25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHtFE ÎKÎ CDMHUBtYET îi Nisan 196S GENÇLİK ve SİYASET T.M T.F. Genel Başkanı • ••> • ••• ««•• • ••• GERİ KALMIŞ ÜLKELERDE SOSYALHM Yakın tarihten parçalar. 1 • •I »•I Ahmet Güryüz KETENCI ü llrldye son pünlerde gene buhranb bir döneme girmiştir. Buhran, toplumun bünyesinde varolan sosyal ve ekonomik sorunlaruı hâlâ eBzümlenmemesinden ileri gelmektedir. Son hükümet değişiminde dış çevrelerin tutnmu; toprak reformunun sürüncemede bırakılmasr, petrole hâlâ diinya piyasaları fiatından •o 33 fazla ödememizr, 60 kuruş zam isteyenlerin fcHTşanlanması ve komünizmle itham edilmeleri; Ereğü Demir Çelikteki yolsuzluk iddiaları; milletvekili ödenekleri, yeni hükümetin kuruluşundaki llgi çekici yanlar, bo buhranın birer örneğidir. Buhranın sebep olduğu huzursuzhık, tabiatıyla, gençliğe de geçmekte ve kendini belli etraektedir. Kamu oyunda olduğu gibi; gençler arasında <U bu sorunlar karşısında değişik görüşler vardır. Gençliğin içindeki büyük çoğunluk yukandaki soninlar karşısında devrimci düşünceyi savunmakta. azınlık statükodan yana çıkmakta; ve bir çeşit kutuplaşma meydana gelnıektedir.. Gençlik her jrün biraz daha Türkiyenin sorunlanna eğilmekte, haksızlıklara parmak basmaktadır. Statükocu ve tutucu çevreler bu gelişimden fazlasıyla telâşa kapılmaktadırlar. Gençliğin az da olsa bir bölümünü ellerinde tutmaya, onlan Idarî mekanizmaları ile desteklemeye çahşmaktadırlar. Bir buçuk av kadar devatn eden İstanbul L'niversitesi Talebe Birliği kongresinde seçilen başkan ve yönetim kuruiuna hâlâ sirküler verilmemiştir. Başvıırulması gerekli olan merciler dernek seçimlerinin bir kördüğüm haline gelmesinde buyük rol o\ namışlardır. Böylece gençlik içinde meydana gelen dalgalanmalar, taraflann fikri yapılarını bir yana bırakarak, koltuk kavgası şeklinde yaratılmıştır. İktisaden geri kalmış bir ülke olan Türkiye'de gençlik ulusçu davranışlanndan ötürü kamu oyunun takdirijle karşılanmaktadır. Çünkü toplumsal problemlerimize cesaretle işaret edilmis ve çöıüm yollarının bir çoğu da ortaya konmuştur. T rastlanmaktadır. Seçimlerin sabote yoluna gidilmesi \e Innersite öğrencilerine yakı^mıyan sorumsuzluklann cereyan etmesi maalesef bir vakıadır. Aynca, gençlik kuruluşlarında da bir reformun gerekli olduğu ileri sürülmektedir. Bu görüşün bir yanı ile doğruluk payı yok değildir. Fakat bu tenkidlerin yanı sıra bozukluklann neler olduğunu ortaya koymak gerekir. Birçok boşlukları olan Cemiyetler Kanununu bir tarafa bırakarak yalnız gençlik ve öğrenci kuruluşlannı içine alacak bir kanunun Parlâmentodan çıkanlması artık zorunlu olmuştur. Bu konuda çalışmalarımız vardır, kanun tasarısını yakmda yetkililere sunacağız. TOPLUMSAL SINIFLAR ve GELİŞME OLANAKLARI IIUIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIII Doç Dr Gülten KAZGAN osyalizm, esınlendiği kaynak ne olursa olsun, toplum dakı belırli bir sınıf ve müık:yet yapısını eleştiren bir düşünce akımıdır. Eflâtun ve onu takip eden ilk komunıst utop}"acılardan çağımızın parlâmentolar içinde bir sırufm emekçilerin menfaatlerini savunan sosyalist partüerıne kadar ayru eleştiriyi gözlemek mümkündür. Üçüncu dünyanın gelişmemiş ülkelerini kapıtaiist olmıyan gelişme yolunu seçmeye iten sebepler arasın da bu eleştiri sadece bir tekini teşkil etmektedir. Sosyalizm, her ne kadar bu ülkelerın belirli bır sınıf ve mülkiyet yapısını elestiren ve bunu degıstirmeyi h«def tutan bir düşünca akımı ise de, bu eleştiriyi guden sadec* ahlâkl deger yargılan değildir. Sadece ahlâkl değer yargılan olmadığı gibi, Marksist anlamda, toplumsal evTimin belirli bır safhasının kaçınılmaz şekilde bir dığerıne yerini bırakacağını ve evTim asamalanndan biri olarak sosyalizme geçişin kaçınılmaz olduğunu da savunan bir akım değildir. Sosyalizm, bu ülkelerin gınıf ve mülkiyet yapısuun gelismeyi önlemesi dolayısiyla kapitaiist smıfın bncüJügüne day*nan gelişmeyi reddeden, kapitalist olmıyan gelişme yolundan gelişme olanaklannı araştıran, bu gelişmenin nimetlertni tek bir sınıfa değil fakat bütün halka maletme amacını çüden bır akım niteliğini taşımaktadır. Bu bakımdan sbz konusu ülkelerın nıçin kapital'st olmıyan gelişme yolu veya sosyahzmi «gelişme modeli» olarak seçtiklerini anhyabilmek için bu ülkelerin sınıf yapısını lncelemek gerekir. Aynı gerçekler, kapitalist olmıyan gelişme yolunu seçmis olmasalar da, Turkiye gibi diğer geri kalmış ulkelerdeki sosyalist akımın hedef ruttuğu sınıf yapısı için varittir. S Siyaset enkid konusu olan ve gençliği bölen bir itham da gençlerin şu veya bu partiye mensup obnaları yönündeki söylentilerdir. Bu tarz tenkidler gerçekten kastidir ve bir baskı grupu olabilme rolünfi her gün daha iyi oynayan gençliği zayıf düşürmek isteyen, toplumsal konulardan uzak tutmaya çalışan kimselerin baş vurduğu eski bir taktiktir. Kunüuşumuzun her kademeginde öğrenci arkadaşlara duyduğumuz ihtiyaçlan gidermek için baş vurdoğumuzda, onlaruı ?u veya bu parti mensupu olmaUnna değil o işe uygun bir kimse olup olmadıklanna bakmaktayız. Yukanda açıkladığımız gibi gençlik olarak toplumsal meselelerimizi halkımızın açısından antı komünist. anti emperyalist ve anti feodal olarak değerlendirmekteyiz. Bıına randan inanan her öğrenci aramızda olabilir. Genç arkadaşlanmızın siyasî bir partiye mensup olmalan veya olmamalan onlaruı kişisel görüşleridir. Fikirlerini nerede gerçekleştireceklerine inanıyorlarsa o partiye gidebiUrler, buna bir ögrenci kuruluşu olarak müdahele edemeyiz. Ayrıca partili kimseleri bir leke ile damgalanmış gibi mitinglerde, açık oturumlarda konuşmaktan alıkoyamayız. Zira demokratik bir duzen içinde aydın olabilme vagfını kazanacak her üniversite öğrencisinin siyasî bir düşüncesi veya siyasi bir düşünceye sempatisi Türkive gençliği çcşitli davranışlanyla memvardır. lekcte faytialı oinıuştur: Politikacılarımızın bir kısmı halkı düşünecek, \ Genyük ilk önce kendi bünyesinde rastsosyal devlet ilkesini gerçekleştirecek yerde, ayladiKi lıardar konusumı ele alınış, halk çocuklalıklarına zam yapmalan, kendilerine çatanlar nnın okumaMiıı cngellijecek bir karan eleştirmiş, kendi bünjesi içinde kısmen de olsa bu ko hakkında dâva açmaları, son günlerde öğrenci kuruluşlan ve sendikalara baskıların artması, kinuda bir çözüme varılmıştır. taplann toplatılması Anayasanın gene savsaklanB Yirmınci yüzyılda üniversitenin hâlâ ması Türkiye'yi gizli bir faşizme itmektedir. skolastik araştırma metodundan bir türlü kurtuöğrenci kuruluşlarının toplumdaki baskı grulup baskın yanı ile bilimsel inceleuıelere yanaşpu rolünü oynamalanna karşı siyaset yapıyorlar, mamasına dikkat çekilmiştir. Gençlik bn konudiye dâva açmak hatalıdır. lan sadece işaret edebilir, hastalıklan ortaya koolitika nedir? Politika çeşitli sosyal tabakalayar, o bir icra orzanı değildir. Bundan ötesi rerın iyi yasamak yolunda çeşitli sîyasi kuruformu yapmakta yetkili kurumlara düşmektedir. luşlar içinde demokratik düzende yaptıkları C Dıs polilikada kişiliği olan bir tutum mücadeledir. Her politik kuruluş halka mutluluk, takınmamız liUıın seldiği gene cesaretli gençlik refah, saadet sağlamayı gaye edinir. Ne var ki, kurulusb.ıı tarafından söylenmiştir. Böylece gençbu gayeye her siyasî kurum ayn ayrı yoldan gitlilc baskı grupu rnlünü oynama.sınj bilmiş bütün meyi görev bilir. Kişilerin ve siyasî olmayan kubir ulıısun bu knnuda dikkati çekilmiş hükümerulusların politika yapmalan fiilen ve hukuken tin politikasmın değişmesinde büyük payı olmuşsiyasî bir ârg&t içinde veya o partinin adı altında tur. ' ' D Milli petrollerimizin gerçek durumu or faaliyet göstermeleridir. Örneğin; partilerin Bem;Hk kollan gtbi. Oysa bognn öjrenci ve geaçlik taya konmuş ve yerlf mamullerimizin nasıl yakuruluşlan bir parti adı altında veya bir parti bancılara peşkeş çekiidiği açık oturumlar ve biladamı olarak hareket etmemektedir. Gençlik son diriler ile halka duyurulmuştur. E 10 Kasım tarihinden itibarrn lâf Ata yedi sekix aydan bu yana olayların gerçek yönünii aydınlatmaktan öteye gitmemiştir. Bu ise onun türkçülüğüne son verilip gerçek bir Atatürkçü düAtasınm emanetine olan saygısımn bir işaretidir. sünce ve reformist bir eyleme geçilmesinin ge28 Nisan yapan gençlik, devrin mezalimine ve rektiği gene gençlik tarafından haykırümıştır. haksızlıklanna parmak basmamış mıydı? HatırF Son olarak Kahire'de tertiplenen gençlandifi gibi o günlerde Anayasayı çiğniyenlere, lik seminerinde millî kurtuluş savaşı yapmış AtaAtasının kutsal emanetlerine ihanet edenlere baş türk Tıirkiyesine yakışır bir biçimde yaptığimız kaldırışı yine konıiinistliU olarak vasıflandınlkonusmalar bizim pibi sömürgeciliğe ve sömıirümıştı. 27 Maytstan sonra gençlik el üstünde tucülüğe karşı milli kurtuluş savaşı yapmış dost tuldu. Ona hiç kimse politika yaptın demedi. Bu ve kardes Arab ülkeler tarafından şimdiye kagün ise Türkiye'nin sosyal sorunları hakkında uludar alısılmavan bir davranış olarak takdirle karsumuzun dikkatini çekmemiz eski yaptıklarımışılanmıştır. zın devamından başka bir şey değildir. G Gençliğin her geri kalmış ülkede rastAtatürk hiç bir sosyal güce tam mânası ile landığı gibi emperyalizme karşı yapüan mücadeinanmadığmdan vatanı Türk gençliğine emanet lerie ön safı alması ve ulusumuzun yabancı söetmiştir. Çünkü gençlik herhangi bir sosyal mümurüculrrden kurtulması için sarfettiği asıl çanasebetin tesiri ile kirlenmemiştir. Davranışlan ba gerçek milliyetçilik anlayışının ta kendisidir. ve kararlan ile en objektif olan gençliktir. İsteklerimiz, Türkiye'nin demokratik düzen içinde bir değişikliği gerektirdiğinden, gerçckte çeniş anlamı\la politiktir. Esasen loplumda geniş anlamıyGençlik teşekküllerinin seçimlerinrieki kavgala her ferdin, her kurumun isteklerinin neticelelar, gençliğe karsı az da olsa itimıtsızbk ha\ası ri politiktir. yaratmakta ve Ken»,liçi tenkid konusu yapmaktadır. Biz Yüksek Öğrenim gençliği olarak birçok Gençlik örgütleri toplumda bir baskı grupukurumu tenkid ederken bize karşı yapılan haklı dur. Istekleri geniş anlamıyla politik olmakla beteııkidleri reddetmiyoruz. Ve kendi kuruluşlanraber bir partinin adına hareket etmediklerinmıza dokunulmazlık ria atfetmiyoruz. Gerçekten den dar anlamıyla politika sayılmaz. Gençlik, sabazı gençlik kuruluşlarında sorurosuz kimselere dece görevini yerine getirmektedir. Î devrimini yapan ülkelerin ki Ingiltere buna öncülük etmiştir dış pıyasalarda rekabetsız mal sürumünü sağlamış, bır yandan da sömürgeleştirilen ülkelerde yenı pazarlar yaratılabilmiştir. Bu olanakların tümü endüstrıde kârlüığı çok yüksel'tıği için, kârhlık kriterine göre endüstrinin gelişmesi mümkün olabümiştir. Böylece, Batıda en düstri burjuvası kendi kârlıhğı için endustriye yatınm yaparken aynı zamanda kendi Ulkesinin ge lışmesini de sağlamıştır. Bu °e lişme modelinde, endüstri burJuvasının kişisel menfaati ile genel olarak ülkenin menfaati ay n değüdir: Çünkü iktisadl gelışme ve refahın yükselmesi endüstrinin gelişmesine bağlıdır. Sömürgecilikten kurtulan ülkelerde ise bu nitelikte bir sanayi burjuvası teşekkül edememek tedir. Geniş halk kitlesinin satın alma gücünün düşüklüğü, iç piyasayı sımrladığı için «büyük ölçüde üretim» kârsızdır. Hindistan, Çin gibi büyük nüfus banndıran ülkeler için, bu, önemsiz olsa dahi Afrika ve Ortadoğunun küçük ülkeleri için büyük önem taşımaktadır. Dış piyasalarda İle ri sanayi ülkelerinin rekabetl dolayısiyle dış piyasanın geniş vası demektedır (6). Üretim geleneklerı itibarıyle Batı burjuvasın dan çok farklı olmakla beraber, tüketim geleneklerı ıtibariyle onu taklit eden bu aracı tefeci burjuva, Batı burjuvasının tasarnıf yatırım faalıyetinden çok u zaktır. örüldüğü gıbı, bu burjuva en düstri burjuvası gibi faalıyetiyle ekonominin gelişmesine hızmet eden bir öncü smıf olmayıp. aksine ancak sefaletin yarattığı aksaklıklar sürdükçe karlı çıktığı için ancak muhafazakâr tutucu bir sınıf nitelığınde olabilir. Bu muhafaza kâr tutucu nitelığiyle de diğer bir muhafazakâr tutucu sınıf olan yan feodal zihniyetli toprak sahipleriyle işbirliği içindedir. Söa konusu iki tutucu sınıfın kârlıhğı endüstnleşmemekte olduğu için, süratli bır endüstrileşmede öncülüğü bunlardan beklemek müm kün değıldir. Batıda feodal toprak sahiplenne karşı çıkarak endüstrilesmeye öncülük eden endüstri burjuvası ile geri kalmış ülkelerin feodal toprak sahipleriyle işbırlikçi sefaletin burjuvası arasında çok büyük bir fark vardır. Iste geri kalmışlıktan kurtulmak için «kapitalist olmıyan ge Bugün Büyük Millet Meclisi kurulusunun >ıldönümü. 23 Nisan 1920 de kurulmus olan Mfclisın ilk günlerdeki havasını vermek bakımından Sabahattin Srlek'in «Anadolu lhlilâli» adlı kitabından parçalar alı>oruz. Meclis 23 Nisanda ilk oturumunu yapmış. 19 Nisanda Bursa Mebusu Operatör Emin Bey ile Sinop Mebasu Sevket Bey Meclis Başkanlığına bir önerge veri\orlar : Uzun harb senelerının tevlıt eyledığı bııçok buhran »rasında memleketimiz için bir de fes buhranı çıktı. Harbten evvelki »enelerde yalnız Avu»turyadan ithal ettığimız feslenn senede altın tutarı 5 milyon lırayı bulnıakta ıdi. Diğer ecnebi memleketlerden ıthal olunan fe^lerm bedehni de dahil edersek her sene 78 milyon liralık bir servetin dışarı gittıgi çörülür kı, bunun kâğıt para olarak karsıhğı takrıben 40 mılvor. hra demektir. Iste fakır memleketimiz ıçın pek buyuk mıktar demek olan bu paranın memlekette kalmaMnı temın etmek ve esasen Cerınetmekân Sultan İkinci Mahmut zamanında adalı Rumları takliden serpuç olmak üzere kabul edılmis fesin bir milli serpuş mahıyetinde bulunmadığı nazarı itibara ahnarak ekserı Sark ve Muslüman milletlerının öteden beri bır serpuş olarak taşıdıkları ve şu «on günlerde herkesin seve seve giymeye basladığı kalpağın bir milli serpuş olarak kabul ve ilânını teklif ederiz. Takrir, Mecliste okundugunda, alkış sesleri duvulmns, fakat büyük bir çoğunluk «Hayır, taavır, elamaz!» diye bagırmıştır. Tunah Hılmi Bey (Bolu) Fes, Turkün ruhunda yerlesmiştir. Haşim Bey (Çorum) Esbabını arz edeyim, efendim! Fa», Tunus Islâm ahalisi bütün fes giyiyorlar. Eğer biz Türkler bu feı mesele'ini tecdit etmiş olursak bir kere bunu teklif eden zât... (Gürültüler) (Bravo sesleri) olmaz efendim. Onların kuvvei mâneviyelerini temin edecek bir yer bulmahdır. (Bravo sesleri) Hakikat böyledir efendim. Tunus, Cezayir hep ahalisi Araptır. Bunlar hep Müslümandır. Olmaz efendim, suiniyet husule getirecek, katiyen istemem, (Gürültüler) olmaz efendim, kstiyyen istemem... Mu«tafa Taki Efendi (Sıvas) Efendiler, fej gerçi yeni bir şeydir. Fakat bugün tslâm âlemi için fes bir alâmeti fariktdır. Efendiler, bilhass» Osmanlılar için. Biz bunu bırakırsak kıyafetimiz, tn'ınelerimiz karmakarışık olur. Papak derler bizim memleketimizde onu giydirirsek... O başka milletlerle mü«terektir. tsllıra milletlerine mahsu! olan kıyafet bilhassa Osmanhlar için hususi olan kıyafet bu fe^tir. (Alkı?lar, evet sesleri) Baskan Bu takriri nazarı itibar» alıyor musunuzT (Almıyoruz efendim sesleri). Almıvanlar ellermi kaldırsın. (Eiler kalkar, ektlliyet var. rürültüler). Takrir nazan itibara almmıyor. (Yaşasın fe» *eseri) (Gurültuler) Rica ederim bugun fe' ve kalpak zamanı değil. (Gürültüler) Herkes istedığini giysin. (Yaşasın fes, yaşasın kalpak sesleri). • Dflsraan d8rt bir yandan AntdoloT» ayak baatıfı anda Meellstn İçinde gerfeklere azak düsenler çofnnluktıdır. Meellsin aklıbaşınd> kisileri, ve Milli Mficadeleve liderlik edenler bir yandan bnnlaıla bir vandan da asıl büvfik davalaria ntrasmak torunda kslrai'lsrdır. Aneak, ynkandaki otnrumdan d3rtbe« ay sonra, Büyfik Millet Meclisi Hükfimetinln Anayasası bildirisini aynı Mecli» kabul ediyor ki, o da şudnr : Türkiye halkı emperyalizm ve kapitalizmin tahakkümü ve zulmü altındadır. Büyük Millet Meclisinin tek ve kutsal emeli, Türk halkını emperyalist ve kapitalist tahakkümünden kurtararak kendi irade ve hâkimiyetinin sahibi kılmaktır. G5rülüyor ki, kapitalizm ve emperyaliım İle mfieadele ruhu Meclise hâkim olmus, Millî Mücadele liderleri milletvekilleri toplaluğnna hâkim olmnslardır. Mnstafa Kemal'in gerçekçi gorflşleri Meelise y5n vermektedir. tngilis eınperyaliıminin büyflk Islmleri Lloyd George ve Cnnrehill gibi lüimlerin Tflrkiye İçin aynı gfinlerdekl düşuneelerini iıe Chnrchill şByle anlatıyor : G Gençliğin başarıları ı P DIŞ SÖMÜRGECİLERE KARŞI BAĞIMSIZLIK SAVAŞI VE TOPLUMSAL SINIFLAR: A Ithamlar •*•• ÇOCUK EÛİIİHİ Kenan AKANSU • ••I • ••I O zetmeleri: sandalyadan tren, olomobıl, kabak yun, çocnğu hayata hazırlnan önemli bir tan vapur, motör yapmalan gibi. Çocukları, faktördür. Ojuncağı olmamasından veya oyunlara heyecan veren bu tatlı hayalleri ile oyuncağın uygunsuzluğundan dolayı oyundan mahrum kalmış çocuklar, büyüdükleri za başbaşa bırakmayı yerinde bir davranış olarak kabul etmek gerekir, man çoğunlukla hayatta işlerine «intibak edeocuk eğitiminde önemle gözönünde tutulmamiyenler» arasında görülürler. Toplum içinde sı gerekli bir nokta da, çocuğun körpe dimateşebbüs kabiliyeti zayıf ve kendi kabuğuna çeğında korku ve nefret hislerini uyandırmakilmiş kişiler için çocukluk çağlarında «ebeveynlerinin» oyun ve oyuncak konusundaki u maktır. Çocuğun ana, babaya karşı besliyeceği his, korku değil, sevgi olmalıdır. Ne şart altında mursamazlık hatalarını yüklenmis talihsiı kişi olursa olsun, çocuğunu şu veya bu şekilde korlerdir diyebiliriz. kutmak yanlıstır. Bu tip davranıslar arasında oÇocukları için okul çafı geldiğinde her fclan dayak, bir eğitim aracı olmaktan çok uıakdakârlığa katlanan ana babalar, okul çağına tır ve çocukta sadece korku ve nefret hissini gelmeden önce onlarla çok az ilgilenirler. Oysa kamcılar. ki oyun, çocuk hayatının aynasıdır. Çocuklar, Çocuğu doğru >ola yoneltecek, ona sevşi, •evdikleri oyun türleri sayesinde bize kabiliyetmuhabbet hissini aşılıyabilecek olan ana babaleri, istekleri, korku ve »evfileri hakkında bir nın biraz olsun çocuk psikolojisine vâkıf olmaflkir verebilirler. sı ve dolayısiyle çocuğun sağduyusnna, anlayıOyuncak konusunda gözönünde bulundurulması gerekli nokta, çocuğa uygun oyunca|ı se sına bitap etmesiyle mümkün olabilir. Yani, çocuğun körpe vücudunda dayağın bırakacağı izeebilmektir. Dört, beş yaşını «idrak etmis», nice varlıkh ailelerin çocukları vardır ki, odaları çe ler, yerini daima körpe dimağında güzel söz ve güleryüzle bırakmalıdır. Bu da, çocuğunun eği•itli oyuncaklarla dolu olduğu halde bunlara karşı hiçbir ilgi göstermez. îavruya biraz ha timine titizlik gösteren her sabırlı ana babanın yapabileceği ve yapması gerekli bir istir. mur, yahut müsait bir havada, temiz topraktan Okul çağına varan yedi yaşında • çocuk yapılmış çamur yığıncığı verilse, kendisine dün ların oyun hakkındaki fikirleri çelismiş olup yalar verilmiş kadar memnun olacaktır. Çamur, kom, kil v.b, doğal unsurlar olduklanndan ço çoğunlukla yapıcı bir niteliktedir. Kesim yap • mak, maranşrozluk. havuz kazmak, tuprakla, cnkta daha çekici bir ilgi uyandırmaktadır. Hatırlanması gereken bir nokta daba var. O da. kille ev yapmak, tünel açmak ve benzeri isteklcrinin ününe geçilmemelidir. Aksi halde çocuklnıanlardaki temizlik hissinin, kirlenmis oldukU n zaman meydana çıkan bir duygu olmasıdır. ta tesebbüs isteği baltalanmıs olur. Çocuklarımıza, oyun hususuııda yardımı Bundan dolayı çoeuk, önce elini, yüzünü, üstüBB başını kirletmek, »onr» da temizlemek ihti esirgememeliyiz. Her seyden ev\el, yukanda yaeıaı hissetmek için çamur, kom, toprakla oy ışaret ettiğimiz gibi çocuklara verilecek oyuncakların, onların yaslarına uygun ve ilgilerini Mmak istegini duyar. Çoeuk, ilk yılını ellemek, elleriyle her önü çekecek sekilde seçilmiş olması gereğini unut M gelen nesneyi büyiifc bir merak ve ilgi ile mamalıyız. Oyuncağın her türüne cömertçe pa aalamağs çalışmak ea'jası içinde geçîrir. Vç, ra harcamakla bu ereğe vanlacağım sanan anababalar kendilerini büyük bir yanılgıya kaptırd5rt yssındaki çocuklar yukanda belirttiğimiz fibl • toprak, çamur, kil gibi doğal unsurlarla rnış olurlar. Çünkü kısaca formüle edelim me•ynamayı «everler. Çocuğun bu şekilde oyna sele parada değil, oyuncakların, çocuğun ilçisi•UMinı oldukça geniş bir boşgörürlük çerçeve ııi çekecek uygunlukta olmasındadır. Dikkat edilmesi gereken ikinci bir nokta da çocukların ri İçinde görmek yanlış bir davranış sayılmaz. daracık, onlara sıkıntı verecek yerlerde oynatıl Çocuklar, 4. yaştan okul çağına kadar daha eok hayalle meşguldürler. Bu yasta rüçlu bir mamasıdır. Sonuç olarak diyebiliriz ki, okul çağına gelinnmhayyileye sahiptirler. Oyuncaklarıı ve da\ceye dek oyundan doğal şeküde zevk almağa ranıslanna bir anlam verraek merak ve hevesin iedirler. Bir süpürge sopasını, bir baftonn ba baslıyan çoonklann sna babalan, yavrularının, •tklan arasından tecirip at, uçak, arabaya ben hayata iyi bsfladıklarından «tnin oUbilirler. Sömürgelikten kurtulmak için yapılan bagımsızlık savası, sömürgecilerle işbirliği yapan küçiık bir azınlık dışındaki bütün smıfların katUdığı bir ortak mü cadele olduğu gibi ftdeta bir bur Juva devrimi niteliğini de alabilir. Aksine dofrudan dofruya bır halk hareketi olması da mümkün dür. Cezayir Başkanı Ahmet Ben Bella, Çin. Cezayir, Küba, Vietnam gibi çetin bagımsızlık savaşı yapan ülkelerde devrim ön cüiuğünu yapanlann köylüler ol duğunu belirtmektedır. Türk Kurtuluş Savaşı ise bir yazara göre bır burjuva devrimi, diğer bir yazara göre ise bir halk hareketidir (1). Diğer bir kısım yazarlar ise, sömürgecılere karşı yapılan savaşta burjuvazi ile köylü ve işçinin işbirliği yaptığını ileri sürmekte, Çin Halk Cum huriyetinde durumun böyle olduğunu belirtmektedir (2). Bagımsızlık savaşında işbirliği yapan sınıflar konusunda yazarlar ve düşünürler arasında go rüş birliği olmasa da, sömürgecilerin ülkeden atümasiyle milli burjuvazinin güçlU bir sınıf olarak ortaya çıktığı bir gerçektir. Sosyalist olduklannı söyliyen Tu nus gibi ülkelerde böyle olduğu gibi Çin Halk CumhuriyeU dahı, milli burjuvazi, küçük burjuvazi, köylü ve lşçi olarak dört top lumsal smıfın mevcudiyetini kabul etmektedir (3). Aynı gerçek, sosyalist olduğunu, söylemekle beraber kuvvetli bir burjuva sınıfma sahip olan Hindistan için varittir. liğinden de yararlanmak mümkün değildir. Ayrıca, yeni sömür gecilik, takip eden yazıda ıncelıyeceğimız gibi, bu ülkelerin sanayıleşmesini kullandığı bütün vasıtalarla güçleştirmektedir. Bu tün bu etkilere, sınai üretim geleneğınden yoksunlıık. teknik bil gi ve iş disiplini eksıkliği, dağınık ellerdeki sermayenin toplanması guçlüğü gibi sebepler eklenince, kârlıhğı düşük ve rizikosu yüksek bir kesım olarak endüstrinin gelişmemesi ve endüstri burjuvasının teşekkül edememesinl olağan saymak gerekir. Endüstrinin bu durumuna kar şı. «verimsiz» faaliyetlerde kâr lılık çok yüksektir. Ozellikle köy lünün geçim darlıkları dolayısıy le köyde tefecilikte; üretimin ve ithalâtın aksaması dolayısiyle or taya çıkan mal darlıkları dolayısiyle karaborsacılık ve mal spekülasyonlarmda; ithalât ve ıhracatta; arz elâstikiyeti çok düşuk köylüden yapılan ürün alışlarında; sınal finansman güçlükleri dolayısiyle toptancılann sanayicı yi finansmanında v.s... kftrlılık oranlan o kadar yüksektir ki, kâr lılık kriterine göre teşebbüs ve sermayenin bu alanlara kaymasını olağan saymak gerekir. Bu gi bi verimsiz faaliyetlerle beliren burjuvaziye, Batılılar «lumpen bourgeoisie* veya «bourgeoisie de la misere», yani sefaletin burju lişme yolu» nu seçerek kendilerini sosyalist olarak tammlıyan, veya bu yol seçilmiş olmasa da sosyalistlerm bu yolun seçilmesı gerektiğıni söylediği ülkelerde bu seçişin nedeni burjuvazüıın yufcartfla belirttiğimiz mahıyetidır. (1) Birincl görüş için bak: D. Avcıoğlu, «Menderes Atatürkçülalnıı enkl emperyalizm «Teni «5raflreeeilik» adı altında Tflrlüğünden Gerçek Atatürkçülüğe» klyeye girlp ellerirnlıi kollanmın bağlamıttır. Biı ise hâlâ fe» mi Yön dergisi, 13 Kasım 1964; İkalpak mı tartısmasına benzer «açmahklar Içindeviz . Bakalım sa|kinci görüş için bak: N'iyazi Berdnvu sahipleri Türkiyenin temel dâvalarını Büyük Mecliste ne zakes «200 yıldır niçin bocalıyoruz*, man ön plâna çıkarabileceklerdir? İstanbul 1964. (2) L. Lavallee, P. Noirot, V. Dominique, «Economie de la Chine Socialiste», Geneve 1957, S. 107 • 113. (3) Aynı eser. (4) GiUes Martinet, «Le Mar ^•••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••B xisme de notre temps» Paris 1962, S. 109110. (5) Bu görüşe, Emin Türk EliAskerliğini yapmış genç bir Makine Mühendisi aramyor. • çin, Ahmet Hamdi Başar'a atfen B «Başarizm» demektedir. Bak: • Isteklilerin kendi el yazılanyla hal tercümeleri ve referanslan S «Türk Devrim İdeolojisinin Cğ a nı belirten yazılı müracaatlarını Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Sera i raklan», Eylem dergisi sayı: 7. • mik Fabrikalari' Personel Müdürlüğu Kartal Yunus adresine S (6) G. Martinet, fğ göndermeleri rica olunur. * Yunınhlır Dogu Akdenizde geleceğin milletidirler. Velut ve enerji ile dolu olup, Türk b»rbarlıgı karsısınd» Hıristiyan medeniyetini temsil ederler. (.. ) Büvük Yun*ni*tan. Ingiliz împaratorluğu için değer biçilmez bir karanç oUcaktır. Gelenekleri ve menfaatlerı bakımından bizim dostlarımızdırlar. (.. ) Bunlar Süveyş Kanalı yolu ile bizim Hindistan. Avustraly» ve Uzakdoğuva giden ulaştırma yollarımız üzerinde bulunan tabii denizaltı üsıeridir. Batı kapHalizminin eraperyalizml ve onun Dofu Akdenlzdeki temsilcisi Tunanistanın rolö, Türkiye bakımından hiç de|işmemiştlr. Büyük Millet Mecli»! komldngu günden bn yana düşraan aynı düşmandır. g MAKİNA MÜHENDİSİ AflANIYOR | ••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••B YARlN: İlâncılık: 6434/4433 YENt SÖMÜRGECİLtK I rvVTTVVVTVVTl VE GELİŞME OLANAKLARI V/ANTED (fmrsponörnrf Jnsntutt Metoduyla BURNS AND ROE. INCORPORATED CIVIL AND MECHANİCAL ENGINEERS EXPERİENCE NOT ESSENTİAL APPL.Y FOR APPOINTMENT. P.O. BOX 148 BAKANLIKLAR ANKARA OR PHONE 12 77 05 İS Cumhuriyet 4438 :;şı Ç Bu burjuvazınin kaynagı ise kısmen bürokratlar, kısmen bü rokratlarla işbirliği yaparak kre o f l renebil.r,ln.« di dağıtımı, dış ticaret kotaları izahlı bro;ürumu2İl islttlnlı gibi imtiyazlardan yararlanan, devletle iş yapan kişiler olmaktadır. Arkadaşlık, akrabalık gibi Reklâmclıık 1534/4421 bağlılıklann henüz çok kuvvetli » • • • • • • • • • • • bulunduğu geri kalmış toplum ••••«••••••••••••••••I • • • • • • • • • • • larda, bu bağlılıklar burjuvazinin teşkilinde önemli bir rol oynıyabilmektedir (4). TUrkiyede ise «devlet eliyle burjuva yaratAskerhk görevıni yapmıj lıse mezunu, daktilo bilir, büro * ma» sadece bir görüş olmakla a kalmayıp, fiiliyata da konan bir • işlerinde çalışacak bir memur aramyor. «ELEMAN» rümuzu • durum olmuştur (5). Bununla I ile P.K. 246 İstanbul adresine müracaat edilmesi. ' beraber, Gine, Mali gibi sömür J Cumhuriyet 4414" gelikten yenl kurtulan baza ülke ••»••••••••••••••••••••• lerde bir milli burjuvazinin bu lunmadığı söylenmektedlr. Kısacası, sömürgecilere karşı yapılan savaş sonucu, kendisini ister sosyalist, ister halk cumhuriyeti ister bundan çok farklı Yeni Yerinde Hizmete Girdi bir şekilde tammlasın, sörnürgelikten kurtulan geri kalmış ülGazetemizin seri bır sekilde tevzüni kolaylaştırmak amaeıykede bir milli burjuva ortaya çı kabilmektedır. «Kapitalist olmıla yeniden teşkilâtlandırdığımız Tevzi Büromuz, Cağaloğlu yan gelişme yolu» nun seçilme Molla Fenari sokak No. 21 de Başbayiimiz Hüseyin Özlük'ün sebebi, veya seçilme gerekliliği idaresinde dağıtım teşkilâtının hizmetine girmiştir. iddiası işte bu burjuvan:n özellikleridir Bundan ötürü, bu bur Juvanm Batıdakı burjuvadan ayrı Cumhuriyet 4415 lıklan üzerinde durmak gerekir. Yuvanızda bahar İ MEMUR ALINACAK : İSTANBUL TEVZI BUROMUZ ENDÜSTRÎ BURJUVASI YERİNE «SEFALETtN BURJUVASI» B DENÎZCİLİK BANKASI T. A. O. dan Teklif İsteme İlânı Yolcu Salonund» Plexigiai tesisatı kapalı teklif alma »uretile yaptırılacaktır. Bu ise ait sartname 24,4 1965 tarihinden itibaren çahşma saatleri içinde 27 Mayıs Hanı ikinci katında Yapı İsleri Baş Mühendisliği Yazı İşleri Servisinde görülebiür. Teklif verme müddeti 30/4/1965 tarihme kadar olan bu ifin geçici teminatı 2000 liradır. 2490 sayılı kanuna tAbi olmıyan Bankamız ihaleyi yapıp yapmamakta muhtardır. Çok Çek çebuk Sofmaa. çail So 0m fdtamr Fmvkatadm cazip pasfeJ renkltn Batı Avrupamn kapitalist yoldan gelişmesi önce bir kaç yüz >nl süren ticart kapitalizm fakat asıl ' onu takip eden endüstn devrimi ile gerçekleşmiştir. En düstri devriaıinüı getirdiği teknik yenilikler bir t«raftan «ndus tride maliyetleri düşürüp. dü»tik birim mallyetl» üretlm o ÇAVUŞOĞLU BOYA SANAYÜ İSTANBUL İlAncılık: 5^3/4427
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear