25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6AHİFE ALTf CUMHUBİYET 4 Mart 1965 PembeKadm'ı oynayan sanatçılar neler düşünüyor... ÖLÛM. BJC. UIGBH2 U4.VAT SELIRHST Ytldıx Kenter: "Bir oyunda insanlığa ait şeyler sunuluyorsa o oyun ödevini yapıyor demektir» Kent Oyunculan bu mevsim repertuarlarının ilk yerli oyunu'nu oynamağa başladı: Hidayet Sayın' ın yazdığl «PEMBE KADINsı... Böylece Kenter kardeşler topluluğu Brecht'in müzikalinden, Charles Dyer'in bir komedisinden son ra, şimdi de bir Türk piyesi ile seyircinln karşısma çıkmış oluyor. Bu oyun hakkınds düşunce ve yargılarımızı, «eleştiri» yazımıza bırakarak, önce bu piyesi yöneten ve oynayanlarm fikirlerini almak istedik ve Yıldız, MÜşfik kardeşlere sorduk: Bu oyunu, daha geniş anlamıyla Türk piyeslerini seçerken hangl kıstas'dan hareket ediyorsunuz? «Önce lyl tlyatro oyunu olmasına bakıyoruz. Türk tiyatrosuna birşey kazandıracağını umduğumuz eserlere büsbütün sanlıyoruz.» Repertuannızın genellikle se çilişinde, herhangi bir tutumu veya dünya görüşü olan eserlere mi öncelik veriyorsunuz? Bu soruya karşı, etrafımdaki sanatçılar birden ateşlendiler! (Geçen gün bildirdiğimiz açık oturumda tartışüan «tiyatronun hal ka görevini yapması» konusunda Özel Tiyatrolann şiddetle yerilmesine karşı bir lki lâflan olduğunu da hemen belirttiler. Bu ko nuyu ilerde geniş surette değinmek Uzere bir tarala biTaktık.) Tiyatronun dur!» doktrinl bence bu Şukron Güngör Yıldız Kenter «Bir oyunda insanlar varsa, İnsanlığa ait şeyler sunuluyorsa, o oyun ödevini yapıyor demektir. R44CAT, gUHUN O NE. kS^OAC OÜEİiST GıtBİ OuACAJC «Ben şimdi oynadığımız piyesin bile bazı repliklerinin bizde moda olan yargılarla istismar bile edileceğini sanıyonırri. Halbuki piyeste hiç böyle iddialar yok!» Bu noktada Müşfik Kenter söze karıştı: «Ben Şükranın bu sözünde bi raz fazla iyi niyet endişesi görüyorum! Bir toplumda, herhangi bir konu su nispette, çu yönde istismar edilirse, o toplumun bütünüyle o yana kayması olamaz.» Türk tiyatrosunun halkı eğit mesi rolünde tutumunuz nedlr? K&mran Yüce atüdı: «Bence özel tiyatrolan ikiye ayırmak gerek: Sadece eğlendir mek için oynayanlar, bir de * yatro sanatına hizmet etmek için gerçek tiyatro eserleri seçenler v« uyancı olanlar.» Sizinki hangisi? Bu soruya başta Yıldız Kenter ve bütün sanatçılar cevap verdt ler: «Beş yıllık repertuanmıa meydanda! Ayni beş yıl içinde, ödenekli tiyatrolann itnmpinn ve oynadıklan eserler de meydan da... Bizim oynadığımız oyunlar içinde «Euridice», «Raşomon», «Sandalyeler», «Antigone», «Nahnlar», «Derya Gülü», «Kapıcı», «Aptal Kız», «Kim Korkar Hain Kurttan», «Üç Kuruşluk Opera» ve diğerleri, hiç seyirciye, Türfe halkma ve tiyatrosuna birşey söy lemedi mi, birşey kazandormadı mı?» Sadece iyi oynanan bir halk hücâyesi... TAZAR VE OYUNTJ «Pemb» Kadın. m yaı«n Hidayet Sayın'ın Aydında doğmuç, çocukluğundanberi Szellikle Ege köylerini tanrmıı bir kişi olduğu düjünülecek olursa, onun ikinci piyesinde de «Bir Anadolu köyü T« insanlarını» konu edinmesini, çevresiyle ilgili içten bir davranış olarak kabul etmek gerek. Bir yazarın, kendi toplumunun «orunların» ve insanlanna eğilmesi muhakkak ki olumlu bir yol. Ancak bu yolun seçilif ve katedilişindeki ctutum» ile lorunlann verili? ve çörümlenisindeki «ölçü» ve «aksiyon tempo(u> da önemli sayılmah! Bu bakımdan bu piyese güçlü diyemeyiz... Hidayet Sayın, gerek ilk oyunu «Topuzlu» da, gerekse kendi açıklamalarında: «özellikle hâlâ kötü görenekler, çeşitli baskılar, ilgisizlik ve bilgisizlik altında bunalmasına rağmen Anadolu kdylerinde bir uyanroa, iyiye doğru mutlu bir gelişırıe ve bir değişme olduğuna inanarak, memleket gerçeklerine oyunlarında yer vermek» istiyor. Ancak henüz oyunlarında bu seviyeye çıkmıs değil. «Pembe Kadın» da bu yönler ne derece var? Dr. Hidayet Sayın «Pembe Kadın» da öyle Anadolunun sorunların» çeşitli yönden ve fazlaca inmiş değil. Değişik görüşlerin, aynı köyde bile karsıt tarafların ve toplum tabakalarının keskin nedenll çatışması da yok. Anadolunun ekonomık, cinsel ve politik yönlerden ele ahnması da istenmemij. " Sadece bir «Pembe Kadın» ın ve kızı «Kezban» ın mutluluğunu gölgeleyen ve sonunda umutlan löndüren laktörler, bir unsurlara» dayanmak sartiyle uygulama«Köy insanının dramı» çerçevesi içinde su makla yeni bir anlayışla hareket etmif. nuluyor. Buna «Pembe ve Kızı'nın hayat Pek tabiî, bugün bir «Cadı Kazanı» ve hikâyesi» diyebilirir. Buradan da «lyi, sâ benzeri eserlerin yabancı diyarlarda «renkde, çalışkan, fakat çaresiz insanların basit li bir mizansen» ile lahneye konuşuna bir hikâyesi» ortaya çıkıyor. gayret edilir de, niçin bir Anadolu piyesinin aynı titizlikle seyircinin gözü ve e»Böyle olunca, çok tade bir konuyu, hattâ bir hikâyeyi «Tiyatro kurallanna uygula tetik anlayışı düşünülmesin. yarak» piyeı halina getirmenin zorluğu da ROLLER meydanda. Yıldız Kenter «Pembe Kadın» ı yaçatı«Pembe Kadın» ın doktrıner yanı olma yor, ölümsüz kıhyor. Yine sanat hayatının makla beraber, yine de bir ana tema'sı en önemli rollerinden birinde büyük alkıs var. Ve bu ana tema, herhalde Anadolu toplamaya hak kazanıyor. «Pembe Kadın» daki «sağlık müessesesine» karşı!. bütün direnişleri, hattâ inadı ve istemeAncak, kuruluş bakımmdan bazı hatadiği halde «tutumculuğa» varan davranışları olan bu «melodramatik» oyunun, «diları ile hem kendini, hem kızını trajik bir yaloğları» da fazla... sona götürüyor. Halbuki kızı için titreyen, çevresinin mutluluğunu isteyen, gerekirse MtZİK VE KOMPOZİTÖRÜ Nedim Otyam'ı başta övmek gerek. Şim savaşmayı göze alan bir kişi. Her gün haşır neşir olduğu, dost gördüğü insanların diye kadar koro ve orkestra için yazdığı çeşitli eserlerinde, özellikle Türk halk mü «onun özgür kalmak» tutumuna düşman zıği ve türkülerinin motiflerinden yarar olduklarını bile iş işten geçtikten sonra anlıyor! «Kezban» ın ölümü de sembolik lanmış olan, ve her engele ve imkânsızlığa olarak kaderci bir sondur. karşı yıllarca direnen bu kompozitör «Pembe Kadın» a uygun bir müzik yaz«Kezban» rolünde Sema özcan gayretle mış. Perdenin açılışına yol veren «giriş» rolün üstesinden geliyor. Bu oyunu ile de bîraz «fanfar» tarzına kaçıyorsa da, özeimevsimin sevilen sanatçılarından sayılalikle ikinci bölümdeki «leitmotiv» ve «fi cak. Şükran Güngör Erol Günaydm düonal», oldukça orijinal melodiler ve armisu oyunun en sevimli ve çekici yanı. Canizasyon'la bezenmiş. Müzik bütünuyle de hit Irgat «Kocabey» de ağa tipine otursahnelerin «tempo» suna uygun... muş. Kâmran Yüce «Murat» rolünde tipini SAHNEYE KONUŞ veriyor, ama biraz »ertleşmeli. «Pembe Kadın» ın oynanışında başarı BİR TEHLÎKE payının temel direklerinden biri Muşfik Anadolu ve insanlarını konu edinen pi; lrM> l Kenter'in sahneye koyuşu. **'TftfT , *'"jL . fmibufa «kendi ^<aÜMİ6İRf*<«<ıiMasW için bu bir köy dramını öyle ille d e * ^ v ü n «ğır L£ijbi dyomann j d k â f i i hgje gelmemesine temposuna, fakirliğine ve dıferacındrrıcı dikkat!. 'Selmi ANDAK = FCEMI SlkTTIM Mnlkocoğlu konu ve resim: AYHAN BASOGLU yeşıl gozlu prenses I AynijSes diğet aga<pls*dan da duyuldul I iri agaçlardan birindc ksbulc kı RADYO ISTANBUL 6.25 Açılıj 6.30 Günaydın 7.30 Sabah çayı 7.45 Haberler ve hava durumu 7 55 Istanbulda bugün 8.00 Saz eserleri 8.15 Küçük llânlar 8.20 Bu sabah sizirü» 8.40 Şarkılar 9.00 Harp soloları 9.15 Türküler 9.30 Kadın ve ev 9.50 Müzik kutusu 10.10 Şarkılar 10.30 Kısa haberler Küçük ilânlar 10 35 Arkası yarın 10.55 Oda müziğl 11.25 Türküler 11.40 Çahşırken müzik 12.00 Şarkılar 12.20 Orhan Avşar orkestrası 12.35 Küçuk ilânlar 12.40 Sarkılar 13.00 Haberler ve hava durumu 13.20 Hafif şarkılar 13 30 Bir reklâm 13 40 Orkestra müzlği 14.00 Sarkılar 14.15 Saz eserleri 14 35 Sonat saati 15 00 Kısa haberîer, kapanış. 16.55 Açıllıs 17.00 Yurdun sesi 17.25 Faruk Akel orkestrası 17.40 Çocuklar için 17.57 Kuçük ilânlar 18.00 Reklâmlar geçidi 19.00 Haberler ve hava durumu 19.30 Şarkılar 19.45 Kuçuk llânlar 19.50 Türkülerle Anadolu 20 10 Şertf Yüzbaşıoğlu orkestrası 20.30 Kısa haberler 20.32 Türk müziği küçük konseri 21.00 Radyo tiyatrosu 22.00 Reklâmlar geçidi 22.30 Çeşitli müzik 22.45 Haberler ve hav« durumu 23 00 Seçtiğiniz eserler 24.00 Kapar.ış. İSTANBUL RADYOSU AYŞE !LE ftll A N K AR A 7.30 Saz eserleri 7.45 Haberler ve hava durumu 7.55 Ankarada bugıın 8.00 Sabah müziği 8.15 Kuçük llânlar 8.20 Her telden 9.00 Solistler orkestralar 9.15 Türküler 9.30 Sarkılar 9.50 Ev için 10.10 Çalışanlar için hafıf muzik 10.30 Kısa haberler 10.32 Turkuler 10.45 Arkası yarın 11.05 Sarkılar 11.20 Konser saati 11.40 Türküler 12.00 Kıbrı» saati 12 10 Öğle tatill için 12.25 Küçük ilânlar 12.30 lki solist söylüyor 1300 Haberler ve hava durumu 13.20 Öğle konseri 13.45 Turküler 14.00 Şarkılar 14.20 Dans müziği 14.45 Türküler 15 00 Kısa haberler, kapanış. 16.55 Açılış 17.00 Çocuk bahçesi 17.15 Ocak başı 17 35 İncesazdan Segâh laslı 18 00 Reklâm programları 19 00 Haberler ve hava durumu 19 30 Sarkılar 19 50 Uykudan önce 19.55 Küçük ilânlar 20 00 Radyo romanı 20.10 Şarkılar 20.30 Az gelişmis ülkeler 20.55 Küçük ilânlar 2100 Kısa haberler 21.30 Radyo sanatçıları bir arada 22.00 T.B.M. M. saati 22.20 Yirminci yüzyıhn müziği 22.45 Haberler ve hava durumu 23.00 Orkestra kılavuzu 23.45 Gece yarısına doğru 24.00 Kapanış. ANKARA tL RADYOSU 17.57 Açılıs 18.00 Dansa çağn 18.30 Bir konçerto 19.00 Dünden bugüne 19.30 Almanca melodiler 19.45 Radyo ile Almanca 20 00 20. yüzyıhn müziği 20.35 Oda müziği 21.00 Sevdiklertniz ve sevecekleriniz 22.00 20. yüzyıhn müzlği 22.30 Gece konseri 23.00 Dans müziğl 24.00 Kapanış. tŞ SAATLERİ YAAlAZ. OLPU/V1 ALi 17.58 Açılıs 18.00 Orkestra müziği 18.45 Dansa davet 19.15 Melodiden melodiye 19.45 Her zaman sevilen plâklar 20.15 Radyo ile Fransızca 20.30 Oda müziği 21.00 Müzik sohbeti 22.00 Gece konseri 23.00 Bu ıec« İçin 24.00 Kapanış. Uyu artık, yarın yeni sekreter gelecek diye bayram sabahını bekliyen çocuklar gibisin. 25 Yan, dedi... Hatırlıyor musun?.. Bana söz vermıştin, işlerini yoluna koyar koymaz buradan gidecektik... Hatırlıyor musun, dört beş hafta sonra demıştın?.. Sustu. Yan'ın suratı asılmıştı... Gözleri kısıldı, öne doğru eğildi, tahta parmakhğm üstunden tükürdü. Hınç alır gibi fırlattığı bu tükrük bile, geçmiş zamanlardaki kuvvetini ve şiddetini kaybetmişti. Masha ısrar etti: Dort aydan fazladır, buradayız!.. Yan, alaycı bir dille, acı acı cevap verdi: Evet, evet, hatırlıyorum, tabii! Bunu söylediğim zaman sıh hatim yerinde idi. Ama şimdıki halimde oradan oraya dolaşmağa mecalim olur mu dersin? Masha bu sözlerin altında gizli meyus edayı merhametle karşıladı; Kuzum, Yan, niçin durumu olduğu gibi görmek istemiyorsun? Yan isteksiz isteksiz güldü: Başka bir şey yaptığım yok kü... Ölümü olduğu gibi görüyorum... Her gün... Her saat... Her an... Ne zaman geleceğini hiç bilmediğün halde! lyi ama, anlamıyor musun Nerede • Ne zaman • Ne var iazan: Erich Von Strocheim ki, bu hasta halinle, bu batakhkta kalınca, ömrünün geri kalan gunlerini de kısaltmış oluyorsun?. Niçin Parise, Pasteur Enstitiisüne gitmek istemiyorsun?.. Yahut Berline, doktor Krontz'un dediği gibi, Koch Enstitüsüne?... Orada, hiç degilse, tepeden tırnağa tedavi görürsün... Fennin bütün icapları tatbık edilir. Muhtaç olduğun bütün tedavi yapılır! Yok canım!.. Ne olacak sanki?.. Ha bu gün gebermişim, ha yarın... Yahut öbür gün... Bu arada, yahut başka tarafta.. Nasıl olsa olacak bu... Kaçınılmaz bundan... Ama belki bir ümit vardır, Yan? Ümit mi?.. Nasıl ümit?.. Yani senin için ümit demek istiyor sun! Beni hastaneye tıkıp sen de. . Öyle mâsum tavırlar takmma!.. Ne düşündüğünü biliyorum!.. Neler tasarladığını anlıyorum!.. Ama ben varım diye ürülmende mâna yok! Derhal »ıvış git! Haydi!.. Çıkınım bağ Çeviren: Hamdi VAROĞLU Başmı salladı. Yan'ın bakışına, hiç zaaf eseri göstermeden tahammül etti... Son derece sakindi, son derece mağrurdu... Milindi'de ondan kırbaçla dayak yediği akşamki gibi... Devam etti : Söz verdim. Nikâh olurken «saadette de, felâkette de» aynlmıyacağımıza dair... Öyle değü mi? O halde, bu kadarı yeter!.. Gitmiyorum!.. Yan vahşi bakışlarını, yiyecek gibi ona dikmişti... Masha'mn sakin ve güzel yüzü, derin bir samimiyet ifadesi taşıyordu. Yan'ın yüzündeki kaba ve yabani çizgilerde hem şüpheci, hem hayranlık dolu bir ifade belirmiş, bu yabani yür âdeta asîlle^misti. Masha'mn elini yakaladı, yanağına değdirdi .. Birdenbire rikkate gelmiş, nutku tutulmuştu. (Arkası var) la:.. Tabanları kaldır!.. Sana Milindi'de verdiğim çek sayesinde, başına buyruksun!.. E, o halde ne bekliyorsun? Amma tuhaf şey ha, ne bekliyorsun?.. Çık git yahu!.. Gitmeni istiyorum! Hemen şimdi:.. Burada kalıp geçen günleri, saatleri hesap edecek yerde... Leşimi gbzleyen atmaca gibi!.. Çık git!.. Sana artık hiçbir faydam olamaz!.. Senin hiçbir işine yaramam.. Ben bir canh ölüyüm... O halde?.. Yan, nefes nefese kalmıştı.. Ağzı bir karış açık, soluk almağa uğraşıyordu. Tekmil vücudu ürperüler geçiriyor, titriyordu. Dudaklannın kenarından iplik gibi salya akıyordu... Masha, haline acıyarak ona baktı : Hayır, Yan... Gitmiyeceğim! Yan, ağır ağır, ona doğru döndü. Masha hafifce gülümsiyerek, gözlerini ona dikmiş, bakıyordu. ÜNAL: (44 93 06) 1 Ayvaz . (21 «« 76) (ByHp) i HARACA (44 54 02) Pren Kasap (S. Kaner), 2 Os 1 . Aflli Dellkanülar (S. Al| ses Hazretleri Dazartesı daman Çavuş (Ö. Serengil) ışık), 2 Canımın İçj I bil beı akşam 21.30 ÇarZAFER: (44 93 06) 1 Kaati TUNCA: 1 Suçlular Ara ARENA TtYATROSU: Karoşamba . cumartesl, pazaı lin Kızı (A. Işık), 2 Cilâlı mızda (B. Doruk), 2 • Se un Kayboldu: Pazar 15.30 ve matine saat 17.00 de (cuma ATLAS: (44 08 35) Slhlrll A İbo Casuslar Arasında ni Benden Alamazlar 21.15 de pazartesl. sall 18 gece • çarşamba, eumartesı teş (Wagner'ln Hayatl) C. YENİ AR: (44 28 51) tntikam rENl (B Köv) (71 88 28) 21.15 de. matine tenzilâtlı Tomson. Orduları (R.T.) 1 Aiilli Delikanlılar (S. BANKO: Çarş&mba, persem ORALOGLO: (49 49 35) Pyg. EMEK: (44 84 39) Kumsalda Alışık), 2 Sokakların Ka1TEN1 ATLAS : (48 69 02) be, cuma 18 ve 21.15 de cu mallon (Pazartea uanç beı (A. Perkins) nunu (T. Gürsu) Avare (S. Alışık) martest 21.15 de, eün 2130) Çarşamba CuGÜREL: (47 03 94) 1 Temem TENİ MELEK: (S. 8a»ıı (23S8K1 AZAK: (22 62 46) Her akşam martesL Pazaı 13 de Poiyac (44 42 89)fKNi Bilâfcls (Ö. Serengll), 2 Gizli Hayat (T.R.) Glzll Hayat (M. Mastrolan21.15 te, çarşamba, Cumartesl oa (Pazartes) carsamtu BaGenç Kızların Sevglllsl TENİ METB (Byttp): 21 55 14 16.15 maöne Racamat Niyanl). rlç net jün 1* de) İNCİ: (48 45 95) Aiilü Deli TENİ TAKSÎM: (44 31 91) 1 Avare (A. Pekkan), 2 zi, pazar matine ve tuarede KENl OYDNCTJUAR] (44 stt kanhllar (S. Alışık) Kocamm NişanlısiŞafak Yıldızı (F. Hakan) . Çılgm Aşk (M. Nur) 36) Pembe Eadın (Çarşamba KERVAN: (48 04 23) Âvare 7LLDIZ: (BeslKtBS) (41 S3 42) \ BAKTÜEÖT HALESVİ: «8atuvrlç her gün 18). ! (S. Alışık). Avare (S. Alışık) na Rey Verlyorum» PazarKONAK: (48 26 06) Mucize SOÇÛK SAHNB (Ulvi Dru tesl, salı barlc net gQn I9IK: (OıkOter) (38 24 <B) (V. Gasman) (49 Sfl 52) Gözlertm) Kap» 21.15 pazar, 15 ve 21.15. Afilli Delikanlılar RÜYA: (44 84 39) Enayller Taparm tHYA: (55 10 72) Affetmiyen BTJLVAB: (21 48 «2) Kan Ho n m • »«zöeml Kıralı Kadın Avcısı PATtH: (23 01 71» Bülleci Kadın (H. Koçyiğit) roı Pazartea) ba rtc LÜKS: (44 03 80) Avare (S. ALEMDAR: (22 36 83) Avare OPERA: (36 08 21) AfUli DORMEN: (44 97 36) Dün Ge KADIKÖY: BoEuk OOzeo Alışık) (S. Alışık) Delikanlılar (5. Alışık) ce Yolda Giderken Çok Ko (HeıgOn 21. Pazaı 15.30) LEVENT: (83 55 39) Aşk HO AYSU: (21 19 17) Kaatilin ÖZEN: (36 99 49) Avare OSKÜDAR: Kun (heı gun mlk Blrçey oldu (Pazartesl zünleri (8. Montiel). Kızı (A. Işık) ÇELİKTAŞ: (53 43 70) Afilli 21 de pazaı 15^0 da) hario her gece 21,15, ÇarşamLÂLE: (44 35 95) AfUU De BULVAR: (21 35 78) Avare ba lt, Cumarteal, Pazar 15 rEPEBAŞl: (44 21 57) PaDelikanlılar (S. Alışık) likanlılar (İ. Günay) (S. Alışık) zaı • Pazartea) Çarsam UZUNKAYA: (53 41 43) Vu de). SARAY: (44 16 56) Sahte Ca fP'LOP (S Basıl ( a n «31 saat 21 ae run Kahpeye (A. Mekin) GENAft: & K Ztnrü1: OaktUo öa • Cums 8 sus (D. Bogard) Yılların Ardında (G. Ar SÎNEMA 63: Taklp Peşlnde Pazaı 15J0 Bemardo Albataı »• Caplan SİTE: (47 77 62) Gizli Hasoy) SUNAR: (36 03 69) Lolita tSTANBUL: (44 23 36) Teo nın evi, Satılmı; Nişanlı yat (B. Bardot) MARMARA: (22 38 60) Şer (S. Lyon) (Salı, persembe. eumartes) eere Dlbto Kara SÂN: (48 67 92) S. Alijik burg Şemsiyeleri. SÜREYYA: (3« 06 83) Acı OÜtıRİ2 «OtJUKl KNGtN 21 de) Avare. RENK: Mucize (V. Gasman). Mücadele (R. Mitchum) UK/.'AAH: (tstaaıra) TljmtroTENİ &OMEDİ' 144 04 ( W TAN: (48 07 40) Şeytan Kar ŞIK: (22 35 42) Afffli Dell REKS: (M 01 12) Korkunç *ond» Otreklat AnamdB (ha «Buzlar Çözülmeden». Her defler (R. Fr.) kanlılar Süphe (S. Hay»ard) ıwit«fi « u e a») gtin saat 21 de. Sinemalar : B E Y OĞ L D Tiyatrolar R A DI R O T ! S I AN BD L
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear