24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHÎFE İKÎ 26 Ocak 1967 " TARAFSmiK „ ÜZERİNE V lşiler Için oldnğn kadar milletler için de müşterek meseleler varKki, bnnların.sayılabilecek bazı esaslarına göre dır değer ölçüsü ••••••••••••••••••a GIDIŞ NE YANA? • ••• • ••• • ••• Pes birader! Politika hayatında şüphesiz laman zaman her şey görülmüştür: Dalkavukluk, riya, bühtan, yalan, yağcılık, entrika, iftira, kulis oyunlan, şakşakçılık, korkaklık. namussuzluk, kıl çekme, ayaga karpnz kabuğu koyma, arkadan çukur kazma, sahtecilik, alçaklık, düzenbazlık, hokkabazlık, aldatmaca, kandırmaca, göz boyama, dedikodu, fısıltı, rezalet, soytanlık, ve bn soy kelimelerden meydana gelmiş bir luçatçenin envaı. Kimse üstüne alınmasın ama son zamanlarda bizirn siyaset hayatımız yukarıdaki kelimelerin tümünün bulasık çorbasına kaşık atmaktan başka şey düşünmiyen birtakım cücelerin elinde görülmemis bir ablâk çukurunda çırpınmaktadır. Hani halk arasında bir deyim vardır : Herıf gözümün ıçıne baka baka yalan söylüyor.. derler. Yahu, herifler ınsanın gözünün içine baka baka yalan söylüyorlar. Yalan, yalan, yalan.. ve bu yalanların üstünde bir milletin kalkınması, kurtulusu, medeniyet dünyasına bir taş koyması mümkün olacak öyle mi?! Efendi millet, asker millet, soylu milletin içinde bezirgân rnhlu kişilerin, pısırıkların, korkaklann bulunması da tabiîdir. Peki kardeşler! Bu milletin içinde bepten pısınklar, yalancılar, hokkabazlar, korkaklar, soytarılar mı politikanın knlisini arşınlıyacaklar, Milletin gözünün içine baka baka yalan söyliyen kişiler çevresinden haysiyet sahibi birkaç politikacı çıkıp da, milletin gözünün içine baka baka : Arkadaşlar bu isin doğrusu şndur! diyemiyecek mi? Cevabını biz verelim : Hayır, diyemiyecek'. Çünkü ancak seviyesiz bir demokraside demokrasinin erdemleri bn kadar vok olur. Ve bir milletin Anayasası ne olursa olsun, bir milletin kabul ettigj re.jimin adı ne olursa olsun, dofru söyletnek, dofruları dile getirmek yolları tıkandı mı batağ» saplanılraış demektir. Son günlerde Ankarada olan bitenlerin içinde yasıyan politikacıların sözleri, insanm aklını basından alacak ölçüde yalanları birbiri ardısıra dizmektedir. Tirmi milyonu alfabesiz halkın bütün bnnlardan haberi yoktnr tabii.. Üçbuçuk gün sürecek bir bavatta saltanatla yaşamak için halkın sırtına kene gibi yapısmış olanların türlü oyunlannın politika kuliiindeki yankıları elbette yalandan dolandan başka bir sey olmıyacaktır. Ne var ki, bu valandolan meslefinin de blr sının olmak gerekir. En sorumlu koltuklardaki kişilerin olayları tahrif etmek yolundaki sorumsuzluklan ve pervasızlıklan akıl alacak cinsten değildir. Ve yalandolan konusunda bn kadar pervasıı olanların kudret sabibi belledikleri kişiler karsısındaki dalkavnkluklan, yağcılıklan, soytarılıklan insanı insan olmaktan dahi iğrendirmektedir. Hani bir ünlü hikâye vardır Paşa ile dalkavuğu arasında geçen.. Paşa ile dalkavuğu konuşurlar : Faşa : Hıyar salatası iyidir. Dalkavuk : İyidir Paşara. Paşa : Ama o kadar da iyl değildir. turşusn daha Iridir. Dalkavuk : Dogru buyurdunuz Paşara. turşusu daha iyidir. Pasa : îok vok, ben daha çok cacıfını severim. Dalkavuk : fsabet buyurdunuz Pasam, cacığı daha nefistir. Faşa : Bre herif! Ben ne der ve ne yaparsam, sen ona iyl diyorsun. Dalkavuk : Elbet Paşam, ben bıyann değil, sizin dalkavnğunuzum. Kıssadan hisse : Eski dalkavuklar hıyarların defil, Paşaiann dalkavufa idiler, şimdiki politikacılar sadece hıyarların dalkavuğudnrlar. Yaaa efendim! Dalkavuklu£un bile sanını şöbretini gölgelediler bizim yeni politikarılar.. Bu kadar çuknra inmek nzaya çıkıp Ay» varmaktan da zordur. Prof. Dr. ilhan ARSEL B O kuvvetliye müzahir olmaktır ve asıl kötüsü adalet vetiresine set çekmek demektir. Gerçek adaletin hüküm sürdüğü yerlerde, karar verme durumnnda olan herkes, değer verileri itibarivle üstartışılmasına aynı açıdan girişmek mümkündür. tün olana iltihak etmek ve ona yardıracı olraa Bu meselelerden birisi de «tarafsızlık» meselesidir. Çeşitli çevreler bizatihi tarafsızlığın ve ta cesaretini kendisinde bnlabilmelidir (2). Yukarıdaki durumlarda mânevi değer ölçürafsız davratuşın bir haslet, ya da önernli bir melerini gözönünde bulnndurmadan. her zaman için ziyet olduğu zihniyetine âdeta dogmatik bir aynı tarafsız tutumn mnhafazaya çalışmak belki inançla bağlanmış görflnürler. Onlar indinde taesitliğe prim vermek olar ı n u bu eşitlik adalet rafsızlık toplnmlar ve kişiler bakımından erisilhissini her plânda yok etmeğe matnf bir mahimesi güç ve fakat şart olan bir hedeftir, bir ideyet arzeder. Bu sebepledir ki, tarafsızlık. filozof aldir. Şarttır, çünkü bir kere bu hedefe yönelmiş ve büyük insan Albert Sclıweizer'in belirttigi gibi, her hareketi tabii faziletin ifatfesi olarak benimahlâkilife aykındır ve yine bu sebep dolayısiysemek gerekir. Zira farafcızlıkta esitliği gözeledir ki. «tarafsızlık» ile «kazanç ve menfaat sağten, eşitliği makaddes kılan bir mâna vardır. lama» düşüncesinin budutlarını yekdiğerinden Bundan dolayıdır ki, onlara göre taraf tutmasarih bir şekilde ayırmak raümkfin değildir (3). yan kişiler «aziz» olmafa müstahak kimselerdir, A ynı mahakeme tarzı, tarafsızlık ile dikhakve yine tarafsız milletler saygıya lâvık toplum* » çılığın neden dolayı kabili telif olamıyacaIardır. gının izahını da yapmağa kâfidir; zira dikhakçılığın galebesini, ynkarda da dediğimiz gibi, herhangi bir haksızlık karsısında susup oturmak ve taraf tutmamakla temin mümkün değildir. undan başka tarafsızlık, sadece bir meziyet niteliğinde olması itibariyle değil, ve fakat öte yandan şunu da unntmamak gerekir ki, aynı zamanda «fayda» ve dataa doğrusu «kazanç» bugünün gelisen şartlan içerisinde tarafsızlık, sağlaması sebebiyle de benimserunesi arznlanan kişiler için oldnğu kadar siyasi toplumlar için de tahakkuku fiilen kolay olmayan bir davranıstır. bir davranıştır. tster toplumlar ve ister kişiler Bundan bir süre önce yine bn sütunlarda «Tabakımından olsun tarafsızlığın her türlü tehlirihten bir ders» başlığı altında yayınladığımız keleri ve dolayısiyle riskleri önlediğine ve tarafyazıda (4) Atina deleeesinin çıplak bir realizm sız olanın basının hiçbir zaman derde eirmiyeceile Melos delegesine söylediği su sözler bugün o gine, ve bilâkis bundan birçok avantajlı sonuçeski çağlardan da mânidar görünmektedir bizlel»r saglayacağına dair sanki değismez bir kaide re (5): tŞu hususu hep biliyoruz ki, bu yeryüyerleşmiştir; veya hiç olmazsa bunun böyle olzünde adalet ancak eşit kuvvetler arasında mevdufu zannedilir. Bugün cemiyetinıizde kökleşen cuttur; kuvvet ve kudret, istihsal edebildiği her terbiye fisteminin bir tezahürü de bu yanlış inaşeyi elde eder, ve zavıf, vermek: mecburiyetinde nıslann eseri olarak ortaya çıkmaktadır. Ana kalacağı her şeye razı olur ..» «... Bir tabiat kave babalann nmumiyet itibariyle çocuklarına nunu vardır ki, her yaratığa, hâkiraiyetinin sayaptıkları ilk tavsiye: «Etliye, sütlüye karışmahasını iktidarımn sınırlan boyunca genişletmebi yacaksın» formülii ile kafalara sokulmak istenir. imkânlannı tanır. Bu kaidenin msanlar için olysaki tarafsızlığın, bir vazife mahiyetinde dugu kadar insan topluluklsrı için de doğru clolmak üzere tahmil edilen ve bazı müesseduğuna kaniiz...» selerin işleyiş şekilleri dolayısiyle zaruri olanı hariç, ne bir fazilet ve meziyet olan ve ne de gerçekten kazanç saglayan cihcti vardır. Tarafsızlık, tamnmış Avosturyalı filozof Comte Hermann rw* arihin verdigi ders sudur ki, tabiat, milletde Keyserling'in dediği gibi, bizatihi mahiyeti " leri. kaderin bir cilvesi olarak ya nadiren itibariyle prensip yoksunluğundan başka hiçbir tarafsızlığa veyahut da. tam aksine tarafsızlığın sey degildir ve her halü kârda «ahlâki» (ethique) zıt ötelerine snrükler görünmektedir. Durum, kiolmaktan pek uzaktır (1). Tarafsızlık dediğimiz siler bakımından da çoğu zaman böyledir. Fakat davranısın bütün deger ölçülerini küçümseyen, nıüspct aklın tabiata hâkim olduğa ve tarihin yok eden bir yönü olduğunda münevver her kaseyrini değiştirebildiği bir caçda inianların kenfa müttefiktir. Filhakika tarafsızlık kuru bir esitdilerini determinist bir felsefenin mafduru mevlik fikrinin «adalet» ve «hakkanivet» e galebe kiine düşürmeleri çılgınlık olur, Bunn da hatırçalması demektir. Adalet ve hakkaniyetin hâkim dan çıkarmaraak gerek. olduğu veya olması gerektiği hallerde ise tarafsızlık. yani haklı olanı iltizam edecek ve ona müzahir olacak yerde bnnu yapmamak, aslında (11 Comte H. de Kevserling Anaiyse Spectraie haksıza destek olmak demektir. Bundan dolayıde l'Europe, sh. 228 dır ki, Jhering «suçluya ancak suçlu tecazüp gös(21 Avnı eser. terir« derkcn tarafsızın kötü notunu vermiştir. ^ » Albert Schweizer Kültür und Ethık., sh. 250 3 Bir haydnt ile bir mâsumun mücadelesi sırasın(4) «Cumhuriyet. Gazetesı, 1 Aralık 1966 da, mâsum olanı kurtarmak imkânımız var iken (5J Bu yazı dolayısiyle Cumhurivefin •Tartışkılımızı kıpırdatmadan elimizi kolumuzu baçlama« sütununa gonderilen cevaplardao anlayıp durmak, yani iaraf tutmamak, fazilet değil şılmaktadır ki. bir kısım okuyucu ya kendıkeUmenin tam mânasiylc alçakhktır.'Namuslu \e sır.den bekRnen dütkSÎ ve ihtiınamı gösterdüriist olanın hilekâr ve düzenbaz marifetivle meden veyahut da hislerinin tesirini yitırır.eezilmesi ve istismarı vâkıası karsısında tarafsız den okuma âdetini terkedememektedir. Nıtekalmak, ondan daha büyük alçakhktır. Suçlu ile kim adı geçen yazımızdakı açıklığa rağmen suçsuzun, haklı ile haksızın. kuvvetli ile zavıfm Melos'un tarafsız olraadığmı iddia edebilecek karşı karşıya geldikleri lıer defasında tarafsızlığa hafiflikîere yer veren veya millî haysiyeti özenmek, Süçlu'nnn. haksızın veya kuvvetli'nin pazarhk konusu yapacak kadar ileri giden tahakküm ve tasalluduna cöı yummak vr daha okuyucunun görüçlerini baska şekilde izah başka bir deyimle fiiliyatta suçlu'ya, haksıza ve kabil değildir. •»>• Arzulanan bir davranış ı::: : >••• Sonuç ;•• ::: « •••••••••••••••••••••••••••"••••••••••••••••••••••••«••••••a..••>•... •••••••••••'••••••••••••••••••«»••••••••«•••••••••••••İaaIIiIiZZi2>Ba 9 Aynı konuda Sivasa! Bitgiıer Fakultesı öğrencısı Osman YILMAZ, Öğretmen Kemal 1 ŞIK, l.Ü Felsefe öğrencısı Cnal TÜRKEŞ, öğretmen Nedim ORTA ve Mükremin TEKÎN'den mektup almış oulunuyoruz. • Tartısmacı Osman Yılmaz Nadir Nadi'mn «Gidiş ne yana» başlıklı yazısır.a jesınmekte ve sozlerini söyle tamamlamalrtadır: «Eğer milletimızi »evıyor, 01«GIDİŞ NE YANA?» ydı. Sakemizin kalkınmasını ve balkıyın Nadir NADİ başyazısında mızın bilinçlenmesinl isüyorsak, şoyle belirtiyordu bunu: köy çocuklarına nkuma olanak «Yüzbinleree Türk yavrusuları hazırlamalı, her yıl yüzbınnun öğretmensiılikten, okuma lercesini ilkoknldan sonra kendi olanagından yoksun kaldığı ynrkaderlerine terk etmemeliyiz.» dumnzda, çoğuna karakter ve kişilik sabibi olmaktan gayrı Öğretmenin hiçbir knsnr bulamıyacağımı» verdiği savaş pırlanta gibi öğretmenler sokar ğa atılmaktadır. • Tartısmacı Kemal Isık, Doc. Nerelerden kalkıp nereye gel Dr. Cavit Orhan Tütengil. son diğimizi aramızda her halde pek birkaç ay içinde görevinden çok görenlerimiı vardır. Ama uzaklaştırılan öğretmenlerin, ubu gidişin bizi nerelere götürezaklaştırılış nedenlerini yerinde ceğini düşünen kaç kişi çıkar bir teşhisle eleştirmektedirler.» dersiniz?» Evet kaç kışi çıkardı diye başladığı yazısma şöyle deacaba bu sorumsuzluğu duşü vam etmektedir: nen? «Hemen belirtelim ki» diyorDtRGİNLtK» in bilimsel yönden Iar Sayın Tütengil. «Görevin va DÎRGİNLİ» in bilimsel yönden pılmasına ifişkin kusur ve ihanalizini yapan aynı tarihli ga mâller yerine öğretmenlik göre zetede Sayın Prof. Bahn Savcı vini büyük bir sorumluluk anıse konuya ışık tutmaktadır. layısı ve ülkücülük tutumuyla yürütme çabaları «ldare» nın ürk öğretaıeni jeuseiı ahışımına uğramaya yetmektedır. kım içinde AnayjsaniD ı«Ve» Cumhuriyet Türkiye'sinin şığında Turk Mılli Eğıhiçbir döneminde bir raeslck timının amaçlarının gerçekleşkütlesine karşı iirışilmîş olan mesı yolunda kutsal gorevını ya böyle bir davranısın benzeri pacaktır. Bu yolda her devirde diye eklemektedırler olduğu gıbı günümüzde de sa yoktur» vaşını verecektır. Sürulse de, ı peşinden. Işin üzücü yönü bu ya Sayın şmden edilse de. Bız öğretmen Tütengil. Hizmet yolunda fcısıler ınamyoruz kı Türkiyemiz ler yararlılık derccelerine göre Atatürk'ün yolundalcı bu savaşdeğerlendirilmeleri yerine, aksi, ta ülkemiz çağdaş uygarhk düzeyine çıkacak. Ogün Türk ulu bir yöne gidilmesi saşırtıyor hizi. Değersizlerin tasfiyesi şeklın sunun ilerı Türkiye yaratılmade olsaydı eğer görevden uzaksındaki harcına terı kanşan BUlaştırmalar, normâl karşılanırdı gunün tedirgin ülkücü öğretraehiç şüphesiz. Fakat, bu durumni görevini yapmanın mutluluda nedenleri aranır yapılanların. ğunu duyacak. Uangi karanlık düşünce jnrnal Sayın İlhan SELÇUK'un delıyor öğretmeni «ldare» ye. Ne dikleri diyeceklerimız: istiyor ögretmenden bu düşünce «Millî Eğitira Bakanlığında sahipleri. öğretmenin şahsında oturdukları koltukları haksızlımilleterai yapılıyor bütün Ounğın ve karanlığın âleti yapmak, halkın hizmetine eıreceklerine lar. Neden devamlı etkinlik sds komprador potltrkasının hizme termeyip zaman zaman ortaya tine girmek suçana bugün ışli Jçıkiyor bu kişiler. Neden cün yenler, kendi yarınlarını kendi "geçVıkçe biraz daba alevıeniyor düşünceleri. Hançi kuvvet canelleriyle şimdiden bazırlamaktaIı tutuyor bunları. önemli olan dırlar. Onlar hem kendilerini bn. Milletçe bu nedenleri çözüm hem de bu memleketin değerli yıllarını boşuna hareıyorlar.. lediğimiz gün, maskeler düsecek, milletin gerçek düşmanları Bizden sadece haber vermesi». meydana çıkacaktır. Cemil SÖNMEZ Bunların kim ve ne yapmak is tedikleri çoğumuzca bilinmesıue Türkiye öğretmen Jernekleri rağmen, tekrarda fjyda görüyoMillî Federasyonu Genel Sekyorum.» reter Yardımcısı Gidiş ne yana öğretim ailesindeki tedirginlik • Hazin bir tablo • Bizden haber vermesi • 200 Öğretmen yer değistirdi. 13ü Bakanlık emrinde • Öğretmenlerin verdiği savaş» Son günlerde hızla artan öğretmen kıyımıyla ılgili 3UMHURİ" YET'te yayınlanan yazılann baş hgıydı bunlar. Bu hazan mevsimınde türlü yönlerden esen rüzgârların peşisıra gıdıyordu oğretmen diyar, diyar. Çevresındeki kuşku. orta yerdeki çaresizliğıyle. H Diğer tartışmalar çilekes tavır. bilinçli bir kararlılığın güçünü yansıtıyor. Bize öyle gelir ki, ondokuz jnldır yalraz bu güçle ve yalaır halk adına direnen Atatürkçü öğretmen kitlesi, son olmasını umduğumuz ve dilediğimiz bu savaşmda da ezilmeden yürüyecektir.» Sağlık vereceğim • Tartısmacı Nedim Orta ile Mükremin Tekin de Doç. Dr. Orhan Cavit Tütengil'in «Öğretmenlerin verdiği savaş> adlı yazısına değinmektedirler. Öğretmen Nedim Orta sözü edilen yızjsı içiD «Öğretmenlerin verdiğf savaş» basIıklı yazısını tüın meslekdaşlanmın okumalannı ve de kesip yanla rında taşımalarını zaman zaman çıkarıp okumalannı, okutmalannı salık vereceğim» demektedir. Benim görüşlerim • Tarüşmacı Mükremin Tekin •Sayın Doç. Dr. Cavit Orhan Tütengil'in, ögretmenlerin verdigi savaş» isimli yansı ile ilgill benlm de görüşlerim var» demekte ve |öy le devam etmektedir: «Dünyadaki her mesleğin yetıştiricisi öğretmendir. İnsan denilen ulvî yaratığa çağın düşüncesini kazandıran Atatürk'cü öğretmenlere karşı girişilen saldın doğrusu çok acı, acı olduğu kadar da düşündürücüdür. Niçin bu saldırılar öğretmenlere karşı yapümaktadjr? Kafamızı avuçlarımızm içerisine alarak düşünmeliyiz uzun uzun... Bu son yülara dek görülmüj müdür, kitle halinde sürgünler, ijlerine son vermeler, vekâlet emrine almalar, tl Disiplin Kurullarmın öğretmen harcamaları?. Bu yolda direnenler, bilmiyorlar mı kı, öğretmenin topluma karşı sorumlu olduğunu. Tuttuklan yolun yalnış olduğunu, öğretmeni ce zalandırmakla toplumu cezalandırmanın arasında hiç bir fark olraadığını bilmem söylemeye lüzum var mı? nayasanın vermiş olduğu soz ve yazı öğgürlüğünü herkesden daha çok öğretmen kullan malıdır ki, ilerleme olsun. Nutuklarda öğretmen «Sen herşeysin» diyenler, uygulamaya geçükleri zaman niçin öğretmen harcama yolunu tercih etmektedirler? Özgür olmıyan bir insanm. özgür insan yetıştireceğine şahsen inanmtyonım ben. T A Atatürk'ün öğretmenleri, bir avuç çıkarcınm esiri olamaz. O hak bildiği yolda yalnız dahı olsa gidecektir. Bugün sürülecek, yann mesleğinden olacak, fakat, topluma karşı sorumluluğunu yerine getirecektir. •••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••a •••••••••• Aleni Teşekkur Yıllardanberi çektiğlm vari» hastalığımın ıztırırplarını yeni çıkan ilâçlarla dlndirip beni rahata bavuşturan Dahiliye Mutehasssı 7966 Kalkınma îstikrazı Tahvilleri Satışa Çıkarılmıstır 818 sayıh kanunla Hazinece ihraç olunarak 16 ocak 1967 tarihinden itibaren bütün bankalarda satışa arzedilmiş olan % 6 faizlj 1966 Kalkmma İstikrazı Tahvilleri her türlü vergi ve resimden muaf olduğu gibi istenildiği zaman geçmiş günler faiziyle birlikte paraya tahvil edilebilir ve Devlet ihalelerinde teminat olarak kabul olunabilir. (Basın 14001 A 264/910) Aylcılc Musa v/EKTİL B E V . . £O BİKJ LİKA N/EeE.kJ HALK D&ESEKIIZ, 2 5 Bir kaç madde eklemeyi yararlı buluyorum • Tartısmacı L'ndl Turkeş de «Öğretmenlerin Verdiği Sav.<:adlı yazıyı soz konusu etmekte şunları yazmaktariır: «Sayın Tutengılin sıraladıiı beş ortak dzellıği. t'ir öğretmen çocuğu olmam iolayısı ile hemen tanıyıp benımsedım. Bu 'a nışıklığın verdiği ıçtenak ı'e, Sayın Tutengıhn gozıemlenn'î birkaç madde daiıa ekltmeyı > ararlı buluyorum. Sorunun 'emc1 koklerını. bırçok olayda olduğu gıbı, ourada da 1948 lerde ouıuyoru/. Bu tarihlerde, iz olaraK pekısmeaen biçim olarak eveî'enen, bu vonü ile Türk Toplumunun so..jolojık özünu bır yontem açısma getiremeyen Demokrafi barekütı, halka inemeyen devnmcılenn yerine halkın içinde olaiı çıkarcıları sıvrıltmeye oaşlHraış'ır. Halk çıkarlan ile çehîjrek gelişen bu hareketfen, ha'k .lydmlanmasını ve hılls uynn.şını >ağ layacak eylemler beklemek ver sız olurdu. Nitekim, yeryü^ö eğıtimcüerinin <ıd ıüredr ılgıle rinı çeken amaç ve ilk» olarak Türk Toplumunun aydınlanınadan yana payını vükseltmelc ıç:n kurulan Kby Enstıtülert, )1İ£ nücumlara bu tarıh>rde nedef ol mağa başlar. Halkı kendi çıkar'.arından uzak düşuren bir yanhş tutum, 1948Ierı izleyen yıllarda da e|emenliğini surdürecektır. Atatürkçulükten odün verme yarışı tüm siyasileri etkisi altında tutacaktır. Ama tek bır kitle, halk eğiumi ve halk aydmlanınası ile yükümlü olan Atatürkçü öğretmen kitlesı çıkarcmın değil. daırna halkın yanında, daima gerçeklerin dilinde olacaktır. Dr. Keraal Saraçoğlu ya candan teşekkurlerimi suna • rım. MELEK BAŞOL Cumhuriyet 922 TEŞEKKÜR Fatma Ulviye Sultan'ı (Merhum ALİ HAYDAR GERMİYANOĞLU zevcesi) kavbettik Babası: /fızı rc damadı: Hemşiresi: Torunları: Yeğenleri: Merhum Sııltan 6. Mehmet Vahidettin Hümeyra ve Halil Özbaş Sabihcı Sultan (Osmanoğlu) Halinı ve Hanzade özbaş Prenses Neslişah Abdülmünim Prenses Hanzade îbrahim Prenses Neclâ tbrahim VEFAT Oğlumuz YALÇIN DAĞLAR'ın öç yıldanberi muztarip olduğu orta kulak hastalığını gayet yerinde teşhis ve tedbirleTİe ıki saflıalı operasyon ile gideren ve bizlere evlâdımızı kazandıran Ccrralıpasa Hastahanesi Kulak, Boğaz. Burun Mütehassısi pek muhterem Prof. Dr. HİKMET ALTUĞ'a narkozitor Faruk Or'a, yardımcı asistanjara ve Ömür Klıniji persor.eHne sonsuz şukran ve nainnetlerlmizi sunmayı en zevkli bir borç biliriz. Neş'e Oağlar Sabri Dağlar Cumhuriyet 914 tÜBEfİ 75.000 Liralık HususiCekilişiyh 25/Ocak/l967 Tarihinden itibaren Sayın Halkımızın Hizmetindedir. Ömür Boyunco Aylık Gelir Konforlu ve Modern Aportmon Dürelerl Tahsil lüfstf ve IEHGİH PARA ikramiyeleri. h Asıl savaş TEŞEKKÜR E=im Melâhat Kutlu'ya gerek hamiieliği. gerekse doğum sıtas nda goslerdikleri yakın ve nazık alâka ve hazakat ile bizlere bir eıkek evlât daha kazandıran Sosyal Sigortalar Kurjmu istanbul Hastanesi Nısaıye Mütehassısı Jin. Op. Dr. HULKİYE TURGAY ;!e Çocuk Dr. Akdemir Çadırcıoğlu. Dr. Bulent Atahan, ebe Saadet Gör.enc. Ebe Omit Gülîekin. Servis Hemşireleri N'uran Akbulut. Flkriye Kspata:'. Ayhan Yurdaer. Semiha Kılıclı Han:nılara ve doğuradan sonra gbstcilen alâkadan dolayı butun servis ve hastahane personeline teşekkurlerımızi arzederim. Kt'TLU allcıi Cumhuriyet 915 25 Ocak 1967 Perfcmbe gunü İstanbul Çengelköy Camiinde oğlc namazını tnutaakıp ebedî istirahatgâhma tevU edilecektir. RekJâm Produksıyon; 6727/ S23 ürk Öğretmeninin asıl savaşı, soylu amacmın yozlaştırılmBsını isteyen karagüçün, siyasai düzenı b:!e etkileyecek bıçimde gehşen bılinçslz felsefesi ve bunun suyüzüne çıkması karjısında başlıyor. Bu savaşta, Atatürkçü öğretmen kitlesine dış bileyen iiç amansız topluluk gorüluyor: O Ataturk İlkeleriııi benimsemeyen ya da bcnimser gorunen slyasal topluluk. Q Ünımetçi, şeriatçı. nurcu ve suleymancı gibi bazı din adamları topluluğu. 3 Faşist \e burjuıa cğilimli olup, sayıları şimdilik az olan oğrel men topluluğu. Kendi aralsrında sıkı ilişkiler kuran ve devrımci felsefe ile kitleler arasınds yeni yeni ku'iılmağa başlanan ilişkilerı kopartıp stoıaM hedef guden topluluklar karşısmda, Atatürkçü öğretmen kitlesinin takındığı ödünsüz, ülkücü .ve Î VUell en oı 50. Vaiesiı 100 liralık Mr Menp oçtınnn, hesobınıı M *. Vorsa çoğalîınız. < TURdİYE VAKIFLAR B4NK ASi; mmmrn? (Basın 10609 A 909)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear