Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYET 27 OcaR 1967 SAHÎFE BEŞ Gökay: «Bir huzursuzluk ortamı var Gazeteciler Cemıyeti'nde dun bir basın toplantısı yapan Prof. Dr. Fahrettm Kerıra Goka>, «Memlekette bir huzursuz ortam \armış hissi var. Bu ortamı beğenmiyornm. Birlik, beraberlik ve sosyal dayanışma içinde olmalmz» demıştır. «Bu adam; mületvekili değil, bakan degil, neden bu toplantıları yapar?» dıyecek olanların bulunacağmı belırten Gökay, bur.a şoyle cevap vermistır : «Uzun jıllar ve son devirlerde demokrasinin rayına oturması için yaptığım hizmetlere dayanıyarura ve sosyal dayanısma>ı ilân ediyorum. Bir huzursuz ortam hissi v a r : t'niversite Ciençlifi ikive aynlmıstır, sendikalar kendi içlerinde bölünmek yolundadırlar. Ana muhalefet partisi. doktrin çatısmalaTina girmistir. Sayın tnönü, tarihî sahsiyetini, parti içinde birJestirmek iriıı knllansın.» İKTİDARDAN RİCASI . Iktıdardan rıcasınm ıse. «Yersiz masraflara son verilmesi, ıtıali yıl sonunda elde para kalmasın diye fazla para sarfiyatına imkân vermemesi» olduğunu ıfade eden Gokay. «Ihtilâller, birden gelmez; geçen sefer üçüncıi alarm zilini çalmıstım, zaman ne kadar haklı oldnğnmu gösterdi» demıştır. Daha sonra bazı sosyal çahsmalar yapacağım da açıklajan Gokay, >abancı serma\enın gelme'i «orununa da değınmi>. «Yabancı sermaye, neden *elmesin, yabanrı sermaye sömürüy or deniyor. lyi anlasma yapalım da, sömürülmeyelim» dıyerek. herkes:n sk'ıı «ehmım kullanması gerektiğini ıfade etmıstir London Times Turkiye için n 1967'nin tatil yeri,, diyor kında önemli bir yazı çıkmıstır. Roportaj yazarı Mary Openshaw tarafından kaleme alınmıs olan ve The Times'ın altı sütunluk bir kısmını kaplayan resımii rbportajda yazar, Türkiyeyi, 1967 nin tatıl yeri olarak tanırr.lamaktadır. Alman Devlet Otobus Isletmesi ıle Bosfor Turizm Şirketlerinin müştereken çahştıkları İstanbul Munıh hattında Turk otobüsüyle seyahat ettiğinı anlatan Mary Openshavv, Turk işletmesinın servısı hakkında ovgu eümlelerı kuJandı'vtan sonra bu beynelmilel hattın geçiş yaptığı ve konakladığı yerlen etrafh olarak anlatmakta ve yazısım şoyle bitirmektedır : «Aksama doğru Kapıkule hududuna vardık. Burada beklememiz biraz fazla sürdü. Zira Türk Gümrüğü her ne kadar yabancı ziyaretçiiere kolayhk «rösteriyorsa da kendi vatandasları için çaYenikapı tren istasyonunda bekyet sıkıdır. Kapıkulede 3 hudut leyen Gönül Erman'm çantasınbirlesiyordu ve nehrin öbür yadan 180 lira para çalıp kaçarken macı Tunanistar.dı. Bu bekleme yskalanan îrfan Erdem Algınar, esnasında çayet ke«if entemasPohse; «Yankesiciler Kralı» olduyonal trafigi seyrettim ve bö>ğunu söylemistir. Halkın yakala lece seyahatimizin son kısmına dıgı sanık linç edılmekten güç geldik. Belki de Türkiyeye kakurtanlmıştır. ranlıkta girmek çok daha ente«Ayakta durabılmem, esrar veresandı. Köyleri, alısılmamıs ya bir parça afyon yutmama bağmanzaralı dükkânları. gökte göl!ıd:r» diyerek Polislere yalvaran geleri nzanan carailerin zarif misanık, daha sonra kriz geçirmişnareleri ve bir küçük köyde tertır. tiplenen fuarın binbir ışıklan bize peri masallarından birini yasatıyordu. Mehtapta parlıyan Marmara Denizi ise nnutnlmaz bir güzellikte idi. Ingiliz gazetesi The Times'm 5 Ocak tarıhli nüshasında AvÜ nlü rupa Otobüs Birlığınin (Europabus) İstanbul llumh hattı hak «Beyaz Papagan Çetesi» bir kumarhanede ele geçirildi Aftan faydalanarak 29 yıl ağır hapis cezasından kurtulan 1b yaşındaki Kemal Kaysoy'un kur duğu «Beyaz Papagan» çetesi ön reki gece Tophanede bir kumar hanede ya'.taianmıştır. Bir ay içinde 17 ev soyup 1P0 bin lira deâerin^e çesitli eşja çalan «Beyaz Papağan»' çete=ı mensuplan paraların hepsini, kumarhanelerde, Beyoğ,lundaki bar ve pavyonlarda vediklerinı itıraf etmişlerdir. «Kumara, Kadına ve içkive para yetistirmek ivin hırsızlıU yapıyordnk. Kılıcta, barbutta paramız bitince soyguna kumar hanede kar.ır verivor ve evlere yfikleniyorduk» diyen çete mcn supları Adliyeye verileceklerdir. Âsi Gençlerin Uluslararası kongresi €€ Hapal son ada Derleyen GÜL IŞIK Esrar içince "Kral,, oldu Vzaktan şörünen hafif bir ısık gittikçe büyüyordu ve nihayet Galata Köprüsünü eeçerek îstanbnla vardık. Burada yol arkadaşlarına ve yolcolnk esnasında edinilen yeni dostlara veda etmek zamanı gelmisti. Herkes çok iyi bir seyabat yaptığına kani idi.» Mahalleli, bir komiser muavinini dövmek istedi Sarıyer Yenı Mahalle Karakütük Caddesınde oturan Komiser Muavını Mustafa Bayer, komşularmm tecavüzüne uğramıştır. İddiaya gore, Yılmaz Türken'nin, içküi halde apartmanın dıs kapı camlarını kırması, sonra da bağırıp çağtrmasma mâni olmak isteyen Bayer'e, Yılmaz'ın yakınları hücum etmiştir. Bunun üzerirıe Komiser Muavini. tecavüze, silâhiyle karşı koymak istemiştir. Olay, karakola intıkal etmiş. önce Bayer in silâhı alınmış, daha sonra dığer sanıklar yakalanmıştır. Taraflar, Adliye'ye verilmiştir. KAYIP Beyoğlu Parmakkapı İlkokulundan aldığım diplomamı kaybettim. Hükümsüzdür. Ali Kaya Günaydı Cumhuriyet 970 Bir hizmetçi ile kocası hırsızlık suçundan tutuldıı B:r hizmetçi ile kocası, dun hırsızlık suçu ıle Adliyeye venlmışlerdir İddiaya gore. Kezban Çengel ile kocası Tevfik, Yesükoy istanbul Caddesınde oturan Err.el Bezmen'ın bâzı esyalar.nı. zaman zaman kendi evlenne taşımıslard.r. Aramada, çalmtı gıyim eşyaları bulunmuştur. Sanık kadın. bunlann ev sahıbi tarafından verüdığmi ileri surmüştur. BAZI ECZANELER İÇİN SORUŞTURMA AÇILDI Fatıh Hükumet Tabıblıği, Aksaray ve Topkapı arasında Pazar günlerı ruhsatsız çalışan eczaneler hakkında soruşturma açmıstır. Eczane sahiplerinin, Pazar nöbeılerinin ayni eczanelere rastladığı gerekçesıyle yaptığı itıraz, Sağlık Müdürlüğü ve Fatıh Huku ' met Tabibligir.de dıkkate ahnmıştır Buna gore. Pazar günlerı değişik eczaneler nobetçı olacaktır. Bir otel, çai;=af dayandıramıvor Anadolu yaJcasındaki buyük turıstık otellerden birinden, dun de 15 çarsaf. 15 banyo havlusu ile bir elektrik ütüsü çalınmıştır. Otel idarecileri, çarşaf ve havlu hırsızlıklannın devamlı meydana geS diğini bildirerek, «Hiç olmazsa, hırsızın gözünü korkutmak için Polise müracaat ettiklerinU soylemişlerdir. Âsi gençlerin ilk uluslararası kongres.ne girebılmek için f,azetecıler (yaklaşık olarak) adam başma 120 lira ödemıslerdı, gırıs bılete tâbıydı. Kongrenın aksam saat 16.00'da başlaması gerekivordu, uç saat sonra başladı. Nedemnı aynı kayıtsızlıkla açıkladılar: Provolar için zamarun değeri yoktur. Dakıkaların para değeri taşıdığı bir toplumda ıse zamanı hiçe saymakla baslıyorlardı. Kongre Borgharen şatostmun havuzunda banyo ıle açıldı: Pro volar «içmde yaşadıkları dünyarm pisliğinden arınmak îçin» once beyaz sabunla ayaklirım yıkadılar. Sonra da bevaz kâgıt seritlere sarınarak grup halinde birbirlerine ba§landılar (evet, tuvalet kâğıdıyla. Ama nivasada baska çesit bpyaz kâSıt bobini bulunmuyorsa ne yaps.nlardı?) ve şato merdivenlerini boyle beyazlara burulü çıktılar. Bir yandan da koro halinde. oracıkta ıcat ettikleri nakaratı tekrarlıyorlardı: «Hayal Anlasma Barış!>. Hayal, akla ayaküstü gelen herşey toplumun belirli progrrım larının ve program alışkanlığımn yerini alacaktı. «Hajal gücünü serbest bırakrr.ak gerek. diyorlardı. insanı biteviyeliğe esir eden her tur'u kurumdan. her türlu baŞdan uzakla^ılmah. tnsanlar arasmda anlaşmayı bıılus kabiliyetıne, ilkel samimiliğe bırakalım » lktisat Fakültesi Mezunları Cemiyeti 4. şubesini açıyor İstanbul Unnersıtesı Iktısat Fakültesi Mezunları Cemiyeti, ıktisatçmın ve ıktısat bılgı<un>n onemını topluma mal etmek amaeı ıle 4 subatta Izmıt le uçuncu şubesini açacaktır. Cemivet bundan önce Oe ık a\ında Adana'da ve ondaıi ı nce de birer şube açmıstır. İz.nit' te açılacak sube içm gerek'.i hazırhkiar tamamlanmi'stır. "İstesek herşeye ulasabiliriz" «Pekı. ne\e varayacak bu kongre 9 » diye soruyor yine gazeteciler. «Tanışmaya. beraber olnı?va. En çok da kendımızi basma tanıtmaya.• Tabıı bir kongre bulteni duzenliveceksınız, karar da alacnksınız?» «Ne üzerıne?» «Car.ım ben ne bıleyim ne üzerinel? Organizasyonunuz uzerıne falan...» • Organızasyonumuz yoktur hizim. Biz bırbirimize ancuk bır ruh hali ile bağlıvız.» • Ne gibi bir ruh hali bu?» 'Bugun, bu vardığımız uv«arhk duzeyinde yasamanın çok <,ü( olduSunj duyanların ruh hali î^tesek herseye ulaşabil;rİ7, mut lıı olup kardeslf< içinde va=,i bı'.ıri? Ovsaki biz kendımiz sı K?ra dumanıvla. aikolle nivoruz. televizyonun d.i aptaloa vakit oldürüvoruz, va çok sıkıcı. ya çok soyut ideolojılerin pesinde kosuyoruz, boş kasnak gıbı ddnup duruvorU7. tâ bır guıi ölenedek. Nedon mi, butun bunlar? Çunkü hâlâ büyükbabalarımızın inandıkları sev lerp inanıyoruz da ondan" basta parava (sigara ve alkol reklâmı da tabii buna bağlı), perdede konusan. ya da gazetelerde yazı yazan kimselere saygıya. ne yoldan olursa olsun vctkive varmak için basamak gibi kullanılan politikaya. Bizim ruh halimiz bütün bunlan aptaica bulan irsanların ruh hali. Her seyden çok da kafa=mda bir beyni. bir vanlarda da hayal der.en bir sevi olduğunu bilen, cünümüzde butün değerlerin iflâsma ve kitle kandırmalanna bu beyin ile bu hayal gücünün karsı koy. Huklarını, teslim olmak bilmediklerini farkedenlerin ruh hali. Hayal son ada.. » 27 Ocak c c V E 7 14 12 27 15 03 17.19 13.54' 5 34 § Şevval 16 s a c 3 <» C E I Trabzon üniversitesi öğretim Oyesi sıkıntısı çekiyor Teknik bir gezi dolayısiyle şehrımıze gelen Karadeniz Teknık Unıversıtesmden bir grup oğrenci, asistanlan Recai Bılgin ile birlikte yaptıklan açıklaıtıada, ünıversitenin oğretım üyesi sıkıntısının had sa(ha\ ı bulduğunu belirterek sunları söylemişlerdir: «ögretim üyesi saglanamadısı için Inşaat bölümünün üçüncü sınıfında, görülmesi gerekeıı 11 dersin sadece ikisi yapılabilmrk te, bu iki dersin ögretim iiyeliğinde de asistanlar görev almaktadır. 500 ögrencisi olan üni versitenin sadece üç devamlı bir misafir profesörü, iki doçenti. 30 asistanı vardır. öşretim üyesi sıkıntısı bilhassa mes leki derslerde daha çok lıissedilmektedir.» Öğrencıler, mesleklerı ile ılgili dersleri oğrenmek imkânndan mahrum olduklarır.ı belirterek. «Millî E£itim Bakanı yeni üniversitelerin açılacağı konnsunda beyanatlar veriyor. Açılan üniversiteler bu halde iken, buralardan yetisenler, mes lekleri için gerekli bilçılenlon mahrumken, bir Bakanın >eni ün'versitelerden bahsetrnesi uzü cüdür» demislerdır. ^ âKlStail T >J D u n ı 1 57 7 09 9 45 12 00' 1.35 12 17 ııııııııııııiıııiııııııııııııııiııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııınııııııııımıııııııııııııııiMiııııııımııııı^ TÜRK ADALETINE SIGINIYORUM âleıı Türkiyc hapishanelerinin en eski mahkunıuyum. 11 senrdenberi yatıyorum. Bugüııc kadar çıkanlmıj olan dört af kanunundan isiftade etnıeyen yegâne insan benim. Aym suçtan oııbeş scııe ağır hapse mahkum odilmiş olan Verner Vonraos isimli Isviçreli bile hususî afla tahlt>e oldu, bugün hiir yasamaktadır. 11 sene evvel tevkif edildijhm zaman bütün varlığrm malî makamlVtr tarafından mıisadere edildi. bir knrusa muhtac kaldım. El'an boyleyim. Hukuken müdafiim bile bana ihanet ederek kanmı ayarttı ve elinıden aldı. Hükme bajjlaıımış suçuın, hatalı ihrac formalHelerindcn \e samanında tatbik edilen yanlış ihrac fiatları politikasından doğmuştur. Fiilen döviz kacırdifjm vâki değilrîir, hâriçte bir kurus doviz bırakmış deeilim. Hayatta tek varlığmı olan aıınem bile akrabalarınm kendisine yapabilecekleri yar dımlarla karanlık bir bodrum katında sefalet içinde geçinmektedir. Hal böyle iken, son af kanununun miizakeresi sırasmda tamamen vahimeden ve dedikodudan ibaret olan ve politik çekismeler esnasında siyasi mulâhazalarla ortava atılan politik bir rüşvet isnadına mâruz kaldım. Düşünün. kendinc ve yeeâne varlığı olan anasına bakmaktan âciz bir insan rüşvet verecekrais. Ömrümün sonuna kadar hapis yatsam dahi böyle bir şev yapmamn İmkân yoktu. Bu suretle. bu haksız isnattan ötürü kimsesiz. yoksul ve perisan halünin devamına bir kere daha mahkum olmaktaydım. Simdive kadar kendimi ölnmiın pençesinden «ben ölürsem anncııı de öliir» dıi'üncesi ile ve mutlak adalet inaııc ve imaniyle» • koparabildim. tlâhi Adalet perişan, fakir. kimsesiz vc ıstıraplar j içinde bocala.t an benim, Türkiyenin en kıdemli mahkumu olarak , ı kalmama ve her Hirlıi suçlular af'larla cıkmışken benim zindanda karanlıklar içinde kalmama razı olmadı ve bu suretle kendimi 7S0 sayılı son af kanununda görmek saadetine ve ışığına kavustum. Son af kanununda ceza lıukukunun bazı temel prensiplcrinin ihyası ve saygısı bakımıudan kabul edilmiş olan miistakil bir hıık me eöre, Türk parasının kıymetini koruma kanununda zikredilnıeyip munhasıran kararname ve tebliğlerle ihdas etlilmis olan suclar affa tâbi tutulmuştur. Bir kısım mahkumiyetlerim bu suçlardaıı müteşekkil oldugu için bn mahkumiyetlerim af kanunu gereğince affedildi. Nitekim. inandıkları bir hukuk ve hak dâvası uğruua durumumu ele alan iki gerçek insan ve büvük bukukcu Sahir Kurutluoğlu ile Hamdi Ü?e, başta Profesör Sahir Erman ve Doçent Hayri Domaniç olmak üzere hukuk otoriteleri. tanmmış birçok büyük avukatlar. birçok hâkim ve savcılar tamamen haklı olduğumda ye mahkumiyetirain son af kanununun şümulüne girdiğinde müttef ik tiılcr. Ne hazindir ki, politik bir dedikodunun kurbanı olarak müracaatlarım müsbet mütalâa edilmemektedir. Maalesef. af kanununun müzakereleri sırasmda hakikatle zerre kadar ilgisi olmavan politik bir dedikodu ve demagojinin kurbanı olarak ebediyen hapishanelerde çürümcm gerekiyor. bu haksız durum ise bir kere daha ölüme mahkum edilmem demektir. Af kanunundan istifade etmem hususunda yaptığım müracaat lar. vazıh bir hak olarak günes gibi parlak gözüktüğü halde, bu l kadar haklı olmama rağmen, sırf kanunun müzakeresi sırasmda • Senato komisyonunda icat edilen asılsız dedikodunun etkisi altın > da hak ve adaletin lehime tecellisinden mahrum bırakılıyorum. Devletimizin bir hukuk devleti olması. adaietiııin her vatandaş için aynı şekilde tatbiki yüzündendir. 11 seneden beri binbir felâket ve ıstırablar içinde çırpman bir insan olarak. bâriz bir haksızlığa mâruz bırakılmamamı çok muhterem büyüklerimden yuce Turk adaleti ve insanlkı adma diliyor, bekliyorum. Ruben ASA ÂSÎ GENÇLİK VE POLİS kongre çığrından çıkıyor. Jasper Grvotveld beyazlara sarıh kursusunden konuşan provonuıı bır kelimesini (otomobıl) kapıp bağırmaya başlıyor: «Oto otooto oto yeter oto • yeter oto otomobiller çirkin • çirkin otomobiller.» Ve çevresinde ken dıliğinden huzursuz, tehditli bir koro yükseliveriyor: «Oto yeter, oto yeter!.» «Bay Grvotveld, otomobi'lerden ne kötülük gordümiz?» «Havayı zehirliyorlar, yayal.m rahat bırakmıj'orlar, çocuklarm oyunlannı bozuyorlar...> sonunu bir otomobil gürültüsü taklidi ile bağhyor. Orta masadan bir Belçiknlı provo a>ağa kalkıyor, yediği elmayı fırlatıp bir takım notlar, otomobil istatıstikleri okuyor, havaj'i nasıl zehirlediklennı anlatıyor. «Sabotaj!» diye haykırjor Grvotveld. Keçı sakallı delikanlı mikrafonu yakalayıp bır yarış otomobilinin patırtısım dinletiyor, sabotajın gerekhhğini ortaya koyuyor, sonra arkadaslanna egzos borularını kâğıt, tas ve çamurla tıkamanın ne kadar faydah ve kolay olduğunu anlatıyor. Kongre çıldırıyor Bir başka konferansçı ise salonun patırtısına aldırmaksızın Kutsal Kıtaptan parçalar okuyor. Olaylar arkadan hızlanmaya başlıyor. Yemek tatilinden sonra «hayal» busbütün başıboş kahyor. Provolann aydm liderı, Amsterdam Beledıye Meclıs Muşavıri Bernhard De Vrıes beyaz keten elbısesımn üstundekı siyah paltosuyla yere atıyor kendini, damalı kaşkolune bürunuyor, sevgilısme sarılıyor. Ve mikrafonu elebaşlarmdan, Grvotveld kapıyor: ılk olarak tarağmı kabından çıkarıp mikrafonun kafesıne surtuyor, bır mıtralyoz tıkırtısı ıle bütun 1 sıklar sonuverıyor. Bır daha yakıyorlar, bir daha sönüyor. Hoparlorden bır beat müzık gelijor, sonra bir tıcari reklâm. Bu ses ve ısık keşmekeşınden ne başı ne sonu bellı olan, anlamsız bir çılgın senfonı doğuveriyor: Uzaktan bir grup yuksek sesle gazete baslıkları okuyor, rastgele sözler, heceler, ısımler haykırıyor. Grvotveld mıkrafonda bunlan kapıp ganp karısımlar. melodiler yaratıyor. Kelimeler dilınde anlamlarını yitı Sorıımlulardu avni alâkayı göstersin yor mahreçli yazıyı ^ Cumhuriyet gazetesinde, Gazi E ömer ıcin özel kanun çıkarıh E = = = gözlerım ızdırap dolu sevın,le z: yasardı. Çünkü o günleri bera E ber yasamıstık, tüm kahramsn E larla™ Asil Turk mılletının be = kası için, hersey pahasına düs man sürüsüyle ve gullesivle a E lav edercesine savaşıldı. İmkân = sızlık, açlık, yokluk bızleri yıl dırmak bir yana, bilâkis dövüş E azmimizi kamçıladı. Gözümüz S de ve gonlumüzde tek bir ;ey ^ vardı. O da vatan, millet ve is E tiklâl... = Bu adsız kahramanların son s mukâfatlarnın dılenmek olma E smı istemezdık. Yüzde reksen = besinın mağaur olması me'nle ~ ket içm musbet bir Duan olma. E sa gerek .. E Gazilerımizm yasadıklan son = gunlerde de. k^rleriyle savaşma E sına hıçbir Türk vıcdanı rıza E gistermez... Memleket dâvalarına her sa E hada o'.duğ'i gibi, bu koııuda E da eğilen gazeteniz ilgisine, şuk ran ve minnet borçlarımızı ar ~ zederken merr.leket sorum!ula E rının da aynı hassasiyeti göster = melerini arkada>=larım ad:na di S lerim Mt'SA KOCA = Mus Bulanık Güllüova kövfı okurken = ü a k a i l l SehrimiZüe l ^^ • • ı Ankara'dan şehrimize ze' e n Pakistan Dışışlerı Bakanı P:rzade; RCD toplantılarının çok olumlu geçtiğini belirtmış, avrıca Turk Devlet adamlarıyle yaptığı görüşmelerın, kendısı için çok faydah olduğunu soylemıştır. Konuk Bakan, şehrimizde tarıhi ve turistik yerleri gezecektır. riyor, yepyeni biçimlere hıirıinüyorlar. ŞiddetH, ama ısteriefen u bır coşkunluk bu. Grvotveld mıkrofonu bırakıp salona donuyor, yerlere oturmuş kardeşlerinın üstünden atlıyarak cola^ıyor, elmde bır bıçağa takıh bır çıft tıpa açacağım çevirıyor. Arada bır ne oldugu belırsız bır emır, bır başlama ısaretı gibi bir yenı kelıme ortaya atıyor: «Johnson!» ve etrafından füze ıslıkları, pike yapan, inîilâk eden uçak seslerı, bır hareket korosu yüksehyor. Sonra bır beklenmedik sessizhgin ort?=ında hep bır ağızdan «Barış!» haykırışı. Mikrafondan ask seslerı, türküler, ıslıkla bir şarkı duyuluyor, ve bir «var • var • var» yankısı: «savas savaş savaş». Mitınglerde, tıvatrolarda «ya«asın savaş» anlamına gelen bu bağırış burada bsmbaska bır hava a!.yor, korkunç, aptaica bir kâbusun nakaratı olup çıkıyor. YARIN İdeoloiilerden usandık İş hayale kalınca Ama iş bu hayale kalınca «îşçilerin hali, problemleri» Üniversitesi Maliye Enstıtüsü tarafından düzenlenen serı konieranslardan altmcısı Iktısat Fakültesınden Dr. Nezih Neyzi tarafmdan bugün saat 17 de Unıversıte Merkez bınasmda verılecektır. Konferansın konusu «Yurt dışına giden ve dönecek olan işçilerin malî problemleri» dır. SATILIK Şişli rreyddnında 200 m2, 1 büyük yatak odalı 70 m2. salon Salamanje yepyeni gayet 1 iks möblesi ile birlikte. Fazla izahat için : 21 58 78. İlâncılık: 8461/960 EMAYE PRESBASKI işleri yapıyoruz Yeni ithal cttiğimiz TÜNEL EMAYE FIRINIMIZDA Buzdolabı, çamaşır makinası, gfzocağı ve saç üzerine bilumum EMAYE işleri Ue, Aziz vnrlığımız ve kıymttli aıle büvueumuz TEŞ£KKUR Dr. İbrahim CAĞLATAN'm KIMYA YÜKSEK MÜHENDISLERİ ALINAGAKTIR 30 yaşmı geçmemiş, askerliğini yapmış isteklilerin hâl tercümelerini ihtiva eden mektup ile 400 TONLUK MÜLLER HİDROÜK PRES'imizde bilumum baskı işleri yapıyoruz. Yeni ve modern tesislerimizde Türkiyenin Teksasında E silâhlar konuşuyor = Düzcede, akşam hava karardığı E andan sabaha kadar atılan silâh E lar, halkta huzur ve rahat bırak = mamış bulunmaktadır. E İlçenin adı flTüıkiyenin Tek E sası» olarak söylenmektedir. E Namuslu insanlar bu tip şerir = lerden bizardır Simdiye kadar ya pılan bütün müracaat ve şikâyet E lere rağmen, bu âsayişsizlik maal E esef devam etmektedir. = ,'tsim mahfuz) 1 Amerikalılarm sarkıntılığı z: E E E ~ E E E E ~ E E E E E E E E 5 K tçişlerl Bakanı, Adana olaylanna değinerek: «Amerikalılar tarafından tecavüze uğramış herhangı bir kadının bulunmadığmı» ile ri sürmüş. Gazetelerde okuduğum bu haber üzerine Basm Kanununun ve Ceza Kanununun birer maddesini hatırladım. Basın Kanununun 33/3 nci maddesine göre: Kadınlara sarkıutılılc suçlariyle ilgili haberlerde sarlontılığa uğrarnış bulunan kadınlann hüviyetlerinin açıklanrnası yasaktır. Ceza Kanununun 425 inci maddesıne göre de: Sarkıntılık suçlannda kovuşturrr.a yapılabılmesı ıçın suçtan zarar gbrmüş klmsenın çıkâyetçi ol ması gerekir. Bu iki maddenin konuş nedeni şudur: Kendisine sarkıntılık edilen bir kadın, bu olayın duyulup yayılma sı, en aşağı, olay kadar üzer ve zarara sokar. Eslrilerin deyimiyle: Olayın şüyuu vukuundan beter dir. İşte bunun İçin, bu çeşit olaylarda resmî bir şikâyetin jokluğu na bakıp da olaym da yokluğu ileri sürülemez, Şu halde: Amerilcalilar taraündan yapılan sarkıntılık suçunun Adana savcılığına şikâyet edilmemiş olmasına bakarak: «Amerikalılar tarafından tecavüze uğramış herhangi bir kadının bulunmadığını» tlerı sürmek ya bu gerçekleri bılmemek va da bile bile gerçekleri örtbas etmeye çalışmak demektir. Mahmut Şükrüoğlu Gazıosmanpaşa Salihpaşa caddesi 66 Yardımmıza muhtacız E E Çakırüzüm köyü öğretmenleri E yiz. 200 mevcudumuz var. Bız ög E retme, çocuklar öğrenme az E mınde. Fakat köyümüz ıhtıyaçla E rı karşıln'amamEktadır. Hamiyet E sever vatandaşlarımızın kitap, ha E rita, defter, ka;em vardımlanyle = bızı ve çocuklarımızı ne kadar se = vındıreceklerinı beiirtır hurmet E lerimizi sunanz. E Çakırüzüm köyü öğretmenleri = Göle Kars = ânî hastahcı esnasıncia vs hazın vefatında ıhtımam \e j akın iÎEilerirn ^sirgemeyen Trabzon '•îumııne .lastahanesı Dahılive ı.lütehassısı Dr. Süha ÜN£N ve diğer kıvmetli rioktor trkadaşlarına. hemsıreier ve servıs perso nelıne, Trabzon V'alısı Sn. Fahrettin AKRUTLÜ ve dığer ıdare mpn«up!anna, 43. Tugay Komuta.n Sn. Tıığ general Mahmat 3LKER ve Trabzon Garnızonu Sucay ve mensuplarına. Hemşıre Kolejı ve riijer okullar öğretmen ve ogrencıierine, dığcr hastahancler ve kurumlar mensupiarına, k3viından son ra gerek bızzat gclerek, gerekse telefoıı. telgraf, mektupla teseUimıze krsarak derin ve sonsuz pcımızı paylaştnak lutfunda bulunan bütun akı'aoa, dost ve arkadaşlanmıza ve bılhassa TraDzon ve Np«<rtdda'kı vefslı dostlarım^a unutulma? a n mız avrı syn tespkküre tm kân vermP'dJ'i jen, muht"rem gaî£tenız vâsıtası>İP derın füiranıavımızı arzederız. Esi ve ^ocukları Cuuıhurivet • 95° İSTANBUL PETROL RAFİNESİ A. Ş. P. K. 43 İZMİT adresine müracaatlan rica olunur. İnEİlizce olunacaktır bilenler tercih BUTAN GAZİ TÜPÜ ve SAÇ VARİL imâline yakınria başlanncaktir. İlâncıhk: 8445/946 Özgen Sanayi Madeni eşya ve Emaye fabrikaları Büro: Karaköy, Karamustafapaşa Cad. Taviloğlu Han Tel: 44 77 59 44 31 47 Reklâmcılık: 284/945 KONKORDATO KOMİSERLİĞİNDEN ANKARA Dosya No: 1966/693 İcra ve iflâs kanununun 215 inci maddesi gereğince Ankara'da İskitler caddesi Söğüt Sokak No: 12/A. da Avaroğlu tııhafiye sahibı Yusuf Avaroğlu vekili avukat Nazmi Değirmencıoghı'nun vâki konkordato talebi Ankara 2 numaralı İcra Hâkimliğinin 3 ' 1 ' 1967 gün ve 1966/692 esas. 1967/1 karar sayılı ilâmijle kabul olunarak bilirkişüer tarafından tesbit olunan durum muvacehesinde ve şartlar mevcut görülerek kendisine ikl ay mehil verilmiştir. Borçlu borçlannı yüzde yüz ödemeyi ve 1959 yılı başında baslamak üzere 24 ay zarfmda müsavi taksitle ödemeyi teklif vc kabul etmiştir. Adı geçende alacağı ve borçları bulunanların iş bu ilânın gazetede yayın: tarihinden itibaren 20 gün içerisinde evrakı rr.üsbitelerij'le birhkte Konkordato Komiser: Ankara İcra Tetkik Mcrcii Başkâtibi Ömer Tümer'e mürscaatla kendilerini kayıt ettiımeleri, hilâfına hareket edenlerin konkordato toplantısına kabu) edilmeyecekleri, Toplanmaya tekaddümeden on eün içerisinde vesikaları tetkik edebılecekleri, toplantı gününün 22 2'1967 çarşamba saat 12,30 dr. Ankara'da İcra Hâkimliği mercü kaleminde yaP'.îacağı icra ve İflâs Kanununun 292 nci maddesi gereğince keyfiyet ilân olunur. (Basın 10740 A. 540/951) MİJSABAKA İLÂ1SI G E M A L P E K İ N TESİSİNDEN Tefisimiz «Türkiyede «ânemalarm dağılışı ve bu dağılışm sebepleri (Tarihi bakımından gelişme seyri, Sinemalann sermaye, sandalye sayısı ve makina gücü)» mevzuunda b ' i etüd hazırlıyscaklar arasmda müsabaka tertirj etaüştir. Üniversite öğretim üyeleri ve Tesisimizden b'r temsilciden müteşekkil jüri tarafından birinci seçilecsk olan eser sahibine dört bin, ıkinci seçilecek olan eser sahibine iki bin Türk lirası mükâfat olarak verilecektir. Etüdün en geç 31 afustos 1967 tarihine kadar isim, soyadı ve adresleri de bildiren bir dilekçe ile birUkte Tesisin Nişantaşı Emlak caddesi 23 numaraiı apartmanın üçüncü katmdaki merkezine makbuz mtıkabilinde teslim edilmesi bildirilir. Neticeler ayrıca gazetelerle 'lân edilecekür. Cumhuriyet 953 FlllMIIMlllllllIIIIlllllllllllinilllllllllllllIIIIIMIIIIIllllllIlllllllllllllillIHIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIİIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIin