26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA İKİ CUMHÜRfYET 3 Eylul 1970 ran'da nasıl bir fasist dfizenin egemen oldnğnnu bilmeyen kalmadı artık. Bu faşist dfizenin Türkiye'nin liyast iktidannda kendisiae en sadık re yardımcı blr güefi bnlduğn da anlaşılıyor. Gerçekten îstanbnl Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi öf rencilerinden Knrban Şlr Mnhammed'in, salt şahlığm faşist düzenlne karşı olduğu için Iran sınınndan hadut dısı edilmesi, Iran Tiirk hükumetleri arasındaki nyusmanın, dev rimciliğe karşı ortsk davranışlarm en kesin kanıtıdır. I SAVAK'a KURBAN EDİIENLER Doç. Dr. Çetîn ÖZEK ... memlekette kalmasl •mumi püvenIiğe siyasi ve idari icaplara aykın sayılan yabaneılar...» ynrt dısına çıkariılabillrler. fralı ögrencilerin de, bn kanon bükmfine dayamlarak bndnt hariei edildikleri ileri sürülmektedir. Fakat yapıian uygulama, tfimden, a5z konngn kannn hükmüne ve «tebid» diye adlandınlan, yabancıların idari yoldan ynrt dışına çıkartılmalan sisteminin genel knrallarına aykırıdır. Gerçekten: Q 5883 Sayılı Kannmn 19. maddesine gore, bir yabancının ynrt dışına çıkartılabilmesi, ancak, belirli sebeplerin varlıfı halinde roflm kündür. Bu sebepleri de, kannn, yabancının memiekette kalmasının, cnrnnmi güvenlik için tehlikeli olması», «idari icaplar» şeklinde tahdidi bir biçimde göstermistir. Bn açıdan, belirtilen sebeplerin dıgında bir sebeple, bir yabancınm ynrt dışına çıkartılabilmesi olanagı yoktnr. tranlı ögreneilerin, Tnrkiye'de bnlnnmalan genel güvenlik İçin bir tehlike teskil etmedigı gibi, idari berbanei bir gereklilik de yoktnr. Knrbanın ladesi hepten pelitik nedenlerledir ve kendisine isnat ediIen fii] dabi, şah rejimine karsı olmak gibi pelitik bir davranıştır. Ralbnki belirttigimiı gibi, politik belirli bir snç işlemls snçlnlann iadesine dahi kannnlar olanak tanımamak tadırlar. Bu açıdan, Türkiye, îranlı devrimci gençleri Türkiye'nin çüvenligini hiç de ilgilendirmeyen politik görüş ve tntnmlan nedenivle Iran'ın kaniı rejiminin eline teslim etlerken, gerçekten her türden devrhnci eyleme karşı oldugnnn da kanıtlaraaktadır. Q 5683 Sayılı Kannnnn 19. maddesinde, yabancının ynrt dışıns çıkartılması usnlünB de tesbit etmiş bnlnnmaktadtr. Buna göre. ynrt dısı edilmek istenen yabancıya belirli bir müd det verilmesi ve bn müddet içinde ynrt dışına çıkması istenllmelidir. Tabancı kendisine verilen bn belirli sftre içinde ynrt dışına çıkmadığı takdirdedir U, idared sınır dışı edilebilir. Knrban İse, evinden aldalmacayla alındıktan sonrs, kendisine hiç blr sfire verilmeksiıin polis eliyle tran sınınndan ynrt dısma çıkartılmıştır. Knrban» ynrt dışına çıkmaaını talep eden ve bnnnn için belirli bir müddet tanıvan hiçbir tebligatta bnlnnulmamıstır. Polis Kurbaru evinden alırken, ken disinin Türkiye dışına çıkartılacafını bile s5ylemeyerek, ikametinde ilçili bir püriiz bnlnndnfn aldatmaeasını serçeklestirmistir. Tüm yasalan çifneyen idare. Savak'ın Türkiye şnbesi oldn^nnn kanıtlamıstır böylece. Q Genel olarak ynrt dışına eıkartılması kararlastırılan yabancının istfdiff sınırdan dışarı çıkması bakkıdır. Zaten kannnnn 19. mad desinin, yabaneı sınır dısı edilmeden kendisine ynrdn terk etmesi için müddet tamnraası zornnlnluğu ile ilçili bükmü. salt yabancıya istediği hndnttan dışarı çıkmak imkSnını saflamak içindir. Îranlı Sğrencilere ise bn konuda bir seçme olana|ı tanınmamakta ve zorla kendileri tran sınınndan sınır dışı edilerek kendileri Savak'ın eline, devrimci ffnçlerin karsı çıktıklan faşist idareye teslim edli mrktedirler. Böyie bir davranıs, kannn hükmüne ve bn konndaki genel buknk knrallanna aykın düşmektedir. «Snçlnlann iadesi» ile «teb'it» arasındakl en önemll fark olarak. «snçlnlann iadesi» dnmmnnda snçlnnnn, «nçn işledijH memlekete iade edilmesi, «teb'it* dnmmnnda ise dışan çıkartılan kimsenin istedigi ftlkeye fitmek hakkının bnlnnması fösterlllr. Snçlnlann ladesi dnrnmnnda dahi. Tfirk Üniversitelerinde blne yakın tranh Sgrenci okumaktadır. Tflrk polisl son günlerde bn ögrencilerin ikamet baklannın bolunup bulunmadığını, ikame (ürelerinin dohıp dnlmadığını arastırdığı iddiaaındadır. îşin gerceğine bakılınca görülmektedir ki, poli* bn bin öğırnciden, sadece şahlıgın faşist rejimine karşı olan devrimel ögreneilerin peşindedir. Nitekim, Knrban Şir Mnbammed de. evinden, ikamet durumunda bir yanlışlık olduğn aldatmacasıyla almmış ve bn yanlıılık kendisinin fran gizli polisi SAVAK'a teslimiyle sonuçlanmıştır. Knrbanın basına gelenlerin benzeri bir sonuç, bugün, Ali Sefik Fert, Hüseyin Rahmani Vehit, Mabmnt tsken der, Resnl Mazenderani ve Mnhammet Ricaiyan isimli bes devrimci tranh Sğrcneiyi tehdlt etmektedır. Bu öfrencüer de Tnrk poU•inee, Ssvaka teslim edilmek fizere aranraaktadır. Knrbana nygnlanan ve diğer devrimci öğrencilere de uygnlanmasına çahşılan m ı junelenio yasalanmıza tümden aykın oldnfnıra ise büyük bir kesinlikle ve hiçbir kuşkuya düşmeksizin belirtmemiz gerekir. Yasalanmıza göre Türkiye'de yasayan blr yabancı aneak belirli nedenlerle yort dışıns çıkartılabilir. Bn kişi yabancı bir ülkede snç işlemistir. Suçnn islendiçi filkenin hüknmeti suçlunun kendisine iadesini ister ve usulüne vygnn olarak iadeye karar verilirse Türkiye bn euçluyu iadc eder. Tabancının yurt dısına çıkartılabildiği bu «kazai» durumda dahi, •nçlunnn işlediği ileri sürülen snç siyaat rac ise kendisi iade edilemez. siyasi snçlnlann iade edilmediğinl bellrtmlştik. «Teb'it» müessesesinm bn engeli ortadan kaldırmak için kötüye knllanıldığı görülmüş ve bn tnr davramşlar, «extradition degnisee» (maskeli iade) olarak adlandırılmıstır. Böyle bir kfitfive kullanmamn engellenmesi amacıyladır ki, hnkukta, ynrt dısma çıkartılan kfan cenin takibinden kaçtıfı memleketin sınırlanndan çıkartılmaması, bövle bir davranışın insanf duygnlarla bağdasamayacagı kabnl edilmektedir(l). Nitekim 5683 sayılı Kannnnn 23. maddesi. dahi. ynrt dışına çıkartılacak kim senin. kendisini takip eden devlet dışında blr devletce kabnl edilmemesi dnmmnnda kendisine karsıt devlete teslimini engellemek amaayladır ki, bn ribi kişilerin ynrt dışına çıkartılmayarak tçisleri BakanlıÇınca çSsterileeek bir yerde otnrmaSa mecbnr tntnlabileceklerini belirtmiştir. Knrban*ı. kendisine hiçbir secim hakkı tanımaksızın Iran'a teslim eden Türk yöneticiieri îse, tüm hnknk k«rallanm çitneyerek, tran faşirminin einayetlerine bir cinayet daha eklemesine yardımcı olmaktadır. İlkel bir adam Bey kahvaltı sofrasına otnnnnştn. Maaada en »lâ dnsten beyaz peynir, kaşar peyniri, yesil ve slyab zeytin, taze ynmnrta, süt, kızarmış ekmek, tereyağı, reçel .. Blr yandan atıştmrken bir yandan da gazetesine gSı atıyordn. Gazetede bir haber : Küba Ihtilâli onnncn yıtım doldnrdnfn halde hîlâ birçok yiyeeek maddesi karneyle satılıyor. Fidel Castro'nnn devrımi fiyaskoyla bitti. Şeker üretimi beklenen düzeye çıkamadı. Bey : Iste böyleeee.. diye mırıldandı. Küba'da adam basına seUz biftek, on beş ynmnrta,flçkUo şeker düsüyordn her ay... Bey yumnrtavı kırdı, tnznnn biberini ekti, ük kasıfı a|nna attıktan sonra dilini sapırdattı. Küba'da her ay adam basına on bes ynmnrta düşüyordn. Bey, her sabah iki rafadan yumnrtavı mideye indiriyordn. Istese daha fazlasını satın alabilirdi. Tnmurta raı yoktn bakkalda !„ Verdin rai parayı. bir sandık alırdın sorgnsnz snalsiz .. Sekiz biftek ne demekti? Bu Castro denen herif açlıktan dldürecekti Küba'da insanlan... Kösebasında bizim kasap emre basır bekllyordn. Mezed dükkânlarında rokfor peynirinden balık ynmnrtasına kadar her şev bulunnyordn. Arabaya atlayıp : Çek oflnm Bogaz'a !. dedin mi, kırallar sibi sofranı donatır. papelleri nçlandın mı, mevsimin balığını mideye indirlrdin. Bey, reçele nzandı : Keratalar.. diyerek. Keratalar dedifi solcnlardı. fsleri trüçlert yslan doiandı bn solcDlann Cennet ?ibf Türkiye'de sefalet edebiyatı yapıyorlardı, mis gibi memlekette açlık propaçandasma girişmislerdi, Tannnın özene bezene yarattıgı şn cennet ynrdnmuzda ne arasanız vardı. Dükkânlann camekânlannda yok yoktn. KSba'da ise adam basına ayda sekis biftek. Ve on bes yumurta. Olnr muydn yaha? Tasanır mıvdı böyle memleketteT Bey, sütünü yndnmladı. Oooooh, mis gibiydi süt. Cennet ynrdnmnzda her sey bol bol vardı. Ama şn solcolar yok mn? Şn felfiket tüccarlanSn yalancılar^ Gdrsflnlerdi, oknsnnlardı Köba"nm ballnl» Kameyle viyecek datıtılan blr ülke, luthk içinde mahv ve perisan olan ülke demekti. Seker üikesinde karneve baglannuştı şeker. Gazetenin vazdıgına göre Castro : Bn yıl 10 milyon ton seker üretecefi* demlffl. Dokuz milyon dolaylannda kalmıstı üretim... tşte solcnlngnn, devrimcilifin, bağımsizlık türkfllerlnln, m yalist ya da komünist heveslerin sonn bnydn. • TSrkiye'yi kendi kahvaltı sofrası sanaa blr cflrfl adam rardır. tnsan bencilli|i ahmaklıkla birlesir, çıkarcıhk darkafalıkla ortaklıga girişirse, bütün de^er yargılan b,una gfire dizilenlr. Rahvaltı sofrasında kn$ sütünü eksik etmlyen vatandaş, bn 6zel bereketin milyonlarca Türkün yan aç yaşaması sayeslnde siirdüjfünü artık anlamalıdır. Eğer blr gün, bir memleketçi iktldarda millî güç afrır basar ve Anadoln çocnklannı doynrmak isterse, bütün Türkiye'de besin maddelerini karneye bağlamak zornnda kalır. O zaman 35 milyonda adam basına ne düşecegi gCrüInr. Bugün Türkiye'de azınhk nğrnna çofnnlnk aç kalmaktadır, Sofraanda balık bnlnndurabilen, Anadolo'nnn yoksnl çocnklan balık yiyempditi için balık bnlnndurnr. Her gün et yemejH ylyebllen, Anadoln köylüsü avda yıld» blr kere et ylyebilditl Içln her gfln et yemektedlr. Tnmnrtayi peynlrl tatiıyı Ustesinden eksik etmiven. Tfirk balkının çognnlnkla bn tBr besinlerdeo yoksnn yaşaması pahasma bereket İçinde yasamaktadır. En nzak köydeki en nzak kövlüyü Tnrk devletinin tam vatandası olarak benimseyen milliyetçl Hşi, kendi Bzel yaşantınnı bir yana iterek, gerçekleri tüm toplnmnn Slçulertnde degerlendirmesini ögrenen adamdır. Bn düzeye varamamış benciller toe oiayları kafasıyla defil föbefiyle kantara vuranlardır ki, pek yakında bn tflr Ukellere bütün dünyada tarih öncesj yaratıklar gibi baküacak... Genel kurallara aykın Y abancıların yurt dışına çıkartılabndifl ikinci durum ise «idari» nitelik taşı maktadır. 15 lemmnj 1950 tarihli ve 56*3 sayılı «Tabancılann Türkiye'de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kananun» 19. maddesine ranlı devrlmci Btrencilerin Törkiye'de baslanna gelen. Türk yasalarına, hnknknn frnel kurallarına ve insanlık duvtnlanna aykın isleme şasmamak de eerekir. Türkive ve tran Ortado£n'daki eerici cephenin Amerika'ya en sadık flyeleridir. Ra bölıedeki devriraci fellsimin, devrimcilik savasınm ezilmesi ise Amerikan rmpervalizmi için bayati bir 5nem taşımaktadır. Bn açıdan. tranlı öirenelere yapılanların ardında. tür b5lItedeki devrimci savası ezme plânını ve CtA' nın ifrenç rölgesini çörmemek mümkün defeildir. Kendi devrimci ısencini, kendi polisine öldürten, kendi vatandasını bic bir hakkı yokkken eeldlri Tesilköy'den ters feri ynrt dışına çıkartan bir iktidann. avnı devrimci ciıejdeki tranlı fençleri de kendisine düsman (rörmesi ve tranla eericilik davanışmasms trirismesi bizi şaşırtmamalı, aksine. gerçekleri gSrmemiz açısından bize vardımcı olmalıdır. Esas saştıÇımız. bnnca oltmva raŞmen, kendimizi demokratik bir devlet «avmak hnkuka bağlı oldujhımnzu iddia etmek. höniyetçl blr bloka dahil oldngnmnın savnnmak konnsnnda gSsterilen benzersiz ntanroazlıktır. (1) GflrelH, Nevzat. Tard ve teb'it, Dergiıi, 1952. sayı 2. s. 221 Adalet t Sonuç s UNDEIM UNE Galiba sür'aüi bir düşüş içindeyiz 1961 yıbnda bir giin Polatlı'da. bir sn kenarında kamp kuran turist bir çifte tecavüz ederek onları öldüren canavarlan, adalet bir hafta içinde, idam cezasına çarpmış ve galiba Temyiı Mahkemesinin karan, tasdik meselesi de dahil olmak üzere, onbes gün içinde infaz saflıasına girivermişti. O caman adaletin bn süratinden memnnnlnk dnyan kalemler, cezanın etkilili^i Szerinde durmnşlar olay, dâva safhaları, karar mansetleri çıkmıs ve bizim soyumnıdan olan eanavarların, yok edilmelerinden ideta genel ahlâk adına ferahlık dnyznnşlardı. Aradan doknz yıl reçti. Haydarpaşa açıklannda, ınçnn niteliji bakımından Polatlı cinayetinden çok daha ağır, çok daha begapfı, çok daha tertip'H bir başka rorfst snçn daha Islendi. Blr turist ffrnpu dört bes kisilik bir şebeke natnına motora almfh, eğleneceğiz, misafirperverlik göstereeegiz nnmarası altında, bn içleri itimat doln, kötülük düşünmeyen meraklı insanlar denize açıldılar, böylece motor Haydarpaşa önüne gelip de gece karanIıfında imdat istemenin hfikmü kalmayınca, aralanndaki kadına, vahşi bir herif. arkadaşlannın gözleri önünde, kendi seks cetesinin yardımıyla tecavüz etti, sonra da kadının sahibi olan üniversiteli genç adamı, bu rezalete eöz ynmmadığı ve sonrada ynmamıyaca|ı için, denize attı, öldürdü, yahnt adam ynzme bilmediji halde korknsnndan kendisini denize attı, bunlar da motorn işletip o yerden uzaklastılar... Kendileri öldürmediler ama onu denizin bofması için zorladılar... İdam edilen Polatlı canavan, kendi dünyan içinde kapalı yaşayan, ortada bn suçu olmasa, temiz bir çoban diye Iaimlen<3irileeek bir Anadolu çocu|n idi. Seksüel mahrnmiyet, baskılar onn, çıplak bir kadın gördüğfi zaman birden deli edecek hale (çetirmişti. Böyle bir cinayet Fransa'da. lngiltere veya Amerifca'da meydana gelmiş olsaydı, sıra sıra doktorlar, psikiyatrlar, mahkemelerin önünden geçer, ve seksüel baskı altındaki insaaın cezaya ne derece ehil olabileceğini tartışıriardı. Snç acaba kendisinin mi idi? Toksa onn bn hayvanca seviycde tntmnş olan toplnmnn mu idi? Bütün bnnlar gözden geçirilirdi. An» Haydarpaşa açıklannda işlenen cinayette, mahmmiye<e, seksüel baskıya atfedilecek taraf hiç yok.. Çete, Gslata'ds yaşayan ipirri satmış serseriler topluluju, bnnlar için seksüel mahrumiyet mazereti olamaz. Snçnn tertibi, hazırlanması, ince ve sabırlı bir hilekârlığın eseri. Zekâ, ahlâksııhgin elinde ntun zaman kötü bir âlet olarak iş görmüş. Suç sade bizi değü. insanlıgı ntandıracak bir kötülük ve pislikte işlenmiş.. Şimdl, mesele tecavüz mii, taarrnz mn, adam korkmnş da mı kendini denize atmış, yoksa onn deniıe zorla mı atnuşlar? meseleleri tetkik edilmekte imiş.. *** Bütün bnnlann yanında şn özelliğe dikkatinizi çekmek IsteTİm. Doknz yıl evvel Polatlı cinayeti işleodifi zaman, bütSn bir memieket gazeteleri ile, adaleti ile, sokaktaki insanı ile ayaklanmış, bn canilerin karsısına nefretle dikilmişti. Aradan do•knz yü geçti, Polatlı cinayetinden ahlikî köttilük ve snçtaki ağırhk bakımından çok daha berbat bir snç işlendi, olay gaxetelerimizln zabıta haberlerindeki yerinden daha fazla dısan taşmadı» Demek ki biz, artık hepimiz, milletçe blrtakım kötülüklere, sbsmış, bn kötülüklerle yüzg5z olmnş insanlar oldnk Bnnlar iiize tabiî gelmeğe başladı Bir çiçekle bahçe olmaz; bir misal misal olmaz, ama ben yine de toplnmnmnz hakkında ahlâkî ve fikrî gerileme içinde mi diye düşünmeğe başladım. S Batüı yazarlann son günlerde bu hareketlerin Dedenlerinl üzerınde toplamak istedikleri ödipal baba flgürünü ise AtaMlrk'ün Mşiliğinde fazlasjyla buirauş, geleceğe bü>ük umutlarla bakarak bekiemeğe koyulrnustu. Atatürk yaşamından sonra da, artık sırageleşmış olarak:, bu ugürü bir süre yeteri doygunlukla yürütmüştü. Ne var ö , IL Dünya Savaşı, savaşa kaUlan fllkeler gençliği üzerinde derin etkılerde bulunurken, savaşa, savaşaraJî Katılmajan üikeırâzde de bu etkiler sosyoekonomopolitiK açıdan fazlasıyla duyulmaya başlamışü. ürkiye'yi Cumhuriyetin kuruluşun dan sonra yeniden doğan bir varlık olarak aİıp, felişunini psilcolojik çelişim ilkelerine uygun bir biçimde gözönünden çeçirecek o lursak, şunu görürüz: Curahuriyetin kuruluşu ve ilk reformlarla Atatürkçü ilkelerin doğuşu, gençUğe benimîtilişi sırasında genç. k, yoTgun ve biikbı çıktığı yüzyıHarın mücadelesi ve umutsuzluklanndan sonra inanacağı bir «utopia» ideali bulmuş, psikolojik termmoloiide yüceltme (sublimasyon) diye adlandırdığımız bir değer ölçüsüne sahip olarak doygunluk duymaffa yö nelmişti. T GENÇLIK HAREKETLERİ UZERINE Kuşaklar arasındaki beiirgin uyuşmazhk YAZAN ••«•••«Jı ıtnmnM Doç. Dr. Gunsel K0PTA6EL (glzli) olarak duymakta ve etfcilenmekte, beri yandan sava? sonrası ekonotnik eıkıntılanD doğurduğu, tüm ülke uünyesınl etkileyen blr ekonomik denge bozukluğu gittıkçe daha ön plân da belirmektedir. Buyük umutlarla baglarulan bir demokıaal kavramı İse bir süre bekieyışten sonra yine umulanı vermediginden hayâl kınklağına düşürmekte, bu arada halk bölümtert arasında görUs ve duygu aynüklan daha da bUyUmektedir. Yine bununia paralel olarak, kuşaklar arasında da blr ayn* lık, bağdaşmazlık başgöstermektedir. 1960'a kadar gızli, örtülü bir gelişim gösteren birlkme, o zaman ilk kez patlak vermiş, bundan sonra ise (yine psikolojik gelişim analojiaine dönerek islmlendirelim) gençlik 'f.tens döneminden çıkarak bilinçleme ye gıden ve tepkileri bol olan adolesans (ergenlik) çağına girmiştir. llkte, ana çizgileriyle evrensel bir anlam tcazanmaktadır. Ornegln. batı dünyasında 1965 önceslne kadar görülen, gerek Pop sanatı, gerek Beatlesiann çıkışı ve benzeri ufak tefek tepkilerle dıstan durgun gibi görünerek geçen bekleyis dönemi, Dallas' takl kurşunlardan, Papa 23. Jean'ın ölümünden ve kjrmızı telefonun başansızüğından sonra, artık üst basamaklardan yeterli blr refoımun gelebileceği urnudunu yitirmis ve yine bir süre bekleyişia ardmdan İlk patlak 1968'de Berkeleydefcl b^renci hareketleriyle verUmistir. Yöresel koşullan ne olursa olsun, genel anlamıyla kendllerini ezilmiş hlsseden ögrenciler birbirleriyle çok çabuk anlaşmışlar ve bepsi tepMlerinl açığa vurmağa başlamışlardır. Genel dinamlzmasmı bu biçimde çizebllecegimii gençlik hareketlerinln yanında bizim ülSemize öz bazı durumlar vardır IEİ, öğrend psücolojisl konusunda belki biraz aydınlatıci olabüir Yüksek öğrenim bugün hemen bir çok yerde öyle ama • özellikle Türkiye'de halk çoğunluğu için büyük gUçlükler ve zorlamalarla yapılmaktadjr. Gerek eKonomik, gerek geleneKsel törelere baglılık. gerekse sosyal çevre koşullan bakımından homojen olmayan bir topluma sahip bulundugumuzu yalanlayamayız. tşte bu çesiUi krtlelenn içinden çıkan gençler, Ünlversitelerin, yüksek okullann toplandığı bir kaç büyük kentte bir araya gelmekte ve MrMrinden değişik kosullar altmda, huzurlu bir biçimde bir arada yaşamalan lstenmektedir. Oysa, bu gençlerin herbirl içinden geldlklert çevre koşullanndan bir şeyleri birlikte getirmekte. bunu içine girdikleri koşullarl* ya bağdaştırabUtnekte, ya da çogunlukla bagdaşUramarnaktadırlar. Büyük kente ük geldiğinde karşılaştıgı sosyal ve ekonomik güçlükleT onlarda bazı ezilmelere yol açmaktadır. Kısaca «Gençliğin Bunalımıı diye tanımlanmak İstenen bu olaylann ardma bir göz atacak olursak aynntılarmda su CzeUiklere rastlayabiUri» Durgonluk dönemi atı Arrupa gençllğlnln hareketlerinln açıklanmasında bu kuşağın babalannı II. Dünya Savaşında yıttnnlş gençlerden kurulu oldugunu söyleyen ve burada deforme olmuş ödiııal baba figürünü sorumlu tutmaya yönelen yazann görüşüne katılacak oiursak, bizdekl gea{Uk t* II. Düaya Savaşı sonrası yj'J»rda ülkenin iç ve dış bünyesinde oluşan değışiklikler sonucu Ödipal uglirUn yerine seçocek kişllerde, imgeleminde yarattığı nitelikleri bulamadıkça, bu bagdaa yavas yavaş uzakiaşrnaya ve teptdse! tntuma gltrneğe dogru yönelmişttr. Burada, ayn ca, psikanalitik bir görüşle, doğal Mşllik gellşimine blr analoji de yapacak oiursak, gençliğlmlsta ödipal dönemdcn çıkıp latans (durgunluk) dönemine girdiğini de söyleyebffirlz FULBRIGHT Sosyal Hizmetler Bursu Sosyal hizmetlerde memur olarak veya fahri olarak faaliyetlerde bulunanlara kotnisyonumuz tarafından bir miktar burs sağlaoacaktır. Müracaat sartlan: a) Türk vatandaşı olmak b) lyi Ingüizce bümek c) En az lise mezunu bulunmak, d> 2340 yaşlan arasında bulunmak, Doldurulrnuş formlarm 27 Eylül 1970 akşamına kadar Fulbrlght Genel Sekreterliğine ıılaştınlması gereklidir. Etraflı bügi ve rnüracaat formları aşağıdaki adresten temin edi» lebüir. Pulbright Genel Sekreterllği Gazi Mustafa Kemal Bnlvan 7/12 Yenisehh. Ankara. Tel: 17 86 91 (HAS: 2873/8733) l A M devrlmlnden sonra | M I | | | Türkiye'de bir çok • W W V alanda bir değişim, bir geüşün başlamıştır kı, bu herhalde en yoğun şekllnl düşünsel alanda bulmaktadır. Yayın alanında, toplumsal görüşlenn anlaümı konusucda canlı bir hareket başgöstermiş, ve artık psikolojik gelişımini bilinçlenmege doğru gbtüren gençlik ise bu arada gerek bilinçll, gerekse bilinçalbndan gelen tepkilerin yoğun oldugu bir eylem çağına girmiştir. Bu dönemdeki eylemler ve tepkiler ise buşaklar arasındaki uyuşmazlığı daha da bellrgln bir yöne göturmeğe eğilimlidir. Belirli kslıp lara girerek, ayak uydurmus bulunan erişkinler topluluğu, daha henüz bu kalıplan benimsememış ve benlmseyeceği uygun kaGençlik bu dönemde sâkln lıplar arayan, bu yüzden de gübeklerken, çevrede yine bir çok nün ve gelecegin koşuUanyla dönUçümler olmaMa, tek pârü daha yakından yUzyUze gellp «ove tek adamlı bir iç politikadan. rumluluk duyan gençliğin tepkiçok parti ve ç o i adamlı Dlı po lerine karsı bir direniş tepkislylitikaya geçiş, toplumun tüm le cevap verraek yoluns gltmekbünyesini etküemekte, bu arada tedlr. gellşün sürecinde emekleme çaTepkileri dogurân kosullar yöğmdan bilinçleme çağma geçen resel olarak değişmekte, birbirgençlik toplumu da bunu latent lerlne tıpatıp benzetnernekle bir B NİMBÜS Bekleyiş korknsu asra kentlerindeJd koşullar ve olanaklar İçinde orta ögrenimlni bitlrmls olan genç, kendisi ve yafan çevresmin büyük: umutlarla bağlandığj yültsek öğrennznnl ym«nı«ir fla&ro büyük kents gebnelrtedir. Bu eylemo b&^lanan tmmtlBnri btl*yüklUgU dolaymyla, kendlslnde bu egitüiM karsı bir çeJdngenlüt T \ f rencide daha henüı bu egiUme Merhum Ziya KaragüUe başlamadan ö'nce, psiklyatrik deHacettepe hastahanesinde İle tsmet Karagtme"nin sevyimle «bekleyis korkusu» diye kızımın hemanjiyom ameligili ogullan, Şadiye Büket, sdlandırabüeceğimiz nevrotUc bir yatını basan ile yapan sayın Necdet KaragüUe ve MÜzeyduygu da doğmuştur. Büyük Doç. Dr. yen KaragüUe "nln azte karkente vardıgında ise. kendi çevdeşleri, Iclâl KaragüUe"nin rssindeyken elde etmis ve tadına sevgüi ve kıymetli est, Leyvarmış olduğu «kişisel varolus» lâ Karagülle'nin sevgül bau, ilk günden yüzüne çarpan bası, Lâmia Celâlettin, ve sosyal ve ekonomik güçlUkler ile Melâhat Çetmtas*ıs eevgill tek başına savaşmak zorunda enisteleri TUksek Denetleme kalışı dolayısıyla bir sarsıntıva yardımcılan Müt. Dr. NebU Kurulu Genel Sekreteri uğramaktadır. Bunun yamsıra, Büyükpamukçu, Kıd. Dr. SABKİ KARAGÜLLE şimdi bir araya geldiğı, İçine Isık Olcay, Dr. Atillâ Günal, 1 Eylül 1970 günü Hakkın katılması İstenen toplum, ausa • Dr. M. Ali Bumin, Dr. Serrahmetine kavuşmustur. Cegeldiğinden çok daha genjş ve • vet Anoğul ve senis hemnazesi 3 Eylül 1970 Persem de çok çeşitli birimlerden kuru • siresine sonsuz minnet ve be günü ögle namazmj müta ludur, homojen değildir. Bu top İ sukranlanmızı sunanz. aMp Hacıbayram Camünden luma uyum bile başhbaşına bir | KAZIM MERT VE EŞt kaldınlacaktır. Tann rahsorundur onun için. Büyük kenmet eyleye. tin İçinden gelen ögrencl de benreri bir takım sorunlarla karsı AİLESt Sonuc: 3668 8756 fcarçıyadır. Gençlik soruniannı tartışırken. bunu «cinsel bunalım'a bağlayıp geçivermek, bu VEFAT nedenle doyunıcu bir çbzihn yoKurulumuz Genel Sekreteri degerli vefakâr arkadaşınuz la olamaz. Cinsel bunalrm ve cinsel sorunlar aslmda bir seSABRİ KARAGÜLLE'yi bep degil, sonuç olmaktadır. Ka1 Eylül 1970 tarihinde geçirdiği bir kalp krizi sonunba çizgileriyle degüunek istedida kaybetmiş bulunuyoruz. Cenazesi 3 Eylul 1970 ğimiz bu gUçiOkler altında eriPerşembe günu öğle namazından sonra Hacıbayram len genç, psikolojik geUşün döCamiinden kaldınlacaktır. nemi açısından da bagımlı bir Merhuma Tanndan mağfiret. ailesi efradına. dost gelişimden kişisel bağımsızlığıve yakmlanna başsağhğı dileriz. m saptaması gereken blr geUşün Başbakanlık çagma varmıştır. Bu çağın norTfiksek Dfnet'prnp Knnıln mâl belirtisl olan tepkisel davranış, çevre koşullan ve bunlaCumhunyet 8751 nn etkisiyle, bilinçaltmda yogunlaşmış blriktmlerle bir eylem haline geçmek zorunluluğundadır. Bu eylemin türü isefcişimnMşilik yapısı ve bilincinin gelişimiy Memieket yaranna hiç bir mücadeleden yılmayan, rjamuslu, • le orantılı bir olumluluk ya da dürüst, ıdealist politikacı, kıymetli varlığımız, Nevsehir Millet i olumsuzlı^c göstermekt©, ğlrilen vekili, C.HJ>. Parö Meclis' Üyesi. [ mücadelede bir çejit yücelttneye varmaktadır. Bu yticeltmeyi kolaylaştıran en önmeli etken ise, artık psikolojik gelişim süred açısından bilinçleme dönemlnde bir trafik kazası sonucu ölümü dolayısıyla, üzüntO v» tazlyetleolan TUrkiye aydın gençligınin rini vecia bir sekilde bildiren CJIJ. Genel Baskanı sayın tsmet çevresindeki yöresel koşullan, tnönü'ye, büyük bir üztintU içinde aeamıza katılan. merhumun gerçekleri bilinçlemesi ve bunu kıymetli dostu ve mesai arkadaşı. C B P . Genel Sekreteri sayın eylem haline dökerken de (öteBülent Ecevlt'e, bizzat, telefon, telgraf ve mektupla taziyetlerlni Id batı Olkelerinde sözU edilen bildirmek, cenaze merasimlne istirak etmek ve çelenk göndennek durumun tersine) çevresinden bir sureöyle acılanmızı paj'laşan, C.H.P. sayın Senatör ve Milletvecevap alabilmesi. yani kendisikillerine, CJîP. Genel Merkezi başta olmak üzere 11 ve ilçe teşnin yardım edebileceŞine Inankilâtlarmm vefahâr mensuplanna, BP. ve MP."nin saytn temsfldığı, yardımmı bckleyen blr cilerine, devrimci örgütlere, azlz hemşehrilerlmlze, blzler kadar halk kitlestnin bulunuşudur Dlkederli akraba ve dostlarımıza, haber vs.yazılanyla büyük ilgi ğer bir grup genç İse, gerçek gösteren Basınımızın sayın mensuplanna tesekkürlerimlzi arz dilzeydeJd bu çaprasık mücadeederiz. leye tepkiyi tamamen paslf blr ESATOĞLD ve OKAT AtLELERİ açıdan, gerçeği inkârtflründever %>•#•« •«••«•••«••a•••••••••*•« mekte, bir umursamazlık hava(Camhurivet: 8752) sında, kendini haz prensibine kaptırarak, yanl büinçleme dtlVEFAT zeyinin Bncesl blr düzeyde, psikolojik eerileme İçinde, yaşamaGuner Koll. Şti. ortaklanndan. Havva Günertn yı seçmektedir. Bu sonuncu grup sevgili oglu; merhum Tahsin Guner'in mahdumu ve Wr bakıma batıdakl pasif direAlişan Guner'in yefeni; Zehra Koşmalı ve merhum nis olarak tanımlanan eyîemtn İsmail Koşmalı'mn damatlan; Faika Guner'in sevtaklitçiUği içinde kalmaktadır gili eşi; Laçin; Tahsin Guner'in sevgili babalan; Bizim toplumumuzda gerçek hipHalit. Rifat ve İlhan Guner'in ağabeyleri; Meral Gupnerin varlığından bugün İçin ner'in kayınpederi. Muallet Guner'in kaymbiraderi. söa edemeyiz. Bu eylemlerin hiç Nllgun Şenyılmaz; Renan Guner'in amcalan; Melike" birine girmeyen başka Mr grop ve Sıtkı Kutsal'ın dayılan; İbrahim Mehmetali ve ise, daha çok kendi İçine döneAygHn Koşmalı'nüi enisteleri; Cenk Guner'in sevrek, Dunaîîmîı bir yasantı altmgili dedesi da daha da ezflmekte «© nevro TEŞEKKÜR VEFAT fikgün Hiçsönmez'e TESEKKÜR Salâhattin Hakkı Esatoğlu'nıın ^ 5 ^ ' *A tilf SRMFT RfîMPB
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear