Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SAHİFE İKI CUMHÜRİYET 20 Nisan 1968 HÜKÜMETİM TRT ÜZERIHDEKI YETKİIERİ • • • • • ••• • ••• • •«• Sîj; XH f¥ r TARTISMA aym Beria ON'GER «Kadın, Özgürlük ve Siyaset» başhkh yazısında, karşı cinsle kıyaslamadan, sebep sonuç ilişkisi kurmadan, sosyal ve ekonomik yön leriyle kadm ve sorunlarını genel bir göriiş içerisinde oftaya ko>mağa çalışıyor. Tümüyle modern bir görüşü yansıtan yazı, bu özellik]eri ile eleştirme ve incelemeden çok, aynı konuda şimdiye dek söylenegelmişlerin düzgün. fakat noksan ve kadın lehinde bir derleme niteliğini taşıyor. Çalışan kadında meslekf bilgi ve kabiliyetten başka seyler aranmamalıdır. Ondan mesleği ve isi dışında, sırf kadın olması dolayısıyla, bazı özel çıkarlar elde edilmek Istendiği takdirde bu özgürlük ortadan kalkmış olur.» diyen yazar, kadın erkek ilişkilerindeki dengesizliğin nedenlerini erkeğe mal etmek istiyor. Buradaki sorumluluk kadm ve erkek arasında bölüşülmelidir. Bugün toplıımumuzda, kadından bir eşya gibi faydalanmak eğilimi varsa; bunun gerçek sebebi karfi cins değil, henüz toplum içinde ye rini bulamamış, erkeğe karıı dav ranışlannı düzenleyememiş, kendisini erkeğe kafası ve kişiligi ile kabu! ettirmek yerine, bunu sadece cazibesi ve dişiliği ile yapmağa kalkan kadının yarattıgı elverişli ortamdır. Kafadan yoksun, biblo durumunda kadının tek ilginç yönü vücudu olacaktır. Sadece duygularına hitap edilmeğe ahsmı;, kafasına hitap edilmeğe tshammülü olmayan kadının önce fikren v« ruhen gelişmesi gereklidir. Bu yön leriyle de cevap verebilir durumuna gelen kadın, erkek kafasında her şeyden önce bir eşit olarak yer edecektir. Yazar devamla. iş yerinde özgür olmayan kadının hayatını gayri ahlâki yönlerden kazanmak zortında kalacağına, bu dunımun da toplumun ahlâk düzeyini düsüreceğine değinerek «... toplom içinde ahlâkın düsmesi ya da yiikselmesi kadınlaroı özgüriügü İle orantılıdır demek mümkündür.» diyor. Henüz batı uygarlığına geçi? du rumunda olan, günümüzün gerektirdiği bir kişiliğe kavusamamış, çeşitli akımlarm yarattığı dalgalanmalar içinde bocalıyan Türkiyemizde, toplumun kaderini etkileyen kavramlar çoğunluğurt kabu'.'.enebileceği standart ölçülerle tarif ve ifade edilemezken; farklı ekonomik ve sosyal gruplar arasın da gerekli kültür birliğinin daha kurulamamıs olu«u bu ifade güçlüğünü artınrken; kavramların kapsamını dara'tmak değil, bilâkis geniş tutmak gerekir. Saym yazar burada, ahlâk kavramını kadm erkek ilişkilerine özgü kılmakla hataya düşüyor. Ahlâk müessesesini sadece cinse! davranışlar içine oturtmak alışkanlığı; toplumun fazla önemsediği, hassas olduğu konularda, en yeni akımîara kendisini uydurmuş kafaların bile geleneksel kalıplann dışına çıkamadığını gösteriyor. Oysaki, ahlâk ve onun bir fonksiyonu olan namus tüm davranıslarımızı kapsayan bir müessese olarak e!e alınmahdır. 1. Ü. Fen Fakültesi öğrencisi Ali Sezal SARISOY Kadın, toplum ve ahlâk geri kalmıs üikeleri sömürmeğe, yarı sömürge haline getirip, sömürürken yaptığı kazançtan kendi işçisine bir pay vermiş, onları politikaı.ın dışında tutmayı başarmıştır. Böylece gelişmiş ekonomüerin ijçi sınıfı Emperyalizmi destekleyen, ondan bir pay alan ve bütün milli kurtuluş hareketlerine karşı çıkan bir işçi sınıfı olmuştur. (Bunun tek gerçek örneği, yanılmıyorsam, Amerikadır.) Oysa az gelişmiş ülkenin kapitalistleri, Emperyalizmin ajanlığını yapmaktan öteye gidememiştir. Böyle bir memleketin işçi sınıfı İle gelismif ekonomilerin işçi sınıfını bir görmek bilimsel olmaktan çok uzaktır. (î) Sayın Cahit Talas'ın çok çok kullandığı fakat bir türlü açıklamadığı «Smıf» sözcüğünün bilimsel izahı şudur. Bir toplumda üretim aracına sahip olanlar bir sınıfı, sahip olmıyanlar ise diğer bir sınıfı temsil ederler. Bu çeşitli smıflann duyuş, düşünü» ve dünya görüşünü yansıtan ayn »yn sınıf parülerinin seçim yolu ile mücadeleleri sayesinde Demokrasi doğar ve gelişir. Sayın Cahit Talas'a göre ise bu «... diğer siyasi partiler ve »ınıflar nezdinde cephe alınması »onucunu doğurur.» (İ) Saym Cahit Talas'a göre .Vakrlyle batıda olduğu gibi bugün Türkiyede derin sınıf aynlıklan yoktnr». Türkiyede insanların kazançlan arasındaki fark 22 bin mislidir. Milli gelirin • 38 ni hal« ' kın •9 2 si almaktadır. Toprak ke/ siminde 510 bin ailenin hiç toprağı yoktur. 2 milyon 22 bin 200 köylünün bir ilâ 100 dönüm toprağı işlemektedir. Buna karşılık 30 bin dönümden yukarı büyüklüktekı topraklar yalnız 42 ailenin elinde ve 100 bin dönümden geniş topraklar da sadece 2 ailenin elindedir. Türkiye, 5 milyon gizli issizin bulunduğu ve 60 kuruş için insanlann kursunlandığı bir ülkedir. Acaba derin smıf ayrılığı bu söylenenlerden daha da mı başkad:rî Üstfin KtZAMOGLU Tekstil işçi» nan siyasî partiyi desteklemesi kadar noımal bir şey olamaz. Yalnız, bu iş, işçiye karşı değil, işçiyle beraber, işçi için olmahdır. Neden Ticaret Odalannın, liberal partileri desteklemesi kimseyi ürkütmezken, sendikaların İşçi partilerini desteklemesinden korkulur? Kadir TURAN 1. Ü. Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Kürsüsü CENTO'nun faydası yok... fakat zararı çoktur. Fransız basını, CENTO'ya «Ya?ayan Ölü» adını taktı. Gerçekten de bitkisel bir hayat yaşıyan bu anlaşmanın Türkiyeye faydaları ne olmuştur? CENTO'nun eski adı Bağdat Paktı idi. Ve imzalandıgı zaman Irak'ta Nuri Sait yönetimi sürüyordn. Bir ihtilâl Bağdat Paktını Bağdatsız bırakınca adını CENTO'ya çevirdiler. Ve böylece CENTO'nun bir gavriresmî ortagı (Amerika) ve dSrt resmî ortafı (Türkiye. Iran. Pakistan, Intiltere) kaldı. CENTO ilk kurulduğunda Irakta Nuri Sait. tranda Şah, Tflrkiyede Menderes, Pakistanda E.vüp Han idarelerini bir araya getirmişti. Nuri Sait'in sovsuz yönetimi bir ihtilâlle devrildi. Menderesinki de öyle. tran sarayındaki suikast teşebbüsünü daha geçenlerde gazetelerde okudunnz Şah'ın rejimi, çıkmazdadır. Ve bn çıkmazın sonu, tarih sayfalarında çok yazıldıgı gibi bitmek tehlikefiyle doludur. CENTOnun emperyalist üyesi tngiltere ise ister Muhafazaklr Parti ve ister tsçi Partisi başa geçsin, OrtadoŞndaki Anglosakson çıkarlarını ısrarla yürütmekte knsnr etmiyerektir. Bu çıkarlann temelinde petrol cevheri yatmaktadır. Arabistandan P e n ülkesine kadar petrol çıkarlarını korumak ve sürdürmek fistüne CENTO'dan faydalanmaktadır tngiltere... CENTO'nnn Uzakdofu'daki halkası SEATO ise gene Anglo Amerikan'ların Uzakdegn'daki sömürge çıkarlarını teminat altına almak için imzalanmıs bir anlasmadır. Bütün bu anlaşmalar, uvanan az gelişmiş milletlerin milli menfaatleriylr çatısmaktadır. Ve yannlan yaktnr. CENTO'nun son Tahran toplantısından hayal kınklığı l l t dSnen hariciyemizin hayal kınklığına (eğer böyle bir şey varıa) »aşmak gerekir. Ortadocu'daki Anglo Amerikan çıkarlarını koramak için kurnlmns CENTO için önemli olan Kıbnstaki TnrkleHn havatı ve haysiyeti de^il. Adadaki tngiüz Osleridir. Bn fislere dayanarak yürüttügü Ortado^n kontrolunu gözden çıkarmak istemez... Hele Süveysten kovulduktan sonra... Bunnn içindir ki. kendince daha kuvvetll g5rdü{ü Tnnan gSrfisüne kayacaktır. Adanın Yunanistan elinde olması, kapitalizmin daba güvenli ve bas ortagı savılan bir devlet elinde olması denektir. Tnnan emperyalizminin çeşitli dayanaklan, bn gflveni telkln etmektedir. Kapitalist dünyanın Ynnanlı atababalanndan. Rnm Ortodoks kilisesinden. tngilis hanedaniyle içlidıslı Helen aristokrasisinden relen râzgârların etkisini hesaplamak zor değildir. CENTO'nun doknsn Türkive icin faydalı dfeil, zararlı bir Brctidedir. CENTO'nnn Türkivedeki «Yıkıcı Faaliyetlerle Mücadele Komite.^i» komiinistlikle mücadele perdesi altında Tflrkiyede petrol ba£ımsızlıgı için gayret gösterenleri lekelemek ve yıkmak yoinnda çalısmaktadır. tngiltere ve Amerika için Türkiyede yikıeı faallyet sayılan petrol mücadelesi Türkiye icin yıkıcı degil yapıeıdır. Giıli eller nasıl tran petrollerini millîleştirmek istiyen Mnsaddık'ı devirip zindana atmışsa, Türkiyede de millî petrol dâvasını yürütmek istiyenlerin knyusnnn kazmaktadır. Türkiye. Ynnan emperyalizmine karsı tavır alırken yanında klmlerin balundatunu iyi hesaplamalıdır. Sadece Patrikhane'ye karsı alınacak tedbirler bir şey ifsde etmez. Tüm dış politikamızı yeniden gözden geçirmek, ve tfim anlaşmalarımızı dünyanın yeni sartlarına vr millî cikarlarımıza gfire yeni bir deferlendirmeye vnrmak zorundayız. Dıs politikada atacagımız adımlar bize kapitalist dünyanın dışındaki itibarımızı saelıvaraktır. Kapitalist dünya Içindeki itibarımızın peyk devlet muamrlesi görmrkten öteye pidemediiini Kıbrı« buhranında çok gördük. Bütün dfinya milletlerl gözünde haysiyetli bir millet olmak. yeni çağın bafımsızlık politikasını brnimsemrkle mümkündür. AUcatımız her eesnr adım, bize dış politika fornmunda gerçek kisiliğimizi ve yerimizi kaıandıracaktır. Ve cok Snemli nokta sndur : Bütün bn konuları Kıbrıs meseleslnde knllanılaeak fantaj gibi ele almayıp, iç ve dış politikamızın temetleri açısından düşünmeliyiz. Temel ilkemiz köklerini AtatSrkçiilOkte bnlnr. Atatürk'ün bağımsızlık idealine kavuşmak. Kıbrıs divasının çözümAnde de bizi yeni imkânlara kavuştnracaktır. Coşkun hakkında bir Meellf ar*»tırma»ı açılmasını istiyen önergeııin görüşiilmesi vesilesiyle, bo özerk kurum, çok agır ithamlar altında bırakılmıştır. TRT, komünizm propagandası yapmakla, işçileri kannnsuı davranıslara teşvik etmekle ve devletin dıs münasebetlerinin sağlamlıgını bozmakla itham edilmiştir. ltbamlan yapanlar. bnnların gerçek oldaguna derinden inanmış görünüyorlar. Amı, yine de, gerçeklerin meydana çıkması için bir Meclis araştırmasını gerekli görüyorlar. tthamları uluorta savunanların yaratmagı başardıklan hava Içinde pesin hükümler öylesine knvvetlentniştir ki. çogunlukla itham sahiplerine yakın olanlardan kurulacak bir araştırma komisyonnnun objektif çalısma yapabilme imkânları geniş öleü de azalmış görünmektedir. Bu durumda, böyle bir komisyonun varaeafı sonnçların bn konoda iki kampa iyiee ay nlmış görünen halkoyunu gerçekler üzerinde birleştirmek gibi bir faydalı förevi yerine fttiremiyeceği açıktır. Böyle bir görev, ancak, tarafsızlığı herkesçe kabul edilen merciler tarafından yerine getirilebilir ve zaten, yapılan itham I an n niteliği de yargı mercilerinin bnnlar hakkındaki kesin hükümlerinin biran önce ortaya çıkmasını gerektirmektedir. Bunnn mfim • kün plabilmesi için dr, Hüküraetin TRT ye iliykin olarak sahip oldngu bazı yetkileri kollanması zorunluğu vardır. TKT nin özerkliği, tarafsızlıgının teminatı dır. TRT nin yayınlarında iktidar ile mnhalefet ve siyasi partiler arasında; iktisadî ve içtimal sınıf ve direr zümreler aramnda tarafsıs nlabilmesi, bu tarafsızlıktan sornmlu orfanlsnn, yit>e Kurumun kendi organları olmasını ve bn organlann üyelerinin çoğunlugnnun Hükümetin ve siyasi partilerin ve yukarıda sayılan sınıf ve cümrelerin temsilcisi olmamasını saglamakla mümkündür. Ancak, bunun yanısıra, radyo ve televizyon yayınlarının, millî güvenlik, kamn düzeni ve dış münasebetlerle ve nihayet, eği timle yakın ilgisi, bu alanlarda yasama organına karşı siyasal sorumluluğu taşıyan hiikümete bazı yetküer tanınmasını gerektirmiştir. Knramnıı bir devlet tekeli olusn ise, iktisadî ve mali alanlarda hükümete bazı yetkilerin verilmesi •onncunu doğurmuştur. KIRCA Istanbul MiIIetvekili S m Kannn, millî gfivenlik, katntı düzeni ve dış politikadan sorumlu makamın, Hükümet oluşunu gdzönündp tutarak, Genel Müdürün görevinden uzaklaştırılmasında, yukarıda anlatılan usulden gayri bir diğer usulü daha öngiirmüstür. Gerçekten Bakanlar Kurnlu, Cnmhurbaşkanımn da imzalıyacagı bir kararname ile, Genel Müdiirö, milli güvenligi, kamu düzenini veya Devletin dış münasebetlerinin sağlamlığım korumak amacıyla, görevinden uzaklastırabilir. Hükümet. bnnu yapmadan önce Yönetim KnruIundan sadece istişarî bir mütalâa almakla yükümlüdür; ancak, ba mfltalftaya uymak zomnda degildir. Böyle bir kararnamenin cıkanlması takdirinde, kannn, Danıstay denetiminin 3 7 gSnde sonnclanmasını saflıyan 5zel bir prosedür de koymuştnr. (m.4/1/3). •••• •••• İÜİ •••• >••• GARİP BİR TUTUM • Hükümetin yetkileri B HtKÜMETİN RADYO VE TELEVÎZYON YAY1NLARI tZERİNDEKl YETKİLERİ DE ŞLNLARDIR: 0 Hfikümet, kanunnn koydufn şekil ve osnl İCfrislnde, Hükümet bildirilerini ve konuv malarım, TRT postalarından yayınlatmak yet • kisine sahiptir. (m.ll). % Basbakan veya görevlendirecegi bir Bakan, millî güvenliğin açıkça gerekli kıldıgı faallerde, bir baber veya yayını menedebilir. Ba yetki, seçim kampanyası sırasında siyasî partilerin radyedan yaptıkları konuşmalar bakkında nygulanamaz. Kanun, bn men kararları aleyhine Danıştayda açılacak iptal dâvalarınm da 37 gnnde sonnclanmasını sağlıyan özel bir prosedür koymustur. (m. 17). % Devletin dıs politikası bakımından vayınlarda ve özellikle, ynrt dısı yayınlarda uy gnlanacak esas ve usnller, Dışişleri Bakaniıgi ve Tnrizra ve Tanıtma Bakanlığınca birlikte tev bit edilir. TRT, bn esaslara nymakla yükümlü • dür. Knrumun bu yayınlan, söz konusu Bakanlıklann gözetimi altındadır. Ancak, bn gözetim »ansür şeklini alamaz. (m.I8). O Sıkıyönetim sırasında, Sıkıyönetim Komntanlıgının ve onnn eliyle Hükümetin, rady« ve televizyon yayınlarını men yetkisi ve sansür koyma yetkisi vardır. 0 \ihayet, TRT nin yayınlarında suç işlenmişse, kanunnn koydngu özel kurallar içerisinde, Adalet Bakanlıgı, Cumhuriyet Savcılarına kovusturma emri verebilir. Rıza Kuas ile ilgili olarak ortaya atılan iddia ve bazı kurulu;ların tutumu çeşitli bakımlardan ilgi çekicidir. Herhangi bir partinin üyesi bu tür bir iddiaya hedef olabilir. Bu iddianın, gerçekse bile, o partiyi ne derece sorumluluk altında sokacağı, ayrı bir konu. Ancak, böyle bir iddia karşısında, demokrasiye inanan herkesin üzülmesi ve iddianın yanlışhğını temenni etmesi gerekirdi. Oysa, bir kısım basın ve politikacılar bu iddiayı sevinçlerinden zil çalarak, güle oynaya karşılamışlardır. Böylelerinin, demokrasiye olan inancına, inanmıyoruz. Ali ÜSTÜN Çiftçi Dış basmda Türkiye «Dış Basmda Türkiye» sütununda yaymlanmış olan Derek Patmore'un bir yazısından bahsedeceğim. Yazar. eleştirisinde Atatürk'ü Churchill'e benzetme gafletinde bulunmaktadır. Bu ikisi, büyük. apayrı şahsiyetlerdir. Churchill bir evi tamir etmekten öteye gidememiştir. Fakat Atatürk tamiri mümkün olmıyan bir evi yeni baştan yapmıştır. Objektif bir görüş Churchill'i Atatürk'ten daha üstün tutabilir mi? Ikinci bir husus ta Atatürk'e dolayısıyla Türklere yapılan hakarettir. Sözde bu büyük adam Ingrl&Jcre hayranlık dnyuyormuş ve vaşiyetnamesinde de Türklere. bir daha Ingiiizlerle savaşmamayi vasiyet etmiş. Saçma! «Yurtta sulh, cihanda sulh> prensibi yanlış anlaşılmış. Eğer biz İngilizler dahil bütün düşmanlara karşı savaş mamış olsaydık bugünkü durumumuza yükselebilir miydik? Atatürk bile 19 Mayıs 1919 da lngilizlerden âdeta kaçarak Samsun yoluna çıktı. Atatürk'ten İngilizlere karşı bir hayranlık beklenemez. Eleştirmenin yazarı «New York Times gibi güçlü bir gazetenin elemanlarından. Ama ne yazık kı hâlâ Türkleri ve onun Atasını tanımamış ve tanımak ta istemiyor. M. Sadık ASLANKARA Denizli Lisesi Öğrencisi önemli yetkiter Bnnların yanında Hükümetin asıl Snemll yetkileri, TRT nin kuruluşuna ve bazı kilit per•onelinin atanması ve görevden uzaklaştırılmatına ve nibayet, yayınlara ilişkin olanlarıdır. • SENDİKADA BAĞIMSIZLIK Bütün az gelişmiş ülkelerde olduğu gibi Türkiye'dc de. dernek olsun, sendika olsun. hiçbir kurulu? bağımsız yaşayarrtamıştır. Mutlaka, devrin siyasi partileri, oralara el atmış, kendi adamlarının kösebaşlanna kurul masına çahşmıştır. Köy kahveleri bile taraf sız kalmayıp, partiler arasında pay edilirken, Türkiye tsçi Sendika larının şimdiye kadar «Devlet karsısındı olduğu gibi, siyasî partiler karstsında da bağimsızlığını koruyarak, meslekî niteliğini yitirmiştir» şeklinde sayın C. Talas'ın savunduğu görüş. gerçekçi değildir. Zonguldak hâdiseleri sırasında, kömür işçilerinin «Biz sendikaya küskünüz» deyişi; bazı sendikaların ne derece isçi yanında olduğunu ortaya koymustur. İşçi yanında olmayan bu gibi sarı sendikaların. daima politik güçlerle işbirliği halinde olduğu, herkesçe bilinen ger çeklerdendir. Nitekim, sendika temsileileri. olaylann ana nedenlerini kamu oyuna sunacak yerde, «Tahrik var» şeklinde yaygaralar ederek, işçilerin karsısında yer alışı, sendikaların bağımlılığını ispata yeterlidir. Hemen işaret etmek isterim ki, gerçekten namuslu sendikaların, işçi haklarını en iyi şekilde savu O 24 aralık 1963 tarihli ve 359 sayılı Türklye Radyo Televizyon Kurumu Kanunuııun (ki bütünüyle 1 nisan 1964 te yürürlüge girmiş KVRtLLŞA, ATANMALARA VE Gö tir) 33 üncü maddesinin, Turizm ve Tanıtma Bakanlıfına, TRT nin yayın faaliyetleri üzerinREVDEN IZAKLAŞTIRMALARA DAİR de idarî teftiş yetkisini tanıdığı bn Bakanlıkça HüKÜMET YETKtLERl ŞUNLARDIR: iddia cdilmistir. TRT nin yayın faaliyetleri üzeO Turizm ve Tanıtma Bakanı, TRT nin rindeki idari teftiş bizzat TRT makamlarının knruluşuna dair yönetmeliği onaylamak yetklyapabilecegi bir bizmettir. (m.3). Kanunun 33 »ine sabiptir. Bu, bir idarî vesayet yetkişidir. üncü maddesinin Turizm ve Tanıtma BakanlıfıBu yetki, bu konudaki yönetmeligın de aynı şena tanıdıgı bn yetkiye dair hüküm, aynı kanukilde değistirilebileceğini ve kaldırılabileceğini nun «Mali Hükümler» başlıgını taşıyan ücüncii gösterir. Yani yönetmeligin değiştirilmesi veya kısmının «Serraaye. Yatınm Programı, Bütçe ve kaldmlmasıııda da teşebbüs, yönetim kurulunHesaplar» başlıfını taşıyan birinci bölümünde dan gelir ve Bakan, yönetim kuralunun bu tayer almış olnp «Bu kanundaki özel hükümleri garrnfunu onaylar veya onaylamaz. Yoksa, Basaklı» tulmaktadır. 33 üncü madde, Hükümetçe kanın onaylamış olduğn bir yönetmelikten onasevkedilen tasarıda 55 inci madde olarak yer yını kaldırmaga hakkı yoktur. Bn hakkın Baalmaktaydı. Bu maddeye ait Hükümet gerekçekana tanınması, yönetmeliğin yönetim kurulusiııde (ki Millet Meclisi Geçici Komisyonu ranun rızası olmaksızın Bakan tarafından tek ta porunda da benimsenmişti), Bakanlığın TRT ile raflı olarak kaldırılmasına cevaz vermek de yürütme oreanı arasında irtibat makamı olmak mektir ki, kanun böyle bir cevazı tanımamaknzere bn maddede yer aldığı belirtilmişti. tadır. (TRT.K.m.471). Bn bakımdan Turizm ve Tanıtma Bakanlı^ıQ Bakanlar Kurulu, Cumburbaşkanının nm TRT yayınları üzerinde biçbir idari teftiş Imzasn le tamarnlanan kararnsmelerle, biri Milyetkisi yoktur. li Eçitim Hakanının, diferi Turizm ve Tanıtma BaVanının teklifi üzerine, Yönetim Kornlnna, Hükümet temsilcisi sıfatiyle iki üve atamaga ve bu üyeleri gerektiginde aynı şekilde görevlerinden uzaklaştırmağa yetkilidir. Bu üyeler, Hükümet trmsilcisi olarak, Hükümetin kendi • uraya kadar, Hiiktimetin TRT ile ilgili yetlerine verdiğı direktifler yöniinde bareket etkilerinin bir tablosunu çizmiş olduk. mek zorundadırlar. Ancak, pek tabiidir ki, bu Şimdi sormak gerekiyor: Madem ki TRT, direktiflerin Anayasaya, kanunlara ve diger komünizm propagandası yapmakla, işçileri ka mevznata uygnn olmam sarttır. Ba çart saklı kanunsuz davranışlara teşvik etmekle ve Devletin larak, Hükümet temsilcisi üyelerin Hükümet di dış münasebetlerini bozmakla itham edilmekterektifleri dısına çıkmaları, kendilerinin görev dir; ba ithamları eğer Cnmhnriyet Savcıları ihlerinden uzaklaştınlmalarını gerektirebilir. Tek bar sayıp kovnşturma açmamışlarsa, Adalet Batabiidir ki, bu yolda çıkarılacak kararnatneler kanı, niçin gereken kovostnrma emrini vermeDanıştayın denetimine tâbidir. (mAflftl, III). mektedir? Madem ki TRT, böylesine afir fiiller işlemektedir. Hükümet, niçin milli güvenli£i, O Yönelim Kurnlnnun Genel Müdür ile kamn düzenini ve Devletin dış münasebetleri Hükümet temsileileri dışındaki ve tamamiyle nin saglamlığını ihlâl eden bir Genel Müdürii, bağımsız kurullarca «ecilen difer altı üyesinin kendi yetkisini kullanarak görevinden nzaklaşbu sıfatı taşımalartna engfl bir dnrumnn ortatırmakta böylesine eecikmektedir? ya çıkması veya bunların üstüste üç kurul top A •••*•••••••••••••••••••••••«••••••••>••••••••••••••• ıımmm»tnmn İSTANBUL TEVZİ BÜROMUZ Yarın Yeni Yerinde Hizmete Giriyor Gazetemizin seri bir şekilde tevziini kolaylaştırmak amacıyla yeniden teşkilâtlandırdığımız Tevzi Büromuz, yarmdan itibaren Cağaloğlu Molla Fenari sokak No. 21 de Başbayiimiz Hüseyin Ozlük'ün idaresinde dağıtım teşkilâtının hizmetine girecektir. Cumhuriyet 4332 Tanınmış Bir Alman İlâç Fabrikası Adana, Erzurum. İzmir ve İstanbul havalisi için bütün gün propagandistlik yapacak vatanî vazifesini ifa etmis, serbest Doktor veya Eczacı aramaktadır. Müracaatlarm bir adet fotoğraf ve hal tercümeleriyle birlikte çahşmak istedikleri bölgej'i tasrih ederek en geç 30 Nisan 1965 tarihine kadar P. K. 353 Galatasaray İstanbul adresine yapılması rica olunur. İlâncılık 6333 4316 Sonuç GÜLER OMAY ile Avukat t. l'ÜKSEL ERZF. Evlendller Beyoğlu 194.195S Cumhuriyıt 43 İS B Sendikacılık ve îşçi Partisi S lantısına katılmadıklannın yine Knrnlca teabiti halinde, bn üyelerin görevine Turizm ve Tanıtma Bakanının onayıyla son verilir. Pek tabiidir ki, bn işlera de Danıatay denetimine girer. (m.4/5). O Bakanlar Knmln, Cnmhurbaşkanımn da imzalıyacagı bir kararname ile, Yönetim Kurnlnnnn İnhası ve Turizm ve Tanıtma Bakanının teklifi üzerine, TRT Genel Müdüriinü atamak yetkisine «abiptir. Göriilflyor kl, Genel Müdürün atanması üzerinde, TRT nin tarafsızlığından sornmlu Yönetim Knrulu ile Devletin millî guvenliginden, kamn düzeninden ve dış politikasından soromlu Hükümetin tam bir anlasma içinde olmaları gereklidir. Genel Müdü • rün ba usnle göre görevinden nzaklastırılması İçin lnha teşebbnsünün Yönetim Knrnlundan gelmesi gerekli olduktan başka; kanun, Bakan ile Bakanlar Kurulunn ve Cnmhnrbaşkamnı bu tefebbnsfin gereğini yerine getirmekle ödevli aaymıstır. Genel Müdürün bn usnlle görevinden nMklastınlabilmesi için, ya kişisel niteliklerinin kannnun aradıgı şartlardan ayrılmıs olman veya tasarrnflarının kanunun koydugu eaaalara, dzellikle tarafsızlık esaslanna aykırı olması gereklidir, Genel Müdürün atanması ve ba nralle görevinden alınmasına ilişkin karar namelerin de Daniftay denetimine girdifi süpherisdir. (mj/l/l; m.471/3). Eger, TRT, bu kadar kötü bir davranışın içindeyse, Hükümetin bu yetkilerini derhal kullanması, yerine getirmekle, Millet Meclisine karşı gensom, T.B.M.M. birleşik toplantısına karşı Meclis soruşlurması yolları ile ve nihayet, Cumhuriyet Senatosu ve Millet Meclisine karşı bütün yasama denetlemesi yolları ile sonımlu olduğu bir görevin en kesin gereklerindendir. Eger Hükfimet, TRT aleyhindeki ithamlara ka tılıyorsa, kannnların kendisine tanıdığı yetkileri bngüne kadar kullanmamakla zaten agir bir sornmlnlagun altına girmiştir. Bir yandan , kannnlann kendisine tanıdığı yetkileri hâlâ knllanmıyan; bir diğer yandan, Basbakanın agzından TRT konnsnndaki Millet Meclisi arastırması önergesi konusnna müdahale etmiyeceğini açıklıyan; ama, öte yandan da, Turizm ve Tanıtma Bakanının ağzından Meclis arastırması açılması istemine katılan Hüküme tin bu çelişik tutnmnnu, bugünkü halde, bir tek şekilde izah etme imkânı vardır: Hükümet, ceza kovnştnrması açılmasını emrettiği takdirde, ceza mahkemelerimizin; Genel Müdürü görevinden uzaklaştırdığı takdirde de, Danıştayın ken disine hak vermiyeceğini pekâlâ bilmektedir. Bnnn, bile bile bir Anayasa müessesesinin tahribine göz yummak ise, ciddi Devlet idarecilifiyle asla bafdaşmıyan bir davranış olarak tarihe geçecektir. ••••••»•• • • • • • •• • » «••••••••• •••••••••• Mtı» aaMaBi « • • •• ••• AOamlda babamu TEŞEKKÜR temel dlretl, »jtra, TEŞEKKÜR Üfuliyle bizleri acılara garkfdcn aile büyüğümüz Yüksek Mühendis •bcdlyvte intlkaU dolayısiyi*. « naz* törenln* ijtlrak etmek. telefonl», trlgrafla ve bizzat ziya. rettmla* getnek «uretiyle acımın paylasan akraba ve doıtlarızaı> İle merhumun muhterem madckdatlarına arzt |ü!r»n ederte. AİLESt Dr. SÜLEYMAN ENVERl KUMAN'ın RAGIP DEVRES beyefendirtin cenaze törenine iştirak eden, eve gelerek taziyette buJunan, telgraf ve mektupla acılarımızı paylaşan akraba, dost ve arkadaşlanna tesekkür ve minnetlerimizi arz ederiz. RefUcan: Selma Devres Oğlu: Y. Miih. Mehmet Devre» Cumhurlyrt 4221 ayuı Cahit Talas «Sendikacılık hareketi ve İşçi Partisi» konulu makalesinde su fikirleri öne sürüyor: 1 Isçiler hakkını sadece Sendika kanalı ile aramalıdır böylece millî gelirdea daha fazla pay da alabilirler. 2 Dünya Îşçi örgütleri politikadan uzak kaldığı ölçüde başarı elde etmektedir, bundan böyle Türkiyede de işçiler politikadan uzak kalmalıdırlar. 3 tşçilerin politika ile uğraşması diğer parti ve sınıflara da cephe almayı gerektirlr. 4 Türkiyede batıda olduğu gibi ' derin sanıf ayrılıklan yoktur. Kanaatimizce: ] (T) îktisaden geri kalmış bir ülke olan Türkiyede isçilerin politika dışındaki sendikaiist hareketleri ile millî geürden daha faz la pay almalan imkânsızdır. Çünkü, bugün işçilerin grev yolu ile aldıkları ücret artışları hayat pahalıiığmın karşısuıda daha da düs mektedir. Yakın bir gelecekte işçilerin grev yolu ile ücretlerinde bir artıs sağlamalan ise imkânsızlaşacaktır. İş sahası sabit kaldığı yani sanayüeşmeye gidilmediği halde her gün is talep eden insan ; yığını artmakta bu yüzden işverenler işçi ücretlerini daha da düşük tutmaktadırlar. Bizdeki hâkim zümreler (Toprak ağalan 4 Kökü dışarda kuruluşlar + Kapitalistler) iş sahası açmaya muktedir değildir'.er. Sanayileşmek, bir bakıma işlerine gelmemektedir. Bu zümreler Türkiyeyi kalkındıracak sanayi temellerini atacak sosyal güçler değildir ve .şimdiye kadar olan tutumları da bunu ispatlamıs tır. Geri kalmış ülke'.erde milli gelir artışını sağlamak için senayileşme şarttır. Sanayileşmeyi, iş sahasmın açılmasını fazlasiyle arzu eden ve bunun yokluğunu en acı sekilde tadan işçi, köylü, ırgat esnaf ve bilcümle emekçi halkımızdır. Teşkilâtlanmış en büyük örgüt olan işçileri politikanın dışında tutmak emekçi halkımızı daha da güç duruma düşürmekten başka bir i»e yaramaz. (?) Politikanın dışında kalmak | la bermber millt gelirden yuksek pay alan i«çi sınıfına ancsk gelifmi| ekononiilerdı rartlanır. Ernf f !!•) «laa Ubaiaa, Gayrimenkul Sot/f İlânı İstanbul 1O. ncu lcra Memurluğundan Şuyuun izalesi için aatılmasına karar verilen Fatih, Çapa semtinde. Ördekkasap Mahallesi, İbrahim Müteferrika Sokağında, eski 25, yeni 34, 36, 38, 40/1, 40/1, 1/1,; 40/1 ;2 kapı; 432 Pafta; 1935 ada; 34 Parsel iken; 3, parsel olarak tashih edilen, 93.47 m2 sahalı, iki dükkânlı, kârgir, apartımanın 6/10 hisse karşılığı zemin kattaki oda ve dükkânlar, birinci kat ve bodrumdaki 1 numaralı kömürlük, 4. üncü kat ve bodrumdaki 4 numaralı kömürlük, İstanbul Sultanahmette Adliye Sarayı içinde 10 uncu îcra Memurluğunda 11.5.965 tarihine gelen salı günü saat 15.00 den 16.00 ya kadar birinci açık artırma ile satılacaktır. GAYRİMENKÜLE AİT İMAR DURUMU: Imar Müdürlüğünün 6. mart. 1965 tarih v« 482 sayılı imar tezkeresine göre, gayrimenkulün bulunduğu mahal, 1/5000 mikyaslı İstanbul İmar Plânında, bitişik nizam, (15.50 metre + 1 kat = 18.50 metre^ bina yüksekliği ve dosyada mevcut krokiye göre AB hattı arka çizgi olarak kabul edilerek inşaat yapılacağı, anlaşıimaktadır. GAYRtMENKÜLÜN EVSAFI: Ördekkasap Mahallesinde 1935 ada. 3 parsel No. lu gayrimenkul, Taşkasspla. Vatan Caddesi arasındaki İbrahim Müteferrika Sokağında bilâ kapı No. lu. altında 2 dükkânı müştemil kargir apartıraandır. Bodrum kat daire kömürlükleri zemin katta. 2 dükkân arasında ufak bir daüe 1 inci. 2 nci ve 3 üncü ve 4 üncü katlardan ibarettir. Bina 1 inci kat döşeme seviyesin» kadar mermer kaplı, üst kısmı B TE. mozayık kaplamadır. Doğrama kısımları demir aksamı yağh boyalı, kapuları buzlu camh olduğu, arkada ufak bir bahçesi bulunduğu, elektrik, su ve havagazı tesisatı mevcut olup, yalnız, havagazı bağlanamamıştır. Binanın zemin katındaki dükkâniann cepheleri, istor demir kepenkli, zeminleri beton olup, ufak dükkânda, ayda 60 lira icarla, kundura tâmircisi, Mustafa Çilingir'in kiracı olduğu ve diğer dükkânın boş bulunduğu, bina içersine sokaktan çift kanatlı, camekanlı demir kapıdan girilir. Bu daire bahçeyt nâ zır olup, kapalı bulunduğundan pencereden bakmak «uretiyle, bir hol, bir oda, mutfak, ve içersinde helası bulunan hamarn mevcut olduğu içerde, ayda 160 lira icarla Cemal Üngen'in kiracı olduğu, 1 inci katta: Zemin kattaki antreden mozayık basamaklı demir parmaklık, korkuluklu merdivenle çıkılır. Zeminl çini döşeli sahanlıkta 2. No. lu daire bulunduğu, mezkur dairede, zemini çini döşeli holde, ikisinin arası camekan kapıh, ve diğeri arkada olmak üzere 3 oda, ve zemini, çini döşeli, fayans duvarh alafranga küvetli kurnalı termosifonlu hamam, yanında zemini çini döşeli fayans sâbit tezgâhlı duvarlı eviyeli beton davlumbazlı balkona çıkılan kapusu bulunan mutfak mevcut olduğu, bu katın boş olduğu. 2 nci kat ve 3 üncü kat, 1 inci katın aynı olup, irüfaklı hissedarların, işgâlinde olduğu, 4 üncü kat ise, 1 inci katın aynı olduğu içerde ayda 350 lira icarla Hulusi Günayın kiracı olduğu, bu katın üzerine sahanlıktan mozayık basamaklı demir parmaklık korkuluklu merdivenle çıkılır. Zemini mozayık camekan kapulu sahanlıktan, zemini çini döşeli kargir duvar korkuluklu boydan boy» taras çatıya çıkıldığı. bodrum katta: zemin kattaki antreden mozayık basamaklı merdivenle inilir. Bu kat, dairelerin kömürlüklerini ihtiv* ettiği görülmüştür. GAYRİMENKtXÜN HtDUDU VE SAHASI: Tapu kaydı ve kadastro çapı gibi olup, tamamı 93.47 metrekare olup, 64 metrekaresine bina inşa edilmiş, gerisi, bahçe bulunduğu anlaşılmıştır. GAYRtMENKlLÜN KIYMETt: Bulunduğu mevkii ve vaziyeti hazirası ve insa tarza v« imar durumu ve emsaline nazaran halihazır vaziyette piyasaya göre, emlâk alım satım rayici gözönünde tutularak 93.47 metrekareden ibaret bulunan gayrimenkulün tamamuun 220.000 lira kıyroete tnUtehammil olup, bu kıymet içerisinde, dâva mevzuu bulunan ve irtifaklı olan 6/10 hisseye tekabul eden zemin kat, ve 1 inci kat ve 4 üncü katlann 132 000 lira değerinde bulunduğu. Satıs sartlan, arttırrr.a şartnamesi herkesin görebilmesi için 26/4/1965 gününden itibaren dairede, şartname kartonunda açıktır. Açık arttırmaya iştirak için, muhammen kıvmetin •• 7.5 nisbetinde pey veya milli / bir bankanın teminat mektubu tevdi edilecektir. İpotek sahibi alacaklılarla, diğer alâkadarların ve irtifsk hakkı sahiplertnin gayrimenkul üzerindeki haklarını, hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını işbu ilân tarihinden itibaren on bes gün içinde evrakı müsbiteleri ile birlikte Mernuriyetimize bildirmeleri icabeder. Aksi halde, hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça, satış bedelinin paylaştırılmasından hariç kahrlar. Gösterilen günde arttırmaya iştirak edenler, arttırma sartnamesini okumuş, lüzumlu malumatı almış ve bunlan tamamen kabul etmiş ad ve itibar olunurlar. Tâyin edilen zamanda gayrimenkul üç defa bagınldıktan sonra en çok arttırana ihale edilir. Ancak, arttırma bedeli muhammen kıymetin yüzde yetmiş beşini bulmaz İse, en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak Uzere, on gün daha temdlt ve onuncu, 21/5/1965 cuma günti aynı yer ve saatte yapılacak arttırmada en çok arttırana ihale edilir. Gayrimenkul kendisine ihale olunan kimse derhal veya verilen mühlet içinde parayı vermezse ihale karan fesbolunarak, kendlsinden evvel en yüksek teklifte bulunan kimse arzetmis olduğu bedelle almaya razı olursa ona, razı olmaz veya bulunmazsa hemen yedi gün mühletle, arttınnaya çıkarıhp en çok arttırana ihale edlİeceği ve iki ihale arasındaki fark ve geçen günler için ^'e 5 der hesap olunacak faiz ve diğer zararlar aynca hükme hacet kal maksızm Memuriyetimizce alıcıdan tahsil olunacağı, ve fazla bilgi için istiyenlerin 1965/17 dosya numarası ile Memuriyetimiz« müracaatlan llftn olunur. tsUnbııl 1». e* îcra M. : 8013 4329)