23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHÎFE ÎKf 4 Kasnn 1968 CTJMHURtTET Din ve Devlet Ord. Prof. Dr. H. V. Velıdedeoölu dar \erinde olmuşturl Çünkü, Türk devrimlerinı \ e hele nucıırıkıı Turk Devletının temel tası olan lâıklik ılkesını kornma ugruna ne kadar çaba barcansa, ne kadar savasılsa veridir. Türkluiıın iç düşmanları ve Turk'ii çökertmek Utejen dıs düşmanlar devletin vapını altıncfan btf temel tasını söküp çıkartnak için biiyük bir ugrası ıçindedirler. Bilıvorlar ki, bunda basanva ulasırlarsa, baska bir zahmet gerekmeksızin de\let kendilıjinden çdkecek, Türk halkı, bir daha uvanmamacasına derin bir bilinçsizlige dalacak \e bu vatan sömiirgelesecektir. «Millet» bilinci yerlne «ümmet» bilınci geçinee, banunls birlikte «Türklük» dedigimiz ve bununla övündügumdz ilke vok olaeak ve onun ardından da Turk Ulusunun bağımsızlı£ı kavramı bnharlaşmı; bir su gıbi, uçup gıdecektır. rmmetcilerin bu Inatçı nîrasmalarının uıun »üredenberi pervasızca devam ettiğini, ümmetçilik bilinrinin valnız eenis ve cahii halk vıfınları arasında deeil, vüksek öferenim görmüs, sözüm ona avdın kisiler arasında da. tıpkı en saglam vücutlan çbkerten kanser hücrelen çibi, nasıl \avıldı6ını gosteren örnekleri her gun gazete siıtnnlarındaki haberler açık seçık eoz önüne sermektedir. Ümmetçiler simdi de serefli ve devrimci Türk Ordusu içinde yuvalanmaga kadar cür'etlerini artırmıslardır. Türkive Cumhuriveti knruldu kurulalı • D.P. dahil • hiçbir parti iktidarı lâiklik temel ilkeslnin tahribine bugunkü iktidar partisi ve o partinin başkanı kadar karıtsız kalmamıstır. Bu. Türkiyemİ7 hesabına. cidden bıırük bir talihsizliktir. örk 1 Kasıra T lerınıDevrim Ocaklannınılân 9etmesi negün«Lâıklık Haftası» kamaıdı da. Çflnkfi Musa Peygamber, tanrı elçisl olarak, halkının hem baskanı, vani hem devlet ve hiiknmet reisı, hem kannn koyucusu, hem bunların u\ eulavıcısı, hem de din öcreticisi olarak en kudretli kısi idi. Din \e de\let onun kıfiliğınde birlesmisti. Sülevman Pejgamberin görkemli devletindp bn dnrnm daha açık olarak görölür. Bu düzenın sonucu olarak da din ku rallanyla dünva kuralları. baska bir devimle ahret ve ibadrt kurallanyla hnkuk kuralları arasında bir ayrı ga\ rılık yoktu. Roma'nın İlk (Jonemınde A vnı riurumu esklaltında. gormektevız • Bu dp ba^ka bıçım dSnemde orada kitap dini de£il, baska din ilkeleri hâkim oldugo halde din kurallarıvla hukuk knralları ve din adamlanvla hukuk adamları Szdes dnrumda idi. Sanki bunlar içiçe eeçmişti ve din kurallannın jeleneîe eöre • koyucusu ve nvrnlavıcısı ile hnkuk kurallannın nyenlavıcısı Pontif denilen rahiplerdi. Fakat daha sonra Roma'da uzun vflzvıllar din ile devlet isleri birbirinden avrılmıstı. tsa dini aslında devlet kurucn bir din deîil devlete karsı bir din olarak ortava çıkmıstı. Bu bakımdan, Musa dinine kıvasla baska nitelıkte bir dindir. Bununla birlikte bu dinin rahipler eiinde ilk niteligini ka\betmesi. eski Rnma De\letinın bunu resmî din olarak benimsemesi sonurunda. bunda dahi din ve devlet birleşimi durumn mevdana çıkmıs. kilise ve papalık bü\uk tiip kazanmn ve bütün ortaçaS karanlıîı bu gücün eeemenliü altında insanoglnnun aklına. ruhuna. toplumsal ve bireysel vasamına hâkim olmustn. OrtacaÇdan çıkıldıktan sonra merkeze bajll fficlü bir vönetim kuran kırallar kendi süclerini Tanrıdan aldıklannı ve ancak Tanrıva karsı sorumlu olduklarını ileri sürmüsler, huna kendileri de inanmıslardı. O de\rin kilise huknkçuları da «Tanrıeı hukuk teorisi» ni kurarak kıralların eçemenlik gücünün kendilerine Tann tarafından verilmıs oldu^unu savnnmuşlardı. Bu »örö» bieimi iicbin vıl önceki firavunların görüs biçiminin baska türlü bir ifadesidir. XTV. Louis've «Devlet, benden baskaiı değıldır» sSrünü sövleten iste bn görüs biçimidir. âm dınıne gehnce: lncelediğımız açıdan bakılmca bu din ıkı asamadan geçmıştır : Birinri asama Islâm Pevgamberinln. pevganv ber olduktan «onra, Mekke'deki cörevi devresidir. Bu devrede onu sadece halkı hak dinine ve bövlece ahlâka. fazllete davet edicl olarak gBrflvornz. tkitıci >umı Medine've gBç ettikten sonraki asamadır ki, orada kendisini, halkı devlet halınde örçtitleme görevi basında rörüvornr. Borlece Medine'de Pevgamber hem sivasal ha* kan. vani devletin ba^ı, hem v»reı«al ha«kan, vanı adaletin ba'i, hem de ask^ri baskan, vani baskomutandır. Bunlar onun devlet eörevleridir ve Mekke'deki «dine davet» torevine eklenraistir. LÂtK DÖNEM : tnsanlık düsüncesi biras daha ilerlevinee özellikle Avrnpa'da akılcı fel«efe yavılmıs, insan ruhunu ve kafasım kilisenin mistik hâkimivettnden kurtarmak için fiklr savası baslamıs, 6ztür dusünreli birçok bilim ve flkir adamlan Iskence çarklannda. karanlık «indanlarda veva ates vıtınları üzerinde bn ujurda can vermislerdir. Enıjizisvon papazları, kendileri gibi düsdnmivenleri imha etmevi tanrıya hizmet savıvorlardi. Rusyada Zanıanınıızıtv Yazan ; Harbiye konuştu Anatale MARTCHENKO Vahdettın, büyuk sultan.. Abdulhamıt, ulu hakan.. TSamık Kemal, sahte kahraman.. 27 Mavıs, karanlık hareket.. öğretmen, katası kesilecek Kubılâv.. Mustafa Kemal, Selânıkten gelen beli» Harbiye, komünıst yuvası.. "Murtecılerin sozhığü bovlece gelısıp zenginlesirken «Bu i«ın sonu nere\e varır'» dive dusunenler gereken cevabı aldılar. Deniı Harb Okuln Subay Taburunun dünkü bıldınsi çogu kışinın kafasında birikmis soru isaretlerini bir çırpıda dagıtacak kadar güzel bir yaant niteliğindedir. \e Atatiirk dıısmanları karsısında reflekslerini kavbetmis bır toplumda büjüKlere • kuçüklere \erilmis açık bir derstır. Cumhurivet'in 45inci vılında Anadolu'va Gazi Musta fa Kemal hevkeli dıkmek dahı bır cesaret meselesi halıne getırıl misken. ve en sorumlu koltuklarda oturanlar bu durum karşısın da susup otururken, genç subavlara kalıvordu konuşmak .. Ve konustular Deni7 Harb Okulu Subav Taburunun bildirisl : Duru bır Turkçevle kalpme alınmıstı.. Tastamam 4navasa çerçevesıne oturmuştu.. \taturk devrımcilıeınin ozıinu dıle getirivordn.. Turk Ordusunun. «Ataturk orriu=u halk ordu'iı, miHî oHu> nitelığını her seve rağmen koruduğunu valnız vatan topraklanndakı gericilere deŞil. butun dunvava duvnrııvordu. Yirmincı Yuzvılın fiçııneu çevrejınde vasnoruz. İnsan, Av'a ulaşmak fizeredir. Bilim dev adımlarıvla ilerlivor. Toplumlar yalnız uzay ve teknik kulvarına çıkmıs değillerdir. Milletlerin bağımsızlık ve insanlann özsürlük varısması bır an duraklamamıştır. SomürüyO yok etmek, nygarlık volunun birınci şiandır yirminci vuzvılda Dünvanın doğusundan batısına bes kit'ada ıleri guclerle gerı eucler mücadelesi aralık«ız devam edıvor. tste bn mucadelede bazı voksul ulu=ların basına gelenleri hep bılıyomz. Dışarda vabancı guclerle içerde gerici kuvvetlerle ısbırligine giren satılık ordular kendi milletlerinin basına belâ olmakta, ve serefsız unmlirü rejimlerinin teminatı savılmaktadırlar. tn »an toplumlarının ılerıye dogru vürüvüsıinü durdurmak imkânı voktur; elındeki sılâhı çericı eüderın emrinde kullanan bilinçs)7 ordular bu jurıHusu ancak bır sure için engellıvebılir. Gıinev Amerika cumhurivetlerinde bn hazin manzaravı bütün çıplaklıgnla sevretmek kolavdır. Ve bövle bır dnnvada ilk mıllî kurWluj savaçını vermis Turk Ordusunun bzel bir yeri vardır. Çünlcü : Turk Ordusunun deâismez baskumandanı Atatü^h'tür» Turk Ordusu lâıklık devrımının bekçisidir.. Turk Ordusu halk ordusudur.. Turk Ordusu millî baçımsızlığımızın temınatıdır., Türk Ordusunun mavası empervalızme karsı «avasla atılmıştır. Türk Ordusu muhafazakâr de&il devrimeidir.. Bn şıarları Turk Ordusunun defismez Baskumaıidanı Atatürk' ten kalmadır. Hiçbir knvvet bn «ıarlan dejistirip y^rine ba«kalannı kovamaz. l Ne var ki, Deniı Harb Okulu Subay Taburunun bildirisinde tekrar edildiği gibi : « Kurtuluş Savaşı vıllarında halkın anlamını bil^ıediği «komünıst» ve «bolşevik» sozcuklerini kullanarak Mustaia Kemal hakkında euvensizlik yaratmak isteyenler, bugün O'nun ızınden yurujen Harb Okullarına karsı da aynı sılâhı kullanarak be olduğunu pek ıyi bildığımız emellerme ulasmak ıstemektedırler. Çunku, tarih bovunca en buvuk şamarı orriucfan vemişlerdir. Şunun ıçın de halkın duvgularını somurerek, onun geleneklere ve; dıne olan bağlıhğmdan yararlanarak, onu kanö^^ma^a, Ataturk;>ı \ e devrimci guclerle karsı karsna getırmeye çahşmaktadırlar. Tfte sıra şimdı orduya Eelmı=tır » Gerçekten yoksul \e saf halk katlannda alabildigine Brgütlenen; hafız kurslan ve ımam okullanvla on bınleri askın militan yetistlrmeve çabalavan Ataturk dusmanları geleçege büyük yatınm vapmaktadırlar. Bunlar halk katlarını kendilerine çektıkçe ve kandırdıkça, balk ile Ataturkçü ordu arasında büyük bir çelişme doğacaktır. İste Turkıvenın varınkı tchlıkesi budnr. Harb Okuluna komünıst vuvası damçasını vuracak kadar küstahlaşmıs olanlar karsısında konusması çerekenlerln gusması, genç subayları elbette konusmava zorlıyacaktı .. Ve genç subav lar konustular. Bılmeviz sorum ve vetki sahiplerl bn konnşmadan gerekli ve yararlı sonucu çıkaracaklar mıdır? f >rl»H.oı kıılağını pıırtiye bağışladı Sızlere sunarağımız bu >azı &erisi, Anatole Martchenko adh bir Rus işçi^inin, 1960tan 19b5>a kadar Sovyet topJama karaplan ve hapishanelerinde geçirdigi günlerin arnlarıdır. IVIartchenko'nun edebı jönuen bir değer taşınııyan bu kitabı, son bir yıldır, Sovyetler Birliğinde, gizlice elden ele dolaşmakta ve Batıü gözlemcilerc göre, halk taraîmdan hararetle okurnKaktadu. Maıtchenko kitabmda, anlattığı ola\ ların çoğıınluğuna görgü tanığı olduğunu jazmakta ve bunlara inanmanm gerçekten guç olduğunu da belirtmektedir. Ancak fazla okuraamış bir işçinin, oldukca düz kaleminden çıkan «anılar» Stalin de\Tinden sonra dahi, Sovyetler Birliğinde özellikle Sibirya'ya yayılan cahşnia ve toplama kampları bulunduğunu ortava kovması açısmdan ilgi cekici bir anlam kazanmaktadır. ye, taa Mordavı'nin rttelerme kadar gıdeceğınden, gerçekten habersızdım. Alma Ata mahpusanesının, Taşkent'ınkınden farkı, tahtakurulannm çokluğu idı, arna bu oylesıne bır çokluktu, ınanın ınanmaym, duvarların rengı, kurumuş kanm kahverengıne çalnordu. Bır dığer durak hapıshanesl No\ ossıbırsk'm ozeliığı de, jerlere serilmış insanlann topukları, bacakları arasında, korkusuzca, dolaşan farelerdı Bu mahpusanede konduğurn odada, ınançlılar bulunuyordu, «Birer parazit» olarak kapatılmışlardı o<iaya Suçları seçımlere katılmamalarıydı. Açlık grevı yapıyordu bu ınsanlar ve zorla boğazlanna akıtılan bır mayı ile besleniyorlardı, Sıbırya yollannda. zunıi şeytanlar gor«un, şunun şurasında bir }ilım daha kaldı tezkereye» . Ve ben, «Öyle divorsun ama, kaçmaya kalkışırsam beni vuracaksın pek tabiî» deyınce, ce\abı şu oldu Elden başka ne gelir, kampta senın yanında ver almak ı^temezsem, bana biraz hak verirsin sanırun.. Dö^meler ampta pek çok kişıj'.e tum Pek çok şeyler ogrendım, ancak benım en çok gan bıme gıden, bazı mahkumlann yuzlerlne yaptırdıklan dogmelerdı.. Bu doğmelerı genellıklc, sı\asi kanılarından oturu, surulup kamplara katılan kışıler yapıyorlardı. Rastladığım bu çeşıt vuzl^rdekl doğmelerın bazılannda şunlar yazıyordu«Bütün komünlstler esektir..», «Komünistler insanlann kanını içiyorlar..», «Lenin bir eşekti..», «Kruçef, Brejnev, Voroşilol eşektirler » Mahkumlar bu do\meleri nasü yapıyorlardı, sonıa bunu da ögrendım, ya iskarpinlerınden bir çıvi çıkanyorlar, \a da bır tel ele geçırıp, taşa slıre süre ınceltıyor lar, sonra da bır tahta veya kauçuk parçaaını yakarak, yuzlerıne çızdıklerı bu doğrnelere renk venyorlardı. Bu yuzlere yapüan dövmelere akhm gerçekten ermıyordu, ınsanlar, neden yüzlennı yüz olmaktan çıkanyor, neden vuzlerine, omur boyu aUemiyecekleri bir mas ke takıyorlardı Sonra zaman zaman, duyduğum nefret ve hırideti anlatabılmek için vucuduınclan bır şeyler kopanp zalimlerin onüne atmak duygularına kapıldıkça bu ınsanlan anlamaya başladım. Umutsuzluk insana neler yaptırmıvordu ki, kampta bakışa bakışa arkadaşhk kurdugum Nicolas Çerbekov, gunun bırınde. kaşla gozle elle, benden keskın bır çakı ıstedı Sanınm büıyordu bo^le bır çakım olduğunu, ben de verdım Sonra akşam odalarda bır uğultu dolaştı durdu «Çerbekov kulağını kesmişti.» K iii: :::: •ii: • «•• paaa • ••• • *•• :::: •••• • !•• • ••• • ••• • ••• • •*« • ••• • ••• Mordavi göri • ••• İnsanlarda din ihtiyacı ~W nsanlar ilk çağlardan beri, en ilkel dSnem* lerde bıle, insan dısı ve insanüstü blrtakım güelere inanmak, onların gazabından knrtulmak için kurbanlar adamak, onlara tapmak, kısacası, mistik inanıslara sahip olmak ihtiyacını dujmuslardır. Adına «din» dedigimiz ve çeşitli insan topluluklarına binlerce yıldan beri hâkim olan duvgu, inanıı ve mfiessese bn ihtiyaçtan dogmustur. Günümüzde Afrika'nın ve Avustralva"nın ilkel kabileleri arasında yapılan sosyolojik araştınnalar, insanlann ilkel dSnemlerdeki inanıslanna ılıskin kesin fikirler ve bılgiler vermektedir. Sovle ki: insanoğlu, tarihi bovnnea nitelifeim anlıvamadığı, varlıgının nedenine akıl tr~ diremediğı çeşitli füclere, va da föktekl cisimlere tapagelmiştfr. Atese tapmıstır; slmşek ve vıldmma, hattâ insan kuşaklarını sürduren erkeklik orçapına tapmıstır. Ava. Gttnese. vıldızIara tapmıstır. Kafasında uvdurdugu cinlere, perılere tapmıstır; kendi elivle yaptıgı acavıp şekilli putlara tapmıstır; eski Yunan mitolojisir.de goruldugü gıbi, hayai gücü ile yarattıgı çeşitlı tanrılara tapmıstır. Fakat bütün bu dönemlerde din \e devletin birlesımıni görmüvoruz. Gerçı eski Yunan'da Sokrat, herkesin ınandıjına ınanmadığı için idama vargı giymiştir. Bununla birlikte orada akılcı felıefe nakim olnıus, meselâ Filozof Ariıto, tek tanrı düşunc»sine, akıl voluvla gelmiı dayanmıgtır. ::ı: :::: •>•• *••• •••• :::: • ••a • ••a • ••• iii: •••• •••• •••• •ii: •••• •••• •••• •••• •«•• İİİ iii ••r A İİ! Din ile Devletin birleşme8i | Ikel devirden senra bir aşama olan (Din ile •* Devlet'ın hlrlefmesi), doğrndan dogrnya devlet basındaki insanlann tanrıla«tırılarak onlara tapılması döneminde RÖriilur. Eskl Mısır fıravunları hunun tarihteki en canlı misalidir. Fira\un. hem kıral ve bn sıfatla siyasal varlı6ın, vani devietın bası, battâ devletin dogrndan doğruva kendısi, hem de kudretli tann veya tanrının oğlu idi. Mıaırda birtakım tannlar icadedilmisti. Sonra eiiva o tannlar adına çalısan ve gerçekte sosval ve shasal buvük bir çüc durumuna gelerek bütün ülkede. hattâ dojruâan doîruva fıravunlar üzerinde eeemenlik knran rahipler takımı turemis ve eski Mısır bövlece batıp eitmistır. Hitit Devletinde de, kırallarl» tannlann ilifkisı bakımından, avnı benzerlikleri görroekteyiz. Bu durumlar tarihsel ve sosval çesitli eserlerde derinlemesine inceleme konasn olmus ve orta a\dınlar için >azılan kitaplarda da açıklanmıstır. Türkiye'deki dıırıım T s t e buırıın Türkiye'de varatılmak Istenen * hava, kendileri gibi düsünmivenlere her turlü zulmu caiz tbren ve tslâmlıgın ruhuna tum avkın olan bir havadır. Buçiin Törkive'de engizisvon papazları gıbi düjünmelerı ıstenen genç din adamlan kuşafci vetistirilmek istenmektedir. Ovsa tslâmlıkta rahıplik sınıfının buInnmadı^ını herkes bilir. Maksat, en basta sövlrditimız jihi. devletin lâik temelini vıkmak ve devleti çökertntektir. Namuslu ve millivetçi avdınların eözlerini her tamandan çok açması eereken bir dönemde yaşıyoruz. tslâm toplumlarında taassubtın eşemrn oldofu dönemlerde bu toplumlann, Batı empervalizminin bovunduraiu altında, yüzyıllar bovnnea, birer sömürçe olarak ve Osmanlı tmparatorlugunnn da son iki yözvıl süresince yan sömürge olarak vaşadıSını unutmamaliTir. Atatürk, Bagımsızlık Savasıni Türk rinsuna inanarak kazandı. Onun tarihindeki büvüklütfl büiyordn. Cünkü tarih bilivordu. Gerçek millivetçivdi. Nicin battıSımızı da bilivordu. Kurmuş oldu^u veni Tiirk Cumhnrivetine temel tası olarak lâiklik ilkesini bu nedenle kovdu. Onu canımıı ve kanımıı pahamna ve her türlü tehdide töJüs tererek savunmsk bovnumuzun borendur (•). ESer özgür vasatnak. cocuklarımızi ve tomnlarımızı 5zgür vasatmak istivorsak bnnn nnutısıvalım! (*1 trtıcaa karsı savai açan ve butun linde kuv\etler ve devrimci kurumlar tarafından rfesteklenen Sa\ın Kubah'va karşı gencı kalemler tnrtfından vaoılan çırkm ^aldırılar. lâiklık ilkesinın bugun azır yurdumuzda nasU bir tehlıke kar«ısmda buhınduğunun en son kanıtîarından bındır. dım Anatole Martchenko'dur. 1937 yıhnda Sibirva'nın Barabınsk kasabasında doğdum. Babam bir ömür boyu demırjollarında çalıştı. Anam da garda temızlık işçısıydi. Ve ıkısı de cahıldı Sekiz yıl okula gıttım, sonra, hıdro • elektrık santrallarırun yapımında ışçı olarak çalışmaya baş ladım. Son çalıştığım yer Kazakistan'ın Karaganda bölgesınde bir şantıyeydı. Ilk defa burada tutuklandım, Çerk.es ulkesmden slırulmuş bır Çeçenle tutuştugıım tartışma yüzunden ... Ve serbest Dirakıldıktan sonra memleketten kaçmajı kaiama koydum t|in başKa çıkar \olu yoktu benım ıçın Benını gıbı genç bır arkadaş, BoudrovsKi ile çıktık yola, nıyetımız lran a geçmektı. Fakat, 29 Kasım 1960 gunü sınıra tam kırk tnetre kala ele verdık yakayı Ondan srnrakı yılın 3 martında da, «Vatana ilıanet» suçundan 6 yıl gıydık. Tam 23 yaşmdavdım mayıs sorüarma doğru bır gün, Mordavi kamplan gorünüverdl. önce 10 numarah kampa aynldım, sonra da «Ozel kamp» a gondenldım. Özel kamp, bır tarz mahpusane ıçınde mahpusaneydı Buraja kamp ıçınde suç ışleyenler veya kaçmaya kalkışanlar kapatılıyordu Ve biraz ınsanca olrraya gayret, yetıyordu, «özel kamp» tan nasip almaya. Bu «ÖKI rejım» kapsamına gıren ınsanlar, yıllarca korkunç koşullar altında yaşamak zcrundaydılar tnsanlık dışıydl bu koşullar Yoneticıler, «Açlıktan, soğuktan» kırmaya çaUşıyordu bu ınsarüan. Kimsenın künaeve gu\enı yoktu. Her odada bır ıkı muhbır vardı genelhkle. Intıharlar ender sayüan cmsten olajlar değıldi özel kamplarda. Bır gun üç tutuklu, can'arına kıymaja karar verdikten sonra, nobetçılenn gozlen onünde, ellenne geçırdıkleri kalasları tel orguıere da\a\ıp, muhafızların «tıeri dönun yoksa ateş ederiz» ıhtarlanna karsı, «Vapın bu nılıci hıze» karşıhgını venp, kursunlara hedef oldular ve telin dıbnıde bırbırlerının Ustüne yıjıldı'ar Görev ve ulanç K Cile başlıyor rşabad gannda mahknm'ara avrılmış vagona bındır.Id Sım zaman, blzlerı "tampa vl°stıracak bu yolculuğun mamlmaz bır maceraya donuşeceg'nden, 3 avdan fazla süreceğınden ve o mahpusaneden, öbür nahpusane açmaya kalkışanları vuran askerler, «lzlnle mükâtatlandırılıvorlardı» bu kamplarda, ai}cak askerter de yaptıklan ıştea»pek şeref duyara benzemıyorlardı Ömeğın bır sonbanar gunu, yasak bolçede dolaşan bır tutuklu\iı vnjran bır asker, mukâfat izlnıne gıdecegı sabahm gecesl, barakasmda, arkadaşları tarafından, lyıce ıslatılmış ve hastahaneye kaldınlmıştı Askerler evlerine mektup jazamıjorlardı Gunlerden blrinde, parmaklıgın üstünden konuştuğum, bır nöbetçı, yaptığı ış konusunda gorüşlerınl çoyle açıkladı: Taptığun bn taUıı işın yü Bir bağış • n M H ! " ünce RfH&gfrrnTTistüne, H«Sovret Sosvalist Cumhurivet• leri Bırliği Komünist Partisi ™ 22. kongresine bağı«.ımdır» dovmesıni kazımış, sonra kulagını keserek gardıyanın onüne atmı»tı.. Nicolas ÇerbekoT, o gece hastahaneye kaldırıldı ve baçına daha neler geldı bılemıyorum. • •»»••>.« Satılık Iş Makineleri Atakoy Makine anbar sahasında ve Kartal Maltepe Gülsuyu mevkiınde bulunan iş makineleri satüacaktır. Şartname Mudurluğumuzden temın edılır. Son tekllf tanhi 7. Kasım. 1968 Saat 14 00 TİMLO Tel: 49 »9 01 Istiklâl Caddesi 181 Basın: 7388 13379 YARIN Kendi etini vivenler A TEŞEKKÜR Aıle büvü»ümuz ve biricik varlığımız buvuk insan Emekli tstihkâm Albayı 1 Kitap dinleri dönemi ve devlet Bahattin SOYALP'in senelerce tedavısınde yuksek alâka ve vardımlarım esırgemeyen değerli doktor vefatında vakmen ılgılenen, çelenk gonderen. bızzat veya telefon, tel^raf ve mektupla tazıvette bulunarak bÜMjk ve unutulmaz acımızı pavlaşan bütun akraba ve dostlarımıza sonsuz mınnet ve şükranlarımızı sunarız SOYALP AILESt Cumhunyet 13369 • •••iniıi, kafaca biraz daha ilerlevince venl • hir asamava ulasılmı*. ^ani putlara ve in«aniara tapma dönemi bitmis. insanlann. tanrıların o*'ıı ol:mı\sca*ı düsünülmüs, ve tek tanrı \f kit?n dinlcri de\ri haslamıstır. Gerçi bu dinlrrın tanrı elciİTine «ore, öncesi. sonrast \p s,tr(.<;j nlmm'n tek tanrı ilkesini. insanofluP"n ılk Hcrt<»<!i *«î«"«i B^hanın varatıldıli liind»n heri irnanlıe» »rreten tann elçilerl dünrarripf'priimistir: bnnnnla birlikte ilk kitap V1 Hinin'n ıVTnca nri eamberl* basladıSı Wr «rçek\<r Bıı pe> ~?mvı»rin ^asndıiı de\irde din \e dt%îet ayrılıjı diye bir ka\ram yoktu ve ola T. Karamuratoğhi'na a** a •••• • ••• •«•• • ••a • ••• • aaa ittaiLİZCEYİ INGİLTERE'DE ÖĞRENINİZ For <a Ânı bır beyın kanaraası netıcesınde vefat eden, hayat, şe£kat ve ınsanlık dolu bıncık varlığımız E CZ \C I rahatsızlığı anında derhal jardıma koşan komşulanmız ile insanustu bır çaba gosteren sayın doktorlar Zınnur Rollas, Salıha Yalçın, öraer Fethı Tezok, Mesut Soyler, Fehmı Çetınel'lere ve vefatı muteakıp bızzat evıraıze kadar gelen veya cenaze merasımınde bulunan, çelenk yollıvan, telgraf veva telefonla acılanmızı pavlaşan Savın Ismet tnonu, Saym Senato Baskanı îbrahım Şe\kı Atasagun, Ba«kanveki1ı Savın Sırrı Atalay ve Senato Başkanhk Dıvanı, Sayın Meclıs Baskanvekılı Ismaıl Arar, Sayın Başbakan Sule^ man Demırel, SaMTi îçıslen Bakanı Dr. Faruk Sükan ile C H P ve G P. Grup Baskanhklan ve Gruplarına, TBMM sayın u\elerıne, A P Konj a teskılâtma, Sayın Bulent Ecevıt'e, C.H P Parti Meclısı, Merkez Yonetım Kurulu ve Kadın Kollan sayın mensuplaTina. C H P Konya ve Ankara teşkılâtlany^ diğer tesküâtlar mensubu dost ve arkadaşlanmıza, Ankara Beledıve Başkanı Sayın Ekrem Barlas'a, Sayın Osman Soğukpmar'a, Ulus Gazetesıne, Istanbul Bankası Merkez Şubesı ve mensuplanna, komşularımıza, merhumenın ve çocuklarınm okul arkadaşları ve cfostlarına, okul arkadaşlanmız ve kara gun dostlarımıza, yakınlarda ve uzaklardakı akraba ve hemşehnlerımıze, yuvalarının basında uzun, mes'ut ve aciMz omurler dlleyerek, sonsuz mıpnet ve şukrarklanmızı sunarız. öılen, KaraşüHe, Küliink, Yalçın, Avdıner, Serter, Terlikli, Tılmazer ve Aksoy aileleri adına F4KİH ÖZLEN (Cumhıırnet 13365) TEŞEKKÜR NİLÜFER ÖZLEN'in «, « . k Tıcari Muhaberat. Ed.bnat vs rier«lerı mufrerf*t pıoeramma dahıldır Sert.l. Nasıi? Lufthansa dünya'nın her yerine sefer mi yapıyor? Butun tecruüeiı uçak yolcularının bildiğl hakikatl sizin de bırgün işinlze yarayabilir. Dünya'nın 53 memleketinde 76 hava alanına sefer yapan Luttndnsa, haftanın her günü Istanbul'dan ve Salı, Çarşamba ve Cuma gunleri de Ankara'dan kalkmaktadır. Gıdecegınız yer dünya nın hangl köşeslnde olursa olsun, Lutthansa İle uçunuz. Modern let uçaklarından. yemeklerlnden v* »ervlsinden o E O 'BÎ ne hutun oğrencıler u\edır V' • fM »•""^pectus to M Steven Pnncıpal P'TV.\> SCHOOL OF tNGLISH TMV ,q" o^4~< str^rt IONDON W 1 • (Basın 30539/13338) a: S:t. Oz. Tsk. Mlz. Sat. AI. Koms. 1 Knah zarf asulu ile ıkı adet Skoc kazanı satın alm'cakt'r Murrmmen bedelı 200 000 lıra o'nrj jecıcı temınrtı 11 250 lıradır 7 fartnameler Komıs\onumuzda. K K K Ankara VP İmır Levazım Amırlıklennde bedelsiî gorulebüır 3 İ lalesı 20 Kasım 1968 gunü saat 11,30 da Kasımnpşa'dakı Komısyonumuzda yapüacaktır. İs'pklılerın 24^0 savılı kanun hukumlerine göre h?zırlavaoak!arı tcklıf rnektuplannı Ihale gunfl «aat 10 30 a kadar Komısyonumuza vermelerl mutlaka.mertvnun kalacakuniz. 3000 Metre Siyah İpek Astar Alınacak En geç tekllf verme müddetl 18/11/1968 akşamına kadardır. NUmımesi MALZEME MÜDÜRLÜĞÜMÜZDE görülebllir. 81p«rls No: 1288 DENtZÖLlK BANKASI Lufthansa (Delta: C005; 13330)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear