Catalog

. Tj umhuriyel £1111 llllllllllllllllllllllllimUNIinttlllllllHUUIII III 5 TemmuZ' 1970 Sayı: 35 İ 5 Ş 2 ; Ş Z E • ÜZÜNTÜTÜ BIRAK Greenwich'teki lokaUerden Bırinin. «ahibi, orkestraya kesin bir tembiht* bulunmuştur. Buna göre hüzün verici y»rVi1»ı çalmmayacak, daima neşeli parçalara yer verilecektir. Sebep, ağır ve mahzun parçalar sonucu müşterüerin az içmesi, lokmlin da bn yüzden ziyan «tmesıymij. # BİR TAŞLA Londr» ortaokullarından birinde okuyan 15 yaşmdaki David Stork, saçlan lüzuznundan fazla uzun olduğu için müdürden azar işitmij. Gururuna yediremediğinden ötürü de ertesi sabah kafasını ustura ile kazıtmıj. Durumu gören müdiirü, olayı böylesine ciddiye almaması gerektiğıni söylerrüş ama, öğTenci oralı olmamı?. Çünkü böylece hem müdürii protesto etmiş, hem de arkadaşlan ile iddiaya girişüğinden 5 Sterlin kâr sağlamıj. M IIIII MERAK • UYDURMA DEGtL Evet, uydurma bir olay değil. Yüzdeyük gerçek. Vak'a Paris'te cere yan etmiştir. Şehrin Traiik Müdürü, Emniyet Müdürü, yardımcılan ve bir basın mensubu helikopterle trafiği izliyorlar. En kusursuz şolöre yiiklü bir para ikramiyesi verilecek. îdeal şo£ör nihayet bulunuyor. Bu, bütün kurallara kesirüikle riayet etmiş, lâstiğı patlayan bir kadına da yardımda bulunmuştur. Ekip iniyor, adamın arabasını durduruyor, ikramiyesi de veriliyor. Gazetecinin sorusu. «Bu parayla ne yapacaksınız?..» Adamın cevabı: «Yıllardır alamadığim ehliyeti almak için rüsvet şeklinde kuUanacağmu» Adnan TAHİR % DEDEKTtF romanlannda şaşmaı bir knral var. îlk cinaveti daıma diğerleri izleyecektir. Kaatil için bu bir çeşit zoronluk. Başlangıçta knsnrsua cinayet işlediği kanısındadır. Fakat bir süre sonra yakalanmak üzere oldnğnnn farkedecek, panije kapılacaktır. Paniğe kapılan bir adamdan çılçınlıgın her türlüsünü bekleyebilirsiniz artık. Ne yapsmî Çem ber daralıyor. Tanp geçmek lâıım. Ve de knrtnlmak. Haydi bir cinayet daha. Taktik hatâsı tabiî. Cinayet sayısı çoialdıkça saçlnluk dnrnmn artacak, snçlulnk dnrnmn arttıkça yakalanraa ihtimallerl çoğalacak. « TALAN da böylesine bir sev. tlk yalanın asılsızlıfını kamnfle edebilmek için yenl yalanlar birbirinde eriyecek, fakat yalancımn mnmu hiç bir laman yatsıya kadar yanmayacaktır. Kusursuı cinayetteki bayâl payı ne ise, yalancılıktaki devamlılık çabası da o... Cinayetle yalancılık arasında riyazi bir ilişki kurarak bnnlan ikiz kardeşe benzeteıder hakh... Evet ikiz kardeş... Fakat kannn dısı Çünkü analan malum, babaları meçhnl. Birinin görevi kan dökmek. di ferinin dil dökmek. Riri silâhlı. öbürü külâhlı. Ama ortada mukadder âkıbet denen kaçınılmaz bir de sonnç mevcut. 0 FIKRA meshurdnr: tki ar kadaş... Gerçekten canciger. Biri detektif romanlanna düşkün Hastalık derecesinde. GünOn birinde kapışıyorlar. Sebep ne olabilir kadından eay n? Bir sabahın erken saatinde detektit romanı meraklısına ait telefon çalıyor. Acı acı. Karsı taraftaki canciğer arkadasıdır. Şöyle diyor: cSon çıkan polis romanını aldın tabi? Kaatıün kim olduğunu derhal EÖyleyebüirim.» «Amman» di» ye bajırıyor beriki... «Gözünü seveyim sus. Sen kaatill bana bırak, ben kadını sana bırakıyorum...» 0 BİZ DE banca yıldır bir kitap oknyoruz. Adı: Demokrasi. Çok sajfalı, bitmez tükenmez bir detektif romanından farksız... Şn canciğer arkada? gibi bir hayır sahibi çıksa da sonunu söyleyiverse bize... Me raktan kurtnlsak diyornm... Siz ne dersiniz?... ŞİZE i SE.P GÖBE 8lE MAALE . • • Muzik sevgisl • İSİN KOLAY1 Almanya"ym bağlı Stoccard dolaylanndaki mej va yetiştiricileri bu sene mahsul toplatmak için gündelikle çahşan adam bulamamışlar, bu yüzden de tonlarla meyvanın tehlikeya gireceğini farketmişlerdir. Ne yap sınlar?.. Hemen gazetelere ilân vermişler: «Şayet meyva seviyorsanız bizira çiftliğe buyurun. Yemek, içmek, yatraak bedava. Mcyvalanmızı da ağacmdan toplayıp tâze tâze yiyebilirsiniz> Ertesi günden iübaren turist akı nı başlaraı?, meyvalar da kurtulmuştur. Mâzik delisi milyon*rzide bir Amerikalı, Şikago'daki fabrikalardan birine kodretü bir motor ısmarlamış. Fakat gitar şeklinde. Fotografta da görâldügü gibi şimdi •evgilisini de yamna ala rak bu jitar tekne ile her giin neoirde nıon gesintiler yapıyormnş... Gene adun evlendikten senra yine gitar s'klinde kendine bir de villâ yaptırmak niyetinde... • AŞK VE SAKAL Bir îngiliz âliminin iddiasına göre gerçekten âşık erkeklerin normal er keklere kıyasla sakalları hem daha sert, hera daha çabuk çıkmak tadır. Ömeğin sevgilisini bekleyen bir karasevdalı. kız randevusuna geciktigi taktirde iki saat önce traş olduğu halde sakallarının süratte uzadiğını farketmekte, böylece âlimin haklı olduğu rr.ey dana çıkmaktadır. Evli ve de sev gılı sahibi erkekler bundan böyle sakallarma dikkat bu>ursunlar. BAK. UELE... AA<V^A OA KfOPVîlJNJC DEĞİL Mİ SUN... Su DAİ4A CABtlK ÖLOÜCÛ Bir çalgıcı ve altı şarkıcı 0 Don Crovm, Londra'ds yaşayan bir tngiliz genci. Aynı anda hem gayet güzel gitar çalıyor hem de ağız armonikası. Kâfi değü. Fazla büyümeyen cinsten altı tane de papağanı var. Bunlan şarkı söylemeğe ahştırmış. Şimdi kuşlarla birlikte dolaşarak kala balık yerlerde konserler veriyor ve avuç dolusu para kazanıyor. TıııııınıııııiMiııııııııııiMiııııuuııtıııııuıınınııııııııııııııiMtıııııtıııifiııiMinııııııiMiııı AZ C£.ÇTİQM£Wİ$TİN BAMA. SIMDİ SlBA BE.MOE... .. ^LPCEDECSINIZ • UANJGI ŞU /VHJSTE.EI R. Prens Sihanuk sürünüvor Eskiden zevk için film çeviren Prens, şimdi aynı şeyi yaparak tekrar zengin olmak niyetinde Mihrap hMâ yerinde Dünyanın en genç ihtiyarı C HARLES Atlas. Florida'ya ba|iı Palın Beach'te yaşayan bir dede. Tam 78 yaşında. «Bir varnnş, bir yokmuş» deyimini katiyen kabulleruniyor. Dünyanın en genç ihtiyarı olduğu iddiasında. Hani pek haksiz da sayılmaz. Takma adı: «Mister Adale.» Çünkü gençliğinde bir defa «En güzel vücothı erkek» yarıştnasına girmiş, birinciliği kazanmış. Henüz 22 yaşında iken çekllen sağdaki fotograf söz konusu yarışmayı kazandığı yıll&ra aittir. Alttaki fotograf isa geçenlerde çekilmiştir. Cami yıkılmış ama mihrap pekâlâ yerinde... Şöyle diyor Mister Adale: «Ök gençliğimden bu yana jimnastik ve kültürfizik denen şeyi bir gün olsun ihmal etmedim. Her sabah uyanır uyanmaz yarun saat idman yapıyornm. Torurrfarum da aynı şekilde yetiştirmek en büynk amacım. Fakat onlar on dakikalık çalışmadan sonra nefes nefese ve kan ter içinde kalıyorlar. Oysa ben yorgunluğun zerresini biie duymaksızın jimnastiğimi bitiriyor, soğuk duşumu alıyorum.» BIRAZ BUNDAN Istırap şalri SEN V A R S I N Dorgundan Ve sessiz... Oysa giderken Neydi o teli«?Nefes nefese... Hıçtanklarla Ağlamıyorsam şayet..: Sanma beni sakuı Taş yurekli Ve duygusuzT Gözpınarlarmnda Gözyaşı yerine Damla damla Sen varsın şimdi Ihk ve şeffaf... Mutla günlerinde Prens Norodom Sihanuk. raikrofon başında meşhur nutuklaruıdan birini atarken. Meteliğe kurşun K AMBOÇTA'da sürdügü saltanath günlerden sonra bir hükumet darbesi sonucu varını, yogunu kaybederek soluğu sürgünde alan Norodom Sihanuk, şimdi Pekin'de yaşamakifi, gelecek gunlerin kendisine daha ne gibi tatsız sürprtzler getirecegini de bilememektedir. Sihanuk, Avrupa'da tahsil ve terbiye görmüş, temel bilgisi gayet kuvvetli bir kimsedir. Dünyanın en zengin adamlanndan biri olduğu söyleniyordu. Fakat iktidarla birlikte servetini de kaybetmiş olacak ki, şimdi yaşadığı Pekin'de büyük para sıkıntısı çektığini açıkça söylemekte, elindeki yekunla da ailesine ancak biriki ay da •Mister Adale» en güzel erkek yanşmasmı kazsndığı yıl böyle idL Prens Norodom Sihanuk'un iLk eşinden dünyaya gtlen 24 yaşuıdaki dilber kızı Boaphadevi Ungaretti öldü Y Ünlü Italyan şairi Gioseppe Lngacctti'uuı son fotoğraflarından biri. ha bakabüecegini Ueri sürmektedir. Bilindiği gibi Sihanuk, esld yıllarda ülkeyi idareden ziyade keyîine bakan va aklına estigi gibi yaşayan bir adamdı. Bu arada yarım düzüne kadar tilm de çevirmiş, dilber karısı (dördüncü) MoMquc'i de bu kordelâlarda oynatmaktan geri kalmamıştı. «Elime fırsat ve imkân geçse prodfiktörlüğe başlar, kendi filmlerimin rejisörlüğünü de biznt yaparak tekrar zengin olnr, sefaletten kurtulordum»... diyor ve ilâve ediyor: «Karun Monique ve kızıtn Boaphadevi bu konuda beni desteklemeğe, çevireceğim filmlerde rol almaya hazır durumdalar Unııtulmnz nükteler CHURCHİLL'e bir gün niye sadece peyzaj resimleri yaptığını sormuşlar. Şu cevabı vermiş: «Şimdiye kadar hiçbir ağaç ve çiçefe yaptığım resmin kıendine benzemedijri iddiasuıı Ueri sürmedi.» DUBLlNln ünlü psikiyatri uzmanlanndan Doktor Backlay, notlannı evde unuttuğu İçin bir gün vereceği konferansa yirmi dakika rötarla başlamak zorunda kalmıştı. Konferansm konusu : «Unutkanlığı yenmek için ne yapmalıyız?...» idi. rBitmeyen baloyı V irgilio Crocco ile evlendikten sonra en yakınlannın bile: «t)ç güne varmaz birbirlerine girerler ve aynlırlar» şeklinde dedikodusunu yaptıklan ünlü Mina, hayatından son dereoa memnun gö rünüyor. Kendi ifadesine göre gınırsız mutluluğa da nihayet kavuşmuş. «Baiayından döndönüz mü?» diye soranlara genç kadıran verdiği cevap gerçekten ilginç: «Baiayından değil, çıktığımız «eyahatten döndük. Çünkü, haşkalarında olduğu gibi hizim balayımız kısa süıeli btr geziden Mister Adale şimdi 78 vaşında cendere kök sokturuvor ibaret değil. Bizim bal ayunız bütün bir ömür boynnca devam edecektir. Aksini iddia eden şom ağızlılara Tann uzun ömür versin de görsünler.» Böyiece bitmeyen bir balayına oaşladı^ını söyleyen Mina, bir yandan sarkıcılık, bir yandan film çalışmaları, bir yandan da televizyon faaliyetleri sebebiyle kocasınm yüzünü ancak geceleri evde görebilmektedir. Buna ragmen balayının hâlâ sürüp gittlğini iddia etmekten de geri kalmamaktadır. Ne diyeceksiniz?. Mina bu? Deli fişek... IRMİNCİ yüzyılın en büyük şairlerinden biri sayılan Giuseppe Ungaretü, geçenlerde oldü. Sekseniki yaşmdaydı. Ağır bu «Bronkopolmonit»e yakalanmıştı. Gösterilen bütün îtınaya rağmen kurtarılamadı. 1888 yılında Mısır'a bağlı tskenaerıye ae aünyaya gelmişti. Sütninesi Sudanlı bir zenciydi. llk gençliğini Paris'te geçirmiş, Birınci Dünya Savaşına piyade askeri olarak ttalya'da katılmıştı. Savaş yıllan süresince şahit olduğu Korkunç hâdiseler onu şiire itmişti. Fakat o çağlarda îtalyan şiiri hâli D'Annunzio'nun gerçekçüikten uzak, fanteziye yakın havasına bürünmüş, etkisiz biı tempoda iflisa dogru sürüklenip gıdiyordu. Devrimd şair UngaretU'nin mısraları özleml çekiien yeni çığıra dogru atılan ilk ve sağlam bir adun niteüğini taşıyordu. Sanatı, beşeri bir açıdan ele almıştı... Inaanlara derirlemesine igiliyor, herkesin ortak malı haline gelen acıları, ıstırapları dile getiriyordu. Brezilya'daki Sao Paolo Ünıversitesi Edebiyat Kürsüsü profesörlüğünü yaparken, dokua yaşındaki oğlu, yanlış bir tedavi sonucu ölmüştü. Korkunç bir darbeydi bu şair ıçın Ungaretti'nin, daha sonra oğlu için yazdığı şürlerden hirt vuira»ria/hi>