23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHİFE tKÎ CUMHURİYET 1 Nlsan 1965 MİLLET MECLİŞİ ÜYELERİNİN ÖDENEKLERİ Muammer AKINCI Hazine Genel Müdür Yardımcısı nayasamız, Büyük Millet Meclisi üyelerinin Bdeneklerini devlet memurlanmn aylıklarına bağlanuştır. Devlet memurları aylıklarında ise 1K1 ve 1962 yülarında iki kademede yapılan % tS Bsmdan başka herhangi bir artış olmamıştır. Bnna rağmen milletvekilleri ve senatörlerimiz M günlerde T.B.M.M. Karma Dilekçe Komisyon kanaliyle 1961 yılmdan itibaren geçerü olmak •aere kendi ödcneklerini arttırma ynluna girmişlerdlr. Dilekçe Komisyonunun bu konudaki kaT»n bÖTÜk bir çoğunlukla Scnatoca ve Millet Modiaince kabul edilmiştir. Bildirildiğine göre yeni teklif edilmekte olan 1965 bütçesinde bu ödeoek farkları için esasen (35) milyon liralık bir •rttmna yapılmış bulunmaktadır. Bu tutumun A•Kjuaya aykınlığı bususunu Anayasa profesörlerine ve hukukçularımıza bırakarak biz burada dah» riyade konunun malî yönü üzerinde durmak Istiyoruz. Liberal mi dediniz? Btiyiik ügi goren tartışmR'nın harırlanmasında ban güçlülvlerle karşılaşıyoruz. Bunların düzelülmesinde okuyucularuı yardımını rira ederiz: O i'azılar, ilgili makalenin çıkmasından sonra münıkün olan en kısa zamanda gönderilmelidir. Aksi takdirde, konunun aktüalitesi geçmektedir. ıxf / gi!y.::z?.:::îS*~!t'rrrr.:::::::::::.. TARTISMA /v • Q Yazıların, münıkün olduğu kadar kısa. kabilse daklilo ile veva çok okunaklı şekilde elle yazümasıiu rıca edem. A nce şimdiki durumun daha iyi anlaşılabilmesi bakımından konunun Cumhuriyetin başlangıcından 1961 Anayasasına kadar geçirdiği safbaJan kısaca belirtelim. Bu dönem içerisinde nülletvekili ödeneklerini düzenliyen kanunlar seriaine bir göz atacak olursak bu ödeneklerin ilk ftnce ikinci derece aylık tutanna göre tesbit edildigini, fakat bir yü sonra indirilerek 1931 yılından 1939 yılına kadar ikinci derece aylığının, 1939 dan 1944 yılına kadar da üçüncü derece aylığınm altında tutulduğunu göriirüz. Milletvekili ödenekleri 1944 yılında tekrar ikinci derece aylığına bağlanmıs ve bu durum 1947 sonuna kadar devam etmiştir (1930/1613, 1931/1757 ve 1944'4602 yıl ve «ayıu kanunlar). Çok partili demokratik idareye feçişten bir süre sonra milletvekili ödeneklerinin memur aylıkları Ue bağlantısı kesilmis ve ödenek miktarları birinci derece aylıipnın oldukça üstüne çıkarümıştır. (1947/5142 ve 1955/6478 sayılı kanunlar). Nihayet 1959 yılında memur aylıkları arttınlırken milletvekili ödeneği de tekrar arttırma yoltma gidilmiş ve «... bu ödenek, birinci derecedeM devlet memurlarının maaş, tahsisat ve tazmlnatına ait kanunlarla tesbit olunacak miktarlara lntibak ettirilir» denmek suretiyle söz konura ödenek miktan yine birinci derece aylığınm fistfinde tutulmuştur. (1959/7204). Ancak Milli Birlik Komitesince Kurucu Meclis üyelerinin ödrnekleri hakkında çıkarılan kanun (1960 159) daha tnceki kanunları yürürlükten kaldırarak ödenek miktannı birinci derecenin kadro aylığı olarak tesbit etrniş; 1961 yılında memur aylıklanna yaptfan */% 20 zam da bu ödeneklere uygulanmamış Malî Yönü O aylığıyla sınırlamış bulunmaktadır. Anayasanın miUetvekili ve senatör ödenek ve yolluldariyle ilgili 82. maddesi aynen şöyle demektedir: «T.B.M. M. üyelerinin ödenek ve yolluklan kanunla düzenlenir. Ödeneğin ayhk tutan birinci derecedeki devlet memurunun aylığını; yolluk da ödeneğin yarısını aşamaz. Ödenek ve yollukların en çok üç aylığı önceden ödenebilir T.B.M.M. üyelerinin aylık ve ödeneklerine her ne suretle olursa olsun yapılacak zam ve ilâveler, ancak bu zam ve ilâvelerl takip eden milletvekilleri genel seçiminden sonra uygulanır.» Bugünkü arttırmanın dayanağını «birinci derecedeki devlet memurunun aylığı» deyimi teşkil etmektedir. İddia edildiğine göre, «aylık» deyimi görevlerinin icabı olarak bir kısıra devlet memurlarına ödenen «Tahsisat» ve «Tazminat» lan da içine almak gerekir (Yargıç ödeneği, temsil ödeneği v.b. gibi). Oysa devlet meraurları aylıklannı düzenliyen kanunlarda «Aylık» eski deyimiyle «Maaş» kelimesinin hanşi anlamda kullanıldıği apaçık belirtilmiş bulunmaktadır. Devlet memurlannın dereceleriyle aylıkları 3656 sayüı kanun ve bunu değiştiren kanunlarda tesbit edilmiştir. Bu cümleden olarak 1959 yılında 7244 sayılı kanunla (2000) lira olarak tesbit edilen birinci derece devlet memuru aylığı 1961 yılında Kurucu Meclis tarafından çıkarılan 263 sayılı kanunla °b 35 arttınlarak en son duruma göre (2700) liraya ulaşnustır. Müktesep hak olarak birinci derecede terfi süresini dolduran memurlara her üç yılda bir verilen (100) er liralık tazminatlarla; birinci derece aylık alan bir kısım memurlara gördükleri vazifenin icabı olarak «Barera Teadül» kanunları dışında özel kanunlara dayanarak ödenen «Temsil» vey» «Yargıç» ödeneklerinin kanunî «ayhk» miktan veya tutariyle hiç bir ilgisi yoktur. Bu sebepledir ki 1959 yılında milletvekîlleri ödeneklerine sözü geçen tahsisat ve tazminatları da Uâve edebilmek için bu kelimeleri kanuna ayrıca koymak zorunda kalınmıştır. 1959 yılında nıil letvekili ödeneğini birinci derece memur aylığının üstüne yükseltebilmek için kanun çıkarmak suretiyle yapılan değişiklik şimdi bir Dilekçe Komisyonu karan şeklinde yorumlama suretiyle yapılmak istenmektedir. LAIKLIK UZERINE S ayın Prof. Lütfü Duran'ın (Bizde lâiklik) başlıklı yazısı ile ilgili görüşlerimizi özetliyoruz: Kanaatimce; lâiklik prensipini mutlak anlamda kabul etmek Türk topluran için (aydasıı ve gereksizdir. Lâiklik hiç bir zaman dinle ilgisizlik olarak yorumlanamaı. Türk toplumu yüzyıllarca önce Müslümanlık dinini kabul etmiş, fakat zamanla, dinî temeller üzerine kurulan devlet örgütleri Barsılmış ve her ileri atılışa engel olabilmistir. Avrupa ülkeleri de bu evrira devresini daha önceden geçiştirmişlerdi. Lâiklik prensıpi kabul edilmekle devletin temellerinin dinî esaslara dayanmasından vazgeçilmiştir. Fakat Türk toplumunun kendi öz inançları, yerinde durmaktadır. Bundan sonra yapılacak iş, gerçek bir inanç hürriyeti sağlayacak ortarnı hazırlamaktır. Gerekli yasaları çıkartmaktır. örneğin Diyanet Işleri Reisliği Kurumunun Anayasada yer alması ve okullarda din ders leri okutulması lâiklik ilkesıne uygun olup, onun bir garantisıni ve denetleme örgütlerini teşkil eder. Çünkü Müslümanlık dini akıl dinidir. tlericiliğe mâni değıldir. Bılâkis fertlerin ahlâkını yücelten, yeni hamleler yapmalarır.ı teşvik eden bir dindir. Bundan sonra, lâiklik ilkesinin ısığı altmda onu hurafelerden, olumsuz inançlardan temizlemek, sömürücü ve cahil kisilerin elinden kurtarmak amaciyle aydınlık getirecek yeni din adamı yetiştiren okullar açmak lâzımdır. îşte ancak bundan sonra lâiklik prensipi onlann eliyle tahakkuk edecek ve Amerikada olduğu gibi dini kurumlara bağlı kültür tesisleri, tiyatrolar kurulabilecektir. Bilindiği gibi. çağımızda bile Amerikada Mormon me7İıebi mensupları aratarmda ya^ayan bazı kişilere peygamber olarak inanmaktadırlar.Bu insanları şu ydnlerinden dolayı ilkel sayabilirsiniz. Fakat öte yandan, ?anayi kurulusları, atom endüstrisi v.s. alanlarmda ulaştıkları seviyeyi gorünce. bu inançlarının hiç bir ileri düşünceye engel olmadıaına inanırsmı.z. Sonuç olarak: (din afyondur) diyen materyalist fel«efenin sakat oldujunu. akılcı dinlerin lâikliğin, ilericiliğin yardımcısı du rumunda bulunduiunu söyleyebiliriz. SABİT ERAL Staiyer Hâkim Sonuç Kaldı ki Büyük Millet Meclisi öyeleri de, görevlerinin icabı olarak aylık ödeneklerinin yarısı miktannda «Yolluk» adı altmda vargıçların, müsteşar veya valilerin «Yargıç» veya «Temsil» ödeneklerine benzer ayrıca bir ödenek almaktadırlar. Sonuç olarak T.B.M.M. üyelerinin ödeneklerinin âzami haddini teşkil eden «Birinci derece devlet memuru aylığı» nın en son kanunl miktan (2700) liradır. Devlet memurlan aylıklarında bir avarlama yapılmadan milletvekili ve senatör ödeneklerinin bu miktarın üstüne çıkarılması mevcut kanun hükümlerine, dolayısiyle Anayasaya aykırıdır. •*•• •••• •••• br. E 1961 den sonraki durum ski Anayasamızdan farklı olarak yeni Anayasamız T.B.M.M. üyelerinin ödenek ve yolluklannın âzami miktannı birinci derece memur Herkesin okuması sereken önemli 2 kitap Şimdıye kadar Havvam böyle sade, HayyarrTa yaraşır bir şıir dilivle çevrılmedi. Kiaiı : Iplık 5 lira. İllıstrasyon kâgıtlı, rlıkisli. Ö7.p| baskı 10 lira. KÖMÜR İŞÇİLERt SORÜNÜ olayların kamu oyunda Son yandırdığısavunan yazarlar uilgiden istıfade ederek emeği olayların bir çok yonunü karşıt düşünce3"i ve mevcut düzeni tenkid için kullanmaktadırlar. Bu şuphesiz üzermde önemle tartışılabilecek bir konudur. Fakat biz kömür işçileri sorununun. özellikle bilimsel metodlarla tenkidi esas sayan yazarlarca pek dikkate alır.mıyan yönleri üzerinde durmak istiyoruz. Birbirleriyle mücadele halinde bulunan hemerı bütün taraflarca insanlann emekleri karşıhğında da millî gelirden pay alabilecekleri kabul edilmektedir. Ülkemizdeki mevcut durum da böyledir. Türkiyede sadece emeği ile geçinenleri mukayese edecek olursak; en ağır, en zor, en tehlikeli. en yıpratıcı bir işte çalıçan kömür işçilerinin bir çok diğer is kollarında çalı^an işçilerden daha az ücret aldıklannı görürüz. Yani kömürlerde çahşanlar, milli gelirin emekçilere isabet eden kısmınm dağıtımında diğer işçılere göre mağdur durumdadırlar Belirtmek gereklidir ki, bu hak3iz oran yalnız ülkemizde görülen bir durum değildir. Bir çok Batı Avrupa ülkelerinde de bu orar seşitli farklarla komür işçileri aleyhindedir. Bu neden böyle olmaktadır? Kanaatimizce başlıca sebep, Bir lejik Amerikanın muazzam rezervi haiz, üstün kaliteli, istihsah kolay ve ucuz komür kaynaklarına sahip olmasıdır. Buna Amerikanın teknolojik üstünlüğünü de ilâve etmek lâzımdır. A.B D. de mekanizasyonun da tatbikiyle o kadar ucuz kömür istihsal edilebilmektedir ki, meselâ Batı Almanya gümrükleri kaldıracak olsa kendi iç pazarında bile Amerıkan kömürüyle rekabet edemiyecektir. Bir çok devletler gümrük ve emsali tedbirlerle kendi kömür ocaklannın istihsale devamını sağlamaktadırlar. Tukarıda açıklanan jenel etkrnden başka yurdumnza haı bir iki 6zel etkenl de gözden geçirelim: Açık ve gizli issizligin müım!n bir dornmda oldn*n ülkelerde, işçiirü arzında bi'viik fazlalıklar vardır. Blraz da anormal baldugujnus (kitap. 'Mevlâna'dan çeşitli dillerde \apıl(nıış bütün çevirilmn iıstünde tek Uçüncü baski. Fıatı 5 lira klTAPpLARDAN ARAY1NIZ Her iki kitap ödemelı veya posta pulu karşılığındâ gönderilir. Adres : P. K 58 Beyazıt Istanbul Reklâcıltk 1240/3563 Hazin bir ölüm Morayenlşehlr eçrafından Soğanlı çlftllgi gahibl müteveffa Ethem Beyie lnegölzad» Refet Beyin Klzl, Zsfire Kbstem Hanlmın oğuilan Ayla Aldıkaçtı. Oüneş Erez, Ethem Köstem'in babaUrı, Haluk Aldıkaçtl, Selçuk Erezln kaymbabaları, Mlhrlzafer Fenarl Kostem. Arma£a& Odman'ın ağabeylert, İstanbul Ticaret Odasından 15. Kota ve İhracat Rejimi ile ilgili çalışmalara başlanmış olması dolayısı ile, temennilerini. 24 Nisan 1965 tarihine kadar, Odamız Etüd Şubesine bildirmeleri lünunu duyurulur. (Basuı 4799 '3553) DROSOS MUAMMASI S SUAVİ KÖSTEM bir trsftk lcazası netlceslnde Bur•ada Hakkın rabmetlne karuımu?tur. 31.3.1965 gunü oğleyi müta&kıp camazı ülucamlde kılmdlictan sonra Emlr Sultan kabrUtanın» defnedllmlştlr. Tanrı rahmet eyleye. (Cumhurlyet S585) Fabrikalan ya istekli sayısının fazlalıgı yüzünden münavebeli işçi çalıştırmak duruma meydana gelmiştir. tsfücâ arzının fazlalığı isçiyi iş €J Hükümetın Kıbrıs politika;ın.n «ikinci safhada, Kıbarıslı verene karşı güçsüz kılmaktadır. Rumlarla görüşmeyi Sngören, müFakat işçilerin seçmen olarak zakerelere katılmayı kabul edeçok önemli bir oy gücünü ellerincek kadar» yumuşamasma sebep de tutması politikacılar tarafınne olmuştur?. dan bilhassa seçim yakınlannda biraz okşanmalarını sağlamakta O Özel demeçten sonra, Sayın Demirel'in «Kıbrısı iç politikaya dır. Yani işgücü fazlalığının kusokmıyalım» şeklındeki beyanatı, surunu oy gücü fazlalığı bir miközel demecin tartışılmasını önletar gidermektedir. Ama isletme mek maksadiyle mi verilmiştir?. ile politikacıların fazla ilgilenmeKıbrıs, Türkiye için dönüşü olleri pratik olarak işletmeyi iktimıyan bir dâva haline gelmiştir. sadî değil de siyasî esaslara göre Kıbrıs politikasmda, geriye doğçalışma durumuna itmektedir. Bu ru atılacak tek adım, mılletin ve suretle gayriiktisadi çalışma dusoydaşlarımızın kalbinde derin rumuna düşürülen işverenin ödeyaralar açacaktır. me gücü de azalmaktadır. Hükümet. bilhassa yabancı radir diğer. pratik değeri olan huyo ve gazetelere verilen özel desus da kömür işletme>:inin ismeçlerin, yavın organlarınca kaçilerine yevmiyelerinin takriben 0 mu oyuna duyurulması geleneğib70 i civarında sosyal yardım ne sadakat göstermeli, Kıbrıs poyapmasıdır. Bu sosyal yardım litikası kesin olarak açıklanmaiçin aynlan para doğrudan doğlıdır. ruya isçiye verilse daha fazla fayAncak bu şekılde zihinler gün da sağlaması mumkündür. Meseışığına kavusacaktır. lâ bu işlerle uğraşan bir çok meFethi Okyar SOYDAN mur, müstahdem masrafı. pek çok Ank. l n. Hukuk Fak. Ofr. ihale mevzuu ve suiıstimal imkânları ortadan kalkacaktır. Karar mevkiinde bulunanlar, işçinin kendi ihtiyaçlarını görecek seviyede olmadığı kanaatiyle bu yolu tercih etmemektedirler. Meselâ işçıye sabunu bedava verilmezse, tarıhinde 359 sa>ı•Uı iie A n a . isçinin bunu para ile almıyarak h k a n u n sabunsuz yıkanacağına inanıyor yasamızın özerk kuruluşlar bölümü 121. md. si gereğince radidareciler. Bizce pek az istısna ile yolarımıza yepyeni bir hüviyet sosyal yardımın kaldırılarak. bu verilmelc istenmıştir. TRT kanuise aynlan paranın isçiye verilnundan bu yana on aylık bir mesi ve satın alma kooperatiflemüddet geçmesine rağmen de bo rinin tesviki daha fazla işçi yaracalama devresinden kurtulamadırınadır. ğı aşikârdır. Komür işçileri sorumunun kısBugün takat yeterslzllgi bir yamen veya tamamen çözülebilme na itılecek olursa; birçolc teknik imkânları üzerinde düşunenlerin imkânlara rağmen eleman yeterbu noktaları da gözönüne almasizliği, görev niteliği ve kişisel lannı dileriz. tecrübeler dikkate aluımadan özer SELÇIK yapılan atanmalar dolayısiyle ne taklitçiligi gereği gibi yapabilMaden Yiiksck MühenAisi mekte ve ne de yeni programlar hazırlamak cesaretini gösterememektedır. Bugün, Ankara ve tstanbul radyolanmızm yurdumuzun hangi bölgesinden itibaren yerini yalelliye terkettiğini yetkililer pek iyi bılirler. O halde bu iki istasyonumuzun takatini arttırsak, eleman yetersizli|ini gidersek, programlan bir gözden geçirerek fikrl, ç gündür yapmış oldugtizel doyurucu, eğitici ve öğretiğumuz atışlardan yeni ci duruma getirsek olmaz mı? dunmuş. bir acı kahve ile Yabancı kelimelerin okunuşunu yorgunluğumuzu dindırmebenzeterek okumaktan, spikerleriye çalışırken, mahzun gözmizi yeni okuma öğrenen çocuklerle de 26 mart 1965 tarihların kekemeliğinden, hazırlanlı Cumhurıyeti okuyordum. madan mikrofon başına gelişleri• Hesaba kitaksi» fıkranız, ni engellesek, her iki satırda bir çok hoşuma gıtti. Yorgunkelimeler boğazını tıkadığından luğumu unuttunı... su içme itiyadı bulunmayan, ses Köroğlu misali benden de tonu bakıraından gtlven veren, Makarios v» Grivasa bu dinleten bir sesin sahibine mikfıkra selâm olsun. rofonu emanet etsek olmaz mı? « Bir aslan, çünese karşı 17 adet istasyon yerine üzerinratmıs; istirahat ediyorde ciddi emek mahsulü bir progmuş. Fakat yanında hir köramla yaym yapan idarecilerın pek varmıs. Aslan sesini arzusundan çok dinleyici hedef çıkartmadıkca, köpek aslatutan yayınlan izlesek olmaz mı? na daha çok yaklasıvor ve Bugün 16 dilde dış yaym yapabionn ısırmak istiyormus. Kolen Ankara radyosunun takip etpe|in bu bareketlerine tatiği demode sistemi bir revizyohammül edemiyen aslan, na tâbi tutsak olmaz mı? Bu yayerinden kalkarak bir penyınlar alışıldıgı için değil de haçe darbesiyle soysuz köpekıkaten güdülen gayeye ulaşabileğin lesini yere »ermi». Soncek bir sistem ile yönetilse olra da, giinese karsı dönüp maz mı? demis ki : ünümüzün konusu olmakta Ey günes, sen benlm devam eden bir konuya da bir köpek öldürdüğümü eödeğinmek istiyorum son olarak. recek miydin? Eğer ben bu O da tarafsızlık konusudur. Radsovsuz köpcfin lesini yere yolarımız Anayasamızın 121. mad. sermeseydim, divecekierdi sini uygulamaya çahşmak çabaki: «Bir köpek: bir aslanı smdadırlar, her başlangıcın bir Bldürdü.» Topcu Kd. Yzb. çok aksak noktaları bulunabilir. KEMAL YILDIZ Bu bakımdan ben iyimserim. Ancak: Tarafsızlık konusunda iyi niyetli olmalanna rağmen sayın yetkilUer müdafaaiarını ya, parken göstermiş oldnkları gerek çeleri ben pek yetersiı gördüm Mesele Ahmedin, Mehmedin ... tarihlerinde söylediğiyle çözümlenecek cinsten olmadığı karusındayım. Yabancı radyolardan verayın Ürgüplünün «Ethnos» gadikleri örnekleri tamamiyle taszetesi muhabiri Drosos ile vip etmekteyim. Fakat Ugüüer yaptığı görüşme zihinleri kurcadikkatle bu radyoların yayınlarılamaya devam etmektedir. nı izlerlerse hakikatte savundukları dâvanın delilini görecekler, özel demeç, halk efkânnca öğmeseleye dikkatle eğilecek olurrenildiğinde, Sayın ürgüplünün larsa bizim TRT kuruluşumuzun sözlerinin tahrif edildiği intıbaı savunmasındaki ifadelerinin hakuyanmış ve muhabir Drosos'un lı. fakat tatbikattaki boşluklannı bu hareketi nefretle karşılanmısda bizzat göreceklerdir. Bugün tı. Fakat: bu mevzuun geniş bir münakaO *• Koaüsyon Hükümetinin sa ortamı yaratması, Radyo yöne özel demeç üzerine zamanında eticileri ve halk ortamı arasmda îilip, tavzib yoluna gitmemesi; bagımsızhk konusundaki ayrıntı 0 Cumburiyet gazetesinde Sa da ortadan ka'.kacaktır. yın Kayhan Sağlamer'in, özel lılmaz DİNÇER demeçle ilgili seri yorumları, ziStajyer Hâkim binlerde beliren sııalleri tekrar canlandırmıstır. III. Koahsyon Hükümetinin, • Federasyon» tezi politikasına şiddetle karşı olan Kıbrısa, bir an önce müdahale edilmesi gerektiğı. aksi takdirde Kıbrısın elden gideceşi iddialarını, iç politika o; unları ile rr.aharetle savunan sahıslar, bugün IV Koaüsyon Hukumetinde is başındadırlar. B Türkiyede bir tip insan vardır ki çok ilçi çekicidir. Bn tlp okumuş görünür . Fikir özçürlü|üne sayçılı görünür... Kendi ülkesinin topraklarında değil de soyut düşüncelerin bulutlarında gezinse bîle kafa yapısı bakımından namusln liberal görünür... Çoğunlukla Batıda okumus kimseler arasında böylelerine raslamak mumkündür. Guya Batıdaki fikir öztrürlüsüne duydufa büyük hayranlık ve insan denilen varlığın özüne duyduğu saygı onu liberal düsüncelere sürüklemiştir. tnsanın özüne ve yaratıeı sücüne en çok imkân veren sistemin toplumculuk oldu|unu anlıyacak fikir düzeyine varamamıstır. llle de Batı geleneğinin çerçevesi içinde liberal olmayı meslek edinmistir. Liberal nedir? Liberal, liberalizm. . Bu kavramların tarih boyunca çesitli ifadeleri oldu. Kaba ölçüleriyle söylersek, Locke'nn Birey'cilik felsefesinden başlıyarak iktisatta A. Smitb'in düsüncelerine kapı açan bu akım. fikirde serbest ve özgür düşünceye, toplumda serbest ve özşçür teşebbüse öncelik tanır : Bırakınız yapsin. bırakmız geçsin... eümlesi liberal anayasasının ilk ve en ünlü ilkesidir. Türkiyede 1965 yılında yasıyan liberal aydınlann layısını kfiçümsemek dofru olmaz. Batı kültür tarihinin bir devresinde öncü ve devrimci kuvvetler liberaller olmuslardır. tngilterenin iiyasi tarihinde bu jercek açık olarak eörülür. Liberal Partinin tarihin bir devrinde Britanva toplum yönetiminde oynadıgı ilerici ve hürriyetçi rolü «örmemek mümkün deiildir. Aristokrat dokuva bağlanmış katı ve gelenekçi toplumda liberaller her alanda : Bırakınız yapsın, bırakmız geçsin... ilkesiyle özgürlnğün temsilcisi olmuslardır. Bizim ülkemizde ise Batının liberal düşüncesini yaratan taribine âşık görünenler aynı havalarda dolaşırlar. Onlars göre özel ve serbest tesebbüs, hürrivetin ve demokrasinin şartıdır. O, olmadan olmaz. özel teşebbüse vapılan hücumlar, hürriyeta ve demokrasiye yapılmış hücnmlardır. Ancak bn tip insanlanmızın liberal nitelikleri yalnız Iktisat ve ticaret alanında donup kaldıkca kendilerini bürriyetin ve serbest düsüneenin temsilcisi tibi sörmek imkânsızdır. Fikir ve sanat alanındaki teşebbfislere en sert, en dar. en katı ceza maddeleriyle karsı çıkıp ticaret alanında serbestci olmak Batıda eşine raslanmıyan bir güldürüdür. Diyecegiı ki bizim liberal geçinen aydına : Ticaret alanında ileri sürdüîünüz fikirlere katılmasak da «ayjı dnyacağız. Ancak mıdem liberal oldağanuzn ileri sürüyortunuz fikir ortamında da aynı ölçüleri kullanıyor mnsonnı? Nasıl? Sagdan sola her çesit fikrin serbestçe söylenmesinl »av«nuvor musnnuz? Kitap toplatılmasına karsı mısınız? Fikir özgfirlügünü kayıtlıyan 141 ve 142 nci maddelere karsı mısınıı? «Bırakınız yapsın, bırakınız çeçsin» ilkesini sanat ve düsünce alanında da kabul ediyor musnnuz? Tüecarın tesebbüs özrörlüğünü savunup da sanatcının ve yazann tesebbüs özçürlüjünü savunraadın mı liberal geçinmeye imkân yoktur. Ferdin yaratıeı eücüne imkânlar açtıgı için özel teşebbüse inandıklannı sövliyenler, ferdin yaratıeı gücüne en büyük imkânları açan sanat ve düsünce alanında en koyn yasaklan tasvip ederlerse liberal defil sahtekâr olurlar. Sen Plehanov'nn kitabını toplat, Musahipzade'nin piyesini afisten indir, Brecht'in oyununu bas. Akcaabat varrıcının kitabını mahkemeye ver, Babeuf'ü yarçıla, yazarlan hapset. doçentleri kelepçele. şairleri kovala . Ve sonra Batı hayranlı|ında ferdiyetçi, özelci ve liberal edasiyle ortava çık. Ticaret ve kir konusunda ferdin tesebbü'iüne sonuna kadar kapılar açık . Ama fikirde ve düşüneede ferdin tesebbüsüne sonuna kadar kapılar kapalı... Geçelim efendim: Liberal düsünceli avdın olmak ticaret sirketi öıjürlütünde baslayıp bitmek degildir. Türkiyede gerçekten Batı ölçüsiinde liberal namnslu aydınlar olsa, Türkiyede fikir S»türlüğü çoktan gerçekleşirdi. YILIN İKİNCİ ÇEKİLİŞİNDE NİSAN 9 1650 kfşiye 250000 lira tutarında çeşitli para ikramıyelerı OSNANLIBANKASI YILDIZ: 569/3575 G TEŞEKKUR Aile büyüğumüz MAKBULE KIRAN (Hanımefendi'nin) cenaze törenine katılmak. bizzat gelmek telefon, telgraf ve mektupla tâziyette bulunmak suretiyle büyük acımızı paylaşan kıymetli akraba, dost ve arkadaşlarımıza minnet ve teşekkürlerimizi arzederiz. AİLESİ X Öâncılık: 5965/3572 BALANA Gençlik, Dinçlik, Zuıdelik, Huzur için BALANA AKSU LÂBORATUARI. Çemberlitaş Tel: 27 23 52 Reklâmcılık 1237/3553 HOTEL KENNEDY RESTAURANT PASTAHANE NIGHT CLUB K O T A YÜKSEK KİMYA MÜHENDİSİ ARIYOR Boya Mnayiinde ihtisas yapmak üzere bir erkek Yüksek Kimya Mühendisine ihtiyaç vardır. Aranılan vasıflar: 1 Lüzumunda Avrupay» staja gönderileceğinden tngilizce veya Fransızca lisanlarmdan birine vakıf olması. 2 35 yaşından aşağı olması, 3 Mukavele yapmayı T» gerekli tetninaü vermeği kabul etmesi. Bu vasıflan haiz tateklilerln, hâl tercümelerinl havl mektuplarına bir adet resim ekliyerek P.K. 594lzınir adresine müracaatlan rica olunur. DURMUŞ TAŞAR ve OĞULLARI Boya. Vemik ve Reçine Fabrikalan Yani Ajau Sıra No. 121 i Gümrük tarıfe No. 48 07 1 1 • tanıları olanlarm aşağıdaki : telefonlara müracaatlan rica olunur. Tel: 44 74 60 49 33 18 Reklâmcılık 1182 354S Muhtelif Gins ve Ebadda (66) Ton Demir (16) Ton Ssc (8) Ton Çelik Alınacaktır rat Teklıflerin en geç 10'4/965 saat 13.00 • kadar MuhabeServisindeki Teklif Kutusuna atılması lâamdır. Şartnam» Satınalma Servisinden tomin edüebilir. PEK YAKINDA HİZMETİNİZDE Sergio: 17/3566 Taksim, Sıraserviler. Tel: 44 07 82 KATTP Pasomu k»ybettlm. HOFATMA BOZKIR SMI) ETİBANK İSTANBUL ALIM SATIM ŞUBESİ (Basın 4749/3551) ŞAHANE DUVAR BOYASI Kekiâmcilık 1245; 3579 SABITLUX
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear