26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA DÖRTs :CUMHURftET 23 Eylul 1970 Eylul 1970 Cujna sabahı, Şili'nin 3 milyonu aşkın seçmeni oy kullanmaya başlarken, Lâtin Amerika devrim tarihinin en ö> nemli tecrübelerinden birini meydana çetireceklerinden belki de habersizdiler. Valparasio'nun gecekonduluları, başkent Santiagonun sayfiyelerini dolduran mutlu azınlık hep sandıklara koşuyorlardı. 4 ZAFER BELLİ OLUYOR nun en gözde sayfiye semtlerinden birinde oturuyordu. Kansı, üç güzel kızı, zengın kitaplıgı va çini kolleksiyonu politika dışındakl hayatını dolduran düşkünlükleriydi. Bazılan O"nun seçim yolu ile Marksist iktidann doğacağına dair inancını, özel hayatındaki bu düzene bağlarlardı. Castro'yu, Şill devriminin metoazandıgı takdirde Şili'yi bir du hakkında kurşunlar yerine 07 Halk Cumhuriyeti haline ge larla hesaba ikna etmesi, belkl tireceği iddia olunan Komti de burjuvaca yasantısından gelnist Partisinin desteklediğl Al mekteydi (1). lende, sosyalist dostlanmn şaAma rahata düşkün olduğunu kayia karışık imalarına rağmen ve mücadeleden kaçındığını da tam bir burjuva gibi Santiago' hiç kimse ileri süremezdl. dünyanın dikkatini Uzerine toplayacak olan Dr. Salvador Allende de bu mutlu azmlığın arasında, Marksist adaya, yani kendisine oy vermek için sandık başına gitmişti. MFHMfT BARLAS «2 yaşmdaydı ve gençliğinden beri politikamn tam orta yerindeydi. Tıbbiyeden kovulmuş, poUtik faaliyetinden ötürü hapis ve sürgün edilmiştl. Serbest bırakılıp üniversiteyi bitirdikten sonra ise bir iş bnlması pek zor olmuştu. 1937 de Şili Sosyalist Partîsini kuranlar arasında Allende de vardı ve o yıl milletvekili olarak parlâmentoya girecekti. 31 • J f J l f l lıte seçimleıindo • w w W Pedro Aguirre Cerda'nın kampanyasına katüdı ve başannm mükâfau olarak 31 yaşında Sağlık Bakanı oldu. 1952 den bu yana yapılan dört başkanlık seçtminde de solun adayı Allende'ydi. 1964 de oyların yüzde 3S'unu almasına rağ Dünya fcakır rezervlerinin beşte birine sahtp olan Şill, Amerikan madencilik şirketleri ile kaynar Resimde, Allende'nin millileştirnıeyi düşündüğü Anaconda bakır madenlerindeki bir çalışma görüiüvor. men, Hristiyan Dsmokrat Euardo Frei'ye yenilmişti. Sendikalar, komünistler, sosyalistler ve hattâ bazı din adamları bile Allende'yl desteklemişti bu seçimde. Hernan Larrain a dmda bir rabip, kendisi ile konuşan Amerikalı gazetedye şöyle di>"ordu bu konuda: «Katolik olmakla Marksist adaya oy vertnenin pek uvuşmaz bir i? olduğunu sannuyornm> (i). Seçim kazanmanın kolay olmadıgını biletı Allende, düşüncelerini açıklaması kadar, kampanyasının duzenlenmesinde de dikkatli davranmıştı. Geniş cepheyi meydana getiren bütün örgütlerin üyelerinin katıldıgı 8 bin seçim komitesi kurulmuş ve bunlar bütün Şili' de aralıksız çalışmışlardı. Ve işte, kaderi tayin edecek an da nihayet gelmistl» düşenl, dün verdiğimlz Ornekle tekrarlayalım: Sili'ye 1,2 milyar dolar y»tınm vapıp ülkenin çeşitli yeraltı zenginiiklerini işleten Amerikan ?irketlcri arasında, Kennecett, Anaconda, Cerro, Betlehem Steel, Dow Chemicals, W. R. Grace gibi dev malî kuruluşlar vardır. Ve bunlardan Anaconda bakır şirketi, Amerika'nın en zengin 100'ü arasında 76 ncıdır. 1969 yılı satısı 1,4 milyar dolan bulan Anaconda'nırı felirinin yüzde 6O'ı Slli'den saglanır. Peki bu kadar büyük paraların ve çıkarların Allende'nin seçim konuşmalanna konu olduğunu bilen Amerikan şirketleri ne yapacaktır? Amerikan hükumeti, yeraltı kaynaklarının Şili halkımn eline geçmesini sağlayacak bir millileştirmeye razı mıdır acaba? (1) Le Monde 9 Eylul 1970 (Weekly Selection). (2) Teme 21 Eylul 1970 • Sah.: 33. (3; Newsweek 21 Eylüj 1970 • Sa.: 26. (4) The Financial Times 7 Eylul 1979. Hayafı değişik IA4O de ^P'^11 Başkan K Kazandığı anlaşıldıktan sonra IARIN: Allendeye karşı oyunlar ııııı 1 1 konuveresim: AYHAN BAŞOGLU 11 1 ıııııııınıııııııı ııııııııııııııııı ıııııııııııııı Fakir BAYKURT alacağım vardı, dürzüyü evinde bnlamadım, övkeylen dönüp gidiyordara, tam Veli'nin evin önfine geldim, direk geçip gidemedim. Allah tarafından, Veli'nin ev haikı da damın başında bnlgnr knrntmnvor rau? Kaibime heçbir kötülük eetirmeden baktım. Karanmı verdim. Sonra sürdüm atı pidiyordnm. Düşüncemi degiştirip döndüm yoldan. Toldan, yani tâ bağların arasından. Geldim Veli'nin koeakapıyı furdnm. Havana: "B«yle böyle, Veli evde yok '.' dedi. Çok terbiyeli konnstu, menmnn oldnm. Sonra bükecin basına geldim. Dedim, "Şimdi bnnnn nygunn da değil emme, önce kocakannın gelip görfismesi geregir emme, benim ortaya bnndan sonra çıkmam gereğir emme... Canım ortada hüsniyet oldnktan sonra ne fark eder? Hazratı Peyramberimiz, hemi de Tanrının böyük aslanı Hazratı Ali efendimiz, kendi dünürlüklerini kendileri yaptılar. 'Sen de kendin yap, böyüklerin yolnndan yörii alan Kabak !" dedim kendime. "Veli olgun adamdır. Halk içinde konnşmayı da bilir, hnlk içinde susmayı da. tki ol^nn arkadaş daha al yanına, kendin aç bu meseleyl gözelce !~ dedim.» «Çok gözel!» dedi Cemal. «Pravoî» dedi Şakir Hafız. Veli susnyordu. «Şimdi, emme eyl ettik, emme kötü! Bir kusur varsa sen bağıslarsın Velikul! Aşikâr konusmak ayıp sayılmaz, Sen de asikâr konuş. Çok memnun olunun...» «Tabiî, Ubü!» dedi Cemal. «Möhüm is bn! Olacaksa olacak, oimayacaksa olmayacak. Açık konuşmalı. Emme bir de ne var: Hemence kesilip atılamaı. Hesap edilecek, düsfinülecek yer. Ierl bnlunur...» Veli susuyordn hâla. Ye zafer sonrası yın beşinde. yani seçimden bir gün sonra başkent Santiago'nun havası çok degişiktir. Şehrin merkezindekl en büyuk alana, «Bernardo O'Higgtns» e toplamış 100 binl aşkın kalabalık, bir balkondan kendilerine doğru konuşan kalın gözlüklü, tıknazca görUnüşlU adamı dinlemektedir. Bu adam Lâtin Amerika kıtasında ilk defa serbest bir seçimi kazanan Marksist Dr. Salvador Allende'dir. Kalabalıkta, Che Guevara'nuı, Ho Şl Minh'in resimleri dalşralanmakta, AUende ise etkili hitabeti ile mikrofondan halka seslmımektedir: «Emperyalist sömürüyü kesinlikle sona erdirmek. monopollere dnr diyebflmek. ciddi Wr toprak reformu yapmak ve banka kredi millileştirnıesini başarmak için Kerekli zaferi kazanmı? bnlnnuyoruz» (3). Gerçekten de sandıktan devrim çıkıvermiştir. Tebrik telefonlan bazen çok uzaklardan get mekte, meselâ Castro. Allende'yi aramaktadır Havana'dan... Sayımı biten 3 müyon oyun yüzde 36,3'ünü Allende almış ve en yakın rakibi sağcı bağımsız Alessandri'yi 40 bin oy farkla geçrniştir. Hristiyan Demokrat Tomic ise, 400 bin oy geridedir A DİŞİ BOND Bir adım daha var erçi Allende, henüz resmen Şili Raşkanı değildir. Çünkü anayasara göre adaylardfti. Piçb.ri rthde 50*nip üstünde oy alamazsa seçiıoierdîn 50 gün sonra par'.âmento '.op^anacak ve en yüksek oya sahıp iki adaydan birini seçecektir. Fakat Şili tarihınde daima fazla oy alan parlâmentoda seçilmiştir. Meselâ 1958 seçimlerinde Allende ile Alessandri yine rakiptiler. Alessandri o seçimde Allende'yi sadece 37 bin oy farkı i!e geçmişti. Yani AUende'nin son seçimde Alessandri'j'e oranla aldığı oy, 1958 de Alessandri' nin elde ettiğinden 3 bin fazladır. Ama teamül 1958 de işlemiş ve az farka rağmen fazla oyu alan Alessandri, parlâmentoda baskan seçilmisti (4). Buna göre, AUende'nin 24 E kimde yapılacak parlâmento toplantısında başkanligı onaylanmak gerekirdi. N'e var ki, bu defa kazanan sıradan bir aday degildir; bir Marksisttir. Demokratik yolla kapitalist ülkede kazanmış bir Marksist! Bu zafer, her yönden degişiktir. Eğer Allende'nin seçimde kazandığı başkanlık parlâmentoda kaybettirilirse, Lâtin Amerika'daki nadir demokratik geleneğe sahip ülkelerden biri olan Şili de, diğerleri gibi bu çizginin dışına çıkacaktır. Venezuela ve Uruguay'ın dışında. çoğu Lâtin Amerika ülkeleri askerî yönetimler altmdadır zaten. Meksika'da tek parti, Kolombiya'da ise Liberal Muhafazakâr birleşjk cephesi vardır. Peru'daki ve Bolivya'daki ilerici askeri rejimler ise, Allende' nin zaferi ile güçlü bir desteğo kavusacaklardır. Fakat Arjantinin, Brezilya'nın ve Uruguay'ın gerici askerî diktatörleri için Marksist bir ŞiH çok tehlikelidir. Eğer Şili, yeni bir Küba olursa. bu, gerici rejimleri devirmeye çalışan maiıalli gerillalar için yeni yardırr? kaynağı değil midir? 6 Yani yüzüne söylüyorum, knsnra bakmasın, hemi de Havana benira öz kardaşım olsun, ve de kerimesi, Allahın emri yerini bnlmadıgi takdirde o da kızımdır, her gelip geçişimde dıggatle bakarım. yani size nasıl vasfedevim, Havana kadın, melek gibi bir kancıktır'. Helbet kııını da kendi gibi yetiştirmiştir. Ne demişler? Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini. Hemi de Şakir Hafız daha eyi bilir, Kor'an sözüdflr, Hazratı Peygamberimize Arafat dağında nâzi] olmuştur, "Analar gümüştür, kızları altın !" Dedim kendl kendime kl, "Tavu Mnsdn, ne gallayıp dnrnvon oglnm? Dıggat et fu Veli'nin kızına. Var mı dan denesi kadar bir knsuru? Anasında bnbasında bir leke?"» Crmal : «Estaafurnllahl» dedi. «Köyümüzun hanedan adaraıdır.» Şakir Hafız da, «Tamam Syle !> diye pekijtirdi. «Banan üzerine cnvap verdim kendime : Toktnr ! Bnnca yıldır gelir geçerim, Havanayı tâ kızlıgından bilirim, çayırda yalnayak kosup zıpladıfı günleri görmüşamdfir, yoktur ! dedim. Gitthn kocakarira: "Kamile, gözlerin aydın, aradlğımızı baldum heraTım !" dedim. «Kim?» deye sordu. Masns biriki ba?ka isim söyledim Elmalıdan, Eriklidrn. Şimdi gizden saklasam Allah biliyor. Gökçimen'den de söyledlm biriki isim. Tavn arkadaş, heçbirini dntmadı benim kocakan ! Dntmadıgını da ağzını sımsıkı yuranp snsmasıyla belli etti. Karalayıcı, kınayıcı bir söz söylemez kimse hagginda. Çok mertebelidir. Erame tam, 'Atakçı Veli'nin kızı..." der demez, «Dnr!» dedi. «Dnr! tsabetli! Hanedan bir sfilâledir. Biraz Toksnldnrlar emme. asalatlanna deyecek yoktur, orda dnr !» dedi. «Velinin 5yle bir kızı var mı?» dedi. Gelip peçerken birkaç sefer trnrdüfümii anlattım. "Talnız birez yaşça çüccük !" dedim. Çok rnenmun oldn. «Bilâkis eyidir !> dedi. «Agaç yaş iken egilir !» dedi. «Talnız eyice bir daha bak !» dedi. cGözün dntsnn, gönlfin sevsin, ondan sonra karar ver. Benden yana tamam. Ben olurnmn kornm bn ise...» dedi. tste bnnnn üzerine, bugün Kayadibinden dönüvordnm. Kayadipli Hüsnü'de birez Hafız: «öyle oznn boyln düşünülecek yerl yoktur bunun!» dedi. «Sede bir nfacık nokta var, o da Dürünün yası meselesidir. Çok güccök EÖrfinüyoı bana. Emme beşl bitirdi geçen yıl. Sonra da görüyorum, yasıtlanndan 5nce gelişti. Evet... Zaten ne demisler. kız evlâdı on fiçüne bastı mı, ya evdedir, ya erde... Evet!» (Arkası var) ımnıiMiiHiııııııııııııııınııııımııııııııııııın • 28 Bir takım merdivenlerden daha inip, m yanını çiçek ve yeşiUikierin smırladıgı yollan geçti. Gazinoya ait özel plâj boyunca uzanan bahçeye vardı. Denize doyamadıklan anlaşılan bazı kimseler vardı çevrede hâlâ... Zarif mayolar derhal dikkati çekiyordu... Bir kıs mı kumlann üstündeydi, bir kısmı da bahçedeki masalarda oturuyordu. Biraz duraklayarak deniz kayağı yapan bir çifti seyretti. Mükemmel beceriyorlardı bu işi... Valdt öldürmeğe çalışan bir para babaa hüviyetine büriinerek yavaş yavaş yürüdü... Kıyıdan aynlarak geldiği yola paralel diğer yoldan geri döndü. Gazinonun çıkış kapısma yönel miş oluyordu böylece... Arabasını oradaki park yerine bırakmıştı. Yolun yansına vardığında genç bir kadın çıktı birdenbire karşısma. Beyaz bir elbise giymişti... Çok yakıştığı ilk bakışta anlaşılıyordu. Yer yer pembe desenlerle süslüydü Adamakıllı yanmıştı. Teni bronzdan farksızdı. Omuzlarma dökülen gür saçları simsiyahtı Şaheser bir çerçeve gibi çehre hatlarını bütün güzelliği ile meydana çıkarıyordu bu saçiar. Elinde bir gitar vardı. Gazinoya devam eden diğeı kadmlar gibi gösteriş meraklısı olmadjğı besbelliydi. Çünkü zarifti ve sade... Belki bunun için, belki de onda aşina bir ta raf gördüğünden ChandJer adımlarını yavaşlattı... Dudakla n da geniş bir tebessüme açılmıştı. Genç kadın âr.i bir kararla durdu, erkeğe baktı. Saçlannın arasına yerleştinüği suni bir mücevher göz alıcı ışıklarla parlıyordu. «Selâm Jess...» Beriki, tüylerinin diken di Ken olduğunu hissetti birdenbi re. Fakat bozulması ile kendi ni toparlaması da bir oldu. Kimdi acaba?. Kafasını yıldı rım hızı ile çahştırdığı balde bulamıyordu. TlFFANY JONES OH, B1ZJM ı slZi v krOtUA. ATIVOGD'J GARTH James Hadley CHASE Türkçesi Şehbal AYGEN Şımdiye kadar düşüp kalktıklarınm sayısı parmak hesabma mrulmayacak kadar çolrtu. Bu da onlardan biriydi muhakkak.. Tanımasma tamyordu şüphesiz... Fakat hangisiydi acaba?. «Selâm güzel kız...» diye oevap verdi. Tebessümü biraz daha genlşlemişti... Karşısmdakini en kes tirme yoldan etkilemek istiyordu. «Şu beyaz elbisenin emsalsiz bir vücudu gizlediğini anlamak için iki kere bakmaya lüzum yok değil mi7.» Genç kadın şakrak bir kahkaha attı: cNe tesadüf... Aynı $eyi iki yıl önce yine burada, aşağı yukan aynı noktada karşı laştığımız zaman da söylemiş tin... Ama hatırladığından pek emin değilim...» Evet, kadın haklıydı. Chand Hızlı ve göztl dönük arkadaşlarından biri yapmıştı bu teklifi. PUna göre on kişilik bir çeto kuracaklardı... Tepeden tırnağa silâhlı... Ve bir gece yansı Cazinoya baskın verip kumar masalarındaki bütün paralan yüriiteceklerdi. Hızlı ve gözü dönük arkadaşı daha tasavvurunu anlatır anlatmaz Jess Chandler hayır demişti. Delilikti bu düpedüz... Böyîece berikinin de cesaretl kınlmıştı, kendilerinl doğrudan doğruya idama götürecelc soygun projesini «şimdilik» kay di ile rafa kaldırmıştı. Buna rağmen Chandler, Paradise City*ye geldiğine pişman olmamıştı. Rüya kadar güzel bir yerdi burası. Bir hafta kalıp keyfine bakabiiirdi. Yina böyle bir akşam üstü gazinonun arka taraflarında dolaşırken genç kadına rastlamıştı. Rastlantıyı bütün aynntıları ile hatırlıyordu artık. Garip ve unutulmaz bir ismi vardı kadlmn: Lolita Seravez... Brezilya'dan kalkmış, hayatım kazanmak için gurbet ellera dökülmüstü... Sınıf ve kallta farkı gözetmeksizin gazino, l o kanta, gece lokali gibi yerlerde gitar çalıyor, şarkı söylüyor, böylece de geçinip gidiyordu. ChancUer, daha görür görmea bayümıştı ona. Ama bazı kadınlarda olduğu gibi valvar ya kar düşmesine lüzum kalmamışü. Çünkü iUt bakısta kadm da ona karşı kanının kay» nadığını, başının döndüğünü, şakaklaruıın zonkladığım hissetmişti... Sadece on dakikanın sonunda kendilerini birbirlerinin kollannda buluvermişlerdi... Dünyayı ve dünyadaM her şeyi unuturcasuıa... «Rüyamda görsem inanmazdım bu tesadüfe Lolita...» diye erkek mınldandı Neşelen miştl. «Hayatımın en güzel, en unutulmaz anlanndan birini daha yaşamaya başladığıma şüp he vok... Başbaşa kalmak için şöyle tenha bir vere sitsek mi?» «Sevgili Jess... Buiunmaa erkek... İki yıldan beri bir an bile aklımdan çıkmadın... Nere AYLÂK MUSA Tath kârlara veda Kennedy zamanında başla ; tı!an «Kalkınma için işbicliği» . programı ve anlayışının tam bir ' ttlâsıdır Marksist Şili... Daha da önemlisi, altın yumurtlayan Lâtin Amerika ta\ıı ' gunun bir budu kopmaktadır. ! / erika Birleşik Devletleri \ 195067 arası Lâtin Amerika'ya ; 7,5 milyar dolar yatırım yapmış; j Y a Amerika Birleşik Devletleri ne yapacaktır?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear