25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHİFE tK* CUMHÜRIYET 4 Mayıs 1965 "l DONANMA CENİYETİNİN İHYASI Nl? Asnmızm en dramatik •••• •••• •••• •• •• Amiral Fahri ÇOKER casusluk oiayı ^yrcsSv3i!Ş'* ennerstrom İkinci Dünya Savaşından sonra butun ilgisıni Rus ve Amerikan sefaretleri üzerind.e toplamış ve Isveçe gelen subaylara mihmandarlık ederek hava tesislerini gezdirmiştir. Zaman zaman tehlikeli durumlarla karşılaşan VVennerström suçu başkalarına yıkmasını becerdiğinden yakasını kolayca kurtarmasını bilmiştır. Wennerstrom Sovyetler hesabma Uk casusluğu 1948 yılında Stockholmda yapmış ve Eus hava ataşesi Albay İVAN PETBOVİÇ RİBEÇENKOW'ın İsveç hava meydanlan ile ilgilendiğini gorünce «efer bu meydanlar sizi ilgilendiriyorsa, 1000 dolar mukabilinde bildiklerimi söyliyebilirim» demiştir. Bu teklif Rus ataşemiliterini bile şasjrtmış ve kendisine bu meseleyi bılâhare konuşabileceğıni söyliyerek yanmdan ayrümıştır. Bir kaç hafta sonra bir kokteyl partide Sov vet Ataşesinin «pek alâ kabul ediyorum» diye fısıldamasından sonra İsveçteki gizli bir uçak meydanına aıt hantayı vererek karşılığını derhal almıstır. Wennerström bu ihanetinin sebebini Sovyet casus şebekesine Amerikalılar lehine girmek isteyişi ile izah etmektedir. C UMHlRIYETin (BAŞKALARIMN VERMEDİGİNI MILLET YAPAR) sloğanı, hayalimi 56 yıl öncesinin olaylarına götürdü. Bir an, bütün ulusun, yeni bir donanma vücude getirmek için nasıl şahlandığını görür gibi oldum. Filhakika, Abdülaziz devrinde (18611876) Jngiltereden EOtıra dünyanın en kudretli donanmasına sahip olan Türkiye, Abdülhamit II. nin, donanmayı otuz yıl Haliçte atalete mahkum etraesinden sonra ilk defa 4 Temmuz 1909 günü hallun önüne çıkmış, Sarayburııu önünde büyük bir geçit töreni yapılmıştı. Yıllardır özlemini çektiği donanmasına kavuştuğundan dolayı sevinç içinde bulunan ve kızgın bir yaz güneşine rağmen geçidi sonuna kadar izleyen halk, bir siirü eski gemiyi gördükten sonra, bu mu bizim donanmamız diye elem duyarak, gözyaşları içinde tören yerinden ayrılmışlardı. O günlerde bütün İstanbullulann kaypsı sadece buydu. Bir araya gelen üç beş kişi yalnız bu konuyu ele alıyor, ne olnr bizim de büyük bir donanmamız olsaydı diyc dert yanıyordu. Tercümanı Hakikat'in 10 •ağlık şubesınde ayni konu etrafında dertleşen dört arkadaş (Dr. Hafız İbrahim, Dr. Ismail Hakkı, Dr. Papadopulo ve Belediye Başmühendisi Haşim) donanmanın yeniden kurulması için bütün memleketi kapsıyan ulusal bir hamle yapmak fikrinde birlcşmişlerdir. Parola çudur: Memleketin otuz milyon kişisinden her ay bir kuruş bağışta bulunmalarını istemek. Dört arkadaş bu düşüncelerini önce (Tercümanı Hakikat) gazetesi başyazarı Hüseyin Kâzım'a açmışlardjr. Gazete, bu ulvi maksadın yayılmasına hakikaten tercüman olmuş, iki gün içinde gazete idaresine memleketin her tarafından mektuplar, telgraflar yağmıştır. Bizzat gazeteye kadar gelen her sınıftan halk (bir kuruş değil, şu kadar veririm, bu kadar veririm) diye vaitlerde taahbütlerde bulunmuş, nitekim gazete tarafından herhangi bir bağış kabul edilmediğj halde, âdeta zorla bırakılan para iki gün içinde 32340 kuruşa baliğ olmuşlur. alkm bu içten gelen ilgisi karşısında, adı geçenler, gazetcci Hüseyin Kâzım'ın da katılmasiyle i*i organize etmeğe karar vermişler ve yapılacak işleri görüşüp kararlaştırmak üzere Belediyeler, kulüpler, muhtelif cemaatler ve ordu mensuplanndan, akıllarına gelen 45 kişiyi 19 Temmuz 1909 da bir toplantıya çağırmışlardır. Bunlardan toplantıya katılan 28 kişiye, önce gazeteci Hüseyin Kâzım, donanmanın ihyası için iki üç (tünden beri halkta gördüğü galeyanı anlatmış, Dr. Papadopulo da, toplantının amacmı açıklıyarak, «Kuvvetli bir donanmaya sahip olmadıkça devlet ve milletçe her ne kadar kalkımlmış olurga olsun siyasette diama mahçup ve mağlüp olmaktan kendimizi kurtaramıyacağımızı, hükümet her ne kadar donanmanın ihyası için bütçeye yılda iki milyon lira ödenek eklemişse de bunun maksada kifayet etmiyeceğini, bu itibarla milletin hamiyeti ve vatanperver hislerine başvurma düşünüldüğünü, filhakika evvelce Enver ve Niyazi kruvazörleri inşası için TANtN grazetesinin teçebbüsü olumlu bir sonuç vermemişse de bugün için durumun daha çok ümit verici olduğu gözle görülecek kadar açık bulunduğunu, otuz milyon Türkün ayda sadece birer kuruş vermekle kısa zamanda milyonlar birikeeeğini, Almanyanın bu yoldan on yılda İngiltereyi endişeye düşürecek bir donanmaya sahip olduğunu» söylemiş ve bu «uretle (DONANMAYI OSMANİ MUAVENETİ MİLLİYE CEMIYETİ) doğmuştur. Genelkuruica yapılan oylama sonunda: Tüccsrdan yağcı zade Şefik, Mehmet Abut, Liva amiral Rasim. Dr. Fuat Süreyya Paşa, Avukat Kadri, Belediye âzası Selâhattin, Faiz, Tercümanı Hakikat gazetesi sahibi Nüzhet, Başyazan Hüseyin Kâzım. P. Kd. Yüzbaşı Mahmut, Dz. Kurmay Vsteğmen Ali Şükrü, Tabip Yüzbaşı FazU Berki, P. Üsteğmen Ziya ve dört kurucu Dr. Hafız Ibrahim, Dr. İsmail Hakkı. Dr. Petraki Papadopulo ve Mühendis Haşim. ilk yönetim kuruluna seçilmiş ve Cemiyetin tüzüğünü hazırlamak üzere bir kurul ayrılmıştır. onculuğu Temmuz 1909 günü, 2. Belediye dairesinin •• • • • •• w •* H karar verılen me^aıl Encümene gitmez. Hemen okunsun, kabul olunsun. (Madde okunsun sesleri) SEYİT Bey (Izmir) Isterseniz Maliye Nezaretinin maddei kanuniyeden evvel bir kararı var, onu okuyalım. (Okuyunuz sesleri) Seyit Bey okur : f (•• ükümetçe memleketimizin ıstıtaatı maliyeI I siyle mütenasip ve ihtiyacatı hâzırasına ! • muvafık bir bahriye programı tertip edilmektedir ki, bu, kariben talep olunacak ve birçok seneiere inkisam edecek olan tahsisatı fevkalâde dolayısiyle Meclisi âlinize arzedilecektir. Fakat bu baptaki tesebbüsat ve tetkikatımız henüz bir neticei kat'iyeye iktiran eylemediginden, halbuki diğer taraftan donanma tedariki emrinde bütün efradı milletin gösterdikleri şevki âzimi daha ziyade teşci ve tahrik edecek bir teşebbüsün halkç» kemâli şükranls görüleceği muhakkak olduğundan ilk bir kademe olmak üzre donanmamızın şiddetle muhtaç olduğu torpito muhriplerini tedarike karar verdik. Büyük tersanelerden birinde ahiren destgâhı insaattan çıkmış olan dört torpito muhribi donanmamıza halkın bir yadigârı kıymettan (1) olacaktır. Bu güne kadar cemedilmiş olan ianata, Enver ve Niyazi kruvazörleri (2) için derc olunmuş mebaliği ve kariben gerek ahaliden ve gerekse memurinden cemedilecek olanları ilâve edecek olursak bir sene zarfında miktarı bir milyon liraya baliğ olacağından iştibah olunmaz. Ahnacak torpitoların bedelleri delaten tediye olunmayıp mukassaten tediye edileceğinden taksitlerin hululünde Donanmayı Osmanî Cemiyetinin mevcut nnkudu tamamen kifayet edecek ve mamafih bir noksan meshut olduğu takdirde isbu noksan hükümetçe muvakkaten tesviye olunarak badehu dercedilecek ianattan ahzolunacaktır. Binaenaleyb mezkur cemiyet tarafından vuku bulacak isbu istiraata hükümetin kefaletini mutazammın olan maddei âtiyenin mustacelen kabulünii teklif ediyoruz.» Alkıslar ve kabul sesleri. Reis Hiç itirazınız var mı? (Hayır sesleri.) Reis Bilittifak kabul edildi. Meclisi Mebusanca bu sekilde kabul edilen tasarı. derhal Heyeti Âyan'a gönderilmis ve 1 subat 1910 tarihindeki 29. birlesimde, Encümene havale olunmaksızın ve üzerinde konuşma yapılnıadarı avnen ve oybirligiyle kabul edilerek kanunlasmıstır. Cemiyet, bu suretle ilk taksit 191475 lirayı yatırmış ve Alman firması ile mukavele 18 mavıs 1910 tarihinde imzalanarak dört torpito muhribinin satın alınması tahakkuk yoluna eirmistir. Feridun AKKOR W •••• •••• •••• :::: •••• •••• kaçırmamıştır. Bu maksatla sık sık kokteyllere giden Wennerstrbm Rus ajanlarma olan randevularım buralara bırakır ve elde ettiği bilgıleri rahatça verirdi. Bir gün Sovyet Elçüiğinde verilen bir ziyafette VVennerström vereceğı mikro filmi pardesüsünün cebine koyup vestiyere bıraktı. Bıraz sonra salona giren Sovyet ajanına paltosunu astıgı vestiyer numarasmı söylemiş o da gidip kolayca mikro filmi pardesünün cebmden almıştı. Casus albayın en çok sevdıgi vestiyer numarası 24 ile 25 di. Hiç bir partiyi kaçırmıyan bu kurnaz çift son derece vakarlı hareket eder, mutedil içer ve basit bir yemekle yetinlrlerdl. Normal olarak politika ve dış meseleler üzerinde pek ağızlarım açmazlardı. Fakat bir akşam yemeğinde misafir albayın. FTansız hsanını bverken «bir kaç sene sonra dünyanın yarısı İngilizce konuşacak, hâkim lisan da Rusça olacaktır» demesindeki manâjn kimse anlamamıştı. dır. Halk bu yüzden VVennerstrom'den netret etmiştir. Hâlen, bu uniformalı casusa herkes aşağılık gozüyle bakmakta ve lânetle anmaktadır. Suçu meydana çıkıyor « f t f f e f yılında emekli olacağı l l l l l I sıralarda sinir buhran•Wİr I lan geçıren VVennerstrom Rusların teşvik ve yardımı ile. İspanyada fahrl ataşemiliterlik görevi istemekten çekinmedı. Ve fakat bu teklif İsveç Dışışleri Bakanlığınca red edildi. Fakat talih bir kere daha yüze gülmüş, aynı bakanlıkta Askerî Plânlama Müşaviri olarak gbrev almıştı. Bu suretle tam bir emniyet içinde memleketi karış karış dolaşan ve her türlü enteresan gizli konuîarla yakmdan ilgilenen VVennerström kendi hesabına çok kıymetli bilgiler elde etmeğe başlamıştı. Bununla beraber yavaş yavaş tehlike çanları çalmağa başlamıştı. 1958 de VVennerström'ün Sovyetlere hizmet ettiği ve casusluk yaptığı bir sivil emniyet memurunun dikkatini çekmiş ve ilgililere haber verilmişti. Boyleoo Dışişleri Bakanhğındaki görevi sırasında siyasi polis ve adli makamlar işe el koymuşlar, albayın bütün hareketleri göz altına alınarak telefon konuşmaları dinlenmiştir 1962 de günden güne şüpheler artmış, kendisinin bir casus olduğu kesin olarak tesbit edilmiş tir. Bu arada albayın sadık hizmetçisi ile sıkı ve başanlı bir temas sağlıyan emniyet memur ları Sovyetlere gönderılmek üzere evde hazırlanmış fümleri ele geçirerek suçu meydana çıkarmışlardır. En büyük skandal trafına hiç bir sızıntı vermeden ve şüphe uyandırmadan günlerini geçiren Wennerström 1957 de İsveç Savunma Bakanlığı Istihbarat ve Protokol Dairesı Hava Kısmına atanarak Stockholm'e çağnldı. Casusluğu kendisine meslek edınen ve bu işin tiryakisi ve hastası olan bu ihtiyar albay İsveçte de rahat durmamış, Ruslar tarafından bağlanan aylığı (ayda 1000 dolar) hak etmek için 1959 1960 yılları arasında en büyük ihaneti kendi memleketine yapmıştır. Tarihin en büj"ük casusluk skandalı olarak adlandınlan ve 15 sene Sovyetlerin hizmetinde çalışan albay milyonlar değerindeki İsveç savunma sırlarını Ruslara satmakta tereddüt etmemiş, Ingiltere ve Amenkamn askeri esrarını tehlikeye sokmuştu. İsveç aleyhine 160 muhtelif casusluk suçu içliyen V e Vn nerström daha ziyade savunma tesisleri, roket üsleri ve atom silâhları hakkında Ruslara bılgi verdiğini itiraf etmiştir. İsveç Sılâhlı Kuvvetler Başkomutanı General TORSTEN RAPP'ın dedıği gibl VYennerström gibi bir haine tarihte ilk defa rastlanmıştır. E iki taraflı Ajan ynı jal içinde Moskova hava ataşelığine atanan Wennerstrom'un Alman harp esırlerinin evrakı arasından çıkan casuslar listesınde adının bulundugunu goren Amerikan İstıhbarat Servisı, Rusya aleyhine kendisinden faydalanmağa karar vermış ve derhal temasa geçmiştır. Her ne kadar bu haber Wennerstrbm'u şaşırtmış ise de Amerikan ajanınm «mademki Sov yetler aleyhine Almanlara casusluk ettiniz, o halde bize de yardım edebilirsiniz» teklifini derhal kabul etmiştir. Verilen iş çok basitti. Moskovaya gjderken için de elektronik malzeme bulunan bir paketi Leningrad'a bırakacaktı. Böylece AmerikaJıların da itımadanı kazanan Wennerström iki taraflı ajan olarak çalışmaya karar vererek Moskovada kaldığı üç sene içinde bu görevıni mahirane bir şekılde ila etmiştir. A 10 yıllık program M emiyetin bu çalışmalarına paralel olarak hükümet de, Maliye Nâzırının yukardaki yazısında belirttigi üzre on yıllık bir bahriye prog ramı tertiplemiş, bunnn tahakkuku için lüzumlu bes milyon liranın on yılda sarfı. bu program dahilinde olmak üzre Donanma Cemiyeti tarafından vuku bulacak satınalmalara kefalet edilmesi ve bu suretle yapılacak satın almaların on yıllık ödenek yekunundan indirilmesi için bir kanun tasarısı düzenliyerek 7 snbat 1910 tarihinde Meclisi Mebusana göndermistir. Tasarı. Meclisin, ertesi eünkü 2. yıl 37. birlesiminde okunarak Muvazenei maliye (Bütçe) Encümenine havale edilmiş. avnen kabulüne dair Encümen mazbatası 13 subat 1910 günü, Biga Mebusu Arif tsmet Bey ve Bnrsa Mebusn ömer Fevzi Efendinin teklifleriyle üzerinde görüsme acılmadan kabul edilmistir. Âyan Meclisinde de müzakeresiz ve alkıslarla kabul edilen tasarı 28 subat 1910 da kanunlasmıs ve Takvimi Vekayiin 22 subat 1325 (7 mart 1910) tarihli 473 sayılı nüshasında yayınlanmıştır. C Bağış yarışı İngilterenin (Navy League) ve Almanların (Flotten Verein) adiarındaki Donanma Cemiyetlerinin ana tüzüklerini türkçeye çevirterek işe başlıyan kurulun, çalışmaları sonunda hazırladığı anatüzük ve bağışlann alınış usulüne dair yönetmelik tasarıları genelkuruldan geririlerek !> Ağustos 1909 da. onanmak üzere hükümete arzedilmiş ve Padişahın himayesine alınan cemiyet başkanlığına da Ayan Reisi Sait Paşa getirilmiştir. Artık bütün memleket ayakta ve bağış yarışındadır. Bir aylıklarının tamamım cemiyete bırakan subay, memur vc öğretmenlerin yanmda. •andığının bir kösesinde sakladığı altımnı getiren yaşlı kadınlar. mücevherlerini. besibiryerdelerini hediye eden yeni gelinler. harçlıklarını feda eden küçük öğrenciler ekserijettedir. Bir harb gemisi kartpostalı, bir bardak su. bir fincan kahve, bir portakal herhangi bir toplulukta donanma cemiyeti aduıa artırmaya çıkarılmakta ve bir kaç bin kuruşa satılarak parası hemen cemiyet merkezine gönderilmektedir. Bu şekilde. vapılmış olan bağıslar bir yılda (75057e) altın liraya vükselmistir .(Yaklaşık olarak 113 milvon T.L.) Bu suretle hükümetin de büyük desteğini sağ lıyan Donanma Cemiyeti, bağıslar yanında gelir sağlıyacak diğer bazı tesebbüslere de çirişmis ve bu ciimleden olarak kibrit ve sigara kâgıdı imtiyazı alınmış, ikramiye» piyango ve sergiler tertip edilmiş, donanma gemilerini havi kartpostallar bastınlarak satılmıstır. Avrıca kurban derileri, fitre ve zekât paralarının da Cemiyete teslimi için yapılan çağnlar olumlu sonuçlar vermis ve Cemiyet bir de 10.000 baskılı «DONANMA» adivle hir derei çıkarmıstır. Bu arada Abdülhamit II. den intikal edip Osmanlı Bankasında duran mücevherlerden murassa nisanlarla tarihî ve millî kıymeti haiz olanlardan maadası hükümetin eözetim ve sorumluluğu altında satılmak üzre Cemivete terkolunmus ve bu sekilde toplanan para, iki yılda 1.710.229 altın liravı bulmustur. 1952 de albaylığa yukselen Wennerström hava ataşesi olarak Washingtona atanmış ve iki taraflı ajan olarak rolüne devam etmiştir. Fakat Ruslar onu tepeden tırnağa kadar techiz edip bol para verdiklerinden teknik bir hava casusu olarak kendi taraflarına çekmesini bılmişlerdır. Amerikada casuslugun pasta yemekten daha kolay bir iş olduğunu söyliyen, kendi mesleğt ile mütenasip ve hiç bir rizikosu olmadan Sovi'etler adına kolaylıkla büyük bir faaliyet gösteren Albay VVennerström teknolojık gelişmeler hakkında Moskovaya geniş bilgiler vermiştir. iplomatik bir hüviyete sahip bulunan ve Amerikanın itimadını kazanan Wen nerström endüstri merkezlerini serbestçe geziyor, yapım ve üretim tesislerini incelemek imkâmna sahip oluyordu. Tarafsız bir memleketin temsilcisi olması dolayısiyle ve en yüksek seviyedeki insanların tavsiyesiyle dolaşan bu subaydan güvenlik belgesi sormak hiç bir Amerikalının aklından geçmiyordu. Wennerström elde ettiği bilgilerın çogunu Rus ajanlanna mikro filmler halinde ve ekseriya el sıkarken veriyordu. Ellerinin bü>lık olması bu işi kolaylaştm | yordu Bu casusluk olayınm son yayınlarla kamu oyunda yeniden ilgi toplamasının sebebi Isveçlilerin bütün savunma tesislerini ve plânlarını değiştirmek içm sarf edecekleri 57 milyon dolar Haziran 1963 akşamı Stockholm'un iş merkezi Kungsgatan caddesinde uzun boylu bir adam köprüden geçerken birden bire arkasmda üç sivil polis belirmişti. Bunlardan birisi kendisini Alb. VVennerst röm'e takdim etti ye tevklf edildiğini bildirdi. Hiç bir itiraz ve mukavemette bulunmıyan Albay polisleri takip ettiğinden İkinci Dünya Savaşından sonra cereyan eden en dramatik casusluk olayı da böylece sona ermişti. Memleket savunmasında büyük zararlara sebep olan Stig Wennerström'ü İsveç mahkemesi ölünceye kadar hapse mahkum ederken, Albayın Sovyet efendilerinden şimdiye kadar 100.000 dolar para aldığı tahmin edilmektedir. Tazıma, Atatürk'ün bir sözüyle girmek istiyorum. Mustafa Keınal 1924 Zafer Bayramında Dumlupınar'da söyle konuşmuştur : tktısaden zayıf bir bünye, fakru zaruretten kurtulamaz. îçlimaî ve siyasî tehlikeleıden yakasını kurtaramaz. Hıçbır medeni devlet yoktur ki. ordu ve donanmadan evvel iktısadıyatını düşünmuş olmasın. Memleket ve ıstıklâl müdafaası ıçın vücudu lâzım olan bütün kuvvetlı vasıtalar, ıktısadıyatının inbisat ve mkişafıyle mukemme] olabılir.» Kırk bir yıl önce söylenmis bu sözler bugünkü dünyanın gerçeklerini daha da iyi karşılamaktadır. Çünkü bngünkü dünyada silâhlar yıldan yıla model dejiştırmekte, gelismektedirler. Geçen yıl icat edilmiş bir silâhın bu yıl etkisiz bırakıldıgı görülmektedir. Vietnamdaki savası çazete haberlerinden izliyenlerin gözünden kaçmıyacak bazı gelismelere isaret edelım : Amerikan jetlerinin hava hücumları ağır kayıplara uğradıktan sonra ilk hızını kaybetti Hindiçini'de . Ve gazeteler, Kuzey Vietnamlıların Sovyet yapısı küçük uçaksavarlarla donandığını yazdılar. Bn nçaksavarlar bir kamyon üstüne monte edilecek hafiflikte, ama son model jetleri havada yakalıyabilecek yetenekte idiler. Demek oluyor ki, yarış, her ülkenin ve savasın icaplarına göre yapılıyor. Millî savunmanın gereklerini ülkenin özel durumn ortaya koyar. tcabında savunma gücü. ittifaklarla desteklenir. Ama bu ittifaklar. ya baslançıcında ya da zamanla millî gerçekler dışına düşmemelidir. Türkiye NATO ittifakı içindedir. Ancak NATO'ya bağlılık Türkiyeyi, Yunanistan karşısında sırtı dönük bir savasçı durumuna getirmiştir. Bu duruma şasmamak gerekir. Son zamanlarda .NATO dışında bir millî kuvvet teşkilı» ne dair teklifler gazete savfalarında görünmeğe başladı. Şimdi bize pek tabiî gelen ba söziin anlamını düşünelim : «NATO dışı bir millî kuvvet teskili» ni istemek, NATO içindeki kuvvetlerin millî olmadığını söylemektir. Ordnmnznn tümünü NATO emrine verdiçimize çöre, demek ki savunma çücümüzü milletlerarası bir ittifakın dısında değerlendirmek kaygısından nzaklasmısız. Bu uzaklasmanın en kesin delili Kıbrıs dâvasında Tunanistanla karsı karşıya geldiğimiz zaman belirmistir. üçlü Anlaşma'nın bize verdiği hukuka dayanarak soydaslarımızı kurtarmak için Kıbrısa çıkarma yapmak çerekiyordu. Bunu dünyaya ilân ettik, Ama bir tek çıkarma gemimiz yoktu. O sıralar bir kurmay albayımıza çıkarmanın şartlarını sorduğum zaman su cevabı aldım : Çıkarma yapılacaktır Ama bu ç'.karma modern savas kurallarına uygun bir çıkarma olmıvacaktır Çıkarma gemisiz bir çıkarmanın n ' vapılacağı asker ol ııvanların da hesaplıyacaçı bir seydir. Arac eksikliği insan hayatiyle kapatılır. Mehmetçik de görev saati çeldiğinde kendine düseni yerine getirirken gözünü kırpmaz. Ama hepimiz NATO hikâyeleri ve Amerikan askerî yardım efsaneleri içinde kulaç atarken. Mehmetçik'in cevherivle eksikleri kapatmak zorunda kalısımız kabul edilecek bir sonuc değildir. Türk Ordusunun korçeneralleri terfi saatleri çeldiği zaman NATO'nun basındaki Amerikalı general «kor» oldugu için terfi ettirilmemislerdir. Eğer ordnmuzu tümüyle NATO emrine vermemis olsa idik bövle acı emri vâki'ler karşısında kalmazdık. Bütün isaretler, Türkivenin savunma eücü ve silâhlı kuvvetler düzeni bakımından bir reforma ihtivacı olduiunu tösterivor. Bu reformun ilk çizgileri daha simdiden parlâmentoya. hem de askerlik mesle^inin uzmanları tarafından. getirilmiş, fakat ne yazık ki reddedilmistir. Degisen dünva sartlarına. dıs politika kosullarına ve iktissdi gerçeklerimize göre millî savunmamızı kendimiz diizenlemeli ve sonra bu düzene göre müttefikleri deeerlendirmeliviz. Birinci Dünva Savasında Atatürk ile vabaneı knmandanlar arasındaki tartısmaları okuvanlar biivük dersler alabiiirler. Bir vatanin savunma^ında en satlam sözü sövlivecek olanlar. o vatanın cocuklarıdır. Omuzlarına isaret takmak için bir vabaneı generalin terfiini bekliven vatan çocukları ise yalnız kendileri mahzur olmazlar . Valandaslarını da mahzun ederler. Sırtı dönük savaşçı SON PERDE ARALIGINDAN D İ AKBANK | ^ BAHÇEKAPI ŞÜBEStNÎN Sonuç Yukarıda bahsı geçen dört torpito muhribinden sonra programa uygun olarak zırhlı satın alın ması için Avrupa tersanelerinde incelemeler yapan bir heyet, bedeli tamamen Cemiyet tarafından ödenmek suretiyle BARBAROS ve TURGVT REİS zırhlılarını ve avnca askerî nakliyatta kullanılmak üzere Reşit Pasa. Mithat Pasa ve GireMin tioaret gemilerini satın almıstır. f | k | | vılı nisanında, Tunanlıların, ttalyan tez• U 1 1 sâhlannda insası tamamlanan AVE' ' " • R O F ' U teslim almaları, hükümeti. bahrı>e procramının bir an önce gerceklestirilmesi konuşunda ve varılan anlasma ile mayıs aymda. tnsilîz Vikers Armstrong firması. tzmit Gölcük'te büyük bir ter«ane insası irin etüdlere baslarken avnı firma tezsâhlarına iki modern dretnot (RESADtYE ve SITLTAN OSMAN I.) ısmarlanmıstır. 1914 vılı basında RESADtYE tamamen \e diçeri kısmen ikmal edilmis ve mayıs aymda. îpmıleri teslim almük üzre Komodor Vasıf (Temcl) baskanlıjındaki hevet. SIXTAN OSMAN I. komutanlıeına atanan Hüsevin Rauf (rahmptli R. ORBAY) ile birlikte tneiltereve gitmistir. Fakat haziran sonunda, tngilizler, parasını son santimine kadar ödemis olmamıza ragmen türlii bahanelerlı» hpr iki eemivi teslimdfn imtin3 etmislerdir. 1.914 1918 yıllarında harbe raSmen, kaynagını milletin hamivet ve fedakârlıgından alan kutsal eörevine hasarı ile dfvam eden Cemivet. 8 subat 1<O9 tarihli irade ilf Bahriye Neraretine ilhak edil mis. 2 nisan 1919 tarihinde fesholunmak suretiyle tarihî eörevi sona ermistir. Evet. «B\SK ALARININ VERMEDtGtNl Mll.t.ET Y»PAR». Donanma Cemiveti. bunun en veoiz misalidir. 5 ^ 75.000 Genel Dagıtım: BATEŞ Çağaloğlu Tel: 27 38 07 Cumhuriyet 4782 Başarısını neye borçlu ; 9â LİRALIK Sâ Hususî çekilişine ^T^ ^^ ACI BİR KAYIP C enmet, kuruluşundan itibaren dört ay icinde. donanmayı kuvTetlendirmek amacının tahakkuku yolunda ilk adıını atmıs ve Bahriye N>zaretinin plân ve projelerine uvçun olarak dört muhribinin satın alınması hıısusunda hir Alman firması ile anlaşmava varmıstır. Bu faalheti destekliyen hükümet. satın ahnacak mııhriplerin brdellerinin ödenmesine Maliye Nezaretinin kpfaleti için bir kanun tasarısı düzenliverek 30 Ocak 191» tarihinde Meclisi .>lebusan Reisliğine göndermis. Meclisin hemen ertesi günkü birleşiminde okuııan tasannın müzakere acılmaksızın kabulü istenmis tir. Bu konuya dair Mecliste ceryan eden konuşrnaları, o cünlerin heyecanlı havasını aksettirmpsi bakımındaıı. tutanak dergisinden avnen almaktayız : Kanun ittifakla kabul ediliyor VARTEKS EI (Erzurum) Lâvılıanın Harbiye Encümenine havalesini teklif ediyorum. İSMAtL HAKKI BEY (Amasya) Ben Harblye Encümeni Reisi sıfatiyle söylüyorum. Harbı(1) Hakikaten milletin vadigân kıvmettan olan ye Encümeni derakap kabul etmiştir. Havaleye bu muhriplere YADÎGÂRI MtLLET. GAYnacet yok. Bunun bilâ havale ittifakı âra ile kaRETÎ VATANİYE, NUMUNEİ HAMÎYET VP bulünü teklif ediyorum. (Muvalık sesleri). MUAVENETİ MİLLÎYE adları verilmistir. REÎS AHMET RIZA BEY (İstanbuD Ma(2) Abdülhamit II nin hal'i ve II. Mesrutiyetin demki kabul ediyorsunuz. bir defa daha okunsun, ıîânından sonra ENVER ve NÎYAZİ adiyle iki maddeyi de okuyalım. muvafıksa kabul edelun, kruvazör satın alınması için TANtN gazete^ı değilse encümene gönderelim. tarafından bir kampanya açılmış ve bu sekilVARTEKS Ef. (Erzurum) Madem ki bu kade 22865 lira bağıs toplanmıstır. Bu para sondar ittifak vardır. kanunen Encümene göndereradan hükümetçe Donanma Cemiyetine devrolim, ikinci celsede gelsin. lunmtj<;t'ir İSMAİL Bey (Gümülcine) MvMâcelıvetine Saoları ak pak olmuş 58 yaşındaki temız gıyimlı, terbiyeli ve nâzık albay ile hoppa karısı Vlla, Amerikan sosyetesinin en meshur bir çıftı idı. Vlla'nın çok anlayıslı ve zekî bir kadm olduğunu herkes gibi ben de anlamıştım. Zıra askerl bakımdan onemli olan her şeyi öğrenmek, gorüp işitmek isterdi. Çok genç ve güzel olan bu genç kadın fevkalâde dans eder, hiç bir toplantıyı kaçırmazdı. thtiyarlığma rağmen albay da cali nezaketi ile kadınlar üzerınde sempati yarat masını bilirdı merıkadaki bütun başansım kadmlara karşı gösterdiğı bu sükse ile sağlayan Wennerström «Amerikada sıkı temaslar sağhyabilmek için ekseriya işe kadın sokmak lâzımdır. Kadmlar benimle ve karımla konuşmaktan hoşlanırlardı. Bu hal kocalannı ve henüz tanışmadıçımız erkekleri etki altında bırakıyordu. Bütün gayretim en büyük şeflerin yanında çalışan insanları tanımak olmuştur» diyerek hiç bir toplantıyı | AKBANK Değerli okuyucular, Iştirak için 8 MAYIS akşamına kadar hesap açtırmakta acele ediniz. Merhum Nazif Dilber ile Merhume Saniye Hanım>n oğlu, Merhum Recep Dilber ve Merhume Mahbube Kibar'ın, O'sman Nazif Dilber, Abdi Nazif Dilber, Server Suntekin, Rahşan Harmancı, Nihal ve Ziya Birced'in kardeşleri genç yaşında kısa bir hastalığı müteakip vefat etmiştir. zesi 4 Mayıs 1965 Salı günü öğle namazından sonra Şişli inden kaldırılarak. Üsküdardaki aile kabristamnda ebedî hatgâhına tevdi edilecektir. Mevlâ rahmet eyliye. A İ L £ İBRAHİM NAZİF DİLBER CenaCamiıstiraSİ Reklâmcıhk: 1680 4801 Uâncihk: 1731 4800 A VEFAT Şirketimizin Ortaklarından UNUTMAYINIZ En çok ve en büyük isabet daima MİLLÎ PİYANGO dadır. İBRAHİM NAZİF DİLBER in Genç yaşında vefat ettiğini teessürle bildirir ve cenazesinin bugün öğle namazını müteakip Şişli Camiinden I^ldırılarak Üsküdardaki aüe kabristanına defin edileceğini dost ve yakuılarına duyururuz. D İ L B E R L E R Reklâmcılık (1780) 4802 Çekiliş: 7 Mayıs'ta Büyük ikramiye Toplam ikramiye İthalâtçı Kota Sıra \o. 212 76.04 Gümrük Tarife Numaralı lisans alınacaktır. Tcl: 4t 12 41 •• I Milyon Lira ; 7 Milyon 544 bin lira. iBasın 6740/ 4V 74) Teınzil AluSto» 96^ ) ISTEÇ .NCFTÎÇ .BAHIKABİA .AUCANYt .KOLUJiDA ,BELÇ İ7HAll3A,lS»tÇRE,ArUSTURY*,lTALYA,YUG0SLAr[A ve BUIGARİSTAH . Lüke oto pulmAn i l e yapllmcaJc olan bu emsalaız teya&«tl.n ,51dl| f HönU| f Ot«l Lcret:18300 T.L ve 180 d o l a r ) . f a î l a t a î . ı içtn Acentemlz eorımzüefJır Reklâmcılık (1766) 478a
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear