23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHİFE ÎKİ 17 Eylul 1966 CUMHTJRÎYFT GAZETECIYE SALDIRI VEISTİBDAT Prof. Reşat KAYNAR ç siyaset tarihimizin son yüz yirml yıllık döneminde, bn gün de unutulmaması gereken fbret dersleri bulunmaktadır. Bu derslerden birl, memleketimizi kaplayacak istibdat felâketinin, birdenbire gelmiyerek, daha ortaya çıkmadaa önce. bir takıın işaretlerin Te habercilerin gözükmesidir. Politikacılann, çoğu zaman hilerek bu habercilere ve işaretlere göz ynmınaları, yurdumuB istibdat karanlığının basmasıru sonuçlandırmaktadır. Bn işaretler ve haberciler nedir? Bunlann başhcalarmdan biri, iktidarların kendüerine muhalif gazeteleri sıkıştırmak amacıyla, oyunlara girişmeleridir. Muhalif gazetecilere galdıranlan, kudret sahiplerinin koruyarak onlann ceza görmelerine engel olmalarıdır. Demek ki. bn hareketlerle istibdat arasında bir SEBEB OLMA bağlantısı bulunmaktadır. Bu bağlar, hem Sultan Hamit, hem İttihat ve Terakki Lstibdatlannın kurulmasına etki yapmıştı. Bu bakımdan şimdi de, yüz yüze geldiğimiz, çazetecilere saldın hareketlerini olağan saymak, taritı •en gelen derslere bilerek göz yummaktır. Bu çeşit hatalarda direnenler, her devirde oldnğu gibi, kendileriyle birlikte memleketi de felâketten fettkete sürfiklerler. Sultan Hamit ve İttihat Terakki istibdatlanndan önce beliren haberci olaylar neierdi? Hemen bnnlars kısa bir göz atacağız. >Mttz Oyun içinde oyun! Tabancı knmpanyalar az gelişmiş ülkelere iki amaçla gelirler : 1 Tabiî kaynaklara el koymak ve sömürmek. 2 Tabiî kaynaklara el koyup kapatmak. Birincisi açıktır: Eloğlu gelir petrolü çıkarır, arıtır, ihtiyacı varsa kendi vatanına çötürür, yoksa satar ve kâr eder. Suudî Arabistan, tran, Kuveyt, Venezuela gibi petrol defîııesi bulunan ülkelerde durum budur. Bastığı yerde petrol fıskıran bir toprakta petrol aramak, çıkarmak, satmak elbette elo£lunun işine gelir. Ikineisi daha dolasık bir çıkar hesabına davanır: Türkiye gibi petrol yatakları pek zenşin çörünmiyen bir ülke düşününüz. Bmrada petrol aramak zahmetli ve masraflıdır, çikanlan petrol »ncak ülkenin ihtiyacını karşılayacak gibidir. Ba durumda yabancı petrol kumpanyalarının düşünceleri ne olacaktır? Ellerinde dünvanın en zençin yataklan bulunan büyük kumpanyalar, Türklerin kendi mütevazı petrol kaynaklarını işletmelerini, ve kendi ihtiyaçlarını millî kurumlar eliyle sa|lamalarını elbette istemezler. Sanayilesmeye yönelen 32 milyonluk bir ülke, onbes yıl sonra elli milyonluk bir pazar, ve petrol tüketimi gittikçe artacak bir piyasa .. Kim elinden böyle bir pazan kaçırmak ister? Tabancı kumpanyalar dikkatlerini Türkiyere ba bakımdan yöneltmislerdir. Eloğlu, dışarıda kurnlu düzenli tezgâhlsnnda çıkardığı petrolü Türkiyeye satmak ister elbet. Türkiyedeki petrol alanlarını da kontrolunda bulundvnnaga çalışır. Nitekim Türkiyedeki Bor yataklarını elinde uzun süre bnlunduran AngloAmerikan kumpanyası, madeni işletmemiş, kspatmıstır. Zaten hazırda isliyen zengin yataklariyle dünya piyasasında satısını yürütmüstür. Tabancı knmpanyalann ba tutumunu tabiî görmek gerekir. Türkiyede yabancı petrol kıımpanvaları .Petrol millileştirilmelıdir> kampanyasına kadar petrol çıkarmamıslardır. Bu memleketin milliyetçileri harekete geçip yabancı kumpanyalann oyunlarım ortaya kovduktan sonra millî reaksiyon başlamış; yabancılar telâşlanmıs. ve biraz kıpırdamıslardır. Tabancı kumpanyalar aynı ısmanda Ihsan Topaloğlu'nnn baskanlıjındaki TPAO'ya (TPAO devletin kurnmndur) kıyasıva bir savas açmıslardır. Siyasi iktidar içinde elde ettikleri politikacıları da yabancı kumpanyalann yanında ve hizmetinde millî petrol dâvasını baltalamışlardır. Bu savasm sonnnn biliyorsunuz: thsan Topaloğlu ve arkadaşları işlerinden uzaklastırılmıslardır. Türkiyenin millî kurumlannı içinden yıkan ve ele geçiren yabancı kampanyaiar simdi istrklerini yürütecek blr ortama kavuşmus bulnnuyorlar. Bn yüzdendir ki, Batman tskenderun petrol borusn hattı isinde yabancılann hoşuna gidecek biçimde oytmlar rahatca tezgâhlanmaktadır. Bu teşebbüs, fhsan Topaloilu TPAO'nın basında iken hazırlanmıştır. Batman'da çıkacak petrolü boru hattı ile tskenderan'a taşımak projesinî thsan Topaloîlu ve arkadaşları yurürlüge koymak istedikleri zaman yabancı kompanvalar türlü düzenlerle baltalamaya giristiler. Basarı kazanamayınca ortaklıga katılmak istediler. Bn düşünceleri de havada kalınca «Petrol Boru Hattı ışletmesini 07e] tesebbü^e Hevretmek. formülü ortaya atıldı. Şimdi düşününüz: TPAO. pctrol horu hattı teşebbüsüne girisiyor. Bütün hazırlıklannı tamamlıvor. thsan Topaloğln bu sebeple taa Japonyaya kadar ucarak anlaşmalar yapıyor. Tatınm için gerekli para bulunuyor. Her sev hazırdır. Devlet. çok kârlı. çok rasvonel. ve memlekete cok favdalı bir isi basarmıştır. Tam bn noktada siyasi iktidar deîisimi gerçeklesiyor. TPAO'nın basındaki milliyetçiler tasfiye ediliyor. Ve ortaya bir fikir atılıyor : Petrol boru hattı isletmpsi özel tesebbüse devredilecek ! Hangi özel teşebbüs? Teşebbüs, dcvlet eliyle eerçekleştirilmistir zaten. Tabancı kumpanyalatın hizmetkârlan. minareyi kılıfına uydnrmak için gayret göstermektedirler. Şunu Iyi hilelim ki, petrol born hattı ortaklığı için piyasaya çıkarılacak hisse senetleri dolaylı yoliardan yabancı knmpanyalann eline çeçecektir. Tabancı kumpanyaların bizmetinde doianan ne kadar beyni yıkanmış varsa. ceplerine konan paralarla hisse senctlerini satın alaeaklardır. Böylece bir şüpheli küçük azınlık, bütün milletin olması gereken petrol boru hattının sahibi olacaklardır. Millî savunmayı ilcilendiren bu çibi teşcbbüsler, milletin olmalıdır. Millet irindeki üç^)eı yüz kişilik bir imtiyazlılar zümresi petrol boru hattına sahip çıkarsa sonunun ne olacafı şimdiden bellidir. 1 tı. Bunun ardından da, otuz yüdan fazla sürecek finlü Sultan Hamit istibdadı, vatanın her yanına çöktü. Sokakta öldürülen gazeteci ler yüların rakki Cemiyeti, 1908 yılında hür fikre daU zuntenkide ve Istibdadından sonra, İttihat Teyanan siyasî hayatta denetleme mekanizmasının yeniden islemesine yol açmıştı. Ne var ki, basının özgürlüğü ve hür fikirli eleştirme, pek kısa sürmüştür. Gelecek istibdadın ilk habercisi, «Serbestî» adlı bir muhalif gazetede başyazarlık yapan Hasan Fehmi Beyin, 1909 yılının 67 nisan gecesinde, köprü üzerinde öldürülmesi ve öldürenin yakalanamamasıdır... İstanbullular kaatilin bulunması yolunda şiddetli gösteriler yapıyorlardı. Bunlardan birisinde hazır bulunan rahmetli Hasan Amca, «Doğmayan Hürriyet» adlı kitabmm 63 üncü sahifesinde, o zaman henüz yirmi yaşında bulunan Sayın Burhan Felek'in, Sadrazam Hüseyin Hilmi Paşa ile, gösteri yapanlar adma giriştiği bir konnşmasun şöyle anlatır: «Sadrazam Hüseyin Hilmi Paşa arkasında bir kaç devlet büyüğü İle, kapıya çıktı. Bu sırada genç Hukuklu Burban Felek, söze başlayarak Hasan Fehmiyi öldürenin kim olabileceğini mantıkl kurallara uygun delillerle belirttl. Adam öldürmeyi ancak hükümetten yardım göreceğine giivenen bir kimsenin yapacağını anlattı. Osmanlı imparatorluğunun dağ kanunlariyle idaresinin mümkiin olmadığını sözlerine ekleyerek, kaatilin hemen şiddetle cezalandınlmasını istedi. Buna cevap olarak Sadrazam da yarım ağız teessüfler beyan etti. Kaatilin yakalanması için şiddetli emir verdiğinl söyledi ve cezalandırılacağını bildirdlkten sonra; Eger yakalanırsa... diye sözlerine ekledi » Hüseyin Hilmi Paşanm verdiği cevap bir âciz örneğidir. Zira kaatilin yakalanması artık onun elinde değildir. Kaatil bir subaydır. O devirde Paşa, ordunun elinde bir aletten ibarettir. Bu olayın bir istibdat habercisi olduğunu, Hüseyin Cahid Yalçm, 30 mart 1911 günlü Taninde yazdığı bir başmakalede, şöyle anlatıyordu: «Her halde bir şey yapmalı. Zira bu durumdan Istibdadın pençesi faydalanacak. Zaten gizli parmaklar, saman altında su yurütenler, külleri savurup, ate^i körükleyenler, bugünkü hürriyet' ten zarar görenlerdir. Şiddetli tartışmalar ve düşmanlıklar yalnız onlann ekmeğine ve bir de yabar.cı düşmanlann çıkarına yarayacaktır.» Gazetecilere saldın, Hasan Fehmiden sonra da devam etti. 1910 yılında Ahmet Samim Bey, 1911 yılında da iktidann muhaliflerinden Zeki Bey, sokak ortasında öidürüldüler. Bu davranışlar, «Babı âll baskını» adı verilen hükumet darbesini ve ardından da, îttihat ve Terakki istibdadını sonuçlandırdı. Bazı meselelerin gerçek niteliği Prof. Bahri SAVCI ii; ükumetin baş sözcüsünün ağzı ile deyimlensn bazı meselelerin gerçek niteliklen de şundan ibarettir: TARTIŞMA IERÎ, SIMR1, MÜETYİDESİ: Hüsâraete göre siyasal tartışmaların yeri ancak Parlamentodur, her şey crada söylenebüir ve tescıl ettirilebilir iken dışarda yapılan beyanlara bildirilere gidiliyor. Bu tartışmaların smırı da makul ölçuler, meder.î gereklerdir. Bu yerden dışarı çıkıhr, bu sınır aşılırsa, bu bir hürriyet suıistımali olur. Bu da, milletm her ferdinin uyanıklığını tahrik eder (yani ferd uyanarak, devletın zecir gücünü harekete geçirtır). Bu görüşün analizi bizi şu gerçeğe götürür: A Demokrasi, tiim ve her yerde, ber araç ile yapılan bir acık tartışma rejimidir Demokrasi; her kişinin, ber kurumun, her siyasal ve sosyal knvvet merkezinin her menfaat grnpunun, her sosyal kategorinin; lıer düşündügiinü kendine menfaat olarak gördüğii her çözüm yolunn Anayasa ıçrelik kuralına uyularak her vasıts ile, her yerde ifade etmesi, belirtmesi, başkalarının kabulüne sun ması rejimidir. Parlamento, bu arena'Iardan ancak birisidir. Orada alınması önlenen sonuçlar kamn oyu sinesinde •lınmaya nğraşılır. Bona kim se engel olamamıştır. 0Tartışmalann sının da Anayasanın koruduğu ve özüne d o kundurmadığı bazı kurumlarcar. Bunlar: Mülkiyet, mira";. aile, özel teşebbüs, çok partili siyasal hayat, lâiklik gibi kurumiardır. Tartışmanın sının, bunların, «öz» lerinde yıkılmamasıdır. Tar tışma hürriyeti, bu kurumların özünün kuvvet yolu ile yıkılmasına kadar gidemez. Bu sınırı aşmadıkça da hürriyetin suiistimalı diye fcir fikir ortaya çıkarılamaz. Makul ölçüler, medenî gerekîer diye hürriyete yukarki sınırdan başka subjektif, indi sınırlar kooajnaz. ^.& . * • # Müeyyide'"de"bıı İ^rumlann özlerile yıkılmasına gidildifi zaman başlar. Bn müeyyidenin takdircisi ve uygulayıcısı da gene Anayasada gösterilmiştir. Bn, Isaza orçanıdır. Onnn dışındaki bütün makamlar, hiçbir aklıselimi ifade ederek sınır taUdirine kalkışamazlar. HI halınde dışardan ıdare edılme ter tiplerini ifşa etmektsdır. Böyle bir olay karşısmda ciddi olan. sorumluluk duygusu oian bir «Millî Hükumet» memlekete ve bütün yapıcı güçlere böyle bir dışardan idareyi bertaraf edecek bir işbirliğının esaslarını teklif ederdi. Türkiyeyi rfatının açık pazan ve ileri karakolu olmsktan kurtaracak, ona eçitlik şartlan içinde ekonomik • politik as keri bağlantılar sağhyacak yoiu araştırırdır Yabancı devletlerin kim olursa olsun • Türkiyeyi dışardan ıdare tertiplenne karşı bütün millî kurumları açık bir savaşa çağınrdı. Bu mesele, Curr.hurıyet Savcı'larım aşar. Batı ülkelerinin hakimiyet metodlarına top yekun direnmenin şartlarmı arıyanlar için bu konu, çok yönlü bir problem teşkil etmektedır. Tanzimatçılar ve istibdat let, dokunulmaz mukaddes ik tidar safhasından çıkılıp bütün temsilci devlet organlarının en yüksek temsilci irade makamlarının bile ele alınıp eleştirildiği bir iıeşerî devlet, demokrasi açık toplumu iliskileri içine girince yüksek rütbeli subayların da, genel sosyo politik ortam içindeki bütün davranışlarının tutumlarmın, görev ve makam sahipliği üsluplarının bir mukaddes yaklasılmazlık ninde kalmasını istemek. demokrasinin tabiatına aykındır. Bu yüksek ve muhtsrem hiyerarşı manzumesı, meslekî ınşanm doktrinine ve teknisitesine deyinen işlerde, Anayasanın gös terdıği yolda, Anayasanın gosterdiği siyasal organlara Mr görev sorumluluğu ile bağlıdır Fakat meslek ve uzrnanlık lsleri dışında kalan ve Turk toplumunun belli sosyapoiıtik alanı içine gıren bütün davrar.ışlarında, tutumlarında, hareket üslup ve edalannda da bütün topluraa karşı, bir morâl sorumluluk ile bağlıdır. Bu sorumluluk onları. bir eleştiri ile yüz yüze getirir. Bu eleştiriyi kazanarak toplumdan güven elde edenlerın siyasal organ lara karşı olan görev sorumluluk larını da daha kolay taşıdıkları ve böyle bir eleştirirnn sağladığı prestijden yoksun kalanların ise siyasal makamlara âteta mahkum kaldığı tarihsel gerçeklerdır. Mustafa Kemalın Başkorr.utan olarak, Mareşal Cakmağın Genel Kurmay Başkanı olnrak, çağlarının siyasal iktidarlan ve otoritelerı karsısındakı itıbarları. sosyopolitık ortamdakı bütun davranışlarının ıyi bir eleştiri toplamasındandır. Bunun ter sıne örnek de DP iktidannın işait. B ilindiği fizere Tanzimatçüar, Hukuk fikrine bağlı bir Devlet kurulması ve hür düşüneeli tenkide dayanan denetleme mekanizmasının Işletilmesiyle, İmparatorluğun uğradığı sıkmtılan n jriderileceğine inanraışlardı. Onlann bn tutumu, bizde siyasî eleştirme hareketlerinin rîoçmasına, batılı anlamda gazeteciligin kurulmasına ve böylece karau oyunun belirmesine yol açıyordu. Ancak, hür düşünceli tenkid ve tenkide dayanan mekanizmamn işlemesi, daima bir hoş görürlük ortamı ister. Ne yazık ki, iktidannın son yıllanna yaklaşan Tanzimat liderlerinden Âli Pa(a, gazeteci Namık Kemal ile Ali Suaviyi sıkıştırmış, siyasî tenkidlerine katlanamayarak, bunların Tatanlanndan ayrılarak Avnıpaya kaçmalarına sebep olmuştu. Bn hareketin çıkar bir yol olmadığını gören Devlet Şurası Başkanı Mithat Paşa, gerekli uyarmalan yaptı. Fakat, her devirde doğru konuşanlann başına gelenler, Mithat Paşanın da basına geldi. Paşa, Devlet Şurasının Başkanlığındaıı alınarak, iktidara hoş görünen bir zat getirildi. Mithat Paşanın ne derece doğru yolda olduğunu gösteren delillerden biri onun Ali Paşa ile »sagıdaki konuşmalandır: Ali Paşa: Muhalif gazeteler, Devlete zarar veriyor. Bunu önlemenin yolu nedir? Mithat Paşa: Benlm fikrimce yalnız bir yol vardır ki, aleyhimizde olan yayınlann etkisini giderebilır. Bu yol şudur: Muhalif gazetelerin Devlet ve Hıikümet hakkındaki tenkidlerini, hakkiyle gözönünde tutmalı ve yanlışlıklar düzeltilmelıdir. Bundan başka bir şey bilemem. Kurumları yıpratma EGERLERÎ, KURUMLARI YIPRATMA MESELESİ : Hükumete göre Cumhurbaşkanı, AP hükumeti, yüksek rutbeli subayları yıpratmık için nor mâl tenkid sınırını aşan ve içinde ideoloji bulunan şiddetli hücumlar yapılmaktadır. Hükumete göre bu üç kurum a yöneltılen eleştiriler, hücumlar memleket çıkarları ile uyuşmaz. tşte bu mesele de yanlış bir teiâkki biçimi içinde ortaya konmuştur. tşin doğrusu soyledirQ Bızım bir hukuk düzenimiz ve tanzimat fermanından beri ge len bir gelişmenin ; arattığı ve 1961 Anayasasının garanıi ettiği bir demokratik konsepsiyonumuz vardır. Bu; hiçbir makamı. otorıteyı, kurumu, değer yargısını, bir Halife • Sultan Tanrısal dokunulmazlığı içinde mütalâaya ımKan vermei. D Tarih'n derslerinden faydalanacak den Sonuc mıyız? " Uyarmalar fayda vermemişt* rip, 1945 yılındaDemokratik rejime geçtikten sonra, 1930 oy üe iktidar değiştirilmesini başarmıştık. Gazetecilere karşı baskı ve saldırıya da, bir süre ara verihmşti. Hattâ, 1953 yılında Malatyada beş kursunla yaralanan. gazeteci A. Emin Yalman'ın bu durumu üe, Başbakan Meııderes şahsen ilgilenerek birkaç saat içinde suçluyu yakalatmıştı. Fakat, 1955 den sonra başlayan baskılar, git gide şiddetlendi. Gazetecüere sald'ınlar, olağan sayılmağa başlandı. Saldıncıları yakalayamama hastalığı, bir kez daha üsteledi. Bütün bunların sonucunda, tekrar ordunun 27 Mayısta politikaya karıştığını gördük. Tckrar hükumet darbeleriyle karşılaştık. 2" Mayıs hükumet darbesinden sonra, seçimle işleyen demokratik rejirae, yeniden kavuşmus bulunuyoruz. Ama bunun değerini bilecek miyiz? İstibdaddan önce beliren işaretlere ve habercilere kulak vererek. bizden öncekilerin işledikleri gaHetten sakınabüecek miyiz? tşte rünümüzün sorunu budur... sonra bir kez daha karar ve A H Paşanın bu nyarmalar karşısmda da, Basını sıkışünnada. tenkidlere karşı hoş görfiyü esirgemede ve muhalif gazetecilere saldırtmada direnmesi, memlekette devlet adamı kıtlığms lebep olmuştur. Nitekim ölümünden sonra Mahmut Nedim Paşanın da iktidara geçmesi, bunun gerçek olduğunu isbatlamaktadır. Zira, Nedimof diye ad takılan Mahmud Nedim, dıs politilads memleketi Rusyanın bir uydusu yapmışu. lç politikada ise, işlediği yanhşlıklar ve çılginca davramşlar yüzünden, kimsede güven bırakmamıştı. ldarede seçkin memurlan çıkararak, yerlerme partizanlarını getirmişti. Ba olamsuz hareketler, kısa bir süre sonra •nbffiun politikays kanşmasma ve Başkomutan Huıeyin Avni Paşanın hükumet darbesine yol aç Bu hukuk düzenimiz ve demok rası konsepsiyonumuz içinde, var lığını, iktidarını, değerini, Tanrıdan alan ve binaenaleyh Tanrı gibi dokunulmaz, ele aimmaz, mütalâa edilmez, telâkkı edıien kurumlar, makamlar, değerler yoktur. Onlar, ele ahnırlar, eleştirilirler. Bu eleştirıde o!çu, mihnek taşı da hukukun genel prensipleri, Anayasamızın temel ılkelerı, demokrasimızın evrensel değerdeki kurallarıdır. Böyle bir eleştiri. bütun bu be şeri kurumlardaki beşeri nıteliği belirtici olduğundan gelişmeğe, hızaya gelmeğe yarar. Q Bu genel girişten sonra söz konusu olan uç kurumu teker teker ele alabıliriz: 0 A.P. dışında «talan bütün partilenn ve serbest fikir yuvalarının ilk görevi ve odevi AP hükumetini eleştirmektır. Hele partılerın «Hikrneti vücudu» yalnız budur. Ba eleştirinin sınırı da hukukda, Anayasada, demokrasi ilkeleri içindedir. Bu eleştiri, elbette AP hükumetini yıpratmağa kadar gidecektir. Bn eleştirme ve yıpratma ısı tutarlı, konsekan biçimde yapılmak istenirse, elbet de ideolojik esaslara göre yapılır. Bir ideolojîye de kirase cevaz vermeye izinli değildir. Ideolojilere cevazı aneak Anayasamız verir. Hükumet istemese de beşenmese de, isteyen onu Anayasa içi bir ideoloji ile eleştirmeye tâbi tutmakta serbesttir. 0 Cumhurbaşkanına gelıııce: O da yeri doldurması, yetkisinin kulîanılması, görevinin görülmesı konusunda, hukukun, Anayasanın, demokrasinin kendisine çızdiği davranış ve üslup içinde midır değil midir diye elbet de gözlenecektır. Bu gözlemeyi bir demokrasi açık toplumunun bütun serbest kurumları ve kişileri yapmaya ehliyetlidır. Hiç kim se onlardan bu hakkı alamaz. # Tüksek rütbeli snbaylar da gözlenme ve eleştirilmeden uzak kalmıvacakyr. Dokunulmaz mukaddes dev Af fırtınası F KANVNU CZERt.VDEKt FIRTINA: Hukun.et, Af Kanunu üzerınde fırtına koparılmasından, onun Anayasaya aykınlığının, 27 Mayısa karşıhğının ilerı sürülmesinden de yakınmaktadır. Fakat bunun da se'oebı bızzat Af Kanununun kendısi'.lır: Yassıada mahkümlarının suç ve suçluluğunu tüm kaldırmadan. onlara, «memnn hakların iadesi» yolunu kullandırmak varken ve başka yollarla da emekülik haklanm sağlamak imkâru varkfn. bunlara bcşvurulmavıp ria. Ar.ayasayı ihlâl, Anayasa «hanisi» olrna suç ve suçiuluğunu tdm kaldıran, olmamış duruma setiren «kamn haklarının gerı verilmesi» yolunu açmanın elbet bir nedeni olacaktır. 15u neden de: Anaj'asa ihlâlı, Anayasa hanisliği suç ve suçluluğunu; kavram olarak, kurum olarak, ceza olarak sıyasal o!av olarak tüm kaldırmak suretiyle ouna yol açan 27 Mayısı haksızhk, gayri meçruluk durumuna dü=ür»rek siyasal spekülâsyon yapmak gıbı bir sebep olamaz mı? Boyle bir reden akla gelemez mi? A az aylarında rejımınıizle Ü gılı olarak ortaya çıkan meselelerden bızım alanımıza duşenler buniardan ibarettir. Bunların eleştırısı de burada biter. Yalnız bir hususa ijaret edetim. Hükumet, 27 Mayıs ile onun getirdığı Anayasanın kuıumlan, değerleri ile. bir psıkolojik ıntibaksızlık içinde bulunduğu kanıi;nı vermektedır. Bu Anayasaya gore ışleyecek bir demokrası. hükümette âdeta bir psikoz yaratmaktadır Bundan kurtulmak i<,m sandıktan °' 57 ile çıkmış,o lığın, kendısıni millet ile aynıleştırdiğı kanısına «anlmaktadır. Oysa ki bu bir «galat» tan ibarettır. Ayrıca, bizzat mılletın ken disı ile Anayasanın kurumları, temeüerı, değerleri ile bağlı olnu|u gerçeğinı de unutmamak eerekir. Y Son ayların en çok satılan kilabının ikinci cildi de yayınlandı TÜRK TiCARET BANKASI BANDIRMA ŞUBESJ 40.000 LİRALIK ÖZEL İKRAMİYE CEKİLİSİ İLE 17 Eylül 1966 Cumartesi günü HİZMETİNİZDEDİR TÜRK TİCARET BANKASI i%eklâmcüüc 3628/1088i Ayrıca bir Anayasa düzen:ne karşı gelmişhkte aralannda bir ayırıra olmayan ve bunun için Cir ki aynı mevzuaîla hüküm giy miş olan Yassıada suçluları ile 21 Mayıs suçluları arasmda bir af ayırımı yapmak, birincilerin esasen haksız suçlandıklan için EUÇ ve suçlulukları hali kaldırılarak iadeyi itibarlarını tescil anlamı taşımaz mı? Kopan fırtına iktidann tasarrufları içinde bu soruların yer aimış olması ve makul isp;ıt!amalarla ortadan kaldınlamamış olmasından doğar. Akhîsar Belediye Başkanlığından: Belediyemiz elektrik su isletmesi içln kizumlu 12.000 lira muhammen bedelli 100 adet ASTER marka 15 MM 3 m2. kutrunda kuru türbinli su sayacı açık eksiitme suretiyle satın alınacaktir. Geçici teminatı 900.00 liradır. İhalesi 6/10/1966 perşembe günü saat 15 de Belediye Encümeninde yapılacaktır. Taüplerin lüzumlu belfie ve % 7,5 depozite makbuzları ile belirli günde müracaatları ilân olunur(Basm 20492/10836) Acı bir kayıp Nezihe Özeke'nin eşi, Sevim Kuçük'un babası, Mehmet Ali Küçük'ün kayınpederî, Aydın ve Kaluk'un dedeîeri. Miihendis Asaf Durukal'ın enışteleri, Isrraü Özeke. Mukaddes Akat ve Muazzez Oruçların amcaları. Birincl Cıhan Harbi kahramanlarından ve harb şeref madalyası gibi ömrü boyunca şarapnel parçasmı bedeninde taşımı? bulunan, Afyon ve Bursa Öğretmen okulları, Bursa Ziraat Okulu, Bursa Birinci Llse ve Işıklar Askeri Liseıeriniıı unutulmaz buyük tabiiye hocası, memlekete binlerce değerîi talebeler yetiştiren, meslek âşıkl. Uim ve fazilet timsali, çok muhterenı Yiiksek Ziraat Muhendisi Dışarıdan idare CRKÎYEVİN DIS.\a»AN 1DARE EDİLMESİ: B&^bakanın gözünde, ı'unçkanat ifşaatı hâlâ basit bir casusluk ve binaenaleyh adlî olaydır. Adlive ye de geçmiştir. Bu görüş, meselenin tüm niteliğini ve ağırhğır.ı belirtmeyen, yüzeyrie bir görüştür. Î Iktıdar , bu gaıatı bırakmalıöır. Çünkü devlet hayatında buna benzer galatlar hıç ıyi sonuç vermemıştır: «Abdülhamit, tanrısal bir hükümdarlık hakkı idrakinden; ve bu idrak ronucu, dev letin sahibi ve milletin baklarının lütufkârı olduju kanııından kurtulamadı. Onun için yuvarlandı. 0 1908 Hürriyet ve Meşrutıyet Kahramanları: kılıçlarından aldıkları bir hak ve kudret ıdrakıie devıetı, mılletı, kendilerınde tecelli eder gören aynı galata saplandılar. Bu galat ile, meşrutıyet demokrasısının tabiatına uy mayan ıcralara gırişip memle»et ile beraber mahvoldular. m DP iktidarı da • 58 lige • ancak varan bir seçim oranını, kendisini millet ile aynileş tiren bir galat halinde idrak etme sonucu pervasızlıklara girişti ve Anayasa dışına düstü. Oysa kı bir Mustafa Kemal, başarılan dolayısiyle önüne bir saltanat tacı dahı getirildiği halde bir siyasi galata düşmedı Mil letteki yapıcı güçierin ve merkezlerin esas olduğunu hiçbir zaman unutmadı. Onları. bİT demokrasi vetiresi içinde hareketlı ve imkânlı kılmaktan baska çare olmadığını gördü. Artık, bir «Türk Asrı» nın bu yolda basladığını hissetti ve bunu yürütrr.ek için reformasyonlara başîad\. D.P. iktidannın • 58 lik bir ' » oranın itişiyle düştüğü bir siya*al galattan A.P iktidan da kendini kurtarmassa bu, hüknmetı, Anayasa kurumlan ile Ansyasanın değerleri ile «osvo • politik ortamda mevcut siyasal kuvvetler ile karşı karşıva getirır Başlamış olan ve yürümekte olan «Türk Asrı» nria, bu kurum lar, bu değerler ve bu kuvvetlerle sonuna kadar karşılasanlan da ancak h'isran beklemektedir. (CUt 2) 20. Yüzyılın en önemli İhtilâl ve Darbelerini toplu olarak yalnız bu eserde bulabilirsiniz. Belgrad Darbesi Meksika Dıtilâli İrlanda thtilali Rus İhtilâli 191819 Alman ve Macar thtilâlleri Kapp'ın Darbesi Mustafa Kemal Mussolini Primo de Bivera Hitler Salazar Franko Hitler'e Darbe Tesebbüsü Çin İhtilâli Nâsır Mnsaddık Cezayir ve Küba İhtilâlleri Giiney Amerika'da Darbeler 27 Mayıs... (Bu resimli ve ansiklopedik eserin hazırlanmasına esas olan üç eserin telif haklan ONK Copyright Ajansından saün alınmıştır.) 430 sayfa, fiyatı 15 lira, Gsnel Dagıtım: BATEŞBayilık Teşkilâtı. NOT: Birinci cilt tükenmek üzeredir. Bateş Reklâm No: 58/10824 İHTİLÂLLER VE DARBELER TARİHİ 1 L A A Türkiye Ziraî Donatım Kurumu Istanbul Bölge Müdiirlüğünden: Kurumumuz ihtiyacı için ofset broşür bastırılacaktır. baskı 500.000 adet Bu işe ait Teknik ve Ticarî Şartnameler Karaköy, Rıhtırn Caddesi No. 7 de Satinalma Servisimizden temin olunabilir. Kapalı tekliflerin 22 9 1966 saat 12 ye kadar verilmesi lâzımdır. Kurumumuz ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. (Basın 20510/10845) • SON Yakın ve OrtaDoğu Oahşma Enstilüsüne İmtihanfa Tercüman ve Memur Alınacaktir Enstitüye barem için 'htisas kadrosuna Türkçe ve bildiği yabancı dile gereği gibi asina bir İngilizce ve bir de Almanca tercüman ile bir kiitüphane memııru alınacaktir. Tercümanlara 1250 lira ayb''* ayrics barem içi mükfesep dereceleri üzerinden % 35 ve kütüphane memuruna da tahsil ve barem müktesep hakkı olan aylıkla bu derece üzerinden % 35 zam verilir. İmtihan 23/9/1966 cuma günü saat 15 te Salıpazarı Dursun Han kat 3 de yapılaaîktır. Taliplerin dilekçe ile önceden müracaatları. Tel: 49 15 68 49 08 82 (Basın 20351/10839) Mühendis Aranıyor MOBİL 0IL TÜRK A.Ş. Askerlik hizmetini yapmış ve çok iyi İngilizce bilen MAKINA YÜKSEK MUHENDİSİ aranmaktadır. Azaraî yaş haddi 30 olup, tecrübe şart değildir. Isteklilerin şahsen Harbiye ADLI HAN kat 3 e müracaatları rica olunur. tâncüık: 5798/10829 ebediyete intikal etmiştir. Muazzez naâşı 17.9.1966 cumartesi günü lkindl namazınl müteakip Aksaray Valide Camiinden alınarak SehltlikteJd ebedl istirahatgâhma tevdi edUecektir. Cumhuriyet 10S44 OSMAN FEVZİ ÖZEKE Bu olay; Sanayi devrımmi tamamlamış Batı ülkelerinın, bu devrimi yapamamış, ekonomık ba ğımsızlıklarına kavusamamış ülkelere, ekonomik polıtik • askeri bağımsızlıklannı gerçeklcştirerek, her yönden sömümlüp kulJanılmaktan kurtulma imkânını vermeme politikasınm yeni bir cmeğidir, böyle bir ö'neğin ip ucudur. Bu ip ucu, Türkiyenin, ekor.omik, • politik • askerî bsfımbilinçinden uzak «r aydu Satılık Fabrika Binası Iliğıthanede 6330 metrekare arsa üzerinde müştemilâtı ile 2S80 metrekare binası olan fabrika satılıktır. 75 KVA enerjı ve suvtı vardır Müracaat için iş günleri öğîeden e\\el. Tel: 49 18 85 de Mithat Kuruner. ; 5842/10850
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear