01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 Mart 1965 CUMHURİYET SAHİFE BEŞ ŞIKLIK DA LAZIM Nümunelik Omürler yetmez Çimlenme dâvası Sebebi ne?. Çuvaldız hep bize Şıklık da lâzım «Başbakan Mr. Wilson son derece zeki, fevkalâde akılh bir adam. Fakat çok fena gıyınıyor. Bu yüzden lngılterenın, dunyaca meşhur, itinalı erkek elbiselerine kötü bir propaganda yapmakta, ve zarar etmemize lebep olmaktadır. Bir giyim imtihanı yapılsa, 10 üzerinde, ancak 3 alabilir. Elbiseleri çok geniş, kolları çok uzun. Ceketleri de fazla uzun. Aynca askılan da gbrülüyor. Bu yüzden hükümette en çirkin giyinen adam odur. Bilhassa zarif gıyinmiş yabancı diplomatların yanında onui fotoğrafı ticaretimize fena darbe vuruyor.» Bunlan söyleyen, Ingilterenin erkek terzileri ve Erkek Elbise Modacıları Cemiyetinin Reisidir. Bizde böyle bir dernek var mı, bilıtıiyornm. Ama, yeni Basbakanımıı Sayın Suat Hayrl Ürgüplü'nün dikkatini çekerim. KendUinin, gerçi, her saman güzel fiyindiğinl. aynca yakışıklı bir tat »lduğunu bilirim. Bilirlm ama, anlaşılan, şimdi biraz daha Itina etmesi lâzım. Ne olur ne olmaz, ileride, bir de bn bakımdan hflenma ugraraaun!. *** Times Londradan New York gatırlaragazetetine,göz atalım: yazılan, şu beraber ve dramaturglar tayin olnnması. Bnnnn sebebi de eskidir: Tiyatrolarda dinimize aykırı, ablâka mugayir ve «sol eğilimli oldnğn iddia edilen» piyesler oynanıyormuş. Tani, Belediye Meclisinin heyetleri, piyesleri okayacaklar, düşünüp taşınacaklar, «olur» derlerse pivesler oynanacak, «olmaz» derlerse oynanmıyaeak. Bu nsul, ben kendimi bildim bileli, bin defa teerübe edildi. Ve, her defasında fivasko verdi. Çünkü, çoğn zaman, bn bir geçim kapısı oldn. tşten anlar anlamaz herkeg, bir knlpnnn bulnp, tiyatroya bnrnnnn loktn. Sabne hayatımız çorbaya döndü. Bazan da, guva anlar geçinenler, is basına getirildi. Onlar da, evvelâ kendi kokmuş eserlerini, sonra es dost kayırması oynnlan oynattılar. Rejisörler, «anatkârlar birbirine girdi. ts yine çorba oldu. Kısaca», ne zaman bn «hakkı huznr» kapısı •ralandıysa, tiyatrolanmızın hnznrn kaçtı. Şimdi yine öyle olnyor. Pekiiiiii... başını boş mn bırakalım tiyatroların? Hayır, bırakmayalım. Talnız piyesleri alanlan, oknyanlan, kabnl edip etmiyenleri, yine tiyatronun içinden seçelim. Ve, bnrada. Sayın Belediye Meclisl fiyelerine, bilmiyor göröndükleri, bir feyi haber verelim: Bnnlar zaten vardır. tnanmazlana, pek beeeremezler ama, bir piyea yazsınlar da, tiyatroya versinler. Nerelerden geçip, niçin red (veya kabnl) olnndngnnv görürler. Talnız, körolası, hakkı hnznr yok mn? An* O hakkı hnznr!!! *** oonk iyi çocnktn, mühendisti, çalışkandı, yakışıklı idi; ama kekeme idi. Kekemenin özel bir çeşidi.. Rahatlıkla söylediği, hiç takılmadığı kelimeler vardı. Avı, ayva, ayran, aylak, albay, alay, alev... gibi sözleri hattâ lâle, lahana, lâpçin çibilerini de göylerdi. Galiba ağız açıiarak başlayan kelimelere takılmıyor.. ille de B, hele P ile başlayanları bir türlö rahat konnsamıyordu. Bir gün «pathcan» diyecek oldn .. Pat, pat, pat.. dedi.. sıkıldı, vazgeçti söylemekten. O gün buçün adı Patpat kaldı. O da bunn kabnllendi. Ve P ile başlayan kelimelerden hep sakındı. Şimdi Şükrü Bey meselâ: Perakende, perde, pergel, pire, perende, pala, palavra, pavyon, patırdı, patron, palamar, pavorya, para (hele bn kelime) pazar, papaz, papatya.. gibi kelimeleri söylemez. Ne yapar söylemez de, papaz yerine kesis der, pazar yerine çarşı der, patırdı yerine gürültü der.. çaresini bnlnr. Sükrünün ikinei bir özelliği de miyop olması İdi. Tani bir seye koklar gibi bakmazsa iyi seçemezdi. Onnn için galiba bes numara eözlük takardı. Tabiî okur yazarken de bn gözlüğü çıkarırdı.. Patpat Sükrfi Almanyada çalısıvorken iyi para kazanıyordn. Kimsesiı bir çocnktn. tyi hnyln, neşeli, hesabî. tendürüst bir çocnk oldufnndan kendini mnhitine sevdirmisti. Almanyada çalıstığı müessese İle mnnasebette bnlnnan knvvetli kimseler, Şükri) gibi iyi bir elemanın memlekette daha faydalı olacagını düşünerek onn dolgnn aylıkla anzaje ettiler. Şimdi yeri de iyiydi, kazancı da İyiydi. Bir ekslçi «Şükrü» nün ailesi yoktu. Çocnk Darüşşafakada yetismis, müsabaka ile Teknik Cniversiteye girmis, oradan «pek iyi» çıkmıs, ihtiıasını Almanyada tamamlamış.. orada da is bnlmnştn; ama yaslı bir halasından başka kimsesi olmadığı için rahat degildi. Obfir taraftan böyle bir kemiksiz ette herkesin göztt vardı. Arkadaslan, arkadaşlannın ailelerl «Şükrü» yü evlendirmeyi düsfinmflyor degildiler; ama şimdl de kimsenin arasına girileeek zaman defildl hani!. Pirdes Hanım girgin, çok bilmlş, feleğin çemberinden bir kaç defa geçmiş, flç koeadan boşanmış, iki koca gömmüş, şimdi de bir çok derneklerde çalışan çok çalışkan «dnl» lardan idt. Dogrnsnnn isterseniı Şükrüyü pekâlâ idare ederdi; ama arada çok yas farkı vardı.. 2530 sene kadar bir şey. O da bngün için mfihim degildi. Geigelelim. on sene sonra Şükrü Bey 40 snlarında, hanım yetmişe merdiven dayamıs olnrsa denge bir daha dttıelmemek üzere boznlnrdn. Ondan dolavı o tarafa pek gitmedi.. de akrabasından Nazlıyı ŞSkrfiye başgöz etmeyi daha münasip bnldn. Nazlı sessiz sadasız bir kızdı. Gflzel de değildi. Eh Şükrüyü idare ederdi. Etmese de Firdes Hanım idareye yardım edebilirdi. Anlarsınız ya!. Firdes Hanım fikrini kimseye açmadan önce Şükrü lle tanıştı. Bir mahallede otnrnyorlardı.. müşterek anbapları da vardı.. Şükrü Firdes Hanımdan hoslandı. Firdes Hanım hoslaşılmıyacak kadın değildi. Çabucak ahbap oldular, ve kısa bir müddet sonra Firdes Hanım Şükrüyü evlenmeye kandırdı ve pek güzel bir kızı kendisine tanıtacağını söyledi. tşlerini çabuk yürüten Firdes Hanım bir akşam toplantısma Şükrüyü davet etti. Orada boyln poslu, yeşil gözlü, yanağında sakağına yakın bir yerde beni olan bir güzel tazeyi gösterdi. Kendi farkmda olmasın! Czaktan tetkik edinizl. diye de tenbihledi. Şükrü tazevi beğendi. Ondan sonra işler daha çabnk yürüdü. Firdes Hanım adres verdi. Şflkrfinün halası gitti Nazlıyı ailesinden istedi. Aile razı oldu» derbal nSfns kâjhtlanm muameleeiye verdiler. Kiğıtlar asıldı» o zamana kadar isleri Firdes Hanım idare etti. Nazlının ailesi değil de kendisinin bir tek dilegi vardı. Kızcagız gözlüklü adam istemiyordn. Şük Patpat Şükrü Burhan FELEK rfi de her yerde gözlük takmamaya çalısacağını, mümkün olursa gbzün ıçine konan camlardan alacağını vâdetti... N'ikâh günü gelip çattı. Kız tarafını Firdes Hanım idare ediyordu. Oglan tarafınm yapacağı şey nikâhtan sonra bir kokteyl tertibinden ibaretti. Onn da Şükrünün mektep arkadaslan üzerlerine aldılar.. Zaten Firdes Hanım isi gayet çabnk derleyip topladı.. Nazlının nikâblıgını kendi yaptı. Görüsülene göre nikâhtan sonra bir kokteyl.. Ondan sonra yeni evliler on bes gün için Romaya gideceklerdi. Pasaportlar nikâhın ertesi günü yapılacaktı. Nikâhtan evvel evienmiş diye yazılamıyordu. Dogrnsu her şey yolnnda gitti. Sükrü de pek memnnn idi. Güzel bir kız.. rahat bir aile. daha ne ister.. değil mi?. Arkadaslan çocukla habre alay ediyorlardı.. Ulan yine turnayı gözünden vurdun!. Bir kere gSstermedin nişanlım! Ne oluyorsnn? Kapıp kaçacak mıyız? diye satauyorlardı .. Vallahi be.. bende dejil kabahat.. Nazlı öyle istedi» alay etmevin!. Hani simdiden kıkıkıkılıbık olmadım. ben de böyle şeyierden sıkılırım.. diyerek durumu anlattı. Sükrünün halasından başka kimsesi yoktn ama dostn, abbabı çoktu.. nikâha elli. altmış kişi çağırdı» bir o kadar da Firdes Hanım çağırdı.. kız tarafının o kadar davetlisi vardı .. Nikâh akşam üzeri saat beşe dogrn idi. Ne kadar olsa Şükrü beyecanlandı.. Bir akşam evvel saçım kestirmfşti. Nikâh günü bemen bemen biç işe gitmedi, evde kaldı, dinlendi. Firdet Hanım geldi, son tenbihatını yaptı .. Aman, sinirlenmeyin!. Bir koyn renk kostüm» açık renk bir kıravat falan, diye giyeeeginl de tayin etti. Giderken de .. Ha!. Unntnyordum. Nikâb sırsıında takın gSzIük takmavın!. Biliyorsannz.. kız sinirlenlyor... Tabiî tabiî.. ne olaeak eanım.. zaten ben okur yazarken rözlüğümü çıkannm. Hah!. Hadi bakayım aslanım!. Göreyim senü. beni mahenp etme!. diyerek çıkıp gitti. Saat bese dogru Sükrünün arkadasi mDbendi* Selâmi geldi. Ne de olsa çocnk bryecanlı idi.. Ne olnyertnn yahn!. Ne heyeeanlanıyorsnn? diyen Selâmiye: Oynneak degil yahn! Evlenlyornm. Tanımadıgim bir kızla hayat ortaklığı» kolay mı? Yeni şartlar. yeni bayat .. Herkes öyle yapar canım.. sen kızı tanıyorsnn!. Tanımasına bir kere gördüm.. çok da methediyorlar . Aile nikâhsız gezmemize müsaade etmedi ki.. Zaten kaç gün nişanlı kaldınız yahn?. Hadi badi, ça.' ak giyin .. Şükrü giyindi.. Selâmi ile beraber çıktı.. bir güzel taksiye bindiler.. Arabada Şükrü hiç lâf etmiyordn.. Selâı i: Konussana be!. Nedir bn imtihana gider gibi.. sapsarı olmnşsun . öyle oldum.. birinei defa başıma geliyor.. nikâb dairesinde tutnlnrnm diye korknyorum. Tok be!. Bir evet diyeceksin.. işte o kadar. Evet derim.. demesine.. insallah tn, tn, tn, ta tşte .. Bırak, üstüne varma!. Orada Allah kuvvet vtrir» okn, üfle!. Üfledtm.. üfledim .. Nikâh dairesine vardılar» daha gelinl getirmemlşlerdi .. Ahbapları Şükrüyü aldılar.. biraz şakalaştılar. çocuk açıldı.. heyecanı azaldı. Beklediler» zaten son nikâh imiş.. saat beş buçuğa dogru gelin geldi. Memur da sabırsızlanıyordu.. hemen çağırdılar... Şükrü yürüdü. Şabitler.. yerlerine geçtiler.. gelin otnrdu Şükrü otnrdu. Nikâb memurn meshur konusmasını yapmaya başladı.. Şükrü hiç bir sey anlamadı. Sadece biraz loşça olan aalonda yeni esini tetkik ediyordn.. ne yazık ki gözlügü yanında değildi. Çocuk kansını gelin olarak nikâh dairesinde bir kere görüp övle almak istiyordn. Birdenblre nikâb memnrnnnn gözlügünü çıkarıp masa üzerine bırakmıs olduğnnn gördü. Memur da oknmak için gözlüfünü çıkarmıştı. Hiç tereddüt etmeden ve gülümseyerek memnrun gözlügünü aldı, gözöne taktı tamam. memur da miyop imiş.. ve gözlükie müstakbel eşinin yüzüne baktı. Aaaa! Kızin sakağına yakın beni yok. gözleri de o değil . Allab Allah... Biraz daha dikkatle bakarken kız başını öteye çevirdi... Şükrü Nazlının kolundan tuttu.. ve: Ba, babana bakar mısınız?.. Kız: Sen babana bak!. diye kalktı» Şükrfl de kalkti. Memur: Nereye gidivorsnnnz?. Riea ederim.. bn lşin şakası yoktnr.. derken» gelinin fenalık geçirmekte oldnğunu söylediler.. Firdes Hanım geldi. Şükrüye: Ne yaptımz Sükrü Bey!. Kızın gözlük görmey» tahammülü yok!. Bak baygınlık geçirdi. Hadi git imıa et de» is bitsin.. rezalet olaeak. Şükrü yavas yavaş konnştn.. Firdes Hanım!. önce gördttğüm Nazlının yanağında beni vardı.. bu Nazlının yok... Aaa!. O yapma bendi. bugün koymadık... Ne ehemmiyeti var... Ama malda da değisiklik olnyor.. ya gözlerinl ne yapalım. Onnn gözleri yeşildi. Bnnunki »an elâ gibi geldi bana!. Gözlükle sana 8yle görünmüştür çıkar şn g6zlüğü Allah askına . Zaten memnr da gözlüğünü anyormuş .. Buyurun memnr bey. teşekkür ederim.. aynı gB» lüğü takıyormnşnz... Merasim ne olaeak? AMedersinız.. ben izdivacı geri bıraktım... Naşjl olur? BasDayağı olnr memnr bey. lraza etmlyeceğim bngün.. Pekâlâ.. odacıya: Ali Efendi! Söyle dâvetlilere nikâh geri kaldı. diyerek odasına çekildi . Bir hay huy» Firdes Hanım barbar bafınrken Sükrü: Firdes Hanım.. telâşlanmayın!» Ben eşimi iyice görüp incelemeden nikâh defterini imza etmiyeceğim, diye söylenince bayılma sırası Firdes Hanıma geldi. Aradan tam üç ay geçtikten sonra Şükrü, aynı nikâb dairesinde evlendi.. ilk gördüğü kızla... Meğer o tazeye «seni beğenmedi» demisler ve miyop Şükrüye Nazlıyı yutturmak istemisler.. o gün bugündür Firde* Hanım Sükrünün yüzüne bakmadı. Bakacak yüzfl yoktu .. Ne kadınlar var be! Nümuneye uymıyan malzeme verildiğini gördüm ama bn usulün kadına tatbik edileceti aklıma gelmezdi. diye söyleyip dnrnyordn. Patpat Sükrü şiradi pek mesnttnr. Nümunelik Araerikaya (!) alt Kıbru meselesinln Güneygiden Ikl ikinei başkısmını anlatmaya klsiHk tyi Niyet Heyetimizin Başkanı («teki de kandı herhalde) Kasım Gülek dostnmuı yorda lyi haberlerle döndü. Söylediklerinden anlaşılıyor ki, fiıtad, oralarda yalnıı Kıbns meselesini anlatmakla kalmaroıs, başka bir takım işleri de görüşmüs. Bn arada lşsizlik dâvamıza da bir eSıflm noktası bnlmnş gibi. Meselâ Paragnaylılar Türklere hayranmışlar. Oraya gidecek «lan Türklere hem iş, bem toprak, hem de kredi vermeye hazırmışlar. Heyetimiıin Başkanına «biz Türklerl bekliyoruz» demifler. Bir defa, bn iyi. Demek, Almanya kontenjanı dolarta, elimizde bir de Paragnay var. Hattâ sevimli Gulek bn güzel baberine eaılp bir sey daha llâve ediyor: Orads nüfnı azlıgı ve ayarıızlığı olduğundan 1 erkefe tam 10 tane kadın düşüyormuş. Hımmmmmm... Pek açık olmamakla beraber, Paraçnaylı devlet adamlarının Gfilek'ten ıırarla Türk ıstemelerinde, bn hususta bir mnvazene temini arznsu da, bnlunduğu hissediliyor. Yalnız, Kasım Gülek. bilindigi gibi, hem gençtir, hem bekârdır, hem güçlü knvvetlidir, gporcudur, yakısıklıdır, levimlidir, sıktır filân .. Paraguaylılar hepimizi onnn gibi zannettilerse, ileride, hayal snkntuna uğrayacaklanndan korknlnr. Onnn için, yine en iyiıi, arada bir, Kanm Gfilek'i göndermeli. Şöyle bir dolaşsın, gelsin. Böyleee, bir memleketin, kazanılmış dostluğunu elden kaçırmaraıa olnrnt. *** Sebebi ne?. azizliklerl devam ediyor. Şehlr eereyanınınevde semtte iki ötekinde bir Hafta içinde. bizim defa elektrik kesildi. Birisinde yoktnm. Ömürler yetmez yici bir tedbir atmayV düsürrmediJtimiıden ilefl geliyor. Akla geldi ği gibi derrae eatma bir iki misal: Işte tasarrnf bonolan. Vaktiyle, beaabı kltabı yapılmadan bir aeele eıkanldı. Şimdi al alamazsın, tat aatamazıın, 8de ödeyemezain. Zaman zaman, bnğdaylarımıza saldıran çekirge ıfirttleri, yahut, tütünfimüzün baş belâıı mavi küf hastalığı da böyle. Haftalarea, battâ sylarea evvel «geldi, geliyor. Yayıldı, yayılıyor» diye haber alıyornz ama, fideta misafir bekler gibi, bekliyornz. Ondan sonra kıyamet. Şimdi, gelelim gecekondulara. tmar ve tskân Bakanı Sayın Recai tskenderoğlu geçen gün açık konnştn: «Geeekondu dâvası 125 senede ancak (dikkat edin, a da ancak) balledilebilir» diyor. Vaktiyle Bnlenemeı miydi? Haydi, Snlenemezdl. Bnnlara mıntaka mıntaka yer gösterilemez miydi?. Haydi, gösterilemedi. Yapılar kontrol edilip otnrnlabilir bir sekle aoktnrnlamaı mıydı . Haydi, sokturulamadı. Hiç olmazsa, yalnız ihtlyaç sahiplerini bırakıp, bugünkü geeekondu tiearetinin önüne geçileme» miydi? Sayın Bakan, yine, çok iyimser bir zat olaeak. Bize kahrıa, bn gidisle, geeekondn meselesi ne 135, ne de 225 senede halledilemez. Çünkü, onnn için de, şimdiden bir şeyler yapmak lâzım. Bizde Bakanhk, babadan oğula intikal eder bir miras olsaydı, tmar Bakanımızın torunlannın tornnlarının tornnları da hep bn işle uğrasır, ve bir türlö sonuna alamazlardı. *** çokv4ıemen hemen büBasımıza *ert olaa^Mrvaktinde davranıp önte tün, meselelertmts •aate yakın bir zaman mnm yakıp derdimize yandık. Tabii, bast» Elektrik tdaresi olmak fizere de, bir çok «erkinı» hatırımızdan geçirdik. Haklarında bol bol lâf ettik. Herhalde knlaklan çınlamıştır. Bn bahiste, hafta içinde, gazetelerimizden birinde bir ineeleme (tetkik) yazısı çıktı. Üretim, tüketim, tel, takat, kilovat filân hesaplarını bir kenara bırakın. Onlar karısık seyler. Yslnız, cereyan kesilmesinin cebepleri çok mühim. Efendim, tstanbnlnn (belki Steki şehirlerde de öyledir), cereyanı iki lebepten kesilirmis: 1 Fareler. Bnnlar mnhavvile merkezlerinde tellerin arasma girer, bem kendileri öliir, hem de eereyanı keserlermis. i Çoeuk nçurtmaları. Bnna dair fazla malumat yok ama, herhalde, açıktaki tellere takılıyor olmalılar. Gördünüz mü Işi şimdi? Hep çektiklerimiz, meger, fiçanlar ve nçnrtmalar yüzttndenmiş. Bnnn oknynnea bfitfln bütün çileden çıkmamak kabil değil. Hani, dogrn dürüst bir şey olsa «ne yapalım? Elde değil!» diye katlanacağız. Ama, nçan ve nçnrtma .. Çıldırtırlar Insanı, valla!. *** Çimlenme dâvası lük, topallık, kolsnzlnk taklitleriyle kendilerine acındırmak rollerinde, dogrnsn, dfinya sanatkârlariyle rahatça boy ölçüsebilir, bir kemale ermişlerdir. Son derece tabiî oynuyerlar. Meslek tarafına gelince, orası, daha önemll inkisaflar gösteriyor. Erznrumda bir dilenei yakaladılar, mefer adam (galiba Elâzıtda) hay. van tüccarlıfı yaparmış. Bir tane de Ankarada yakalandı, o da Adliyede mübaşirmiş. tstanbulda da hem dilenei, hem hırsıı bir küçük kız çıktı ortaya. Bn kıı öylesine mahir bir şekilde yetiştirilmiş ki, deger olarak, kendisine 500 bin Hra fiat takdir ediyorlar. Hani, futbolcu transferleri var ya, onnn gibi. Beş yflt bin lirayı yatınrsanız kızı alıp Igletebilirsiniz. Dileneilik vapamazsa hırsızlık, bırsızlık yapamazsa dileneilik. Fakat mntlaka iyi para geti> riyormn;. Üttelik, yası küçük oldnğn için, mahkâm da edilemiyor. Şimdi pek moda oldnfuna göre, demek ki, mfikemmel bir yatırım sahası. Dilenciler, işi iyice azıtarak, geçen gün de, kendllerinl toplamakla vazifeli teskilâtın b»şkanı olan, Sayın Hasim tşcan'ın etrafını «armıslar. Takasını güç kurtaran Belediye Başkanı yanındakilere «hiç olmaısa, Belediye Sarayının etrafını bunlardan temizleyin» emrini vermis, tlâhi tscan! Yakıstı mı bn ya? lyi bir ba*kan, tersine «bütün dilencileri bizim «arayın etrafına toplayın» emrini vermeliydi. Ne olur, biraz da, belediye erkânı rahatsıı olsun da, halk rahat etsin!. tanat ve meslek Memleketimizde dileneilik, Dilencilerimiz, kör> olarak gittikçe yayılıyor, ve itibar görüyor. Ba ifin sanat tarafı malum. GÜNEŞ SİGORTA ANONİM ŞİRKETİNDEN 16 mart 1965 tarihinden itibaren Santral Nurnaralanmızuı 123456789 27 96 50 (Uç Hat) olarak değişeceğini duyururuz. Saygılarımızia Cumhuriyet 2899 Şirketimizin ithalât servisi için daktilo bilen Akreditif v» kota mevzularından anlıyan 2530 yaşlarmda eleman arıyoruz. Müracaat: 44 10 85 den randevu alınması rica olunur. 14 Mart 1926 tarihli Cumhuriyet'ten İİ İ Otedenberi, bizim belediye meclisierinin İkide bir tepen bir meselesi, hafta içinde, yine ortaya çıktı: Şehlr Tiyatrolarına edebl heyetler BOZKIRDAKİ ÇEKİRDEK 268 Bozkırdaki Çekirdek Evet, gitmistir bizim fırın .. Yarın çatarun bir daha . Benim merak ettiğim, Düze çıkan yolu bitirdiler mi arkadaşlar? . Sabah biz çıkarken ne diye bağırdıydı ardımızdan Cemal öğretmen?.. «Dftnüşte yükü susa boyuna yıkmak vok . Düze çıkacaksımz ciple» demedi mi? Dedi ya, böyle rahmet yazılı değildi, hesapta . Ben, arkadaş doğrusunu istersen, cusayı bulacağımızdan şüpheliydim. On beş gündür, var güçleriyle düzelmesine çabaladıkları toprak yolun, bu sabah susaya kavuşan son on beş metresi kalmıştı. Bunun yedi sekiz metresi çok bir şey istemediğinden, bu akşam cipi Düze çıkartacaklannı umuyorlardı. Susayı Keşis Düzüne, kamyon tekeri döner ham yolla bağlamadıkça, kum, çakıl, çimento, kireç, direk, tahta cekmek imkânsızdı. Bunlar da çekilmedi mi. ilk ış olarak ele alınacak. iki yüz kişilik yataklıaneye başlanamıyor, günler geçiyordu. Oysa, Müdür Bey Bakanlığa «Şu kadar günde yatakhane tamam . O günün sabahı gönderin gelsin öğrenciler» demişti. «Su kadar adamla. şu kadar isin kaç günde biteceği besabını Bakaniığın mühendisleri yapmış ki, saat aksamaz. Aksadı mı, suç Dumanlı Boğaz psdüdüsünün kurucularında . Rezillik ki ne kadar . Olmeli adam, yok ötesi» . Sultan, Boğazın ağzında inecek oldu ama, Emine öğretmen bırakmadı: Gidelim kampa Sular biras yatıssm! Seni çöndeririz, meraklanma! Ben sökerim çamuru Emine hanım! Olmaz. Susa hep böyleyse Nuri Bey seni ciple götürür. Keşis düzünde yola bakan gözcü yoktu. Buna biraz canları sıkıldı çocukların .. Düzün burnunu kıvrılınca yolda çalışan da göremedUer. Yıldız elini cıgara paketine götürüp hemen geri 8OLDAN SAĞA: 1 Parlak lâflarla halkı kandırıp politikada basarı saglamaya çalışma Bahrlye VeklU thsuı bey jehriurulü (uluslararuı bir nlzdeki deıüz mttesaeselerini teftiı Reklâmcılık 984/2925 Koylünün toprakta yapıp terim). 2 hayatını kaetmek üzere uuızın Istanbul'a gelzandıgı is, nota. 3 «O kişi İle git •nljtir. Bahriye müesseselerindekl gdrüs!» anlamına karma bir emir. 4 teftisuıden sonra İhsan bey kendl«Tecavüze uğramıyacağı garantl edilaiyle konuşan btr muharrlrimize mis toprak alanı» manasına Ikl söz. ı::: junları »bylemijtir: 5 Bir soru edatının çogul şekli, Avrupanın buyük akar sularından. 6 • •• • Ba anl teftijten çok mem• nunura. Bir Deniı Harb Akademisi idare bölümlerimlzden. 7 Güney Vietnam'da Budlstler hükümete karsı :: kuncagız. Bunon ilk hazırlıklan:: böyle bir tavır takınıyorlar, «bembe •••• na bajladık. Öte yandaıı tamiri ge•••• Ankarada 12 2/1965 ve 14 2 19G5 tarihli Vatan ve Yeni «•• yaz> karsıhğı karma bir söz. 8 Za !••• reken gemller de ele alınacaktır. rara giren (iki sdz). 9 «Kuvvetli ssss Tavnz'un tamiri hunuunda baıı Tanin. İstanbulda 13,2/1965 ve 15'2/1965 tarihli Cumhu:: fabrikalardın tekUfler alımnıjtır. :: bir sahs/yeti olmıyan üye» anlamına riyet ve Milliyet gazetelerinde yayınlanan ilâmraızdaki Yavuz'u havuza çekerek onnn rahiki söz. teklif verme süresi 31'3/1965 günü saat 17.30 a kadar nesinin tespiü lâzımdır. Belki ba YUKARIDAN A9AĞITA: yara hafifttr, bizim yapabileceğiuzatılmıştır. 1 Işl giıcü katakulli ile hayatını miz bir «eydir. Yavm beş veya alkazanmak olan kisilere böyle denillr. TÜRKİTE ŞEKER FABRİKALARI A.Ş. tı ay eonra havtıza alınacak ve 1 Buzun güneg karşısında yapmarahnednln dereeesin* göre İzmltte ya mecbur oldugu hareket. bazı günler (Basın 3678 A. 2009/2896) (amiı edllecektir.» sabahları İstanbul ufuklarım kaplıyanlardan. 3 Eğimli hale gelme 1si, hiç de fen« değil. 4 «Fırlatan kol ucu» Fransız elçisi karjıhğı İki söz, bir renk. 5 «İçeriCUMHUKtYürrio ye yürür» manasına bir çekim, hiç baAnkaraya gitti 1 2 3 4 3 6 7 8 9 z^ı enr i m l z o l m £ * ; WNI\!4IYB * ~ Omim rosa Fransızlar böyle derler (söy İnhîsar Idaresin» lendıgi gibi yazılmıstır), koza 1000 vagon daha bocegin t!tî Eöt'HKffl denilen 7 «Emarifeti. şeker veriliyor kip biçme isl yaBozkırdaki Çekirdek 270 Bozkırdaki Çekirdek 269 pılan yerde» kar Dunkü buioıacaıııo filığı bir söz ve •••• geker buhranını onlemek mak•••• •••• yaya bizim Bekir» diye eğlendiler. halledilmij jekl) bir edat. 8 Sık •••a fadıyla $eker İnhisar İdaresin» çekti: sık hastalanan mızmızlara böyle derlklnci partl olarak bin vagon daha Bekir, buranda getirmiye koşan Esefle Yıldın Paydos etmiş Müdür Bey işi .. ler, defa. 9 Aramızın pek lyi olgeker verllıneıt kararlaftırılmıştır. küçümseyen bir bakışla tepeden tırnağa süzdü : Bu rahmette kazmayla kürekle çalışılır mı? | madığı bir komşumuzun bafkentl. bir Asıl bunlan toparlamış Dumanlı Boğazın seli Yağmur bastırmadan bitirdilerse? j zaman parçasının tersi. İspirto ve alkollü de, öğretmenim, sen yakalanndan tutup çıkarmışsm! Esef, «Olmaz öyle sey» diyecekken kayalan kur Bilemedin Bekir, asıl onlar, cipi yakasından tulup ambar çadırını eski yerinde gördüler. Dört içkiler tasansı tutup çamurdan çıkardılar... direk dikilmiş, katırlaruı üstüne, şöyle böyle bir :::: Emine öğretmen kayalarm ardında zorla yükseburanda gerilmişti. Görünürde kimseler yoktu. •••• gündeme alındı •••• len dumanı görünce, Sultanm koluna dokundu: Cip durunca, ambar çadırndan Çakıllı Bekir O Büytik Mlllet Meclisl diinkfl top Hadi, kızlar bakayım bir, Sultan Hanım! zan çıktı. Cipi görmesiyle, önce sevinerek atıldı. lantifinda ispirto ve alkollü İçkiler ökkeşin yanında bir an durdular. Delikanlınm Dört beş adım koşunca yavaşladı, ayaklannı sürtekannn tasarısının gündeme alınmarek gönülsüz yaklaştı. Tepeden tırnağa çamur içintam üç gün uğraşarafc yaptığı fınnı sağnak önce da•ına karar vermistir. deydi. Başına bir çuval geçirmişti. Adamakülı üşüğıtmış, kayalardan akan sular da çamuru götürüp Öte yandan muhaclrlere verilen düğü morarmış dudaklarından belliydi. ortada yalnız tuğlalan bırakmıştı. metmk malların da kendilerlne terSultan keyifsiz keyifsiz güldü: Bitti m; yol Bekir? Sürüp çıkalım mı? Dosya No: 1964/3451 ki hnsnnı da Meclisce kabol edU Sevin yavrum, tuğlalan yememiş rahmet ney Cipi bilmem Senin ayakla çıkacağm şüpmlştir. Bir borçtan dolayı mahçuz K ki.. heli Bay Esef! .. Battı buraları .. Sesi boğuk, olup, satılmasına karar veri Şunun üstüne adam bir buranda atıvermec göğsü hınltılıydı: Dokunmadı mı, bu âfât sakın, İki Rum mektebi len 5500 lira kıymetinde bir Fransa'nın Türkiye BüyükelçUi mi? Kara Dervişin değirmenine, herifin duası güc\yle?.. adet 45 santim is alan planya M. Albert Sarrot dun trenle Ankadaha kapatılıyor Bekir Ozan başını salladı: Duası gücüyle Derviş ağa da battı Allahıma tezgâhı motorsuz birinei açık ra'ya gltmiştlr. Fraıuız gazeteleri Sen olsan atardın! Sahipsiz mala kim bakar? şükür artırması 15/3/965 pazartesi gü bu aeyabat hakkında Franaız dipTürkee mualllmlerine der» basıAma hakçası, çimentoları zor kurtarmışlar arkadaşÖkkeş cipten hoplayıp telâşla sordu: lomaüarının fikirlerinl yayuılanü saat: 12.30 13.00 arasında na 75 kuruj Uzerlnden maas verlar... Çadırlara bile yetişememişler. Kurtarduuz mı fırını, Bekir? :::: maktadırlar. Franaız diplomatlarına hâlen bulunduğu Mahmutpaja mek lstemeyen TaUvla'daki (Knr•••• göre bu seyahat Ankara Elifle Petek, Emine öğretmeni görünce sevinçle Bekir Ozan, başka bir djlle konuşuluyormus İtilafnaruluçtaki) iki Rum mektebinin daKürkçü Han. No: 7/8 de yapıkoştular, yanına gelince, ne yapacaklannı bilemeyegibi bir an anlamadan baktı: mesinin tamanılanmaaıyla aiAkalı ha kapatılması hakkında Maarlf lacakür. O gün verilecek bebulunmaktadır. rek öylece durakladılar. Ceneviz kalesinin horasan çimentosuyla mı Müdürlügün« »ebligat yapılmıutır. del, muhammen kıymetin Vali doldurdun fınnı ki, sen bunu sormaktasın, derbeder Geldin mi öğretmenün?. ini bulmadığı takdirde 17/3/1965 ökkeş! Burayı rahmet aldı ki, Keşiş Düzünü teme Korktuk!.. çarsamba günü aynı mahal ve linden söküp götürmesine çok bir şey kalmadı. Batırdı biıi rahmet .. saatte ikinei satışı yapılarak Hanım, senin bavulu kurtardı. Ökkeş Tiğit, lâfın gerisini dinlemeden fuına dogen çok artırana ihale edilecek ru hızlı hızlı yürümüştü. Aklına geldi karyolanın altında olduğu, setir. Dellaliye ve ihale karar Nuri Çevik cipten atlayıp seslendi: ğirttl. pullannm alıcıya ait olup tâTürkçe, Ingilizce ve Fransızca lisanlanna vakıı Sekreter Yıldız!.. Esef.. Bir sağlam buranda alın gelin Sağolsun!.. Islamnışsııuz. Üşümüyor musuliplilerin belli gün ve saatta aranıyor. Steno bilen tercih edilecektir. Maaş dolgundur. anbardan .. Çekin şunun üstüne şimdilik .. Bekinuz? mahallinde bulunacak memur» tSekreter» rümuzu altında P. K. 823 Karaköy adresine yazılrin kılığma bakıp acıyarak gülümsedi: ... Seni su Yokfiğretmenim.. müracaat lan ilftn olunur. ması rica olunur. toparlamıştır diye korktular bunlar .. «Akılsız oldu t'sümek de neymis?.. (Basuı 3522/2897) fundan, katırlan da yanı nra götfirmüştnr 8t« dfin(Arksaı TB»> OKLAR LIMITED ŞİRKETİ YAVUZ ZIRHLISI HAVUZA GfRİYOR Elektrik Motoru ve Donatımı Satın Alma İhalesi Yazan : KEMAL TAHİR Istanbul 8 ınci İcra Memurluğundan SEKRETER ARANIYOR Cumhuriyet 2903
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear