26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet BASIN AHLAK *ASASTNA UYMAY1 TAAHHÜT EDEB * * * Sahibl: NAZİME NADİ 0 • • Sorumlu Basan Vazı ve Genel YayiD Müdürü: ECVET GÜREStN t«lert Mtidürü: KAYHAN CTJMHUKİVKT SAĞLAMEB v MATBAACHJK ?ayan: GazetecUik T. A. S Cagaloftlu Halkevl sokak No. 3941 GÜNEY tLLERt: Kücüksaat Meydanı Edirne Hanı Adana Telefon: 4550 * \RA Atatürk Bulvarı Tener Ap. Yenisehir Telefon: 12 09 20 12 09 66 12 95 44 17 57 35 • İZMİR: Cazi Bulvarı No. 18 Tel: 31230 BÜROLAR ABO N E Senelik 6 ayhk 3 aylık ve Türklye 7500 40.00 224)0 İ LÂN Haricl 198.00 99.00 4950 BaslıK (Maktu) 2 3 4 9 ind «anifelerde (santünl) C I ocl nhlfelfr Nişan. Nikah. Evlenme. Oogum (Mafctu) Ölüm Mevlit. Teşekküı ve kayıp arama S cm Kayıp (Kelimesl) 200 LJra 4U 3İ ' 75 90 > 1 • SAY1S1 25 KURÜŞ Göreceksiniz (Bastarafı 1. nci Sayfada) hükumet ve Demokrat Partı, Anayasanm verdiği temel hak ve özgürlüklere dokunmak istemiyordu. Sadece bu hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılmasını önlemek için mevzuattaki boşluklar dolduruluyordu. Maksat «demokrasinin güvenliği ve iyi işlemesi» idi. Menderes, «bundan sadece biz mi istifade edeceğiz?» diye soruyor ve yaratUacak şartlardan gelecek iktidarların da faydalanacağını; basının hücumlarından «sağlam» şekilde korunmuş hükumetlerde iş görmenin cazibesini hatırlatıyordu. Şu sözler de Menderesindi : «Mnhterem arkadaşlar, ben bu kannnu getirmekle iktidanmızın bundan bir fayda ummakta olmadığını, yapılan acı tenkidlerin ve hücnmlann kannnla hiçbir alikası bulunmadığını belirtmek ve bunun medenî mevzuatımız arasmda kıymetli bir vesika olarak kalacağını ispat etmek istedim.» Bu «kıymetH vesika» nın «medenî mevzuatımız» içindeki rolünü daha o zamandan görenler ve göstermek istiyenler az değildi. Fakat Menderes, basını kıskıvrak yakalamak için getirilen tedbirlerin pek yakın bir zamanda memlekete kazandıracağı manzarayı çizmeğe çalışanlara karşı çıkıyor ve şöyle diyordu : Telâşları nedir? Snya düsmüş gibi neden birbirlerine sanlıvorlar? Göreceksiniz hiçbir şey değişmiyecektir. Yine hfleumlar, yalan haberler, şereflere, havsiyetlere tecavüzİer.. BÖLÜKBAŞI O halde bu zahmet neden, bu telâş neden Adnan bey? I A B I N GEREKÇE AÇIK : SESStZ VE DİKENSİZ DEMOKRASİ Bir Uyarı [Başmakaleden devam] ayrıca açık açık belirtmiştir. Bugün memleketi yöneten sorumlu hükümet ekipinin iki kavram arasındaki farkı sezemez olduğuna biz inanmıyoruz. Onlar da vatandaşın Hanya ile Konyayı ayırd edecek bir düzeye vardığına artık lutfen inansınlar. Yoksa ileride pişmanlık krizleri İçinde dizlerini dövmekten kurtulamıyacaklardır. NADİR NADİ Hâdiseler arasmda FELEK (Baştarafr 3. sahifede) nelik gazeteci olarak kendisine pek az emekli maaşı dfiştüğünden şikâyet ederdi. Bu şikâveti tekrar ede ede günlerini bitirdi. Vâlâ'nın çok eserler] vardır. Bu eserlertyle, sağlığında memleket irfanma vaptığı hizmeti idame edecektir. Arkasından söyliyecek çok İyi sözler bulunabilen Vâlâ'nın öiümii son senelerin klâsik ve fyi tahsilli. ansikloppdik malâmatı geniş. Türkçesi fasih ve üslubu güzel bir gazeteciyi zaten fakir olan meslek kadrosundan kopardı. Vâlâ'nın karakteristik hikâyelerini burada tekrarlıyarak ruhonu şâd edelim: Seyahatlerimlz sırasında. bilhassa Almanyada yetnek seçerken Hstede adını bilmedifi bir yemeği ayınr.. sonra la: tstad! Bundan yeraeyin! Berbat bir şey! derdi. Bu hal bir kaç defa tekerrur edince sordum: Vâlâ Beyefendi, neden böyle bilmedifiniz yemekleri seçiyorsunuz? Tatları tuzlan maJum yemeklerden seçsenize! deyince: Monşer, onlann tadını biliyorum. Bakaiım bu meçhul şeylerin tadı nasıldır? diye bnnlan ııeçiyorum... Maalesef berbat şeyler çıkıyor, demişti. 1934 tarihindeki meshur Almanya seyahatine 23 gazeteci ile birlikte gitmiştik. Bonn şebrinde verüen bir suvarede kendisiyle beraber büfe sofralarını geziyorken çiğ ananası gördük. Monşer! Şundan Istıyelim! Bakalım nasıl şey? diye sokuldu. büfenln başında duran genç Alman kızına Fransızca olarak: Şu ananastan yiyebillr miylz?.. diye «ordu.. Şüphesiz! diyen kız bize blrer dilim keserken Vâlâ: Ama biz bunun yemesini bilmeyiz. Bizlm memleketimizde çıkmıyor, deyince kız gülerek: Ben size hazırlarun! dedi ve ananası temizliyerek bize verdiydi. Deruı kültür, ve selim zevk sahibi, zeki bir Türk münevveri idi. Öliimünü .akitsiz sayablüriz. Çünkü 66 yaş bupünkü medenî âlemin ortalama yasmm 6 sene altındadır. Vâlâ. okuyucusu çok, üslubu tatU, tilozof bir gazeteci idi. Meslek hayatı gençlere nümune olmahdır. Şimdi Cennette Cemal Nadir ye Ercfimend Ekrem merhumlarla buluşur, sSyleşirler ve oranın da mizahını canlandırırlar. Hak rabmet eyleye. B. FELKK (Baştarafı 1. nci Sahifede) ORTAÇ'IN HATAT HİKÂYESt : 71 yaşmda hayata gözlerini kapıyan Yusuf Ziya Ortaç, Türk basın ve edebiyat dünyasında en çok eser veren sirnâlardan biridir. 1896 yılında îstanbul'da doğan Y. Z Or Yusuf Ziya Ortaç taç, Mühendis Süleyman Sami Bey'in oğludur. Vefa Lisesi ile Alyans Izrailit'de okuyan Ortaç, Edebiyat Fakültesi öğretim üyelik imtihanını vermiş ve bu arada Galatasaray ile Izmit lıselerinde de edebiyat öğretmenliği yapmıştır. Mütareke yıllarında, «Şair» adlı bir edebiyat dergisi çıkaran Y. Z. Ortaç, daha sonra O. S. Orhon' la birlikte «Akbaba» mizah dergisini kurmuş ve 1950 54 yılları arasında Ordu Milletvekilliği yapmıştır. Edebiyat tarihine «5 hececiler» den biri olarak geçen Ortaç, hece veznini en güzel kullanan bir şaır olarak da ünlüdür. Portreler, Kürkçü Dükkânı, Akından Akına, Sarı Çizmeli, Göç, Beşik, Nikâhta Kerâmet, Bir Servi Gölgesi yazdığı eserlerden birkaçıdır. Son olarak «Bizim Yokuş. adlı eseri yayınlanmıştır. Cumhuriyet merhuma Allahtan rahmet, ailesine ve basına başsaülığı diler. VÂNt'Nl'N CENAZESt KALDIRILDI Vefatını teessürle haber verdiğimiz tanınmış yazar ve fikir adamı Vâlâ Nurettin (VâNu)nun cenazesi dün öğle namazını mütaakıp Fatih Camiinden kaldınlarak Edirnekapıdaki ebedi istirahatgâhına defnedilmiştir. Yerli ılâç şirketleri (Baştarafı 1 ineı sahifede) Yönetim Kurulu Sözcüsü Dr. Vasıf Topçu. 8 nvlli ilâc firmasmın bir araya gelerek Türkiyenin ilk ham madde ımâl edecek fabrikasını kurmak üzere teşebbüse geçtiklerini belirterek, konuşmasına şöyle devam etmiştir: «Bu fabrika, memleketimize yılda 500 bin dolarhk döviz tasarrufu sağlıyacak ve yabancı firmaların kârı, azalacaktır. Tam bu sırada yabancı firmalar, iştirâk halinde bnlnndukları firmaları da saflanna alarak, kamu oyunn yanlış yöne sevkedecek kampanyaya girişmişlerdir.» Dr. Vasıf Topçu, daha sonra, doktorların hastalarına mensup oldukları firmanın ilâcmı verdik leri şeklindeki iddiaları «Iftira» diye nitelemiş, «Bir hekim, önce kendisini mesle|ine adamıştır. Aynca, hisse senedi karşılığı olarak yılda alacagı 23 bin lira için, geçimini sağladığı hastasına iyi gelmiyecek ilâcı verip, adını kötüye çıkarmak istemez» demiştir. Dr. Topçu, konuşmasına devamla, son 8 yıl içinde 8 ilâç firmasının, yabancılann rekabetine dayanamıyarak tasfiye edildiğini belirtmiş şirkete yapılan hücumlara da karşıhk vererek, özet'e şunları sövl°miştir: Slrketimtzln 15W ortağından 12(M)'ü doktordur. Tıp camiasmın ortak edildigt değil, bizzat tıp camlası mensuplannın kurduğu bir şirkettir. Anonim bir şhltet'»l»emız. yabancı sermayeye karşı koyabilmemize ve bu tip iddiaların ortaya çıknıasına yol açraaktadır.» ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Dışişleri Bakanı Ihsan Sabri Çağlayangil'in Yugoslavyayı ziyareti üzerine hazırlanan TürkYugoslav ortak bildirisi dün yayınlanmıştır. Bildiriye göre, yapılan görüşmeler sırasında Türkiye ile Yugoslavya arasmda vize mecburiyetinin kaldırılmasına karar verilmiştir. Ayrıca, karşıhklı konsolosluklar açılması konusunun incelenmesi kararlaştırılmıştır. Bildiride Türkiye ile Yugoslavya arasındaki ticaret ilişkilerine değinilerek şöyle denilmektedir • «Taraflar, ticarî mübadelelerin daha da artmasının ve karşılıklı faydalar sağlayan bir eko noriıik işbirliği yapılmasınııı her iki nıemleketin menfaatine hadim olacağı hususundaki inançlannı paylaşmışlardır. Bu gaye ile karşıhklı eksperler teatisi öngörülmüştür.» Kıbrıs konusunda ise bildiride söyle denilmektedir: «tki Bakan Kıbrıs konusunda görüs teatisinde hulunarak müteakiben noktai nazarlarını izah eylemişler ve bölgenin barışına atfettikleri önemi tebarüz ettirmişlerdir.» TürkYugoslav ortak bildirisi yayınlandı Tursil açık olarak satılmaz! Çağlayangil döndü Dün aksam Belgrat'tan dönen Dışişleri Bakanı Çağlayangil, Yeşilköy'de verdiği demeçte. TürkYugoslav ortak bildirisine temasla, «tki iilke arasındaki münasebetlerde. Kıbrıs. tek şart değilse bile, bir engel de teşkil etmemesi gerektigini kabul etmek lâzımdır» demiştir. Bakan ve yanındakiler, 20.30'da uçakla Ankara'ya gitmişlerdir. Oloyların ordındoki gerçek Tursil sadece ve sadece 125 ve 250 gramlık iki ambalâj içinde satılır. Tursil'inizi çok iyi tanıdığınız kapalı kutuları ile alınız. Dünyada bugün (Bastnrafı 3 fincü sahifede) şahsen, Sol Federasyon Komünist yakınlaşmasını, Pransada İngiliz İşçi Partisi modeli bir sadık muhalefetin kurulması yönünde atümış bir adım olarak değerlendirenlere katüıyoruz. Bülün bunlar geleceğe muzal tahmin ve düşüncelerdir. Elektro nik beyinlerden yararlanılarak yapılan bilimsel hesaplar, De Gaulle cülerin bugün Milli Meclisteki 481 sandalyeden 270 390 ını kazandıklannı ortaya koyuyor. Sol Federasyon 98 • 114, Komünistler, 45 • 58, Merkez Demokratlar ise 24 • 32 sandalye ile De Ganlle'cüIeri izliyeceklerdir. Kayban SAĞLAMER Svetlana (Bastarafı 1 tnet saytada) Bayan Svetlana Alliluyeva'nın hiç bir vakit siyasî faaliyetlerde bulunmadığı gözönüne alınarak, istediği izin kendisine verilmiştir.» Svetlana dün sabah özel bir uçakla Romadan Cenevreye gelmiş ve tsviçre polisi kendisini hava alarundan alarak derhal uzaklastırmıştır. Svetlana'nın ilk evlüiğinden olan 22 yaşındaki tıp öğTencisi oğlu Josef Morozov, dün Moskova'da gazetecüere, «Annemin iltica ettiğine inananuyorum, hâlâ geri döneceğine dair içimde bir inanç var» demiştir. Kremlin'in karşısında son derece lüfes bir apartmanda 16 yaşındaki kız kardeşi Yakaterina ile kalan Josef, annesinin; 20 Aralıkta ölen kocası Singh'in küllerini götürmek üzere Hindlstan'a gittiğini, geçen Çarşamba da Moskova'ya döneceğine dair telgraf aldıklannı söylemiştir. Josef, annesinin dışanya yaptığı Uk seyahat olduğunu k,endisinin çok çabuk heyecanlandıgını, son günlerde ise, bir gün yapmaya karar verdiği şeyden, ertesi gün vazgeçtiğini ileri sürmüştür. SVETLANA'NIN OĞLU KONUŞTU (Baştarafı 1 Incl faytada) 1360 kristal vazo getirdigi ortaya çıkmıştır. Bu nasıl oluyor? lıah edelim; ,., Otel, motel sahibi Turizm Bakanlıgına müracaat edip tahsisi alır. Kendisi ithulâtçı olmadığı için tahsisi bir rautemede verir. Verirken mutemed tabiî büyük bir meb«İLTAŞ» KONGREStNDE lâğ karşılığında otel sahiYıllık kongresini yapan tLTAŞ binden «Gelen mallar benim İlâç Şirketinin Yönetim Kurulu işime yaramıvor» scklinde taBaşkanı Dündar Özbay da, şirrihsiz bir mektup alır. Mal fümrüğe geldikten sonra muketlerine ortak olan doktorlar kotemed bunlan çeker ve tahnusundaki iddiaları yalanlamış, sis sahibi vaz geçtiği için de yabancı sermayeli ilâç firmalarını artık piyasaya satma hakkını suçlamıştır. kullanmağa başlar. Mekaniz; ma görüldüğü gibi basittir. Denilebilir ki bu tabsis'in piyasaya satıldı^ı anlaşılırsa (Baştarafı 1 inci sayfada) cezası yok mudur? Ashnda Genç kadın hastahaneye, oksijen yoktur. Millî Korunma Kanuçadarlı bir cankurtaran arabasiyle nu kalktıgı için tahsisi kötüye getirümiş, ameliyat edilmiştir. kullanana bir süre mal çetirİki ay erken doğan dünyanın ilk mekten men cezası verilir. O 8'leri, derhal enkübatörlere yerleşda uygulanmaz olnr hiter. tirilmişse de, ölümden kurtanlaIkinci yol olan yabancı sermamışlardır. maye ile eşya itbalinde tle ta«Foreye benz»y<Wardı» lep sahibi yabancı sennaye komitesine bagvurar. Şn mikHastane bülteninde, çocukların tarda nakdi ve ayni sennaye 530'şer gram geldikleri ve 15.2 sangetireceğini taahhfit eder. Kotimetre boyunda oldukları bildimite kabnl ettikten sonra bu rilmişse de bir hemşire, doğduklakarar kararname haline getirı vakit 8'lerin küçük farelere benrilir. Kurulacak sirket yine zediğlni söylemiştir. mutemed vasıtasiyie ayni serKadının 8 çocuk birden doğurmayeyi dışardan ithal eder. duğu haberi bir anda etrafa yaYabancı sermayenin meselâ % yılmış ve hastanenin önü büyük milvon dolan aynî oiacaksa, bir meraklı kalabalığı, gazeteciler mutemed bu kadar dolara teve foto muhabirleriyle dolmuştur. kabül ettiği sösterilen malı Başhekim, bebeklerin tenefgümrüğe getirir. Ashnda çefüs etmekte güçlük çektiklerini. öşitler faturalannda pek ncuz zel borularla doğrudan doğruya gösterilir ki, memlekete daha ciğerlerine oksijen verildiğini ve fazla mal sokulsun, kazanç daha fazla artsın. Yine meselâ ayrıca, burunlarma sokulan tüpson gelen nartide bir düzine ler vasıtasiyle ciğerlerindeki zararlı yemek tabagının fiatı 60 cents. mayilerin çekildiğini söylemiştir. aşafı yukarı 53 liradır. Ölen 8lerin, erken dogmuş olmak.la birlikte normal göründükleri Mutemed yoluyla ithalâtta gümrükten sonra ayni mekaancak hiç saçlan olmadığı bildiril j nizma işler, yani mal çeküir, miştir. satüır ve getiren adam sadece Anne, doğumu ön/ey/ci aracüıkla milyonları vurur. Nitekim araması yapılan 50 haplar almıştı vagonluk eşya içinde 250 bin Anne, çocuklarının ölümüne ükahve fincanı, 2,5 milyon tazülmüş .aylığı 2800 lira olan baba , bağın bulunduğu görülmüşgazetecilere şunları söylemiştir: tfir ve bu fincanlarla tabakÜcüz bekliyorduk, fakat böyle lar bir otelin 150 yılhk ihtiyabir sey aklımıza gelmemişti. Ecını karşılamaktadır. şim Jıalen 3 yaşmda olan ilk ço••• cuğumuzun doğumunda çok giiçlük çekmiş b.ir yıl süreyle doğumu önleyici haplar almıştı. Fakat 8 ay kadar evvel haplan kesmişti.» Eğe, 8'ler (Baştarafı 1 inci sahifede) den ticarî hayatın buhran içinde bulunduğu bildirilmekte ve «Genel Başkanı destekliyerek 18. Kurultay kararları içinde şevkle çalısmaya azimliyiz» denilmektedir. 8' ler «Belgeler» adlı broşürü dağıtmağa başladı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 81er diye adlandırılan CHP Parti Meclisi üyeleri, kendi imzalanyla hazırladıklan «CHP' deki tartışmalann içyüzü. Belgeler» adlı broşürü teşkilâta dağıtmaya başladıklarını dün acık lamışlardır. Broşürde, özetle şöyle denilmektedir: «Bu muhtıra, mesnetsiz iddialara karşı gerçeği ortaya koymak ihtiyacından dogtnuştur. CHP'yi bölmek veya kendi emellerine âlet etmek amacını güden aşın sol tahrikçileriııin devam eden tezvirleri ve bunlarla yarısa girmiş görünen bir bahtsız kalem tarafından ayni tezvirlerin Ulus sütunlarına kadar sıçratılması karşısında, (CII P'deki tartışmanın içyüzü belgeler) başlıklı bu muhtıranın dağıtılmasını zorunlu gördük.» 8'LER. YENt PARTt KURMAK NİYETİNDE OLMADIKLARINI SÖYLÜYOR CHP Parti lvleclisi üyelerinden ve 8'lerden Orhan öztrak ile Emin Paksüt, dün bir demeç yayınlayarak, «Aşın sol tahrikçilerinin ve sosyalizm heveslilerinin CHP'yi bölmek çabalarının yeni bir safhaya girdiğini» öne sUrmüş ve 8'lerin, yeni bir parti kurmak niyetinde olmadıklarını, bir yayın organı aramadıklannı da bildirmişlerdir. «ÇARE: KURULTAYI TOPLAMAKTIR» ANKARA, (aA.) Adana C.H. P. milletvekili Kasım Gülek, parti içi çekişmelerin CHP. yi yıpratmakta olduğunu söylemiş ve «Bu Uzücü duruma çare bulmanın yolu, derhal kurultayı olağan üstfi toplamaktır» demiştir. Manajans: 526/2573 Dünyanın ilk sek z eri Demirel: "Neymiş 1959, 58? Biz, tehditten korkmayız,, dedi (BaşUrafı 1. nci Sahitede) Adını etmeden.. VEFAT DarendeM tzzet Mehmet Paşa ahfadından Arapzade Amir Molla torunu merhum Hakkı ve merhume Nakiye hanımın kızları, merhum Jandarma Albayı Kemal Acann eşi, Saime Darendelinin kıymetli ablası, GUzüı Önenemre, Nesrin Yaltkaya, MUbin Acar ve Behin Acann anneleri, Sırrı Önenemre, Arif Yaltkaya, Ayhan Acar ve Gürsel Acarın kayınvaldeleri, Kemal ve Kenanın çok sevdikleri babaanneleri, Salihatı Nisvandan Acele iş Yeri Aranıyor Cumhuriyet 2591 İşyeri olarak kullanılacak 7 ilâ 11 odalı büro aranmaktadır. Zafer Meydanı ile Meclis arasında ve cadde üzerinde olması tercih edilir. Müracaat: Tel: 17 41 80 Milliyet Bürosu. ELEMAN ARANIYOR Ilâncıhk: 9242/2577 Askerlik hizmetini bitirmiş Renç elemanlar aranmaktadır. İngilizce ve muhasebe bilenler tercih edilir. Müracaatların P.K. 759 Galata adresine gönderilmesi. ZAFER ACAR Hammefendi 11/3/1967 tarihinde vefat etmiştir. Cenazesi Pazar günü öğle namazını müteakip Kartal Camiinden katâırılarak Kartal Aile Kabristanına defnedilecektir. Mevlâ Rahmet eylesin. AILESt A L T 1 N CııırhnTİyet Re«at !'amit AzU Napoljon 24 ftyaz külçe 100.30 166.50 121.00 107.00 104.00 14.83 100.40 167.00 122.00 108.00 105.00 14.85 MAKINE YUKSEK MUKENDISLERI ALINAGAKTIR 30 yaşını geçmemiş, askerliğini yapmış isteklilerin hâl tercümeleriıü ihtiva eden bir mektııpla (İSTANBUL PETROL RAFİNERİSİ A.Ş. PJC. 43 İZMİT) adresine müracaatlan rica olunur. İngilizce bilenler tercih clunacaktır. Uâncılık: 9259/258U Demirel, adından söz etmemekle beraber, «Temel Hak ve Hürriyetler Kanunu Tasansı» üzerinde çeşitli çevrelerde yapılmakta olan tartışmaları kastetmiş ve özetle şunları söylemiştir : «Türkiyeyi, büyük milletimizin seçtiği, büyük milletimizin güvendiği insanlar idare edecektir. AP bunun dışında bir düzen tanımaz. AP, kendilerini aklıevvel meyamna koyan birtaklm kimselerin, millet üzerinde bir vesayet hakkına, bir niyabet hakkına sahip olmasına hiçbir zaman taraftar olmamıştır. Ve bu gibi münakaşalar bitinceye kadar da olmıyacaktır. Esas kavga işte burada başlıyor. Büyük Türk milleti kendi mukadderatını kendi mi tâyin etsin, yoksa kendilerini milletin üstünde gören birtakım kimseler, bir zümre iktidar mı yapsın? Yani Türk milleti vatandaşlarından ibaret bir millet mi olsun, yoksa kendi içinden çıkan birtakım insanlann tebaası olan bir müstemleke mi olsun? Kavga buradadır. ANAYASA ve AP Türkiyede bir Anayasa vardır. 1961 Anayasası. AP bu Anayasaya düşman gösterilmiştir, başlangıçta. Oysa AP, Anayasaya düşman olmak iradesine sahip değildir. Sonra AP'ye oy veren vatandaşların Anayasaya (Hayır) dedikleri tema'sına dönülmüştür. Ve bugün AP, (Anayasayı yaptık, evet dedik) iddiasını taşıyanlara karşı Anayasayı müdafaa etmek görevini üstüne almıştır. 1961 Anayasasının Türkiyeye birtakım yeni cereyanlar getirdigi iddiaları vardır. 1961 Anayasası komünizme, sosyalizme, bütün izmlere, sosyalizm maskesi altındaki komünizme kapalıdır. Biz bunu iddia ediyoruz. Ama hiç kimse 1961 Anayasasının sosyalizm maskesi altında komünizme açık olduğunu stiyliyebilmek cesaretini gösteremiyor ve bize hücum ediyorlar. Deyiniz ki sosyalizm maskesi altında komünizme açıktır? Her şey açıkca cereyan etsin. Bunu kimse diyemez. CiinVÜ hövlp ^»gildir.. KANTJN YAPMA Demirel, bundan sonra, Meclisin kuruluş ve kanun yapma yetkilertnin AnayasadaM tariflerini anlatmış ve şöyle devam etmiştir: «Kanun yapma yetkisi kime aittir Türkiyede, bellidir. Ama gelgelelim kendilerini Türk milletinin vâsisi, hâmlsi olmaktan kur taramamış bir zihniyet hn kanun yapma yetkisini kendisinde farzeder. Bu tümden bir çıkmazdır. Şimdi bir çok kimse. benim bu konuşmamdan sonra bir yaylım atışına başlıyacaklar Canırn bun lan münakaşa eden ml var? Peki her gün yaptığmız nelir? Şu kanun, filânca kanun, Parlâmentodan geçerse, Anayasa Mahkemesı karşısına çıkar. Oradan da geçerse milletin direnme gücü kar şısına çıkar. Bu Kanun devlettne inanmamaktır. Yani Ulâ ki, slzin kafanızda olan bir şeyin olmasını istiyorsunuz, sonra milleti arkanızda görüyorsunuz. Bir defa dönün bakın bakalım arkamza, millet var mı? Bu Kadar hayalperest olmaya lüzum yok. Millet namına direnme gücünü nereden bu luyorsunuz, neye karşı dlreniyorsunuz? Meşru bir Meclisin yaptığı meşru bir kanuna mı? Ve meşru bir nizamın tçerisinde bulunan insanlann halkın iradesine ve temayullerine dayanarak getirdiği prensiplere mi? Neye? Anayasa düzeninin bir parçasına, Anayasa Mahkemesine karşı mı?» ZAMLAR Demirel, bu arada, bütçe açığının ve yeni zamlann gerekçelerini de kendi açısından bir kere daha anlatrnış ve milletin hakem ligi konusuna değinerek şunlan söylemiştir: «Kanun devletinde demokratik hukuk devletine İlk mesele halkın her şeyin hakem) olduğuna inanmakür. Milletin reylerine göre teessüs edecek Meclis, bu Meclise dayanan bir hükümet ve o Meclisin yapacağı kanunlara göre idare eduen bir memleket. tşte nizam bu. Rkirler söyleneeektir, ama ükirler bir öfkenin mahsulü tehditler olmıyacaktır Gülünç oluyor, gtilünç. Fikir söylüyoruz diye hıncın, öfkenin, kinin, garazın, iğbirarın ber gün döküldüğünü görüyoruz. Pikirden kimse kaçmaz. Hele biz hiç kaçmayız fikirden. Ama gelin fikir söyleyin. Bırakın ^hditteri. Yok efendim şu nokUrya gelmişiz, bu noktaya gelmişiz, neyi söylemek istiyorsunuz? Ne söylenmek isteniyor? Bir millet her gün tehdit a'.tında tutulamaz. Bir takım tedaileri her gün vatandaşın zihninde yaptırmaya hakkımız yoktur. BU hUkUk ntsamın» da Slğmaz. Çünkü hukuk nizamında suçu tâyin edecek, oezayı tâyin edecek makamlar /ardır. Hukuk nizamında hükümetlerin cezasmı partilerin cezasını büyük hakem olan millet verir. Milletten başka hiç kimse partileri ve hükümetleri cezalandırmak gücüne sahip değildir. Neymiş, 1959, 58, 56 noktasına gelmişiz, onlan unutun da başka şeyler araym. Biz bu tehditlerden korkacak insanlar degiliz. Türkiyede hiç kimse İstediği nisbette hür depdir. Herkes bütün vatandaşların karar verdiği nisbette hürdür. Mutlak hürriyet hiç bir yerde yoktur. Biz 1961 A nayasasının dibaçesınde de yazılı olduğu gibi, Cumhuriyetin bekçiliğini millete emanet edildiğine inanıyoruz. Yoksa Atatürkçülük istisman ile Cumhuriyet bekçiligi yapmak gibi gülünç bir durumla karşılaşınz. 10 kişl bir araya gelip dernek kurmakla Cumhuriyet bekçiligi oîmaz.» Başbakan Süleyman Demirel, konuşmasını bitirirken, aktil politikanın da ancak partiler İçinde yapüabileceğtnl, camide. okulda, kışlada politikanın adının bile geç miyeceğini belirtmiş, «Her vatandaş memleket meselelerini tartışabilir ancak politika yapmak par tilere ait bir tneseledir» demiştir. tıracak parti veya iktidar, o andan itibaren Anayasa dışına düşmüş olacaktır» demiştir. Türklş Yetkilileri ise, özetle şunlan söylemişlerdir: «Meclise sunnlacak tasan, Türkfş tarafından titizlikle incelenecek ve Anayasanın tanıdıgı hürriyetleri az da olsa kısıtlama yoluna gidildiği görülürse, bütün gücümüzle karşı kovacağız^» Ec^vit (Baştarafı '.. nci Sahifede) «Türkiyede 434 bin tütun müstahsili vardır. 1963 yılında bu üreticilerden her biri ancak yılda 91 bin lira gelir sağlamışlardır. 120 ihracatçı ise yılda 1^ milyon lira gelir elde etmiştir. Bu 120 ihracatçınm kullandığı paranın 7 d? biri ana sennayesidir. 7 de 6 sma tekabfli eden 600 milyon lira ise Merkez Bankası kredilerinden temin edilmektedir. Bu kredi kooperatifiere verildiği takdirde halk aracılardan kurtulacak ve sömürme düzenl sona erecektir.» Ecevıt, «AP iktidarının insanlığa aykın kanunlardan önce, insan haysiyetine yaraşır kanunlar çıkarması lâzım geldiğini» söylemiş, «Temel hak ve hürriyetlerin korunmasiyle ilgili kanun tasansını çıkartmamak için, bütün gücümüzle çalışacağız» demiştir. (Baştarafı 1 inci sayfada) «(Temel Hak ve Hürriyetleri Kornma) adı altında, düsünce ve ifade hürriyetlerini kısıtlayıcı nltelikte tedbirleri ihtiva eden kanun tasarılannın haıırlanmakta olduğu yolundaki haberleri üzüntü ve kaygı ile izlemekteyiz. tnsanın düşündüklerini söz ve yazı ile ifade etme hürriyeti, Türk milletinin benimsediği demokratik hukuk düzeninin vazçeçilmez bir unsurudur. Toplum sorunlannın serbestçe ve korkusuzca tartışılamadığı bir düzen, demokratik olmaktan ve Anayasa çerçevesi içinde bnlunmaktan uıaktır. Böyle bir düzende memleketin sosyal, ekonomik ve kültürel sorunlarına eğilmek, toplum için en yararlı ve en doğru çözüm yollarını bulmak imkânsızlasır ve bunun arkasından, her zaman görfildüğü gibi, şiddet ve baskı rejimleri gelir. Temel Hak ve Hürriyetlerâen olan düsünce ve ifade hürriyetlerinin Türk milletine mal olmuş Anayasa karşısında, hiçbir siyasî iktidar tarafından ortadan kaldırılmasına imkân olmadığı, bu konuda çıkanlacak kanunlann yürürlükte kalamayacağı ve uygulanamayacağı inancındayız. TOrkiyenin çağdaş uygarlık seviyesine yükselmesi için gerekli sosyal, ekonomik ve kültürel soranlara çözüm yolu bulmak yerine bu sorunlar üzerinde düşünmeyi ve düşünenlerin fikirlerini söz ve yazı ile ifade etmelerini kısıtlayan her tedbirin toplumun zaranna oldntnnu milletimize duyurmayı, Türk üniversitelerine düsen bir görev saymaktayızj. «TÜRK IŞ» VE «DİSK.İN GÖRÜŞLERI Türkİş ve DİSK, Temel Hak ve Hürriyetleri Koruma Kanunu Tasansı hakkında, dün görüşlerini açıklamıştır. DÎSK Genel Başkanı Kemal Türkler, «Bu tasarıyı kanunlaş Bunun arkasından • ffrenda'ıifn kaatili mi ? DÜZCE (özel) Düzce Cumayeri sapağında işlenen cinayetin faillerinden biri olduğu tesbit edilen ve adının şimdilik açıklanması zararlı görülen bir kişi nezaret altına alınmıştır. Yakalanan ve Düzceden Boluya götürülen zanhnın Abant civarındaki bir dağ evinde devamlı sorguya çekilmekte olduğu şehirde dolaşan söylentilerden öğrenilmiştir. Polis bu konuda konuşmamaktadır. Atincuda iiçüncü patlama AlfNA (a^.) önceki gece Yunan başkentinin batısındaki işçi mahallesi Metakurgion'da bir bomba daha patlamıştır. Borrba can ve mal kaybına yol açmamıştır. Polisin büdirdiğine göre, patlayan bomba, çarşamba günü Atinamn;*merkezlnde patlayan iki bomba gibi çok ilkel yapüıdır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear