25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8AHİFE tKf f 80 Kasrm 1965 CUMHURÎYET SON GECEKOHDÜ OLAYI Prot. Fehmi YAVUZ eeekondn Kamnııı Tatansnu gorüşmek uzere geçen hafta İmar Bakanlığmda büyük şehirlerlmlzin belediye başkanlan ve bazı temsildleri toplandı. Bu toplantı teknik btr çalışma smın Içinde kalsaydı, tzmir ve îstanbul'daki gecekondn olaylarmm hiçbirl ortaya çıkmazdı. Böyle ohnadı. Yctkililerln polltik gösteri havası yarataeak şekilde konuşmalan pusudakl gecekonducBİan eesaretlendirdl ve harekete geçirdi. Geri kalmış memleketlerde politikacının rolü çok önemli ve sorumluluğu da o ölçüde ağırdır. Son 1520 yıl lçinde Devlet idaresine kanşan halk kitleleri bizde ve Diinyada olup bitenleri yakından izlemesini ve kendi çıkarlanna değerlendirmesini öğrenmiştir. İşte harekete geçmiş ve her zaman fahlanmaya hazır olan bu ham kuvveti akıllıca değerlendirmek poIHikacmm başansma saşmaz btr olçü olmak gerekir. Bu değerlendirmedekl başarısızlık ise memlekete pahalıya mal olar ve ilgililere çok şeyler kaybettirtr. Örneğin, şehirlere «.knıın durdurnlması söz konusu bile değilken, Gecekoodu Kanunu Tasansını görüşmek üzere yapılan bir toplantıda hükumet başkanınm ve sonunln bakanın yaptığı konuşmalar yangına petrol sıkmak gibi bir etki yapnuşür. 6 güçlükleri de hatırlamak gerekir. Ba güçIfigün sfandl kat kat artmjf olaeağı «711 bir »erçekür. Arsa yağmacılığı 6 Ekonomik erozyon vet, şehirleşme devam edecektir. İleri memleketlerin hepsinde köylü az, şehirli çoktur. Ancak bnnnn Istanbul, İzmir ve Ankara gibl bir kaç büyük şehrhnizin daha fazla büyümeslyle gerçekleşmcsi de gerekmez. Günümüzün tekniği ve ulaştırma imkânlan, sanayiin kuruluş yeri, iktisadî faaliyetierin dağılışı ve şehirlerin büyümesl bakımuıdan bir esneklik getirmi; bulunuyor. Tiirkiye'nin en zengin bölgelerinden sayılan Akdenü sahilleri bomboştur. Bütün imkânlanmızı Batıda ve özeliikle Kutey Batı Anadolu'da toplamak suretiyle memleketi sosyal, ekonomik ve kültürel erozyon tehlikesine doğru itmekteyiz. Memleketimiı açısından sosyal erozyon, işgücüne giivenenlerin küçük yerleri bırakarak Batıya koşmalan, ekonomik erozyon, küçük yerlerde biriken sermaycnin ve yapılan ta«Bir gecede mesken yapabilen> kimselerden sarrufların Batıya akın etmesi, kültürel erozyon sevgi ve hayranlık duygularuun esirgenmemesi koise yetişmiş, tecrübe kazanmıs kiraselerin daha çok Batıda toplanmalan anlamına gelmektedir. nusuna da kısaca değinelim. Prof. G. Kessler, Halbuki Beş Yıllık Kalkınnıa Plânında ve MEH Charles Abrams gibi uzmanlann yazılarında ve raporlannda bu duygular açıkca belirtilmiştir. DeTAP (Merkezî Hükumet Teşkilâtı Araştırma Promokrat Parti iktidannın ilk Sağlık Bakanı Prof. Jesi) raponında bölgelerarası dengesizliklerin hafifDr. N. R. Belger de 1950 de hazırladığı «Ucuz Evler letilmesi öngörülmüştür. İşte Devlet adamlannm Kanunu» tasansmm gerekçesinde şu satırları bulubölgeler arasındaki dengesizliği hafifletmek için yoruz: «... bir gecede bir ev yapma kaabiliyetini göstereceğj çabalar yalnız gecekonduculuk alanıngösteren büyük Türk Milleünin, makul bir yardım da değil, öteki sosyal, ekonomik ve hattâ stratejik karşısında güzel vatanımızı imara muvaffak olacaalanlarda da olumlu etkisini gösterccektir. ğından asla çüphe edilmemelidir.» Üzerinde çok az durulan stratejik alan çok önemlidir. İngiltere'de Ikind Cihan Savaşmdan çok kısa bir süre önce hazırlanan ve Barlow Raporu diye ün alan bir eserde, sanayiin ve insanlann bir on olarak, dengeli bir yerleşme politikası uykaç bölgede toplanmasının yaratabileceği tehlike gnlamak zornnda olduğumuzu, Konut Kanunurakamlarla ortaya konuyor ve buralann düşman nun hızla çıkarılması gerektiğinl belirtmek lshava akmlan için çok cazip hedefler olaeağı belir. teriz. Bu arada gecekonduculuğun cazibesinl arttıtiliyordu. Birim 1940, 1941 yillannda Istanbul'a ve racak her türlii davranıştan sakınmak, milletçe baTrakyayı seyrekleştirmek İçin giriştiğimiz çabanın smuzm daha az ağrıması sonucunu verecektir. E ecekondaenlnk arsa yagmaa üe de nkı nkıya ilgilidir. Kaçak bir binanm Hazine topraklanna yapılması onu gecekondn olmaktan knrtarmaz. Bu açıdan bakılınca kanonlu ve kanunsuz gecekondn aynmının ciddî bir tartısmaya konu olamıyacağı görülür. Aradaki fark, tapulu mülkünü korumak için vatandaşm harekete geçmesi, Hazine topraklannı ve kamu yararını konıma sorumluluğunun İse âmme makamlarmm üzerinde bulunmasmdan ibarettir. Gecekondunun biraz dışma çıkarak, konnyu gehir, kasaba ve köylerin kurulup geliştikleri topraklar açısından ele alınca, şöyle birraanzarmile karşılaşınz. # Arsa spekülâsyonn hiçbir smrr ve engel tannnadan sehireilik ve konat politJkasmı lehlrlemeye ve kösteklemeye devam ediyor. 0 Arsadan çok yüksek çıkarlar sağlayanlar, sehir hizmetlerinin görülmestn» hemen hiçbir katkıda bulunmuyorlar. u koşullar içinde, şehirlere hücnm edenler, gelir ve geçim darlığı da işin içine girince. kurtuluşu gecekondu yapmakta buluyorlar. Ve »amanla ba işin simsaralrı, agalan, belâlıları ortaya çıkmıştır. Bir ynvaya sahip olmak gibi çok masum ve tabli bir ihtiyacı karşılamak için çırpman ve büyük şehirlerin koşullan hakkında pek az bilgi ve tecrübesi bulunan aile reislerinin sömürülmesi baknnmdan arsa alış verişinden büyük çıkarlar elde eden spekülâtörle, gecekondu simsarlan arasmda büyük bir fark yoktur. Bsşta Büyük Millet Mecllsl olmak üzere, kamu yarannı korumakla görevll olanlar, Ankara'nın merkez olduğu günlerden buyana, arsa spekülâsyonunu önlemek İçin gerekll tedbirleri almış ve bu aiaııda başan sağlamrç olsalardı, Devlet makamlanna, emnlyet kuvvetlerine bugün gecekondu yerine çok daha olumlu işlerle nğrasmak fırsatı sağlanmış olurda. B •••« •••• •••• •••• • ••a •••• • ••• • ••• • ••a • ••a • ••a • ••a • ••a • ••• • ••• • ••• llll • ••• aaaa • III •III er tabah Cumhuriyet'in «Peneere» sinden bize bir sinema çeridi gibi, yurdun gerçeklerini »eyrettiren değerli yazar llhan Selçuk, 16 kasım sabahı yine bu Pencere'den büvük bir gerçeği daha fundu: «Eğitimde A'dan Z'ye». Sayın llhan Selçuk'un Pencere' sinden gördüklerine ve gösterdiklerine A'dan Z'ye kadar hak vermemek ve gönülden «EVET !» dememek mümkün değildir. Bu küçücük pencere'den derin ve genis karanlıklara ışık tutuyor llhan Selçuk. Yazar'm, tekrar okunmasında fayda olan ya da sözü geçen fıkrayı okuyamamış olanlar için özeliikle şu paragrafı bu hazin tabloyu ne kadar isabetle aydınlığa kavuşturuyor : «Liselerden Üniversiteye gelen çocuklanmın bekleyen adaletsizlikler de ax değildir. Bir kere Anadoln'nun uıak liselerinden gelenler giriş nna\inda iyi derece almak imkânından yoksun bırakılmışlardır. Îstanbul, tzmir, Ankara'nın paralı ve imtiyaslı okullanndan m e n n olanlar her yıl Üniversiteye giriş listelerinin başını çekerler. Anadolu'dan gelen çocuğa iml'^n verilse, belki bir ve belki de iki yıl sonra bütün akranlannı geçecektlr. Ama Tunceli'nde yokluk ve yoksulluk içinde büyüyen insanımıza daha ilk adımda Üniversitenin kapısını kapayıp : H EG1T1MDE A'dan Z'ye Ve daha buna benzer eğitim değerlerine inanabiliyor muyuz? îşte o zaman «Eğitimde ve diğer alanlard* A'dan Z'ye» her şeyin yavaş yavaş değil, hızla düzelmeye başladığını heyecanla göreceğız. İleri milleüer seviyesine yükselebilmemiz a n c a k EĞİTİM KALKINMASI'na bağhdır. Güzel bir dovranış | Kemal ÜSTÜN (•) Türkiye Eğitim Milll Komisyonu Raporu, M. Eg. Basımevi, 1961 Ist. • Dicle'den llköğretim Müfettişi Haydar BAŞTÜRK, Ayvacıktan öğretmen Mehmet GÜLER, îzmirden Enver ÜNVAN, Ankara Hukuk Fakültesi öğrencilerinden Çetin TAŞÇIOĞLU, llhan SELÇUK'un «Eğitimde A'dan Z' ye» adlı yazısını okuduklarını bildiriyor ve bazı ilâvelerde bulunuyorlar. Baştürk: «Eğitimde konunun, metodun ve amacın» önemli olduğunu ve bu hususlara dikkat edilirse bugünkü çıkmaza çare bulunacağını ileri sürüyor. Güler; «Adaletsizliklerin önce eğitimin temelinden başlamadığı» tezini savunuyor ve bunları yazanlann Anadoluda komünistlikle damgalandığını söylüyor. Ünvan ile Taşçıoğlu da, öğrencilerin başan nispetlerine, kitap . problemlerine, özel okullann ve bu okullarda görev alan öğretim üyelerinin durumlarma değiniyorlar. her şeyden önce en küçüğünden, en büyüğüne kadar, bütün tüketim ve kullanma yerlerindeki uygulamalan kontrol ve murakabe edecek ve devlet mekanizmasma ih tiyaç vardır. Şüphesiz en verimli şekil, bütün tüketim ünitelerinin kendi kendini kontrol etmesidir. Ancak bu da bir yetişme ve dolayısiyle zaman meselesidir. Kara Yollan Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyeü Eğitim Şefi ANKARA Nizamettin ÖZBEK Hükumet programı umhuriyet gazetesinin 12/XI/ 1965 tarihli sayısında Saym Prof. Fahir H. Armaoğlu'nun hükumet programı konusundaki yazısını ilgiyle okudum. Tazı, genellikle programı destekler görünmektedir. Fakat objektU yönden tatmin edici değildir. önce dış politikanın hedef ve ilkeleri belirtilerek, bu durum Atatürk politikası olarak gösteril mektedir. Fakat Atatürk'ün dış politikası hiç de programda belirtildiği gibi değildi. Atatürk, hiçbir devlete taviz vermeden, her devletle aynı esaslar içerisinde ilişkiler kurarak ve politik ağırlığını yine hiçbir devlete dayandırmadan bağımsız bir dış politika izlemiştir. Halbuki programda böyle bir şey yok. Sayın Armaoğlu'nun kendilerinin de söyledikleri gibi programda. politik ağırhğı Batıya ve Amerika'ya dayanan bir dış politikadan bahsedilmektedir. C Sen yetersizsin, Üniversite tahsilini yapmaya lâyık degilsin, memleketine dön!.. diyoruz. Niçin yetersiz görünüyor o çocukî Çünkü öğretmensis kalmıştır. Çünkü kitapsız kalmıştır. Anadoln okullarının çoğunda dersler boş geçmekte veya çocuklar dışardan gelme uydurma öğreticiler elinde kalmaktadır.» Bu manzara, gerçeğin ta kendisidir, belki de eksiği vardır... Üretim artıgı sistemi ayra Nadir Nadi'nin 1411^965 «Üretim Sistemi» Starihliyazısı beniArtığıazından her başlıklı en sofraya oturuşta rahatsız eden bu konu üzerinde bir şeyler söylemeye, dert dökmeye teşvik etti. Ekmek tüketimindeki israfımızdan kimsenin şüphesi olacağını san mıyorum. Bunda en ufak bir tereddüt payı bulanlara yüzlerce ör nek verilebilir. Hem, bunun için fazla uzağa gitmeye de lüzum yok, bunlar kendi çevrelerimize ve kendi uygulamalarunıza bakarak bol bol bulunabilir. Meseleye bu görüs açısından bakınca, geriye, israfın yer ve çeşitlerini tesbit ederek, gerekli tedbirlerin almması kalıyor. Bunu kim yapacaktır? Almacak tedbirler kanaatimizce, Vietnamda 1 Ocak 1985'ten bu yana Kurtuluş Ordusunun 25 bin • ölü verdiğini Amerikan yetkilileri söylüyor. Son dBrt ayda ise 10 5 12 bin kurtuluş savaşçısı öldürülmüş. Eylül ayında McNamara'ya Ş göre Vietnamda 145 bin Amerikan askeri, 650 Güney Koreli, 1850 • Avustralyalı ve Yeni Zelandalı vardı. Ankara Cniversitesi öğretim • üyelerinin yayınladığı bildiriden, Vietnamdaki Amerikan askeri ; sayısının 200 bine yaklastığını öğrenijoruz. Demek ki Eylül ayın • dan bu yana istilâ kuvvetleri artınlmış. Ş Bugün Vietnamda hüküm süren büyük ıstırap, dünya kamu • oyunun birinei konusu haline gelmiştir. Vietnam halkının kan ve • ateş içinde kıvranması neden? Ne yapmış bu halk? Suçu neymiş? 5 Yabancı istilâ ordulannı vatandan kovmak için dövüşmek vatanse 5 verlerin görevidir. Biz de Millî Kurtulnş Savaşımızı böyle yaptık. • Vietnam savaşını biz anlıyamazsak yeryüzünde hangi millet anlı • yaeaktır? S Bu bakımdan biz, Üniversitelerimizin dilsizliğine şaşıyorduk. • Üniversiteier toplum hayatının dışında yasıyan taşlaşmış kurum » lar değildir. Cniversiteler kitapta kurumuş formülleri öğrenciler • önünde tekrarlayıp aybaşını bekliyen memurlann kunımu değil • dir. Üniversiteier toplum hayatı içinde kımıldayan, yol gösteren, S düsünen, gerçekleri dile getiren, ve bir kelime ile, yasıyan kurum 5 Iardır. Çağımızda insanlığı topyekun ilgilendiren büyük sorunlar • karşısında Üniversitelerin susması beklenemez. • Bu bakımdan Ankara Üniversitesinin bildirisl çok önemlidir. S Türkiyenin çağımız dünyasındaki yerini iyice tesbit etmek gereki Ş yorsa elbette bu yer emperyalistlerin bloku içinde değildir. Türki • ye varhğını bir millî kurtuluş savaşına borçludur. A» gelişmis mil • letlerin kurtuluş savaşları bu ilk hareketle baslamıstır. Atatürk'ün • deyisiyle «mazlum milletler» bundan sonra ayaklandılar. Cal He i Shen, 1922 yılı Eylülfinde biz Yunanlılan denize dökünce, sunları | yaranıştır : ; « Emperyalizmin baskısı altmdaki eski ve büyük ülkeler ara \ smda en çok ıstırap çeken Türkiye ve Çin oldu Ev benim 400 mil ! yon mazlum kardeşim! Gördünüz mü olan biteni? Bizim gibi mil j letlerarası emperyalizmin baskısına uğrayan Türk halkı şimdi em J peryalizmi yendi. Türklere hayranız ve onlann verdiği örneği biz J de gerçekleştirmek istiyoruz.» \ Yalnif Çin değil, Cezayirden Hindistana ve Çin Hindine kadar j her yanda, Asya ve Afrikanın baskı altında kalmış bütün millette ; rinde Türk Millî Kurtuluş Savaşı mucizesinin etkileri göriildü. [ Ama bütün bu milletleri son yirmi yıldaki tutumumuzla büyük ', hayal kmklığına uğrattık. Onların gözündeki büyük itibanmın em ! peryalistlerin safında görfînmekle yedik bitirdik. ! Kendi tarihine sırt ceviren, olması gerekli yerde olmıyan bir ] Türkiye bugün belâlarla karsı karşıyadır ve çöküntüler içindedir. | Kıbns dâvası bunlardan biridir. Kıbns dâvasındaki büyük kayıp ! lanmız, Türkiyenin tarihine ve bugünkü gerçeklerine uymıyan dış ! politikamız yüzündendir. Eğer daha başından itibaren tarafsıı, ba | ğımsıı, ve üslerden arınmış bir Kıbns tezini tutturabilse idik, bu | gün çok kuvvetli olacaktık. Oysa Amerika ve tngilterenin koltuğu | altında yürütmek istedik Kıbns dâvasını... Amerikanın Enosis'i is j tediği artık açıkça ortaya çıktığı halde Demirel iktidan Amerika ı nın dümen suyundan ayrılmak niyetinde görünmüyor. lsmet Paşa ' nın genel dış politikada Kıbns dâvasını kurtaracak yönde attığı | olumlu adımlann değerini hiçe indirecek bir yanlıs tutan içine rirdik. Ankara Oniversitesinden 38 öğretinı üyesinin bildirisi Atatürk Türkiyesinde bağımsız ve haysiyetli bilim adamının sesidir. Bu bildiriye imzalarını atmış olanlar görevlerini yapmışlardır. Bu konuda Amerikan Üniversiteleri bile konuşurken bizimkilerin susması ise bu sorumun ağırlığını kat kat ağırlaştırmakto idi Ankara Üniversitesi Bildirisi'ni bir çağrı sayıp, öteki Üniversitelerimizden yükselecek sesleri bekliyoruz. Türkiye peyklik politikasının zilletinden kurtulmalıdır. Aydın bilim adamlanmız bu bakımdan omuzlanna düşen tarihî görevi iyice ölçüp biçmeli ve ona göre davranmalıdırlar. Bugün pısınk kalan lar, yann çocuklanna bu pısmklığın zilletini miras olarak bırakacaklardır. Çünkü, yannki dünya bugünden kurulmaktadır. Ve o dünyanın nasıl kurulacağını Atatürk kırk yıl öncesinden haber vermiştir. Düğüm noktası S S IARIM REHHJ VE FUIUR Münif AKMANOGLU Ziraat YUksek Mühendisi :::: ahıl, et, yağ, şeker ve benzeri gibi ana tüketim maddelerindeki cüzi fiat hareketlerinin dahi şiddetli yansunalarla genel ekonomi duzleminde, piyasa ve hattâ sosyal gruplann davranışları üzerinde etkiler yarattığını ve bazen de enOâsyonist bir eşiğe zemin hazırladığmı, bundan önceki yıllara ait tecrübeler yeter açıkhğı ve acılığı ile bize göstermiş bulunmaktadır. Topluluklan disiplin altında bulunduran sağlam bir ekonomi düzeninin sağlanabilmesi en kritik ve mübrem gıda ve ihtiyaç maddelerinde oldukça sabit ve durulmuş bir fiat mekanizmasınm normal olarak işlemesi mümkün görülmektedir. Bu bakundan tarımsal maddeler üzerinde teşekkül bulan fiatlarla saban altına alınmış arazideki tanm rejimi arasındaki yakın ilişkiyi farketmemek imkânsızdn*. Oüşüncemizi bir başka deyiş ile ifade etmek istersek, tarımsal ürünlerin yetiştirilmesindeki sınırlarla üretim hacimlerinde görülen değişmelerin, ürünlerin değerleri üzerinde etken faktörler olarak ortaya çıktığını belirtebiliriz. Ekonominin ünlü kuralı, arz ve talep ilişkilerinin tanm kesiminde sistemli ve bilinçli bir şekilde uygulanamaması sonucu, zaman zaman halkın seçim gücünü zorlayan bir takım fiat dalgalanışlanna sebep olmaktadır. Bu demektir ki, tarunda henüz düzenli bir sistem, rejim ve bilimsel metodlara dayanan plânlamalan kapsayan, teessüs etmiş kuvvetli bir politika mevcut değildir. Neyi, niçin ekip diktiğimM, neden bu kadar değil de şu kadar arazide, falanca ürünün tanmını yaptığnnın, rantabilite, işletme potansiyeli, iç ve dış pazar unkânlan ve stok ölçüleri yönünden hangi üründen ne miktar yetiştirilmesi gerektiğini, hangi işletme şekil ve çeşidini güçlendirip hangüerinden kısmen veya tamamen sarfınazar edebileceğimizi, yeni tanm politikasmm temel unsurlannı teşkil eden bir sürü problemden haberimiz olmayısını itiraf etmek açık kalblilik olacaktır. Böylece varmayı arzuiadığmuz hedeflerin kesinlikle belirmemiş olması, tanm alanmda tesadüf. ve sürprizlerin sansını artırmış olmaktadır. T 1962 yılmda 282,000 çiftçi ailesi tütüncülükle geçinirken bunlann sayısı şimdi 365,000 i buknuştur. Pek çok çiftçiler fazla kazanç getirdigi için işletmelerinde gerekli tadilâta ve yön değişikliğine girişmişlerdir. Yani tarlalanndan diger tanm çeşitlerini kaldırnuşlar, bağ ve bahçeleri bozmuslar tütün ekimine kalkışmışlardır. Fakat fiatlarda, günün birinde ani bir düşüklük meydana gelebileceğini akıllanna getirmemislerdir. Nitekim bu yıl belirttiğimiz akibet gelip çatmış ve bu dnrum aldatıcı fiat faktörüne uyarak işletmelerinde değişiklik yapanlan gerçekten şaskma çevirmistir. Çeltik, fındık ve çay eltikte de buna benzer hallcr daima ola geimekte. ekim sahalaruun daralıp genişlemesiyIP fiatlar dalgalanıp durmaktadır. Geçen yıllard? eörülen fiat düşüklükleri çeltik ekim sahalarının daralmasına sebep olmuş ve fakat bu sonuç, içinde bulunduğumuz yılda pirinç fiatlannın anormal bir şekilde vükselmesini gerekli kümıstır. Fındık bölgelerinde de zaman zaman değişen fiatlann seyrine tâbi olarak, yetiştirme alanlannda kısıtlamalara veya normal sınırı aşan dikunlere başvurulduğu görülür. Tatmin edici bir fiat bulamayınca fındık plântasyonlan sökülür, yerini diğer tanm çeşitleri aur, aksi durumda ise babçeler, bağlar bozularak fındık ocaklariyle doldorulur. Çay plântasyonlannın son zamanlarda çok genişleraiç olması bu maddeye karsı gösterilen ilgiden ileri gelmektedir. Şimdi Rize'de pek çok mandalin bahçeleri yerlerinl çay fidanlanna terketmişlerdir. Diğer taraftan yeni yeni kazanç umudlan uyandıran, hevesleri kamçılayan çeşitli ürünler, mevcutlann aleyhine olarak, kısa bir süre içinde bir yerin tarımsal bünyesinde hâkim bir dornma geçivermektedirler. Karadeniz Ereğlisi, çileğin admı bile bilmezken bugün bir numaraü mahreç ohnustur. Kayısıyı ancak uzaktan tanıyan Mnt ılçesi şimdi Malatya kayısıcılıği fle rekabet etmek eğilimindedir. Tarımsal ürünler adına yer ver yapılan bayramlar, şenlikler, eğlenceler, gfinler yeni işletme rejhnindeid degişikliği il&n eden «fösterilerdir. • ••I •••« Ç B üyük nispette tanma bağb kalan ekonomimizde rastlamlan bazı bozukluklann da, tarnn rejimi ile fiat teşekkülü müessesesi arasındaki üişkiden doğma düzensizlikten Ueri geldifinl düşünmekteyiz. Şimdi bir iki örnekle bu durumun izahma devam edelim* 1 I • •«• •••« IIH •••• •••• aaaa aaaa • ••• • ••• adece «Eğitimde A'dan Z'ye» değil, korkmadan ele alındığı ve incelendiği zaman yurdumuzun çözüm bekleyen diğer alanlannda da doğru olan, benzer yargılara ulaşıyoruz. Evet, aynı alfabetik kuralı diğer işlerimizin pek çoğu için de kullanabiliriz, hiç çekinmeden fakat üzülerek tabii.'Basta efitimde, bn görüse bağlı sosyal yapımuda, ekonomimizde, politik dfizenimizde ve hemen her alanda, en iyimser bir deyimle bir çöküntü, bir gerileSelâhattin GÖRKEM me olmasa bile bir beealama, bir Ank. Huk. Fak. öğrencisl düzelememe ve bir sarsıntı, hattâ ümitsizlik sürüp ridiyor. Günlük yaşantılarımızda bu sarsıntılan, bu düzensizlikleri görmeyen, duyFÜSCN ve ACAB • KHJÇLIOĞHJ • mayan ve tatmayan vatandaş var mıdır acaba? Oğulları SALİM EREN'inŞ Merhum Kolordu Kumandam dogumunu akraba ve ; Bütün bunlann düğüm noktası Sait Pasa torunu, raerhum Müdostlarına müjdelerler. I hendis Lütfi Kardeş ve Fatma nedir? ya da nerededir? Bu nok28 Kasım 1965 { Kardeş'in kızları Saffet Taner ile ta, yazar'ın özetle üzerinde durAmerika • Dr. Korkut Kardej'in ablaları, duğu ve Üniversite açısından isaÜkgül ve Seyhan Taner'in tcyze'••••••••••••••••••••••••••••••M betle işaret ettiği «Eğitim» dir. leri, Lâtif Taner'in baldızı, TevCumhuriyet 14S«7 Biz, buna bütün öğrenim basafıfc Senel'in esi, İskendenın Yapı maklan için öğretmen yetiştirme Kredi Bankası menıurlarından sistemimiı ile öğretmene verilen HATİCE ŞENEL değer ölçülerini; bugünkü okul 27.11.1965 cumartesi günü ZongulYüksek Mühendu Mimar ve öğretmen sayımızın yetersizlidakta Hakkın rahmetine kavu«NtOÂN DOĞRU ğini de ilâve edeceğiz. Aynca, mııştur. Cenazesi Istenderundakl ile milletçe ve millî eğitimcilerce iyi aile kabriatanına defnedllecektir. Dr. Yüksek Mühendis bilinmesi gereken ve halen unuMerhumeye Tanrıdan rahmet MEHMETÇIK BAYKZİT tulmaya yüz tutan dünya çapmkederli aüesine başsağljğı dileriz. Nisaîüandılar da girişilen bir araştırma ve inLâtif TANER 17JCI.196S Emirgln celemenin ispatladığı, haklı çıkar dığı bir sonucu yeniden gözler ö(Basm: 231G2) 14550 Cumhuriyet 14583 nune koyacağız : 1959 da bir uzmanlar ve millî eğitimciler grupu dünyanın belli başlı altı ülkesinin eğitim sistem ; lerini ve dolayısiyle «muasır me | deniyet seviyesi» nın nedenlerini, , niçinlerini yerlerinde gördüler ve A'dan Z'ye kadar incelediler. Bu KÜRK EVİ ülkeler Japonya. Birleşik AmeriYeni adresimiz: Beyoğlu, lstiklâl Caddesi.Mısır ka, Fransa, Ingiltere, Batı Almanya ve îtalya'dır. 1leri saymakta Apartmanı.No. 311 Kat 2. Telefon : 44 37 40 kimsenin şüphesi olmaj'an, dünyanın bu altı ülkesindeki araştırma ile ilgili bir rapor da 1961 de yayımlanmış bulunuyor (•). RaDâncıhk: 77 14561 porda, bu ülkelerin ilkokulundan üniversitelerine kadar eğitim sistemleri, yetişkinler eğitimi, sosyal ve ekonomik dunımlan mukayeseli şekilde incelenmiş ve yurdumuzun eğitim düzenine daha anlamlı bir deyimle yurdumuzun yükselme çabasma çareler «ranmıştır. Bulunmuştur da. Yazının bir yerinde de, hükumetin barış içinde bir arada yaşamak ilkesini kabul ettiği belirtilmektedir. Bundan tabii ne olabilir? Yani hükumet bu ilkeyi kabul etmiyecek miydi? Demokratik rejimi kabul eden, bunu da kabul etmek zorundadır. Bu ilke aynı zamanda toplumsal düzenin sağlanması için, bu düzenin tartışılabilir olmasma yer verir. Bu da demokratik düzenin gerektirdıği müesseselerin oturmasma yardım eder. Program ise toplumsal düzenin tartı^ılnnası yasağından bahsetmektedir ve bu haliyle kabul ettiği ilkeyle çelişmeye düs mektedir. Çok Acı Bir Kayıp Tüccardan merhum Yahya Malta ve Kamer Malta'mn sevgılı oğulları; merhum Nuri Abdurrahman Malta ve Hayret Malta merhum Akif Sert ve merhume Mazlume Sert'in torunları; Yaşar Malta'mn kardeşi; merhum Abdurrahman Malta ve Ah Malta, Emine Telci, Asaf Malta, Münevver Telci, merhume Alıye Sezgin, merhume Rukiye Ogan ve Nazime Zeren'in .vegealen, Sezen Malta'mn kaymbiraderi; Hayret Baygm merhum Servet llksava, TelCİ GÜlffİD T e l cTüren AGökçen, Medh E C n ve Nuri Malta. i r ad VEFAT T. SSS; ^ ^ ' l ' '^ P Yekta Akif Sezai Nalta 5S35 Ş«h günü (bugün) öğle n.mazmı muk a l d m i a r a k z i d TCK. KÎMYA MÜHENDİSÎ SALVATOR (Maaajans: 1857/14574) VEFAT V e d İ a ^ ukraenin k»vmBinnaz, Oya ve Aysm Erkmenin Baba DENİZCİLİK BANKASI T. A. Ş. KAD1KÖY ŞUBESt 1 ARAUK 1965 TARİHİNDEN İTİBAREN YENİ BİNASINDA MEDİHA ERKMEN Hakkm rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 30 Kasmı 1965 Sah gunu (bugun) ogle narnazm, müteakip Kadıköy, İs u ömekler bir hayli zengindir, biz ekonomik değeri olan bir kaçından hahsettik. Bütün bunlar gösteriyor ki, tanm işlerimizde ana 1950 yümdan sonra tahıl fiatlanna vakit vahatlan belirmiş. plânlaştınlmış, programlaştınlHt yapılan eklentiler ba çeşit tarnn alanlarmm hızlı bir tempo üe artmasma ve gelişmesine se mış kesin bir politikamız yoktur. Tanmdaki teknik rejim, başka bir deyişle yapılan tarımsal işin bep olmuştur. Tanm rejinıindeki bu değişiklik çeşitliliğini günün şartlanna göre, değişebilen fiöylesine bir yol izlemiştir ki, bağ, bahçe, çayır, at plâtformlan tayin eylemektedir. mer'a, yayla topraklan hayvancılığın, bağcılığın Bu hususlar gelişmis ülkelerde elbette bir dive meyvacılığın aleyhine olarak kısmen veya tasiplin ve düzene bağlanmıştır. Kapkaç tanm sismamen tahıl tarialan haline çevrümiş ve yüksek temleri ve rejimi ise ancak gelişmemiş ülkelere bir Beviyede tutulan buğday üretimi tanmda hâhas, kadere bağlı bir didinme şeklindedir. Tanm kim unsur durnmuna geçirilmiştir. Tahıl fiatlannişletmelerinde bazı değişiklikler zaruri hallerde da görülen bu hal lirai ve öcari bünyede birçok görülebüir ama bu tamamen bilimsel ve teknik pürüzler ortaya çıkarnua ve bu meselelerin hal özel sartlann gerektirdiği bir ihtiyacın ifadesi yollanna kavuşturulması günümüze dek başlıca olarak uygulamr. Tesadüf ve sürprizlerin rolü ya çabalanmızın ağırhk merkezini teşkil eylemiştir. hiç yoktur, ya da asgari bir derecededir. Enflâsyon sıkmtüan, hayvancılığın ve bahçeciliTukardanberi belirtmeye çalıştığımız istikrar ğin gerilemesi, traktor ve yedek parça problemsu tanm rejimimiz bizde çeşitli sektörlerdeki taleri gibi. nm tesekküllerinin bu işi yön< tebilecek, ana Tütün konusu da ayn karakterde bir dâvadır. hatlannı ve politikasını ortaya koyabilecek güçte 1961 yümdan sonra Tütün Müdiyösü (Mavl Küf ve nitelikte bir bünyeye sahip bulunmadıklarını denüen hastahk) nün yarattığı zorunluluk ve tügöstermektedir. Toksa şimdiye kadar olumlu bir tün fiatlannda görülmemiş iç gıdıklayıcı seviyeyi tanm politikamızın teessüs etmesi ve tanm rejibulan artışlarla tütün ekiciliğine heves edenlerin mine gerekli yönün verilmis olması gerekirdi. Şu birdenbire çoğaldığı görülmüştür. Dolayısiyle halde fiat politikası ile tanm politikası ve rejim ekim alanlannda da büyük bir genişleme temayülü başgöstermiştir. 1962 de 149,300 hektar olan arasındaki üisldyi kurabüecek, uygulayabilecek tutün sahası 1964 de 250,000 hektan bulmuştur. güçlfl cahsmalar» ihtiyaç vardır. Buğday ve tütün Sonuç B • ••1 • •• aaaa 0 ste, söz konusu raporun özü şu 1 cümleler içiade ifadelendirilerek temel bir ilke kabul edilmiştir : «Türkiye'nin kalkınması, üzerinde yaşayan insan unsurunun kalkınmasma bağhdır. Bu sebeple EGÎTÎM KALKINMASI ÎLE BAŞLAMAl'AN HİÇBİR KALKINMA HAKİKl OLAMAZ. Çünkü, vetismemiş insanlar elinde en iyi tasavvur ve projeler basansızlığa mahkumdur.* O halde, yurdumuzun bütün problemlerini bu yörüngeye oturt mak gerekmez mi? öyle ya! Bütün ekonomik hareketleri başanya ulaştıracak olan insandır. Ailenin ve toplumun sosyal düzenini sağlayacak olan insandır. Çeşitli politik görüşleri yurt hizmetinde birleştirecek ve kullanacak olan da insandır. Bu bakımdan, ferdi tYÎ INSAN. İYİ VATANDAŞ olarak yetistirmek zorundayız. Bir eğitim kalkınmasma başlıyabiliyor muyuz? Hele hele «kisisel çıkar» çizgisinden, «adamsendecilik» ten sıynlabiliyor ve «önce vatan ilkesıne içtenlikle kendimizi adayabiliyor muyuzj Uzmanlann raporu S t İ r 1 ^ ^^™«* ü k bit a rsa ADeri Çumhurivet 14569 ÖZEL ÇEKİLtŞ HER ÇEŞİT BANKA MÜAMELELERİ HESAP AÇINIZ MEVDUATINIZI FAZLALAŞTIRINIZ ADRES: Kadıköy Söğütlüçeşme Caddesi No: 12 TELEFON: 36 »0 02 (Basın: 22485) 14552 Acı ölüm Merhum Hacı Hüseyln Bey ve Hatice Hamdiye Hammın kıymetU tonmları merhum Baytar Binbası Hacı Halil Bey ve Hüsnlye Hammın kıymetli evlâdı, 1«tanbul Erkek Lisesi öğretmenlerinden merhum Halit Tannkulumın yefienl, Damştay Basyardımcılarından Halim Tannkulu ve Firuzafa llkokulu Bğretmenlerinden Bedia Tannkulunun ve İstanbul Barosu Avukmflanndan Oguı Tannkulunun «evgill kardesleıi, Zeynep Kami] Rastanes) doktorlanndan TEŞEKKÜR ^ 3ADtLtedaMT b h " ŞAHİNBAŞ'm u» İU CÜ tLÂN İstanbul Bankası T. A. Ş> İdare Meclisi Riyasetinden: Sermaye tezyidine iştirak eden hissedarlanmızın taahhüt etükleri sermaye hisselerinin 6 ncı apel olarak % 10 unu ödemeğe dâvet olunmalanna, İdare Meclisimizin 30.9.1965 tarihli 681 sayıb toplanüsında karar verilmiştir. Esas mukavelenametnizin 15 nci maddesine nazaran bu tediyatın işbu üçüncü ilânımızrn tarihinden itibaren azaml bir ay zarfında yapılması lâzımdır. Sayın hissedarlarımızm taahhüt ettikleri sermaye hisselerinin % 10 lannı en geç 31.12J365 tarihine kadar şubelerimiz veznelerine yatırmalan rica olunur. P«klâmcılık (4713;. 14556 y AUemizin kıymetli v* ««78111 büyugü, KuleU Ltaeslnin emektar Matemattk ve Fransızca öğretmenl memleketinılzln mttmtaz, v» •••• 28.11.1965 günü Hakkın rahmeüne kavnşmuştur. Cenaîesi 30.11.1965 sah günü Eyüp Sultan Camiinde öğle namazını müteakip EyüpsulLandaki afle kabristanma tevdl edllecekör. Cenabı Hafctan magfiret dllerİ2. ÇeJenk gönderilmemesi rica olunur. v Doktor ERTDĞRÜL TANRIKÜLU ebediyete gaçüşünde onu canı gönülden bagrma basan azir ve müsfUt evlâtları KuleU Llseslne, Sayın Ordu Kumandanlıgına mlnoet dolu Mslerimizi (unana. tkl cihandı aziz olsunlar Hemsh««d: Hiaayet Slpahi Yeğenleri: Sema Uaktav, Neiuu tnao Cumhmiyet 14564 T0KENM6Z KALEMLERfe İKRAMİYELİDÎR 7 . 14559 Cumhuriyet 14565
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear