22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHİFE İKİ CUMHURİYET 8 Nisan 1965 PARTİLERİH ADAY SEÇİMLERİ artitokrasi baslıklı geçenki yazımızda (Cumhuriyet 23 şubat 1965) seçim mevzuatımıza göre karma liste yapmanın ımkânsızlığını, bır parti listesine girrneksizin tek başına müstakil olarak adaylığını koyanlann, yine seçim kurallan sonucu olarak, kazanma sansının hemen hemen mevcut olmadığını açıklamaya çalışmış, bu her iki imkânsızlığın da nispî temsilin bir neticesi bulunduğunu ilâve etmis idik. Yine o yazımızda, nispî temsil sisteminin bir cilvesi olarak, partililerin seçmiş oldukları aday Iistesi dışındaki bir kimseyi, vatandaşın seçme hakkı olmadığını, bu suretle de on üç milyon •eçmenin parti listelerine, yani altı, yedi yüz bin vatandaşın seçmiş olduğu adaylara, otomatik bir şekilde oy vermek mecburiyetinde bulunduğunu Izah ederek, asıl seçim içiıı. parti listelerini vücnde getiren bu allı, yedi yüz bin vatandaşın, on uç milyon küsur seçmcn adına, hakikî seçmen roliinü almış olduğunu belirtmck istemiştik. emek oluyor ki, hakiki seçmen kütlesi olan on üç milyon vatandaş, kendilerini temsil etmek için, Büyük Millet Meclisine, istedikleri, sevdikleri, takdir ettikleri kimseleri değil, kendileri hiç bir partiye bağlı olmasalar da, parti ler rncnsubu altı, yedi yüz bin seçmenin iradeiine boyun eğerek, onların seçmiş olduklan kim •elere oy vermek mecburiyetindedir. Bn balin, nispî temsil sisteminin kaçınılmaz bir zarnreti olarak kabul edilmesi lâzımdır. n üç milyonluk seçmen kütlesi, partililerin seçmiş olduklan listelere oy verirken, filân veya filân kimseleri değil, partileri tercib etmekte, partilerin temsil ettikleri program ve fikirlere oy vermektedirler. Şu halde parti listelerinin içine almış olduklan adayların, mensaba bnlnnduklan partilerin fikir ve ilkelerini en iyi bir şekilde belirtecek, Büyük Mecliste bu ilkeleri en iyi bir şekilde aksettirecek kimselerden tefekkül etmesi bir zarnret 'halinde kendisini göstermektedir. itekim büyük partilerden birisi olan Cumhnriyet Halk Partisi, Cumburiyet Senatosu ve tnilletvekilliği adaylık yönetmeliğinin ön sö•flnde bu noktayı önemle işaret etmekte, söyle demektedir: «Demokratik hayatın vazseçilmez unsuru olan partilerin başhca vazifesi, çok kalabalık ve dağınık seçmen kütlesine, seçimlerde bir düzen ve i=tikamet vermek, gayesi de çokluk aağlamaktır. Bu da bir yandan partinin programınrîa ve seçim beyannamesinde ele aldığı ve Türk milletine karşı taahhüt ettiği memleket ve hizmetleri bakımından kendisini seçmenlere beJendirmesi, öbür yandan da listesinde yer alan •daylarının, ger.iş vatandaş toplulugu tarafmdan •avilen, Anayasa ve demokratik hukuk devleti ««slanna sadakat göstereceğine, partinin taahhfltlerini yerine getireceğine güvenilen insanlar olmasıyla mümkündür.» RADYO ve DEVLET Baha ARIKAN Millî Emniyet Türkiyede bir Milli Emniyet var. Başka ülkelerde benzeri kuruluşlar vardır. Ve olmak zorundadır Dünya politikasmın gidişi. devletler arasında bir gizli savasın sürdüğünü gösteriyor. Bunun içindir ki her devlet. iç ve dış gmenliğini sağlıyacak istihbarat için bir teşkilât buluııdurmak mecburiyetindedir. Bizim Millî Emniyetin bu bakımdan durumu konuşulmaya muhtaçtır. Hele iç ve dış olayların son gelişmesi Millî Emniyet konusumı Türkiyede birinci plâna getiriyor. Hazır Meclise bu konuda bir kanun tasarısı sunulmuşken ve hükümet üyeleri Millî Emniyet Başkanlariyle süreli gizli konuşmalar yaparken mevzuu açalım: 1 Başında ortaya atılaıı son vesikalar göstermektedir ki bizim Milli Emniyet, devletin iç ve dış süvenliği bakımından görev yüklenecek yerde. çalışmalarmı, daha çok kendince zararlı saydığı fikir akımları, ve fikir adamlan peşine düşmek yolunda çoğaltmıştır. î Gene başında halko>Tina sunulan vesikalara göre Millî Emniyet. devlet içinde devlet rıılü oynanıaktadır. Yalnız istihbarat ödevi yapmakla kalmamakta. saveılara emir. Bakanlara talimat vermekte ve Anayasanın sağladığı vatandaş güvenliğini tehlikeye düşürecek bir ortam yaratmaktadır. Şimdi bunları teker teker inceliyelim: 1 Milli Emniyet'e ait çok ilgi çekici bir vesika YÖN dergisinin 78 inci sayısında yayınlanmıştır. Bu vesikaya göre Millî Emniyet Hizmet Başkp.m. İçişleri Bakamna bir mektup yazarak Kürtçülük yaptıklan gerekçesiyle yakalanan bazı kişilerin Kürtçülük suçundan değil, komünizm propagandası yaptıklan iddiasiyle mahkemeye sevkedilmelermi istiyor. Ve İçişleri Bakanlıgı bu talimatı yerine getiriyor. Adliye yanhş yola sevkedilmek isteniyor. 2 Bu köşede bizim iki ay önce yaymladığımız bir vesikaya göre Millî Emniyet. 141 ve 142 nci maddelerin değiştirilmesini istiyen her vatandaşı komünistlik propagandası hizmetine girmekle suçlandırmaktadır. Bugün Anayasa Mahkemesi elinde bulunan bu hukuk konusunda devlet üstünde devlet »örevi yetkisini kendinde görmektedir. 3 Bazı öğretraenler (bu arada halkoyuna malolmuş iki isim: Ibrahim Türk ve Sadık Göksu* Milii Emniyetin gizli raporlariyle mesleklerinden edilmişlerdir. Bu konuda Eğitim Bakanlığma talimat veren Milli Emniyete. zamanın Bakanı, kayıtsız şartsız ve bütün hukuk kurallarım çiğniyerek bo>Tin eğmiştir. Türkiyede Anayasayı ve mahkemelerin yetkisini hiçe indiren bir gizli teşkilâtın bulunması hukuk devleti kavramı bakımından endişe vericidir. 4 Gene YÖN dergisinin 93 Uncü sayısında yayınlanan bir vesikaya göre Millî Emniyet, savcılara, talimat vermektedir. Adı geçen vesikaya göre Millî Emniyet bir gazetede çıkan bir yazı için Ankara Savcılığınca kovuşturma açılmasuu istemektedir. Bunlara katılacak daha pek çok belgelerle Milli Emniyetin devlet güvenliğini sağlıyacak çalı.şmalardan ötede bir takım fikir akımları peşinde ucuz çalışmalara saplandığı görülmektedir. Halkoyuna sunulan yazıları kovalamak. gene halk önünde yapılan açık oturumları takip etmek, Adliyeye malolmuş dâvaları yanlış yollara sürüklemek te fayda görmek Millî Emniyetin vazifesi değildir. Bunlar Türkiyede Adalet organlarinın kanunlara göre ele alacağı konulardır. Millî Emniyet Teşkilâtı mensupları meyhanelerde şair kovalamak devrini geride bırakmalıdırlar. Onların vazifesi çok daha güçtür. Bakınız Türkiyede sor beş yılda üç ihtilâl hareketi oldu. Milli Emniyet. bunlardan hiç birinde görevini başaramamıştır. 27 Mayıs ihtilâli hazırlıklarından habersiz kalmıştır. 21 Mayıs sıralarında Milli Emniyetin Başkanı İrandan uzun süre geri dönememiştir. 22 Şubatta ise Milli Emniyetin ne durumda bulunduğu hayli gülümseme ile karşılanacak bir hikâyedir. Son yıllarda Millî Emniyet eliyle ortaya çıkanldığı soylenen bir takım olayların sanıklannın hepsi de beraet etmişlerdir. Bu kadar başarısız bir çalışma riüzeni içinde dar gelirli öğretmenlerin ve fakir sanatçılann ekmekleriyle oynamayı vatana hizmet sayan zihniyet, devletin güvenliğini sağlıyamaz. Milli Emniyet ıslih edilmelidir... Bizzat devletin ve vatandaşın güvenliği için ıslâh edilmelidir. Türkiyenin Kıbrıs tlâvası >üzündcn geldiği dış politika ortamın daki Millî Emniyetin rolünü yarına bırakıyoruz. Çünkü yalnız iç değil, memleketin dış münasebetleri bakımından MiUi Emniyetin bugünkü durumu muhakkak ele ahnması gereken bir büyük dâva haline gelmiştir. P D teşkilâtla gece gündüz temasta bulunan, ikametgâhlannın ve is yerleriniıı orada bulunması dolayısiyle, bu teması hiç kesmeden devam ettirebilen kimselerin seçilebilme sansı. yüksek bir seviyeye çıkmaktadır. Gerçi seçilmek istiyen bir kimsenin, seçmene kendisini sevdirmiş olması şarttır. Ancak gerek kültür, gerek partinin fikir ve ilkelerini aksettirebilmek bakımından. Mecliste bulunması faydalı olacak vatandaş. meselâ bir üniversite profesörünün hu teması, daimî olarak sağlamasına imkân yoktur. (î) Partili her vatandaş, köylü olsun. kasabalı bulunsun. mensup olduğu ilçeden Meclise üye göndermek fikrindedir. Bunun için de seçimlerden çok önceleri, ilçelerdeki aday seçiciler arasında bir tâviz yarışı başlamaktadır. Bu yarışm amacı. kendı ilçeleri mensubu adayın, ne pahasını olursa olsun, seçilebilmesini sağlamaktır. Bunun neticesi olarak da seçraenler, kendi ilçeleri adayını kazandırabilmek için. diger ilçelerin adaylarına da oy vermek zorunluğunda kalmaktadırlar. % Memleketimizdeki mevcut partilerin. bilhassa küçük kademelerde, hizipçilik ayrılıkları bulunduğu bir vâkıadır. Bu ayrılıklar, hiç bir zaman partinin ilkeleri üzerinde cereyan etmemekte, şahısları hedef tntmaktadır. Onun içindir ki, filân kimseyi seven ve onun etrafında bir grup teşkil edenlerle, diğer bir şahsa sempati besleyenler arasında, aday yoklamaları dolayısiyle devamlı bir çekisme cereyan etmekte. bu çekişmenin sonucu olarak da, partilerin ayrılmaz bir unsuru olması lâzım gelen tesanüdün, aksamasına sebehiyet verilmektedir. (6) Son zamanlarda ariay seçicilerinde. kendi şahısları adına o'.masa dshı. seçilecek adaylardan. bir takım menfaatler elde etmek arzusu belirmektedir. Köy sandığma şu nispette bir para ödemek, ilçedeki herhangi bir kuruma yardımda bulunmak, köye bir nakil vasıtası satın almak gibi talepler. gelenek haline gelmektedir. 0 Bütün bu sebcpler dolayısiyledir ki, memleketin bir çok münevver çocukları. Mecliste faydalı olacaklarına inançlı olduklan halde. hu çekişmeli aday yoklamalarına girmeye cesaret edememektedirler. RADYONUN TEMEL YASASI ;! !! ve SİYASf BASKI *••• » • • • lllllllllllllllllllllUllllillllllllllMlllltllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllHllllllllHIIIIIUiııUUiUlliillllll lllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllillllllllllllllllllllll Dr. A. Ülkü AZRAK ıiîiin Batı küitüründe. radyonun bağlı olduğu ana ilkelcrin bütününe «radyonun temel yasası» deniyor. Yazılı olsun olnıasın. uyulması gerekli olan bu ilkelerin başında, radyonun devlet müdahalesinden uzak tutul ması gelir. Çünkü bir radyo ne kadar devlet müdahalesinden uzak kahrsa, o kadar gelişme irakânma sahiptir. Bu vesileyle Bavyera radyosu şeflerinden Halter von CLBEnin bu konuda söylediği sözleri burada tekrarlamak isteriz: «Radyo bağımsız olmalıdır. Buna rağmen, daha doğrusu, B *••• •••• ••»• mmmm O H SONUÇ day yoklaması mahzurlarını daha da uzatmak mümkündür. Ancak mesele, bn mahzurların çokluğunu göstermekte değil, bu yokla* maların ne suretle yapılmasının daha iyi olacagı hususunu tâyin edebilmektedir. Seçim Kanunu, bu yoklamaların demokratik uıuller içinde yapılmasım emretmekte. bu demokratik usulleri tarif ettniyerek, partilerin jrenel merkezlerine bırakmaktadır. Kanaatimize göre bütün bu mahzurlara çare bulmak için, şu yolun takip edilmesi lâzım gelmektedir. Sivasi partiler. Medenî Kanun ve Cemivetler Kanunundaki hükümlere uygun birer tesekkül, yâni bireı cemiyettir. Cemiyetlerin ise, en küçüğünden başlamak üzere, derece derece yukarıya çıkan kademeleri vardır. Her cemiyetin, buna göre de her siyasî partinin en yüksek icra organı, muhtelif partilerde kurultay, büyük kongre gibi çeşitli adlarla adlandırılan umumi beyettir. Umumi heyet, cemiyetin yani siyasî partinin âdeta ruhudur. Bu ruhun nâzımlığı rolü, nmnmî heyete ait bir vazifedir. Onnn içindir ki, aday seçimlerini. partilerin umumi heyetlerini merkezde toplayarak, partilerin bu en yüksek kademesine yaptrrmak, hem Medeni Kanunla Cemivetler Kanunu bakımından hem de bir çok uygunsuzlukları izale yönünden çok faydalı olacaktır. aldı ki. umumi heyet, partinin küçük kademesinden başlayarak ilçe, il kongrelerinden süzüle süzüle gelen delegelerden tesekkül etmekte, binaenaleyh parti ilkeleri ve bu ilkeleri temsil edecekler hakkında daha kültürel, daha esaslı bilgilere sahip bulunmaktadır. Bundan başka, bu seçimlerin umamî heyetler tarafmdan yapılması, mahallilik cereyanının da mümkün olduğn kadar önüne geçecek, Anayasanın 76 ncı maddesinde ifadesini bulan «Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri. seçildikleri bölge veya kendilerini seçenîerin rtesil. bütün Türk milletinin temsilcisidir,» esprisine daha uygun düşecektir. A Aday yoklamasının mahzurları Y ukarıya aktardığımız sözler, esas bakımından, gayeyi güzel bir şekilde açıklamış olmasına rağmen tatbikatta, bu fıkranın hâkim kılmak istediği fikrin, tam mânasiyle muvaffak olduğu iddia edilemez. Bunun sebeplerini şu huBnslara dayamak mümkündür: £ Her şeyden önce, adaylan seçecek partililerin, parti programını, seçim beyannamesini. partinin ele aldıtı ve Türk milletine karşı taahhüt ettiği memleket meslek ve hizmetlerinin neler olduğunu, bu fikir ve umdelerin Mecliste en iyi kimler tarafmdan temsil ve müdafaa edileceğini bilmeleri lâzımdır. Parti adaylarını seçen •eçmenlerin ise, parti yönetmeliklerinin bünyesi itibariyle, çoğunlukla bu hususlan, mutlak bir îsabetle tâyin edebileceklerini iddia etmek, fazla bir iyimserlik olur. (5) Bu sebepledir ki, aday yoklamalarında ister istemez, partinin il ve ilçe teşkilâtmda teşekkül etmiş olan.hattâ köylere kadar uzanan hâkim gruplann oy verecek seçmenler üzerinde, büyük tesir ve nüfuzu cereyan etmekte. bu te«ir ve nüfuz dolayısiyle, partinin yüksek menfaatlerinden ziyade, şahıslar üzerinde durulmaktadır. Q Aday yoklamalarına mahallilik fikri hâkim bnlnnmaktadır. Bunnn sonucu olarak da K Ü DÜNYfl SAĞLIK GÜNÜ Ü veÇOCOKFELCİ Dr. Ö. Münif AKSAVRUN Ist. Sağlık Müdür Muavini bu sebepten radyonun denetlenme si gerekir. Ancak bu denetlemenin sadece frekanslar, dalga uzunhıkları ve yayın kuvveti gibi teknik hususlarla ilgili yayını devlet, rad yonun politik ve kültürel tutumu ile ilgili yanını da halk oyu yapmalıdır. Radyo idaersini denetliyen organlar. içeri ve dışan karşı uyanık olmalı. sereğinde radyoyu her türliı dıştaıı mudahale karşısında koruyabilmeli ve onu hakkiyle denetliyebümelidir. Gerek denetleyicilerde, gerek radyo direktörlerinde ve teknik seflerde a ranan nitelikler cömertlik, gerçek sevgisi, samimîlik. mesleki bilgi, adalet duygusu, politika ve müzik ile ilgili husu.slarda hoşgörüdur. Radyo idarecileri başkaları karşısında mizah duygusu, kendilerine karşı da istihza kabiliyetine sahip olmalıdırlar. Bundan başka, dostlara karşı sadakat, hasımlara karşı ise dostluk. radyo idarecilerinde aranan niteliklerdendir.» îngilterede çok tutunmuş ve bu iltifat edilmemesinin asıl sebebi, (9). bu görüşmelerin, belli meselelergüne kadar gelmiştir. Halen B.B. C. nin parlâmento yayınlan. A de bilgi ve dikkatini teksif etmis, vam Karnarasmın toplandığı günderinleştirmiş olan parlâmento ülerin akşanunda 15 er dakika oyeleri arasında cereyan etmesi, larak muntazaman verilmektedir. parlâmento üyesinin, radyo dinleBu programın adı «Parlâmentoda bugün» dür (Today in Parlia yicileri arasında bulunan seçmenlerine değil, diğer parlâmento üaberleşmenin politik yani, ment). Burada önemli olan nokhükümetlerin bir kamu kuruyelerine hitap etmesidir. ta. parlâmento görüşmelerinin. luşu niteliğindeki radyo idare enteresan olsun olmasın, kısa bir lerinden bazı hususlarda faydalan rapor şeklinde muntazaman radmak isteyişine yol açmaktadır. (9> bk. Von CUBE, Walter: Das yo ile yaymlanmasıdır. Böylece Bu gerçek. bir zamanlar İngilteGrundgesetz des Rundfunks, radyonun tarafsız davranması rede Başbakanlık yapmış olan Frankfurter Heîte, Mayıs 1953. sağlanmış olmaktadır. İşçi Partisi Lideri Clement R. (10) bk. Peter de MENDELATTLEE tarafmdan şöylece ifade SSOHN; B.B.C, «Monat» dergisiedilmiştir: «Hükümet, radyoyu nin 1951 tarih ve 37. sayısında, kontrolu altına almak eğilimindesh. 79. dir. Bu eğilim, zaman zaman hiikümetin bazı bildiriler yoluyla radyo programlarına aktif suretYARIN te karışmasına kadar varabilir. Bu ise gerçekte iktidarda olan partinin radyo ile yayımı etkileme TÜRKİYEDE sinden başka bir şey değildir.» ene 1940 1946 yıllan arasında DURUM Buna karşı radyo idaresinin ne İngilterede. Parlâmentodan şekilde hareket etmesi gerektiğidoğrudan odğnıya yayın (can ni gene Attlee'den dinliyelim: Iı yayın) yapılması konusu tartı«Hükümet. radyo yayınlarına bu suretle mudahale ettiği takdirde, radyo idaresi, sorumluluktan kur tulabilmek için, hükümetten gelen müdahaleyi dinleyiciye bildirmek suretiyle onun hakemliğine baş^oırmalıdır». Görülüyor ki demokratik ülkelerde, her şeyden önce dinleylcinin radyonun tarafsızlığma inanması gerekmekte ve bunun sağlanması için de bütün çarelere başvurulmaktadır. Şirketimizin 1964 yılı temettüünün tevziine 15 Nisan 1965 tarihini müteakip Türkiye İş Bankasmın Ankara Merkeziyle Istanbulda Yenicami ve Galata Şubelerinde başlanacaktır. Hisse senetlerinin ibrazında arkalarma şerh verilmek suretiyle beher hisseye brüt 4.50 lira temettü ödenecektir. Hissedarların yukarıda sözti geçen Banka glşelerine müracaatları ilân olunur. B.B.C. nin ilk parlâmento muhabiri, 1940 yılının Mayıs ayında Avam Kamarasına girmeyi başarmışsa da kendisine görüşmeleri not almak yetkisi verilmemişti. Muhabir sadece görüşmeleri izliyecek ve bundan edindiği iz!enimleri, sonradan kaleme • almakla yetinecekti. Bunun yetersizlıği kısa zamanda anlaşüdı ve nihayet parlâmento idarecileri tarafından radyonun parlâmento muhabirine, görüşmeler esnasında not alma yetkisi verildi. Fakat bir süre son ra bunun da aksak tarafları ortaya çıktı. Gerçekten, hem konuşmaları dinlemek, hem de not almak güç oluyor, çok defa konuşmalarm önemi takdir edilemiyor ve görüşmelerin atmosferi doğru iletilemiyordu. Bu sebeple parlâmento notlan tek taraflı oluyordu. B.B.C. idaresi bu gerçeği göı önüne alarak parlâraentoya gönderdiği muhabirlerin not almalarını yasakladı ve onların sadece görüşmeleri dinliyerek izlenimlerini radyoya iletmelerini bildirdi. Yalnız iş bu kadarla kalmıyordu. Radyo idaresi basın bültenlerinin ihtiva ettikleri parlâmento haberlerini, kendi muhabirlerinin verdiği haberlerle karşılaştırıyor, bunların sentezi (telif edilmesi) suretiyle mümkün olduğu kadar tarafsız bir parlâmento haber servisi sağlamış oluyordu. Bu metod şılmış fakat bunun isabetli olmadığı sonucuna varılmıştır. Gerçek ten, parlâmentodan doğrudan doğ ruya ya^n yapılmakla, konuşmalarm kısaltümadan ve değiştiril meden dinleyiciye iletilmesi sağlanmış olur. Bu ise, radyonun tarafsız kalabilmek için en iyi çaredir. Lâkin bu görüş, tngiliz Parlâmentosu tarafından reddedil miştir (10). Pek tabiîdir ki, parlâmento üyeleri, sözü edilen görüşü reddederken, parlâmento görüşmelerinin halka iletilmesinin karşısında değillerdi. Ingilteredeki demokrasi anlayışmın böyle bir düşünceye yer vereceği tasav vur edilemez. Esasen her parlâmento oturumundaki gbrüşmeler, hemen ertesi günü yaymlanarak satüığa çıkanhr ve kütüphanelere gönderilir. Parlâmento görüşmelerinin radyo ile aynen ve doğrudan doğruya yayınlanması görüşüne TEŞEKKUR Tutulduju amansız hastalık. tan kurtulamıyarak ebedlyete intllcal eden çok MTglll »ont. mlz merhum doktor Huseyin HUsnü Paşa ejl. hastalığı müddetlnce Te vefatında yaiın alâkalarmı eslrgemlyen müşflk lnsan, Hazlk Dr. Operatör Albay, Te lnsanlık timsal! kardeşlmiz Dr. Operatör Yarbay, D»niz Hastanesi büîün perso. nellne, acı günlerlmlzde blzlerl yalnız bırakmayıp kederlmlzl paylaşan. cenazeslne tştlrâk Bden. çelenk gönderen, telefon. telgraf Te mektuplarlyle veya blzüat gelerek tazlyetlerlnl blldiren akraba Te dostlanmızîa İstanbu] Merkez Komutaniıeı. na, derin mlnnet vt sükr&nlarımızı bildlririz. Evlatlan: PERİHAN BALC1 KEMAL ÖNGÜ (Cumhurlyet 3882) AYŞE ÖĞÜT (Aksoj) İle ERHAN ÖĞÜT «Tlendller Bejoğlu 7.4.1965 (Camhnriret 3S59) Halk oyunun hakemliği SIDIKA ÖNGÜ'nün H CEMİL AKSOY'a ZEKİ BtRSEN'e AÇIK TEŞEKKUR Eşim Nazlı amelıyatıra onu sıhbate ba tıastanesi Operatörü. Mamuh'un troid başan İle vapart Kavuşturarj Gura. 4. Cerrahi Kliniğı Tarafsız kalabilmek için en iyi çare Doçent Dr. ALİ ÜRAS İle Padelog Operatör. Dr. Mazhar Özmen ve Dr. Kutluk Yska Mercan Dr. Nljat Bllge ve Kisıro nem şlre'.erlne teşekkür ederlm RUŞRN MAMUH (Cumtuıriyet 3S56) G NILLI REASÜRANS Türk Anonint Şirketindetı: International Pale 1,5 Kübik Yarda'lık Kepçe Power Shift Vites'li TÜRK İNTER MAKİNELERt A. Ş. Parlâmento Bankalar han kat 2. Karaköy Tel: 49 28 49 Cumhuriyet 3857 B lrleşmlş Mllletlerin bir organı olarak 7 Nisan 1948 yılında resmen kurulmus bulunan «Dünya Saghk Teşkilâtı», sağlık işlerine dünya milletlerinin dikkatini toplamak amaciyle 7 Nisanı «Dünya Sağlık Günü» ilân etmiştir. Bütün üye devletler, 1950 yıhndan beri, bu Teşkilâtın »eçerek bildirdiği bir konuyu, çeşitli programlar düzenliyerek halka duyurmaga çalışırlar. Dünya Saglık Teşkilâtı bn yıl «Çiçeğe karşı daima tetikte» konnsunu seçmiş bulunuyor. Turdumuzda çiçek hastalığı bnlnnmadığı için, 8»|hk ve Sosyal Yardım Bakanlıgı, bâlâ önemini muhafaza etmekte bnlunan «Çocuk Felci» hastalığı konusu etrafında faaliyet gösterilmesini daba uygun bulmuştnr. Çocuk felci tarih kadar eskidir. Bu hastalıfın tipik sonnçlannı eski Mısır heykellerinde görmek mümkündür. Dünya, çocuk felcini ancak yüz yıldır tanıyor. Hastalığı yapan sebebin virüs olduğu M nci yüzyılın başında meydana çıktı. Birinci Dünya Harbini takip eden yıllar içinde, diğer bnlaşıcı hastalıkları kontrol metotlan çocuk feleine de nygrılanmağa çalışıldı ise de başarı sağlanamadı. Genel tedbirlerin yetmemesi karjısında özel çarelerin araştınlması gerekiyordu. Bu cümleden olarak, felâketle sonuçlanan bir ası denemesi bile yapılmıştı. Fakat aşı için henüz caman pek erkendi. tkinci Harbten sonra çocuk felci hastalığı trajik bir h&l almıştı. ihayet, Enders, Weller, Robbin'in büyük buluşlan iradada yetişti: Virüs dokuda üretilmişti. Bu bulnş yalnız çocuk felcinin değil, diğer bütün virüslü hastalıkların da durumunu değiştirmişti. Artık hastalığın yayılma ve önlenmesi hakkında daha derin ve geniş tetkiklere girişebilmek imkânları hazırlanmış demekti. Bu sıralarda, durumu ilgi ile izliyen Dünya Saglık Teşkilâtı Assamblesi. gelişmelerin nasıl fcıılandırılabileceğini Çocuk Felci Mütehassıs Ko mitesinden istemeye karar vermiştir. Zira, hastalık bazı ülkelere sıkışıp kalmış olmaktan çıkmış, alabildiğine azarak dünyayı tehdit eden bir felâket halini almıştı. Kotnite 1953 te toplandı, eldeki bilgiler tekrar gözden geçirildi. tşte, Çocuk Felci Aşısı bakkındaki gelişmeler o zamandan başlar, 1953 senesinde dünya, Dr. J. E. Salk ismini öğrenecekti. Salk ve arkadaşlan seri halinde uzun araş tırmalardan sonra hastalık yapma kabiliyeti azaltılmış aşı hazırlaraa metotlanm buldular. görüşmeleri ve radyo PERSONEL ALINACAKTIR Devlet Personel Dairesi Başkanlığından: Dairemizde a ç * bulunan kadrolara, Memurin Kanununun 4. maddesinde gösterilen nitelikleri taşıyan, yabancı dil bilir, Siyasal Bilgiler, Hukuk. tktisat, Ortadoğu Teknik Cniversitesi îdarl tlimler Fakülteleri ile tktisadl ve Ticarl tlimler Akademisi mezunlan arasından yanşma sınavı ile iki uzman yardımcısı ve iki raportör alınacaktır. 1 tsteklilerin gerekli belgeleri ile müraacatlan 21 Nisan 1965 çarşamba günü saat 17 ye kadar kabul edilecektir. 2 Yanşma sınavları 3 Mayıs 1965 pazartesi günü saat 9.30 ve 14.30 da Dairemizde yapılacaktır. 3 Daha fazla bilgi almak istiyenlerin Genel Sekreterligimize müracaatları ilân olunur. (Basın: 5477 A. 3166 3376) R M S ımin ve tesirli olduğu ispat edilen Salk aşısı 11954 yılında tıp tarihine şerefle maledildi. 1955 yılının ilk ve sonbaharında Amerika, Kanada, Danimarka aşıya dört elle sarılarak hemen tatbikata geçtiler. Bu tatbikatın sonuçları birçok bakımlardan önemli idi. Dünya Sağlık Teşkilâtı 1955 yılının 11 inci ayında aşıyı tatbik eden 9 memleketin mütehassıslannı toplıvarak tecrübeleri inceledi: Aşı ile çocuk felci vakalarımn azaldığında artık hiç şüphe kalmıyordu. Büyük kıymetine rağmen Salk aşısının bazı güçlüklerini görmekte olan Dünya Sağlık Teşkilâtı, canlı virüsle hazırlanacak, ağizdan kullanılan bir aşı bulunraasını teşvike koyuldu. abin bn özlemi gerçek yapandır. Sabin, aşısını evvelâ 10.000 marmunda denemiş ve ilk defa kansı ile iki çocuğunu aşılamıştır. Sabin Aşısının tatbikattaki kolaylıgını artık bilmeyen kalmatnış gibidir. 1951 yılında dünyanın en büyük çocuk felci epidemilerinden birini geçirmiş olan yurdnmnzda bn gün çocuk felci haatahğı bızla azalıyor. 1960 yılında Istanbulda 252, 1962 de 450 çocuk felci vakası görüldüğü halde aşı tatbikatmdan sonra 1964 te 14, 1965 te bu güne kadar sadece 3 vaka kaydedilmistir. E Salk aşısı adyonun parlâmento görüşme lerini izlemek üzere bir muha bir göndermesi ya da parlâmento görüşmelerini doğrudan dogruya dinleyiciye iletmesinın (canlı yayın) doğru olup olmadığı sorunu ilk defa şimdi ortaya çıkmış değildir. Gerçekten bu sorunlar, özellikle İngllterede 1940 1946 yılları arasmda tartışılmış ve bazı hal çarelerine varümıştır. Yük. Mımar 2 nisan 1965 günü bu sütıında Ipıâlinden babsedllen nişa. nın mevcudiyetlnden zaten habersiz olduğunu açıklar. (Cumlıurlyet 3855) (Reklâmcıhk: 1369 3«71) MİLLI REASÜRANS Türk Anonim Şirketindetı: Şirketimiz 31 Mart 1965 tarihinde toplanan hissedarlar alelâde umumi heyetinde murakıplıklara Salih Coşkun, Muammer Akpmar ve Nihat Yalkut'un seçilmiş olduklan Şirketimiz Esas Mukavelenamesinin 28 nci maddesine tevfikan ilân olunur. (Reklâmcılık: 1369 3872) ÜRÜN GÜRAY YeraJfı Uılıı\ıı Satın Alınacakiır ŞEHİR OPERASI LEHAR Ankara Eleklrik Havagazı ve Olobiis Işlefme Müessesesinden: 1 Müessesemiz ihtiyacı için. 2369 metre 3X150 mm. 10 KV NKBA tipi yeraltı kablosu teklif alma usulü ve Türk parası ile satın alınacaktır. 2 Ilgililer bazırlıyacaklan tekliflerini teklif fiatlan üzerinden » » 7.5 geçici teminatlan ve kabloların akım, rerilim de/ ğerlerini ve imalât normunu tevsik eden belgeleri ile birlikte 12.4.1965 pazartesi günü saat 17.30 a kadaı Müessesemiz Umum Müdürlüğüne tevdi edeceklerdir. Teklifler bu tarihten itibaren 15 gün opsiyonlu sayılacaktjr. 3 Kısmf aipariş yapılabilir. 4 Postada vâki olacak gecikme nazan itiba'e alınmaz. 5 Müessesemiz siparişi j'apıp yapmamakta veya diledîğine yapmakta serbesttir. (Basın 4049 A. 2237'3849) • MEVLİT Aramızdan ebediyen ayrılan değerll varlığımız Kadın Haklarını Konıma Dernegi Kurucu Başkanı ve Kadmlar Dünyası gazetesl sahlbl, veıatımn yıldönümüne tesadüf eden 9.4.1965 cuma günü öğle namazını müteakıp ŞİŞLt Camllnde mevlld okumiacağmdan muhterem akraba, dustlarımızla dlndaşlarımızın teşrlflerl rlca olunur. Eşl: Dr. ILt CİVEI.KK (Cumhurljtt M53j ULVİYE NURİYE CİVELEK'in Şen Dul (Operet 3 Perde) 202224 Nisan 1965 tarihli temsıllere ait biletler, Bayram dolayısiyle, bir defaya mahsus olmak üzere günü değiştirilerek 9 NİSAN 965 CUMA günü saat 12 den itibaren satışa çıkarılacakt r (Basm 5301/3875) illllllılllfeilllllllllllHIIIIIIIIII••••«•••••••••••••••••••••••VflSVBAI•••*•••••«••*•*•••**! ••••••••••••••••••••••••••••a••••••i••«•«••«•••••••••*•••••••••••••••«•••••••••••••••••••••ı ıu::::::s:iu:u::ı::ui:s;::::::u:::»UJUUUisuiMiuuıuuıuuuuuuuuuuık •••••••••••••••»»«•••••••••••••M
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear