24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ALT1 Mayıs 1967 CTJMHURİYET Unutulmayacak bir başarı SELMI ANDAK «Gypsy Mof/ı IV» Yelkenlisinin büyük serüveni Vahşi Ünıitburnıınu içinde aşmış olduğu «Gypsy Moth IV» yelkenlisi de hemen hemen Sir Francis Chichester kadar meşhurdur. Gypsy Moth IV yelkenlisi, 16.154 metre uzunlukta olup 7.903 metrekarelik yelken donatımını ve bumbasmda yağmur suyu toplama tertibatmı havi bulunmaktadır. Yelkenli 30.000 îneiliz lirasına mal olmustur. 31 Mayıs İ928 tarihli Cumhuriyet'ten Afgan hükümdarlarının gezileri Azız misafirlerimiz dun şehrimizın muhtelif mahallerini gez mişler ve tetkiklerde bulunmuş lardır. Kıral hazretleri oğleden evvel Dolmabahçe Sarayından ayrılarak deniz yolu ile Topkapı Sarayına teşrif etmişler ve Muzeler Mudürü Halil bey tarafından karşılanmışlardır. Önce Aşarı Antika Müzesini, sonra Askeri Muzeyi gezen Kıral Topkapı Sarayına geldiklerinde Kıraliçe ile buluşmuşlardır. Topka pı Sarayında asırlardan beıı birıken milyonlarca altın değerın deki tarihî eşyaları birer birer ziyaret etmişler, Sarayın butun dairelerini gezdıkten sonra ken dılerıne burada bir öğle yemeği ziyafeti verilmiştir. Harem dairesini de gezen Kıral hazretleri Hırkai saadet dairesini gezmek isteraisler, fakat Hırkai saadetin sakh bulunduğu dairenin açılmasına imkân gorülmedi ğinden Kıralın bu arzulan yeri ne getirilememiştir. Kıral ve Kıralıçe bundan sonra Ayasofya, Sultanahmet, ve Süleymaniye camilerinı gezmısler, kız muallim mektebi ile universiteyi ziyaret etrnişlerdır. için sağlam bir ekseriyet temini hususunda çıkan zorluk betftaraf edilmiş ve M. Zaımisin kl» bineyi kurması ile buhran zail olmustur. MösyÖ Meteksas da kabinede kalmayı kabul etmıjtir. Gazinin heykeli Italya hukumeti erkânı, Gazi Mustafa Kemal hazretlerının Torinoda heykeltıraş Kanonıkanın atolyesındekı heykelini resmen ziyaret etmışlerdır. Herkes Onu alkışlıyor Aylâ Erduran geçen mevsim şehrimizde Roger Aubert (ortada) ile verdiği resitalden önce arkadaşımızla görüşürken Gypsh Moth IV, Sydney limanmdan merasimle uğurlanırken Amiral Orlof ! «Etkileyici seslerden bir buket» Aylâ Erduran İşviçre'de büyiik başan kazandı TTluslararası ün kazanmış virtuozlarımızdan kemancı AYLÂ ERDURAN'ın Cenevre'nin «Cern» adlı büyuk konser «auditorium» unda tanınmış piyanist ROGER AUBERT eşlığinde vermıs olduğu resital Isviçre basınında olumlu yankılar uyandırmıştır. Aylâ Erduran bu resitalini Brahms'ın «Op. 78, Op. 100 ve Op. 108 Üç Sonat» ına ayırmış bulunmaktaydı. Bılindıği gıbi Brahms'ın 1879, 1886 ve 1888 tarihlerini taşıyan bu üç sonatı, büyuk bestecinin olgunluk çağındaki eserlerı arasındadır. Bu çapta üç sonatı birden bir resitâl programı içinde, gereken bir olgunluk ve teknik ustahkla yorumlayarak çalabılmek, belir li bir seviyeyi aşmıs virtüozların başarılarından sayılır. Ayla Erduran'ın bu resitali, bu bakımdan da önem taşımaktadır. Hatırlarda olduğu gıbı, Aylâ ErduranRoger Aubert ile birlikte geçen mevsim Ocak ayında Genç piyanistlerden YASEîstanbulda Brahms'ın üç keMİN ÇİVt'ıiın 25 Mayıs'ta vermanpıyano sonatı'nı çalmıştı. mış olduğu ilk resitali, müzık çevremizde yeni bir istıdadın ge Isvıçrenın «Tribnne de Genk' lişmekte olduğunu dinleyicileve» gazetesinde eleştirici Ed. rin dıkkatine sunmuştur. Sekız M. M. ımzasıyla çıkan yazıda: yıldanberı, piyanist Kristin Ergenberk'ten ders almakta olan «Aylâ Erdnran'ın müzik duyugenç piyanist Yasemin Çivi'nin şu, mükemmel kalitelerin süsşehrimizde «Esayan Okulundan lediği keman tekniği arscılıjıyYetişenler Derneği Müzik Kola ortalığa yayılıyor: HaUsız ça lu» tarafından duzenlenen resilış, ses güzelligi ve dopdolu bir talde gosterdiği ılk başarı bu ka ifade gücü, bu çok kabiliyetli biliyetin üzerınde durmak geartist'te gerçek bir heyecan duy rektıeini sanat yetkililerımize gusu ve içtenlikle beliriyor. Böylelikle, bir anda kemancı Aylâ Erduran ile ona eşlik edeo Roger Aubert gibi bu sonatlann anlamını çok iyi kavramıs bir piyanist arasında gereken diyaloğ kurulmuş oluyor..» denmektedir. 50 yaşındaki bir Ingiliz tek başına bir yelkenli ile dünyayı dolaştı Mayıs 1967, muhakkak ki bütün dünyanm hatırlayacağı ve tarihe geçecek lıir giin olacaktır. O gece, bir adam gayesini tahakkuk ettirmiş ve bugün nadiren benimsenen, fakat her zaman insanlara müsküllere göğüs germe azmi veren, macera hevesi galip gelmişti. Elizabeth devrinin, bu yeni şövalyelerinden olan Sir Francis Chichester, tek başına bir yelkenli ile dünyayı dolaşan ilk insan olmustur. Evvelkı gun limanımıza gelmiş olan Rus filosu kumandanı Amirâl Orlof şerefine Moskova sefinmiz Tevfik bey tarafından dün Tokatlıyan Otelınde bir öğle yemeği verilmiştir. Akşam üzeri de Amirâl refakatlerinde maiye ti erkânı bulunduğu halde Ankaraya hareket etmışlerdır. Matbuat tenezzühü ' M Yunanistanda kabine buhranı ATİNA, 39 ( M ) Hükumet Bayram münasebetile Türk Matbuat Cemiyeti tarafından bm sın aılesi şerefine bir deniz gezisi tertiplenmiş, gezi için tah» lis olunan Seyri sefainin Hey» beliada vapuru ile Marmara ve boğazlarda dolaşıldıktan sonra vapurda mükemmel bir akşam yemegi yenilmıstir. Vapurda bir de caz bulunmakta idi. YENİ BIR İSTİDAT J Bu gezi muhakkak ki sonsuz bir macera seyahatı, denizcilığın icap etUrdıği azamı gayret ve metanetı ve belki de 20 inci asrın en meydan okuyucu ve he yecan vericı olaylarından bırını teşkıl etmiştır Tek başına denıze açılanların en buyuğu olan Sir Francis bugun butun dunyaca alkışlanmaktadır. YASEMİN ÇiVi «Gypsy Moth IV» denize açılıyor... Sir Frands Chichesterin, tek başına dünya turuna çıktıği Gypsy Moth IV yelkenlisi Avustralya yolunda Niçin olgunluk çağı olan 50 yaşında, Okyanuslarda yelken yanşçısı olmaya azmettınız? Muhakkak ki o yaşta, çok yelkenci bu mesleği terkeder. En yakın arkadasınızm bıle sorabıleceği mantıkı bır soru değıl mı? «. Fiili olarak denizcilik mesleğine atılmak hususunda kaçınılmaı bir istek duvdum. „ DoUyısı ile yelkencilik ve planörculfiğe başladım, fakat daha calip bnldnğmn yelkencilikte karar kıldımj» Okyanus yarışçılığı, niçin ken disinden yan yaşındaki kimselerin dahi metanetini kıran bır meslek olmasına rağmen, 65 yaşında bir adamı cezbetmiştı? Bunun da cevabı gene basit oldu. «... başarmak için kaçınılmaı bir his... Niçin? da himaye gbrme teşkıl ediyordu. Ancak bu gibi durumlarda hamiler muhakkak ki kendıleri için bir nebze reklâm talep edeceklerdir. Bu durum belki de Chichester'in kendıne reklâm yaptırmak ıstedığı hıssini de tev lıt edecektir. Halbuki durum tam aksine olmaktadır. Hamileri yataklarında rahat ve huzur içinde uyurken, O, kükreyen dal galarla tek başına mucadele edıp Ümit Burnunu aşıyor, insanlığın en büyuk cesaret ve metanet kudretini ispat ederek Ingiltereye ayak basıyordu. O, bunu, tek başına basardı. Mükâfaatı da bu oldu. TEHLİKEDEN EORKMATAN BİRflDIM: CHÎCHESTER Dünya bugün Sir Francis'in yalnız deniz ve yelkencilik tarafını tanımaktadır. Ancak bu şayanı dikkat şahsın ilk aşkı havacılık olmuş ve bu sahada birçok başanlar satlamıştır. Chichester ılk olarak bir havacı olarak kendisıni tanıtmıştır. 1929 ile 1936 seneleri arasındakl devrede, kendi çızdiğl rotalarda tek başına uzun uçuşlar yaptı. 1929 senesinde, İngiltere ile Avustralya arasında tek başına uçan ikinci adam ünvanıru kazandı. 1931 senesinde Tasman denizi yolu üe Avustralya ile Yeni Zelanda arasında doğu batı solo uçuşu yaptı. Aynı sene bir birincılik daha elde etti bır deniz uçağı ile Yeni Zelanda ile Japonya arasında tek başına uçan ilk şahıs oldu. Tokyo limanında bir duvara çarptığı zaman ciddî şekilde yaralanmıştı. Bu onu korkutmamıştı. 1931 yılında ufak bir «Puss Moth» uçağı ile Peking'den geçerek Sydney ile Londra arası bir uçuş. Chichester yelkenciliğe 14 sene evvel başladı. 1960 senesinde ilk defa Atlantik aşırı yat yarışına tek başına atılıncaya kadar, hiç bir zaman büyük bir tekne ile tek başına seyahat etmiş değildi. Buna rağmen yanşı kazanıp senenin en iyi yatçısı ünvaruna hak kazandı. Bu kendisinin o sene almış olduğu tek mükafat değildi Amerika yatçılık kulübü kendisini 1960 Mavj Su Madalyası ile tal tif etti. O günden bu yana Chichester denizin cazibesinden kendisiru kurtarma imkânını bulamadı 1962 senesinde New Tork ile Plymouth arasmı tek başına rekor zamanda aşmaya muvaffak olduktan sonra, 1964 senesinde ikinci defa Atlantik aşırı yat yansına iştirak edip bu sefer ikincUiği elde etti. Periban Butik'in düzenlemiş olduğu dcfilede teshir edilen 250 yenî kreasyon içerisinde «Feza Gelinliği» büyük ilgi görmüstiir. Dünya modasının en yeni çizgilerini, Türk rootifleriyle, TUrk kumaşlarına uvgiılayan, Periban Aytaman. «Perihan Butik.) in açıhsı münasebetiyle Suadiye'de teşhir ettiği elbiseler, plâj kıyafetleri, bikiniler özellikle Kadıko'y yakasının sosyete hanımlarmı etkilemiştir. Resimde, Şule B3tşiçil, Selmin Ekşigil ve küçük Nilgün Aytaman, «Feza Gelinliği» ni takdim ettikten sonra göriilüyor. Genç piyanist Yasemin Çivi duyurmaktadır. Yasemin Çivi bu resıtalde, Bach «Envansyon No 8 Fa major, No. 14 Sı bemot majör»; Chopin «Fantezi Impromptu», Valse No. 6. No. 7 No. 14. «Polonez No 3 La major» Mozart «Sonat No. 14 Do mınör» M. de Falla cAteş Dansı» ve Mendelsohn «Rondo Capriccioso» eserlerinı çalmıstır. Yasemin Çıvı 1950'de tstanbul da doğmuştur ve hâlen Fatıh Kız Lısesı 10. sınıf oğrencısıdır. Piyanist, öğrenımını tamamladık tan sonra, geleceğını muzik ala nında kurmağa kararlıdır. Journal de Ganeve» gazetesinde eleştirici JC.P.: «Aylâ Er duran etkileyici ses'lerden bir buket taşıyor. Cümle knrmakta ki bilgisi ve dsima ateşli bir müzik duygusu sayesinde, keman çalısını sonsuzluğa götürme yi başanyor. Piyanist Rogert Anbert'in çalış tarzı ise daha ziyade ölçülü, teknigi yumuşak. Iık ve duruluk içinde saglam. Böylece Brahms'ın neoklâsik mi, yoksa romantik mi? olduğıı hakkında düşünenlere, bn resitalde her iki artist, her iki tarnn birleşmis çüzel bir örnegini vererek özel bir gece yasattılar..» dıyor. «La Suisse» gazetesinde G.D. A. ımzasıyla çıkan elestiride: «Viyolonist Aylâ Erduran doğru bir istidat, içten müzisyenIik ve çalgısına mükemmel hâkimivetiyle eerek dinleyicinin, gerekse elestiricilerin dikkatini çekmekte çecikmedi. Çalıs tarzı hem güçlü, hem de gerekirse yumuşak; sonorite'leri nüanslı, hayâl güeü geniş ve vornmu ateş li..'. Roger "Anbert'de de çalısına uygun bir es buldu» denmek tedır. ALTAN POYRAZ Budapeşte Lokantası = klnci Dünya harbinden sonra, hiç bir zaman önemini kaybetI meyen Berlin havaalanına oldukça heyecanlı iniyor insan. " Uçaklar apartmanların üzerinden adetâ teğet olarak inlşe geçfyorlar. Berlin'de o gün, cumhuriyet meydanmda 150.000 kişi toplanmış Batı Almanya Başvekilinin 1 Mayıs nutkunu dinliyordu. Toplantı yerüıde televizyon kameralan çalışıyor, konuşmalar bütun Avrupa'ya naklen yayuılanıyordu... Batı Berlin, hâlâ harp kokan ve savaş yıllannın hikâyeleri ile dolu bir belde. Bütün çabalara rağmen, bombardımanlarm artıklarına rastlanıyor. Utanç duvarı boyunca iki dünyayı ayırmak aile fertlerini birleştirmemek gibi nedenler yüzünden kurt köpekleri şeref turlan atıyor. Bu beldede, sınırın iki tarafuıda halkın en sadık dostu dürbünler. İşinden çıkan eline dürbünü alıp aradaki mesafeyi kısaltmaya çalısıyor... Tarihî bir başkentte, günlük yaşantıda konuşmalara konu, utanç duvannın kaldınlması oluyor. İki radyo ve televizyon programı, daimi savas içinde, doğu ve batı yayın birlikleri durmadan yarış ediyorlar. Batı Almanyada bu açıdan en yoğun radyo ve televizyon alanında calışma, Batı Berlin'de oluyor... Bir öğleden sonra Doğu Berlin'e geçmek için hazırlıklan tamamladık. Rehberimiz Madam Garlipp bize, Bolivyalı bir şoför buldu. Zira Almanların geçmesine müsaade edilmiyordu. Arkadaşım Mete Yüksclen ve ben. yabancı olduğumuz halde biraz heyecanlı idik. Bolivyalı şoförün yüzündeki ifade beni etkiliyordu, adam sanki ikimizi doğu Berline kaçınr gibi bir hava yaratıyordu. Utanç duvarının bir kapısından gerekli resmî işlemler doğulu polisler tarafından tamamlandıktan sonra, kendimizi Hitlerin yakıldığı tepe adı verilen, yeşilliğin önünde bulduk. Sabahleyin Cumhuriyet meydanında Başvekili dinlerken, biraz olsun Hitlerin ses tonunu ve el hareketlerini hatırlamaya çahşmış tık. Berlinin bütün tarihi eserleri doğu kesiminde kalmış. sokaklarda oldukça az otomobil var. Caddelerde turlar atarak, ünlu Budapeşte lokantasma geldik. Tatil günü olduğundan halkı yakından izlemek fırsatını bulmustuk. Temiz giyinmiş genç çiftler önlerine konan beyaz sarap şişelerini kırışarak tatlı tatlı sevi şiyorlardı. tster istemez bazen gözlerimiz takılıyor ve onlan ra hatsız ediyorduk. Ren vâdisinin beyaz şaraplarmdan kâfi derccede içtiğimiz için. Budapeşte lokantasında rus votkası yudunı lamaya başladık... Bir günde iki dünyada yaşamak fırsatını eldı etmiştik, iki kesünde de konuşan. dolaşan insanlar vardı, ortad: bir gerçek var, o da bazı gönüllerin, kan ilişkilerinin arasın» utanç duvarı kesin çizgilerle girmiş. Masamızda bizle birlikte oturan Bolivyalı şoför, saksı gibi duruyordu, adam belki binlncı defadır İki kesim arasında gidip geliyormus. tki bölgeyi de ayduılatan günes, batmaya baslarken, biz de Batı Berlin'in yolunu tuttok. Geeeleyln gittiğüniz lokantada oldukça çalıştık, masalara konan özel telefonlarla dilimizin döndüğü kadar gevezelik ertik. rehberimiz Madam Garlipp İse bizlerl gülerek izllyordu... İNGİLİZCE BİLEN DAKTİLOGRAF ALINAGAK En az lise mezunu olmak kaydı ile on parmakla daktilo yazan ve çok iyi İngilizce bilen bir Daktilograf müsabaka ile alınacaktır. Ücret ehliyet derecesine gore verilecektir. İsteklilerin 10/6, 1967 tarıhme kadar Genel Müdürlüğümüze dilekçe ile muracaatları rica olunur. D.B. DENİZ NAKLİYATl T.A.Ş. CENEL İMÜDÜRLÜĞÜ (Basın 16566 6117) Bu uzun seyahata gınsmek içın muhakkak kı bır ınsanın bır nebze delı olması gerekmek tedir, kı bunu kendisı de ıtıraf etmektedır. Meşhur Umıt Burnunu yelkenli ile aşmaya yelte nen her kımsenın delı olduğunu itiraf eden Sir Francis, bu badıreyi atlatışıru, köpuğü kaçmış bir şişe şampanya içerek kutladı. Uçakta bulunan bir televizyon fotoğrafçısı, Chichester ve «Gypsy Moth IV» yelkenlisinin, seneler boyunca bırçok guzel tekneye mazar olan Ümit Burnunu aşış anını tespit etti, ve bunu televızyonda seyreden tngılız seyircileri olayı akıllar dur duracak derecede dehşet vencı buldular. Muthiş bir fırtına eserken Gypsy Moth IV Guney Afrıka burnunu asıyor ve bir Ingılız harp gemisinden olayı seyreden lere ufacık tekne dev dalgalara gorkolmuş hissi veriyordu. Chıchester bu anı şöyle anlat maktadır: Hava şartları fena olduğu zamanlar, kamaraya düşmemek için daima tutunmak zorunda kalıyordum. Iştahım olma dığı gibi, çahşmak ve uyumaya takatım kalmıyor, ve devamlı sadmeler ve sallantılara goğus gerebilmek için adalelerım daha fazla geriliyor ve fiziki kondjsyonum her an daha kötüye gıdi yordu. O andaki tek emelim, hayatta kalıp seyahatı tamamlamak olmuştu. Fakat 22 Mart Pazartesi günü Greenwhich ayan ile saat 14.10' da, Chichester bir ömür boyunca beslediği emeli tahakkuk ettirip burnu dönüyordu. Kükreyen dalgalar Feza Gelinliği tr SATIŞ Ereğli Konya İLÂNI SÜMERBANK Ereğli Pamuklu Sanayii Müessesesi Müdürlüğünden: 1 Müessesemiz ambarlarında mevcut : 40460 metre sipariş artığı REST mamullerle 1 C H 5 3 O O metre Hatalı mamuller, 2 43000 Kgr. muhtelif pamuk telefleri, 8500 » muhtelif üstüpüler, 11000 » muhtelif ebatta parça bezler, Ue Hurdalar ve Boş Kaplar 5/Haziran/1967 cazartesi günü saat 10 dan itibaren Müessesemizde AÇIK PAZARLIK suretile satışa aıvedileceklerdir 3 Bu satışlarla ilgili şartnameler Müessesemizde adresleri bulunan firmalara ve Sümerbank Ankara, Konya, Adana. Kayseri, Niğde, Samsun, Gazıantep, Uşak, İskenderun, İZMİR, Manisa, Balıkesır Aydm Mağazalariyle İstanbulBahçekapı'ds Süroerbank Alım ve Satım Müessesesine gönderilmistir. 4 Ilgililer. satışı yapılacak mallann açık pazarlığına iştirak edebilmek üzere listelerde kayıtlı geçici iştirak teminatlariyle belirli gün ve saatte Ereğli'de Müessesemizde hazır bulunacaklardır. 5 Müessesemiz; Artırma, Eksiltme, İhale Kanununa tâbi olmadığından satışı yapıp yapmamakta veya dilodiğine yapmakta veya malları partilers bölerek satmakta muhtardır. (Basın 16575/6109) Sir Francis Seyahatın ilk yarısı tamamlanırken Chichester Avustralyanın Sydney limanına vasıl oluyordu. Şuuru her zamanki gibi yerinde olmasına rağmen fiziki bakımdan oldukça yorgun düsmüştü. Iç kaynakları o derece zengindi ki, kısa zamanda sıhha tini tamamen kazanıp, kendı kendisine tahmil ettiği ödevin ikinci yansını tamamlamaya hazır duruma gelmişti. Chichester Pazar günü yelkenleri açaeaktı. Cuma gecesi vatağına yattığı zaman telefon çaldı. îngiltere Kraliçesi Majeste fkinci Elizabeth'in kendisine şo valyelik payesini tevcih ettığını haber aldı. İ L Â N 1. ANKARA'NIN her semtınde Sosyal hizmetlere yakın, kelorıferlı 95120 metrekarelik daırelerı (23 yatak odası, 1 salon. mutfak, banyo v. s ) olan (ışletme ve bakım kolaylığı ile devamlı sıcak suyu bulunan betonarme karkas bınalar tercıh edılır) Proıe ve kesıflerı mevcut 1620 daırelık ı=kân raporu alınmıs hemen ıskân edılebilecek durumda apartıman satın ahnacaktır. 2 Satış fıatı ile vukarıda yazılı nıteliklerden başka özellıklen de belırtılmek suretı ile teklıf mektuplarının 1 Hazıran 1967 günü aksamına kadar M S. B tnşaat ve Emlâk tskân Baskanlığına gönderılmesı gerekır 3. Baskanlığın yapacağı tetkıklere göre, uygun bulunanlar 2490 sayılı kanuna göre satın alınacaktır. Başkanlık satın almayı yapıp yapmamakta serbesttır Bu ilân taahhudu kapsamaz. (Baaın 16245 A. 5599/6107) Edremil AsP Saf. A!. Kom. Bşk. lığından: Tugay birlikleri ihtiyacı için almacak olan 36000 kilo beyaz peynir 12 Haziran 1967 pazartesı günü saat 16 da kapab zsri usulii ile ihale edilecektir. Muhammen bedeli 288000. lira olup geçici teminatı 15270. liradır. Evsaf ve şartnamesi İstanbul ve Ankara Levaziro Âmırlikleri ile Komisyonda görülebilir İsteklilerin teklif me,)ctuplarını ihale saatinden bir saat evveline kadar Kcmisyona vermeleri ilân olunur. (595 Sayüıdrr). (Bann 15945 '6106) Pazarlık Suretiyle Gayrimenkul Kiralanması ilânı YEDÎKULE S. P. ERMENÎ HASTAHANESl YÖNETIM KURULUNDAN Beyoğlu İstiklâl Caddesi 3638 No. lu yeni inşa edilen bina 9 katı mağaza olarak tamamı kirahktır. Yukarıda yazılı gayrünenkul 6 Haziran 1967 tarihine rastlayan sab güniı saat 18.00 de Karaköy, Perşembe Pazan, Çeşme sokak 10 No. lu ROMAN Hanın 1 inci katında 12 No. lu idarehanede açık artırma suretiyle kiralanacaktır. Şartnamesi, her gün saat 14.00 17.00 arası aynı yerde görülebilir. Hastanemiz 2490 sayıb kanuna tâbi olmadığından Yönetim Kurulu ihale yapmakta veya yapmamakta serbesttir. Reklâmcılık: 1864 '6103 Tek başına Bu son seyahatında, Sir Fra. cis'ı gazeteler, bıra fabrıkalar kumaş imalâtçıları ve sana\ıcı ler himaye etmiştır. Niçin olrm sın? Gayesini başarabilmek için Chiche«ter'in bir yolunu bulmaK. gerekiyor vc en normli yolu
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear