26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
r' 8AYFA: DÖRT Cumhurîyet smımıımıııııımıııııı 11 Ocalc 1970 iNasılsımz?.. • Bazı hekimlere göre insan vücudu Ait katteki klraeıymı».. Si E linle konusmak iatijor. E Cemal Hadir YORGUNLUK s Eczaneden çıkarken rastladı ftı bir arkadaşı hayretle yüzüne E baktı: ~ « Hayrola. Çok yorgun g5 3 rfinüyorsun. Hasta filân değü 5 «in ya?» E « Yok canım. Ben iyiyim.. S Kanm rahatsız. BUtün gece gö E zUme uyku girmlyor..» E • Bir hastsbakıcı tatsan E d»ha iyi olmaz mı?..» E t Tuttum birader tuttum. E G«nç ve güzel bir taz. Bütün E gece ftözüme uyku girmemesi E nin sebebi de bu zaten..» Karaciğeri senin pirzolası benim bonfilesi onun Yazan Çizen Dr. İhsan ÜNLÜER nraya kadar Kurabiye hastanesine başvuran hastanın derdini anlamak için ona bir takım sorular sorduk. Anasma babasma ait «Soy geçmiş»ini belledik. Dedelerinden hastahk olarak ons neler miras kalabilecek onları araştırdık. Daha sonra şahsına ait « ö z geçmiş»ini de belleyip muayene etmek için hastayı iyice soyacağız. B akliye» diye kısıraiara ayrılmış. Hekimler tarafından karariğen senin,. pirzolası, iskembesi benim, bonfilesi onun diye bölünen insan vücudu yakında sağ kulak kepçesi mütehassıslıgı. sol ayak tırnak ucu uzmanlığı diye bölündükçe bölünecek nasılsa. TIP TÖNÜNDEN ğırlarsa, âdl servislerindeki ya« ralılara bakıp fükretmekl* meçguller.. Siz hiç «mecnnnlar ülkesl Bakırköy»üne bir kere olsun gittiniz mi? Yani ziyaret için diyorum. Çoğu insanlar orayl zevklenmek için giderler d« ondan. Yt'KSEK MAKAM Affedersiniz bu apartımanda boş daire var mı? Ben apartunan sahibiyim, kapıcıya sor!.. Hekimlik ilk çağlarda biliyoruz ki bilginlerin, filozofların, müneccimlerin ve hâlâ şimdî halefleri mevcut olan sihirbazların elindeydi. Zamanla geliştikçe a y n bir meslek haline gelen hekimlik daha sonraları birçok dallara ayrılmış bulunuyor. Artık hastaneye gelen bir hastanın her bir uzvunu a y n ayrı ilgüi makamlara havale ediyoruz. Tüm hastahklar da vekâletlerimiz gibi «Dabiliye, Hariciye, bevliye. B iz de ilkin insanın en yüksek makamı olan beynintien başlamak için Kurahiye Hastanesinin Akliye PolikliniSine başvurmuştuk geçen yazımızrta. Şimdl yine akıl meydamnı bilmek için «Mülkü ciinun» a, «Delilik ülkesi» ne uzanalım. Kurabiye Hastanesınifı çesitli servislerine giren insan her hastalıktan a y n izlenimlerle dolmakta. Bir yaralı koğusunda insan, « Aman ça buk eıkalım» diyerek fenalıklar geçirır. Çocuk hastalıkları ise bir başka elem veriyor insana. 40 derece atesle inleyen şu küçük Özcan'ın, şimdi sıhhatte olsa ilk işi bardağı ve camları kırmak, sonra karyolnsında zıpzıp oynamak olacak. Amma dalgınlıktan gözleri baş ucundaki plâstikten oyuncak köpeği bile görmüyor. Bevliye koğuşu ise kokusundan belli. însan Kadıköy Altıyoldaki tuvaletin önünden geçiyor sanır kendini üroloji kliniğinde.. Şu gözü kör ve kulağı sa DELİSİN DELİ GÖNLÜ1M elilik ise insanlaıîn güidükleri bir hastahktı. A ma insanların nelere güldüklerini bir araştırahm bakalım. Bir kaldırımdan geçen yet« mişlik bir ihtiyar ayağı hel« bir kayıp yere düşecek olsa a lımallah ne kahkahalar yukseür etraftan. Mânen de düşen» lere güleriz. Insanları en çolc »evindıren, güldüren şey hemcinslerinin zarara uğraması rfegil mi ilkin? İnsanların ıçınde onları başkalarının felâketine güldüren ne var kı? lçi« mizdeki bu haddıni bılmej merhametsiz, hattâ tecavuz« kâr içgüdüye bu insafsız ben« liğe DESTRVDO dıyoruz. Yeni doğmuş ağlayan bir bebeğe de gülmemiz onun dünyaya geldiği için değil, yıyeceğı mus' takbel kazıklar içindır. Etyemez caridesinde şu trafığın tı> kanmasına sebep olan kaza sanki bir bayram yeri gibi kalabalık. Hele bir ölü d'e varsa daha da cümbüşlü oluyor toplananlar için. MeseU biltnem ne deposunda çıkanlan bit yangını hepimiz bir bayrara yerindeymiş gibi zevkle seyretmiyor muyuz? Alevlerin karşısında herkes bir NERON'dur. Sultanahmet MeydanınHa infaz eriılen idam cezaları da aynı derecede zevkliydı ııisanoğlu için. Hattâ sabaha karsi pavyonlardan rfönen gosyetılclerle dolardı bir zamanlar. Hep biz akıllıların içımızdeki Öldürücülük tecavüzkârlık du> yusu arresivite, hostilite i e diğimiz, gaddar benliğimizdiı buniarı yaptıran. D Okuyucu mektuplan O. K. FAKüLTE Iltifatınıza teçekkürler. lyiliksever ve başkasına yardımdan zevk alan bir insan olduğunuz belü. Sütunum boş kalmasın diye yazmışsınız.. Gerek Fromm gerek Freud bakımından eleştirdijiniz sevgi konusıı hakkında size cevap olabilecek uzunlukta ayrı bir yazı hazırlıyorum. Kültürünüze hayranım. Benden isiediğiniz bir malümatı 31 Aralık 969 tarihli Cumhuriyet gazetesinrte bulup kescbilirsiniz. İyice izleyin, selâmlar. m Y. z. RCMrztr manızın ve yalnızlıjmızın sonucu oldugu kanısı verijor. Hassas, zeki ve kültürlü bir insan için en iyi hekim kendisi ve kendiüine uyan arkada«landır. Amma çagımız ilâç çağı olduğuna göre yine de moraliniz için psikanaliz yapmamak şartı ile bir asabiyeciye gidiniz. Ne diyeyim?. Zira knnusunca sır vermekten çekiniyorsunuz. » A. METE CENGİZ bildıgi Türk alfabesiyle yazın lütfen.. öziir dilerim.. Geçmiş olsun.. » S. SARI Antalya Ayak kokusu terlemeden olur. Bu gayet normal bir şeyriir. Aramızda ağzı suratı bakı^ları leş cibi kokan bir sürü in?an müsveddfleri varken hunHan niçin yçriniyorsunu7 Basit bir reçete ile pansımnn yaparsanız derhal kcsilcbilir. En yakın cildiye mütehassısına başvurunuz. • HOPA C. K. ZAMANE ÇOCUKLARI Otobuste yaşü bir adam ayakta duruyor, cin gibi zekl ve çok haşan oldugu gözlerinden anlaşılan bir ilkoku] öğrencist de oruruyordu. Adam dayanamadı: « Bak evlâdım.. Ben 85 yaşındanm ve çok yorgunum.. Sen oturuyorsun, ben ayakta duruyorum.. Senin şimdi kalkıp yerini bana Tennen lânm.. Niye yapmıyorsun bunu?..» t Ben de 85 yaşına geldiğimde sizin gibi yorgnn düşmemek lçln simdiden bol bol dinleniyorum da ondan. Kusura bakmaym.» Bütün saydığınız sikâyetler nörotik bir bünyeye sahip olT A Z I SI Z r Rana Arap harfleri ıle mektup yazmış ve imzanızı Türk harfleriyle atmışsınız. Bu Arap kaşığıyla Türk baklavası yemektir. Belki iltifat ettiniz, belki bir derdinizj açtınız, fakat bana benim kuşağımın Bahsettiğiniz mesele, jandığınız gibi önemli dejıl Runun hiçbir zararı yoktur, korkmayın. T â Z I I I l BİR DENEME AkşamUstU eve dönen genç 'kız bitMn görünüyordu. Keodinl bir koltuga atti, dsrln derin gögüa geçirdl: • Nedir bu benim başnna felenler. Kisanlımla sinemaya gittik. Bana öyle bir ls yaptı ki, kendimi daha simdiden erli aanıyornm vallahi.> Annesl hayretler lçlnds kat mış, biraz da bozulmuştu; « Ne yaptı?» diye çekingen bir sesle sordu. • Oaha ne yapsınî Bir gtkKİ nyndo. Uyurken de horladu da, vcLgi <*x3LoeUı§il eoerraki 3İ Kendini «on runlerde müzige verdi. m e k s ü i ı ı yüzdöİO vear^. veri. yorOar. Acaba *30O Hra vergi fcrir ec^gunou lcajç 1eâx\ 13 BULMACAVt KURBANLIKLAR inlerdeki «Rurhan etme> âdeti de, insanlardaki asırı savaş hevesi de bu kavsacı şuuraltı mödüsünün mârifetleri. Şimdi Bakırköyündeki şu deli'yi tel kafesinın dıçından «Normal insan» olmanın hazzı içinde seyreden insanoğlunun ilk kaatıllık eylemi tarihte Agamemnon'un kızı Ifiyeniayı kurban etmesiyle başlamış. İnsanlar büyüklerine seçim gezilerı sırasında develeri, koyunları kurban ediyorlar, daha sonra da ögrencileri, jşçileri... ÇOK GARİP resimde D Biraz daha gazlarsan yetişir yakalarız.. • Şu insanlar gerçekten çok garip» diyordu gaz«te okuyan adam, yanındaki dlger bir adama. « Neden gsrip oluyormuş?» diye dlğer adam sordu. « Baksana kardeşim, brş TII ifireyle kansuu bir kMecik btle fipmfTen bir koca, başka bir erkek kalkip kansını öptü diye tabancasını çektiği gibi ninnfifm öldürmüş..» Tam üsttine basnufsın baba, çenesi düsükltr geldi. ORASINI SORM4 îki berduş, akşam Ustil, yatıp kalktıkları eski ve terkedilmiş bir kulübede bulunmuşlardı. Karınlannı doyurmak için kurdukları mütevazi sofranın başına geçtiklerinde biri, cebinden transistörlü bir radyo çıkarıp çalmağa başladı. « Nereden yürüttün bunu?» diye diğeri sordu. « Teessüf ederim. Ne yürütmesi. Paramla aldım. 250 papel.» 3 İskambilde hdr kağit; Ha. yat4Sıtmarünilâcı 5Ba« be^âeâB; 5onuııa * n« gelirse silah kahf J cezasını çeker. 1 Taîıta sü.prün.tüsü. 2Uarp 1 U z a k 2SonTacLan ^>rmuS öteberisini ta yer. lsa.ret e. d&ti 3Başına»S»geaırse tes. ti cilâsıolur;Gözunü5t;xndeki 4Kagat oyuna 5BıriJimiz Ins^n ?B1T loLS l i y i OIZLT. Bir kafes arkasınrfa tel örgüyle insanlardan tecnt edilmiş olan şu deliyı seyretmek kadar zevklı şey yoktur insan için. Boyu posu, kaşı gözü a y nı bizimkiler gibi amma o za< valhnın bizler kadar ciddi va akılh davranışı yok. Acayip hareketlerle birbirini tutmaz seyler söylüyor. Halhuki eğer o tel kafesin içinde olanlar biz normal insanların sayısmdan fazla olsaydı elbette onlar da bizim için deli diye düşüneceklerdi. . • Taç giydiğimizden beri bafağnsından knrtulamıyornm. « Peki parayı nereden yürütrün?..» « Orasını sorma artık..» KISA KISA # Alberto Sordi'den bir nükte: «Vizon kiirke gerçekten muhtaç durnmdaki tek yaratık viıonun tâ kendisidir..» # Honore de Balzac'tan bir nükte: «Kanunlar bir örümtek afıdır. Büyük sinekler bunu delip eeçer, knçttk sinekler takılıp kalır.j S. O Herkes için cevaplar •g 3A a 'V '0 • ı » e a ı g MISIHVH 2 Tr&nl&x Aangi Şu 5»tdaki kara leke Karadeniz olacak.. is. l?ntsnj«ı g i •j utzusg j BİBJdoj, \ s nvıv tren MewVaak"a gidebilir y lar? ® UBJİ6S UIUipuJI . H I BJfJB a ı u ı p e j j ı 3lUipB5{ 9 ' z n p İJBAB IUA3 S ' dl e 'dı ı|ıpuB]|Rq unu O Z 'n : ISVDVKIflH HHVJ 8 q = ç (9 uıq n9 (1) V 9 *IUId' Z 'sj • 'SBJI JI s SB[BJ, I X. . Geceyi dışarda geçinnek için yeni bir nnmara dejU mi? % Yalancılara bilc dofruyu söyleten bir makina vannış. Sen buna inanıyor musun?» Cevap: «Evet». Sual: «Ne yakitten beri?» Cevap: «Evlendiğim giinden beri.» • «Sana, hayatunın en gülel yıllannı rerdim» diyen kadından korkmaga başlayabilir•lsls. Zira o gunden sonra slse bsyatuun en kötü yülazını v» ?vSv •*B H 'l*Bg 9 •Uljf BJ V t "vUBSB t 'S V S <u! s 'n> Hay AlUh 1 Biıiın *andTİ« d* gittL. Z 1 : vşvs
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear