13 Haziran 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHÎFE CUMHURIYET 9 Mayıs 1965 DIŞ POUTİKA ve KALKINMA PIANI Prof. Dr. Ahmet KILIÇBAY ıbns'» vaptiğımız hava akınlan fcarşısında Amerika'mn tutumu üzerine düzenlenen «Dış askeri yardımların kesilmesi halinde milll güTenlik politikamız ne olmalıdır?» adlı bir seminere katılmıştık. Askcrî ve sivil uzmanların hazır bulunduğu bu toplantıda kendine yeten, klasik bir dış savunma cihazına sahip olmak gerektiği meselesi ortaya çıkmıştır. Türkiyc'nin kendi imâl ettiği atom silâhlanna sahip olması uzunca bir zaman meselesidir. Atottı savaşına topyekun bir Dünya çatışması halinde haşvurulacağı kabul edilerek, milli menfaatlcrimizi koruyacak klâsik silâhlara sahip olmak gereklidir diyebiliriz. Kalkınma plânımızın hazırlanmasında şumullfi bir savunma endüstrisi kurmak lüzumu hissedilmemiştir. O günkü şartlar içinde, daba doğrusu dünya meseleleri hakkmda o günkü bilgimiz çcrçevesinde bnna ihtiyaç duyulmamıştı. Fakat bugün kendi kendine yeten bir savunma endüstrisine muhtaç olduğumuz açıkça ortaya çıkmış bulunmaktadır. «HlisiilinHiiniİHinHuıHllnHiinHiisilflllll Turistler ve Kadmlar mış gurbüz gençleri görmek, en buyük idealimiz olacaktır. Sigarayı bırak, bir sigara yakmakla sağlığını yakıyorsun. E. Albay Nail LÇAR Vet. Bakteriyolog Uzmanların teklifleri Savunma alanında yapılacak bir sfîru iş var. Askerlik sanatının nzmanlan, Millî Savunma konusundaki tekliflerini şöyle sıralıyorlar : 1 Millî Savunmanın Teşkilât Kanunu, Anayasanın 110. maddesiyle çelişmektedir. Teşkilât Kanununa göre, Genel Kurmay Başkanı, Millî Savunma Bakanına bağlıdır. Anayasamıza göre ise Genel Kurmay Baskanı, Başbakana karşı sorumludur. Bu çelişme gideriimelidir. 2 Silâblı kuvvetler insan sayısı bakımından azaltılmalıdır. Dünya politikasının koşulları, yeni savaş kurallan, yurt iktisadi gerçekleri, bizi böyle bir mantık yoluna doğru itmektedir. 3 Ordu, üretime katılmalıdır. tsrael ordusu bugün ates çemberi ortasında bulunmasına rafmen bu görevi yapmaktadır. Türkiyede ordu, ağaçlandırma, teraslama ve yol yapımından başlıyarak kalkınmaya derhal katılabilır. 4 Askerlik süresi kısaltılmalıdır. Artan nüfus, yıldan yıla büyüyen bir ağırlıkla askerlik şubelerine yığılmaktadır. Tahminlere göre 1985'te nüfusumuz 55 milvona ulaşacaktır. Bu durumda Milli Savunmaya, dolayısiyle genel bütçeye yüklenen külfet gittikçe büyümektedir. 5 Snbay Terfi Kanunu bir an önce çıkarılmalıdır. Çünku ordudaki piramit kısa sürede bozulmakta ve üst kadrolardaki siskinlik zaman zaman ıstırap verici operasyonlarla son bulmaktadır. Ordunun genç ve atesli elemanları emekliye aynlmakta v p bu durum toplum katlarında dinmek bilmiven sarsıntılar yaratmaktadır. 6 Her yıl bize 1 milvona yakın liraya malolan Kore Birliği geri çafrılmalıdır. Bizden çok zengin ülkeler orada sembolik bir biçimde temsil edilmektedirler. Zaten Koredeki birlifimizin bir anlamı da kalmamıştır. Yietnam ve Dominik olavlarından sonra dünya kamu oyunun eğilimi büsbütiin baska deeer ölçülerine varmıstır. 7 Tasak Bölgeler yeni bastan gözden ?ecirilmelidir. Çoçu eski önemini kaybetmiş yasak bölgelerin daraltılması gereklidir. Bir yandan turizm dâvasını yürütmek isterken, öte yandan turistik bölgeleri lüzumsuz olarak yasaklamak mânasızdır! 8 Askerî fabrika ve tersanelerimizin durumları ele ahnmalı, Kırıkkale Fabrikalan ve Gölcük tersaoelerinin tam randımanla çalışmaları sağlanmalıdır. 9 Ordu Yardımlasma Kurumu sermayesini birtakım bankalara verip çıkar çevrelerinin emrine arzedeceji yerde, iktisadi kalkınmanın yapıcı yönlerine vatırmalıdır. Emekli Sandı^ı, Sosyal Sigortalar ve Ordu Yardımlasma Kurumu, Türkiyede malî güc bakımından büyük degerler tasıyan üç müessesedir. Bunların elindeki malî imkânları kalkınma vatırımlarına dogrultmak gerekir. 10 Orduda sanatkâr yetistirilmesi için süreli kurslar açılması lâzımdır. Ordunun egitici rolü soyut deçil somut sonnçlara dogru itilmelidir. Askerde okuma yazma öjrenen sayısı az vatandasın daha »onra okuma . yazmavı unuttueu görülmektedir. Orduda açılacak sanat kurslan her bölgenin ihtiyaçlanna göre işe yarar eleman yetişmesine yanyacaktır. Bütün bn konuları çözümlemek zor deeildir. Toprak reformunn gerçeklestirmek gibi bir büvük dâva da deçildir. Bngün Milli Savunma butçesi, Genel Bütçenin yüzde 19.4'üne ulasmaktadır. Mesele bu masrafm dafılışını bir baska anlayısla ele alabilmektir. Ancak T.R.T. ile didisip, maaslann artırılması yolnnda nntuk atmaktan vakit bulabilirlerse. sav.n milletvekillerimiz. kısaca özetledı|ımız bu 10 madde üstüne eeilebilirler. Ve kimbilir Isin içine r n p mcelendikçe. mımleket gerçeklerine nyçun ve topluma vararlı daha nice fikir ortaya atabilirler. Çahşmak dive bir kelime de vardır. Ama bızim politikacı o kelımeyı kendi sozlüğünden çoktan çıkarmısa benzer. K olma lüzumu hissedilmemiştir. Dünya gerçeklerl, ayni grup içinde bulunan ülkelerin dahi birbirleri ile menfaat çatışmalanna girebileceklerini göstermiştir. Bu şartlar altında gruptan tamamen müstakil millî silâhlara sahip olmak lüzumu ortaya çıkmıştır. Kurulması düsünülen savunma endüstrisinin Devlet bütçesine bir yük teşkil edecek ve millî tasarrufun bir bölümünün bu alana aktarümasını zaruret haline getirecektir. Ru şartlar altında milli tasarrufu artıran ve toplumun millî dâvamıza yapacağı yardımı çoğaltan tedbirler almak gerektiği açıkça ortaya çıkmaktadır. Millî gelirin °'o 18 i ne eşit millî tasarrufun önemli bir kısmını millî savunma alanına aktarmak gerekirse, ferdî istihlâke elverişli mal üretimi azalır, sosyal refah seviyesi aksar ve kalkınma bızı (millî savunma sektörü dışında) düşer. Sonuç Dünyada kendimizi yalnız hissettiğimiz, milll dayanışmayı kuvvctlendirmemiz gerektiğine inandığımız bu devrede iktisadi kalkınma ve millî savunma dâvamızı halledecek bir finansman metoduna muhtaç bulunduğumuz şüphesizdir. u günkü hava içinde, daha geniş mükellef kütlesini kavrayan vergi reformunu millî heyecan sırasında başarmak mümkündür. Millî gelirin S 40 nı yaratan ziraatten, sınat üretimin büyük bir kısmını meydana getiren ve vergi ödemeyen küçök işletmelerden, kara yoUarını eskittiği halde bu yolda vergi vermeyen ve büyük kazançlar sağlayan eşya ve yolcu nakil hizmetlerinden vergi talep ederek onları vatan hizmetine dâvet etmek icin hava cok müsaittir. Âdil vergi dağılımının millî istiklâlimizin ve kalkınmamızın temeli olduğundan şüphe etmiyoruz. Kıbns meselesinde en müsait andan faydalanmadığımızı düşünenler MİLLÎ UYANMA yolunda müsait şartlardan istifade ettiğimizi görüp ferahlayabilirler. Kıbrıs'ın kayıbı tehlikesi bize kendimizi kazandırabilir. Savunma Endüstrisi Savunma endüstrisi Müli Savunma Bakanlığına bağlı teşekküller grupu halinde kurulabilir. Fakat bu eudüstriler hanı ve yarı mamul ihtiyaçları ile diğer sektörlere bağlı bulunacaklardır. Savaş endüstrisinde uzun süreli bir gelişme isteniyorsa kurulacak endüstrilerin diğer üretim kolları ile bağlantısı üzerinde önemle durmak gerekir. Bunu başarmak için Milli Savunma Bakanlığı yetkilileri ile Devlet Plâıılama Dairesi yetkilileri bir araya gelerek genel kalkınma plânımızla ahenk kuracak ek bir savaş endüstrisi plânı hazırlamaları zaruridir. Buna Uâveten savunma endüstrisi plânı ile Devlet PlânUma Dairesinin genel plânı arasındaki dengeyi muhafaza edecek daimi bir koordinasyon teşkilâtının kurulması bilhassa önemlidir. Bu husus ihmal edildiği takdirde savunma âlet ve cihazlarının devamlı ve kesintisiz olarak üretilmesi güçleşir. B :::: S on yıllarda. Milletlerarası sözleşmeler ve NATO bağlautısı dışında. onlardan tamamen mübtakil bir Milli Savunma cihazına sahip ANAYASA ve KİTAP TOPLATMA Sait GÜRAN tdare Hukuku AsisUnı ullanılan başlık. ele «Iınım konu. hllha«sa Anayasa Mahkcnıesinin, Basın Kanununun 31 inci maddesini Anayasaya aykırı bulmıjran 5.7.1963 tarih ve K : 178 sayılı kararuıdan (R.G. : 4.11.1963 11546) sonra, bir çok Anayasa mcselcsinin tartışılmasını, Anayasanın «hürriyetler» Mstemi üzerinde titiz ve uzun hukukî inceleme ve münakaşaların yapılmasını gerektirmekteyse de. bu kısa yazımızda sadece fırsat ve imkân bulabildiklerimize, ana hatları ile temasa çalışaca »••• •«•• K Her ne kadar 1961 tarihli T.C. Anayasası, yabancı ülkelerdeki yayınlar hakkında açık bir hüküm, bir özel Anayasa garantisi koymamış olmakla beraber; bu durum. bunların Türkiye'ye ithalinin ve okunmasmın Anayasanın genel te'minatları dışında kaldığı anlamını taşımaz. Anayasa, 30 nci maddesinde «düşüıır«» hürriyetinden bahsetmektedir. Bu hitrrijetin iki yönü vardır. Birincisi. «dü{ünceyi imal»: ikincisi de, .düşünceyi açıklama ve jayma» dır. Düşünceyi açıklama ve yayma. kısaca ifade hurrheti. Ana>asaııın müteakip maddelerinde, muhtelif ifade şckil \e vasıtalarının (basın, söz, toplanma, radyo \.s.) mahiyctinden dogan hazı sınırlamalara tabi tııtulnuış ve garantllere sahip kılmnııvtır. Binaenalevh. dusünre hürriyetinin bu yönü. her bir ifade tür ve vasıtasının kendi hukuki re.iimi de pozoııiinde tutıılarak nıütalâa ediimck gerekir. «DüîîU'ice hıırri>eti» adı vcrilen senelin ve bütünün bir kısnıı. >onü olan ve •düşünceji 8 '• .111.1 \e )3,vma> ya tekaddüm eden ve oııun çekirdeeini. kn.vnağını teskil eden •düşünceyi imal» hürriyeti, düşünrenin ve bunu yaratacak bilginin muhtelif kaynaklar ve vasıtalara müracaat suretiyle toplanması. imal edilmesi. gelistirilmesi hürriycti le faaliyeti demektir. Bu kaynak ve vasıtaların başında, yabancı ülkelerde yayımlanan kitapların geldiği, üzerinde bir nebze dahi şüphe ve tereddüt edilmiyecek bir gerçektir. Şu halde, bir T. C. vatandaşuıın Türkiye'de bulunduğu sırada yabancı ülkelerde yayunlanmış kitapları, aynen Türkiye'de yayımlanmış kitapiar gibi, elde edebilmesi, getirtebilmesi, inceliyebilmesi. en kısa ifadesiyle, yabancı eserleri istimal ve istifade yolu Jle bilgi edinmesi ve bu surette düşüncelerini İmal etmesi», Anayasanın 20 nci maddesindeki «diiçüııce» hürriyetinin kendisinden başka bir şey değiidir. Bu itibarla, bu kategori kitapları elde etmek ve incelemek de. düşunce hürriyetinin tabi olduğu Anayasa kayıtlanna tabi turulacak, haiz bulunduğu garantilerle korunacaktır. Bu sözlerimizle gunu demek istiyoruz: Her ne kadar yabancı kitapların hukukî rejimi kanunlarla tesbit ve tayin edilecekse de, yasama organı, Anayasa dışı bir alanı düzenlercesine tamamen serbest olamıyacak. «düsünce hürriyetlnin. Anayasadaki esaslan dahilinde ve uyannea hareket edebilecektir. o anda, Anayasanın bir diğer maddesine de athyabillriı. Blzlm «düşünceyi imal hiirriyerl. şekllnde İfade ettiğimiz hak ve hürriyet, Anayasanın, «Herkes, biltan ve sanatı serbestçe öğrenme, açıklama, yayma ve bu alanlarda her türIfl aıaştmna hakkma sahiptlr.» diyen Bilim ve •anat hürriyeti» başlıklı 21 inci madesinde de, gayet açık ve kesin bir dlUe yer almıs bulunmaktadır. Yabaneı ülkeler> yayımlanmış kitaplarm Türkiye'de elde edilmeslnin, Incelenmesinin Anayasa mesnedlnl, Anayasanın 29 nci madesinden daha açık, kesin ve kuvvetll bir şekilde 21 inci maddede bulduğunu ve, Anayasanın bilhassa 11 inci maddesindeki garanttnin, bu kategori kitaplarm itfaall, dağrtnnı ve tetkfkinl de kapsadığmı belirtmek 11 İnci msddeslnln Ikincl fıkrasmdaki sebeplerle yapıldığı noktasına dahi herhangi bir itirazımız yoktur. Bununla beraber, acaba, mezkur 31 inci madde, Anayasanm 20 ve 21 inci maddelerindeki •hak ve hürriyetin özüne» dokunmamakta mıdır? Şayet dokunuyorsa, 11 inci maddenin gösterdiği muteber sebeplerin varlığına rağmen, Anayasaya »ıvkın sayılması iktiza eder. Anayasanm 20 ve 21 inci maddelerinde yer alan ve yukarıda izahına çalıştığımız «hak ve hürriyet» in «özü» nedir? Yabancı ülkelerde yayımlanan kitapiar bakımından «öz» : (a) Yurda ithal, (b) içeride elde etmek ve, (c) incelemek'dir. Diğer taraftan. önleyici zabıta tedbiri mahiyetindeki «toplatma» da. genel olarak ve bilhassa Basın Kanununun 31 inci maddesindeki şekli ile. bu kateçori kitapların: (a) Yurda ithali. (b) içeride elde edilmesi. (c) incelenmesi imkânını kaldırmakta. yok etmekte; yani, ferdi, bu kitapları elde edemez, inceliyemez hale getirmektedir. Bu ise, Anayasanın garantl ettiği bir hak ve hürriyetin .özüne dokunmak» tan. «cevherini tahrip» ten başka bir şey değildir. Şu halde, bizatihi toplama, yukarda zikri gecen hak ve hürriyetler sistemine ve esasiarına aykırı düşen bir müessesedir. İste bu mahiyet ve tesirindcn ötürü, kitap toplatnıayı kaideten reddeden Anayasa; buna. gazete kapatmakta olduğu gibi (Anayasa. m : ?2'son). istisnaen, yani 22 nci maddenin 5 inci fıkrasmdaki açık hükümle ve. ancak bazı garantilcrle mahiyetini belirtmek ve te'minat altına almak suretiyle. cevaz vermistir. Bu istisnanm alanı da, Anayasanın 21 üncü maddesindeki atfa ve 22 nci madde metnine göre, Tiirkiye'de yayımlanan kitapiar» dır. aym B. Felek'in 4 Mayıs tarihli fıkrasında Edirne dolaylarmda iki yabancı turıstin uğradıklan saldınyı ele alarak «oralarda emniyet tedbirlerinin yeterli olmadığı ve halka özellikle turistlere iyi davranmalan gerektiğinin öğretilmediğini» yazıyorlar. Bu gibi olayların tekrarım önlemek için daha iyi emniyet tedbirleri almmasını ve turizm propagandasını sâlık veriyorlar. Bize göre, bu gibi olayları önlemek için çâreler aranırken önce, bunların nedenleri üzerinde durmahyız. Yalnız kısa vâdeli emniyet tedbirleri almakla bu saldırılar önlenemez. Bu olaylar, yüzyıllarca kadından, kendi yarı parçasından a>Ti bırakümış; ona yaklaştığı zaman da alışkanhk ve gelenekle kendi malı, eşyası gözüyle bakarak saygısını yitirmiş; kadın ruhunun morâl desteğinden yoksun genç adamlarunızın; kendılerinin alışmadığı, görmedıği kadını ve çağımızm kadın anlayışını hazmedemeyişlerinin bir sonucııdur. Evinde, baba ocağında ergin yaşa gelene kadar katı dınsel yasakların baskısı altında gelişen; çalışan kadma ahlâksız, hafifmeşrep, cehennemlik diyen lnsanlann; ana babasının etkısi altında kalan genç adam, yüzbinlerle akranının aklmdan geçirdiklerini uygulamağa kalktı. Ve öldü. Ayni saldınyı yabancı turist gibi her an, modern çağunıza uymuş kendi kızkardeşlerimiz ve eşlerimız içinde bekliyebiliriz, olmıyacak şey değildir. Belkıde ölen genç adama sorulsaydı «kadmların açık saçık gezmesiııin kıyamet alâmeti olduğunu» soylıyecektı. Ataturk Türkiyesınde, Ataturkün olumünden sonra doğmuş bir Turk gencının boyle duşunmesı çok acıdır. Bir an once nereden donsek kârdır deyıp oyle bır eğitim sıstenıi uygulamahyız ki, yeni kuşaklar, evde kendilerıne aşılanan, kendi yaşantıları olan ortaçağ havasından kurtulsunlar, kendikendilerini yensinler. Böyle bır yola bir zamanlar girildiğini, fakat Işin bilincine varamıyan, kurtuluş yolunu seçemiyen, yada işlerıne gelmeyen politikacıların bu ışıgı söndürdüklerini, uyanmış gençler, bizler yeni yeni öğrenıyoruz. Yavuz PEKER Diş Doktoru H. BAŞTÜRK de bu görüşe katümakta, turistlere ve kadınlara karşı gerekll tutumun ancak eğıtim sisteminin güçlendırilmesıyle sağlanacağını belırtmektedır. S Dostluğa ihanet ayın Amiral Fahri Çoker'e gazetenizde çıkan yazısmdajı dolayı bir genç olarak teşekkürü borç bilirim, zira bu yazısı ile blzleri uyarmış, tarihın ne acıdır ki tekerrür etmekte oiduğuna işaret etmek istemiştir. 1909 yılından bugune kadar tam 56 sene geçmiş bulunmaktadır. Bu geçen yarım asır içinde karşımızdakılere hakım olan zihnıyetin bir parça olsun değişmemiş olduğunu görmekle büj'ük üzlıntü duymaktayız. Gerek Nato gerekse de Batı Blokunda gayet önemli bır yer işgal eden ve Batının savunması uğrunda nasıl ölüneceğini Korede ispat eden, imza koyduğu ittifaklara daima riayet eden Ttirkiyeye Yunanistanı nasıl tercih ettiklerini yakan zamandakl hareketleri ile görmüş bulunuyoruz. Ne acıdır ki dost bildiklerimiz bu adi oyunu tarih boyu tekrarlamışlar ve son olarak donanmamıza yardımı keserek Yunanistana bazı kıymetli hibelerde bulunmaktan geri kalmamıştır. S tünlugünden çok teknik tistünlük lere bağlı olduğu artık iyice anla şılmıştır. Bu bakımdan milll çalışma gücümüzün ordu içinde âtıl vaziyette tutulan bu çok değerlı kısmını bir an önce ekonomik üretim alanlarına aktarmak gerekiyor. Şu halde en kısa zamanda askerlık suresi kısaltılmalı ve ordu mevcudu azaltılmalıdır. Buna karşılık ordumuzun vurucu gücü en modern silâhlarla takvıye edilmeh ve muhtemel bir hârp vukuunda iyi askeri eğitim görmüş çok sayıda askerin en kısa zamanda silâh altına alınabilme imkânları sağlanmalıdır. Askerlerimizden çeşitli ekonomık alanlarda imkânlar nisbetinde faydalanma yoluna gidilmelidir. Bu türlü bir tutumla, milli çalışma gücümüzün gelişmesinde çok yönlü faydalar sağlanacağma ve ekonomik kalkınmamızda çok kısa zamanda olumlu sonuçlar a lınacağuıa samimiyetle inanıyoruz. Râşit T. Göktürk Yazar tstanbul Üniversitesi öğrencilerinden Orhan Sağlamer de bu görüşe katılmakta, askerl üstünlügün insan sayısı değil modern silâhla sağlanacağını belirtmektedir. • EĞİTİiM FAKÜLTELERİ artışmaya, «Eğitim Fakültesi» ile ilgili çok sayıda mektup aldık ve maalesef bunların tumünü yayınlayamadık. «Eğitim Fakültesi» kanun tasarısını yetersız ve hatalı gören okuyuculanmız şunlardır: A. DOĞRU, öğretmen; K. ARIK, oğretmen; M. UZUN, öğretmen; K. IŞIK, Okul Müdürü, B. AKGÜL, öğretmen; H. KÖK, öğretmen; G. TATAROĞLU. öğrenci; B. GÜNDÜZALP, Okul Müdürü; K. ÜSTÜN, öğretmen İ. TÜRKER, öğretmen; H. TELLÎ, öğretmen; Y. ATAMAN, öğretmen; N. BORAN, öğretmen Artık görünen köy kılavuz lstemez. Türk Milleti dostunu ve düşmanını şu Kıbns dâvâsı ile anlamış bulunmaktadır ve bu yönden olsun bahtiyardır, tarihten ibret almanın, kendi yağımızla kavrulmanm zamanı artık gelmiştir. Samımiyetin yerini riya ve fesatm, dostluğun yenni kıskançlığın ve ozel menfaatlerin işgal ettiği bir Dünyada bulunduğumuzu da asla unutmayalım. Sayın Cumhuriyet gazetesinın açtığı milll kampanyaya her vatandas katılmalı ve bir 1909 daha yaratmağa muktedir olduğumuz Dünyaya ispat edilmelidir. Mehmet Metin Yılgör Ist. Ik. ve Tic. tl. Ak. Öğrencisi Î ••••••• rVTTTTTl KÖY ENSTİTÜLERİ u konuda aldığımız yazı ı lann da çogunu yer darlığından ötürü yayınlayamadık. Koy ' Enstitüleriniri gereklili ( gini veya temeli köye d*yanan bir . eğilim sisteminin kurulmasını şu . okuyuculanmız savunmaktadır; t. KAPCAN, öğrenci; Ş. DOĞAN. Köy Enstitülü; H. KARADEMtR, ögTetmen; R. ARKUN, öğretmen: Ş. KAÇAR, Halk Eğitlmi Başkanı; Z. TERCAN, öğrenci. tSMAÎL KIZILDAĞ. (öğretmen) Koy Enstitülerini yaratan ve fay i dalı kılan inanç ve şahlamşın ar ı tık vok olduSunu^ yeniden kurul | masının '.mkânsızlığını ileri sürmekte; KADİR ÇIPLAK (memur) Dmsel inançların eğitim için gerekliliğini sa\oınmaktadır. ' TEŞEKKÜR Vefatı ile bizleri sonsuz actlara earkeden İ Orduda reform ayın Nadir Nadi 2 Mayıs 1965 tarihli Cumhuriyetteki yazısında çok önemli bir memleket sorunumuzu gerçekçi görüşlerle ele almış bulunuyor. Cumhuriyet devrinde 40 yıldanberi harbe girmedik. Fakat her an gırecekmişiz gibi sayıca kabank bir orduyu dar imkânlarımızla beslemeğe çalıştık. Temel ekonomık sorunlarımızı hâlâ halledememış oluşumuzda çalısma gucü en yüksek olan çok genış bir kitleyi yıllardanberi silâh altında tutmakta oluşumuzun rolü büyüktür. Milli bütçemizin çok önemli bir kısmını her yıl milli savunma hizmetleri uğrunda harcamak zorunda oluşumuz yatırım sahalarımızı daraltmaktadır. Gelişmiş memleketler'.e aramızda mevcut bulunan ve süratle kapamak mecburiyetinde olduğumuz mesafeleri asma şansımız bu noktadan açılacaktır. Harbleri kazanmanın sayı U s B RASİM COSKUNPINAR'ın gerek tedavisi esnasında keridisine, gerekse vefatından sonra 3 kederÜ ve hasta aile efradına büyük bir şefkat ve anlayısla J bakan, gerçek insan 3 S Sigara ve Kanser ıgaranın akcığer ve gıuUk kanserı etıyolojısınde onemli bır faktör olduğu anlaşılmıştır. Cumhurıyet gazetesinın 30'4/ 1965 tarihli sayısında, Sayın Prof. Dr. A. Tevfık Berkmanın yetkılı yazılarından da bunu bır daha oğrenmış oluyoruz. Sigara; adedı ve içılme süresı ne kadar fazla olursa, insanların yalnız akciğer kanseri değıl, dığer solunum yolu hastalıklarına da o nispette hedef olacaklan tabıidır. Ne yazık ki, kızlanmız da bu fena alışkanlığa tutularak kendilerıni zehırlemektedırler. Sigara kanda karbon monoksıt miktarını çoğaltır. Bu toksık gaz hâmile kadınlarda, foetus'un fena gelışmesine ve hattâ ölümüne yol açabilir. 1957 yıhnda California'da 7.499 çocuk düşüren annelerin */«ll i »igara içenlerin, "o6 »ı aigara içmiyenlerin «rasınd» bulunmaktaydı. Yurdumuzda bugune kadar, bu konunun esaslı bir sahibi çıkmadığından, bu zehırli ot bütün okul lanmızı bır bulaşık hastalık gibi sarmıştır tlkokul çağlarında, süt saatinde öğretmenlerinin nezaretinde süt içen bu yavruların, kim der ki ortaokul sıralarında kırmızı dudaklarını bu zehirli duman karartacak! Biz bu olayları bir oldu bitti gibi kabullenmiş görün mekte ve mücadelesi için gerekli tedbirlen almamaktayız. Fiyaka ve taklit hastahğına tutulan çocuklar, artık hiç çekınme den bu dumanlan yüzümüıe üfliyebilmektedirler. üniversıtede okuyan bir yeğenim bana diyor ki : «Amca. o kadar fazla sigara içiliyor ki, dumandan tahtayı adeta göremiyoruz.» Ben de onlara sesleniyorum : 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramınızda, ağızlan sigara kokma , yan, Atatürk'ün ilkelerine sarıl ' ve cenaze merasimine iştirak etmek, çelenk göndermek, eve 3 gelmek, telgraf ve telefonla bassağlığı dilemek suretiyle a<ıla 3 rımıza katılan akraba ve dostlarımıza en içten minnet ve şük ' ranlarımızı sunarız. COŞKUNPINAR ATLESİ İlâncıhk: 6fi.rı3'50U TTVVTTTT» Sayın Dr. Necati SEVİLGEN'e SKNAR ALGUR ile Dlj Tablbi BEHİC NORGR Nışanlandılaı 8 S 1965 Yesllyurd AVUSTURYA FOLKLOR KONSERİ ENGEL AİLESI Alp ve Tirol Halk Şarkılan ve Danslan Bu gece saat 21.15 de ANKARA Büyük Sinemada 11 mayıs salı saat 21.15 de İZMİR Site Sinemasında 3 13 mayıs perşembe saat 19 da İSTANBUL Şan Sinemasında « UUU1UİUUUU1AUİİ UA1İİ *' Cumhuriyet 5020 Cumhuriyet 5025 NADİR SAYIN DOKTOR VE ECZACILARA Laboratoires ANA Or. Vendel & Cie müstahzarlarından Anayasanın lâfzı ile ruhu arasında ihtilâf .ım bu anda. Anavasanın lâfzı ile sistemt ve ruhu aracında bir ihtilâf ortaya çıkmaktadır. Sövle ki: Toplatma istisnadır ve; bu İstisna da 22 nci maddenin 5 inci fıkrasındaki «Türkiye'de» kelimesi sebebiyle sadece yerll yayımlara münhasır kalmaktadır. Lâfzîdar tefsire itibarla devam cdillnce ve toplatma da ancak açık hükümle cevaz verilen istisna» olnnma. yabancı yayımlann bu istisnaya girmediğini: binnetice, Türkiye'deki yayımlananların toplatılabilmesine rağmen, hunlann hic bir şekilde toplatılamıyacağmı söylemek lcab eder. Bu yoldaki bir srörüs, Anayasanın lâfzma uygun düşmekle ve lâfzîdar tefsire dayanarnk savunulabilmekle beraber; bu yorumun ve dolayısiyle Anayasanın, yerli yaynnlarm toplatılması, yabancılarm ise toplatılmaması gibi meselenin mahiyetine ve bu konudaki ilkelere aykın aynma imkân veren 22 nci maddesindeki <Türkiye'de» kelimesinin, Anayasanm temel hak ve hürriyetler sistemine ve esaslarına muhalif bulunduğunu da kabul ve teslim etmek gerekir. Bu ise, daha açık kellmelerle, ortada Anayasanm lâfzınm, Anayasanm ruh ve sistemine aykmlığı, çatışması meselesinin bulunması demektir: ve, gerçekten böyle bir catışma aykınlık da vardır. Bu durum karşısında. Anayasanm işliyebilmesl İçin bu aykırılığın giderilmesi lâzımdır. Bu ise. ya Anayasa metninden Türkiye'de yayımlanan» kısmının cıkarılması İle hükme genel kapsatn verilmesi, yani Anayasanın tadili; veya, Anayasa Mahkemesi maalesef 31 inci maddenin iptall talebini reddettiği için ve bu suretle maddenin iptnl» i yolunu artık kapatmış sayılabileceğinden, T.B.M.M.'nin, bu istisna (toplatma) hakkında, Anayasanın hürriyetler konusundaki sistemi ve ruhu ile yapılacak genlş Anayasa yorumu ile, kanunlardaki bu tip toplatma hükümlerini. Anayasanm 22 nci maddesinin 5 inci fıkrasındaki garantiler ve 11 inci maddenin genel te'mlnatı dairesinde değiştirmesi ve Anayasa Mahkemesinin de ileride bu Anayasa yorumunu benimsiyen ve tesis eden karar vermesi ile mümkündür ve gereklidir; Ecevit Göğüş Kırca üçlüsünün sunduğu kanun teklifl ile. T.B.M.M. için, tadil fırsatı da gelmis bulunmaktadır. f •••• *••• PERDE ARALIGINDAN ( Salicylate de morpholine ) Antiromatizmal Antialjik Antienflamatuar Merhem ( 40 gr. lık tüp ) adlı yeni preparat depolara tevzi edilmiştir. imtiyaz sahibi : ADİLNA T.A.Ş. P.K. 931 KarakSy Istanbu! Tel: 4408 87 • 4405 42 tâncılık: 6668 5001 RETARCYL BAUME • ••• • ••• • «•• $ BBSKI ÇIKTI Genel Dağıtıın: BATEŞ Çağaloğlu Tel: 27 38 07 r.G, Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünılen AMBLEM YARISMASI Ankarada insa edilen «BÜYÜK ANKARA OTELλ r^n isminin baj harflerinin kompozisyonu ile bir ambiem yapılacaktır. Heyetçe yapılacak değerlendirmeye göre Birinciye Net 1500, TL. İkinciye ı 1000, TL. Üçüncüy» > 750. TL. sı ödenecektir. Şartname Sandık Inşaat Müdürlüğünden veya tstapbul İrtibat Müdürlüğünden (Mimar Kemalettin Caddesi No i Sirkeciİstanbul) 31/5/1965 tarihine kadar ücretsiz oiarKir temin edilebilir. Bu yan«maya ilgi duyan herkes katılabilir. (Basın 6799/49S4) Hürriyeti sınırlıyor ISTANBULTEHRAN OTEL * RESTORAN * PAVYON PEK Taksim YAKINDA HIZMETINIZDEDIR tstanbul Basın yannnıınıin, yabancı memleketlerde çıkan basılmuj eserlerin Türkiye'ye sokulması ve dağrtılmasını engelliyen ve Idarî makamlara toplatma yetklsl de veren 31 inci maddesinin, Anayasanm 2» ve 21 Inci maddeierinde ifadesini bulan •düşünceyi imal» ve •bilim ve sanatı öğrenme, araştırma» hürriyetini sınırladığı aşikârdır. Bu noktava. hnttâ. bu kısa jazı içinde meseleyl yajmamak için, bu »ınırlamanın Anayasanm \ Ankara Koleji Müdürlüğünden L î : "1 i 19651966 der« yüı için orta hazırlık, ilk I. ve III sınıf• larına aluıacak öğrencilerin aday kayıtlan 15 mayıs 1965 £15 haziran 1965 tarihlerl arasında yapılacaktır. t Kayıt İçin orta v« ilk kısım müdürlüklerimize müracaat • • • • • • • • • • • • • • • • • • • •• • • • • • » • • • • •St Î S Sî • • • • • • • • • • • • • • • • • • • " « • • • • • • • • • » Î ÎSS S i' ::.:..:::::;::::.....••••••••••••••••••••••••;••:::::••::::::::::::::::::::,
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear