22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURÎYET 14 Eteim 1966 SAHİFE BEŞ Kabadayıların duellosunda 1 kişi öldü, 2 kişi yaralandı arlabaşmda önceki gece saat 24.30 da yeniden silâhlar konuşmuş, kulüp fedaileri ile kabadayıların düellosu sonunda Hasan Elalkan öldürülmüş, Kemal Değerli ile Kadir Çiftçi de yaralanmışlardır. Cinayet ve yaralamanın failleri olarak Tarlabaşmda kulüp işleten İdris Özbilirin kardeşi Yusuf Özbilir, fedailerinden Kasım Bakış, tlhan Boy ve Yavuz Çaloğlu yakalanmıştır. Cinayette kullamlan silâh Kasım Bakış'ın üzerinden çıkmıştır. PARSELLENEN BEYOĞLU KUYUMCULARI SOYAN TAYFU1S TUTULDU T sırada Kasım Bakış, Yusuf ve İlhanla karşılaşan sarhoş grup, meydan okumuştur. Bir anda ortalık karışmıs. ve silâhlar patlamıştır. Yakalanıp nezaret altına ahnanlar cinayeün Kasım Bakış tarafından işlendiğini söylemişler, fedai olarak kullamlan Kasım da, «Evet cinayeti ben işledim» demiştir. Ancak olay yerinde 11 kovanın bulunması cinayette çift silâhın kullanıldığını ortaya koymuştur. Ayrıca po lis soruşturmasında 7.65 tabancanın îdris Özbilirin kardeşi Yusuf a ait olduğu öğrenilmiştir. Gangsterler çatışmasında ölen ve öldürenlerin bir bölge savaşı yaptıkları civar sâbıkahlar tarafından ifade olunmustur. Şehrin göbeğinde ve şehri parselleyip bölge çatışmaları yapan sâbıkalıların sindirilemeyişinden son derece kızan Emniyet Müdürü Haydar Özkın, «Bundan sonra sâbıkahlar polis tedbir ve metodları ile yola geti rileceklerdir. Gangester yuvaları dağıtılacak, kanunsuz lara aman verilmeyecektir. Bunun için de polis artık sert tedbirlere başvuracaktır» demistir. Cinayet sanıkları taraftarlarınm; dün akşam Adlıyede sılâhlı tertibat aldıklarını duyan polis, yaptığı baskında; Ahmet Toroman, Muhlis özbilir, Faik ve lhsan Polat'ı yakalamıştır. Toroman'ın uzerınde bir tabanca ile bıçak bulunmuş ve tertibatın. tarafların birbirine saldırmaması için alındığı anlaşılmıstır. Öte yandan. soruşturmayı yapan Cinayet Masası detektifleri, Tarlabaşı çatısma?ı sırasmda 3 silâh kullanıldığını ortaya çıkarmış, Reşat ve Yavuz'un da silâh kullandıklannı tespit etmiştir. Buna gore, cinayette 4 tabanca ile 2 bıçak kullanılmıştır. Kapalıçarşı Çarşı Handa mücevher hırsızhğı yapan Nevzat Tayfun, dün öğleden sonra aynı yerde, polisle yaptığı silâhlı bir mücadele sonunda yakalanmıştır. Sanığın çantasında' 20 bin lira değerinde mücevher bulunmuştur. Uzun süredir aranan Tayfun' un, birçok kuyumcuyu soyduğu tahmin edilmektedir. TESEKKÛR Vefatı ile biz. leri derin acılar içinde bırakan kıyrnetli eşim, baba ve dedemiz Sosyalist ülkelerde herkes «Devlet ŞU BIZIM Yılmaz GETİNER RUMELİ... malı deniz, yemiyen domuz)) sözüne uygun davranıyor YUGOSLAV ANAYASASINA GÖRE HER AZINL1K KENDİ DİLtNDE ÖĞRENİM YAPABİLİYOR 20 elgraddan <Nişova»ya doğru giden trenimiz dağlar arasındaki kıvnmlı yollardan, tünellerden süratle geçiyor; zaman zaman kaybettiğimiz Moravya nehri mutlaka bir yerde yine karşımıza çıkıyordu... Şehre yaklaştıkça önce gecekondu tipi evler .. daha sonra ufak fabrikalar ve nihayet blok apartmanlar göıüyorduk. Kil rengi bulanık suyu ile kadınların çamaşır yıkadığı Moravya nehri üzerindeki köylerin çoğunda nedense cami veya küise yoktu!.. Fakat Niş'i geçip de Üsküp'e doğ ru uzanan ovalara girdiğimiz zaman, bir hareket başlıyor, eski Osmanlı eserleri teker teker hâürala rınızı canlandınyordu... Rumeli bozgunu Belgrad'm elden çıkmasmdan sonra başlamıştı... Bin Ierce Türk 'Beyaz şehir.den kaçınca önce Niş'de konaklamış veya yerleşmiş .. Sofya, Filibe yolu ile Istanbula göç etmişti... Üsküp biraz daha aşağıda kaldığı için savaşlardan diğer şehirler kadar zarar görmemiş, üstelik uzun müddet Osmanlı idaresi altında kalmış tı... ÖZKIN KIZGIN Sâbıkalıların ve gangesterlerle gayrimes.ru iş yapan kanunsuzların Beyoğlu bölgesini tarla parseller gibi parsellemeğe başladıkları, kendi bölgelerine başka muhit kabadayıları ile sâbıkahları sokmadıklan son çatışma ile bir kere daha ortaya çıkmıştır. Beyoğluna, Kasımpaşadan, Süleymaniyeden, Taşhtarladan, Zeytinburnundan ve sâbıkalıların barındıkları diğer bölgelerden gelerek kabadayıhk yapanların bannamıyacağı silâhlarla ilân edilmeğe başlanmıştır. ADLİYE YE BASKIN Kasımpaşalı ve sâbıkahlardan olan Hasan Elalkan Tarlabaşmda hâkımiyet kurmak için iki ay önce harekete geçmiş. yara'.ama yapmış.tır. Kendi varhğını göstermek için kumarhane bölgelerinde vurup kıran Hasan, etrafına topladığı arkadaşları ile 15 gün önce Idris Özbilirin bölgesine ilk çıkışı yapmıştır. Hasan, ldrisin erketecilerinden Suphi Özcandan'ı kulüp önünden alarak feci şekilde döğmüş, arabaya binip kaçarken de: •Bu bölgenin hâkimiyetini ben ele geçireceğim» diye bağırmıştır. Bu hareket Hasan ve arkadaşlarının kumarhane bölgesine yaptığı ilk ciddi gösteri olarak nitelendirilmiştir. Turgut Işık'ın Ramazanı öldürdüğü, llhan Boy'un, Nurcttin Omay'ı 8 kurşunla yere serdiği cinayet bölgesine giren Hasan, olay gecesi arkadaşları Kemal Değerli. Nevzat Kapıcıoğlu, Şükrü Şen ve dört gün önce otomobil almak için Istanbula gelen Diyarbakırlı hemşehrısi Kadri Çıftçiyi de yanına alarak, Boğaza gidip içOtel ve parklarda uyuştunıcu madde içerken mişlerdir. Dönüşte kumarhane bölgesine giren Hasan yakalanan 11 turistten, 4'ü dün tevkif edilmiştir. ve arkadaşları, Cihan corbacısına da uğramışlar, çorbaBunlar; Ingiliz Vincent Gammill ve Malcolm Mac. larını içtikten sonra nâra atmağa başlamışlardır. îşte bu Calloch ile Amerıkah John Arnaudy. Dale Fimple'dir. »IIMIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIMIIIIimilllllMIIIIIIIL Sanıklardan 3Ü, bazı işlemlerin ~ famamlanması ıçın ıkametgâha için bağlı olarak serbest bırakılmış, diğer turist hakkında ise, takipsizlik kararı verilmiştir. İLK ÇIKIŞ rahatsızlığı sırasında gösterdikleri yakm alâ ka ve baba şefkatine ve insan üstü gayretleri ile Dizleri mlnnettar bırakan Doktor NtZAMETTİN TÜRE ve ECVET SEZER ile MERİH OT. MAN. HÜESEYİN ORUÇ Beylere, telgraf, mektup ve cenaze merasimimlze iştirak edip acımızı paylaşmak lütfunda bulunan akraba ve dostlanmıza teşekküre derin acımız mâni olduğundan bu vazifcnin iblâğma gazetenizin delâle. üni ricm ederiz. AİLESt O S M AN ÖZEK'kenin B "Beatnik,, lerden 4'ü dün tevkif edildi Cumhuriyet 12053 Lumber Pott ameliyatı ile beni sıhhate kavuşturan Balta Llmanı Kemik Hastahanesi Ortopedi Travmatolojisi Şefi TESEKKÛR Op. Dr. SELÇUK GÜRKAYNAK'a | Okul bahçesine | cami yapmak i istiyorlar mektuplar Fenerbahçe semtine ilk defa şahsî teşebbüs ile ilkokul yaptıran Nurettin Teksan'a, bız velıler teşekkur ederiz. Geçen sene sîmtimızin gelişmesi sebebiyle, her smıf bu > ıl 55 60 öğrenci ile tedrisata gidilmesi düşünülmıektedir. Okulun büyutülmesi, dershane, toplantı salonu, kapalı teneffü«hane gıbi acil ıhtıyaçlar için Mıl lî Eğitimce tasarlanan (500.000.) liralık ek inşaata Nurettin bey, henüz zamanı değil diyerek razı olmamıştır. Okulun genişletilmesi bir zaruret iken, ön bahçeye cami yapmağa kalkmak biz velileri son derece hayrete ve üzüntüye sevketti. Sayın Nurettin Teksan'dan, ev velâ ismici verdigi okulu ihya etmesini bekleriz. Çocuklarımızın okuma isini halledersek, bilâhare Nurettin Teksan'a yardımcı olarak cami in.şaatına da yardımcı oluruz. Semt sakinleri Türk şoförleri Beynelmilel kongreye katılıyor Millctlerarası Şoförler ve Otomobilciler Teşkilâtının 18 ekimde Salzburgda yapacağı toplantıya memleketimiz de dâvet edilmiştir. Türk şoförünün dertlerini ve sorunlarını aksettirmek üzere dün hareket eden Istanbul Şoförler ve Otomobilciler Esnafı Demeği Başkanı Özeke, «Türk şoförünü temsilen iik defa beynelmilel bir kongre ye katılıyoruz. Türk şoförünün görüşünü ve sesini böyle bir toplantıda duyuracağıımzdan son derece zevkli bir görcve gidiyoruz» demıştir. hastalığım sırasmda ilgilerini esirgeraiyen Dr. Ünal Altay. Dr. Tahsin Tulga, servis hemşiresl Sabiha Kaya, hastabakıcı Balta ve bütün hâstahane personeline tesekkürlerimi sunanm. NUBİ TURAN Cumhuriyet 12054 Uskup'te Xurk çarşısında köylü kadmlar hi 1389 senesindeydi. O zamanlar ufak bir kasaba halinde olan Üsküp, Bursa ve Edirne misâllerinde olduğu gibi kısa zamanda mâmur hale getirilmişti. Evliya Çelebi 17. asırda Üskübün Rumeli eyaletinde bir sancak beyliği olup 10.060 ev, 2150 dükkân, 120 cami ve mescıt, 70 sıbyan mektebi, 20 tekkesi bulunduğunu yazmaktadır... malarına rağmen bu çark iyi işlemiyordu, bozuktu!.. Birçok müesseseler fuzuli masraf ve hesapsızlık yüzünden zarara giriyor insanlar zerre kadar aldırmıyordu! Zaten gezip gördüğüm sosyalist ülkelerde bakıyordum da; herkes; «Devlet malı deniz, yemiyen domuz» sözünc o kadar uygun hareket ediyordu ki! BİR RAOOVIÇ TÜRKÜSÜ Gulsum Kız Gülsüm kız Otarmus yelek dikmeğe Salim çocuk gelmiş Alıp gitmeğe Alıp gitmeğe Anam beni eğlesin Gülsümüm desin Muradına varmadan Genç ktz desin Genç kız desin Çıktım dağ basma Gönlüm bulandı Sırma peliklerim Kana boyandı Çıktım dağ haşıns Top top fırtına Salim be vuruldom Gel al sırtına Gel al sırtına. fakülteler açılmıştı. Ve bunlar hiç bir güçlük çıkarmadan öğrenci ka bul ediyorlar, yer sıkmtısı çekmiyorlardı... Denizcilik Bankasının cevabı 17/9/1966 gün ve 30/2101 sayılı yazı ile arzettiğimiz veçhile, sendika temsilcileri gemilerdeki kap tan ve memurlann değiştirilmesi = için iigiiiiere devamiı tazjik yap = E k i m 14 C e m a z i y e l â h ı r 29 maktadırlar. Denizyollan îşietmesi, Sendika ların müdahalesi ile değil, objektil esas ve prensiplere göre per E V. 1 6 08|12.00 15.06ll7.31[19.02| «.32 sonel arasında tâyin ve değişik E. 112.35' 6.271 9.33 12.001 1.30 10.58 lık yapmaktadır | KADIKÖY ASLİSE 1. HUKUK HAKlMLlGlNDEN: Dosya No: 966/347 Dâvacı Celâl Altuna tarafından dâvalı Hakkı Yaman aleyhine açılan tescil dâvasının duruşmasında: Kadıköy Çuhadarağa sokak 26 No. da oturan dâvalmın, adresinı terk ile meçhul olması sebebiyle ilânen teblıgat yapılmış ve duruşmaya gelmediğind^n, ilânen gıyap tebhğine karar venlmiş olduğundan, adı geçen Hakkı Yaman'ın 25/11/966 günü saat 10 da mahkemede bulunma sı veya bir vekille kendisinı . temsil eU*rmeşi#» aksi haJde duruşmanın gıyabında devam edeceği hususu ilânen tebliğ olunur. 11/10/966 Hakim 1614 (Basm 5956) • 12064 ugün Makedonya Cumhuriyetınin merkezi olan Üskübün or tasından Vardar nehri geçiyordu. Kuzeye düşen sol kısmmdaki tepede, eski kalenin kalıntılan vardı. Ekseriyetini Türklerin teşkil ettiği Üsküb milâddan evvel 4 üncü ve 5 inci asırlarda, llliryalılar idaresinde Skupi ismiyle mevcuttu. Büyük Iskenderden sonra Makedonya sülâlesınin eline, <l«ha sonra da' RomalıİM» geçınişü. 515 de müthiş bir zelzeleden harap olunca, şimdiki yerinde Jüstinyen tarafından büyük bir şehir kurulmujtu. Türkler tarafından Üskübün fet B aksi derdi, Türkiyede ne ise Yugoslavyada da oydu... Istas yonlarda hamal bulmak mümkün değildi... Bu yüzden bir hayli sıkmtı çekiliyordu yolculuk »ırasında... Üsküpte otele gitmek için bindiğim taksinın Türkçe konu şan şoförü benden, 1500 Dinar istediği zaman, bu kısa mesafeye daha iz para ödemem lâzım geldiğini sonradan öğrendim. Hattâ, taksimetrelertn yanlış çalıştığını, şoför lerin tutturabüdiğine ücret aldığını Üsküplüler söyledi bana... Oteller ve restoranlar «devlet memuru garsonların» idaresindeydi! Yugoslavyada diğer sosyalist ülkelere nazaran daha anlayışlı ol T Bunun adı "Bile bilo lâdes» değil midir? Seneler senesl OZEL OKl LLAR hakkında gazete sütunlarında nice şikayetler okumuşuzdur. Ve yine halkın ağzından gazete sütunlarına aksetmeyen akıl almaz meseleler duyulmaktadır. Bunların çoğu öğretmen, öğrenci ve velilerden öğrenilmekte özel okullardaki dönen dolaplar dile getirılmektedir. Bır öğretmen arkadaşın anlattığına göre, özel Okulların Devler lise ve ortaokul imtihanlarını resmi gorevli öğretmenler yaparmış. Ve imtihanları yapacak öğretmenler de müdürler komisyonu tarafından seçilirmiş. Haziran ddneminde vazife alan oğretmenler bir mazeretleri olmâdığı takdirde imtihanları yapmışlardy. Bazan bu imtihanlarda munakaşalar ve dolayısiyle Özel okulların özel istekleri de olurmuş. Dırenen dııenır ve di = renmeyen de olmaz deyilmiş. Bu yüzden de çoğu öğretmenler Ö E zel okul imtihanlarına gitmek = istemezlermiş. = Kendilerine göre bakmışlar kı bu öğretmenlerde «n küçük bir = iltimas ve fazladan not yok o hal 3 de çare arayahm demişler ve bu E öğretmenllere en kuçük bır ha ^ ber vermeden arzuları dahi so ş rulmadan ve nasıl yapmiflarsi yapmışlar 34 öğretmene vazife = verdirmemişlerdir. Bu duruma bir E mânâ veremiyen ve üzülen öğret = menler durumu Özel Okullar Mü = dürlüğüne intikâl ettirmişler ve E buna mani olunmasını, bunun öğ = retmeni rencide ettiğini hatta te E ammüle ve yönetmeliğe uymadı E ğuıı bildirmişlerse de iş uyutul = muş ve hiç bir netice ahnamamış Ş SENTETİK İPLİK FABRİKALARI A.Ş. TÜRLO J t sküpte pek çok Türkle tanışıp, | J konuştum... Bana şehri gezdirdi ler, ikram ettiler, aralannda bir müddet daha kalmamı istediler ama, ne çare ki benim kendime çiz diğim programın dışına çıkmam mümkün değildi... Bu arada bir çok Türk okullannda derslere gir dim. Öğretmenlerin çocuklara neler öğrettiğini yakmdan dinledim. Okullarda gayet muntazam ders haneler vardı. Öğrenciler önlük giy miy«»riB»Tdı. Derehanelerin duy«» rında 4aima Tito'aifll kocamjan Jıir fctoğrafı asîh duruyordu... Aynı bizdeki gibi öğretmen umuma hitap ederek bir sual sordu mu, bilen çocuklar hemen ellerini kaldırıp: Üğretmenim... Ben süleyim mi... Üğretmenim ben süleyim mi? diye aralannda yarışa giriyorlardı. tlkokuüarda bütün dersler Türkçeydi... Tarih, Coğrafya vesair Öğretmenler bunlan çocuklara ga yet sade bir lisanla, kolaylıkla öğ retiyordu. Yugoslavya Federatif Cumhuriyetinin Anayasasına göre; her azın lık kendi ana dilinde tedrisat yapan okul lara sahip olabilirdi. Bu sebepten Türk okullan gayet serbestti. Ve devletin desteğini görüjordu. Hattâ, Türklerin öğretmen okullan da vardı ki, oralardan çıkan kız, erkek genç öğretmenler Yugoslavyanın dört bir tarafma dağılıyorlardı.. Üsküp, Kaikandelen, Strumca, Manastır, Sturuge, Valandova, Gostivar ve Priştine ve Prizrende 6183 öğrenci vardı. Bana verilen rakkam lara göre, 48 ilkokulda 187 öğretmen vazife görüyor, ayrıca 2 öğretmen okulunda 107 genç, mesleğe atılmaya hazırlanıyordu. Yugoslavyada halkın "/'• 95 i oku na, yazma biliyordu... Halbuki, Ikincı Dünya Savaşından önce bu miktar °i 45 i geçmiyordu. 19 milyon nüfusa, 8 komple üniversite ve ayrıca birçok müstakil S on büyük zelzeleden bir hayli ) 1büyük zarar gören Üsküp. kısa zamanda yeniden imar edilmiş ti. Yıkılan istasyon binasının kaldmlmayan enkazı o acı günlerin tek canlı hâtırasıydı... Çatlak duvarlar, yıkılan minareler kısmen tâmir görmüştü. Eski Üsküp'ün ye rinde şimdi modern binalar yükse liyordu... Zelzeleden sonra; Romenler bir hâstahane, Bulgarlar Sergi Sarayu Brezilyahlar, Fransızlar hepsi bırer bina yaptırmışlardı tİskübe .. Bizim de vaad ettiğimiz Atatürk okulunun artık unutulduğunu bana üzülerek anlattılar... YARIN IMakedonya Başbakan Yarduncısı Kemal Seyfullah ile Konuştuklarım... ür. E 1 Kumlucanın | çilesil ZZ E E = E E E E E = E E E ^ E E E Ş E E E E E E E ~ E Ş ^ E = = E E E E Ş S E Ş ~ E ^ S E * Kırk bin dönüm ovası, mümbit topraklar. Tarih ve güneş diyarı Akdenizin inci sahillerinin 10 Km. kuzeyinde kurulmuş 170 senelik bir belde, Antalyanın ilçesi KUMLUCA. Sırtmı bembeyaz Toros parçası akdağlara dayamış, yamacmdan masmavi denizin seyredildiği, Anadolunun cenneti. cilekeş insanlar divan KUMLUCA. Bir milyon sandık narenciye. yüz Ierce ton susam pamuk istihsal ederek memleket iktisadiyatında büyük yeri olm^sı gerekirken, hâlâ doğru dürüst bir ilçe yoluna ka vuşamamış. Maalesef imtiyazh züm relerin. imtiyazh siyasilerin gadrine uğramıştır. Vilâyete bağlanabilecek en kısa yoldan 70 km. İik sahil yolu 5 yıllık kalkınma plânına almdığı ve 1966 yılında bitirileceği resmi gazetede yayınlanmasına rağmen. gene de imtijazlı sm'fın gadirliği ile tahsisatı başka başka istikametlere çevrilerek, en basidinden tsparta nın köy yolları kadar bir yol çok görülmüştür. Müracaat müracaat üstüne. heyet heyet üstüne genede çaresi yok. 27 kiloluk bir portakal sandığmı Kumlucadan, Istanbula 5 Hraya naklettiriyoruı. Hastalarımız hastaneye yetişemeden yan yolda kalıyor. İigiiiiere duyuruyoruz. Rica ediyoruz. bizi muhasaradan kurtarsınlar, bitarafa ballı börek, diğer tarafa soğan ekmek yedirmesinler Biz de ekmek yiyiyoruz. Biz de Türk vatandaşıyız. Bukadar istihsali yani zirai ürünü bol olan memlekete de tenezzül buyurup hiç olmazsa yolunu yapsınlar. Kumlucalılar adına Ramazan YILDtROI Öğretmen arkadaş üzüntüsünü Ş; ifade ederken yönetmelikten de z: bahsederek bir gerçeği ortaya dök E müştür. Yönetmeliğe göre bitir E me imtihanları için şehir için na j£ killeri yapılmaz, şehir dışı nakil ^ leri bile bir takım şartlara tâbi E olurmuş. Hatta, bir öğretmenin = nakli bahis mevzuu olsa Eylül ün s: tıhanlanm eski okulunda yaptık 2i tan sonra ancak yeni vazifesine E başlıyabüirmiş. 3 Bütün bunlar böyle olunca adı geçen özel okul nasıl oluyor da E istemediği ve hoşuna gitmiyen = bir öğretmeni istemiyor ve değiş ş tirebiliyor. E Maliyeci Ali BULUR = 4. Vakıf Han SIRKECİ E tevsiine fiilen baslandığını iftiharia duyururuz. . İslanbul Teknik Üniversitesi Rektörlüğünden: Tapılacak isin adı Kesif bedeli Geçici teminat Eksllime günü ve saatı Î.T.Ü. Güroüssuyu PT.T. 61.055.76 TL. 43U3 TL. 24/10/1966 11.15 Binası tlâve Inşaatı 1 Vukarda 1 keşıf bedeli yazılı tşın ıhalesı 249U sayıh Kanuna göre (kapalı zarf usulüyle) l.T ü Merkez bınasında, Rektörlük Satınalma Komısyonu tarafından yapılacaktır 2 Bu ışe aıt ıhale dosyası Rektörlük bınasında bulunan Yapı Işlen Bürosunda her gün mesaı saatlerı dahılınde görulebihr. 3 Isteklılerın yeterlık belgesı alarak eksıltmeye gırebılmele/ı ıçın 20/10/1966 günü saat 17.00'ye kadar. asağıda yazılı belgelere eklemek suretiyle Î.T.Ü Rektörlügüne dılekçe ile müracaat etmelen şarttır. J a) Bayındırhk Bakanlıgı C grupu müteahhıtlık karnesi. b) Mall Yeterlık Belgesı (50 000.) EUı bin liralık a) Usulüne göre, Plân Teçhızat Beyanramesı • Teknik Personel Beyannamesı TaahhüT Beyannamepı 4 îsteklılenn (1966 yılı Tıcaret Odası vesıkası ile bu ış ıçın alacaklan yete.lık belgesı dahil) 2491) sayılı Kanun gereğınce hazırlıyacakları kapalı zarf teklif mektuplarını eksıltme saatinden bir saat öncesine kadar Komısyon Ba=kanlığına vermeleri gerekir. Postada olacak gecikmclpr k»h"i p (Basın 21359/12049) Fatihlilerin şikâyeti Fatih îmam Niyazi sokağında oturanlar şikâyette bulunarak ho parlörlerin çok fazla açılmasından yakınmaktadırlar. Sokak sakinleri şöyle demektedir: «Bizler de Müslümanız, ezan sesinden kuvvet alırız, fakat bazan camilerden bilhassa Manisalı Mehmet Efendi camiinden öyle yüksek ses geliyor ki ezanın mânası bile anlaşılmıyor. Üç hoparlör en yüksek ses randımanı ile çalışmakta, acaba ses ayarını hafifletip ezanın ulviyetine sahip olsak daha iyl olmaz mı?» | | E E = ~ E E = E E = = E E = = E memleketimizin Kitap istiyoruz... Köyümüze açtığımız kütüphaneye, hediye olarak istediğimiz eserleri gönderen «Türk Kültür Araştırma Enstitüsüne», «Çiftçi Teşekkülleri Federasyonu» na tesekkürlerimizı bildiriririz. Kütüphanemıze eser hediye edebılecek müesseselere ve sahıslara gazeteniz yoluyla hediye isteğimizi duyururuz. Kuzuluk Köyü Kütüphtnesi Adapazarı Akyazı = = = 3 E E 'E = ş = E E Sentetik İplik Fabrikaları A.$. BURSA lstanbul Fen Fakültesi Dekanlığından: Fakültemîz Genel Jeo'oji, Genel Botanik ve Fiziko Kimya Kürsülerinde asistanlık münhaldir. Istekiilerin hangi dilden imtihana gireceklerini beiirten bir dilekçe ile 31/10/1966 tarihinde saat 10 a kadar Dekanhğa müracaatları ilân olunur. (Basın 21766/12081) İlâncılk: 6223/1ÜU37. MllIIIIUIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIllllllllllllllimillIIIIIIIIIIIIIIIIIIlllllIIIIIUlı?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear