ajnı çatı altmda, aynı masada, aynı mesai içinj or ve Turk havalarımn avrude ve ajT.ı vazıleyı ıfa ederelî, bunlarla yekvucut halinde, yanyapa tckniği icinc asla sokulma rnası geroktiğini «avunu>ot, na onıuzortıuza çalıştıgımiz halde: Anket vazarı. kendisine Mıiyorduk. brtüsuz nur Nurettinin konscrlndc nl4C0 lıra kı cem'an) 600 lıra ayçin u>uduğunu soruvuı çin ujuduğunu soruyoı \e S ian odenekleruT.!^ •Çok yorsundum, yahut çok \e mck >etr.iştim. lıirayı fazia ka çırTOiştım» tarunda bir cevap beklerkcn o. şn\le konuşlu diyor: «O konserdeki havalann İbikli takketiler çoğuna beğendim, fakat bazıla n >ine teb scsli musikî noktai serbest dolaşıyor ve bahse konJ nararından çok fena idilcr. .. c ,,.,n Erim huUu Bu noktada bcn dc (Pcjami murlarından, «arKsız S"xfa", profc«ır ile aynı fikirde idim Fakat o, Alman oldup;u i<;in biz'tm konscrde uju^u\er w Ama gel g mişti. Bcn isc Turk oldufeum 1 1971 Için onu tath u>kusu arasında sonraCur Salı gledel» siddetli alkışlarımla bir iki de* ta rahatsız ettim.» AUturk T trottt Ahmet Vef>k j 8m onlerınde B un Muamelât memurlan degişiklik istiyor Batı müziğinin bütün tonaliteleri TürU müzîsin^6 d e vardır. okullarında kavut Ue yer« kutlaaır, lceçe, çul şalvarlık dokumal rımıza ycrll malı rlr tren yolunda man, Macar usta sedemezdüt. Kaza da çeşıtli rneyve haftayi açar, kuç oynatırdık. Bu dıdinmeye ra ve müessese, radyo da bu h&ftaya 12/12/1911 günü rsdyoöa. Sümeri lar hattası İle tince cözüın yaç olsun BüyUk BÎ rinle etalen ge<; yor. dllîı Koy
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear