25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHİFE İK* CÜMHDRIYET 23 Mavıs 1965 •••••••••••••••• ••••••; ÜNİVERSİTEIERİN Üİ DENETLENMESİ Prof. Kemal KARHAN niversitelerin denetlenmesi konusu, zaman zaman ele aünmaktadır. Takın geçmişimize göz atarsak, bu konunun ele alınış tutumunun, olumlu bir çözüm aramaktan çok, yıpranmış iktidarlaruı üzerlerinde yoğrunlaşan kamıı oyu kınamasma bir çıkış yolu bulma çabası olduğn açıkca görülür. Nitekim 1964 yılında iyi niyetle Üniversite muhtariyetini gerçekleştiren C.H.P. İktidarı 1948 de sol eğilimli öğretim üyelerini öne sürerek bir anlayış gerilemesi yapmıs ve kısa bir süre sonra çekilip gitmişti. D.P. Iktidarınm «çok muhterem hocalan» 27 Mayıs öncesi «kara cüppeliler» olarak gösterilerek Üniversitelerin üzerinde eğilinmeğe kalkılmıştı. MiUî Birlik Rejimi en radikal vurgıısunu, 114 sayılı kanunla, var oluşannn bn önemli desteğine yapmış ve çok kısa bir süre sonra kendi kendini tasfiye ederek yeniden örgütlenmisii. Son olarak, C.H.P. iktidan güvensizlik oyu alın düsmeden önce, kamu oyunu İJniversite refornıu üzerinde toplamağa kalkışnuştı. Vııkarıda sıralanan olaylar, nitelik yönünden bir farklılık göstermemektedirler. Hepsinin ortak nrn.ıcı memleketin iç politika baskısına Universite reformunu bir emniyet süpabı gibi kullanmaktır. Bugünun koalisyon iktidarının, Universite konusunu ele almasını uzak bir ihtimal olarak görüyoruz. Seçim sonunda şekülenecek iktidar da, her halde ıızun bir süre. bu konuya değinmek ihtiyacını duymayacaktır. Günün aktüel çatışmalanndan uzak bir ortamda İ niversite sorunu üzerindeki düşüncclerimizi açıklamanın, olumlu çözüm yolu aramalara ışık tutacağına inanarak bu satırları yazıyoruz. Yalancılık ve küstahlık Ü tatminden ileri gidemez. Üniversitelerin verimi ise Üniversite elemanlannın bilimsel seviyelerinin yükselmekte bulunmasıdır. Bilimsel seviye yükseldikçe öğretim de daha maksatlı hale girer. Doğrusu istenirse, Üniversitelerin öğretim üyeleri bilimsel araştırma faaliyetlerini, aşmak zorunluğunda bulundukları akademik kademelerin gereklerini yerine getirme çağlanna inhisar ettirmektedirler. Elde edilen Profesörlük iinvanı, bir çoklannı dokunulmazlığın rahatlığı içinde bilimsel araştırmadan uzak rutmakta ve çağdaş gelişmelerden habersiz kılarak öğretim fonksiyonunun dar sınırlan içine sokmaktadır. Aynı öğretim üyelerinin dış memleketlerde üstün çapta çalışmalar yapmalarına karşılık memleketimizdeki durgun tutumları, konuya bir başka yönden eğilinmesini gerektirmektedir. Çağımızda nilimsel araştırma, bir kişisel arzudan çok bir toplum zorunlnğu olarak ele alınmaktadır. Araştırma konulan, devlete veya özel sektöre ait kuruluşlann çeşitli sorunları belirli disiplin altında araştırıcılara tevdi edilmesi ile çözülebilmektedir. Başka bir deyimle bilimsel araştırma plânlı ve denetlemeli bir görev olarak işlemektedir. Üniversitelerimizin araştırma faaliyeti çok yakın bir geçmişe kadar tamamen kendilerine bırakılmış bir fantezi telâkki edilmekte idi. Teknik ve Bilimsel araştırma kurumunun tesisi olumlu bir eelişme sayılmalıdır. Kurumun esas görevi memleketimizin araştırma faaliyetini organize etmektedir. En büyük payı Üniversitelerin alacağı araştırma işlerinde kurumun oynayacağı rol, bugüne kadar arzulanan seviyeye ulaşamamıştır. Bunun en önemli nedeni kuruma tahsis edilen araştırma fonunun yeter olmaktan çok uzak bulunmasıdır. Diğer taraftan Kurum özerk bir kuruluş mahiyetindedir. Halbuki zamanımızda bilim konulan devlet politikasında önemli bir yer tuttuğundan, araştırmalann bir devlet sorumluluğu altında yönetilmesi gerekmektedir. Batıda birçok memleketlertlekl bilim bakanlıkları araştırmalann hükumet seviyesinde sorumlu organlarıdır. Yukandaki açıklamalara dayanarak şu nokta belirtilebilir ki, l niversitelerin denetlenmeleri bir hükümet zorunlııluğudur. Kurulacak bir bilimsel araştırma politikası ile Üniversiteleri, çeşitli memleket problemlerini içine alan araştırma konulan ile görevlendirmek ve çalışma sonuçlarım Milletlerarası düzeyde değerlendirmek, sadece Üniversitelerimizin verimini arttırmayacak, aynı zamanda Üniversite çatısı altında toplanan kıvmetli elemanların toplum kalkınmasına katılmaları imkâmm da sağlayacaktır. G£JV( SflASElUMN BiLGi \E MLliiM Prof. Bahri SAVCI ::|| ;;;; ;•;• B f c a h a âdıl, daha a h e n k l i bir d ü llzene; sırf k a r a k t e r k u v v e t i , " s ı r f aksıyon gücü ile varıla :!!: :::! İ::: :jj: j:.| :SI: :•:: !!!; :::: •• •• ;:İÎ ;;;; ::;: ";! ::!! :::: jjj: "i: •••• :::: •••• maz. Hele, zamanımızın karmaşık toplumlarında, siyasal ekonomsal, kültürel ihtiyaçların giderilmesi, yani, bir gerçek siyaset yapılması, ancak. bilgili, kültürlü bir temele davanmak ile mümkün olur. O halde. genç siyasetçiyi bu bilgereg i V e kültür i l e doldurmak kir. Bu kültür; bugünkü dünyamızı meydana getiren siyasal fikirlere, bunların ışığı altında kurulup isliyen siyasal müesseselere, bu muesseseler yolu ile idare edilecek münasebetlerin kavranmasına (siyasal idari . ekonomsal kültürel tabiatın kavranmasma) değinen bilgilerle elde edi,; l ı r ISLAHA MUHTAÇ önce şu noktayı belirtmek yerinde olur ki Üniversitelerimiz de. diğer organlanmız kadar islâha tnuhtaç bir durumdadır. Önemll olan hıısus bunun ne yönde gerçeklenmesinin gerektiğidir. Siyasi partilerin yöneticilerinin Universite ile ilgileri. öğrencilik çağlarındaki intibalandır. Ayrıca, bu kuruluşlann içinde bulunan kişisel anlasmazlıkların tek vönlü şikâyetleri, siyaset adamlannın kulaklarını doldurınakta ve teşebbüslerine destek olmaktadır. Kamu oyunun aydın çevrelerinin İniversitelere büyük bir sempati duymadıMarı da bir gerçektir. Bu özerk kuruluşlann çalı^'Tia ortamları mensuplarına bir takım imtiyazlar saclamakta. bu ise birçoklarının hasetini çekmektedir. Bütün bu uygun koşullara rağmen Lniversiteye karşı girişilen hareketler. her nedense sadeCP teşebbus edenleri tüketmektedir. niversitelerimizin reformu veriminin artması yönünden ele alınmalıdır. Üniversitelerin işleyişlerini denetlemek bir bürokratik O î"î :!İ: ;;;• ;;;• Genç sivasetar.în kültürünü meydana getirecek bilgıleri üç kateeori içinde göstermek mümkündür : ••>• •••• u :••• H:: :::: İ::: ::İ: İİİİ j|:[ jjj: !•!! Bunlar, mevcut siyasal sosyal gerçeğin vücut bulmasını, gelişmesini, işlemesinı açıkhyan bilgılerdir. Bunlar, mevcut siyasal sosyal gerçeğin kurulmasına temel olurlar, siyasal sosyal gerçeğin kaynağı olurlar. Mevcut sıyasal sosyal gerçek, bunların ışı ğı altında kavranır. Çunku bu gerçek, bu bilgıleri teşkil eden ve tarih içındeki sosyal tarıhsel ge A . Temel bilgiler çinin kültür yapısı içinde, insan hak ve hürriyetleri ile devlet faalıyetinin, siyasal iktidar faaliyetlerinin koordine edilmesi vakıası önemli bir yer tutar. Bu vakıanın temel düşüncesi de şundan ibaret olur: Hürriyet. bir yandan bütün devlet faaliyetlerinin sınırı, devletı, hukuk ile bağlamanın prensıpidir. Fakat, bizatihi kendisi. son derece geniş ve çok yönlüdür. Hürriyeti, onun varhğınl karakterize eden husus, daima şudur : Hürriyet, ancak çok yönlü olarak gerçekleştiği takdirde vardır. Buna hürriyetin plüralist telâkkisi diyebiliriz. Bu da, birbirine son derece zıt fikirlerin ve onlara mütaallik davranışların bir arada mevcut olması anlammdadır: Birbirine zıt fikirler ve davranışlar bir arada mevcut olup, aynı zamanda gerçekleşme yollarına sahıp olmazlarsa, hürriyetten, gerçek anlamı ile. söz edüemez. tste, genç siyasetçinin hürriyet konusundaki kültürü, bu düşünce temelleri üzerine dayanmalıdır. Burada yalnız. şunu da eklemek lâzımdır: Çok yönlü bir hürriyet telâkkisi. hürriyetin gerçek telâk kisi olmakla beraber: sinırsız hür riyet telâkkiri, bizi. bir kaosa gotürür. Bu kaostan kurtulmak için, hürriyetin de sınırını aramak ve bunu da genç siyasetçinin kültür unsurları arasına koymak gerekir. Bu da, pek zor değildir: Çok yönlü hürriyet, ancak Anaya^anın öngördüğü temel müesseselerin işlerliği zorunu ile smırlıdır. kültürü, bu tarıhî perspektıfi verecek unsurlardan müstağni kaİamaz. Tarihl perspektif, ilk bakışta olumsuz gözuken bazı durumların, tarıhin gerçeğine uygun bir olumlu yön teşkil etmekte olduğunu anlatır. Bunun tersi de olur. İlk bakışta, olumlu bir yönde gelişmekte sanılan bir oluşun, ger çekte, tarihsel realiteyi boşuna zorlamaktan ibaret, olumsuz bir durum olduğunu da, bize, gene DIŞ ÛDEMEJER Yılmaz ULUSOY konominin dış dengesi, Bes Yıllık Kalkınma Plânmın, yıllık programlarında başlıca iki bölüm haliude incelenmiştir. Buıılar sırasiyle ccari işlemler> ve «sermaye hareketleri» bölümleridir. Cari işlemler dengesinin tâli bölümleri, «ücaret dengesi, görünmiyen kalemler, enfranstrüktür» gelirleridir. Sermaye hareketlerinde ise, «dış borç ödemeleri. AID sürpiü maddeleri yardımı, özel yabancı sermaye ve sağlanan muhtelif krediler. gösterilmiştir. 19621967 devresini kapsayan Kalkınma Plânında, beş yıllık dış gider toplamı. başta ithalât ve dış borçlar olmak üzere, 4.3S2 milyon dolâr olarak tabmın edilmiştir. Aynı dcvre zarfında dış gelhierin toplamı ise, 2.809 milyon dolârdan ibarettir. Giderleriıı karşılanması ve ekonominin dış dengesinin muvazene haline gctirilebilmesi için. beş yıllık devrede 1.573 milyon dolâra ihtiyaç vardır ki, bu miktarın yıllık ortalaması 315 milyon dolâr civarııul ı bulunmaktadır. Şiiphesiz, Kalkınma Plânındaki hcdeflcre uîaşılması plân ve prosram'arda önceden kabul edilen rakamların ihmal edilchilir hata paylan icerisinde cerçekle«me«inc baslıdır Bu yonden, 19S3 ve 1964 yılları. ekonominin dış densesine ait gercekleşen rakdmların. plân tahminleriyle mukayesesi bilhassa önpm taştmaktadır. KALKINHA v e • «•; E Tıcuet Bakanlığı Mülettı$l lemlerdeki artışla ve dış borçların noksan ödenmesiyle mühim miktarda telâfi edilmiş ve 847.5 milyon dolar olarak gerçekleşen dış giderlerin 834 milyon doları karşılanabilmiştir .(2) 1964 yılı dış dengesi 1964 yılı ithalât • ihracat açığı, bir evvelki yılın tamamen aksi istikametinde gelişmiştir. Kalkınma Plânının 1964 yılı prosramında, açık 265 milyon dolar tahmin edilmişken. gerçekleşen miktar bundan, 139 milyon dolar eksiği ile 136 milvon dolâra düşmuştür. Bu durumun sebebi, ithalâtın umulandan 100 milyon dolar noksan, ihracatın ise 36 milyon dolar fazla olmasıdır. 1964 yılında görünmiyen kalemlerin neticesı. 35 milyon dolar açıkla kapanmıştır. Bu miktar 1963 yılına nazaran fazla olmakla beraber, 1964 yılı programında tahmin edilenden 20 milyon dolar daha noksandır. İlk def'a olarak, 9 milyon dolarla işçi gelirleri, açığın azalmasma müsbet te sir etmiştir. NATO ile ilsili gelirler 1963 yılında olduğu çibi. 19K4 vılında da tahmin edilenden 19 milyon dolar fazlasivle 59 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. yılı sermaye hareketleri tahminleriyle, • zerçekleşen miktarlar arasında mühim farklar mevcuttur. Konsorsiyum kredileri 105 milyon dolar eksiği ile 145 milyon dolar Dış dengeyi etküben en önemli kalemin ithaolarak çerçekleşmiştir. J\eza proje kredileri 1963 lât ihracat farkı olduğu mııhakkaktır. Plânın ilk yılının 9ti.5 milyon dolarına karşılık, 36 milyon tatbik yılı olan 1963 te. ithalât ihracat farkı. didolâra düşmuştür. Aynı düşme sürpiü maddelerğer yillara nazaran en yiıksek seviyeye çıkmıştır. de de olmuştur. Sermaye hareketlerini menfi şe1963 yılı proçramında. ticarcl dengesi acığı 219 milyon dolâr tahmin edilmişken. hu miktar 100 mil kilde etkiliyen, dıs borç ödemeleri, 19K3 yılında olduğu gibi 110 milyon dolar olarak eerçekleşmiş, yon dolâr fazlasiyle gercekleşmiş ve 319 milvon faiz ödemeleriyle birlikte hu miktar 141 milyon dolâra ulaşnııştır. Bu durumun başhea sebebi ithadolâra ulaşmıştır. (3) lâtın, plânda tahmin edilenden 120 milyon dolâr 1964 yılında bilhassa ithalâtta görülen azalma. daha fazla yapılmış olmasıdır. dış ödemeler hacmine geniş ölçüde tesir etmiştir. 1963 yılı dış ticaretinde önemli miktarda mey1964 yılında dıs gelirler ve giderler 840 milyon dodeina gelen açığa karşılık. görünmiyen kalemler, lâr olarak denkleştirilmiştir. Buna mukabil gerenfrastrüktür ve offshore çelirlerinde müspet çeçekleşen miktarlar, dış gelirler 739 milyon dolâr. lişmeler olmuştur. Fühakika. görünmiyen kalemlerde yer alan, borç faiz ödemeleri. turizm ve dış giderler ise 700 milyon dolârdan ibaret kalmıştır. Aynı yılda, dıs ödemelerin S73 ü ekonominin kenseyahatler, kâr rransferleri. işçi gelirleri ve yabancı misyon nıasrafları, tahminlerc nazaran 70 mil di dıs faaliyetlerinden, 'î27 si alınan kredilerden karşılanmıştır. yon dolârlık bir fazlalıkla tahakkuk etmiş ve neticesi sadece 9 milyon dolârlık arıkla kapanmıştır. ft| • V A ile ileili enfrastrüktür ve offshore geI I H l l l l i r l e r i , yatırımlar ve silâh gibi siparişHer iki yılın mukayesesinden görülecegi gibi, • " W t%M lerden ibarettir. Vapılan tahminlere 1964 te, ekonominin kendi gücünün dış ödemelere uygun olarak, iki milyon dolârlık bir artışla 49 iştirak hissesi artmıs, buna mukabil dış gelirlerde milyon dolâr olarak gerçekleşmiştir. Buraya kadar incelediğimiz dış denge rakambir evvelki yıla nazaran 95 milyon dolârlık gerileları, NATO ile ilgili gelirler istisna edilirse, netime olmuştur. celeri menfi şekilde tecelli etmiştir. Dış borç ödeDıs dengeye ötedenberi menfi sekilde tesir melermin fazlahğı da nazara almırsa, yıllık dış eden dış tiearet açığı yanında, son yıllarda dıs dengenin sağlanmasmda sermaye hareketlerinin borç ödemelerinin miktarı da dikkati çekmekteönemi büsbütün artmaktadır. dir. Filhakika 1963 yılında ödenen 145.5 milyon do1963 yılı sermaye hareketleri içerisinde, dış borç lâr dıs borç ve faizi, o yıl temin edilen kredilerin ödemeleri oldukca mühim bir yer tutmaktadır. Zi(Konsorsiyum kredileri. proje kredileri) »'.50 sini ra bu yıl da fülen ödenen miktrr, 114 milyon doteskil etmektedir. 1964 yılında bu miktar daha da lârdır. Aynı yılda 31.5 milyon dolâr da dış borç artmıs ve alınan kredilerin (Konsorsiyum kredifaizi ödendiğinden. toplam ödenen miktar 145.5 milleri, proje kredileri ve kredili ithalât) 'İ76 sı. dıs yon dolân bulmaktadır. borçlann ve faizlerinin ödenmesi için kullanılmıs Sermaye hareketlerinin diğer önemli kalemitır. 1965 yılı proçramında ödenmesi öngörülen d«s ni, alınan krediler teşkil etmektedir. Programlarborç ve faiz miktan 218 milyon dolâr olarak tesbit da krediler yatınm ve konsorsiyum kredileri şekedilmiştir. Bir evvelki yılda dış gelirlerin azaldılinde gösterilmiştir. 1963 yılında bu kredilerin ğı nazara ahnırsa 1965 yılı için, dış dengenin tetoplamı 287J milyon dolardır. 1963 yılı programmda, dış gelirler ve giderler mininde ve dış borçların ödenmesinde. bir hayli 825 milyon dolar olarak denkleştirilmiştir. Denkmüşkülât çekileceşi tahmin edilmektedir. liğin temininde 825 milyon dolar giderin "o 58 1nin, ekonominin kendi dış gelirlerinden, % 42 si(i) Birinci Be? Yıllık Kalkınma Plânı, sahife 518, nin ise krediler vasıtasiyle karşılanması öngörülTablo 374 ınüştür. Ancak, gerçekleşen kredi miktarlannın, 2) 1963 yılı gerçekleşen rakamları, 1965 yılı progtahmin edilen seviyeye ulaşmaması. 1963 yılı kreramından ahnmıstır. 25.11.1964 tarih ve 11865 dilerini, dış giderlerin • ?4 ünü karsılıyacak • No.lu R.G. sahife 107, tablo 250, 251 eeviyeye indirmiştir. Gerek ithalâtm artmasından '3) 1964 yılı gerçekleşen rakamları Devlet Plânla»e gerekse, dış kredilerin azlıgmdan meydana gema Dairesinden alınmıştır. |^n açık, yukarıda temas edilen, görünmiyen ka 1963 yı/ı dış dengesi 1964= :ii •••• •*•• Sonuç :::: 1İ1I lışme ile meyclana gelen prensıplerın etkisi ile meydana gelmiştir. Bu kategori bilgiler. son derece geniş bir alan kaplarlar. Tam 0lan bilinmelen, bir ihtısas işi olur. Fakat, hangı meslekten gelirse gelsın bütün siyasetçiler, bunlar hakkında genel, fakat sıhhatli bilgiler ile dolu olmahdırlar. Onun için. daha şimdiden. genç sıyasetçi, bu alanda bir kultur almahdır. HALK EGEMENLİG1 TEORİSİNE DEĞİNEN BİLGİLER: Genç siyasetçi, bu alanda elde edeceği bilgilerle, su esas üzerinde bir temel kültür almıs olur: Hükümet, halktan ayrı, halktan başka bir şey değildir. Siyasal iktidar, hükümet, halk rızasına dayanır, baska bir yere dayanamaz: Ne Tanrıya, ne kılıca, ne bir sülâleye, ne bir zümreye .. Binaenaleyh, hükümet, halk yararı içindir ancak; ne bir kılıç sahibinin, ne bir zümrenin yararı icindir EISIMHLI İKTİDAR KONSEP•^TİNE DEGÎNEN BİLGİLER : Keza. genç sıyasetçımn kültürü ve bilha«a bu konseptede dayan malıdır: Hükümet, halk rızasına dayanır. Ve fakat sınırsız bir ikti. dar icra etmez. Hükümetler, ancak. halkın, kendisine bıraktığı kadar bir ıktidar icra eder. Binaenaleyh. halk egemenliği teorisine dayanıldığı zaman dahi, hükümetin iktidarı bilhassa sınırhdır. •3|TEMSİLÎ HÜKÜMET TEO^•RİSİNE VE ŞEKİLLERİNE DEĞİN'EN* BİLGİLER: Genç siyasetçi, bu bilçiler ile su kültürü alır ki: hükümet. siyasal iktidan meydana getiren, işleten, mekanizma, bir soyut devlet konseptin den gelen. kendisine mahsus bir iktidar kullanmaz. Bu mekanizma, hükümet. halka ait. halka dayalı, halk tarafından denetlenen bir sınırlı iktidarı, balk adına, halkı temsil ederek kullanır. Bu kültür, ayrıca, hükümet, ida re, siyasal iktidar denen otoritenin fiiliyatta belirme, gerçeklesme, uytrulama prensiplerini ve bi. çimlerini de kapsayacak bir bilgi senisliğine kadar uzanmalıdır. Bu suretledir ki, genç siyasetçi, belirli siyasal fikirlerin ve onlar altında isleyen mekanizmaların mahivetlerine nüfuz etmiş olur. K İ HÜRRİTET TEORlStNE DE"•CİNEN BlLGtLER: Nihayet. genç siyasetçinin daha âdil, daha ahenkli bir düzene erişmeğe yönelmiş faaliyetlerini, siyasetini şuurlu bir biçimde yürütebilmek için. hürriyet idee'sini de kavraması gerekir. Bu konuda kazanacağı kültürün temel düşünce si şudur: Beşeri varlık, saygıdeğer bir yaratıktır. Onun. her hal ve kârda bir muhtariyet alanı vardır. Beşeri varlığa saygı iki alanda tecelli eder: Bu muhtarivet alanına saygı gösterilmesi; insan tabiatına uygun bir hayat 'rinde bulunmasmın sağlanması. eşerî varlığın muhtariyet alanına saygı gösterilmesi prersıpı, sözünü ettiğimiz sınırlı iktidar konsepti ile birleşir, siya*al iktidarın insan hakları ve hürriyetleri ile, hukuk ile bağlanması ve çevrilmesi vakıasını mevdsna gatirır. Bu ıuretl« genc »ıya»«t B D Hürriyet, Anayasâda işterliği mah fuz tutulan müesseselerin işlerliğıni, cebir ve şiddet yoliyle bozmağa kadar gidemez. Bu nokt« da. Anayasaca ve ona uygun mevzuatça sınırlanır. MODERN DEVLETÎN GÖREVtNE DEĞİNEN BtLGİLER: Çağımızda siyasetçinin kültürü, modern devletin gorevleri telâkkisine uygun olarak genişlemiştir. Gerçekten XIX uncu yüzyıl dahil, uzun bir süre, devletin, ancak siyasal görevleri olmustur. Çafımızda ise, bu siyasal görevlere, bir de sosyal ve ekonomsal görev eklenmiştir: Üretimi artırmak; bu faaliyete katılan gücler arasında, faaliyete katılma ve Uretimden yararlanraa münasebetlerini âdil ve ahenkli kılmak .. Demek ki, modern devlette, siyasal faaliyetler ile, sosyal ve ekonomik faaliyetler birbiri içinde entegre olmuştur. Siyasal faaliyetler, artık, ekonomik amaçlar bu tarıhi perspektif bilgıleri verebılir. Onun için, siyasal gerçeğe nüfuz etmek zorunda olan genç siyasetçi, kendisine bu yeteneği verecek olan tarıhi perspektif bilgilerini de kültürünün unsurlan arasına almak zorundadır. 1950 den sonrasına bakarsak, demokra si tutmıyacak gibi gözükür. Halbuki, tarıhi seyre bakarsak; iktidarı beşerileştirmek, sınırlamak, millete maletmek gibi demokratik gelisme çizgisı gorürüz. Şımdı, bunun çok partili yönünü yaşıyoruz. Bunun da. sosyal muhtevalı partıler ağırlığı altında işleyecek safhasına geçileceğini. tarihî perspektif bilgileri, pekâlâ verecektir. Keza. Amerika örneğini tarihî perspektıf içinde mütalâa edersek, şunu öğreniriz: Aslında muhafazacı, özel menfaatçi hâkim mevkilerin sevk ve idaresinde başlamış ve devam etmiş bir şeklî demokrasi denemesi, radıkal fikirlerle bir gerçek demokrasi istikametinde yürümeğe baş lamış ve yürümüştür. Amerika gerçeği budur: Muhafazacı liberal mihraklar karşısındâ hsnre» mihraklarm diretmesi... Gene tarihî perspektif açısmdan Fransa'yı da incelediğimiz zaman, Fransa siyasal gerçeğinin gerçek anlamını birden kavnyabiliriz : Otoriteyi. teşebbüsü bir merkezde toplama ile, daîıtma arasında gidip gelişler.. Ve bu araria hürriyetleri muhafaza gayretlerini devam ettirisler... Türkiye'de garip şeyler oluyor... Inanılmaz sözler söyleniyor. Dün memleketimizde bulunan bir büyük petrol şirketinin yetkilileri konuşmuşlar. Ve şöyle demişler: Petrol kanununda değişiklik istemek ve TPAO. na sekizden fazla ruhsat tanımak mıllileştirmektir. Millileştirmeye giden ülkeler pişman olurlar. Milliieştirmeye gidenler bellidir. İran teşebbus etmiş fakat pişman olmuştur. Keza Mısır, Endonezya pişman olmuştur. Bütün bu ülkelerin tecrübeleri göstermiştir ki, yabancı şirketler olmadan Türkiye de petrollerini işletemez. Olaylar öylesine gelişiyor ki, bunlara hadlerini bildirmek bütün Türkler için bir borç haline gelmiştir. Biz bu kadar küstahça konuşmak yetkisini kendilerinde görenlerin lâyık olduklan cevabı ergeç alacaklarına güveniyoruz. Çünkü milletimizin millet olmak şuurunda yoğunlaşan değerlerine inamyoruz. Kendilerini devlet içinde devlet bilen bu yabancı şirketlerin temsilcileri, Düveli Muazzama' ya sırtını dayayıp hasta Osmanlı Devletine posta koyan Frenk tüccan edasını ne de çabuk benimsemişlerdir! Hey gidi Atatürk Türkiyesi! Sen nereden gelip, nerede durmuş sun? Yabancı propagandasının mantıksızlığına bakınız. Biz kl, yerli ham petrolün yüzde doksan beşini kendimiz üretiriz. Yüzde beşini de yabancı şirketler üretir. Şimdi on yıldan beri yaptıklan iş yüzde beşi geçmiyen bu adamlar nasıl kalkıp da : Yabancı şirketler olmadan Türkiye petrollerini işletemez... derler. Bulduklan kuyuları kapatanlar bunlar... Petrol sahalarına el koyup Türk petrolcüsünün çabasını körletmeye çalışanlar bunlar... Ve petrol konusundaki bütün tecrübeler ortadayken petrol Işletme imtiyazını yalnız kendilerinde çörenler bunlar... Bir kere petrolünü millîleştiren devletlerin pişman olduklan bir büyük yalandır. İşte Hindistan!.. Ancak petrolünü millîleştirdikten sonra petrol bulma ve işletme yolunda ilerliyebildi. Ama petrolünü millîleştirmek isteyip de perisan olan ulke yok mu? Var .. İşte İran! Yabancıların gizli bir tehditle bize hatırlattıkları İran .. İran'da petrolün millîleştirilnıesi tecrübesi, Amerikan Gizli Teşkilâtının Şahla yaptığı işbirliği savesinde İran'a çok pahalıya malolmuştur. Bu doğrudur. Ulus gazetesinde bundan iki yıl önce yayınlanan «Amerikan Gizli Teşkilâtının İçyuzü» adlı bir kitapta Musaddık'ın nasıl devrildiği uzun uzun anlatılmaktadır. Musaddık, petrollerin millileştirilmesi dâvasında liderdi. Buna karşı C.I.A. (Amerikan Gizli Teşkilâtı) harekete geçti C.I.A. in başı Allen Dulles, Amerikan Büyükelçisi Loy Henderson ve Şahın kardeşi Prenses Eşref, İsviçrede bir dağ kasabasında buluşup anlaştılar. Ortadoğu işlerinde uzman ihtiyar General Schwarzkoph°un işi ise Şahın akrabası General Zahidi ile dostluk kurmaktı. Schvvarzkoph, ordu ve poliste köşebaşlarını tutanlarla temaslarını sıklaştırıyordu. Musaddık'a karşı cephedeki bazı adamların kısa zamanda zenginleştikleri görüldü. CIA. bu işe tahsisatından 10 milyon dolar yatırmıştı. Bundan sonra oyun sahneye kondu. Ve petrollerin millîleştirilmesini isteyen Musaddık, bilinen biçimde devrildi. Bu yazdıklarımız gizli bir casusluk hikâyesi değildir. Bir masal da değildir. Petrol sömürgecilerinin CIA. ile elele hükümet devirdikleri dış ve iç savaşlar çıkardıkları bilinen gerçeklerdir. Yabancılar, Türkiye'deki petrol dâvasını, mantık, akıl ve sağduyu yönünden zaten kaybetmişlerdir. Bundan sonra saçmalamaktan ileri gidemezler. Türk milletinin şuuru, petrollerine sahip çıkmak yönünde gelişmektedir. Bu gelişmenin mantık ve iktisat kanıtları, karşısına çıkan her itirazı çüriitecek kadar güçlüdür. Bu iflâstan sonra yeraltı oyunlarına düşer söz... Dikkatli olalım. Ve yabancılara Türkiyenin kaderini teslim edecek her davramşa karşı çıkalım. Türkiyeyi Vietnam, Kongo, Dominik, İran ile aynı kefeye koymak hevesine kapılanlara verilecek dersi tarih kitapları yazmaya hazırdır. PERDE ARALIGINDAN Q Mukayese bilgileri Bır genç siyasetçi, siyasal eko nomsal fikirlerin, bu fikirler altında belirip gelişen siyasal ve ekonomsal müesseselerin, tarihsel akımını v e geçirdiği ıstihaleleri. tarihi perspektif içinde izlerken, bunların, belli bir mekânda, belli bir zaman kesimi içindeki durum larını özellikle incelemekten son derece olumlu kültür unsurlan elde eder. Bunlarla da, kendi ülkesinin paralel müesseselerinin gelişme ve"ya gelişmeme nedenlerini keşfe uğraşır ve bunları bulabilir. Bu suretle, kendi ülkesindeki «daha âdil, daha müteâl, daha ahenkli bir düzene gitme faaliyetlerini» yani «siyaseti» daha realist olarak tâyin ve tesbit gücünü kazanabilir. Bir yerde bir oluşun mümkün olup da, bir başka yerde olamamasmın veya, bir başka nitelik alarak meydana gel mesinin nedenlerini, sırlarını, bize. mukayese bilgileri, mukayeselerden çıkan bilgiler verebilir. Keza, mukayese bilgileri. gençlere, hızla değişen dünyanın ve onun içinde kendi millî akımlarınının bu değişme unsurlarını verir. Bu bilgiler aynı zamanda, siyasal alanda gözükecek türlü dav ranışların tâbi olduğu kriterlen tâyin etmeğe yarar. Gençlerin içinde yaşadıkları ve hattâ bizzat yarattıklan siyasal ameliyelerir tenkidini yapmalarına yarar. Mukayese bilgileri, bütün bu yollarla. gerçeği tahrif eden görüşleri aşarak, gerçek siyasal amt liyelerin yollannı bulmağa; yani daha âdil, daha müteâli, daha ahenkli bir düzene gerçekçi açıdan yaklaşmavı sağlıyan yollar bulmağa yarar. Onun için, genc siyasetçinin kültür unsurları arasında bunlar da bulunmalıdır BISKI ÇIKTI Genel Dağıtım: BATEŞ Cağaloğlu Tel: 27 38 07 İtalyan Lisesi Müdürlüğünden Hazırhk sınıflarma aday kaydı 24 mayıs 1965 tarihinde başlanacak 28 haziran 1965 tarihinde son verilecektir. Kayıtlar her gün öğleden önce yapılacaktır. ADRES : Beyoğlu Tom Tom sokak. Cumhuriyet 5808» la. ekonomik mahiyetlerle münasebetli hale gelmiştir. Ekonomik ve sosyal amaçlar ile ekonomik ve sosyal mahiyetler de, bır plân içinde beliren faaliyetler yoliyle siyasi mahiyet kazanmıştır. Onun için genç siyasetçilerin kültürü de. bu ekonomik mahiyete doğru gelişmiştir. Modern devlet, halk gücü i l e halk yaranna üretimi artmcı ve üretimi artırma ve ondan yararlanma münasebetlerini düzenleyici bir faaliyette bulunacağına göre, genç siyasetçilere. bu hususta, pek sağlam bir kültür vermek lâzımdır. ^ MÎLLETLERARASI DÜZE^ NE VE DÜNTA MÜNASEBETLERtNE DEĞİNEN BlLGtLER: Bugün dünya ilişkilerinden sıyrılmış bir millî siyaset yoktur. Daha âdil, daha müteal, daha ahenkli bir düzene ulaşma iştiyakı, aynı zamanda, dünya çapmda daha âdilin, daha ahenklinin, daha mekanik gerçekleşme şartları ile de çevrilidir. Binaenaleyh bu şart ları etüd eden bilgi dallannda da şenç siyasetçinin bir genel, fakat «ağlam kültürü olmalıdır. BÜTÜN ZİYAFETLERİNİZ İÇİN KONYALI EMRlNlZDE VE HlZMETINİZDEDİR 68 senelik tecrübesiyie SON KONYALI en âlâstnt hasırlar Tel.: 27 02 02 27 03 03 27 04 04 A». TULEZ SEZGİNALP ile İst. C. Savcı M. Dr. OĞUZ BARUTOĞLU Nişanlandılar tstanbul 22.51965 Yeni A j a n s CumhuıİTet 5772 2598 5 7 . 6 4 B.Tarihi perspekîif veren bilgiler Şimdıye kadar söylediğimiz bilgiler ve kültür unsurlan. siyasal sosyal ekonomsal gerçeği kavramada bir temel, bir kaynak teşkil edecektir. Fakat, siyasal sosyal . ekonomsal gerçeğin tümünü yakalamamız için, bütün bu kültür unsurlarmın işaret ettiği müesseselerin tarih içindeki akışını da bilmemiz gerekir. Bütün bu müesseseleri tarihl perspektifleri içmd« görmelıyu. B AYLÂ İLtCB İJ« Buzdolabında Damping •HER EVE MUTLAKA BİR BLZDOLAB1 TECU3ISH ekovath 200 Volt NURMETAL markalı 7.65 ayak. Peşinatı: 175.00 TL. sı. Ayda: 125.00 TL. sı .24 ay vade. 10.50 ayak. Peşinatı: 195.00 TL. sı Ayda: 145.00 TL. sı .24 ay vade. 5 sene fabrika garantisi Satış Yeri: G 0 R LİMİTED, Ulus Bankalar Cad. 14 Tel: 11 41 56 Ankara Heriş 1372öSOı 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 . . . . . . . . AYDIN DtKTAS Evlendüer n 5 19«5 Cumhuriyat 1771 «u
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear