23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHtFE İKİ CUMHURİYET 2S Mart 194S PROGRAM ve REFAH DEVLETİ Doç. Dr. Haydar KAZGAN eni hukumetin iktisat politikasının «refah devleti» esasına gore vurutuleceğinin haber verılmesi tdrtışma ve jorumların bu konu uzerinde de olmasını gerektirırdi. Nıtekim sajın Turhan Feyzioğlunu dinlerken her an bu konuva tenıaMnı bekledık durduk. Çok i> i başlamıştı, fakat sonradan her halde >apılan mudahalelerin tesiri altında olacak, konuvu değiştirdı \e alıştığımız bir polemiğe kendıni kaptırdı. O>sa ki, jeni hnkumetc •.refah devlctini gerçekleştirmek için ne gibi tedbirler alınması duşunulduğunu, bu devimi kullanmanıış olsa bıle sorma.va başlamıştı. Fakat daha zıvade CHP sozcusu olarak kalmak zorunluğu juzunden, konuşmasınm ozunu bu partinin iktidar senelerinde gerek plânlı kalkınma ve gcrek iktisat politikası nctıre ve tedbirleri konu ederek daha evvelki donemi mukayese etti. Bu arada devletçiliğin hudutlarını ozel teşebbus lehıne kısmak isteğinin nelere varabıleceğmı vorumladı \e Turkiyenin ferçeklerı ıle bu hududun ilgisini acıklayan bazı misâller \etdi. Gonul isterdi kı, bu konuşmalarda refah devletini uvgulayacak hukümete Turkiyenin içinde bulunduğu iktisadi \e sosyal şartların rakamlarla ifade edilmiş bir panoraması çizilsin ve hukumet programı esas alınarak bu şartlan refah devleti ilkelerine gore daha i\ i\ e goturmenin çare T» yollarının ne olacaği sorulsun. Zira CHP evvelâ iktidarı bıraktığı andaki durumu halk oyuna Te Meclise açıkladığı takdirde ancak yeni hukumet tta daha iyi şartlara ve imkânlara kavuşmak için gerekll tedbirlcrın \e politıkaların ne olacağını sorablllrdl. Nitekim bugun veni hukumetin başarı Tcya başansızlığında en buvuk rol, tedbir ve politikadan zıvade başlangıc şartlarındadır. Bu sartlar gozetildiğinde, yeni hukumetten CHP nin pck fazla bir şev ıstcmeğe hakkı yoktur sanırız. Nitekim aynı şartlar >eni hukumetin «refah devleti»ni (erçekleştirmek imkânını da çok zavıflatmaktadır. • •• AZ GELİŞMİŞ ÜLKELERDE Y ozel sermavenin vcrgi ve iradi tasarrufları ile devletin keııdini destekle.viei faalijetinin finans manına iştirak ettiği de sovlenemez. O\sa ki refah ekonomisinde devlet her turlu iktisadi faalijetivle ozel teşebbuse destek olacaktır. Fakat bunun için de ozel teşebbusun rekabet esaslarına riayet etmesi. ve devletin vapıcı iktisadi faalheti icin gcrekli fonları vergi odemek ve de\let tahvılatı almak suretivle tedarik etmesi gerkır. Sımdije kadar hu mekanzma hep tek vonlu işlemış ve bu sebeple de Tıırkıjede vergi adalctiııı ihl.ıl ederek daha âdıl gelir boluşumunu ve bunu takibne dc kaynakların en ivi bir şekilde dağıtımı ile Turk ekonomisinin gelişme hızının imkânîar nispetinde artmasını onlemiştir. Diçer taraftan Turkivede bugun refah devleti dcdiğimizde neticelerin onemi uygulanan prensiplerden onde gel mesini de gerektirmektedir. Acaba yeni hukumet aşağıda birkaç rakamla acıklayacağımız bugunku şartlan refah ekonomisi kurallan içinde daha iji>e goturebilecek midir? "Fakir olduklarından Fakir kalıyorlar..,, oturu fakir kalmaktadırlar.» Az gelışmış ulkelerın ve Turkıyenın kalkınması tek bir meselenın çozumlenmesı ıle gerçekleşemıyecek kadar güçtur. Bu meseleler bırbırıne bağlıdır. Yerine gore bir dıgermın ya sebebı, ya da sonucudurlar Tek bır hamlede hepsını çozumlemek, yahut bırıni ortadan kaldırarak dığerlennın kendılığmden çozumlenmesını saglamak ımkânsızdır Az gelışmış ulkelenn, zannımca, «ana problem»i tâyın etmelen, varolan şartlan incelıyerek bu ajnı zamanda çeşıtlı meselelerın ıçmde çozumlenmesı en guç olanıdır. Bazı sıjası değışıkbkler c;ıkarılacak bırkaç kanunla gerçe.tleşebılırse de, sermaye bınkımı uzun ve plânlı bır çabayı gerektırır Az gelışmışlerın dunya şartlarını ve kendı bunyelerını ıncelemelen sermayenın ne şekilde bırıke bı'eceğını gormeleri gerekır Sermave bırıkımının yontemı ı se harekete geçmek ıçın ne gıbı değışıklıklerın gereklı olduğunu gosterecektır. Sermaye bınkımı basarıldığı takdirde fasit daıre en onemlı noktadan kınlacak, çeşıtlı genlıklerın varoluşu sebebı kendılığınden ortadan kalkacaktır Zıra, az gehşmışlerde hızlı nufus artışından batıl ınançlara kadar değışık meselelerın sebebı iktısa didır. Bu durumda, az gelışmış ülke lerın ve Turkıjenın 1) Şartlan incelıyerek sermaye bırıkımını ne şekilde sağlıyacaklarını tâyın etmelerı, 2) Harekete geçmek ıçın hangı alt meoeleierı ortadan kaldırmalan gerektıgmı gormelen icap etmektedır ISMAİL CEM TÜRKİYE, İKTİSADİ BAKIMDAN ÇOK TEHLiKELi BİR DONEMİN EŞiĞiNDEDiR ıllardanbeıi sözü edilen «uçurumun» eşiğine Türkiye 1965 in ilk aylannda vardı: Önce, nedenleri gün gibi ortada olan bir kızamık salgını yüzlerce çocuğu alıp götürdü. Arkasından, yanlış bir tarım ve ihracat politikasının sonucunda 350.000 tütün ekicisi ve aileleri çok çüç durumda bırakıldılar. İki isçinin öldürülmesine sebep olan Kozlu ayaklanması ile tehlikesini hâlâ ha fifletemediğimiz grizu olayı ve 68 işcinin ölümü bu diziyi tamamladı. Bu olaylann nedenleri, istatistiklerin süzgecinden gecon bir bakıs icin kamuovuna aksettirilenden cok daha önemli ve tehlikelidir. Rakamlann Türkive icin bir ahnyazısı gibi cizdikleri yola girmis olduğumuzıı artık olaylar ispatlamaktadır. Y Gerçek nedir ? S Kurulabilır mi? ugün Turkıvede pbasa ekonomisi ve serbest rekabet şartlarının geııiş ölçude tahakkuku suretiyle mevcut iktisadi kavnakların (sermaje, •mek ve tabii kaynaklar) en i.\i bir şekilde kullaBilması ve bunun neticesinde daha âdil bir gelir boluşumunun sağlanması esasına bağlı bir refah devleti kurulabilır mi? Gunumuzde dunva iktisat Uteratürünun buvuk bir kısmı boyle bir refah cievletinin lıcle geri kalnıış ekonomilerde asla tahakkuk etmiyeceğıııi ıfade edcn eserlerle karşımıza çıkmaktadır. Buııa karşılık eğer Turkiyede buguu devletin iktisadi faalivctini piyasa ekonomisinin iş leyişini dıızenlemek daha âdıl bir gelir boluşumu •ağlamak irin bu piekanizmanın serbest rekabet fartlan altında faalivet gostermesini engellemiveeek mudahalelerle vetinmek refah devleti olarak •la ahnırsa içinde bulunduğumuz iktisadi ve sos |r*l (artlan ivileştirmek için yeni hukumetin doğru yolda olduğunu ifade etmek imkânsızdır. Aslmda Fttrldyede bugun uygulanmakta olan plânın bugune kadar geçirmiş olduğu safha ve verdiği neticelerin tatmlnkâr olamaması Turkiyede devletin iktisadi faaliyetinin genişlemiş olmasından değil, özcl tefebbüs lehine darlatılmak istenmesinden ileri gelInektedir. Nitekim plân ozel teşebbuse Turki>ede •erbest rekabet ve pivasa ekonomisi içinde gerek kaynak kullanma\ ve gerek mat ve hizmet istihfeall için Büyuk imkânîar hazırladığı ve de\let yatmm ve harcamalarını bu vonde muşevvik ola tak kullandığı, lıattâ bazılarına gore, bir kiMin ievlet işletmelerini sırf bu yonde programlaştırdlfı balde, ozel teşebbui umulanın yarısını bile »ermemiştir. Diğer taraftan aynı ozel tesebbüsun, B ayın Turhan Fevzioğlu, plânlı donemdekl reel gelir artışınuı daha evvelki donemden daha yuksek olduğunu soylemekle plânlı donemin üstunluğunü gostenneğe çalı?tı. Fakat gelir bolusumune hiç değinmedi. Oysa ki, bugun elimizde Turkiyenin refah seviyesini ve dolayısiyle de gelir boluşumundeki adalet derecesini gosteren rakamlar vardır. Meselâ sayın Feyzioğlunun ele almış olduğu mensucat sektorunden başlayalım. Turkijede 1964 yılındakl istihsale gore fert başına 7 metre kadar pamuklu, 25 santira yunlü duşmektedir. Fert başına düşen et miktan 16 kilo, fert başına yıllık elektrik enerjisi istihsall 120 kilovattır. Dlğer taraftan Turkiyede bugün 712 vaş arasmdaki her bin nufusta sadece 650 çocuk, ilk okula gidebilmekte ve bunun da ortalama olarak '• 35 i ilkokulu tamamlayamamaktadır. Ilkokul mezunlarından ortaokula devam edebilenler ancak % 50 dir. Keza Turkiyede bugün 600 kişive bir tek hastane yatağı duşmektedir. Yeni doğan her 10M nufusta ölum sayısı ise 1960 da 41 idi. İşçi başına sağlanan sosyal güvenlik İse yılda 400 lirayı bulmamıştır. tşte böyle bir Turkiyeyi devralan yeni hukumetten, iktidarı devredenlerin çok fazla bir sey talep etmeğe haklan pek yoktur sanırız. Araba Türkivede bugun veni hukumet refah devleti politikası ile vukarıda açıkladığımız rakamları Batı'dakl yakın komşularımızın ulaşmış olduklanna yaklaştırabilir mi? Elimizdeki kalkınma plânı ancak şartlar yerine getirildiği takdirde iyi vaatler verntektedir. Şartların yerine getirilebilmesl için de bilhassa plânın finansman imkânlanna elâstiklyet kazandumak gerekmektedir. Piyasa ekonomisi, serbest rekabet ve ozel teşebbuse onem vermeyi tasavvur eden yeni hukumetin bu sektorde teşekkul etmesi beklenen ve bugunkunun ustunde olması gereken tasarrufları gerek vergi, ge rek iradî yoldan plânın gerektirdiği kamu yatırım ları için eski hukumetin ulaştığı oranların ustunde olan oranlarla eline geçirmesi gerekir. Bu vapılma dığı takdirde bzel teşebbuse öncelik veren İktisat politikası, Turkijede fert başına reel milli geliri bir hesap olarak artırabilir. fakat daha âdil bir ge lir boluşumunu gosteren yukarıda açıkladığımız rakamları ileri goturebileceği çok şüphelidir. Bu itibarla yeni hukumetten refah devleti politikasmda şimdilik lamimiyet beklemekten başka çaremiz yoktur. Klâsik sermaye birikimi problemın çozumlenmesı ıçın seçılecek yolu bulmalan gerekır. «4na problem», çozumlendıgı zaman ülkerun diğer meselelerınm halledılmesını en fazla kolaylaştıracak olan problemdır. Ana problemın çozumlenmesı ıçın çızılecek yontem, harekete geçılmesinı engelllyen diğer alt • meselelen ortaya çıkaracaktır. Bu durumda, az gelişmış ulkele nn once 1) Ana problemi tâyın etmelen, 2) Bu problemi çozum lemek ıçın ne sekılde hareket et melerı gerektığını gormelen, 3) ekonomık engellerı tâyin etmelerı, tt tfu*%ngeiren dftatSfi feffiırarak ana problemi çozumlemek ıçın harekete geçmelen gerekmek tedır Ana problem, çbzumlendıği taktirde dığer meselelerın çozümünü en fazla kolaylaştıracak prob lem olduğundan; başarıya ulaşılırsa, genye kalan meseleler daha kolay bır şekilde ortadan kaldırı labılecektır. Az gelışmış ülkeler kalkmmaya çabalarken çoklukla «klâsik sermaye birikimi» orneğını ıncelemekte, bunun uygulanmasuıa yer yer çalışmakta dırlar. Bu ornegın kuçuk degışıklıklerle uygulanması ise bazı çevreler ve bılım adamlan tarafından ısrarla tavsıje edılmektedır Klâsik sermaye bırıkımı ve kalkınma ornegı Batı ulkelerının 17. asırda uygulamaya başladıklan ve onlan bugunkü iktisadi duzeylerıne ulaştıran sıstemdır. Bu sıstemın başarıya ulaşmak ıçın kullandıgı araçların msanîlığı munakaşa goturse bıle, Batı'da amaca vardığı bır gerçektır. Az gehşmış ulkelenn ve Turkiyenin bu orneğı bıhmsel açıdan mcelemelen, sıstemı başarıya ulaş£pfan şartlar la gunumuzun şartlaar^ı1 karşılaştırmalan gerekır. Sermaye bınkımı ıçın batının kullanmış olduğu sıstem az gelışmışlerın şartlan çerçevesınde kullamlamıyacak bı le olsa, geçmışte başarılı olan bu ornekten oğrenilecek çok şey var dır Batı Avrupanın sermaye bırıkinu yanl kapıtalıst slstem içinde kı sermaye bırıkımını ıncelerken, once bunu sağlıyan şartlan kısaca belırtmeje, sonra bu şartların az gelışmış ulkelerde var olup ol madıklarını araştırmaya çalışaca ğız Y4RINBatı örnesi \e az gelişmişler Millî gelırin vüzde 32si nufusumuzun yuzde 2sıuin elinde... Ama butun bzel vatırımlar mılli gelırin vuzde 6'sını, 7'sini geçmıvor. Gelır vergısının juzde 60'ını ıscıler, memurlar, askerler, öğretmenler, kısacası ücretli ve maaslılar oduvor. Devlet Plânlama Teskilâtınca vapılan hesaplara eore. bu vatandaslar ancak verdıklerinın varısı kadar verçi dderlerse sosval adalet gerçeklesmıs olacak. Demek kı. maas ve ücretlılerin sırtına iki kat adaletsiz vergı vükü binmis. Tanm kesımındeki 19 miHarlık tarım çelirinın varısına yakın kısmı (vüzde 42'si) tarımdaki nufusun vuzde 4'ünün cebine inivor. Yani tarımda bes vüz bin kisi, 12 milvon kisinin yarattıfı değerın varısına vakın kısmını sömurüvor. Toplam çiftçılerın dortte birinden azı. tarım topraklannın vüzde 70'ini elinde bulundururken. cıftcilerın dortte uçü tanm topraklannın ancak vüzde 29'unu ıslivor. Bu rakamlı baslançıcla vazıva eirmekten muradım iktisadi değil ahlâkî Yukarıdakı hesaplar bizim değil. bilım adamlarının ve devletin hosaplarıdır Bunlara ıtıraz da mumkundur. Çunkü sinıdı bazı sıvri akıllılar : Bu rakamlar vanlıs dive cıknorlar. Olur a'... Belki de yanlıstır. Belki de durum daha kötüdür. Turkiyenin iktisadi tablosunun belki de gösterilenden çok daha karanlık olmasından korkarım. Anadoiuvu Rfzenler Türkiyede halkın nasıl yasadığını bilirler. Bu manzaraya bakıp bakıp da hepimizin utanması gerekir. rtanması gerekir, ama ntanma duvgnlarımızı mı yitlrmlslı nedır? Meselâ maden ısçilerinin hali Kozlu ve Çeltek olaylan ile birdenbıre ortava dökıildu. Isçilerin aldıjı vevmivelerin azlıgından soz açıldı mı. bazı okumus görünen kisiler ıktisatçı edasiyle : tvi ama ürretieri nasıl artıralım? Sonra fivatlar denfesı bozulıır eıhısinden sozlrr sövlürorlar. Milletvekilleri maasları artınca bozulmıvan bir dençenin KoıIn isçilerine gelince nasıl birdenbire bozulduğunu düsünerek lizler de bozulmaz mısınız? Bizim politikacılarımız bozulmuvor. Muteberler bozulmuvor. Avantacılar, dalavereciler, fırsatçılar hiç bozuimnyor. Böyle kisilere «âr dsmarı çatlamıs» derler. Bu damarı çatlamıslar, virminci vüzvıl insanlannı ntanç İçinde bırakacak en ıcık olavlarda bile yüzleri kızarmadan konusuvorlar. En açık seçik haksi7İıklar karsısında bile hsksızhğı uvunuvorlar. en adaletsiz ortamda adaletsizliği kornyorlar, en ahlâksız ortamda ahlâksi7İığı müdafaa edivorlar. Hırsızların, sömürücülerin ve Turkivevi traftı yabaneı knrnluslann avukatlığını benimsivorlar. Bütiin bn düsük çavrrtlere rağmen Türkive'nin iktisadi ferçekleri bir bir ortava cıkmakta ve dâva biitünüvle mvdınlanmaktadır. Tavas vavas avdınlanan bu ortamda ahlâksıtlar ve «ömfirücüler daha da halkın çözleri önünde teshir edileceklerdir. Bugün Üniversite gençliçi karsısına çıkamıvanlar, yarın halkın da karsısına çıkamıvacaklardır. Gerceklerin Türkive'de halk katlarına sasılacak bir hııls y«yıldığını îörüp : Halk bilmez. halk anlamaz Gstüne menfaat politikasını bina edenlcrin umutları çün eectikce vıkılacaktır. Bütün dâva Anavasanın verdiği özeiirlüklrr içinde rerçekleri konusabilmek dâvasıdır. Gerçek elbette yalaru yenecek, doğru yanlısı ezip çeçecektir. Özgürlükten korkmıyan ve çekinmivenler, Szçürlükten korkup çekinen ve ber gün toplumun karanlık çevrelerine yazarları çizerleri jurnal etmevi vazife edinmişleri silip geçeceklerdlr. Hürriyetlenni kullanmasını bilenlerin doğruları, bürriyetlerden çekinenlerin safsatalarını yenemezse yeryüzünde hiırriyet diye bir şev olur muvdu? özgürlügtt kullanmasını ögrendikce insanlığa lâ\ık bır toplum sayılacağız. Muhakkak {C VITAMİNLI MANDALİN ÖZÜ mandalin ÇIK¥I bir bardak suya bir kaşık oralet mandalin koyarak taze mandalin suvu icebilirsiniz Kapağın uzerındekı ÜRALET yazılı dzel banda dıkkat edınız. Bantsız veya kesılmiş. kopanlmıs bantlı kavanozları almaymız. Cildınızı makıyaidan temizlemek için en emniyetli yol : YUZ LOSYONUDUR Bir şışe Şerk alımz Bir pamuk parçasını ıslatıp. cildınızı temızleyiniz. Turk tarımının korkunç bir çık mazın eşiçfnde olduğunu Prof. Baade yülarca önce belirtmişti. Topraçın 25 te birinin her yıl seller tarafından kullanılamaz hale getirildiği; gıda üretımindeki artışın nufus artısına yetişemiyeceği: zaten yeteri kadar beslenemiven Turk halkının her yıl biraz daha. az ekmek bulacağı; tanmdaki gelir dağılımının kitleleri yoksulluğa hamkum ettiği çok »öylenmi?, çok yazılmış ve rakam larla ispatlanmıştı. Nitekim Turkiye nüfusu 1964 yı lında da o o 3 artarken tanmsal üretimde gelişme ounanus, bilâkis, 1963 e oranla % 1,6 lık gerileme kavdedilmiştir. Şimdi. rakamları olaylar ispatlamaktadır. 30.000 koyun susuz yaşadığı, fert başına ayda iki yunıurta ve 100 gram etin duştuğfl Turkiyemizde, basit sayılabilecek bir kızamık hastalığı gıdasızlıktan kavrulan vücutlarda hemen yerleşmiş, 500 e yakın çocuğu bir hamlede yoketmiştir. Tutun politikasının siyasi yatırımlara gore ayarlandığı, ekicinin gereğinden çok üretime yöneltildiği, ihracaatçının malını satmak zorundaki koyluye mumkttn olduğu kadar düşuk para verdiği hep bil'nen, yazılan şeylerdi. 1964 yılı mahsuliinün satımında, Ekiciler Federasvonu Ikinci Başkanının ıfadesiyle, «köylunün O o80 i tütününu maliyetine veya daha ucuza sattı.» Turkiyede millî gelirin son derece adaletsiz bir şekilde paylaşıldığı, eşitsizliğin gittikçe arttığı ve çok sayıda insanın geçinemiyecek durumda olduklan rakamlann ortaya koyduğu bir gerçektır. Kozlu olayı, bu rakamlann somutlaşmasından baska bir şey değıldır. Ajda 300 • 500 lira karşılığında toprağın altında çalışan insaıılar için, 7.5 30 liralık bir zam, büyuk anlam taşır. Şimdi, zam alamıyacaklarını öğrenen bu insanların tepkisini tahrike falan bağlavıp kendi kendimizi aldatmaya lüzum voktur. Ayaklanma, tamamen maddî şartlann itelemesinden doğmuştur. Boyle olmayıp da gerçekten bir tahrik sonucunda mevdana gelseydi, o zaman fazla önem kazanmazdı. 68 işcinin havatına malolan grizu faciası, diğer ulkelerde çok daha seyrek ve az tahribatlı olmaktadır. Turkiyenin maden kazaları bakımından dunyanın bir numaralı ülkesi olması, tesadüf değil, gene şartların eseridir. Bu çeşit olaylann Türklyeyi beklemekte olduğunu rakamlar çok onceden haber vermişti. tşin acı tarafı. gene rakamlar, yeni yeni su üstüne çıkmaya başlıyan bu olaylann sadece bir başlangıç olduğunu da belirtmektedir. Turkiye, girdiği bu olumsuz yol dan kurtulmak için hemen harekete geçmek, birşeyler yapmak zorundadır. Aksi takdirde Hindistan'ın başı çektiçi mutsuz ülkeler kafilesinde hereun biraz daha yok sullaşacaktır. Yukarda sözünü ettiğimiz olavlann benzerleri dünya nufusunun üçte ikisinin yaşadığı diğer az gelişmiş ülkelerde de cereyan etmektedir. Ve bıitün bu ülkeler kalkınmanın volunu aramaktadır. Bu yazı dizisinde, az gelişmis filkelerin nasıl kalkınabilecekleri konusunda ileri surulen çoruşleri, Türkiyeden örnek vererek incelemeye çalışacağız. A GENEL SEKRETER ARANIY.OR Büyuk*blr'*sanayr*<nöessesesmlr»t GENEL btr SEKRETERLİK görevf îçin genç erkek eleman aranıyor. Sermaye birikimi Zannımca, halledılmesıyle az ge lişmışlenn kalkınmasını en fazla etkılıyecek olan problem, bu ulkelerdeki sermaye bırıkımıdır Bu, Adaylarda aranan vasıflar şunlardır î 1 ÇOK İYİ İNGİLİZCE BİLMEK, 2 HUKUK VE İKTİSAT BILGİSİNE SAHIP OLMAK, TEŞEKKÜR Ailelerımızin kıvmeth varlığı Buyuğumuz 3 ASKERLIĞİNİ YAPMIŞ OLMAK. llâve yabancı A dıl A olarak A Almanca>bılenler tercıh e d ı l i y Üİ AS'ııt Cumhuriyet 3241 Müracaatların, Beyoğlu P. K.*293 adresine yapılması rica olunur^ vefatı dolayısı ıle cenazesıne gelerek, çıçek gondereıek, mektup, telgraf, telefon ve teşrıf suretivle bassağlığı dıleyerek acılarımızı pavlasan sayın Akraba, dost ve muesseselere sonsuz şukranlarımızı sunarız. Çelikkol, Çayozu, As ve Goksel Aileleri Ila.ıcılık 57(555 3232 GÖKKUSAĞ Hjfulık. modem. ansıllopcdık hijieı Romanva Halk Cumhuriveti Devlet Reısı Sayın GHEORGHE GHEORGHIU DEJ'in vefatı dolayısıjle Baş Konsolosluğumuzda bulundunılacak olan defterı mahsus'un 24/3'1965 Çarşamba günü akşamına kadar açık tutulacağını bıldınrız. Saat: 9.30 12,00 14,00 18,00 ROMANYA HALK CUMHURIYETI BAŞ KONSOLOSLUĞU Sıraselviler Caddesi 55 Taksim BİTKİLER 6. SAYI CIKTI ARKIN KİTABEVİ'nin yeni satış yeri dün açılch. G Ö K K U Ş A Ğ I okuyucularını, Kitabevimizi görnıeye, gezmeye ve her türlü kitap ve kırtasiye ihtiyaçJarmı buradan temine dâvet ederiz. Babıâli Ankara Cad. 60 İstanbul Reklâmcıhk 1108 3227 Basm: 4218 3249 Fâsit daire TİGARET NM^iZEDİ MÜDÜRÜ ARANIYOR YEFAT Merhum Ethem ve merhum Leman Bıyıkgıl'ın kızı, merhum Abdürrahım, merhum Pakize Bedıanın ve Iffet Ok'un gelınl, merhum Mesut BİIek. Ferıdl Ekrem'ın kardeşı, Zuhtü Atamguç'un sevglli eşı Aypar Atamguç'ün bırıcık annesı 20 3 196S gunu amansız baaulıktan kurtulamıyarak vefat etmljtır Allah rshmet eylesin (HAS. Esl ve OJIn g!8) »M» İstanbula rok \akın \ılâ\ette büyuk bir sınaî tesısın TICARET MUDüRU olarak yetıstırılmek uzere Almanca veya Ingılızce lısanlarından bırısıni çok ıvı bılen, yuksek mektep mezunu ve azamî 35 \a"=ında eleman almacaktır. Taliplerın hal tercümelerı, referansları, vesıkalık fotoğraHarı ıle yazılı olarak (TICARET) rumuzu ıle P K 176 Istanbul adresine müracaatlan nca olunur nâncılık 5740 8226 F. GÜZİDE ATAMGÜÇ z gelışmjş ulkelenn şartları gerılığın «fasit dairelerini» meydana getırmekte ve bu ulkelerı tam bir çıkmaza sokmak tadır. Halk cahıl olduğundan me selâ, batıl mançlara kanmakta, bu ınançlardan ıcurtulamadığından cahıl kalmaktadır Uretımın yeter sızlığınden sermaye bırıkmemek te, sermaye bırıkemedığınden ya tırım az olmakta, yatırım az oldu ğundan üretım artmaktadır. So nuç olarak çok sayıdakı bu çıkmazlar, Prof Nurkse'nin deylmiyle, «fakirlifin fasit dairesini» meydana gphrrr.pkte ve a ı A SATIS MEMURU \1I\\C AKIIIC Şırketımızce muhtelıf vılâyetlerde ıstıhdam edılmek üzere askerlığini yapmış (35 yaşını doldurmarruş) hse veya yuksek okul mezunu elemanlar arasından imtihanla yeten kadar satış memunı alınacaktır. Isteklılerin ve bu hususta fazla bılgi almak isteyenlerin: 1 Izmir'de Gaa Bulvn No. 31 2 Ankara'da Cebeci Caddesı No. 104 3 tstanbul'da Sırkeci, Nur Han kat 2 de Turyağ A Ş Mıntıka Saüş Mudürluklenne 5 nisan 1965 tarihine kadar dılekçe ile veya bizzat müracaatlan üân olunur. Manajana 88/3237 Türkiye Halk Bankası A. Ş. Genel Müdürlüğiinden Bina Satılacak 1 İstanbul Eminönü Cankurtaran mahallesı Soğukçeşme sokakta, mülkiyeti Bankamıza aıt bulunan 52 ada 27 parsel ve 5 kapı No. lu 50 M2. arsa uzerme ınşa edilmiş bodram, zemin ve uç ayrı kattan ibaret Park apartımanı kapalı zarf usulü üe satışa çıkarılmıştır. 2 Muhammen bedeli 108.000. ve geçıci temınatı 6 650 liradır. 3 Dıale 16 41965 Cuma gunü saat 16 da Tüıkı\e Halk Bankası istanbul Şubesınde teşkıl edilen Satınalma Komisyonunca yapılaca^ından, Kapalı zarf teklıf mektuplarımn aynı gün saat 15 e kadar Satınalma Komısvonuna venlmesi veya gonderılmesi lâzımdır. Postadaki gecikmeler nazara alınmaz. 4 Bankamız ihaleyi yapıp yapmamakta veya bmayı dıledığıne satmakta serbestür. (Basın 4203) • 3228 ^Ul
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear