28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA DÖRT OZ derglrinfle HSnlar toa$l' başına bir âlem lşte ıiginç bul duğumuz bir tanesı : IES Erkeklere müjde. Ar tık erkeklik organım kâçflk di ye ntanmavın. MAGNAPHALL emriniıde Garantili Magnaphall sayeıind* erkeklik organınızı büyültertk arkadsslannın kukanmaktan knHolabilirsinlı. îlânın altında ödemeli gönderme adresi ekli. 10 Ağustos 1970 Kendl knruln düzenlerine yabancüasan Batı'nın yenl genç kuşaklan, uyuşturucu maddelerln getireceği düssel rahatlığa sığınıyorlar. Fotoğrafta, Sultanahmet'tcki otel odasında esrar içerken yakalanan hippy gençleri, Emniyet Müdürlüğünde sorgulan için sıra bekliyorlar. Aylunc ALTINDAL İSTANBUL 'lerin ilk duroğı: Güzelim Acube csnı ve Loat Generation diye bahsedilir (Memleketinden ayrı kalmış Amerikah ve Kayıp Nesil. Ernest Hemingvay, John Dos Passos ve E. E. Cummings gibi yazarların nesli). Ikincı Dünya Savaşı her ülkenin toplumunda bulunan ve ASosyal diye tfışta bırakılan yazarlan ve savaş aleyhtarlannı haklı çıkaran felâketlerle sor.uçlandı. Milyonlarca insan ö!dü. Bu kan'.ı dünya savaşı sırasında asker olmayı reddedenler C. C. Camps'a (Temerküz Kamplan) atıldılar. Kampa atılanlar arasında hem kendi kuşağ.nı, hem de günümüz ger.çliğinl en çok etkileyen iki sanatçı da vardı. Ozan Woodrow W. Guthrie ve aktör Leu Ayres. bunalan gençlere Bnder oldular. Dint inançları gevşemiş, toplumla çatışkı içinde bulunan gençler, o günlerde solcu denilen bu yazarların ortaya attığı ZenBudizm dinlnin düşünceye dayanan temel ilkelerinde, kendilerine uygun düşen bazı yönler buldular. Zen, kısa zamanda yaygın bir düşünce formu olarak gençleri büyüledi. 1961 lerden ör.ce Mods, Roccers, Greasers diye tanınan öikeli genç çetelerinden sonra yetişen bu yeni gençler, aynı yıl çıkan ve gelmiş geçmiş en ünlü müzik topluluğu adını alan Beatles'in isim babalığım yaptığı Beatnikler olup çıktılar. Beatniklerin aşaması ise Hippyler oldu. Batı'mn körelticı oportünizminden kaçıp, kendilerini, eski Hint ve Uzakdoğu dinlerinde, Islâm felsefesinde aramaya çıkan bu ASos}'allere, toplum, Freaks ya da eşdegerll anlamım türettijl Hippy sözcüğünü yakiftırdı. KOMİTELER ÖRGÜTLER PLÂSTİKLER VE HİPOKRATLAR.. John Priesley adlt bir hippinin ağzından hippiliğin çıkışının genellemesini verdik. Günümüz toplumunun dışında kalan bu tür gençlerin ortak özelliklerinden biri de, karşı çıktıkları çevreleri bazı sloganlarla alaya almaları. «Endftstrilev miş insmnlsr», «Çinento adamIsr», «PUstiklen, «HipokratUr» bu sloganlardan bazılan. Diyorlar ki : «Gfinfimfizde, InsanUr nyg»rlığı değil, aygarbk insanlsrı yetiştirir ve Rfliıjtirir bir h»le gelmiştir. Bu durnmda insanoğln makineleşerek duygn ve düşünceden (tefekkfir) nısk kalmış, bn fibi en kntsal deferleri geçersiz saymaya şartlandınlmiftır. tnımno|ln, endüstrinin, plâstik ve çimentonnn esiri olnp çıkmıştır. Bnnların savnnncusn kesilen hipokrallar (lâfazan) ise sözünü etti|imix şartlandırmalan haıırlayan oportünistlerdir. Çimentodan, plâstikten yapılmıs insanların ne düsünüleri, ne dnyKalan, ne de en önemlisi öırörlük istemleri vardır, Bn insanlar, plâstik ve çimento kalıplar içinde dotarlar, büvürier ve öltirler. Aslında böyle bir yaşanı şfkli de, kendilerini idare eden hipokrat Magters'in (efendüerinin) istediii yoldnr.. * H etihl gelişim içinde, topluma ayak uyduramayıp, toplumun istediği gibi yetişmeyen bazı kişiler gene kendileri gibi dışta kalmış gruplann arasında kendi yarattıkları düzen içinde yaşamışlardır. Bizde (Amerika'da) bu tür gruplara Fringe Groups denir (Toplumun dışına sarkmtşlar anlamında). Bence tsa'dan bu yarıa birçok Hıristiyan mezhebinin türemesinin bir nedeni de bu tarihsel uyuşmazhktır. örneğin, Amerika'da birkaç milyonu bu T lan Tfitness mezhebi mensuplan bayrağa selâm vermemeyi erdem sayarlar. 1918 1938 yılları arasınd'a Birinci Dür.ya Savaşı'r.ın ezdiği pekçok Avrupalı Amerika'ya göç ederken, Amerika'ya yabancılaşan pekçok ASosyal da Avrupa'nm yolunu tutmuştu. Memleketten ayrılarak 5 10 ytllık uzun gezilere çıkan bu kişiler genellikle Fransa Paris, Italya, ve Ispanya'da kümelenmişlerdir. Âdeta, anavatandan, medeniyetten, gelenek ve göreneklerden kaçan bu insanlardan, Eıpartiate Ameri ZENBUDİSM... aponyada, Korede veya kısaca Uzakdoğuda savaşlara katılan bazı genç yazarlar memleketlerine döndüklerinde I konu ve resim: AYHAN BAŞC)ĞLUİ|| C E M SULTAN UNDERGROUND A yı\ ü tfĞs4eriuorrardı fcV SulEan.Cı merikalı sosyologlara göre günümüze degin hiçbir ASosyal grup, protestolannı hippiler gibi açık ve anlamlı bir şekilde yapamamıj. Gene aynı sosyal bilimciler hipplleri ?öyle tanımlamışlardır : «Kendi kendine oltışmiif, bilincli prote§to 5rgtitü.» Ajırlardır bilinen Underground (yeraltı faaliyetleri) ni hippiler yepyeni bir anlayıjla ele almışlar, yaymışlar. Yayın ve basımevleri, plâk iirketleri, alı» veri? satıj bürolan kurmuşlar. Bunlann yanısıra, hemen hergün yeni bir komite hazırlıyarak. Vietnam Savaşı aleyhtarlıgı, Biafra'daki açlara yardım kampanyası gibi çeşitli konularda gösteri yürüyüşl«ri tertiplemişler. Şimdi bu yayınlardan ve kurulmuj komitelerden bazılannı tanıtalım. lppilerin, yeraltı faaliyetleri adı altında topladıkları topluma karşı çıkı» ve protesto yönlü çalışmalanndan bazı yayınlan gördük. Şimdi de kurdnkları komitelerden tesbit edebildiklerimizi ve bunlann yürüttükleri protesto yönlerini görelim: Brotherg of Eternal L»\e: Nr zaman kurulrfuğu pek belli değil. Fakat 1961'den sonra yoğun çahşmalan olan «Ebedî Aşk Biraderieri» örgütünün merkezi Kaliforniya. Gençleri adeta büyüleyerek, Hint felsefesinp ve Orient mistisizmine iten biı örgüt. Sloganlanndan biri «Kendini anyoman, llkele dön» Bu örgüt yurt dışına. yani Hindistan, Katmandu, Tibet gibi ülkelere giden âzalarına para yardımı da yapıyor. Peace and Freedom Party : Barış ve özgürlük partisi, şu ancra Birleşik Devletlerin en EÜçlü örgütü olma yolunda. Son Başkanlık seçimlerine katılmış ve 800,000 civannda oy almış. (Partinin Başkanlık seçimindeki adayı zenci yazar Eldrige Cleaver'di). Devamlı olarak savaş aleyhtan gösteriler düzenleyen, sürekli protesto mitingleri yapan bu topluluğun destekleyicileri arasında zenciler ve Yippyier başı çekiyorlar. Yippys : Bunlar da hippilerin bir başka kolu. Kurucusu Jerry Rubin. adlı bir Berkeley taraftarı. Hippilerin barış ve kardeşlik havası içinde yaratmaya çaliftıkları düzen degişikligini, kaba kuvvetle gerçekleştirme yolunu seçen bir topluluk. Black Panthers ve Vietkong ile a3nı paralelö*e gösteri ve tahrip hareketleri yapan bir örgüt. Yippyler 1968'de San Hippilerin yayınladıklan O£ adlı dergide yer alan Magnaphall ilânı. GaranttU MagnapbaU metoduyla çekinten erkeklerin fülecekmiş .. Francisco'da kumlmuş. Washington Street Theatre : Hippilerin hazııladığı orijinal bir komite bu. Adından da anlaşılacağı üzre «Sokak Tiyatrosu». Büyük caddelerde gösteriler düzenleyerek, hipokratları (lâf ebeleri) ve tutucuları alaya alan oyunlar oynuyorlar. Üçdört «enelik geçmişi olan sokak tlyatrosunun amacı halkm ayağına giderek çeşitli yönlerdeki şartlandırmaları kırmak. A.L.F. (Australian Liberation Front): A.L.F. daha çok sevgici bir örgüt. Sloganı, «aşkta aksiyon ve özgürlük taraftarı olanlara açığız>. Avustralya'da sihirbaz Chan adlı bir hippy tarafından kurulmuş. The New MobilUation Commitee : Vietnam savaşına kesin bir son vermek amacıyla çalışan «Yeni Seferberlik Komitesi» Amerika ve diğer ulkelerdekl ögrend Srgütleriyle birlikte geniş gösteriler düzenllyor. Geçen sene yapılan bu gös» terilerden «Ağir Sonbahar» diye adlandınlan savaş ve askerİik aleyhtarlıjı protesto yüriiyüşüne New York'ta 200,000 genç katılmıştı. Hippllerle ilişkisi olan diğer kuruluşlardan bazılan da şunlar : Huey Newton Defense Coramitee, Biatra 69, Mothenı S»* eiety, Sonth Afrlcan Solldarity, Comrnitee, Black Panthers. Şimdide ar.ketimizi cevapla» yan hippilerin en çok okurfuklan yazarlar kimlerdir, onlan görelim.. Yarın EN ÇOK OKUNAN YAZARLAR Bir olayın başlangıcı 62 MU1AFFER BUYRUKÇU «Benimkl cigara lçtiğlml, içki kligimi billyor ama bilmezlikten geliyor. Napsın, sdyledi söyledl dinletemedl, koyverdi yakamı. Benim bu cigara yfizünden yediğim marizi kimıe yememistir. üç aksam önce demirle dövdü, ba* kın> dedl, kollannda ve bacaklanndaki çfirükleri gösterdi, annesine dnydutn öfke içini bumşturup geldi, gözlerint parlattı. Be« dakika geç kalmak, baber vermeden, arkadaslariyle bir kahveye girip otnrmak, kağıt oynamak, bir sinemaya gitmek yoktu. Hep onların dediği olacak, yanlarından bir yere aynlmayacaktı. Ama dışarda arkadaşlannın top oynadıklannı, sinemaya gittiklerini, cigara lçtiklerini düfünfinee yerinde duramaz oloyor, bir $ey bahane ederek dışarıya çıkıyor, babasından yanm saat önce geliyordn. Annesi baslıyordo o zaman konusmaya. «Senin beş dakkan bn mn? Nerdeydin simdiye kadar? Aramadığım yer kalmadı, tzzet tzzet diye bagıra bağıra boğazım koptu. Sen beni öldüreceksin be! Senin yüzünden!..» diyor, ağlamaya bashyordn. Babası gelip de onu a|larken görmesin, nedenlnl sonnasın diye boynuna sanlıyor. «Bir daha yapmayacam anneciğim, bu son anneciğim» diyor, yanaklanndan öpüyordn. Ama kendisine inanmayan kadın ağlantasını sürdurüyor, battâ babasının ayak seslerini duyanca sesini iyice yükseltiyordu. Izzet, bir yandan sesslz sessiz annesine söver içinden ölmesini isterken bir yandan da bahasının, annesinin sözlerine inanıp kendisini dövraemesi icin dna ediyordu. Annesi ağlamaklı bir sesle, yorKnnarguı içeriye Rİren babasına her şeyi anlatıyordu. Babası hemen başncuna dikiliyor, «öyle mi lan, it» diye bashyordn. Kimi akşamlar sadece azarlamakla, korkntmakla yetiniyor, kimi akşatn da eline ne geçerse onnnla dövüyordn. Hele cigars içtiŞi anlaşılınca kudurur gibi olmuştu babası. «Ciçsra içiyorson ha? Yaşına bakmadan elgara içiyorşun demek? Hele seni bir yakalayayım. cigara paketini yakarak ağzına cokacağim» diye bağırmıs ve yornluncaya kadar dövmüstü. Oysa annesi bir şey anlatmasaydı dövmeyecekti. Çok iyi bir adamdı babası; valmı bir knsnrn vardı, annesinin etkisinde kalıyor, annesinin üziilmesine dayanamadı6ı icin dnvöynrdn. Davak. nöz, hiçbir şey yola getiremiyordn Izzet'i; daha da bozayordu ve karşı koymaya itiyordu. Annesi dövmek isterken ellerini tutuyor, belinden yakalayıp karyo» laya oturtuyordu. Babası döverken yüzünü kapatıyordu. Önlar dövdükçe cigara, içki içme isteği artıyor, gözleri hiçbir sey RSnöüyordu. Bir gün Kandıra'dan gelen anneannesinin cebinden yüzon lira almış, arkadaşlariyle buluşarak Beyogln'na gitmişti. önce Saray Muhallebicisine, sonra Lâle Muhallebicisine ginnişler, kaymaklı ekmek kadayıfı yemişler, Pınar'da votkalı bira içmislerdi. Sonra da genelev. Biitün paraları tzzet ödemis, eve onbeş Hrayla dönmüş, onbef lirayı da kömürlOkte citara paketlerini sakladıgı aralığa saklamıştı. Geç kalmasaydı ve agzı kokmasaydı annesi bir şeyden kuşknlanmayacaktı. Ama koknyn alınca baslanustı «orguya. önce hep «Bilmiyorum, ben almadım» demiş, «Bana söylersen babana söylemem» diye ekleyince geneleve gittiği hariç ne yapmıss* hepsini anlatmıştı. Sözünü bitirince annesi düşüp bayılmıştı. Gerçekten de annesi yüzon lira nikâyesini babasına duyurmamıstı. Bu tntumu, annesine duyduğu nefreti içinden söküp atmıs ve iki ay ne cigara içmiş ne de geç kalmış, sadece onları memnun etmeye çalışmıştı. Ama iki aydan sonra seytan gene dürtmeye başlamıştı. Ve anneannesinin SldüğO. babagınm da anneannesinin öldüğünü bilmediği için geç kaldığı bir aksam. annesinin yatak altında sakladığı paralardan elli lirayı aldığı gibi deniz kenarına koşmuş, Yasarı, Hulki'yi, Sabahattin'i, Doğan'ı içkiye çötürmüş, parayı nerden buldağuna soran arkadaslarına, «Yolda» karsılığını vermisti. Eve döndüğünde babası ^elmisti. Annesi, paranın çahndıfını anlamış, babasına söytemisti. «Bu acılı günümde bana bnnu mn yapacaktın?» diye bağırıvordu. Sonra bahası onu arka odaya sokmus, sabaha kadar bir yandan bağırmıs. hir yandan da sopayla, yumrukla drtvmüstü ve yediği dayaklar yüzündpn on çün hasta yatmıstı. Ayağa kalktı^ında tövbe etmis, annesinin baba»ının ellerini öpmiis. Kur'ana el basmıştı bir daha para çalmıyacağı üzerine. < rar) n GÜZELİM ACUBELER Hlppilerin yayınladıklan derpilerden bazılan şunlar: It, Cnlt, Rolline Slone, Snck, Private Eye, Fornm, Oz. Şimdi underground hakkında daha etraflı bilgi verebilmek için bu dergilerrfen birinin, Oz' un muhtevasını görelim: Derginin kapağında, açık söy lemek gerekirse, yarı goril, yan insan arası bir hippinin Tesmi var. Adam dllini çıkarmış, dilin üstünde derginin ismi, OZ, yukarda sağ köçeye de «güzelim acabe» diye yazılmış. 2, 3, 4. sayfalarda, lan Channel adlı bir yazann «Ahmaklan Eyleme Geçirmek* başlıkh uzun yazısı var. Channel için yazılan tanıtma yazısında, New South Wales Universitesi Talebe Cemiyeti başkanlanndan olduğu belirtiliyor. Bir d'e boy fotoğrafı basılmış. Melon çapkalı, omuzlanna dökülen uzun saçlan, sakalı. boynuna asılı bir sürü ıvır zıvır, belinde bir kauçuk çekiç, bir elinde şemsiye, diğerinde bir demet çiçek taşıyan. smokir.g giymiş bir talebe lideri: bu, Channel. Üc sayfalık yazısma çöyle başlamif : «Efer açık bavada nynmak, kaldırıma otnrtnak, isteditin kitabı oknyabilmek. oknldan bir gün olsun kaçabiimek, 1 S vaşından önce evinden ayrılmak. yollarda rülüp e^lenebilmek, saçlan 1914 öncesi gibi nzatabilmek yasak ya da «vçsa, yaratılan uyçarlıjın cinneti iyiden iyiye bir elden geçmeye (düıenlenmeve) mnhtaçtır demektir ..» Ve Gelibolu çıkartmasından, ilk PinUp (kapak kızı) dediği Mona Lisa'ya Troçki'ye, Marx'a dek birçok konuya girip çıkarak snna eriyor. DtŞİ BONH TİFFANY JONES BJ A „ LM ÜzDLDÜM 93 Böyle söyledikten sonra gözlertni ufak yapılı gardiyana dikmişti. Ne iri gbzleri vardı şu uîak tefek adarrun... Açık kahverengl... Adetâ sanmtrak... Ve fazla çukura batmış görünü yordu. « Şel gardiyanı ayarlanm ben... Hiç m» rak etrne...» Harry kıpır tapırdı... Nasıl teşekkür edecegini bilemiyordu kıdemli arkadaşına. « Kanm beklenmedik bir anda Denl kar şısında görünce ne kadar sevinecek lcimbillr.. Gece nöbetinin sadece lâfıru bile duymak canını sıkıyor onun... Çok yorucu bir lş seninki diyot da başka bir şey demiyordu...» Bu noktada cümîesini keserek tıaflf bit fcahkaha attı: « Kadın milleti işte... Sana anlatmağa 1 U zıur yok... Sen benden çoi daha tecrübelisin...» « Eem de nasıl...» diye beriid homurdandı. Bir numaralı fcoridoru bir sllre daha lnceledikten sonra döndü, yerine oturdu. Harry'nin gevezeliği devarn ediyordu: « Şu Liedenski... Amma da bagınp çağırdi degil mi? Sesl cezaevinin her tarafından duyuluyordu... Üç gün üç gece... Susamaksızm.Bağırdı da bağırdı...» t Sen kahvenl düşünsen çok daha lyl edersln...» diye Leibnitz lâfını kesti ufak tefek adarmn. Harry hemen koçtu, havagazı ocağını söndürdü... Raltan İM fincan lndirdi... Temiz olup olmadığına baktı ikisinin de ayrı ayn... Masanın üstüne koydu. « Nefis bir kahve oldu... Göreceksin... Tam senin sevdiğin gibi.» Bir yandan da gülüyordu: t Erde de kahveyl pisirme görevl bana aittlr... Kanm her zaman söyler...» Damdan düsercesine susarak cUmleslnl yartrr. bıraktı. Aklına bir şey gelmişti: t Bir seyler yemek lster miydln fcahveyle blrllkte... Bir narça torta getirmiştim bu ge GARTH DİĞER SAYFALAR erginin diğer saytalan, tamnmış bir büyücünün Londra'ya gelişi nedeniyle yapılmış bir röportajı, tvor Golding adlı, Singapur'c'.a savaşmış. BBC'de d'ans hocalığı yapmiî birinin Üroloji üzerine yazdığı eğlenceli bir yazıyı, LEE diye tanınan bir hippinin (kapakta resmi olan) Hindistan'da Katmanduda, Kâbil'de, Fas'ta yaşadığı serüvenleri dlle getiren, gittiği memleketlerden nasü kovulduğunu, Kopenhag'da düzenlediği esrar partilerini övünerek anlatan bir röportajı aktör Peter Fonda'rfın hippilik üzerine düşüncelerini ve çınlçıplak bir fotoğrafını (Tonda biı eözlük bir de saat takmı?, hepsi bu), Yoko Ono ile John Lennon'un düşüncelerini vf Londra'nın üstünde uçuyor gibi gö^üktükleri nefis bir fotomonfajı içeriyor. Bunlardan başka, askerlik aleyhtan yanlar, şilrler, çe«itlı ilânlar, yeni çıkan kitapların ele}tirileri gibi yazılar, yapılacak protesto gösterilerinin günlerini ve yerlerini duyurtn Uanltt H. L. DUGAL URİHSll ADAM AYLÂK MUSA Türkçesi: Adnan TAHİR ee için.., Ama kalmadığıma göre nöbete...» Ijeibnltz başını iki tarafa sallarlı: « Kayır... Teşekkür ederim. ı Harry, sandalyelerden birtnin nemen kenanna ilişmlşti. Gözünü kahve kabmdar ayırmıyordu. « Ama enlnde sonunda yatıştı değil mi? Yalnız ne var blliyor musun?.. Bakışlan . Bir bakış batayor lnsana... Doktorlar bildlklerini okumağa devam edebitirler... Pakat bana k a ^ sa normal blr İnsan değil...» Leibnitz uyukluyor gibiydi S^vlp I1T sllM di: R Ktmrtpn bahsediyorsua sen <nzurn?...» f«r|
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear