23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8AHİFE ALTI CTJMHURfYET 17 Eylul 196C Vatandaş Ahmet Efendi ile Rahmi Konsolos Beyle basbasa vermişler konusuyorlardı. Konsolos iki defa aksırdı.. hemen mendilini çıkardı, burnunu sildi. Rahmi: Konsolos Bey, siz nevazil olmnsnnnz. Hayır Hilmi Beyefendi. sn kapıdan rüzgâr geliyor enseme doğrn. Basım üşüdü. Recep kapa şu kapıyı yalın!. Kardeslm! Giren açık bırakıyor, şimdi Nuri Bey girdiNnri: Girmedim Ahmet: Nuri, scn girmedin miî. Girmedim Ehmet!. YARIM ASIR DUNYANIN Y a z a n : Burhan FELEK GÖZÜNÜ KAMAŞTIRAN Konsolos kapalı çarşıda.. CECiLE SOREL OLDU kâna girdiler .. Ahmet önce girdl: Bir ecnebi müsteri getirdik.. Hiç Türkçe bllmez. Konnsabilir misiniz?. Baynrsunlar efendim!. Biz Çapunca bile konnsnruı» dedikten sonra Konsolosa., Bonjnr Mösyö!. diye kırma bir Fransızcs ile: Bir sey mi arzn edersiniı, diye sordu .. Konsolos tam aksanh bir Fransızca ile vitrinde gördüfü bir hamam tası, bir kaç antika kasık gibi şeyleri gösterdi .. Adam bunların çok eski oldnğnnn, en az 300 senelik bir antika olduğnnn söyledi. Ahmet dfikfcâncıya: Yok. söı verdim bizde öyledir. Almam yahn!. Sen pazarlığını yap!. Mösyö!. encor livres.. dedikten sonra Türkçe olarak: Alırsan al, almazsan cehenneme kadar yolnn var.. der demez Konsolos bir patladı.. Biraz daha terbiyeli konnssanıza!. Teessüf ederim. Siz antikacı mısınız, yoksa cehennem seyahat acentası mı?. deyince dükkâncmın ağzı açık kaldı.. Zo!. Pardon.. Mösyö, beyefendi!. Ne diyeceğimi şaşırdım.. zatınızı frenk dedilerse ben de ağnamazsınız diye konuştum. Rica ederim. Miî pardon.. Hâsâ sözüm size değil.. Cehenneme dediğim.. hani frenk tnristler var, beyefendi!. Sizin gibi adama öper basıma koyanm. iki saat mallan çıkartır.. evirir, çevirir pazar : Iık eder.. kaynanamın ölüsünü öpeyim ki.. sermayeden asağı fiat söylerim almaz çünküm ; ben alacak adamı çakanm.. za ; tınız öyle defilsiniz.. affeder • siniz.. kasıklan istoorsunnz!. j Buynrnn!. Ne verirseniz verin! j Vallah, billah!. Lâf etmiyece i ğitn. . Daha ötesi var mı?. Ma : demki Müdüriyetten geleorsn : nnz.. Bizim vazifemiz misafir ; lerimize. . : Cecile Sorel sohretli jünlerinde 17 Eylul 1927 tarihli Cumhuriyet'ten «Bütün büyiık adamlar beni sevdi» diyen ünlü Fransız tiyatro sanatçısı, bütün Krallarla tanışmıştı... İkinci Dünya Savaşından sonra Almanları evine kabul ettiği için kendisini sorguya çeken Fransız Albayına «Onlan siz Frinsaya sokmasaydmız, ben de evime kabul etmek zorunda kalmazdım» cevabını vermişti. Allahım, şükür sana, çağımın güneşi oldnm. Bana böylesine parlak bir ömür verdin. Geçen hafta, Dauville'de 93 yaşında ölen ünlü Fransız tiyatro sanatçısı Cecile Sorel'in son sözleri bu oldu. Gerçek'ten, Cecile Sorel demek, yarım yüzyıl boyunca tivatro ve müzikholde espri, heyecan ve çılgınca bir zaler demekti. 15 yaşında sahnede Cecile Sorel bir harıka çocuktu. Daha 15 yaşmda Pans sahnesinde. başdonduren ününe ilk adımlannı atıyordu. Tam 35 yıl, Comedı Prançaise'de gbz kamaştıran bir hayranlıkla alkışlandı. Yıllar bile yenemiyorlardı onu. 1933 de Casıno de Paris'in merdıvenlerinin son basamagında sendeler gibi olmuştu. Geriye dömip, bir daha unutulamıyacak sözünu fırlattı bakanlara: «Indım rm''» Turk, bugun bütun cıhan nazarında tecessum eden vaılığını elde edebılmek ıçın senelerce ve mutemadıyen saliŞtı, mutemadıyen dıdındı... ve nıce nice evlâtlan bu uğurda azız kanlarım akıttılar. Bir lâhza için du şuncelerimızi »enelerc» evvelıne çevırelım. Bu hudutlardaki muharebeler, fedakârlık, cesaret ve feragatı n>efısın şaheserı olmak itıbarıyle baştan başa bırer çehamet dasitanıdır (destanıdır). Bugun bu şuhedâ gununun (şehıtler gunu) bu muazzam dasıtanı tekrar yada vesıle bulurken, Turk evlâtlarının bu ulu gazâ uğrunda feda ettiği kanlarını mubarek hatıralarını kemaiı hurmetle taziz ve taKdıs ederız. Çanakkale .. Çanakkale, baştan başa bır ta rıhtır O Çanakkale kı, duşman, önunde tam 256 günlük muharebelerden sonra çekilip gitmeğe mecbur kalmıştır. ^ Bugün tır. Hararet 90 dereceje çıkmıştır kı bu eylul ayı ijın gorulmemış bır rekar demektır. Bu son günlerde şıkago'da sıcaktan yırmı beş kısı olmuştur. Rusya • Fransa Girmedin de bnrada nasıl bulunuyorsun?. Tasak mı kahveye gelmek? Öyle konnşma yahn!. Sen bana konnşma mı öğreteceksin?. Rahmi: Kavga etmeyia be!. (Kon•olosn göstererek) bnrada bu adamın neılesi kabanyor, siz de maraza ediyorsnnnz. tt ite bnynrmoş, it de kuyruğnna! derler, diyerek kalktı, kapıyı kapadı. Sonra da Nnriyc. tnsan ffirdigi zaman kapıyı kapar. Ben girmedim.. Ahmet: Deli gibl söyleme Nuri! Girmedin de şimdi bnrada nanl otarayonun?. Kahve de|il mi bnrası? Herkes otoriyy!. Ben de otnriyrnm!. öyle değil oğlnm!. Sen bnrada ben girmedim diyortnn! Ben tirdim, glrdim ama kapıyı açmadım!. Peneereden ml girdin? Yok Ehmet! Kapıyı ben •çmadım... öyle sSyleaene!. Konsolos: Monşer!. Si» diplomatik Hsanla konasayonnnaz!. Nnrl: Ben dlplomah değtlim; Syle sey konuşmam .. Rahmi gfildü, Nnrinln arkannı eliyle okşadı... Ağabey!. Sen btldifin gibi konnş!. Aldırma ama kapıyı kapa!. Bir yere girerken kapıyı kapamaü... Sen belediyemisnn?. Ben Rahmiyim!. Bn da Konsolos!. Adam hast» olnrsa lenin nmnrnnda mı?. Kapı açık kalırsa her adam hast a mı olnr?. Konsoloslar hasta olnr, •en anlamazsın!. öyle ise böyle kahvelere neye geliiii? Kalsın evinde!. Âhmet: Uzun etme Nnri!. Kapı kapanır, adı nstünde bnnnn!. (Içini çekerek) Syle olsnn Ehmet Bey!. Biz yapı kalfasıyıı, kapıyı lenden ögreneceğiz.. Recep: Kapı kapandı beyler.. laf da kapansm artık!. Rahmi: Al bnndan da bes paralık! Lâfa da mı yasak yahn!. Rahmi Bey! Kapıyı kapatton, Iifı da kapat, bitsin yahn! Ahmet: Peki, peki!. Hadi sen isine oak!. dedikten sonra Konsolosa: Gideriz Konsolos Bey!. Ne •aman isterseniı!. Rahmi: Ben de gellrim.^ Nnri: Nereye böyle?. Konsolos Bey, Kapalı Çar «ıya grtmek istiyor da!. Bedestene mi?. Şöyle bir dolaşaca^ır.. Ama çarsının kapılarını kapatm da Konsolos Bey nevazil olmasın... Konsolos: Mersi Nnri Beyefendi!. Sıhhatim hakkındaki yakın al&kanıza teşekkür ederim Bir sey değil Konsolos Bey!. Vezîfemiz!. Gnlüstüler... Ahmet: tsterseniz simdi gidelim... tyi olnr... Ve üçü çıktılar. Cağaloçlnnda dolmnştan indiler. Nnrnosmaniye kapısından Çarsıya girdiler. Konsolos Bey o gün siyah bir fötr şapka giymişti. Vitrinlere bakarken dükk&nlardan çıkan satıcılar Fransızca, tngilizce, Almanca müsteri çağınyorlardı .. Ahmet dedi ki Konsolos Bey!. Sizi biz bir ecnebi mnsteri diye gösterelim.. olmaz mı?. Konsolos gnldfi.. Monşer!. O zaman benden fazla para isterler. Rahmi: Biz vanz Konsolos Bey!. Bırakır nuyıı?. Nasıl yapacagız?. Siz beraber geliniz.. biz onnn icabına bakanz . Biraz ilerlediler.. Bedesten eİTanada antika satan bir dfik Bana bak hemserim, fiatlar çok yüksek olmasın. Adam maldan anlıyor. Bnnlann antika falan olmadıgmı bilir. Bizim de komisyonumnzn nnntraa!. Aman kardeşim!. Biz de ekmek parası kazanacağız. Senin nene lâzım» bnnlarda para çoktnr . Yok öyle değil!. Bn adam bir yerin Konsolosa, adını beceremiyornm, bize teslim ettiIer. Siz terciimansınız?. ' Yok!. Ben Müdnriyettenim.. bu da ecnebinin soförü.. Konsolos Bey o esnada bn lâflan hiç anlamıyor gibi baska esyalara bakıyordn. Dükkâncı: Mösyö!. C'est tris jolü. N'estce pas?. diyerek diller dökerken pazarlık başladı. Firinç tasa 80 lira istiyor, bir tesbibe yüz lira, bir çubuga 85 lira, kasıklara da elllser lira istiyordn . Konsolos fiatlan pahalı bnldn. fstemem diyerek dısan çıkarken dükkâncı önledi Pardon! Pardon.. Bir dakika.. diyerek fiatlardan biraz daha tenzilât yaptı. Konsolos başım iki tarafa sallayarak: Non, non!. diyor, baska bir sey demiyordu... Dükkâncı: Ne meret adamdır be!. Nereden bnldnnnz böyle cimri tnristi?. Rahmi: Kazıklayamadın galiba?. Yok be!. Sermayesine vercem almaacak.. öyle görünoor.. Kır bakalım.. biraz daha kır da baska yere götürmiyelira!. Nereye götüreceksin zoo?. (Konsolosa) Mösyö!. ön pö.. ün minüt.. içeri girdi.. defteri açtı. Sermayesi 35 liradır kasıklann.. ben para kazanmaaayım?. Ahmet: Geç onn simdi.. O 35 lira 30 Jira aslî maaşlı öğretmenken tatilini geçırmeye gitmişti Yeni vapurlanmız Rahmi gulerek: '• Yok be yahn!. Biz Mndü : riyetten falan degiliz . j Dükkâncı: j Zo!. Siz artistsiniz; yok • sam dolandıncısınız?. Ayıp de • ğil?. Koskocaman herifler, be • ni ilen alay edoorsunnz?. Tesüf \ ederim. Ahmede size de tesüf • ederim. Bir efendi adama ben j zoorsnnnz... • Ahmet: \ Çorbacı!. Bir şaka edelim.. : Biraz da sizin esnafı anlaya j hm!. dedik : Konsolos iki kaşığı 80 liraya = aldı.. çıktılar .. : Rahmi: : Konsolos Bey, siz falsu et : tiniz. yoksa biraz daha onn iş : lerdik = Ama monser, adam bana : hakaret ediyor, siz de ağzınızı : açmıyordnnuz!. : Açacaktık Konsolos Bey.. • siz acele ettiniz. : Evet Hilmi Beyefendi! He \ rifler beni cehenneme yolla ] dıktan sonra degil mi?. \ Aman Konsolos Bey!. Ce : henneme git dedivse siz de he : men ver biletimi gireyim mi : diyecektiniz?. Daha ne kadar : alay edecektik.. : Kiminlen!. : Antikacı ile .. : Ahmet: ; îyi ettiniz Konsolos Bey!. = Adam biraz ileri gitti. Ben de : içerlemeye baslamıstım.. Ne ise j güle eüle.. Bn kasıklan ne ya : pacaksınız?. : Monser!. Biblo olarak e : tajerin üstüne koyacağım. : Rahmi: • Konsolos Bev!. Bnnunlan • çok ivi hosaf içilir.. • Monşer Hilmi Bey!. Ev : velâ ben hosaf içmem.. sonra [ da bn kasıklar antikadır, süs : olarak durnr. : Peki Konsolos Bey!. öf : kelenmeyin.. Ama kasık ka • şıktır yani ya!. Orasını unut • mayın!. : Yirmi yıldır Amerikada calısan kadın psikoloğumuz Istanbul da NEYYİRE KOÇER \l arkklı, hacı hoca ailesindenim. Bana kadınlığımı • unutturacak kadar. «OKU.. OKU..» demişlerdi, ben de onu nerede buldumsa aldım, peşinden koştıun bütün ömrümce. çok bu dokunuyor insana burada. Amerikau, sokağını benimser, şehrini benimser, cemiyetini benimser. Topluma bir şeyler ver menin peşindedir. Tüıkiye'de her kes kapısının ötesini yabancı sayıyor. Bu belki de, Amerika'da her şeyin yukardan değil, aşağıdan doğru gebnesindcn doğuyor.» Kadın psikologlarımızdan Belkis Vassaf, çalışmalannm ilk nedenini boyle açıkhjor. Şimdi de, delege olarak katıldığı Milletler arası Psikoloji Kongresi'nden Amerika'daki işinin başına dönerken çok sevdiği yurdunda bir kaç güncuk tatilde. Belkıs Vassaf'ın Amerika"da 20 yılı bulan bir çahşma hajatı var. İstanbul'da Amerıkan Kolejıni ve Felsefe Fakultesını bı tırdıkten sonra, Amenka'da Smıth College'de Master derecesını almış, Columbıa ve Harvard Ünıvarsıtelerınde doktora kursları gormüş. Bugun New Hampshire şehrinin Chıl Guidan ce Çocuk Rehberhği Muessesesınde klinik psıkoloğu. Cecile Sorel'in balonu O şaşırtıcı sanat pırıltısı içınde, her davranışı ayn bır anlam alıyordu: Bır gün Daudet'nin «Sapho» sunu (en beğenilen, en fazla ün salan oyunu) oynarken, salona, seyırcilerden birine elındeki balonu atmıştı. Alkış kıyamet, tekrar tekrar onu sahneye çağırdılar O günden sonra, her akşam bu balon sahnesine on dakıka ayrılması âdet o!du. Bir eleş tirici: «Aradığımız büyük kokete kavuştuk» diyordu bunu yazarken Evvelkı akşam Avrupadan şeh rımıze avdet eden Seynsefaın Umum Muduru Sadullah bey dun bır muhabirımıze »unları soylemıstır: Dort senede bir içtıma eden Mületlerarası Naklıyat ve Transıt Komısyonu Cenevredekı ıçtımaından sonra Marsılyaya geçtım, orada yapılmakta olan ıkı vapurumuz vardı Tetkık ettım. Geçen gun hmanımıza gelen Izmır vapuru (Ankara) ve (Karadeniz) sıstemındedir. lç tertibat biraz fazladır. Yemek salonu ust gdvertededır. Umumıyet ıtıbanyle bu vapurlar idaremızîn ihtiyacına pek uygundurlar. New York'ta sıcak dalgası New York 16 (A.A.) New Yorktan bir sıcak daîga geçmıs Rakovskl Son zamanlarda Avrupa matbuatı (basmı) Rus Sovyet hükumetmm Pans sefıri bulunan M. Rakovskı aleyhınde neşnyat ta (yayın) bulunmağa başlamışlardır Bu neşrıyata sebep beynelmilel (miüetlerarası) ihtilâl teş. kılâtına mensup olan Rakovski'nm Fransız amelesini isyana ve Fransız askerım fırara tesvık eder tarzda beyanatta bulunmasını Paris'teki memuriyetı ile telıf kabul etmez mahıyette telâkkı etmiştir. (Rakovski memleketıne gıtmelidır» gıbı neşriyatta bulunan Fransız gaz»telerı Rusya ile Fransa arasında kı munasebat uzerınd/s te^ir yapacağı sanılmaktadır. aıııııııııııııımpııııııııııııııııııııııııııınııııııııııııııııııı Deviet DemlryoUar» Haydarpaşa (38 04 75) Sirked ( « 00 SO) DenlzyoUan { « U 96) (Tstt! ırOnler) (44 0a 07) Sehiı Ratlan (44 O 83). rork Hav» 7o0an BUet Satıs: (44 <l 00) (Danısma: t4 03 96) (Hava «lanı T 83 80 3 Ti 84 «0^ tUcyardını Rastahanesl (49 «0 00) NOmune Hastahanesl (38 59 00). Gureba (Zi 65 00) HaseM (21 26 80) tsd Samaty»: (2] 82 50) Beledlya Santral (2J 45 60) Beledlyc Zabıts Madurioeo (Ti 67 74) MeteoroloH! <7B 86 84>. tnfllt Çlkayet: « 4 10 07) tstanbul tttalves)' (JJ 43 ö ) BAKIRKÖY Zafer, Yeşilyurt, Osmarıye Sıhhat. BEŞtKTAŞ: Yüksel. Çınar, Bebek. Gul BEYOÖLU: Tepeba$ı, Candan, Nemli. EMINÖNÜ: Sultanahmet, Yeni Sirkeeı, Yeni Beyazıt, Kumkapl, HulÛJİ Bayer. Bulvar. EYÜP: Yeni, Saglık, Yeni Rami. Sllâhtar FATIH: Kurç, Edimekapı, Çepeloğlu Haseki, Yedıkule Merkez, Me. lah, Salîhpasa. GALATA: Yeni KarakBy. GAZIOSMANPASA: Cumhuriyet. KADIKOY: KuşdıU, Merkür. Çarsı, Çığdem. Çiftehavuzlar Tanyer. KASIMPAŞA: Halk. SARIYER' Buyükdere, Humelihisar. 3ISLİ: Buyuk Barbaros, Hurnyet ISTANBUL Bütün Kırallarla Sorel, çağındaki kırallarm hepsiyle tanışmıştı. Çar II Nicola ila senli benli arkadaştı. Butün buyuk adamlar beni sevdiler, diyordu. Bir gerçekti bu. «Kaplan» diye anılan koca Clemenceau onu niçın şoyle yazıyordu: «Sorel, sen, çağımızın üstünde bir zafer armağam gibi süzulmedesin » Mareşal Foch ise : «Siz, diyordu, en cesur, eo büyük kadınsınız.» Sargın. Yeni USKÜDAR: îenl, Zeynep Kâmü, Merkez. «Siz kapıyı açmasaydınız...» Bu cesur kadın, tkinci Dünya Savaşından sonra kendisini, Almanlan evine kabul ettiği için, sorguya çeken albaya; şaşırtıcı, yiğıtçe bir cevap venyordu: Onları siz içeriye almasaydınız, ben de evime kabul etmek durumuna düşmezdim. NÖBETCt ECZANELER Tangıo (00) PoU» (11 01 57), (11 20 85) (U 0» 59) Sıhh) Im. dat (10 54 «4) Delrtrik «rızaı (13 «8 4fi) Beledlye (Şlkâvet) (II 53 981 Traflk (11 54 59) Devlel Oemlryollan tstUlDaratl (1)00 20) FHV lermlnal (118108) BASTANELEB Gulhane (U n 05) Aükara (11 83 00) tşç) Slgortalan (10 80 60) Ka» UerkeO «11 •* 74) H»cettepe (10 89 40) tlk Tardim (U 05 581 Traflk tli Vardım (12 08 88) fJümun» (10 «5 10) Mevfci (10 87 I9< ANKARA kâriyle birliktedir de.. sen .. Vallah, billah!. Nah sn ısıga kör bakayım yalan dooorsam.. ne soyloorsnn hemserim.. nerede bn bollnk... Biraz daha kır, bakalım. Kır, kır« ne kıracağım.. kıracağım kadarını kırdım,, size de ne olnor be!. Herifçioğln gelmiş bnraya para yemeye!. Bırak da biz de bir kaç para kazanalım!. Babanın oğludnr, ne?. Üstelik şoföre komisyon vereceğiz!. Rahmi : Ben komisyondan vazgeçtim... Ahmet Beyefendi!. Lütfen Hilmi Beye bn kasıklar hakkında biraz malumat veriniz. Bendeniz biraz asabileştim. Ornvar beyler» diyerek Konsolos ayrıldı. Ahmed de: Ulan şn adama ilismesen olmaz değil mi?. Ama afabey kaşık... Sns be!. Kasık, kaşık!. Adam antika meraklısı.. Alrnış kaşığı, ne isterse onn yapar. . Ağabey!. Seninlen de konnsnlmaz ki hemen adamı haslarsın! dedikten sonra kös kös yüriimeye basladı.. Ahmet ' de bıraktı yakasını. ; Herhalde Amerıkan sıstemini yakmdan tanımak için, diyor. üzaktan vürütülecek tahminlerın tersıne, Amerikada tutunmak için bir mücadele yapmadığını söylüyor. «Zaten oraya göre hazırlanmıs tım, bir hazırlıkla gideni Amerika rahatça kabol eder. Hem de sizi değiştirmeyi dnşünmeden. Çünki, çesitli kültürlerin kendisini zenginleştireceğine inanmak • tadır.» Yaptığı ihtisasa göre bix iş venmşlerdi kendısıne, hemen. Bir hastanede alkoliklerin kışili ği üstüne araştırmalar yapacaktı. Tam 11 yıl sürmüştü bu. Araya savaş gırmese gerı donecekti. Biz den pek az kadınm ulaşabildıgi bu başan Belkis Vassaf'a bir baş ka topraktaa olduğunu unutturup Amerikaya temelli baglıyamamıştı. Aradan 20 yıl geçmiş, halâ vatan özleminde. «Bnranın insanıyım çünki ben» diyor, «İlk kültürümü burada aldım. Onnn üstüne Amerika'da ne koyrnuş olursam olayım bura da benim ben.» Vakit vafeJt uykusundan uyanıp günün sahnesinde boy gösteren, son günlerde İstanbul'daM Eğitim seminerlerinde de söz ko nusu olan bir problemimiz aklıma geliyor: «Peki. diyornm bn eski arkadaşa, onbir yü sonra buraya öylesine bir özlemle gelmiştin de ne den döndün oraya?» «Maarif îbtisasımı kabnl etmedi, Bıraktığım verden, 30 lira aslî maaşla ise başlattı beni. Oknl dan yeni çıkanlarla bir olmnstum. Afle geçindlrmek zomnda olsam olacak sey değildi. Ben yine de kendi çahşma sahamı aç mayı denedim. Verimli olmak, Batı kültüründen aldığum mem lekete vennek istiyordum.» Gönüllü arkadaslanyla bir çocuk ve afle rehberliği komitesi kurmuşlardı. Çoouk kulüpleri aç mışlardı, bu kulüplere liderler ye tiştirmek için seminerler tertiplemişlerdi. Kurduğu komite arfcasından da ğıhvermişti. «Hiç bir teşebbüs mfiesseseleşemiyor bnrada». diye yakınıyor, «her şey şahıslarla yaşıyor». Belkis Vassaf milyonluk bir Doğu çehrinden yeni dünyanın 20.000 kisüCî New Hampshire şehrine gitmişti, arada buraya geldikçe en sert tepki nereden, neden gellyordu? «Neme lâzımcılık» diyor, «En Niçin gitmişti? Vapurda rastladığı bir olay Belkis Vassaf'la onümüze bir başka konuyu seriyor. Ka\ruk, kılıksu bir çocuk görmuş vapurda. Durmadan sigara içiyormuş. İki adam gelmiş, elinden sıgarasım ahp atmışlar, kula ğını çekmışler. •Sivil polismis tneğer bunlar.» diyor. «Çocnkla sonra ben konuştum. Zavallı problemler içindeydi, îzmitten, üvey anne elinden kaç mış, İstanbul'da bir dayıya sığınacaktı. Amerikada bu çocuğa. çocuk rehberliği el nzatır. Fsikoloji Kliniklerinde biz boyle problemleri olan çocuklara bir çözüm yolu aranz. Bu çocnk suç işleyip mahkemeye de duşse, mahkemenin ilk işi bir psikolojik ınuayene den geçirip problemlerini anlama ya çalışmaktır.» Bir yandan devletin bu çeşit muesseseleri varken bır yandan da halk kendısi topladığı paralarla eşlerini açıyordu. •Mantar gibi çoğalıyor ba miiesseseler.» diye anlatıyor. «Geri ze kâlı, aşırı zekâlı, çevresi ile uyuşnıaz. bütün problemi olan çocuklarla nğraşılıyor. Anıerikan ailesi cocuğnn kişiliğine biiyük saygi gösteriyor. Zaten çocuk aileden cok cemiyetin malı orada. Aile ve oknl çevreleri dışmda yapacak o kadar çok şeyi var ki.. Çocuk kulüpleri. çocuk kitaplıklan, hepsi onun. Derslerini bu kitaplıklarda calışır, imtihanlanna gerekenleri burada bulur, kulüplerde eğlenir, meraklannı yerine getirir. Ve çocuklar... «Birine vuruldum...» Parıs'ten geçen hükümdarlarm hepsi Paris yaşayışının ne olduğunu onun yanında öğreniyorlardı, ama. SoTel evlenmede bir tek erkeği seçmışti: Kont Segur"U. O sıra 53 yaşında idi. Evlenirken fırtmalarla dolu ask hayatını da unutuyordu artık ve bunu bir tek sözde özetliyerek Uân ediyordu : «Birine vuruldum, kuçümsedim kendimi, duruldum.» Diorun rahibe başhğı Pınl pınl yasantısı bastan başa büyuk maceralarla dolu Cecile Sorel, bütün o heyecanlardan sonra, 77 yaşmda, rahibe olmuş, kendi deyünJ ile «Günahlanndan armmıştı » Bu hiç kimselere ben zemiyen rahibenin başlığını ünlü modacı Dior yapmıştı. Ölürken çevresi bütün güller içindeydi. En sevdiği çiçekler. T. C. BAYINDIRILIK BAKANLIGI Yapı ve İmar İşleri Reisliği Yapı İşleri 2. Bö!s;e Müdürlüğünden (B U R S ^ TEŞEKKÜR Samatya İsçi Sigortaları Hasta. nesınde asabiycde bulunan Dr. CAN, BAHA ve butOn asabiye ve aynı zamanda 2 ncı Dahıliyede bulunan Dr. ORHAN Bej, FERÎT Bey, Nerlman Akm, Bilen Pek. söz ve bütun dahiliyeci doktorlar bana gösterdiklerl yakın alâka ile tedavileri ve son gayretleri ile beni yenıden hayata kavuşturduklan icın kendilerme sonsuî teşekkurlerımı bildinrim. 2 nci Dahülye 623 Koğuş 23 No. lu HAYKI PEKSOÎ Cumhuriyet 10823 Beyin ihracımız Boşluğun yarattığı tip: Beatnick Bu kusursuz disiplLn imajlan or tasında ister istemez Beatnickleri hatırlatıyorum. •Beatnickler mi?» Gençlik zaten bütün dünyada bir problem oldu» diyor. «Psikolojik bakımdan, bu refahla birleştiriliyor. Amerika, İsveç, İngiltere'de olnşu da bunu gösteriyor. Refah arrhkça g'encm beklediği azalryor. Bir nevi boşluğun yarattığı tip Beatnick». Öyleyse, yüzyılm bunalrmı denen şeye inanraıyor musun?» «Hayır. Amerika bu Beatnick konnsunu. disiplinli bir cemiyetin ciddiyetiyle çözmeye çalısıyor. Genclerde en önemsiz aykınlıklar üstünde dnruluyor. Geçenlerde, bir köprü dnvarlanna yazı yazdıklan için suçlu sayıldılar bir kac genc \e tabiî klinikler hareKete geçti.» •Ölürüm onlar koparsa» Yaşantısının en verimli yıllan"i bizden uzaklarda harcıyan kadın psikoloğumuzun îstanbulda hâlâ görünür bağlan vardı.. Ben, «Onlardan artık vazgeçmlş olduğunu sanıyorum.» dedim. Hevecanlandı. • Ölürüm o bağ lar da kopsa.» dedi. «Beni onlar yaşatıyor.» Yirmi yıl sonra, hem de başanlı bir yaşayış kurmuşken söylenen bu sözlerde, neden beyin ih Pttiğimiz tartışıhrken, bizi ezbere yargılar yürütmekten kurtar maya yetecek bir ışık vardı. Rafine Ayçiçekyağı salınalınacakfır TKİ Kurumu Ereğli Kömürleri Işletmesi Müessesesinden: • 1 Çanakkale Imroz Balıkçılık ve Süngercilik Araştırma Istasyonu ve Lojman binalan inşaaü işi 2490 sayılı kanun hükümlerine göre kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur. 2 Işin keşif bedeli (420 000.) liradır. 3 Eksiltme Bursa Yapı Isleri 2. Bölge Müdürlüğü Eksiltme Komisyonunda 30/9/1966 cuma günü saat 15.00 de yapılacakür. 4 Eksiltme şartnaraesi ve diğer evraklar mezkur Müdürlukte gorulebilir. 5 Eksiltmeye girebilmek için, a) (20^50) liralık geçici teminatını, b) 1966 yılraa ait Ticaret Odası belgesıni, c) Mürâcaat dilekçeleri ile birlikte verecekleri (Eksiltme şartnamesinde belirtilen ve usulüne göre hazırlanmıs olan) Teknik Personel Beyannamesi, Bayındırlık Bakanlığından almış olduklan (C) Grupu asgari keşıl bedeli kadar işin eksiltmesine girebileceklerini gösterir müteahhitlık kamesine ekliyecekleri evvelce yaptıklan işlere ait belgeleri de ibraz etmek suretiyle 2. Bolge Belge Komisyonundan alacakları Yeterhk Belgelerini teklif mektuplan ile birlikte zarfa koymalan lâzımdır. 6 İstekliler tekUf mektuplarını 30/9A966 cuma günü saat 14.00 e kadar makbuz mukabilinde Öıâle Komisyonu Başkanına vereceklerdir. 7 Eksiltmeye iştirak belgelerini almak için son mürâcaat tarihi 26/7/1966 pazartesı gunu mesai sonuna kadardır. Telgrafla müracaatlar ve postada vâki gecikmeler kabul edilmez. Keyfiyet ilân olunur. (Basm: B 963 20487) 10837 1 Şartnamesine göre 1500 teneke (25,5 ton) R A çiçekyağı kapalı zarf usulü üe satınahnacaktır. 2 Teklif zsrflan 5/10/1986 çarbamba günü saat 15 de Zonguldak'ta Ereğli Kömürleri İşletmesi (EJC.İ.) Ticaret Materyel Müdürlüğünde açılacaktır. 3 Teklif mektuplan ve geçici teminatlar aynı gün saat 12 ye kadar EKİ. Özel Büro Şefliğine verikniş olacaktır. Postada vâki gecikmeler kabul edilmez. 4 Şartnameler Zonguldak'ta EJC.İ. Ticaret Materyel Müdürlüğünden, Ankara'da TKİ Kurumu Genel Müdürlüğünden, İstanbul'da Beyoğlu İstiklâl Cad. Piremeci sokak 1. Baro Han 2. katta TKİ Satmalma Müdürlüğünden ve Izmir'de Kömür Satış ve Tevzj Müessesesi Müdürlüğünden temin edilebilir. 5 500 tenekelik kısmî teklifler de nazarı itibare alınabibr. 6 Müessese ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. (Basın 20243/10821) İ L Â N Başkale Malmüdürlüğünden : 1 ' Başkale Hükumet Konağı Onarım ışı 2490 sayılı kanunun 41 incı maddesi gereğince açık eksiltmeye çıkanlmıştır. . 2 Keşif bedeli 17J34 07 lira olup geçici teminatı 2600.25 liradır. 3 Eksiltme 229966 Perşembe günü saat 14.00 te Malmüdürlüğü odasında teşekkül edecek komisyon marifetiyle yapılacaktır. 4 Bu işe ait şartname ve keşif dosyası mesai saatleri .dahilinde her gun Mıllî Emlâk Memurluğunda gorülebilir. 5 Eksiltmeye girebilmek içın talıplerin mezkur gun ve saatte komisyona, a) Oeçıcı teminat mektubu b) 1966 yıh Ticaret Odası belgesi c) Ikametgâh vesıkası ç) Nafıa Müdürluğunden ahnacak yeterlik belgesi ile müracaatlan ilân olunur. (Basın 2048610841) bâncılık: 5789/108» «Kapının ötesi»
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear