24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHİFE I>ÖRT 27 Ocafc 1967 CTJMHTJIIÎYET UZflK Be$mühendis Tahiroğlu sigara uz&ttı, konuşrn&ytı b&şİBâık.. Gezüere çıktığım zaman fabrika dolaşmasuu ve rraücine sevTetmesini hiç sevmem. Dünyanrn her yanında fabrikajar aşağı yukarı aynıdır; daha doğnısu tetaükten makineâen arüamıy&n için aynıdır. Ama fabrikalarda, işletmelerde çahşanlann hayatlan? Koşullan? İşte btei ügüendirecek asıl k o nu. Azerbaycanda petrol lşlerl A serbaycan Sanayi Neft Najsırlıgı eliyle yönetiliyor. Bu Naztrlıfa bağlı Neft Madenlerl tdaresl ile 'Neft tşçüeri Senöikası ki buna Hemkârlar Ittifakı deniyor kol lektif anlaşma yapıyorlar. Başmühendis Ali Tahiroğluna kazancını sordum. 350 nıble, dedi. Üç yiiz elü rubte blrim paramula 3500 lira. Bu işletmede en sz ü « * t alanlar? Yetmiş, seksen ruble alan ve «jünde altı, yedi saat çalışan stsjyerlerdir. Işçi ücretlerinin tartışması sendikayla Neft Madenleri İdaresi arasında yapıhyor dediniz, ya i?çiler fazla ücret Isterlerse? îstiyebüirler. öğrendik ki işçüer olağanüstü •talepte bulunurlarsa ve arada. ihtilâf çıkarsa son söz partinin. Oktay Selâmzade: Bizde toplumun şmırtı partiymnın şuurudur, ama bizde işçl her jeyden önce eelir. Peki Oktay, dedim, diyelim ki neft işçüeri imkânlardan öte bir talepte bulandular. Şöyle düşünelim: Kazakistanda işçilerin donu yokken, Bakudakiler açıktan her yıl bir palto istiyorlar. Ne olacak? Oktay: Böyle bir şey olamaz, diyor, bir yanda eksik varken öte yanda kendini diişünmek diye bir şey yoktu'r. Biıim felsefemüe aykmdır bu'. Ve olmıyan şeyi istiyenin aramızda yeri yoktur. Peki, parti üyeteri imtiyazh bir yaşayışa geçruek eğflimini gös teremezler mi? İnsanhk hali bu'. Oktay gene karşı koyuyor: Parti öyesi daimî kontrol »1tındadır; işçiltr bu kadar »ğtr kontrol altroda değfldir. Bir işçi, parti üyesinden kat kat fazla kazanabilir. Parti üyesi bir otomobil alırsa ve bu otomobili alacak kadar kaıanıruyorsa «gel bakalım arkadaş sen bu arabayı nasıl aldın hesap ver!» derler. An» bir işçi bu kadar sorgu ve snal altmda değildir. Bütün bu konuşmaları olduğu gibi yazıyorum. Daha sonraki yazılarımızda bu tartışmalan bir sonuca bağlıyacak hükümlere varacağız. Gerçekte bütün Sovyet Curnhuriyetlerinin iktisadi İıayatı merkezi plânlamaya bağlıdır. Ve her şey merkezden tesbit ediliı. Yal RUSYAOAN GEZt NOTLARI ' İLHAN SELÇUK İLİMLER AKADEMISI ruz bu tesbitln tayininde çevreden merkeze verüen bügiler ve teklifler temel dayanaklar olur. Şimdilerde çevrenin kararlar Ustüne etkilertai çoğaltacak bir tutuma gidüiyor. Bu arada Sovyetlerdeki demok rasi anlayışının taraamiyle iktisadî plânlarna üstüne oturduğunu da söyliyelim. Fabrikada plânîarna,, işletmede plânlama, kolhozda planlama, Sovhozda plânlama, kombinalarda plânlaına. Eğer üretim üstüne lal söylemek istiyen varsa, beri gelsin. Gerçekten de işletme konusu üstüne kıyasıya tenkid sonuna ka dar açıktır. Bu lktisadî teniiddir ki toplumun kalkmmasını sağlıyabüiyor. Ali Tahirof bizi Artiom Neft'in kapısir.a kadar ağırladı. Konuştukça Azerî dilinin lnceliklerini kavramaya başladık. Bunu söyledim. Tahirof nerden geldiğimi sordu. İstanhuldan, dedim. Tahirof o sevurüi şivesiyle: « tstanbul lehçesi dah» galizdir, Ankara lehçesi bizi daha fazla okşar» dedi. Azerilerin konuşması pek hoşuna gidiyor insarun. Oktay'a Kruçef'in yertni niçin kaybettiğini sorduğumda: « Men, men diyordu, onnn men'ini tahta biti gibi ezdiler» diye cevap verdi. Oktay Selâmzade kendi deyişty !e «komünist ideası» na pek bagh bir Jüşi.. Konu ideolojik dftvalara, geldi mi hemen heyecanlanıp samnmaya girişiyor. Otelimize doğiu yola çıktık. Baku'da. sseytin ağaçları var. tlk leytin ağacı İ851 de yetişmiş. San toprak sulandıgt zaman bereketinl gösteriyor. Sunbatıade: Aıerbaycan nüfus bakımından Sovyet toplnlnğunda ye dlnci gelrnelitedir ve niifusumuı yüzde 3,6 oramnda artıyor, diye söze başladı. Ben burada ilâve edeyim : Sovyetlerde nüfus artışından korku yok. Tersine çocuğu olmamış kisilerden vergi alınıyor ve çok çocuk yapan annelere de madalya veriliyor. Yeni iş alanları açan büyük yatırımlar o Ka dar yoğundur ki. nzelükiî Sibir yada işçiye çok ihtiyaç duyuluyor. Sunbatzade'nin tarih görüşü ilgi çekici. Anlatıyor: Aitrî halkımn tarihi Türklerden de önce başlar. Bnralara çok eskiden Atropane derlerdi. Atropaa ateş demektir. Halk Zerdüşt aininde oldugnndan bu adın nedeni kolavhkla anlısılsbilir. Sonra Aıerbaycanın ynban bölgelerinde yaşayanlar Hıris tiyanlılc etkisinde tsanın dinine bagUndılar. Sonra tslâm akınlarının devridir. tslâtn istilâsı bir kazanç yarattı: Aıerbayean' da yaşıyan halk tek inançta birltşti, birlik sa^landı. Burada öç bin yıldan beri yasayan bir aha li vardır. Ama zarnan laman din ve dil de|isikli|i olmustur. Aym deSiŞine bütün milletlerin tarihinde rastlanabilir. Atropane adı zamanla Atrapatane ve daha sonra Aıerbeydegan biçimine dönüşmüş, en sonra da İlimler Akaılemisi Baku'da îlimler Akademisi 5000 kişinin çalıştığı koca bir bina. Anlattıklarına göre, Musa Ma»iyef adında bir Musevi bu muazzam konağı oğiuna düğün hedıyesi olarak vermis. Musa Nagiyef, Çarlık devrinde Baku kapitalistlerinden, ensesi kahn pet rolculanndan imiş. Baku öteden beri zengin bir petrol merkezi oldu|undan yermayedarlarm, işçilerin ve ihtilâlcilerin yoğ'anlaştığı bir kerıt. Baku'da patlak veren grcvlerin Çarlık Kusyasmda önemli yer tuttuğunu tarih kitaplan yazarlar. Biz îlimler Akademisi Orta Doğu bölümünü yöneten Profesor Sunbatzade ve yaruımcılarıyla görüştük. Prof Sunbatîade, kırlaşmış saçları aslan yelesi gibi ensesine düşen, iri yavı, içten ve can dan tavırlı bir kişi. Azerbaycan konusunda kültürel ve iktisadi açılardan devam eden sohbetiraizde söylediklerini yazmak iştiyorum; samrım profesörün fikirlerini olduğu gibi yaasıtacak özetlemeler yapabileceğim. Azerbaycan diye bildiŞimiz kelimeye varmıştır. Ilk ünlü eserlerimiz Arapça yazılmıştır. Daha sonra Azerbaycanlı şair ve ediplerin Farsça knHandıklanru görüyoruı. Ve Fazuli gibi şairlerimiz de Turkçeyle duycnlannt ve düşüncelerini dile çetirdiler. Bu gelişim de tabiîdir Kopernik Polonyalıdır, ama cserlerini Lâtince yazmıştır. tngilterede 14 üncü î ü ı y ı l a kadar resmî dil Fransızca îdi. Halklann geçmişine dogra indiîimiz ısman aym biçimde olayların göı lemleri bol bol karsımıza yıkar. Profesöre göre Türklerle Azeri'ler ayn ayrı iki millet idiler. Yakın tarih hakkmda Sunbatzade şöyle konuştu: Eskiden Azerbaycan diye birşey yoktu. Birtakım Rus vilâyetleri vardı. Sovyet halkl.irı na bagımsızlık verilmesi Lenin' in temel fikridir. O sırada Lenin'e karsı çıkanlar da oimuştur. Ama Lenin bütün halkların aym hukuk» sahip olması tezini ısrarla savnnmus ve kaz«nm«ştır. 28 Nisan 1920 de Azer bayçan, Güreistan, Ermenistan Sovyet oldular. 1936'ya kadar Kafkasya Cumhuriyetleri Federasyonu olarak bir arada yaşadılar. Ve 1936da hepsî ayrı ayrı Cumhuriyet olarak Sovyet İttifakına katıldılar. Bu gelişmenin sebebi? Sunbatzade bu soruyu şöyle cevaplandırdı: Tabiî nüfns »rtıyor, halk nyanıyor, ihtiyaçlar büyüyordn. BAKÜ Bunların hepsi bir Cumhuriyet örgütünde daba kolay ve tabii karşılanabilirdi. Gerçekte Azerbaycan tarihin hiçbir devrinde bağımsız devlet (larak yaşayamamıştır. Islâmın, Osmanlı Imparatorluğunun ve Çarlık Rusyasının yönetimi altında tarihini sürdürmüştür. Sovyet thttlâlinden sonra ilân edilen baçımsız Azerbaycan dev letinin ümrii Kızıl Ordu Kafkas ları aşıncaya kadar sürmüştü. Busünkü Azerbaycan Sovyet Cumhuriyeti hakkındaki temcl karar ise Bakuda değil Moskova'da alınmıştır. Sunbatzade'nin görüsünü de mübalâğalı olarak r.iteleme'k gerekir. Bir rniUeti millet yapan etkenler vardır. Bu etkenlerde ortakhk varsa daha küçük ay\rımlara gitmek ve milletleri par sellemeye çal;şmak lüzumsuz bir gayrettir. Ispanya, Fransa, tngiltere gibi omogen gbrünen ülkelerde büe yaşıyan halkları renk renk parsellemek mümkün dür. Y A RI N Sömürülüyor mu? Dişi Bond MODESTY BUAISE BULMACA İSTANBUL 06 25 n6.S0 06.45 07 00 m.115 0T ,30 (Y7.« 07.50 173456789 09 oa 08 2(1 08411 09.10 09.30 0943 10.f>0 10.15 10.25 1040 ll.ftfi 11.05 11.55 12.10 12.13 12.45 1300 13.20 13.30 Acılıs. orogram Kuranı Kerim ve türkee acıklarr.ası Saz. eserleri Köve haberler Türküler eecidl Haberler ve hava dunımu Kücük üânlar Sıüdvo G> den ve Istanbulda bueün Hsüf müîiVc Orhan Avsar orkestrası Keman soloları Günamüz Sorunlanmıı Nesrin Sioahiden sarkıîar Rumba ve Ca'Ca'lar Nida TMekçiden türkuler Müzik kutusu >Iitoloiide kadın Saz eserleri Arkası varın Kısa haberler Sabah konsçrt Kemal Gülesoelu orkestrası Kücük ilânlar Buleçd Oraldan sarkıîar Sükran Doruktan sarkılar Ahmet Sezainden tüvküler Haberler. R. G. de bugün Stüdvo G'den Reklâ^n oroeramları Kaoanıs söz). 2 Bir erkek adı, telefon sabah olmadan başlanna gelea hal. 8 TeTSİ parolası. 3 Ses alan makinele1 2 3 4 5 6 7 8 9 «zaman gösteıın en esaslı kısıru, eski Rus hüren aracm esas kümdarlarınuı unvanı. 4 Tersi lı şekilde düzeyırtıcı bir kuştur. 5 Çevrilince ne kormlma işt» törenlerde çalınan musiki parçamânasına iki ke s: belirir, yüksek zekalı ve dülirneyi belirtir. 9 şunceli kimselerde bulunan. 6 Kuzey AfrlOrta Avrupada Jermen ırkmdan kadaki bir çöl olan millet, büyülî işier yapanlarm kazandıklan. 7 Bir harfin Dttnkfi bolmacnauı bölgesinde oturan halktan. okunuşu, koıkulu rüya görenlerin hılledllrabj 15.5S Açıhs. lS.on Eftiüm rad.vosu 18.55 Cocuk bahcesi 17.10 Siir ve cocuk 17.20 Kısa haberler 17.25 Kadınlar fasıl toülulufcı 17.50 Keklâm oroaramları 19.00 Haberler ve hava durumu 19.40 Kücük ilânlar 19.45 Kücük orkestri 2(1.00 Aile sohbeti 20.10 Türk sanat müziSl bestecılerı 20.55 24 saatin olayları ve K.uânlar 21.00 Acık ovurum 21.40 Kücük ilânlar 21.45 Orhan Senerden sarkılar 22X10 Reklâm rırogramlan 22.45 Haberler ve hava durumu 23.00 Her zaman istenen olâklar 23.55 Günün haberlerinden özetler 21.00 ve oroeram Kaoanıs SOLDAN SAĞA: 1 Avusturyaya giderken Incirli hava alanında Cumhurbaşkan^nuzla görüşen kornşu bir ülken.n hükümöan (iki söî». 2 Canlı yaratıklan öldüren maddeler (çoğul). 3 «Görmekte olduğu hizmet henüz olgunlaşmamış durumda» anlamına iki söz, bir suçun cezasını kaldırma. 4 «Yasaya benzer şekilde konulmuş esaslara saygı göster!» rnânasına IKİ söziü bir emir. 5 Kışm ısmmamıza yarıyan, çevTilince «Ben» nehrinin adım Almanlann söyledikleri şekil belirir. 6 Gelecek zaman (eski terim). 7 Spor •iarşüaşması, küçük ticaret yapanlar. 8 Hoş ve güzel, ytüc taşıyıa kişi. 9 «ödü paUamak \.»zere olan kanuna karşı gelicis karşüığı iki söz. YUKAR1PAN AŞAGlYA: 1 Müsaade koparmak (iki 5 X | 1 3 •f T •ı •JL BFJH T] [7 • •r 1+ • + X IXn T •T • •+ Tj ı • T • •+ • m X t 1 21 1 ••ı\ X 2 X j DÜNKt HAH.KntLMİŞ SEK1J NASIL HAI.LEDİLECEK? Takandakl rakamlı bulmacada « dece 6 tane anahtaı (ipucu*, ve t Une «onu; vardır Bos olau 12 karenin içine 1 den 9 a kadaı aygtırj biret rakam koyarak ve toplama. çarpma. çıkartma, bölme ısaretlerine dikkat derek (oldan jağ» ve jTikandar. asapıya bnlmacada gösterUen sonaclan bulunm. Biraz vaktinic ahı ama, boj valttiniri bosça fit i i ; olursunuz. •• •+ IX T 1 •i X BS 1 •f X 3 Lİ İ •3 ÛSKveÖLÜM 46 Jones, hak tarur bir tavırla: «Doğru» dedi. «Oyle. Ernmy, Emmeline, Emmylune, Lune... Lelune en garde aücune rencune (Ay hiç hınç duymaz.) Ama, öyle mi? Belki şöyle desem daha hoşuna gider: Noir sur la lune. (Ay üstünde kara.) Yoksa sen bundan daha ince, ya da daha az ince ayınmîar mı yaparsın? Biraz caz kanşnrılabilir, yâni. Aelia öyie duşünürdü, pek de başarıh olarak; ama. onun dışarı açılatı bir penceresi vardı, eğilip gün batarken altın saç îarmda harp çalar, üzüntüsünü dile getirirdi. Sen hiç de altın saçhya benzemiyorsvın ama, sen de saç larında biraz caz çalabilirsin. Ah, şu içi içine sığmajan genç kuşak! Her şeyi caza çevirmek isterler, yal mz karmaşalarım değil, kıçlanmn biçimini de.» Emmy ilgisizcesine ona sırtmı döndii, eü de ge ne yayılmış bir kumaşın üstünde ütüyü testere gibi getirdi, götİrdü. Jones o kadar sessiz kaldı ki biraz sonra Emmy döndü baktı ne oldu diye. Jones onun arkasmda o kadar yakmda duruyordu ki kızıa saçı onun yüzüne süründü. Ütüsünü kavrayarak, bir çiğ iık attı. Jones, kollannı ona dolayarak. yapmacık bir tavırla: .Hah, benim kendini beyenmiş güzelim!» di ye ıslık çalar gibi fısıldadı. Emmy ona ateş püsküren bir bakışla bakarak: «Bırakın beni!» dedi. Jones ona yardım etmek ister gibi bir tavırîa: «Yanlış söyliiyors\m> dedi. «Bırak beni, alçak, yoksa pişman olursun diyeceksin.» Kız gene: «Bırakın beni» dedi. Jones: <Şu kâğıtları açığa vurmadıkça bırakmam» dedi. o şişko, iriyan gövdesiyle, sarı gözleri bir ölü gözü gibi anlamsız. Ernmy, ütüyü kaparak, kızgın kaguı: «Bırakın beni, yoksa yakanın!» diye haykırdı. Birbirlerine baktılar. Emmy'nin goileri yatışünlamazcasma ateş saçıyordu. &\ sonunda, Jones: «Vallahi yapar mısm, yaparsm» dedi. Emmy, öfkeyle: «Şimdi görursünüz yapar mıyun, yapmaz mıyım» dedi. Jones onu bırakarak tam vaktinde fırladl kaçtı. Kızm o kıpkırmızı eîi saçmı kızgm yüzünden arkaya attı, gözleri de ona ateş püskürüyordu. • Çık dışarı, çabuk!» diye buyurdu. Jones, rahat rahat, sallana sallana, kapıya doğru giderken, yakınır gibi konustu: « Buradaki kadmlar, n'oluyor size allahaşkına? Yaban kedileri. Yaban kedileri. Ha, akhma gelmişken sorayım: Ölmekte olan yiğit bugün nasıl?» Emmy, ütüyle göstererekten: •Çokın dışarı baka yım'> dedi gene. Jones kapıdan geçti, arkasından kapandı. Sonra *: : &iîerk Willinm FAULKNER se o hâtuncağız da susmayı hiç se%Tnez. Cecily'len sessizlik: yağlan, su. O da üste çıkar. Kancık kız, dün ne demek istedi acaba? Sonra, Georgie de var. Öyle de eli çabuk ki meşgul edebilmek için. bir alay iş ia ter. Neyse. her günün bir yarmı var. Hele bugün daha bitmedikçe. Gir içeri, Kocabaş'm bacağmı çekiştir biraz.» Çahşma odasınuv kapısında Joe Gilligan'la karçılaştı. İlk önce tanımadı. En sonunda: «Vay canına!» dedi. «Ordu çoktan terhis oldu ha? Pershing n'apacak şimdi, kendisini selâmlayacak asker bulamaymca? Savaş edecek kadar askeri zor bulduk ama, önümüıde uzun bir barış var... yandık, yahu!» Joe GilUgan, soğuk soğuk: «Ne istiyorsun?» dedi. « A, hiç. Sağol. Bin. yaşa. îrîuttaktaki genç arkadaşını görmere, Mercurus'un kardeşinin de hatırı nı sormaya geldim yalnız.» « Kisün kardeşi?» « Mahon'lann oğlu, böyle söyleyin bari.» GilUgan, kısaca: «Hekim yanuıda» dedi. «îçerl giremezsin $undi.> Topuklarmm üıerme döndü. Jones ötekinin uzaklaşan sırtının arkasından: «Hiç de değil» diye mınldandı. '.Hiç de değii, sevgili arkadaşım> Esneye esneye, taşlıktan yukarı doğru ağır ağnr yürümeye başiadı. Girişte durdu, düşünceli düşünceli, piposunu doldurarak. Gene ağzınm olanca açıklığıyla esnedi. Sağmda açık bir kapı vardı, boğucu derecede resmi bir odaya girdi. Burada işe yarar bir pencere çıkıntısı vardı yaaık kibrit çöplerini koyrnak için. Onun yanına oturarak ayaklannı başka bir san dalyeye uzattı. Insanın içine sıkmtı verircesine rjirinin dedelerinin asık surath resiınleri asıhydı bu odada. Bunlar arasmda başhca yakmlık bBğmm bir cins mide rahat sızlığı olduğu görülüyordu. Belki de bunlar Eski Denizci'nin gemici elbisesini eskitmeden önce çeşitli yaşlarda yapılmış resimleriydi. Jones, bunlsrın bojralı gözlerinin hazırsızlık çeken sinirli bakışlarmdan kaçmarak: «Ölü bir bahk bile insanı bu biçime sokamaz» diye düşündü. «Papazm cehenneme inanmasma hiç şaşmam.» Bir piyano yıllardan beri açıknamıştı, açılmca d» belltt o yüzler gibi bir ses çıkarırdı. Jones kalktı, bir kitaplıktan «Kaybolmuş Cennet>i aldı. «Bir günahkânn karşısına bunlan çıkmak pek hoş bir şey doğnısu!» diye düşündü. Sandalyesine geldi. Sandalye sertti ama, Jones sert değildi. Gene ayaklarun uzattı. Papazla bir yabaneı göründüler, konuşa konuşa dış kapmm önünde durdular. Yabaneı gitti, o kara kadın göründü. Kadmla papaz bir iki lâkırdı ettiler. Jones kadınm sağlam, esrbest duruşunu gördü. ağır ağır. şehvetli bir haz duyarak beyendi. Derken... Derken Cecily Saunders geldi uçuk leylak rengi < ı. i^Tdoio lâze kıvılcımlı • ;,. G ^v,S» ÎSTANBUl. İL RADTOSU 15.55 Acıhs v e oroeram 17.00 Sizin icin 17.30 Kücvik konser 18.00 Iyl aksamlar 1S.30 Senfoıuk müzik 19.00 Cesitli melodiler 19.30 Aksam konseri 20.15 Genclerle beraber 21.00 Oda müzifci 21.30 Gökkusası 22.00 Gece konseri 23.r0 Caz rr.üziâi x A konu ve resim. AYHAN BAŞOGLU BEYAZ GUL 2Z20 Ooereîler 24J1D Cesi'li îTiüzik 0(1.30 Hatif müzik fll00 P r o s r a m ve k a o a n ı ı ANKARA 06.25 06.3n 116.45 07.00 07.05 07.3O 07.45 08.00 08.(15 08.10 08.40 08.45 09.(VI 09.20 <19.35 09.40 10.00 in.53 11.15 11.30 12.00 12.15 12.25 12.311 13.011 13.20 ir,.3O 14.Of) 14 15 14.35 14.55 15.00 15.55 56.11 16.25 lG.4n 16.55 17.00 17.30 17.50 19.00 19.40 1945 Acıhs. proeram Kur'anı Kerim ve türkce acıklaması B. a k ı m m d a n oyun havaları K8ye haberler Günavdın Haberler v e h a v a d u r u m u Sabah müziâi Ankarada b\ıeün K ü c ü k ilânlar Her telden Kücük ilânlar Sanive Candan türküler G ü n ü m ü z Sorunlarımız Sabah konseri Kısa haberler v e K. ilânlar Arkası v a r ı n Eiitim radyosu Melodiden melodiy» Cocuk bahcesi Konser s a a ü Öele müzisi K ı b r ı s saati Kticuk ilânlar Beraber v e solo sarkıl»r Haberler. R G. d e b u e ü n Plaklar a r a s m d a Reklâm orosramları Coc\ık bahcesi Emel Sayından s a r k ı l a r B u s ü n icin sectiklerimiz Kısa haberler v e K. ilânlar Eeıtim radvosu Nimet Oeuzdan türküler Yerli orkeslralar Gneri Tecerden sarkılar Müzik dinliveUm Kısa haberler v e K. ilânlar Yurttan sesler Köv odası Reklâm oroeramları Haberler v e h a v a d u r u m u K ü c ü k ilânlar Ülkü Vüriikoeludan türküler Uvkudan önce N Tokatl:o61udan sarkvlar T KarabuHıttan t ü r k ü l e r i . ( 20 05 2025
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear