28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHtFE tKl 28 Mart 1967 CUMHURÎYET ••••••••••••••••••••••• VERGİ MAHKEMELERİ bütçe tassnsı gerekçesinin «çetnnıım ve refonn çalışmalan» başlıfını taşryan IV. bölümünde, «Tasan haline gelmis çeşitli konular» da yer almaktadır. Vergi mahkemeleri 'ianun tasansı ds bunlardandır. Bütçe gerekçesinin 159. sayfasında «vergi mahkemeleri kanun tasarısı üzerinde çalışm^lar yapılmakta olup, bu tasan da son şeklini aldıktan sonra T.B.M.M. ne sunulacaktır» denilmektedir. Bu yazının kaleme alındıği giine kadar, sözü geçen tasarının Meclise verildiğine dair bir habere rastlanmamıştır. Böyle olmalda beraber, bugünlerde Meclise sunulması beklenebilir. Vergi mahkemeleri tasarısının son şeklini görmüş deçiliz. Bu itibatla, doğrudan doğruya tasan üzerinde durmayıp, meselenin esası, yani vergi kazasınm mahiyet ve ehemmiyeti ile, çeşitli sistemleri ve Türkiyede malî kazamn ıslah liizum ve imkânlan hakkmda bazı mütalâalar ileri süreceğiz. za usulü bunların en iyisi değildir. Dar mânada bir kanun hukuku olan vergi hukukunu, geniş ölçüde içtihada ve idare edenlerin karar ve insiyatifine dayanan idare hukuku içinde mütalâa etmeye imkftn yoktur. Aynı şekflde, vergi hukuku çerçevesinde meydana gelen ihtUâflann da, idari kaza mercileri tarafından isabetli bir şeküde halledUebilecegi dfişünülemes. karşılıklı ve mahznrlanbu kısa yer B unasistemlerinyan içinde faydaayınnaya imkân yoktur. Ancak şu kadannı kaydedelim ki, idarî ka ilâç kompradorları Fuhşun psikolojik nedenleri I Halis ÖZGÜ na aktarılamaz. Bu eğüimin bir losml bu insanlarm içdunyalarında yerleşir kalır. tşte kendi kendini yok etaıek amacını güden ve mazoşizma adıyla tanınan olumsuz güç bu sekilde meydana gelir. Bu eğilün kaluıüsı yerlejüği bilinçaltında sürekli olarak faaliyette bulunur. *••• • •>• • ••• Prof. M. Orhan DiKMEN S «••• «••• • ••• Isloh yolu u halde Türkiyede vergi kazasuun ıslahı, ib^ ? tiyaca cevap vermiyen bagflnkü idari sistemden, adlî veya ayn kaza sistemlerinden birine geçmek şeklinde ele abnabilir. Vergi mahkemeleri kanun tasansında üçüncü, yani ayn kaza sisteminin tercih edildiği anlaşılmaktadır. Buna göre, Almanyadakl gîbi, birinci kademede vergi mahkemeleri, ikinci kademede de vergi divanı yer alacaktır. Ancak reformun tam olması için, vergi kazasının idari kazadan kesin bir şeküde aynlması ve vergi divanı karariann» karşı Damştaya gitme yolıınun mutlak bir şekilde kapatılması lâzundır. Aksi halde, reformla gfidfilen maksat hasıl olamıyacaktır. Diğer taraftan, vergi mahkemeleri Üe vergi divanımn tam mânasiyle müstakil hale getirilmesi şarttır. Halen Türkiyede vergi kazasının ilk iki kademesin: teşkil eden vergi itiraz komisyonlan üe Vergiler Temyiz Komisyonunun gerçek mânada müstakil olduklan söylenemez. Maliye Bakanlığı, bu iki kademede hem taraf, hem hâkim dunımundadv.. Vakıa, Maliye Bakanlığı itiraz ve temyiı komisyonlanna direktif vennek şeklinde bir müdahaleden dikkatle kaçmmaktadır. Komisyonlar, vergi mevzuatı çerçevesinde, kendi hukuk anlayışlarına göre karar vermekte serbest bırakılmaktadır. Ancak ,tâyin, terfî, nakil, emekliye sevk gibi bakımlardan Maliye Bakanlığına bağlı elemanlardan kurulu olan bu heyetlerin tam mânasiyle tarafsız kaza mercileri olarak sayılmalan kolay değildir. «>>ı »••I • •aı ••• • ••ı • ••• i kaıasının önemi emen kaydedelim kl, bir bfitün olarak vergilemenin adaleti, sadece dar mânada vergi sisteminin âdil olması ile sağlanamaz. Sistemdeki * • daletin, tatbikattaki adaletle tamamlanması şarttır. Doğru, yani isabetli ve âdü bir sekilde tatbik edilmiyen bir vergi sistemi, kendi bünyesi içinde ne kadar âdil olursa olsun. menfi netice verecektir. Daha başka bir ifade ile, vergilemede adalet, vergi sistemi kadar tatbikatın da âdü olmasiyle saglanabilir. Geniş m&nada tatbikat ise. başlıca ikl safha arzeder. Bunlardan birincisl, idarî safhadır; yani vergi idaresinin vergilemeyi anlayışı ve tatbik edişi safhasıdır. tkincisi ise, idare ile mükellef ara'sındaki anlaşmazlıklan halletmekle görevli olan ve bu bakimdan da vergi kanunlarının tatbik seklini tâyin eden vergi kazası safhasıdır. Bu iki safha birbirini tamamlamaktadır ve kaca! tatbikat idarî tatbikattaki aksaklıkları düzeltmenin başlıca yollanndan biridir. Bu bakımdan da, vergi kazasının ıslahı, vergileme adaletinin sağlanmasında vazgeçiunez bir şart teşkil eder. Şunu da ilâve etmek gerektir ki, yüksek seviyede bir vergi kazası ve bunun vergi idaresi üzeTindeki kontrol edici ve düıeltici tesiri, neticede miikellef tutum ve davramşlan üzerinde de kendisini müsoet olarak gösterir. Başka bir deyişle, mükellef ahlâkı bakımından müspet, yani düzeltici ve geliştirici tesirler icra eder. •••• •••• •••• •••* •••% •••• •••• •••• • >•• :::: •••• *••• •••• •••• •••• : : : : : : : : Sonuc enilebilir ki, bugünkü idari sistem, bünyesi baKimından işin mahiyetine uygun olmadığı gibi, işlemesi itibariyle de tatmin edici değildir. Vergi mahkemeleri ve vergi divanı şeklinde iki unsur ve kademeden kurulu ayn kaza usuliine geçmek yerindedir. Ancak, bu sistemin başanb olması için gerekli bazı şartlar vardır. Bir kere, vergi kazasına paralel olarak vergl İdaresi de ıslah edilmelidir. Bu arada dflzeltme ve uzlaşma müesseselerl daha geniş bir şeküde yeniden düzenlenmeli ve tam mânasiyle, yani esas maksatlanna uyacak şekilde tatbik olunmahdır. Bu suretle, yükü geniş ölçüde hafifliyecek olan vergi kazası da, Maliye Bakanlığı bünyesinden aunarak tamamen müstakil hale getirilmclidir. GfTçekten, vergi kazasının istenilen seviyeye çıkabilmesi için, bu sahada çalışacak elemanlarm fevtolâdfl.titizlikle seçilmesi, esaslı bir yetiştirme safhasından peçirilmesi, raevki ve fonksiyonlannın Wygtın böf maaşta değerlendirîlmesi, ve tâyin, terfi, nakil, emekliye sevk gibi muameleler bakınundan da hâkim teminatı ile teçhiz edilmeleri zaruridir. ksi halde, yani bu asgarî şartlan bünyeslnde topbyamıyacak bir refonn denemesi eksik ve aksak kalmaya mahkfljndur. D •••• Çeşitli sistemier ergi kazası mubtelif şekillerde teşkflâtlandırüabilir. Teferruat bir tarafa bırakılacak olursa, bu husnsta basuca üç sistem olduğu söylenebilir. • BİRİNCt StSTEM, daha çok Anglosakson memleketlerinde rastlanan adlî kaza usulüdür. Bu ülkelerde kontinental hukuk çevresine dahil Ulkelerde rastlanan şekilde bir idare hukuku ve idarl kaza yoktur Her çeşit ihtılâflar, esas itibarlyle, ad11 mahkemelerde gorülür. •İKİNCİ SİSTEM, birincisinin tam anddı olan i>ddari kaza usulüdür. Lojlk olmaktan çok tarihl bir gelişmenin mahsulıi olan bu sisteme lâtin sistfcmi ">«le denilebilir. Başlıca mlssli Fransadır. TttfBy$Bto de bu sistem câridir. • ÜÇtNCU SİSTEM ise, esas itibariyle Almanyada tatbik edilen ayn kaza usulüdür. Bu sistemde İki kademe vardır. Birincide vergi mahkemeleri, ikinclde ise bunların kararlannı temyiz yolu ile inceliyen Vergl Divanı vardır. •»•• A :::: IMiunnıııımıtııntHMnmiMMMUıaııiMHiıııHıMm '•••••••ama«««*a«p«••••••••••••••••••••••«••••«••••••••••«•«••« >•••••••••••«•••••••••••••«••••••«•••«•««•••••••••«••••••••••«• «•«•«•••••«••»a ••>•••••>••••••••••>•••••••>•••••••>•••••••••BaBBa>BK ten, fena tanmmaktan, hakir görülmekten korkar. Şu veya bu neden yüzünden suç işliyen, hırsızlık on zamanlarda basınutuzda fuyapan, fuhus. yolunu seçen kadın huşla ilgüi fazla yanlar çıkda böyledir. mağa başladı. Bu yazüarda fuinada olduğu gibi fuhuşta da, huşun sonuçlan, ozellikle, frengi aşağjlık kompleksinin bir eseri hastahgı üzerinde duruünaktadır. olan eğemenhk arzusu önemli Fuhuşun önlenmesi çareleri araştıbir yer tutmaktadır. rılmaktadu:. Bu gibi hallerde kadın çevresine tnsanlık tarihini jncelediğimiı zaegemen olmak ister. Ozellikle, sosman sırf sosyal ve ekonomik fakyal durumlan elverişli olmıyanlartörlere bağlı, daha doğrusu, bu fak dan bazılan, içdünyalannda yer atörlerin tabii bir sonucu gibi düşülan aşağılık kompleksinden kurtunülen fuhuşu önlemek içio çeşitli labilmek için büınçsiz olarak çeçarelere başvurulduğunu, yalnız şitli faaliyetlere gırişirler. bu çarelerin çoğunun beklenen soazoşıst denen insanlar başkalaBir çok fahişeler, ozellikle, yanuçlan sağlamadıklannı gdrürüz, rından az ve ya çok hoşlaıabı rım fahişeler kendilerine bağlanan lırler. Buna karsılık kendile erkeklere karşı tam bir merhametİlk çağlarda, ozellikle eski Yunanistan'da ve Roma'da ftıhuş bir rinden soğurlar, nefret ederler. Vü sızlik gösterirler. Onlara her turlü meslek halini taşıyordu. Yalnız gü cutça ve ruhça ıstırap çekmekten ıstırap verecek şekilde hareket ezel kadmlar bu işi yapabiliyordu. zevk duyarlar. Kendilerine eziyet derler. Onlan tnasraflara boğarlar. Orta çağda ise fuhuş bir suç sayı ederler. Kendilenni yumruklatırlar, Israfa, iflâsa sürüklerler. Felâketlıyordu. Fuhuş yapan kadınlara dövdürürler. Çımdıkleurler, ısır lere, uçuruma doğru iterler. Onlakarşı sert tedbirler alınıyordu. Fu tırlar. Vücutlarrnda yaralar açü rı yerlerinden etmek. sosyal durumhuş yapan kadınlar herkes tara rarak, olüme yoi açabilecek daha larından yoksun bırakmak için uğfmdan tanınmalan için. değisik ve ağır hareketlere başvururlar. Bazı raşırlar. Borçlandırırlar. Kumara pis kıyafetlerle dolaşmağa zorla kadınların, kendilerini dövdürmek, teşvik ederler. Bazıları daha da ilenıyordu. Şarlman bu konuda daha bir yere bağlatmak için çantalann ri giderler. Kendilerini se*ven erda ileri gidiyordu. Fuhuş yapan ka da urganlar taşıdıkları, bazı erkek keklere suç, cinayet işletirler. dınlann kırbaçla ve sopa ile dövül lerin de kadınların idrarlarını içOnlan böyle bir yol seçmeğe zormelerini emrediyordu. Daha sonra tikleri görülmüştür. layan şey çoğu zaman taşıdıkları ları 14 üncü Lui 1684 ve 1687 yıllaBazı mazoşıstler de daha ziyade n arasmda fuhuş yapan kadınlara mânevi ıstıraplar ararlar. Kendıie güçleri anlamak, olçmek isteğıdir. karşı amansız bir mücadele açıyor rine hakaret ettirirler. Bılinçsız bir Bu kadınlar egemenlik, etkinlik du. Asker kışlalannın civarında ya şekilde kendilerini küçültecek, a imkânlannı anlamak içın kendilekalanan fahişelerin burunlarımn, şağılatacak, bayağılaştıracak, alçal rine bağlı olan erkekleri en acı âkulaklannın kesileceğini ilân edi tacak şekilde hareket ederler. Sırf kıbetlere sürüklemekten geri kalyordu. Yalnız bir süre sonra 14 hırpalanmak ısteğiyle başkal; ını mazlar. Yukanda da kısaca belirtmeğe çaüncü Lui beklenen sonuçlan ver saldırgan yapmağa çalışırlar. Fena, miyen bu tedbirlerden vazgeçti. ağır sözler iîitmekten gLzli bir haz li|tığımız gibi, her insan kendisıni önemli, değerli, etkin görmek isduyarlar. Olumlu veya olumsuz bütün inter. Bu istek insanın kendisini öBu davranış, hayat şeklinin mey nemsiz, değersız bulduğu ölçüde san davramşlan nedenleri olan sodana gelmesinde Ödip kompleksi nuçlardır. Nedenler ortadan kalartar. Kuvvetlenir. Fuhus yapan dınlmadıkça sonuçlara son verile ile UgUi kabahatlilik, günahkârlık, kadınlardan bazılannda, yaptıklan suçluluk duygusu geniş ölçüde rol mez. Aynı şeyi, tarih boyunca bir işin yarattığı tepkiler yüzünden, asuç sayılan fuhuî için de söyleye oynamaktadır. şağdık kompleksi aşm derecede geBilindiği gibi, kabahatlilik, gü lişır. Bu kadınlar egemen olmak biliriz. nahkârlık. duygusunun etkilerini arzusunu fazla duyariar. Egemenduyan insanlar her şeyden önce ce lıklerinin nedenini taşıdıklarına zalanmak isterler. Ancak cezalan inandıklan değerlerinde ararlar. Edıkları zaman bu duygunun bunal gemenliklerine inanabildikleri ölnsan gerçekliğini ve insanla ü tıcı baskılarından uzak kalabilirler. çüde aşağıhk kompleksinin etkilegıli problemleri değışik bir şe Günahlarını çeklikleri cezalaria 6 rinden uzak kalabilirler. kılde ayduüatan psikanalistlerv dedıkierine inanırlar. Mazoşistlerin göre fuhuşun meydana gelmesinde, vücutca ve ruhça ıstırap çekmekbazı kadınlann bu hazin âkıbete ten hoşlanmalarının nedeni budur. sürüklenmelerinde psikolojik ne Bu çeşit ıstıraplan kendilerine dadenler genis ölçüde rol oynamak ha ağır gelen kabahatlilik, günahkârlık ıstıraplanna tercih etaıeietadırlar. "Kadınlar vardır. Maroşist olurlar. ridir, Hırpalanmak isterler. Freud'e naosyal ve ekonomik sefalet de zaran insan dünyaya bir saldırganburada geniş ölçüde etki yaplık eğilimiyle beraber gelir. Bu ilmaktadır. Bilindiği gibi, insan, kel saldırganlık eğilimi başlangıçta bütün yajlarında ve çağlarmda dadiğer bütün faaliyet şeküleri. özelima iyi yaşamak arzusımu duyar. likle, hayatî faaliyet sekilleri ile Duyar; çünkü, yaşamak arzusu ile bir arada bulunur. Ölüm içgüdüsü adi da verilen. bu^«^ği,^!!!! finsel ıçazı kadınların ruhus yolunu seç dünyaya gelir. Bütün varhğını, hagüdü tarafmdan frenlenir. Bunuo melerinin diğ«r «n önemlt ne yat şekillerini bu arzuya göre dtfL U olarak, diüftl içgüdüsü kenC aerferindea * bfri~ de >a?agılık ğe.rlendirir. Elverişsi»hayat koşuN lan (şartlan) ozellikle, elverişsiz disine başka hedefler arar. Bireyin kompleksidir. varhğmı aşar. Kendisine başka koAşağılık duygusunun gelişmesin ekonomik ve sosyal koşullaT> karnular bulmağa çalışır. Bazı kimse den meydana gelen asağılık komp şısmda varhğmı tehlike içinde bulur. Yokluğun yalunhğmı duyar. ler bu eğüimi yüceltmek imkânını leksinin insan hayatı üzerindeki bulurlar. Bu eğilimi sosyal istekle zararlı, yıkıcı etkileri bugün artık Varlığmı savunmak, devam ettirre göre değerlendirirler. Yapıcı ve herkes tarafından kabul edilmek mek için çeşitli çarelere başvurur. *••••*•••••••••••••••••••••••*••••••••••••••••••••••••••••• •••••• Güçlü bir yaradıhşa sahip ve oyaratıcı bir güç haline getirirler. tedir. lumlu yaşayış tecrübelerini yapmış Aşağılık kompleksinin sarsıcı, bu olan insan varlık kaynaklarmdan Bazı kimselerde ise saldırganlık eğüimi böyle bir yön alamaz. Ya naltıcı etkilerini duyan kadınlar, yararlanarak olumsuz hayat koşulratıcı bir güç halinde varlığm dışı bundan kurtulabilmek, uzak kala larıyla savaşma yolunu tutar. Kabilmek için her çareye başvururlar. derini değiştirmeğe çalışır. BilinçKendilerini beğendirebibnek, baş altmdaki güçlü varlık hayaline gökaları tarafmdan beğenilebilen var re daha mutlu bir gelecek anlayışılıklar halinde tanımak ve tanıtnaak na ulaşır. Sıkmtılı bugünün geçiiçin vücutlarını satılığa çıkarmak ciliğine inanır. îdrak etmekte oltan bile çekinmezler. Bu gibi hal duğu «sefaleti kendisi Jçin övünmelerde, birbirleriyle çelişen duygu nin süt anası» yapmak imkânuu lar duyarlar. Bir yandan başkalan bulur. APDEKİ YEMDOJLEB tarafmdan istenilen bir vücuda sahip olduklan için sevinirler. GüTÜRK SUBAYLABI NİÇİN Buna karşılık, bazı yaradılıj yezelliklerine, çekiciliklerine inanır tersizliğiyle dnnyaya gelen veya VİETNAM'A GÖNDERİLİYOB lar. Erkekler tarafmdan istendikle hayatmm ilk anlanndan itibaren rini düjünürler. Bu istenmenin ne gereken olumlu hayat tecrübeleriAynca Mahmut Makal'm Doğu röportajı Hikâye yazarları denini taşıdıklan değerde. gürel ni yapamıyan insan içinde yaşadıarasında büyük anket Çetin Altan, Fakir Baykurt, Ferruh likte bulurlar. Öte yandan ise, i ğı elverişsiz koşullarm ebedilikleDoğan, Mekin Gönenç, Mehmed Kemal, Yaşar Kemal, Mıstık, çinde yaşadıkları topluluğun istek rine inanır. Bugünden daha iyi bir lerine aykırı hareket ettiklerini, yarını düşünemez veya düşünmekFethi Naci, Doğan Ozgüden, Erol Toy ve Mim Uykusuz'un topluluğun düzenini bozduklannı, te zorlukla karşılaşır. kanunlannı çiğnedıklerini ve sert Kimi genç kızlann ve kadınlann tepkilerle karşılaşacaklannı düşü düşmelerinde bu psikolojik neden13. SAYISI ÇIKTI nürler. Başkalan tarafmdan hakir ler önemli bir rol oynamaktadırgörüleceklerinden korkarlar. Kısa lar. Cumhuriyet 3153 cası, yaptıklan işin fena olduğunu YARIN : bilirler. Z Mazosîzmanın sonuçlan M Başlıca nedenler İ Sosyal ve ekonomik sefaletin rolü Aşağılık kompleksi ve fuhuş S B îlâe dâvası birkaç zamandan beri her yerde konuşulduğn için vaktiyle yazmış olduğumuz bazı bilgileri tekrarlamakta fayda görüyoruat. Çünkü memlekette yoğon bir yabancı sermaye propagandası vardır. Yabancı ilâçlan yerlilerden pahalıya satıldığı için, ya yabancı ilâcm olağanüstü bir marifeti \armış havası yaratılır, y» da yabancı knmpanyalar beşeriyetin iyiligl için büyük ve masraflı ilmî araştırmalar yaptıklan, bunon için ilâçlannı pahalı satmaya hak kazandıkları iddia edilir. Bu iki iddia da temelsizdir, boştur. Yabancı ilâçlann yerlilerden marifetli olduğu iddiası geçmişteki acı hâtıralara dayanmaktadır. Türkiyeâe ozellikle İkinci Dünya Savaşında büyük mahrumiyet yılları geçirüdi. Yerli lâvoratuvarlar pek kötü şartlar içinde çalıştılar, kimi zaman k3İitesiz ilâçlan piyasaya sürmek zorunda kaldılar. Bazı açıkgöz fırsatçılar da bu ortamdan yararlandılar. Yalnız ilâç konusunda mı oldu bu? Piyasaya sürülen kumaş ottan, kahve arpadandı. Bin yıllık ekmeğimiz bile tanınmaz hale gelmiş, yenilecek nesne olmaktan çıkmıştı, çayı üzümle içiyorduk. Bu devrin ilâçlan halk üstünde kötü hâtıralar bırakmıştır; ne var ki, İkinci Dünya Savaşı biteli yirmi yılı geçti. Ottan kumas imal edenler şimdi dış piyasaya kumas ihraç ediyorlar. Bugün piyasada Ingiliz kumaşı aramak akıl kârı değildir, ve artık buz dolabı reklâmlarında «yerli» olmak bir övgü vesilesi gibi ilân ediliyor. Millî ilâç üretimi yabaneı kumpanyalara Türkiye pazannı kapatacak bir gelisme içindedir. Bütün telâş ve kıyamet de bnndan kopmafcta, kapitülâsyon kültürünün kalıntıları üstünde yerli ilâçlann yetersizliği ifade edilmek istenmektedir. Bu konuda bazı basit bilgileri bütün vatandaslanmızın ezberlemesinde fayda vardır. tlâç sanayii iki bölümde ele ahnmalıdır : 1 Kimyevî madde sanayii.. ki, bn kimyevî maddeler ilâç imalinde kullanılır. Varılması gereken temel hedef budur. Yoksa kimyevî maddeleri ithal edip ilâç yapmak eskiden eczahanelerin arkasındaki küçük lâboratuvarlarda da becerilen bir iş idi. Bir millet ilâç imalinde esas kimyevî maddelerin sanayiini kurmalıdır ki, bu alanda sözü olsun.. 2 İlâç imalâtı.. ki, kimyevî maddelerin çeşitli bileşimlerinden meydana gelmektedir. Halkımız şu gerçeŞi iyice bilmelidir : Yabancı diye aldıklan ilâçlar Türkiyede basit lâboratnvarlarda yerli işçi ve nzmanlar eliyle yabancı kumpanyalar adına yapılarak piyasaya sürülmektedir. Bunlann yerli ilâçlardan tek farkı kazanılan kârların önemli bir kısmının îsviçreye, Amerikaya, Almanyaya götürülmesidir. Bu bakımdan yerli ilâç kötiidür, yabancı ilâç iyidir gibisinden bir tartışma yersiz ve temelsizdir. Türkiyede büyük şöhret yapraış, ve babadan kalma ilkel propaganda ile gönüllere yerlesmiş nice yabancı ilâç vardır ki, ileri ülkelerin çoğunda geçerli değildir. Yabancı büyük kumpanyalann : Biz insanlığın iyilifci için büyük ilmî araştırmalar ve büyük harcamalar yapıyoruz; ilâçlarımız bunun için pahahdır.. gibîsinden tumturaklı lâfları da içi geçmiş bir kültürün ve modası eskimis bir insanlık anlayışının iddiasıdır. Bugün yeryüzünde kökleşmekte olan fikir sudur : İnsanlık bîr bütündflr. Bir milletin bnlnsu bütün İnsanlık icindir; o buluşu kullanmsk istiyenlerden ilmî araştırmalar gerekçesiyle haraç almak müstemleke devrinden kalma bir geleneği yürütmek demektir. Nitekim bu görüsü benimseyen nice milletin başmda ttalya vardır. Macaristan, Yugoslavya, Rusys, Bulgaristan, Çekoslovakya gibi ülkeler de : Biz bir ilâç buldnk na, bulusnmuzu bütün dünya knllansın; ama Amerika, tnçiltere gibi ülkelerdeki yeni bnluşlan da on para ödemeden biz kullanırız, demektedirler. Hal böyle iken Türkiyenin çöbegi yaglı ve ensesi kalın yabancı kumpanyalara bir de bulus hakkı öderaesi, ve yoksul Anadolu köylüsünün Isviçrenin ve Amerikanın kapitatizmi bizmetine koşması en azından akılsızlık olur. Bu akılsızlığı 1960'tan önce yapmakta ve yabancı kumpanyalara akıl almaz haraç ödemekte idik. Milli Birlik Komitesi devrinde Senatör Sami Küçük eliyle bu iş büyük ölçüde düzeltilmiştir. İlâç konusunda yabancı kuropanyaların buluş ve usullerine baraç Sdemek diye bir sey Türkiye kanunlanna göre yoktur. Ne var ki, bazı kompradorlanmız nrtlarını yabancı büyük kumpanyalara dayıyarak tatlı kârlara dogrn kosmayı ve bu kârları memleket dışına çıkarmayı kannnlann boslugundan faydalanarak meslek edinmişlerdir. Bu arada kendi yaratıcı güclerine dayanarak memleket İçinde ilâç ve kimyevî madde sanayii knrmak istiyen millî firmalara da savas açmışlardır. Biz, vatandaşı basta döseginde yabancilarla ortaklaşa sSmüren bn ilâç kompradOTİarının kimler olduklannı pek i>i biliyoruz. Yalnız ilâç konnsnnda deçil, memleketin nice millî dâvasında yabaııcılsrls tam bir libirlikçilik içinde bulunan ve vatanı sarmif ahta• potun milleti semürmesinde bizmetkirhk eden bn kisiler, medeni • görünüsiü tipierdir. Am» hepsinin de pek yakında maskeleri düşürülecek ve gerçek yüzleriyle halkın önüne çıkanlacaklardır. BANKALARI1S SAVAŞI ÖLÜM KALIM Himbiis İnsan, sosyal hayatta ne olursa olsun, yaşadığı sürece başkalan tarafmdan sayılmak, beğenilmek, övülmek, iyi tanınmak arzusunu duyar. Başkalan tarafından yerilmek Genç kızların düşmelerinde rol oynıyan ban nedenler 100.000 ton KROM CEVHERİ NAKLETTIRILECEKTİR 1 100.000 tonluk cevher nakli işi Etibank Şark Krorulan Üşetmesi Müessesesinin muhtelif ocaklaruıdan yapılacaktır. 2 İhaleye ait şartname Ankara'da Etibank Genel Müdürlüğünden, İstanbnl'da Etibank Alnn Satan Şubesinden ve Maden Öçesine bağh Alacakaya'daki Müessese Müdürlüğünden mesal dahilinde temin edilebilir. 3 İhale 10 Nisan 1967 pazartesi günü saat 15.00 te Ankara'da Etibank Genel Müdürlüğünde yapüacakttr. Isteklilerin şartnamede belirtilen belgelerle birlikte ihaleye katobnalan duyurulur. KONKORDATO KOMİSERLİĞİNDEN: ANKABA Dc J No: 1967/79 I İcra ve İflâs Kanununun 285 inci maddesi gereğince Ankara'da, Posta caddesi Modern Çarşı No: 70 de Ofalya Kundura Mağazası sahibi Osman Uslu vekilî Avukat Fikret Kandemir larafından vâki konkordato talebi Ankara 4 üncü İcra Hâkimliğinin 27'2/1967 gün ve 1967/79 esas 967/106 karar saydı ilâmiyle kabul edilerek bilirkişiler tarafmdan tesbit olunan durum muvacehesinde kanunî şartlar mevcut görülerek iki ay mehil verilnüştin. Borçlunun mevcudu borçlarmm yüzde eo nispetinde karşılamakta olup, adı geçende alacağı ve borçlan bulunanların iş bu ilânın gazetede yayını tarihinden itibaren 20 gün içerisinde evrakı müsbiteleriyle birlikte konkordato komiseri Ankara İcra fetkik Mercii Başkâtibi Ömer Tümer'e müracaatla kendilermi kayıt ettirmeleri, hilâfuıa hareket edenlerin Konkordato Müzakeresine kabul edilmiyecekleri, İcra ve İflâs Kanununun» M: 292. Topbnmt.ya tekaddüm eden on gün içerisinde vesikaları tetkik edebileoekleri, toplantı gününün ise 17/4/1967 pazartesi günü saat 12.30 da Ankara İcra Hâkimliği Mercii Kaleminde yapılacağı hususu ilân ve tebliğ olunur. Konkordato Komiseri Ankara icra Tetkik Mercii Başkâtibi Ömer Türaer (Basm 12787 A. 2138/3156) KÜÇÜK SAHNE MÜGAP OFLUOGLÜ TİYATROSU Î1LIN İKİNCİ OTUNTJNU STJNTYOR DiPLOMATiK BAGAJ FARS 3 PERDE YAZAN: John Chapman ÇEVİREN : Orhan Azizoğla Pazartesi hariç, her gece 2L15 Ç«r«amba, Cumartcai, Pazar 17.00 Matine. İki haftabk biletler •atümaktadır. Radar Reklfizn: 244/3163 ETİBANK GENEL MÜDÜRLÜGÜ (Basın 12734 A. 2286/3152) ptfe^^Ss .Tel. 22 78 72 T e i g . MAMUSUCUK! İlâncıUk: 9438/3158, Türkiye Radyo Teleyiıyon Kurumu Genel Müdürlüğünden 1 Kurumumuzun Mersin ve Diyarbalar Radyolan ihtiyacı için VHF radyo Unk teçhizatı, şartnamesine göre kapalı zarfla teklif alma suretiyle satm alınacaktır. 2 Teklifler, en geç 8 Mayıs 1967 günü saat 14.00 e kadar, TH.T. Kurumu Genell Müdürlügü Genel Evrak Müdürlüğü Mithatpaşa caddesi No. 37 ANKARA adresine, makbuz mukabilinde teslim edilmlş veya iadeli taahhütlü olarak posta Ue gönderiünlş olacaktır. 3 Şartnameler, bedelsiz olarak mümessillik belgesinln il> razı şartiyle, Genel Müdürllik Malzeme Şubesinden temin edüebüir. 4 Kurumumuz 2490 sayül kanuna t&bi olmadığmdan, Ihaleyl yapıp yapmamakta kısmen veya diledığine yapmakta aerbesttir. Kırıkhan Yatılı Bölge Okıılıı Müdürlüğünden CİNSİ Mftrtan Tahmlni Tahmlni Fiatı Tutan Lr. Kr. Sn. Lr. Kr. Sn. Muvakkat Teminatı • . 7.5 / Ekmek 77.238 Kg. Kemiksiz koyun eti 2.000 » Kemiksiz dana eti 1.716 » 1.15. 12.00. 7.00. 88^23.70. 24.000.00.12.012.00. 661.75 Tl. 1800X10 TL ">00.90 TL Gerileme Giderici Tav Fırını Salın Alınaeak Genel Müdürlüğümüzle, tstanbul Büromuzdan TL. 15, bedelle alınaeak şartnamelere göre hazırlanacak tekliflerin 25 Nisan 1967 günü saat 17.30 a kadar Genel Müdürlüğümüzde bulundurulması ilân olunur. TÜKKtYE ŞEKER FABRÎKALARI A^. (Baam 12670 A. 2239/3148) 1 Yukanda cinsi, miktan, tahmini tutan, fiatı ve muvakkat teminatı gösterilen yiyecek maddeleri 14 nisan 1967 cuma günü saat 15.00 de kapalı zarf usulü üe ihaleye çıkanlmıştır. 2 îhale Kınkhan Yatılı Bölge Okulunda yapılacaktır. 3 Isteklilerin 2490 sayılı kanun gereğince lüzumlu belgelerini îhale saatinden bir saat önce makbuz karşdığı Komisyon Başkanlığma vermeleri. 4 Şartnameler hergün çalışma saatlerinde Kırıkhan Yatılı Bölge Okulu Müdürlüğü ile Hatay Milli Eğitim Müdürlüğünde görülebilir. 5 Postada vâki gecikmeler kabul edilmez. (Basın 12694/3151) (Basıa 12428 A. 2002/3147)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear