23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHİFE DÖRT 7 Ocak 1969 CUMHURİYET Yeniden yoğrulan 700 milyon insan 29 abahm erken saatlerinde Kan ton rakaklanndayun Az once, hava ağanrken, milyonlarca ınsanla beraber ben de uvandım . «Doğu Kızıldır» jarknı uzaklardan hâlâ bir ufnlttt halınde kulağıma geliyordu Btr şelalenin akısı, bir fabrıkannı gurultuyle donen çarkları gibl |ehır sesıydi bu . Devlete aıt ırılı ufaklı dukkânların onunde yuzlerce bınlerce, Çın lı, kadm erkek, kuyruğa gırmıjlerdı . Ayakta sabah kahvaltısı yapıyordu bunlar Sut veya çay ıçıyor, boreğe benzeyen bir hamur ışı yıyorlardı Genış caddelerden ınsan ve bısıkiet seh akıyordu adetâ .. Fıbrıkalara çaıısmaya gıdıyordu ışçı S Sokaklarda sık sık rastladıgımız manzaralardan bırıdır yukarda gorduğTinus.. Mao Çe Tung'un reslmlerinl taşıyan çocuklar. ellerlnde kınl kltap olduğu halde şarkı soyleverek dolaşıyorlar . Siyasl şuurları boyle gelişlyor herhalde!... ler Hırlı hızlı yürürken ellerinde fişlerle yün oren mârıfetll kadınlar etraflanna bakmıyorlardı 1 bıle Aralannda bir tane htmıle kadm gbrebilmek mumkun değıldı' Herhalde «doğum kontrolu» savaşınd» muvaffak olmuftu yonetıcıler' . Zaman zaman köylere bedenl ça lısmaya gıden oğrencl kafıleleri çıkıyordu karşımıza Sonra, tabur halmde askerler hep aynı tem poyla yuruyorlardı Yol boyunca sıralanan evler, dukkânlar belkı yapıldığından bu \ana tâmır gorraemıştı' . Ne ıkı fırça badana, ne üç bef tuğla, ne de bir avuç çunento'. Bınalar do kulecek, çökecek gıbıydı Buna rağmen p«k oyle yenı ınşaat da Dişi Boiid MODESTY C2T BLAISE Bir fabrikanın bahçesinde, Mao Çe Tung'un resml yapılıyor. rindeki tastan pirlnç yiyerek ortada dolaşiyorlar... yoktu &kılerle ıdare etmek Utıyorlardı anlaşılan1 O eskılerle kı, bugun nefret edı yorlardı hatırlarken bıle'. Çınden avrılı\oıdum artık llk gece kabus gıbı gelen gurultuyu, bıtıp tukenmeven şarkılan, tencere kapakıarının $akırtısını her şeyı, her şevı hıç \adirgaraiyordum' Demek Tamanla ınsan alışabılıvordu bır takun garıp hareketlere Bırkaç oğrenci doktor ve sanatçılarla geç saatlere kadar otu rup konuşmuştuk Son gece benımîe beraber olup Çın gezısının eleştırısını yapmak \ardığım kanıvı oğrenmek ıstemışlerdı' Ama, bunu bır veya bırkaç «rnm le ıçınde şekıllendırnnek mumkun değıldı kı' Her şeye rağmen tekrar masava vatırmı?tık Çmı Çın toplumunun dununu bugununu ve pek az da jarınım' Vucudun her bır parçasını avn ayrı tanunava ârızalarını, sağlam taraflarını bul tnava çalışmıştık Î00 milyon ınsanın yeniden yoğuru ması\la >apılan bır tecrube nın sonucu djnva ıçın pek buyuk onem taşıyordu' Bınlerce yıldır kohne sıstemlerle kavrulan, ınım ınım ınleyen Çın loplumuna Mao Çe Tung un komunızmı ne getırmıştı' Bu sualın, daha doğrusu bu muammanın cevabını bulmak, oğ renmek ıstıyordu herkes'. Boyle bır kıyaslamanın kolay ya pılamıyacağı gıbı, Çın ve Çınlıler ıle kapıtalıst ulkelerde, hattâ Avrupanın Sosyalıst ulkelerınde yaşayan ınsanların duşunuşlerı oluşumlan arasında derın aynlıklar vardı' me göre aylık ucret alırdı Bırıbırıvle janşırdı herkes daha faz la pata kazanmak lçın Ve bu ınsanlann ahlâkını bomyor, Burjuvalaştırıjordu Luı Şao Çı nın bır takun revızyonıst sanatçılarına, yazarlarına profesorlerıne ayda 800 1009 yuan verılıvordu . Iş o hale geldı kı, bunlar Pekınde otomobıller, vıllalar satın almaya başladılar . Sıvrı burunlu pabuç gıyen adamlar, ruj suren, entarılı kadınlar çoğaldı sokaklarda . Çınde ortaya >enı bır sınıf çıkmıştı Kapıta Buyuk bir tak kurulmuş, tepesınde de Mao \ar .. tşçiler ellebu' Fabrikalarda kol Işçılcrlne, lızm canavanmn tekrar dırıldığıkovlulere, askerlere 5«60 \uan nı goruyorduk . Bunun uzerıne Kultur îhtılâlı Atomunu patlattı ^erilirken oıılann arayı bu kadar Başkan Mao' açması Çini «e\Tncmektır halk Pekı nerede şundı o yazarduşmanlıgidır • • lar sanatçılar' 9 Vıllalan, otomoUte bızlere garıp gelcn ajrılıkbıllerı ne oldu . lardan bırkaç tanesı de bunlar Bır kısmı hakıkati anladı bu degıl mıdi'7 para çoktur.. bize hakkımız olanı \erın dedi onlar jınc a>nı go Î A R I N : re\lerde çaltşıvorlar. Fakat halâ aralannda, burjuvn ozlentilerl SONTJÇ var. \e ^uksek se\^edc ucret al maja devam cdıjorlar Aslında Çın halkı ıle eglenmek demektır 33 ogeçe göliJn kena î Çl UM4NI BüVUtd AYHAN BAŞO6LU ^ BUDIN KOPRUSÜ Ve kale kapısı aecenin Bunu arabaya attık Kıynak, bız geç kaldık, sen gotür yatır dedıler Araba parasuu ve bızım zahmeUmızın bedelını unuttular Hanı arkadaşlık ölmedıydı? Kıynak dedı kı, Arabacı yakana yapısanda, sade arkadashk değıl. her bır şey olur Gucenmıj kırılmışcasına Tuh 1 deyıp yazıklandı San Orhan Araba ne tuttu' Üç gayme. Al Orhan kabadayıca atü elıni cebıne, parayı denkleştırıp uzattı Al başım gozum sadakası Kıynak, parayı çenesıne surdu: Sağol, sıftah senden bereket Allahtan1 En azından bır lırası kârdı bunun, ama sevıncını bellı etmemeye ozenıp, ağlamaklı sesler koyverdı Tasvırı sorduğun var mı' Buruştu ve yırtıldı. Onsuz ne ederım' hıç bır }ey edemem. vtıı zamanda ıççı olan oğrenci Sen edersın dığer arkadaşları gıbı ısrar Yok, v allaha edemem . diye dayattı Kıynak. d Yenısı, yenısı Kımde varsa versın Ya tasvırı verın, Onu yanındn o v p y y ^.. Eskıden «. J U 4 U l . U I 1 „fabridıyordu bır „ „ . ya benı gerdeğe koyun' kada çalışan ışçı sıvaçı gorusune w kırdayanlara guluşenlere verılecek buyuk haberı Onu yanından sovup sayarak sojledı. gore degıl vaptığı goreve uretı 'ğ sona saklamıştı Bunu kasılarak dehleyen Orhan kıu t gore degıl vaptığı gor Abdullatıf bugun gelmez, dedı Belkı gelır dedıler •• • » • • •» ' Donduler, bahçe kapısına baktılar. •••••••• Gelemez deyıp kesın konuştu Orhan, gelse biD O K TO R le artık ondan korkacak bır şey kalmadı Naıme kırX T • % maz bızı, ne desek vapar, maymun gıbı oynatıru lpX I 3TIK Lı lerı nah ^u elımde Bu konudakı beceriklılığane guvenılır, nanıhrdı Deri, Saç \e Zuhrevî Hasiahklan Mfîtehassısı î s , Içlerı rahatlavıp bırer ıkışer, bahçeye dagıldılar ehassısı Ikılı bır yaşantınm ıçıne yuvarlanan çocuk, bü• IIstıklâl Cad. Parmakkapı 4>f tun bunları edılgm bır ılgıvle, yakından ızlıyordu No. 66 Tel: 44 10 73 Daha aralarına pek gırmemış, sokulamamıştı onların Orhan anlatırken yutkunuvor, Orhan'a ımrenıyor, ama onun yerınde, onun gıbı olmayı da pek duşunemıyordu Başka. değışık bır çızgideydi o sankı îçten katıldığı, benımseyıp kendının kıldığı ruhsal durumlan, davranışları, gorunuşte ıteleyen bır çıkmazm ıçmde yuzuyordu Sozgelımı, kendısmın hıç bır zaman kun seye açıklamaya yanaşamıyacağı bır durumu uluorta açığa vuran Kıynak Huseyın, onda, gunune gore saygı, gunune gore korkunç bır tıksıntı uyandırmaktajdı Hıç bır derse çok çalışmazken çahşkan bır öğren cı olarak bellenıyor, sınıf arkadajlarıjla arayı vavaş yavaş açıyordu Ojsa, ne Espıyon Sınası gıbı cın fıkırlı, ne Molla Emuı kadar ezbereı, ne Sılık ömer ka dar çahşkan, resım çızmekte ne Topal Dânış kadar başanlı>dı Aranm açılışı kendılıgmden daha doğrusu. rastlantılara bağlı olan şeylerdı çoğun 1 15300 ton tras ıstihraç Genç muzık oğretmenı Zekı Bey, derse ılk gırive naklettırılecektır 2 thale 15/1/1969 tanhı» ^ smde oğrencılerinı tamyabılmek ıçın, .Içuıızde okul ne rastlayan Çarsam 5* sarkıları bılen, okumak ısteyen kım var'ı dıye sorba gunu saat 15 00 te p du llkokuldan bırbırlerını tanıyanlar, yuksek sesle o'up tekhf mektupla fİ ad sayıyor adı savılan, kollarıyla yüzunu kapatıp sıranın ustune kapanıyordu. rının en geç bu saate Çocuk .Ben soyleyeyım mi efendım'» dedı. kadar fabrıkada bulun Sınıfm boğuk uğultusu bıçak gibı kesılmıjtı durulması sarttır Çocuk Aıda Operasından bır arvayı okumaya bas i Muvakkat temınat 25. ladı Onu? ona Antalya'da oğretmışlerdı Bu gozu UOO TL dir pekhk, bu kendıne guven, onun, îstanbul'lardan, aıle 4 Sartnameler Fabrıka sınden, Antalya'dakı başoğretmenlık deneylerınden Mudurluğunden veya ve daha bılınemedık yerlerden anılardan kazandığı Guzel îzmir Han kat 3 alıp getırdığı bır şeydı. Galata ÎSTANBUL adZekı Bey ılgılendı, adını not defterine yazdı «Bas resındekı Alım ve Saka'. dıye sorup, bakıslarını sıralarda dolaştırdı 0 tım Mudurluğunden te sırada çekingen bır parmak kalkmıştı hava>a Koı mın edıleblhr. Nazmiye'nın parmağı ıdı bu 5 Fabrıkamız 2490 savılı Zekı Bevi hepsı severlerdi Öğle paydoslarmda kanuna tâbi olmadıbahçeye çıkar, sekızmci sınıfm, aşağı yukan kendı ğından ıhaleyt yapıp yaşında olan buvuk oğrencılernle gezınır, konuşurvapmamakta veya dı İJ ken kuçuklere de takılırdı ledıgme vapmakta ser Bır g\m okul onun tutuklsndığı haberiyle çalbesttır kalandı Içmıs ıçmış Gazı'ye sovmuş: oyle dedıler Tras Istihraç ve Naklettirilecektir Pmarhisar Çimento Fabrikası Mudurlugunden Asılacak, dedıler lznı koparan bakrıağa koşuyordu. Kelepçe vurulmuştu Zekı Be> e Hukumet Konağımn avlusunda, bır koşedekı çok kalm tahta parmaklıklı, çıplak, aydınlık, daracık bır odava koymuşlardı Hemen mahkeme edılecekmış Kapı>a ırı baklalı, sımsıyah. yepvenı bır zmcır asılmış'ı Sona kalan çocuğu ve arkadaşmı gordu Çocuk «Geçmış olsun efendım » dıyecek oldu. Zekı Bey, ıçe ışıeyen sâkın bır ses ve gulumsemeyle «Gıdın çocuklar dersınızı kaç rmayın'» demıştı. Sonra ondan hıç bır haber alınamadı dc&ıl de, alınan haberler bırbırını tutmadr 15 >ıl ceza vermışler Ogretmenlıkten atmışlar Başka yere surmu}ler. Zekı Beyöen bır anı daha kalmıştı çocuğun belleğınde O da, çogu Iskılıp ten ge'me« ogrencılerle dolu oğrenci yurdunda vatıp kalkan Zuppe Muhteşem'le bahçede konuşurlaıken, Zuppe Muhteşem ın pıslıgı yere batırışı temızlıgı goklere çıkanşı, Zuppa Muhteşem'ın kolalı ak gomlegının bıraz uzerınde, jarıya kadar ete gırmış gomulmuş bır bıtın boynunu emışı Zekı Beyın bunu gOTnuvormuş gıbı yaparak, başını sallayarak, onu dnlevışıydı Pek bılınemez ya, Turkçecı Tevfık Bey olsaydl hemen yuzler .Efendı, sen once kendıne bak'. derdı. Mudur Bey bir sabah sıvaları dokulen II B sını fını topladı, 1 A sınıfına getırdı Ders dışında bır ki tabı açtırmış herkese bırer sayfa ıkışer sayfa okutturuyordu Kıtabın bır jermde «monolog», «da>alog» gıbı sozler geçıyordu •Bunlar ne demek, kım bılıyor'» Kımse bılmıyordu Çocuk parmak kaldırdı ve anlamlannı soyledı Işte bunun gıbı, buna benzer kımı raslantılar olu yordu oğetmenlerın dıkkatmı çeken, sınıf arkadaşlanna da, adınm anıldığı yerde, .Hepunızden çahşkan '• dedırten Şundı, sınıfa, yolu sabırsızlıkla gozlenen Halıl Bey gırmıştı Mum gıbı oturuvorlardı Yuzune çok dıkkatlı bakanı derse kaldırmadığından, gozleruu yu zune dıkmışlerdı Aslan oglum sen, sana soyluyonım, tahtaya kalk' Vampır Hüsnu uçuncu sıradan ısteksızce kalktı. Tahtaja doğru yurudu Hem ujkular akan, hem de, başa gelen çeküır demelere getırdığı durgun, aldınşsız yuzunu, Halıl Hocaya dondu Gozlennı kırpıstırarak bekledı Bır tebeşır parçası aldı elıne, ucunu parmaklan arasında ufalayıp, ezmeğe koyuldu. Bırak aslan oğlum o tebeşırı, tebeşırlık iîimij %ok dedı Halıl Hoca. Vampır Husnu tebeşiri bıraktl. Engebe ne> e derler' Hocam' dıyelım, şurda bir çtıkur ve bir tep« var, şurda bır dag ve dıbınde bır gol var, buna engebelı toprak derler Yanı Ârızalı toprağın adına engebe derler. Tamam Hattı ustuva nej e derler' Hocam' Dunyanm tam orta gobeğınden geçtiği farzolunan çızgıye hattı u<=tuva derler. Aferın' Boyu kaç kılometredır bunan? t Boyu mu Hocam' Bovu çoA uzundw. Kaç kılometredır dedım' % Vampır Husnu yutiundu. Bümıyor mustm7 Bırkaç parmak havaya kalktı ve hovada, kedl • <opek kuyruğu gıbı sallanmaya başladı Sız durun Aslan oğlum, bıliyor musun, bilmlvor musun? Vampır Husnu. ıki etını bırden başma goturdü. Başına ağrı gırmış de ovunuyordu bayaği" Hocam, sabahtan aklımdajdı Çalısmıstmu. Demek sımdı unuttun' Bulacağım Hocam, duşunüyorum, sabahtan akiımda>dı Kara kaplı defter çıktı ortaya Masamn ustune kondu Kalem de arasına Not verecek Peki, bana medarlan anlat. Seretan medan ne, cedı medarı n e ' Seretan medarı Afnka'da, cedı medan Amerika'dadır Bunlar nedır' Çoldur. Hc am (Arkası var) (Basıa1 10083/254)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear