Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAHÎFE DÖRT CÜMHURİYET 24 Kasım 1966 Ihtilfil fırkosı veMustafa Kemal O kra bizün için uğur perisi idi. Aksam üzeri mektepten çıktıktan sonra mutlaka onun penceresi altından geçerdik. Eğer kendisini pencerede görnrsek, işlerimizin uğurln gideceğine inanırdık. Kız hakikaten güzel mi idi, yoksa bize mi öyle gelirdi, bilmiyorum. Mustafa Kemal çok güzel olduğnna kanidi. Diyordu. Sohbeti koyulaştırdık. Yollanmmn aynlacağı kavşağa geldigimiz halde konuyu ne değistirebilmiş ve ne de kesebilmiştik. Terfik dedi ki: Hikâyenin sonumı öğrenmek istersen, atlanmızı bizim semte t'opru sürelim. Kızın evini geçtik, fakat pencerede kimse yoktu. Tevfik'i kapısınm önünde bıraktıktan sonra yirmi otuz at boyu yol aldım. Me ğer Talât Beyin de evi bu mahallede imis, açık bir pencere önünde oturuyordu. Beni görünce: Fuat Bey, buyurmaz mısınız? Diye seslendi. Kıramadım. DâTetini kabul ettim. Atımı arkamdan gelen seyisimle kışlaya gönderdim. Talât aşağıya inip kapıyı açmıştı. İçeriye buyur, etti. Bu akşam b a a yakın ve mutemet ar kadaşlannı da çağırmış olduğunu söyledi. Hakikaten biraz sonra içlerinde eski ve yeni tatudıklanm da bulunan dâvetliler birer ikişer geldiler. Akşam yemeğini mütevazi bir masada beraberce yedik. Yemekte başuyan konnşmalar gece yarısına kadar sürdü. Hattâ kendi kendlmize bazı kararlar bile aldık. Konu, anayasanın tekrar yürürlüğe konulması için, Sultan Hamidi zorlıyacak tedbirleri nasü alabileceğimizdi. Toplantıda Selânik Mıntakası Kurmay Başkam Kolağası Hafız Hakkı (Birinci Dünya Savaşında Ordu Kumandanı Hafız Hakkı Pasa), Manastır mıntakası erkânı harbiyesinden gelen Enver (Birin cl Dünya Savaşında Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili Enver Paşa) ve Mithat Şükrü Beyler de vardı. Yarı geceden sonra benim de tttihat ve Terakki Cemiyetine gir mem merasimi de ikmal edflmişti. kanı, Cumhuriyet devrinde milletvekili, İzmir suikaadi oiaymda idam edilmiştir.) ve giviUerden Talât (Paşa), Rahmi, Mittart Şükrü Beylerle şimdi isimlerini batır lıyamadığım bazı arkadaşlar vardı. flTflTURK Liderden yoksun bir İhtilâl Fırkası ve Muslafa Kemal Ertesi günu crnn» idi. Ogleden sonra Genel Merkez toplantm vardı. Toplanhlar, çoğunlukla Talât Beyin evinde yapılıyordu. Bunun başlıca sebebi, binanm s*h rin bir köşesinde ve emin bir yerde olmasıydı. İçtimaa ilk defa beni de çağtrdılar. Talât, kendisinden aynlırken: Muhakkak gelmelisiniz, slzi mrkadaşlara takdim edecegım. Demişti. Hatırunda kaldığına Kör.', hazır butananlar arasınd» kurmay binbaşı O m a l (Birinci Dünya Savasında Babriye Nazın ve 4 üncü Ordu Kumandanı Cemal Paşa), binbaşı Enver (Paşa), Hafız Hakkı (Paşa), Yarbay NişU Faik (Birinci Dünya Savasında Kafkas ceph^iııde ş»hit olan Paik Paşa), üsteğmen tsmali Canbulat (Birinci Dünya Savasında Talât Paşa kabinesinin Jçişleri Ba Müzakereyi Talât Beyin idare edeceği anlaşüıyordu. Nitekim öyle oldu. Talât, o babacan ve cana yakın tavriyle, önce beni cemiyetin yeni bir üyesi olarak takdim etti. Arkadaşlar birer birer gelerek tebrik ettfler. Başanlar dilediler. Enver hararetle elimi sıktı: Ağabeyiniz Mehmet AU Beyden bir baber var mı, nasıllar? Diye sordu. Mehmet Ali ağabeyim, EnverMn sınıf arkadaşı idi. Müzakere konusu, Ittihat ve Terakki Cemiyetinin Paristeki merkezi ile olan anlaşmazlıklardı. An laşmazuğın Parisin, Rumelinio özelliğine vukufsuzluğundan meydana geldiği ileri sürülüyordu. 1*4 ıis merkezi, işlerin acele ve inü TALÂT BEY zamsn yfirütfildüğünden şikâyetçı idi. Halbuki çesitli bölgelerde de gerli knnnay subaylarla, işbil*r kaza kavmakamlarının himmetivle Rumelinin her tarafında ve özellikle 3 üncfi ordu mıntakasında teşkilât tamamlanmış sayılabilirdi. Tartışmalar sonunda Paristen, Rumelideki durumu yakından görmek ve Izlemek üzere yetkili bir temsücinin aceie ve gizlice Selâniğe gönderilmesi için teşebbüslerde bulunulmasına karar verildi, bir de cetniyetin yüksek i daresinin Pariste mi, yoksa SeIânilrte mi olması konusu vardı ki, bunun üzerinde bir hayli snz söylendi. Talât: Selânikte bulunmasınd» türia faydalar vardır. Diyor, Ittifaks yaktn bir çofunluk da kendisini destekliyordu. Selânikte bnlunmasına ben de taraftar oldum. Eger bir ihtilâl mukadderse, bunun sevkü idaresi muhakkak memleket dahilinde ol ması zarureti vardı. Bu konudaki nihaî karar, Paristen gelecek ce\abı beklemek üzere ertelendi. Sonra çesitli mevzulara geçildi. esastan izysde deteylar üzerinrie duruldu. O gece sabaha karşı, Rahmi Bev le birUkte eve döndük. Yolda: Lider kün? Diye sordum. Rahmi Bey biraz duraklar gibi oldu. Lider, yok dedi. Fakat sen de anlıyorsun ki, Talât insiyatifi kendi elinde tutmak istiyor. Cevabım verdi. Rahmi Bey toplantıda adı açıklanmamakli beraber Paristen gizlice gelecek yetkili temsilcrnin adını ve hüviyetini de biliyordn. Bu doktnr Nazımdı (tttihatçi liderlerden, İz mir suikasdl olaymda idam edılmiştir). Ben Nazımın adını Ömır Naci'den duvmuştum ama, kendisini tanımıyordum. Sabahı müjdeliyen horozlar öter ken jatağıma girdim. Bir kaç 5aat kestirecek, sonra kışlaya dönecektim. Fakat uyumak kabil değildi. Düşünüyordum. ilk defa bövic sümullu. içte ve dısta teşkilâtı bu lunan t e ileride bütün Osmanlı Imparatorluğunu kapsayacak olan bir ihtilâl fırkasivle karşılaşmis karşılaşmış değil de. onun faal bir uyesi olmuş ve en hayatî toplantılarından birine katılmıştım. He raen soylemelivim ki, bu toplantı beni hayal kırıklığına uğrattı. 8üvük bir ihtilâl merkezinde. ihtilV lin ana hatları ve prensiplerinden ziyade avrıntılar üzerinde ısrarla durulması dikkat nazarımı çekmişti. Toplantıda pek az konuşmuş, yalnız, bir sual sormuştum: Sultan Hamidi, Meşrutlyeti iadeye zorladık, kabul ettirdik. Peki sonra ne olacak, ne yapacağız? Sonrası kolay. Deyip geçivermişlerdi. Kolay olan ne idi? Bnnu izah etmek lüzumunu duymamışlardı. Sonra Genel Merkez üyelerine, her hususta hâkitn ve lider vasfını haiz bir kimsevi de ne yalan söyliyeyim, görcmemıştim. Eve dönerken Rahmi Beye de liderin kim olduğunu bunun için sormuştu.n. Talât, zekâsı, çalışkanlığı, soğukkanlılığı ve özellikle aabuhıculuğu ile belki müzakerelerin se lâmetini sağbyordu. Namuslu ve vatanperver de olabilirdi. Fakat butün bu meziyetler, lider olmak için acaba kâfi savılabilir mi idi? Ben sanmıyordum. Bu satırlan yazarken, şu hıısusu bütün samimiyetimle ifade et mek isterim ki. Türk vatanımn kurtuluşu için açılan MUIî Mücadelenin daha ilk safhasındakı A masya müzakerelerınde, Erzurum ve Sivas kongrelerinde hakiki bir lider olarak ortaya atılan b<r Mus tafa Kemali, o toplulukta görmek mümkün değildj. Hattâ iddia edebilirim ki, Mustafa Kemale benziyen kimse de yoktu. FNVER VE CEMAL PAŞALAR Türk devleti çıkarmaktır. Demişti. Bu sözlerin taşıdığı büyük mânayı Selâniğe geldikten sonra daha iyi anladım. Bu dâvanın cesaretle ortaya atılması kanısına vardım. Fakat bu tezi savunacak kimseyi bulamadım. Talât Beyin evinde yapılan gizli genel merkez toplantılanna bir kaç defa daha katıldım. Her defasında şuna şahit oldum: O zamana göre, Genel Merkezde kalburüstü sayılan şabsiyetlerden hiç biri ihtilâlden önce ve sonra vapüacak işler hakkındaki kesin prensipler üzerinde urmuyor, durmak istemiyordu. Hattâ konu şulmuyordu. Yalnız Sultan Ikinci Abdülhamide Anayasanın nasıl kabul ettirilebileceği, o da hususî sohbetlerde söz konusu ediliyordu. Halbuki ihtilâl öncesi ve sonrası için sayısız icraat vardı. Bun ları şimdiden düşünmek ve bir karara vannak lâzımdı. Meseleyi kapalı da olsa, ortaya atanlann fikirleri ifşaat addediliyor ve arkadaşlar arasında iyi karşılanmıyordu. l'nutmayınra ki, tttihat ve Terakki âleniyete çıkmış bir cemiyet halini henüz almamjştır. Aldıği ıriin luzumlu kararlar verUecektir. Diyorlardı ve bunun tehlikelerinden bahsediyorlardı. Böyle dü şünmeleri de sebepsiz değildi. Bulgar ihtilâl teşkilât ve komitecüiğini iyi bilen subay arkadaşlarla bazı mfilkiye âmirlerinin her şeyi saklamak ve gizlemek zih niyeti, Ittihatçı üyeler üzerinde etki yapıyor, hâkim oluyordu. Hal buki, Bnlfar ihtilâlinl hazırlıyanlar, sadece yıkıcıbğı bedef tutmuşlardı. Geride mükemmel bir şekilde kurulmuş. Bulgar devleti ve idaresi vardı. Milleti de ona göre hazırlamışlardı. Bulgar ibtilâl komitesi. vıkmakla Makedon yanın Bulgar çoğunluğunu Bul garistana katacaklar ve bu suretle rmellerine kavuşmuş olacakiaı dı. Ittihat ve Terakki Cemiyetinin karşısında ise, yıkılmak üzere bu lunan bir Osmanlı İmparatorluğn duruyordu. Bu İmparatorluğun içinden bağımsız ve iktisadi bakım dan kendi kendine veter bir Türk devleti çıkarmak pibi büyük bir gaye vardı. Bu gayeye yalnız Anayasanın yürürlüğc konması, vanl Meşrutiyetin ilânı ile vanlamazdı. Bunları, bir kaç defa Genel Merkezde Ueri sürmek istedim, fakat ne vazık ki. dinliyecek pek az kimseyi bulabildim. En emniyet ettigim arkadaşlara açıldığım zaman bile: Bunlan sonra sörüsürüz. Cevabım alıyordum. Arkadaşlanmız. meesleler açılkıkla ortava atıldıeı takdirde. daha ihtilalin başında dağılacaklanndan korkuyorlardı. Ah. diynrdum, bir Mustafa Kemal Selânije gelse, eski arkadaşlannı bir derlese toplasa, bn fikirler. daha ktıvvetle müdafaa edilebilir. Dâva, yeni bir Türk devleti çıkartmaktır Mustafa Kemal. topcu stajını yapmak üzerc Şam'a gitmeden önce Beyrutta arkadaş muhiti içinde yaptığı toplantılarda: Dâva, yıkılmak üzere bulunan bir tmparatorluktan önce bir 123456789 maddeyı her turlu yabancı maddelerden kurtarıp tertemız hale getır!» mânasına bır emir. savas. 9 Elektriği nakleden baslıca vasıta. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1 Durmadan konusan (iki soz). 2 «Yalazı fazla v e kuvvetli» anlamına iki soz. 3 Bir kadın adı, kuçuk kuş kanatlannın çıkardığı seslerden. i «Bir denbıre lâkırdna karışıp soz soy le'» mânasına üç kelımelık bır emir. 5 Temızlığin baş duşmanı, bunun oğlu da aynı durumda olursa çok kurnaz olur. 6 Toplu askeri bırhkler eskiden bunun ıçıne kapanıp kendilerini savunur ı a r d l > b i r har1 AW\S E|R|i L. ,| fın okunuşu. O A 2 r\u\c 7 «tşkembesi E|r>|A L | A F I 3 bo? uzun ku4 SR laklı hayvan» DHQ[M karşılığı iki U33UB a a soz, bır renk. 8 Yunanıstanda bir bolDflnkO bnln»c«nın ge. 9 Bir ku hanedilmis »ekU maşın boyunun askı tarafı, mezar taslarlnın üstundekı yazılara eskiden böyle denilirdi. 1 23456789 YARIN MUSTAFA KEMAL SELANİK'TE İKTtBAS VE TERCOME EDİLMEZ DİŞİ Bond MODESTY BLAISE BA^lM UCUMDuı ld$İ VA soeruj »e SOLDAN SAGA: 1 Bir Rus şılebıyle çarpışan bir arabavapurumuz orada battı (karma soz). 2 Avucunu ka palı halden çıkaran (ıki soz). 3 Akarsular (çoğul). 4 «Konut ele geçir!» anlamına karma bir emir, kapıların altında ruzgânn gırmesini onleyen tertıbattan. 5 Tersi Istanbulun ıç lımanıdır, çe\nlince bir edat olur. 6 Bir denız avlanma vasıtası, avrılan ıki sevgili arasındaki acı durum (Osmanlıca). 7 Vaktıyle tanınmış bir Fransız polis romanı yazarının eserlerindeki baş kahraman (adı soylendıği gıbi yazılmıştır ve oteki adı da Arıene'dır). 8 «Bu I STA NBü L S.25 Açılıj 6.30 Türküler geçidl 6 45 Konujma 7 00 Koye haber. ler 7.0 Sabah melodılerl 7 30 Haberler 7.45 tsUnbulda bugün 7 50 Studyo G'den 7 55 Kuçuk llânlar 8 O Haflf muzik 8 20 O Istanbul'un sesi 8 40 Gitar soloları 9 00 Çejitll devlrltrde kadının durumu 9 15 MüzlRlI oyunlardan 9 30 Çocuk bahçes! 9 45 Sorun cevap verelim 9 50 Çocuk korosu su 16 55 Ara muttği 17.00 Radyo hafif muzık orkestrası 17 20 Karma fasıl toplulugu 17 S0 Rek. lâm programları 19.00 Haberler 19 40 Studyo G den 19 55 Kuçuk ilânlar 20 00 Gunümüzun melodılerl 20 35 24 saatln oiayları 21 00 Radyo tlyatrosu 22.00 Rek. lâm programları 22 40 Kuçuk llânlar 22 45 Haberler 23 00 Caz »everle başbaşa 24 00 Kapanı*. TSTANBUL İL RADYOSU 10 00 MüzlTc dcmetl 10 15 Prs18 55 Açılış 17 00 Slzln için tik bilgıler 10 25 Fatma Tikrkân17.30 Küçük konser 18 00 tyl akd«n turkuler 10.40 Arklsl yarm çamlar 18.30 Senfonlk mtiıik 11 00 Kısa haberler 11 05 Sabah konseri 11.4 Operet melodıleri 19 00 Ara muziği 19 10 Asya Ya12 00 Yusuf Gıınseli erkestrası yın Blrllği Etnik muzik 19 30 Akfam konseri 2015 Gençlerle 12 10 Kuçuk llânlar 12 15 Saz beraber 21.00 Klâsik Batl müzıji eserleri 12 30 Tulun Kormandan dınleyiel isteklerl 22 00 Çıgan •arkıUr 12.45 AU Ekberçiçekten türküler 13 00 Haberler 13 20 melodflerl 2215 Gece konserl 23.00 Caz müziğı 23 30 Müzlkaller Studyo G'den 13 30 Reklâm prog 24 00 Melodi dızisi 00.30 Hafif ramları 14 00 Kapanıs 15.55 Acıhı 18 00 Eğltim radyo milzik 1 00 Kapamj. u RAKAMLI 9 BULMACA 4XH +2K3 A 1 KA R A M «.25 Açılı; 6 30 Günaydın 7 00 Koye haberler 7 05 Nevzat Guyer'den sarkılar 7 30 Haberler 7.45 Sabah müziği 8 00 Ankarada bugün 8 05 Her telden 8.40 KUçuk ilânlar 8.45 Mustafa Ceybanlı'dan turkuler 9 00 Sorunlarımız 9 20 Sabah konseri 9 35 Kısa haberler 9 40 Arkası yarın 10.00 Eğitim radyosu 10 55 Melodiden melodlye 1115 Çocuk bahçesl 11 30 Operalardan ieçmeler 12 00 Öğle muzıgl 12.15 Klbrıı saaU 12.25 Kuçuk ilânlar 12 30 Nevin Demirdoğen ve Ziya Taşkentt'en çarkılar 13 00 Haberler 13 20 Plâklar arasında 14 00 Çocuk bahçesi 14 15 Mulkiye Toper'den sarkılar 14 35 Bır bando çalıyor 14.15 Kısa haberler 15.00 Eğitim radyosu 15 55 Nıyazi Yılmaz'dan turkuler 16 10 Plâklar arasında 16 20 Kemal Oncan'dan «arkılar 16 40 Yerli orkestralar 16 55 Kısa haberler 17 00 Fasıl heyetl 17 20 Dm ve ahlâk sohbetı 17.30 Bugun için seçUklerınız 17 50 Reklâmlar 19 00 Haberler 19 40 Küçtık ilânlar 19 45 Yıldız Ayhan'dan türküler 20.00 üyku. dan once 20 05 Gönul Soylerden şarkılar 20 25 Silâhlı Kuvvetler saatl 20 40 Çe«iUl müzik 21 00 24 «aatin olayları 2i 05 Neden böyle oldular? 21 25 Türk müzlgi ozel programı 22.05 T.B M.M. saatl 22 25 Haflf müzlk 22 45 Haberler 23 00 Gece konseri 24 00 Kapanış. ANKARA İL RADYOSU 16 55 Açılıs 17 00 Sevilen vokalsız melodıler 17.30 Oda muziği 18 00 Hafif melodıler 18 30 Sen fonık muzık 19 30 Gunun melo. dılerı 20 00 Aksam konseri 21 00 Sevdıklerinız ve seveceklermiz 22 00 Gece konseri 22 30 Sevdığınız sesler 23 00 Dunyanın dort bucağından 23 30 Gece yarısına doğru 24 00 Gece ve muzık 1 00 Kapanış. TIFFANY JONES K O L E K S İ V O K I Ü Bu DCMK1IS U O G J A M &T.ÎÛSEF'(E . . KIŞ SPOB Ni.  HALLEUlLECEK? fukandakl rmkaınh Oalmaead» « d t e ı I tana anantaı (lpucaj ve • tan» «Mia« vardu Bof olmo U karealB Içlıif I deo » a kadar aygun blreı rmkaro kovarak ve toplama carptra Cikartma. bölme IsaretlerUı* dlkkaı ederek «oldan «ats re mkandao •sağiys bulmacada gosıertlen «onaclan bulanoa Blru vakttni» «In •mma f>o« vakfiniri hnsc» eedrmls nlnrmnm konu veresim: AYHAN BAŞOĞLU KIZIL KULE rahm. » Kır Abbas'm tarlasına vardı Hamdi bey hepsini teker teker lar. Çoluk çocuğun arasında ussüzuyordu. Çoğunun adını bilmilu uslu ekın bıçıyordu. Suç ısyordu. Ama halleri belliydi, hallemıs gıbı bır halı vardı. Sınılerıni bılıyordu. îçlerinde bağlan yordu. sevmemış, bağlann sevgisini yaz Hamdi bey golgelığe doğru larda kışlarda içinde taşımamı?. gıttı. Mendılındekı uzumlerı oo sevgıyı gün gün büyütmemiş raya bıraktı. Sonra ekının ardıbir tek insan yoktu. Şimdi nasıl dan, bir gözden bir ağlama tuttu lardı. na geldi. Yuksek sesle bır selâm yıkılmış. nasıl bitmişlerdi! Bunu ralım. tâ Ankara'dan duysunlar, Ekmeği aşı unuttular. Geç va attı. ancak, böyle bir bağı elinden al anasını satayun!» demek geliyor kıtlere kadar dertleştiler. Yavaşça doğruldu Kır Abbas. dıranlar anlardı. Başkasuıın anla du içinden. Tutuyordu Kadınlar gözyaşlarını sile sil« Elını başma, poçusuna goturdu. kendini, ması zordu. Hamdi bey anlıyordu. bitiremediler. Konusmadan aldı selâmı. zor tutuj"ordu. «Pekey.. Abbas Kartal nerde?» «Xassın Abbas Kartal? Halın «Pekey.. ne olacak sizin bu hal Geç vakit Hamdi bey dağıttı hep Kimse karşılık vermedi. sini. «Biz de oturup bir dilekçe ya kevfın nasıl?» larınız ula?» «Bağlarda mı?» zalım.» dedi Rıza'ya. «Bu dertleri «Bombok...» dedi kısaca Ka Biribirlerine baktılar. •Bağlara giüniyor.» dedi Batmizi bir bir anlatıp durumu An rısma gelınıne baktı, Rıza'va .Nasıl kurtulacaksınız?» tal. «Evdedir.» kara'nm takdırlerıne bırakalım .» şoz ettı «(Gehn burdan gide«Yavrum, kara gözlü yavrum, «Eeee neye gelmedi?» Rıza kalem kâğıt getirdı. lim ')» dedi. heç bundan kurtuluş olur mu? «Gelmez .» dedi Battal. «Once bir karalama yapahm Ya Gumulun dıbıne oturdular. Devlet binmiş ensene. Devlet ki ko rın üçeye gidelim senınle. Bır ma «Hasta fılân mı?» «Akşam gelmedın Ben de gecaman bir kartal, pançalarmı vur kıne bulup temize çekelim orda. lemedım. Eyısın va ı^allah?» «Hasta değıl, emme gelmez...» muş, alacağım dıyor. Alır yavrum, Pullayıp mühürleyip verelim pos«Neye''» • Eyıyım! Demir gıbıvim! G o ruyorsun..» «Bılmem. Bu bağlann isi böyle alır kara gözlüm. Emme alsın. Ya taya.» • «Bir daha basvuracağız hukuolalı elmi ayağını çekti. Bak her rm Kasım ayları gelir, ak karlar kes burda. Bır torunu Yeşer, bir yağarlar...» Sabahleyin erkenden bağlara uğ mete. Başbakana da bır dilekçe Kel Bektaş kabardı: karalaması ya?dık. Kasabada de kendisı yok Gelmez. Torununu radılar. Üzümler erıyordu. «Horu ebe sust, sust'» dedi, bas kucağına alrr, büzülür. Kaçar topHamdi bey hemen ıki üç sal makineye geçeceğız. lantılardan. Zevda gibi bir şey ol tırdı Hörü ebeyL Bakalım ne karşılık verecek kım kopardı. Kuyunun başına .Susayım yavrum, susayım deli gıtti. «Kahvaltıyı üzümle yapacak basbakan?» du...» yaşlı sın Rıza! Çok severim. Çok hos «Hepısınden nefret oldum'» «Ben habar yollasam da mı gel Bektaş'ım .» diye büzüldü kadın. mez?» olur..» Bir kova su çekti Yudu dedi Kır Abbas. «Dahı kendim•Deli, akıllı.. sust!.. Sust da yudu salkımları. «Suyu kendi e den!.» «Habarı var senin geldığinden. Hamdi beyi dinleyelim..» «Umut kalacagına emek kal^n Gelmez ..» linle çekip kuyudan, kendi ehn«Pekalâ .• dedi Hamdi bey. «Gel Hamdi beyi dinlediler. le yuyup boyle, kütür kutür yı Abbas Kartal! Bakarsın. umma memekle bağlan geri alacak, öyle Hamdi bey hepsini ağlattı. Göz yeceksin.. Şuradan uç dort salkım dığın yerden bır em çıkar... O lur ya...» mi?» vaşlannı göl etti. Ne kadar derdi daha koparıp Abbas Kartal'a goKır Abbas: «Bılmem. Gelmekle biz geri a varsa doktü. Döktü perişan hali türelım. lacak mıyız, onu da bilmem. Em nı köylerin. Bir damla ışık gör Keske onu da ahp gelseydık «Masalımız bitmiştiiiır'..» deme biz gelıyoruz. Bütün komşu dükleri yöne binbir umutla koşan gelırken...» dı Bağlardan yana baktı. «Bır lar burda. Gecenin içinde ufacık binlerce köyü doktü. «Siz buna, «Ohoooo!..» dedi Rıza. «Gun se^e yanmam da, Irıza'yı irezıl bir ateş böceği görsek, ışık deye kendiniz bir çare bulun. Devle doğmadan kalkıp tarlaya gıtmıs »ttık, ona vananm. Bağ bostan kosuyoruz. Birımiz kostu mu, hepi tin sizi onduracağı, yok siz dev tır o. Durmaz kı koyde'.. Uyku bızım nemızevdı? Daha tattığımiz kosuyoruz. Temelli koyun gı leti ondunın, onarm..» dedi. mız yıl ensemızde bittıler. Ormuyku uyuduğu yok zati...» bi olduk. Akhmızı başımızdan şaBağdan sonra e v e geldıler. tada bır hökurr.pt olduğunu u Ama onlann elinde ne vardı? şırHık..» nutmusuz' Halbuvsam en başDevletle güreş tutulur muydu' Dondü çocukları alıp gıtmıştı «'Öyls olduk, tam öyle olduk.)» Devletin sırtı yere gelir fan onu hesaplamalıymıs. » U miydi? tarlaya. Bir sepet yumurta as dedi köyluler. luyol'a doğru baktı Kırış kınş Yapayalnızdılar. Ellerinden tutan. nııştı hayat dırcğıne. Yumurta vuzu anlamsızdı. okunmuyordu Hamdi bey susuyordu. Içinin de onlerine duşen yoktu. tniyorlar, sepetıni aldılar. • Dehaa v o l ' . dedi «Gidın, bir rinlerinden bir şeyler kabarıp ka çıkıyorlar, onlerinde bir yol gös «Geç kalıyoruz, daha Abbas barıp boğazına geliyor, orada du teren olmadığı için, bır iğneye ip Kartal'a uğrıyacağız.» dedi Ham de siz yelin g»lın. Uğurlar o l (Arkası varl ğümleniyordu. «Haydin, bir ağız lik geçıremeden ddnüp geliyor di bey.» Daireler açılmadan va sun...» 82 kaplumbağalar fakir bavkurt