23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHİFE DÖRT 13 subat ınen BALTIK'TAN ADRİYATİK'E Tanımadığımıı lloıjıı Almanyadan borç alır borç veririz Macaristanın Budapeşte'sinde ve Yugoslavyanın Zagrep'ınde her yü belirli tanhlerde fuarlar açılır. Türkiye bu fuar yada sergilere ancak Uç bes yılda blr, o da turistik nitelikte katüır. DUzensizlik, dengesızlüc. bUgisizlik hakimdir bu pavyonlarda. Oysa îzmirhler biUr bu Ulkelerın îzmir Fuanna her yıl gftsBu ülkelerin TUrkiyeden önemll bir şikâyetleri, ric&lan var ki terdıkleri bağUhğı. Bu ülkelerin pavyonlannın gılzelliglnl, zenginben haklı buluyorum kendilerini Uğinl çok tyi biUrler. îzmirlüer Dünyanın her Ulkesinde ticaret ya da Fuar zamanı Izmire giden •e sanayi fuarlan açılmaktadır Sodece Varşovada degil, büvatandaşlar. uluslararası nitelikte. TUrkiyedetün bu Ulkelerde de duydum su H Izmir Puanna her yıl 30 40 teklifin TUrldyeye yapümıa oldukadar yabancı Ulke katılır. ğunu: îhracatının gelışmesini lstiyen < Ülkelerimiz »rasındaki UişTUrkiye bu fuarlara katılmaz. Bu kller kliring kurallanna göre yüna karşıhk dövia sıkmtısı çektiği rutulmektedir. Her yıl va bizden halde ithalfttı tesvik niteliginl tabir heyet Ankaraya fider ya da şıyan bir fuan tzmirde aç«r. Bu Her başkentte, Türkiye ile itsizden bir heyet başkentimize çelişmeyi oldum olasıya anlamahalât ve ihracat rakamlarını algelir. Bu heyetlerln amaçlan vJmışımdor. dım, dolâr olarak. Ankara'ya lık programlan, tlcaret protokolŞikâyetleri isterseniı ricalan ddnunce Ticaret Bakanlığınca lannı görfişmek ve kararlastırda dlyebilirslmı, şöyle, bu ülkehazırlanmış rakamlarla kıyaslamaktır. Orsa, Türkiye sanayilelerin: dım. tçinde pek azı tutarhydı. sen, ekonomisinl beşer yıllık plân « Bizde her yıl beUrU UrlbAnlayamadım bu nedendır? Alara davamış bir ülke. Bizde de lerde, belirli şebirlerde nluslarramııda klırıng vani takas kunzun devreli plânlar uygulanmrası fuariar »çılır. Kimlsi ticaralı uygulandığına gore, hangi maktadır. Durnm böyle olunca ret, klmisl sanayi fuarUn, sersirakam üzerinden artık hesapneden beşer vilhk progTamlara leridir bnnlann. thracstuu artlar temizlenmektedir'' gitmiyonız? Sanayileşmede hir tırmak için çaba g6ster«n TürBırkaç ornek vermek isterim: tesis, bir proje ortalama olarak ldye bnnlara nedense katümaı. Tngoslavlara RÖre 1966 vılı itbeş yıl içinde gerçekleşir. Bu Mal almak kolaydır, fakat ıatıhalâtımıı 4.4 milyon dolâr, ih•ekUde yapılan yıllık programcılık sordnr. Biraz njraçmak l«racatımız ise 4,5 milyon dolârIST, karsılıklı olarak istedlğimlz dır. Bizim rakamlara çbre de gelismeyi olumlu yönde etkUeveithalât 4.8 milvon. ihracat 3 milHattâ blr yetkül daha açık, mlyor, hattl ayakbağı oiuyor. daha samiml konusmuştu: von dolârdır. Onlara göre 100 Türkiyeye bnıra tekUf ettft. Fabin dolâr alacafım» vardır. bi« Turkiyedeki Is adamlan btkat bugüne kadar bir cevap aze göre de 1,8 milyon dolâr borraı tembel ;aliba... Mal atmayı hunadık.» cnmnı Ne dersiniz bu ise? aatmaktan daha kolay buluyorBn rakamların hangisi doirular. Belki yanılıyorum. Belki de Türklyeye dönünce bu durumu dnr? Onlarınki mi, bizimki mi, ithalât daha kâr bırakıyor Türk kendl yetküilerlmiz* de sordum. bilmiyornm . is adamın»...» Gerçekten yıllık programlar yeBir başkası : Polonyanın Poznan şehrinde, tersız oluyordu. Bu konuda ge1967 yılında Macarlara göre Doğu Almanyanın Leipzig şehnnrekll hukuk! değişiklikleri öngo18,8 milyon dolârlık ithalât, 15 2 de, Çekoslovakyaıun Brno'sunda, ren çalışmalann yapıldıgı, ancak milyon dolârlık ihracat japmışızdır. Yani 3,6 milyon dolâr borçluvuzdur. Aynı yıla ait bizim rakamlar l<îe ithalât 17.2. ihracat 16,3 milyon dolârdır Bize gore borcumuz 900 bın dolârtfır . Her iki rakama gore borçluyuz . Borçluyuz ama 900 bın dolâr mı, 3.6 milyon dolâr raı! Bır tane daha : 1967 yılında Doğn Almanya' dan 12,4 milyon dolâr ithalâtta, 12,7 milyon dolir ihracatta bulunmus olduğnmuzu açıklar Ticaret Bakanlı^ı istatistikleri. Yani 300 bin dolâr alacaklıyızdır. Tanımadıgımız bir ülkevle ticaret yapıyoruz \t onlara 300 bin dolâr kredi aeıyoruz. Ovsa, Doğu Almanya dıs ticaret istatistikleri ise ithalâtımızın 12,5 mil\on dolâr, ihracatımızın 7,8 miHon dolâr oldnğunu açıklar. "Yani 4,7 milvon dolâr borçluyozdur. De\1et olarak tânımadlfımız bu ülkeye karsılık tficcarlarımız 4,7 milyon dolârlık kredi almıslardır. Hançisi doğro? Borçlu mnyuz, alacaklı mıyız? Tanımadıjımız bu ülkevle yapılan alış\eriste kim kime kredi açmıştır? Bu ısler nasıl vurur, hangi rakamlara gore khrıng kuralı uygulanır. artık hesaplar na"!il temızlenır. anlayamadım. Sadece uç ulke\e aıt verdıgim bu rakamları otekı ıkılı anlaşmalı ulkelere de, her yılın rakamlanna da uygulavabihrız elımdekı bılgılere göre.. TflrUyenln dnrumunu çok lyi anlıyoruz ve biliyoruz. Amacunız, böyle bfr devrede Türkiyeye yardııncı olmaktır. İki tilkenin if adamlan üe yakın üişkUer kurulmalı ve ekonomilerinin karsüıklı olarak yakından Unınmaaı Mğlanmalıdır.» bunlann sonucunun gelecek yıl alınabilecegtni »öyledüer. S0NRAS1 ÖZĞEN « Dflzenler ne kadar değişik oluraa olsun ülkeler birbirlerine mnhtaçtır. Hiç bir filke bu deTirde kapalı bir ekonoml dfizenl uypulayamaz. Doğamn ülkelerde yarattıği türlü olanaklar ve )nsanlann gün geçtikçe çesitlenen ihtiyaçlan, ulkeler arasınd» ekonomik ilişkilerl kaçındmaz bir duruma sokmuştur. Düzenleri ne olursa olsun bizler öteki ülkeler Ile ekonomik ilişkilerimizi güçlen dirmek ve çelistirmek lstiyoruz. Avni lsteği Türkiyeye karsı ıla duyuyonız.» Bu sözler, beş sosyalist başkentte duyduğum ve yetkiyle söy lenmiş sozlerln bir özetidir. Bugüne dek bu beş ülkenin slyssal, toplumsal ve ekonomik gerçeklennı, aralanndaki ilişkile rl ortaya koymaya çahştım. 41 gün süren bu gezımde Uzerlnde durduğum önemll bir nokta da, Türkiyenin bu ülkelerden nasıl göTündüğUnü öğrenmek ı > macmı güdüyordu. Bu ülkelerin yetkilileri, tnsanlan TUrklye ve Türkler hakkında ne biliyorlar? Ke düşünüyorlar? Kamlan ne1 dır ' Bugtta ve yarın bu konulan • • 19 almak istiyonım. Ekonomik sorunlar ile llgill olarak edindiğlm bılgilere bugün yer vermek istiyonım. Bu ülkeler Ue ekonomik ilişkilerimiz ne ölçüdedır? Hangi başkentte, TUrkiye işleri ile ilgill görevli bir yetkiliye, «Türkiye ile ekonomik Uişkilerlniz hakkında düşünceleriniz nedir?» dıye sorduysam aldıgım cevap yaklaşık olarak yukandakl sozler olmuştur. Bu genellemeyi 'bir yana bırokalım ve Varşovadakl Polonya Dışışleri Bakanlığından içeriye girelim Bakanlığın NATO işleri ıle ilgıli dairenın başkanı sayın Willmann'la, Ankaradakl Polonya Buvükelçiligınde eskiden beri tanıdığım Basrn Ataşesı Sayın Palasz'ın güzel Türkçesinin aracüığı ile konuşalım. Eski Polonya Dışişleri Bakanı Adam Rapaçki üe de Türkiyeye gelmiş clan Willmann'ı dinleyelim blraz: • Her iki ülke birbirini çok tyl tamamlryabuir. Tamamlatna ttzerinde özellikle durmak istiyormn. Türkiye bugün sanayileştne »e doğru Uerliyor. Tarımdan sanayie geçiş başlamıştır ülkenizde. Bix de syni derreden feçtik. Uzun vâdeli programlar Uluslararası fuariar li şunlan soylemışti: «Türkiye'nin İs adamlan, Ticaret Bakanlığı yetkilileri plyasa araştırmalan yapmıyorlar. Yıllık protokollar geleneksel ınal lann ihracatnu sağbyor. Uzmanlannız gelsinler, ülkemizin ihtiyaçlaruu görsünler, ne gibi malları satabileceklerini tesbit etsinler. Bu alanda vani piyasa araştırmaları konusunda herhangi hir çaba göstermiyorsunu* nedense...» Prag'da Fransız'lann açtığı bir dukkânda şaraptan, mcy^ava, peynire kadar Fıansız ürunlerl satılıyordu perakende.. Yma Prag'daki iki dukkân Mısır gümüşlerinl satıyordu.. Fransıa dukkânınm önundekı kuyruk uzayıp gıdiyordu. Budapeşte'da «Kleopatra» adlı sigara bol mık tarda tüketiliyordu. Polonya'da beyaz peynir, zeytin'e karşı büyük llgl gösteriliyordu .. Rakaıtıların hangisi doğru AGAÇLAR AVAKT\ ÜLÜR Asırlık ağaçlar boldur bu ülkelerin şehirlerinde. Neler konuşulmaz ki bu ağaçlar a l tında... Nelere tanık olmamıştır ki bu asırlık... Bır yetküi de junlan »oylemıştı : « Türkiye'den narenciye almaya hazıru. Türkiye'nin bütün ihracatını biz tek basımıza alabiliriz, almaia hazınz. Teter ki, bunları bize Akdeniz fiatlarından satın. Fiatlannız dünya seviyesinden çok yüksek. Bu yüzden Bulgaristan'dan, îunanistan'dan, Cezayir'den ve hattâ Küba'dan alıyoruz ..» lursamz alacağınız cevap: «Galiba hiç yok..» şekUnde olacaktır. Yetkili ne dıyordu? «Türkiye'deki iş adamlan biraz tembel galiba . Mal almayı satmaktan daha kolay buluyorlar. Belki yanılıyorum. Belki de ithalât daha kâr bırakıyor Türk iş adamına .» Bır başka yetkili de şunu söylüyordu' «Malı alıcuun ayağına 16türen kazanır. Türkiye bir yandan ihracatım arttırmak ıstiyor, ötevandan. kapalı bir ekonomiymiş gibi hareket ediyor. Türkijeden mal alıyorsak, bu bizim ca bamızın sonucudur. Türkiye'nin geleneksel ihrac maddelerinden başka ne gibi satacağı mallan bulunduğunu biz bilemeyiz. Tür kiye bunlan bize tanıtmaUdır. Ömegjn, tekstil nuunulleri pi MÜUtS 1 T BLAISE Türk iş adamlan T ifffan v Jones Bir fikır vermek amacıvla bu ülkeler ıle olan alısvensımızi 1967 yılına gore ve T. C. Tıcaret Bakanlığının ı^tatistıklerme dayalı olarak şu tablova yerlestırelitn aralannda birlık sağlamak üzere : Altıncı nokta gerçekten onem taşıvan bır konudur. Turkı>e'de bu ülkelerin ıthalâtçı ve ıhracatçılarının temsıîcıhklerı vardır Bu ulkeler Turkıve'ye mal satmak ıçın çaba gostermezler, çunku temsılcılerı olan Turk firmalar onlar adına hareket e«Osmanlı İmparatoıluderler. Tork fırmasj kâjvnı ar« ŞJianvİ i $ 4 tbk efverf|U ! o'kbl ğuıtfan en SOh ktırtu]an tırmak içın dah« çok îthal et' Ur...» • ' ' iüke TıirHvc'dit» mek durumundadır. Daha çok Cekoslovakya'da da bir yetklithalât ise bu ülkelerin çıkarınadır. Bu ulkelerd'e hiçbir firmamızın temsılcısi yoktur mal satmak, ıhracatımızı artırmakla gorevlı. Ihracatımızı bu ulkelenn devlet kuruluşu olan fırmaları yaparlar. Kısaca durum çövledir : « Bu ülkelerle itbalât ve ihracatımızı bu ülkelerin alıcı >e GENAR d a satıeı firmaları yürütürler bizim adımıza, bizim ulusal çıkartlâncıhk: 1253/1513 lanmız dışında. Onlar ne isterlerse alırlar. Onlar ne isterlerse satarlar. Tek istisnası, Türkiye'de gıkıntısı çekilen bir malııi Batıdan alınamayısı balinde bu ülkelere basvurmamız teskil eder. örnegin petrol, 5rneğin çimento » Bugün Yugoslavya'da, Yunanistan'ın ihracatçı lirmalannuı Danca'nm Bayramoğlu semUnde, Balyanos Polonya, Cekoslovakya ve Macartstan 1967 yıluıda Turkıyey» 810 milyon dolâr arasında d»ğişen uzun vâdeli kredi teklitinde bulunmuşlardır. Bu teklifler Türkiye'nin sanayıleşmesi ıçin plinlarda öngörülen projeleria ketıdilerince yapılması noktasında toplanmaktadır. örneğın, Polonya, Pendık gemi tezgâhlannın projelerinı hazırlamaktadır. Yılda 34 gemı sa tışı konusunda gorüşmeler y v pılmaktadır. Macanstan TUrkiye'de Afyon işleyecek bir fabrıka yapmak tek lıfinrie bulunmuştur. Harn mad de halınde Afyonu ıhraç tmek; f* olan TUrkiye bunu sonradaa işlenmiş olarak ithâl etmektedır. Bu fabrıka yapıldıgı takdırde Türkiye iki yonden kârlı çıkocaktır. Birıncısi daha pahalı olan işlenmiş afyon satışından ı)övia kazanacak ve ikincısı ithalât yapmıyacağından doviz tasarrufu elde edecektır. Ayrıca ışgucü de yaratılmış olacaktır. Mararıa tan da bu fabrıkanın ünuılenni almaya hazır oldugunu ve aynca kredının taksıtlennin bu maddeyle ödenmesmi bildırmıstir TUrk hükümetıne. O gün bugündür Türkive'den hiç bir ses çıkmadığmı soylemişlerdı bana. Heyet gondereceğia denmiş, aradan iki yıl geçmış ne heyet ne de cevap göndermışıa oraya Bu ülkelerin yetkilileri Türkiye ile ilişkılerinın artmasmdakl çıkarlarını da açıkça sgj'lemışlerdi: «Türkiye'ye daha tazla mal satmak suretiyle Ihracatımtzı art tıracagız. Celirimizi yükseltece» giz. Bunu her ülke gibi biz de isteriz. Ancak Türldye'nin çıkan bizden de fazladır. Bizden nanayi maddeleri almakla sanavinizi geliştirecek ve aynı orand» mal satacağinız için ihracatınız da gelişmiş olmayacak mıdır?» YARIN sizı sevıyorum maüam...J TURİSTİK BIR TESİS İŞLETMEYE VERİLECEK koyunda Kurumumuza aıt 50 odalı 4 lojmandan ve bir gazınodan ıbaret genış, plâjlı tatü koyü 15 yıl süre üe bir işletmeciye verilecektır GerekJi bılgıler Basın İlân Kurumu Genel Müdürülgü Tıcarî ve Sosyal İşler Müdürlüğünden alınabüir. Teklifler en geç 14 Mart 1969 Cuma gününe kadar ayıu Müdurlüğe verümış olacaktır. Basın tlân Kurumu Genel Müdurluğü Cağaloğlu, Türkocağı Cad. No: 1 Kat: 3 Tel: 27 66 00 01 İstanbul Ülkeler Macanstan D. Almanya Cekoslovakya Polonya Yugoslavya (Milyon dolâr) Sıra İhracat Toplam îthalât 27 5 25 1 23 7 17 3 68 12 4 13 1 73 53 2 51 181 1 92 1 07 0 77 9 13 12 21 22 10 3 12 7 10.6 10 0 15 •'• Sıra 10 12 14 15 28 3 12 2 44 2 03 1.92 0 28 konuveres.m:AYHANBAŞOĞLU |§ JNTİKAM YEMİNİ Tablodaki «°o» ler, 1957 yılında çenel ithalâta ve genel ıhracatımıza o ulke ıle yapılan ithalât ve ıhracatın yuzde olarak oramnı gostermektedır. «Sıra» 1ar ise aynı vıl Turkıve'nin ıtha'.ât ve ihracat vaptığı ulkeler arasıncfa bu ülkelerin ısgal ettıkleri dereceyı anlatır. Tablodan, bu ulkeler ile vapmakta olduğumuz ithalât ve ihracatın devede kulak kabılınden olduğu şeklinde bir sonuç çıkarmamız herhalde yanlış olmıyacaktır. Bu sonucu, sözkonusu ülkelerin yetkilileri su ?ekılde değerlendirmektedirler : A Tiearetin yıllık programlarla yürütülmesi, Q Takas usnliinün do|al sonncu, O Türkiye'nin İhracat konusundaki tecrübesizligl, O Türkiye'nin bazı maddeleri özellikle narenciveyi, Bteki Akdeniz ülkelerine kıyasla yüksek fiyatla vennesi, ^ Türkiye'nin Batıva peşin parayla satıs yapma eğiliminde olması, O Türk firmalannın bu ülkelerde temsilcl bulundurmamalan. Bu değerlendirmelenn 4 ve 8. maddeleri uzerınde biraz durmak ıstiyorum : 40 kadar temsilcüıği vardır. Tür kıye nm kaç tane dıye sormayın bana. Bunu ıhracatçılanmıza ve Tıcaret Bakanlığına soracak o Cumhuriyet 1581 HTIYAR GENCLİK 67 özur dilerim, yanlıs îeyler anlatıyorum belki. O kadınlardan birinın benı kapacak gibi üzenme gelışinı ve korkarak Uzun Hüseyin'in arkasma saklanışımı anlatmayı nasıl da unutuyorum. «Gel yav rum, oh ya%Tum, sana mınni de söylerim. » demişlerdı. «Ağlarsan, mememde sut de var» demîşlerdı; unutuyorum ) Bır buyuğe nelerin söylenip nelerın söylenemiyeceğıni kestıremeyısın sıkıntısıyla baktı Hazrete. Hazret, «Duvarlardaki Resımler» adh ilk uzun, serbest olçuiu şiiruı ıkinci bolümunu okuyordu. Okusun elbet, yazılması hiç de kolay olmamıs, haftalarca uğraşmıştı üzerinde. (Humejra'yı tanımazsmız, büyük halamın kızı, bir bayram sabahı. Halam dedı kı= «Al bunu gezdir.» Elhamra sinemasının karşısmdaki kahvede oy nayan tiyatro kumpanyasına gittık. Bir adam, kapı önünde biriken bızlere durmadan sesleniyor, çangur çungur bir şey çalıyordu. Arabis tan ve Yemen çollerinden gelen başı insan. gövdesı yılan, hanımlar beyler, bir hakikî canavar. Sızin gibi su içer, sizin gibi konuşur! Ötede bir baskası, davul zurna çalanların başından bize seslenıyordu: Kantolar, komedi, düetler, sololar! Medarı iftiharimız Müeyyet Hanımdan en güzel şarkılar' Orası daha kalabalıktı, Humeyra istedi, biz de gırdik. tki mız 15 kuruşa, ilk gırenlerdendık. Kahve ocağını sondürmüsler. yanındaki peykeve perde germıslerdı. ama perde ince olduğundan ve arkadaki kapı açüdıkça ışık gırdiğınden. her sey tabak gibi görünüyordu Zıl çaldıkça, perde açılmadan cnce sahneye kimın çıkacağım. çıkmadan once şurasını burasmı düzeltışmi. tabak gibi görüyorduk. Bunu görmek ve bilmek, aynca. Humeyra üe benim koltuklarımızı kabartıvordu. Ya o, ya ben, «Şımdi kadın çıkacak . şımdi erkek çıkacak'» dive bırbirımize haber verı\orduk «Simdi sıra sovtarıHa • dıvorduk SEYDA Bu ülkelerde narencive ve muz gibi ılıman ıklımlerın urunlerı yetişmez. Akdeniz ulkelermden ıthal ederler bunları. Hattâ Küba'dan gelmiş. konserve kutular içindekı portakal sularınm portakallıkla ılgisi kalmamıştır. Doğu Almanva'da mihmandanm Hella, portakal hakkında : « Biz burada poıiakalı Noel Babanın «retirdifei vıibaşı armağanları gibi ender jorurüı...» demişti. Şiır sızi sardı mı? Çok uğraştırdı beni. Kızların adı nın baş harflerini alt alta yazıp, neydi onun adı? U te o çesit şiırleri, birkaç saatte tamamladığıma bakarsanız. Sonra o kadın, şamama gibi kadm, kuruluğuna baktıkça küçük dılımızi yutacak gibi olduğumuz kadın çıkmıştı sahneye. Orhan'la bani biz de çıktık tı ya sahneye? Orhan kaç gündür beni hiç aramıyor, çok hayırsızmış. Hocam. Sağımızda. üç iskemle ötemizde oturan, kulağına karanfil takmış Çingene çocuğu, «Uf anam, mezardan mı çıktm geldın1» diye bağırdı. O bağırınca herkes bağırdı Ka duı bu bağnşmalara aldırışsız, ellerini önünde kavuşturmuş duruyor, gürültünün kesilmesini bekliyordu. Arkadan bir ses, «Durun, acele etmeyin, Mü eyyet Hanımı dmleyın'» dedi. «N'oluvor, sen sus..» dediler. «Yahu, kumpanyanm baş okuyucusu, ses yıldızı!» dedi. •Gitsm okuyacağını mezarlıkta okusun..» dediler. Kadın hâlâ duruyordu. Çürümüş ar mut rengini andınr, mor, pullu entarisi, ha tarlanın ortasuıdaki korkuluğa gıydirılmişe benzıyordu. Ayaklannda, kadınların evde giydikleri uzun konçlu yün çoraplar vardı kadınm. Gürültü yatışır gibi olunca, »Uzun kurbağa..» hayır, yanlış söyledim, «Yeşil kurbağa!» dedi ve basladı Sesi çatal çatal çıkıyordu; cYeşil kurmağa öter gollerde..» Kadın bizlere bakıp ağlıyordu efendım. Ben de ağlamaya basladım o zaman. Hümeyra elimden çekerek, «GideLm gidelim..» diye tutturdu «Sarkı bitsın de oy. le » dedim. Bitince biz kalktık. Dısarda, patron ka pıva dayanmış belediyecilerle, polislerle çekişiyor, •Hasta değıldir. bir şeyi yoktur. Bırakın. uç bea kuruş o da kazan^ın, hen de kazanavım Bavramdır, sevaptır..» divordu. Obürleri de. .Muayene kâğıdı nı gostermedikçe olmaz1» dıyorlardı. Acaba kadm sağ mıdır? Demem o ki. ben o baslangıctaki şıirl şeydeki . Kemıklik'teki kadınlar içın değil, bu ka dm için yazdım. Yeşıl kurbağa oter gollerde. Hiç sanmıyorum. artık yaşadığını.) (Ark»«t »art J
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear