28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHİFE DÖRT 15 Aralık 1967 dı. îngilterenin sömürgecilik y 5 netımı hıçbır kurumun tngılı» denetimi olmadan yaşatılmasmı tanımak ıstemedı... 1925 ten 1959 a kadar geçen yıllar süresınd» Kıbns Turkleri bir yanrian Rum ların. diğer yandan tngılızierin baskısıyla çırpınarak. <\dadaki benliklerıni yasatmağa çalıştılar. Bu çahşmalar sosyal ve kül türel nitelikteydı.. Atatürk Tür» kıvesı vepyenı varlığını yasatmak ıçın Atatürk ılkelerme dort elle sanldığı sırada. Kıbrıs Turklenne yeterh ılgı eosteremedı; Adadakı Turk okullarına atanan eğıtmenlerrlen gayrı onlarda Ingılızlerın gozculuğü altında çalışmak'avdılar • yardım yapamadı. Yaşantı koşulları gun geçtıkçe daralan ve mıllî duygulanna gem vuramayanlar Adadan goçmeğe başladılar. 925 ten «onra başlayan yavaş göç 938 de en hızlı çızgıye ulaştı.. 945 te birden nufus akıntısında durgunluk belırdı: Kıbrıs Türklerı Adadakı varlıklarını yaşatmak ıçın sosyal ve kültürel "abalan ekonomık sahalarla yenilemek gereğlnı anladılar. Yepyenı bır anlayışla varlık savaşına gırıstıler. Nevarkı Ada Rumlan onlardan evvel davranmıştı Yunanıstan v e dünyadakı zengın Yunanlılar, Kıbrıs Kumlannın 1925 ten hemen sonra yanıbaşı> na gelmıştı.. Sosyal. kulturel ve ekonomık çabalar ve ENOStS, bambaşka bır sloganla ele alınmıştı. 1966 yılında Rumlar tarafından içindcki biıtun kıymetli 1878 den 19(13 e varan 25 yıl içinde Adanın nufusu 246 bınden 519 bıne yükselmtştı. Bu toplanıın uçte bırını jıne Turkler ahyordu. 1958 de kı «ayım ıse oranın beste bire duştuğunu gosterdı. 925 ten sonra Rum toplu mu yaranna gelişen nüfus ve toprak hareketının sorumluluğu nu sadece Adadakı Turk ve Rum halkı değıl, uç a y n Mıllet te yuklenecektı; tngiltere, Yunanistan. Turkiye. Ingıltere Kıbrısın tapusunu üstune geçırttıkten sonra, Ada halkına bazı yaşama haklanm hazırlamak gereğını duvdu Halk meclısı dıye anılan lemoo lık meclıstekı uye sayısını artıe^alarının >ağma edıldiği Koc» Sultan CamH da soz sahıbı olmak v e ıdeolojllerını gelıştırmek.. Türklerse \ uzvıllardanberı tanınan furk kuruluşlarının (vakıflar, caraıler, okullar) gıbı Turkler tarafından yaşatılmasmı ıstıyorlarrarak. goz bovacılığına gırı>tı. Bu tutuma başkaldıran Rumları Turklerde destekledıler. Ncvbrkı Ingıltere Turklerın de, Rümla rında ne ıstedığını ıyı bılıyordu. Rumlar Adanın kılıt noktaların ADA Herdere gore Mılletler Kutsal duşuncelerın esendır. Bu duşunceler gostericı guçler nıtelıgınde varlıklara şekıl verır ve\a onlan değistmr. Boylec« tarıhsel olusum ınsanı sorumluluk altına tokan kutıal bır erair değeri kazanır. Yunanistamn uzun tanhı onun bilincinde boyle bır ahlâk gucü behrttıği ıçın bu guç onu sumkleyen ve harekete getıren bır tdeal olmuştur. Bu ahlâk gucunün nitelıgıni açıklamak ve Yunanistamn tarıhsel yagantuındakı etkılerını doğru olarak degerlendırmek ıçın yurunecek en ıyı yol tarih metodudur; Yunanistamn tarıhıne çevnlen bır kuşbakışını Hellenık Ide'ye olan thşkısı bakımın dan ele almak gerekır. Doğuya ağır ağır »ınen YUNAN ÖZÜ RUHU Buyuk Iskenderın KÜLTÜR POLÎTİKASrnda gorulur. Yunan dıli bu çabayla benımsenmiş zamanla toplum ıçın dekı anlasmada, yönetide.. tıcarette, edebiyat ürünlerinde herkesçe kullanılan bir araç olarak gelismiştir. Yunan ılımi ve felsefesi Doğu Akdeniz çevresınde bir zaroanlar bır kültür bütunluğü içinde yaşamağa zorlu kalan milletlerin malı olmuştur. Büyük KOSTANTÎN Roma Imparatorluğunun guç merkezı ru Bizanu aktarmasından sonra Imparatorluğun doğu kısmı bu külturün klâsık anlayışına uyarak gelişmıştır. Hrıstiyanlı| ı o zaman kabul etmiştir.. Besineı yüz yıl sonunda ölen Zenon devrinde Bizans Yunanlı idi. Bu kl&sik Msefe ondokuzuneu yüzyıl* gelinceye kadar »em bolik olarak yasarken, 1814 yılında birden poletik bir tılâh olarak ele alınmış, dünyanın her bucagında sevenlennı bulmustu.. Nedeni; tdeolojinin belirttıği alanlarda Osmanlıların yaşamaıı ve Osmanlı Turklerının evrende olan gelışme koşul Yunanlıların tanıdığı tek yasa MEGALO IDEA larını tanıyamayacak kadar uvkuya dalmış olmasıydı. Bu uykudan yararlanarak, Osmaniı topraklarını paylaşmak ısteyen devletler Merkezı Odesada kurulan Etnikı Eterya Cemıyetıtın şubelerını memleketlerınde de açmışlardı.. Bu hayâl »ılâhı, Blrıncı Oun> a Savaşına kadar Yunanlılara çok buyuk kazançlar sağladı; Kıbrısın Levanten Rumlatını bırer Yunanlı yapacak kadar.. Müfide Zehra ERKİN. Değisen diinya ve değişik Kıbns paylaşması 1914 yılında îngiltere objektıf entinkalannın karşılığını gordü; Kıbrısın bundan öte bır tngıliz malı olduğunu hıçbir hukuk kuralı önemsemeden Dun yaya açıkladı. Osmanlıların hukuk haklanm savunacak (Ada hukuken bır Osmanlı malı olmakta devam edıyordu) tek dunya mılletı ortaya çıkıpta lngllızlcrın haksız bir davranışta bulunduğunu tavunmadı; lnsan hakları beyannamelen.. Insanlık hukuk anlayışı kurallannın va ratıcısı geçınen emperyalıstler ZAYIF ADAM diye nıteledıklerı Osmanlı Türklerınin üotüne atıldılar. Bu gaddarlık savaşıra tek başına karsı koyan yıne bır tek ınsandı; KEMAL AT.V TÜRK tnsanlık yenildl nevarkl Kıbns tngıhzlerın tırnakları arasın da kaldı: 23 Temmuz 924 Lozan anlasmasıvla. Yuzyıllardanben Kıbm'ı Yunan payına ayıran Adadakı Megalo ıdeacı papazlar. Adanın tn gıhzlere geçtığını görünc e buyuk bır hırsa kapıldılar; so>ut megalo sılâhı (gurültu, ısyan) ve dunyanm her yanındakı Ortodoks klıselerının yaptığı maddi yardımlar bır çırpıda boşa gıtmıstı. Adadakı yasantı elınde başka türlu araçlar tutan (fllâh ve otorıte) bır mıllet uğruna değışmıştı; Ingılızler Ortodoks papazların hareketlcrını. Rum toplumunu sınsı bır poletıkayla yurutmelennı hoş gorme yecejını kesin bir dılle açıklamıstı. llhak (Enosis) snz kcrııı=u olamazdı Kıbns sadece Ingılterenın malıydı.. Ada halkına (TürkRum) bundan böyle dsha ıyı yaşama koşulları hazırlamak gerekirse, bu yetkı sadece ingıl terenin elındeydı. Kıbrıstakı halk meclısı bu gerçeğı kanılayan Rum v e Türk u>elere açıktı.. Ortodoks papazlar halk arasında poletıka yapmamalıydılar. Ortodoks papazlar < maçiannı daha başka yollardan yurutmeğe ve \enı akll hocalan aramağa başladılar. Nevarki, bırıncı dunya savaşından sonra janlarına bir başka sınıf daha katılmıştı: Komunıst olduklarını savunan.. Adayı almak ıcıu ancak komunızm ıdeolojısı ustunden çabalamak gerektığıne ınanan bırkaç kısı. Rumlar eskısınden açık gozlüyduler. Ne eskı akıl hocalanna, nede şu yenı akıl hocalanna tam olarak uymaktan kaçınıyorlardı. En ıyısı hem Papazlardan destek bulmak. hemde kendı eoruşierıne gor e çabalamaktı. 'deolojı Mılhyetçı bır nıtelık kazanmalıydt. • Bırıncı Dunya Savaşından »on ra Kıbrısta uç tıp Rum ınancı (Kıbrısı alma sılâhı) turedı; Sofıst Rumlar; Klısenın ve Megalo Ideanın koyu tutucuları. Mıllıyetçı Rumlar; Her yonlü gıicu kullanarak Adayı Yunanııta na bağlayscaklarını (Enosis) la vunan kıtle... Komunıst Rumlar; Adanın sadece Rumların olması gerektığıne ınanan bu uğurda yapılacak çabalan yepyenı bir dille anlatan, kuçücuk oır tppluluk. Karısık besinlerle be^îenen Kıbnı Rumları bugunün (KIBRIS DÂVASI) denılen Kıbru Türklerinin ve Atatürk Turkiyesının huzurunu kaçıran Dunya devletlerıne poletıka oyuncağı olan sakat çocuğu doğurdu. 925 yılından ote *ngıHere yaptığı haksızlıkların acısını bu karışık Rum toplumuyla dıdın» rek odemeçe çalışacaktı KIBRIS RUM KOMÜNİSTLERİNİN TÜREYİŞİ İSTANBUL 06 25 Acılıs. Drosram M30 Kur'anı Kerım. acıkJaman ve vorumu 06 90 Saz eserleri 07 00 Kove haberler 07 05 Gunavdın 08 15 Beraber ve «olo sarkıl»r 07 30 Haberler v e hava durumu 07 45 Istanbulda busun 07 50 llânlar. haflf muzlk 08 00 Hafif Balı rauiiâi 08 15 B«raber ve solo cartcılar 1)8 45 Harc soloları 09 00 Turkıiler 09.15 Keman aololan 09 30 Saz eserlerl 09 40 Ev ıcın 10 00 Ara haberler 10 05 Rumba ve Ca Ca'lar 10 20 G Kasacıdan sarkılar 10 40 Arkası varın 1100 Sabah konserl 1145 T Kormandan sarkılır l î 00 Ara haberler ılânlar 12.10 F Turkândan turkuler 12 25 Kücük orkestra 12 40 I Çayırhdan şarkılar 13 00 Haberler ve R G de buafla 13 15 A Sensovdan şarkılar 13 30 Reklâm Droeramları 14 00 Dans m u z ı a 14 15 Saz eserlerı 14 15 Pasıfık vedılisi 14 45 K Gulesoelu orkestr»»! 15 00 Ara haberler 15 05 M Cevhanhdan tUrkUlcr 15 20 Okul radvosu 16 20 Saz eserlerı 16 30 IFTAR PROGRAJC 17 00 Ara haberler 17 05 Kadınlar faslı 17 30 Kov odası 17 50 Reklâm Droeramları 19 00 Haberler ve hava durumu 19 35 Hafıf muzik 19 45 S Erorhandan tUrkültt 20 (10 Acık oturum 20 40 Ramazan ozel Drocramı 21 00 24 saatln olavları. Uanlar 21 10 Erkekler korosu 21 30 Aksam k o n s e n 22 00 Reklâm DroBramlan 22 45 Haberler v e hava durumu 23 00 Hafif mürık 23 10 Hafıf Batı m u z i H 24 0(1 KaDanıs İSTANBUL a RADYOSU 1S55 Acılıs ve oroeram 17 00 Sızın icın 17 30 Kucuk konser 18 (X) Cesıtlı muzık 18J0 Senfonık muzlk 1? 00 Hafıf muzık 19 30 Aksam konserl 20 15 Gençlerle beraber 21 00 Oda muziSı 21 30 Lıedler ve Ozanlır 21 45 Hafıf muzık 22 00 Gece konserl 23 00 Caz muziSi 23 30 Hafıf Batı rnuzlH 0100 Proeram ve kaöanıı 123 4 S 67 89 1 1 2 3 4 6 ^^ ^^ 8. 9 \ ! ! SOLD^N 1 Modern savaş ve savunma vasıtalarından (çoğul) 2 «Bırdenbıre parça parça et'» anlamına ik) sozlll bır emır. 3 «Tasarı» lar (eski adı ve çoğul) 4 «Mükemmel dans orkestrası» kar şılığı ıkı soz. nota 5 «Dort k> şe desenlı pamuklu dok.vuzıa)> anlarruna iki söz 6 Tersi «bağırsaklar» demektır (eskı tıp terımi ve eskı usul çoğul), çevrılınce bır edat belırir. 7 Eskıden başı sarıklılann gıydıklerı dış giyım eşyasından bıri, Kur'an cüın lesı 8 Açgozluye yetmiyeceK derecede, bır şeyın sivrı nıhayet noktaları (çoğul) 9 Bır sıfat takısı, alaturka dans edıp gobek atanlann parmaklarına taktıkları. YLKARID4N ASAĞIYA: 1 Eskıden okulda suçlu çocuklar yere yaünlıp ayaklan bun tİ L 6 Arsalar veya tarlalar (eskl larla sıkıştırlır ve tabanlarma usul çoğul) bır degnekle vurulurdu (çogul). 2 2 34 5 67 89 renk 7 Bır «Şan ve şohret ele geçırernez» çoğul takısmm mânasına Ikı sözlü bir çekım. 3 tersi dünya d Bırını gorraeye ve onunla ko7erindeki ırklar 4 nuşmaya gıtme T i. Olduıcdan birinin eçt> bol mıktar ve sayıda, tersl sas rengı. 8 bırısı hakkında Tanrıya ıyı lstek«Lâkırdı etkısi» te bulunma hareketıdar. 5 Çev mânasına tki rümce «çok. mükemmel toptan ye soz 9 Başka mış ve sebze saüş yen» karşılıgı M . M hnimacanın sının zararına lkı soz belırır, bır «ıfat takısı. halledllml} $ekl) geçınen. DÜNKÜ BUT.MACANIN HAUEDILM15 ŞEKLI NASTL HALLEDİLECEK Tukandaki rskamlı bulmacada »adece 4 taoe anahtar (ipucu) ve 8 Une sonuç vardır. Boş kalan 12 khrenin ivine 1 den 9 a kadar uyguo birer rakam koyarak ve tı>plaına. çarpma çıkartma, bölrae i;aretlenne dikkat ederek soldan vaja ve yukarıdan aşağıya bulmacada gosterileıı soıtuçlan bulunuz. Bıra? vaktinizı alır ama, boj vaktiniıi boşça geçirmiş olursunuz Kebrıs Türk toplumu ve Atatürk Türkiyesi; 19251938 Kıbrıs'ta bir Tiırk koylusü «tngiliz işgalinden Lozan «niasmasma kadar geçen sürede Kıb rıstakı Turk toplumunun nufusunda bır gerıleme olmamıştı. Çtweg: Vobdet GÜLTEKİN 89 Le Mann duşuncelı duşüncelı başuıı salladı. « Sız de, yalnız kalmamak ıçın kendi kendınize konusuyorsunuz.. Byron'un gozlerinde alaylı bir ışıltı belirdi. « Hayır1 Kendı kendıme konuşuyorum, çünkü başka kımseyı benımle konuşacak kadar kafalı bulamıyorum • « Pekı.. ya şu gözlerinizi fıldır fıldır döndürmeniz?» « Goz kasları içın bundan daha iyi idman olur mu?» Doktor içten bir kahkaha attı. « Bunu ben de unutmamalıyım.» BjTon ayağa fırladı. Uzerıne hem heyecanh, hem urkek bır hal gelmıştı. < Lady Byron'u görebilir miyim?» < Ancak birkaç dakıka ıçın.» Byron karısuıuı odasına koştu. Bn. Clermont'u görunce gene tepesi attı. Kendinı tutmaya çahsarak Annabella'yı alnından öptü. « Olme sakın» dıye fısüdadı. «Yalnız bırakma beni, Elmacık.» Doğruldu, bır kahkaha koyuverdı. «Oğlan olmalı, oğlan!» Le Mann hafifçe onun koluna dokundu. « Gelın, Lord'um.» Annabella kocasuun tavırlan üzermde uzun uzun düşundu. Bırkaç tatlı soz, sonra gene şaka. Ounyada değışmezdı bu adam, dunyada! Annabella onu yeni bır kahba sokmaya azmetmiş, başaramamıştı. Bu başarısızlık onu az daha perışan edecektı. Şundı, sessız sessız ağlarken, kendı kendıne: «Le Mann ne derse desın, ben gene de Byron'un delı olduğuna ınam>orum» dıyordu. «Onu bır ıyı edebılseler. evlılık hayatım ne bambaşka olur'» Bu duşunce uzenne bıraz rahatladı. Hekım donup gelmce: «Doktor Le Mann» dedi, «Annemın Londra'da bır hekımi var, Dr. Baillie. Onunla bir danışmada bulunsanız diyorum.» « Emredersiniz, Lady Byron. Yalnız, beyinizi buna razı etmek guç olacaktır.» « Dr. Baıllıe karacığer hastalıklannda büyük ba sarılar gostermıştir. Lord Byron'un durumu kotuleştı dıye bır bahaneyl» onu buraya getırmenızi rica ediyorum.» • Gerçekten de kötüleşti.» Annabella'nm bebeği ertesi gün öğleden sonra saat bırde doğdu. O sırada Byron'un gene delıliği tutmuş, onu rahatsız etmek için aşağıdakı odada ejya yı parçalayıp duruyordu, ya da Annabella'ya içınde bulunduğu yarı baygın halde öyle gelmişti. Augusta da ufak bir gurültu ışıtmıştı, ne oluyor diye bakmaya aşağı indi. Bu arada ona baba olduğunu da soyleyecektı. O ıçerı gırerken Byron bır soda şışesinı yakaladı, tepesını ocak demirıyle vurup kırdı. Beş, altı şışe daha kırılmış, oraya, buraya fırlatılıp atılmıştı. Odada kırıp dokulmus eşya olarak bır bunlar vardı. Byron, eğılip ablasma selâra verirken: «Bak, soda bu. konyak değil» dedı. Auguata koşup ona sanldı. « Bu ânı şampanyayla kutlamak gerek.» Byron elındekı gujeyi lıriaUp attı. € Oğlan nu?» Augusta «hayır» der pbi başını salladı. € Önemi var nu?» Byron merdivenden yukarı fırladı. Ablası arkaıından kaygıyla bakıyordu. Byron, Annabella'nm odasından içeri: «ölü mü doğdu?» diye haykırarak girdı. «Olu doğmadı mı ha1'» Le Mann. gülerek: «Nıçin ölu doğsun1» dedi «Ba kın, kendiniz görün, Lord'um1» Annabella'nın kucağında yatan bebeğe bakarken Byron'un gozleri yaşardı. Içinden: «Zavallıcık1» dıyordu. «Şu dünyaya gelmek uzere kimbilir ne acı çekmiştir!» Çocuğu kız olmuştu. Oğlan olmasını isterdı elbette ama, pek acı bır umut kırıklığı duymuyordu. Bu kız da onun çocuğuydu, yâni bır Byron. Büyuyünce onun gıbi olacaktı. Birlikte ne eğlenecekler. ne eğleneceklerdi! Evet, kızını pek şımartacaktı elbette. Çoğunlukla pek mutsuz geçen kendi çocukluğunu hatırladı. Kızma böyle bır cocukluk yaşatmıyacaktu hayırl Aklına korkunç bir düşünce geldi. Doktoru bir kenara çekerek: «Le Mann» dedi, «Be nim.. benim gibi daha doğuştan lânetlenmış değıl »ya? Topal değil ya?» "• « Kusursuz, sapasağlam; iştahı da pek yerinde.» * « Benim topal olduğum ancak...» • Kızınız topal değil, Lord'um, olmayacak da.» Annabella. kızgın kızgın, içinden: «Doktorla benim şu deli kocam orada öyle ne konuşuyorlar?» dıye söyleniyordu. Onlarm dönüp odadan çıktıklannı gonince rahat bir soluk aldı, başını yastıktan kaldıra rak dadısına seslendi: « Ne dedi Lord Byron? «Ölü doğdu elbette» der gıbi geldi bana Sahi öyle mi soyledı, Clermont?» « Evet, öyle soyledi, hanımcığım.» Augusta öfkeyle: «Hiç de oyle bır şey soylemedi» dıye haykırdı. Bn. Clermont gözlerini kırpmadan bakıyordu. • Açıkça ışittim, Bayan Leıghe.» Augusta ne sö; leyeceğini şaşırmıştı. « Soylediyse de çocuğun olü doğmuş olmasuıdan korktuğu için söylemiştır» dıye kekeledi. Annabella gözlerini kapadı. Byron onun olmesinden de korkmuştu, ya da öyle görunmüştü. Şundi ise, Annabella ölmemiş, kurtulmuştu, kocası ıse ona ne bır şey söylemişti, ne de yüzune bakmıştı. Çocuğun olü doğmuş olmasını isterdi elbette... oğlan olmadığına gdre. tşte, şimdi de, canlı, sapasağlam bır kız çocukla karjılaşınca üzülmüştu; elınden gelirse ona da belki aruıesine de bir kö.tülük ederdi. Annabella gözlerini açü, korka korka baktı.. « Beni sakın Bjron'la yalnız bırakmayın, Gus» diye yalvardı. cYavrumu da öyle Soz ver, Gus. soı ver!» Buna Augusta yerine Bn. Clermont karşılık verdi: « Soz veriyoruz, hanımcığım.» • •• Fletcher kütüphanenın kapısuıdan: «Bay Hobhouse geldiler, Lord'um» diye haber verdi. Byron zoraki bir neşeyle gıilerek yerinden fırladı. Vay, Hobby'dğim!» Annabella elindeki kitabı bıraktı, durgun durgun gölümsedi. Augusta ocağın yaru başındakı koltuğundaa nefeyl» «1 lalladı. (Arkası var) Dişi Bond MODESTY F poSczn BLAISE ( AMKARA 08 25 Acılıs. croBrara 06 30 Kur'anı Kerim. a c ı k l a m u ı ve yorumu 08 50 Saz eserleri 07 00 Kove haberler 07 05 Gunavdın 07 30 Haberler ve hava «Jurumu 07 45 Sabah muzlSı 08 00 Ankarada bueun 08 10 H Gokmen ve O.Aktalaydan sarkılar 08 40 Turkuler eecıdi 09 00 Cocuk ve eelısıml 09 20 Sabah konserl 09 35 Arkası v a n n 09 55 Ara haberler. llanlar 10 00 Okul radvosu 11 00 Hafıf muzık 1105 M Dervadaıi sarkılar 1125 Konser saati 11 55 Ara haberlet. ilânlar 12 00 K Koldastan türkuler 1215 Kıbns saati 12 30 Beraber ve solo garkılar 13 00 Haberler ve R.G.de bugun 13 15 Hafıf müzık 13 30 Reklâm DroSramları 14 00 TuiKuler 1415 Emel Savından sarkılar 14 35 Aibumlerden secmelep 14 55 Ara haberler llanlar 15 00 Okul radvosu 18 00 Nusret Ersozden sarkılır 16 20 IFTAR PROGRAMI 16 40 Saz eserleri 16 55 Ara haberler ilânlar 17 00 Yurttan sesler 17 30 Kov odası 17 50 Reklâm Droeramlarl 19 00 Haberler ve hava durumu 19 35 B Akartürkten türktilm 19 50 Uvkudan önce 19 55 Tabiat ve Insan 20 05 N Demlrdovenien Mrkllar 20 25 Tıafık 20 30 Dtnleviei lsteklerl 2100 24 «aatin olavln. ilânlar 21.10 Gece konscrl Tifffany Jones TIFFANY JONES QA 6 E K J CILM BOVUMUKJ 7XM M.45 13 00 M4S MM TBMM taatl Hab«1«r r« havı eHzrumu Raftanm betteelsl Gee« n n ı m ı dolru KaTMnıı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear