25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHİFE tKf 29 Kasnn 1965 CUMHÜRITBT ••••••••••••a NECLİSTE BİR TARTIŞMA [ ükfimet progTanu MiIIet Meclisinde görüşülürken, (C.H.P.) grup sözcüsfl Prof. Turhan Feyzioğlu ile, (A.P.) grup sözcüsfl Prof. Aydın Yalçm arasmdaki tartışmalan, radyodan dinliyordum. Bu konuşmalarda bir nokta beni endişeye düsürdü. Hemen Osmanli devrindeki nlemanın, ugursuz roUerini hatırladım... Zihnjmi kurcalıyaa nokta şu idl. Feyzioğlu, Türkiyede plânlı kalkınmanın zorunluğunu ispatlamak amacı ile. kalkınma plânındaki tablolara dayanarak, 933 ile 960 yıllan arasmdaki plânsız dönemde, memleketin darakladığını belirtti. Ba dönemde plâna bağlanarak atılunlara girişen Yunanistanın ise, daha çok geliştiğini aıuattı. Aydın Yalçın, aynı plindaki tablolan dayanak yaparak, Türkiyenin 953 De 960 dönemi arasında duraklamadığını, tam tersine kalkındığmı iddia etti. Siyaset hayatına Oim kfirsfllerinden gelen bu iki profesörden biri, Parlamentoda gerçekleri ve rakamlan bilerek Türk milletine yanhs ak•ettirmişti. Sorumluluk duygusundan yoksun bir kmm politikacıların, gu veya ba kudret sahibine hoş görünmeleri, y» da, türlü özel emellerle gerçekleri milletten saklamalan, Türkiyemizi ağır maddl zararlara uğratmıjtı. Şa var ki, çeşitli fırsatlardan faydalanılmak suretiyle, bu maddî zararların eiderilmesi gerçekleşmişti. Fakat, ilim »damlannın bugilerini iyiye kullanmamalan, bu memleketin hayatına ve varlığına etki yapıyordu. Nitekim, tarihimizin çeşitli devirlerinde, hattâ pek yakın tarihimizde bile, bunun aa örneklerini görmüş bulunuyorduk. . İşte bu endişelerle, meseleyi çözmek istedim ve radyodan duyduklanmla yetinmiyerek, Meclis fconuşmalannnı metnini bnldnm ve inceledim. Tetkiklerimi ve nlaşttğım sonuçlan şöylece açıklıyo* rum: H Prof. Reşat KAYNAR sü, bu tablonun birinci ve ikinci sütunundaki gerçekleri görmemezlikten gelerek, yalnız üçüncü sütunu ele almaktadır. Neden yalnız bu sütun üzerinde durmaktadtr..? Çiinkü bu üçüncü sütun, 953 ten 960 a kadar, artan nüfusun tesirini hesaba katmıyarak yapılan bir endeksi kapsamaktadır. Yani 953 ten 960 a kadar, Türkiyede nüfus artışı bulunmasaydı, 953 e göre 100 rakamı 960 da 124 e çıkardı. Halbuki, 953 Oe 960 arasındaki, artan nüfus, bu geliri tüketmis safi milli geliri 960 da Feyzioğlunun söyledifi gibi 104 e düşürmuştür. Prof. Yalçın da ba gerçeği bülyordu. Bile bile bir gerçeği sakhyarak, hakikati kasden Parlâmentoya aksettirmedi ve gerçeği ondan sakladı. Çünkü sade bir vatandaşın hemen anlayıp ayırabileceği bir gerçeği yani 8 inci tablonun birinci ve ikinci sütununda gösterilen adam başına artıs endeksi ile, üçüncü sütundaki toplam gelir artısı endeksini, Sayın Yalçm'm tefrik edemiyeceği asla söylelenemez. Bu çeşit klâsik bilgileri, ilim karyerinde değil, okul sıralarında bellediğine şüphe yoktur. Kaldı Id, iddialarms dayanak yaptıklan fcalhmtn» pianmrimH ı s İnci sahifenin ortasmda, Feyzioğlunun yargısmı destekliyen su satırlar bulunmaktadır. «1950 1953 arast hızlı artıs yıllandır. Ekill toprak gellşmeslnin, elverişli havalann ve iyi piyasa sartlannın dogurduğu tanmsal uretim artışı, 1953 e kadar hızla devam etmlştlr. 1954 te kötü bir ürün yüı ile başlıyan ikinci dönemde, 1958 e kadar, yılda yüzde 56 hızmda arUş görüldügü hal de, 1953 e oranla ortalama yülık artıs, yüzde 3 kadar olmuştur. 1958 den sonra ise, yılda yüzde 23 oranında artısla tam bir duraklama görülmektedir.» Görülüyor ki, Sayın Yalçm Parlâmento hayatmm henüz ilk günlerinde, bir ilim adamından beklenen davramşlan göstermemiştir. ASMA KOPRU S azetenizin 15 kasım tarihli sayııında Sayın Ecvet Gürelin'in, 18 kasım tarihli sayııında da S«yın Burhan Felek'in îstanbul »sma köprüsü il« ilgüi yazılarım okudum. Sayın Pelek, tstanbul haricinde bir vatan parçasmın varhgını düşünmiyen bir Iıtanbullu gibi köprünün yapılmasını istiyor. Sayın Güresin ise, memleketin acı gerçeklerini iyi bilen ve sorumluluk tasıyan bir aydın kişi olarak, köprünün yapılmasının »imdilik uygua olmıyacagını ileri iürüyor. îıtanbula bir a«na kb'prü yapılmasım hepimiz isteriz. Bunun, iki fatayı birblrine bağlaması baInn""^»" taşıyacagı bnemi h«r vatanda? düşünebilir. Ancak her isin bir yeri ve zamanı vardır. Yersiz ve lamantız yapılan islerin fayda yerin» zarar fetireceği muhakkaktır. Bu itibarla bvgiln, memleketimlzin tçinde bnlnndnğu ekonomik ve soıyal dammlar bakımından isUnbul» asma köprü yapılmannın yeri ve zamanı değildir. agün, 17 bin köyflmüz okulsaı, 30 bin köyümüz sataz, 35 bin köyümüz yolsuz dnrarken ve büyük şehirlerimizin nüfuslanmn yannna yakını gecekondularda yasarken, milyarlar sarfiyle M ma köprü yapmanın yeri ve zamanı mı? Köprüye sarfedilecek milyarlarla kae kSy oknla, sny» ve yola, ksc gecekondaln eve k«vuşturulur? Diger taraftan, daha şimdiden ZJS milyar lira açık oldağn söylenen 1966 bütçesinden 300 nülyon llra köprüye aynlman uygnn muî Bütün bunlann bir tek izahı vardır; milletin gözüne çatafath görünmek ve gelecek senelere yatırım yapmak, çünkü bir okulun, bir çeşmenin ve bir meskenin temel atımındaki ve işletmeye açımındaki törenin ne önemi olabilir? Sonra, halkın karsısına bunlarla çıkmak küçüklük olur. Ama tstanbula yapılacak bir ı ı m ı köprünün temel aUş ve i?letmey« açış törenleri ve bu törenlere katılacak olan iktidarlann büyüklüğünü ve mutluluğunu düçünün. Keza böyle bir eserle milletin karsısına çıkmanm kırallığa yeni bir kıralhk katacağını düşünün. Evet bu millet ne cekerıe bu çekilde hareket eden polltikscılardan çekiyor. Otman Yılmaz B. B. F. Sfrenciıi Ankara lince, bütün dünya bilmektedir ki Bay Sağlamer, bu konfederasyonun kurulmasını öngören Manila Anlasmalannı ihl&l eden Endonezya değildir. Anlasmalann uygulanmasına mftni olmak için ne mümkünse yapan kuklı «Malaysia» hüküraetidir. Wisnu Brodjohadojo Endonezya Bfiyükelçiliği Baskitibl Bu dâvaya yobancı değiliz Dünyada, dünyanın yüzünü hızla değiştiren, rüzgârlar esmektedir. Halk uyanışlan ülkeden ülkeye sıçnyarak insanlığın kartnluşo yönünde genis bir hareket yaratmaktadır. Hangi toplumda olursa olsun, aydınlık insanlar, insan olmanın sorumunu sırası gelince Sdemekten kaçınmıyorlar. Amerikada bir insan, Vietnam vahşetini protesto etmek için kendisini yakıyor. Universiteler, hocan ve öğrencifiyle kendi devletlerinin haksız tatumuna karşı çıkıyorlar, Uruguay'da bir vatansever, Amerikan Dışişleri Bakanının snratına tükürüyor; başına gelecekleri bile bile. . Iranda ise birtakım genç adamlar Yüksek Askerî Mahkeme önünde yarplanmaktadırlar. îran bizim komsumuzdur. Ama siz îran'ı Türkiyeye ve bütün dfinyaya yayılmış Üniversiteli tranlılardan dinleyiniı. Bunlar, blzim padişahhk devrinde Avrupa*ya kaçarak haksız ySnetime kafa tntan JönTürk'ler gibidirler... Iranda dokuz genç, Şah'a karşı suikast hazırlamak ve rejimi yıkmak girisimiyle suçlandırıimıslardır. Targılama, dünya gazetelerinde büyük yankılar uyandırmaktadır. Le Monde gaıetesi Tahran'a bir 5zel mahabir yollanustır. Sanıklar içinde bulunan bir gencecik tranhnın kendisini nasıl savundnfunu oradan Sğreniyoruz. Perviz NikKhah, yirml »ltı yasında bir tranlı aydmdır. Askerî yargıçlann takallüs etmis saratlan önünde korknsuz konnşuyor. Ve sözleri yalnız mahkeme salonnnun tavanında değil, insanlık tarihinin çeçmisinde ve geleceğinde çınlıyor. Askerî yargıçlar onu dinliyorlar. O askeri yargıçlar ki, mensnp olduklan ordunun subaylan Bzel otomobilleri, takside («lettikleri arabalan ve aıkerliklerinin yani sıra yaptıklan ticaretleriyle ün salmıslardır, Kendi vatanlarının değil Şahın emrindedirler. Dıs dfîsmana karsı savasmaktan çok içerde Sab rejiminin zabita kuvvetl gibi htzmet gör* mekle ün salmıslardır. Perviz NikKhah işte bn knrumun hâkimlerine karsı sByle konosayor : Sayın yargıçlar ! Bizleri infaz mangasının önüne gönderiyorsunuz. Ama biliyorsunuz ki kararınızı halk onaylamıyacaktır Bir toplum kendisine özgü kanunlarına tecavüz ederse mahkumdur. Bir adaletsizlik başkalannı davet eder. Bugün bizim kellelerimizi istiyen Bassavcı, belki'bir gun bizzat kendisini burada sanıklar arasında bulacaktır. Arkadaşlarım ve ben, yabancı ülkelerde yaşamak imkanlannı sahiptik, üstün maddi imkân'ar sağlıyan işleri kabul edebilirdik, ve hür bir ıklim içinde yaşayabilirdik. Biz trana dönmeyi, bizi bekliyen güçlıikleri göğüslemeyi bütün zorluklarına rağmen seçtik. Bizim halkımıza derin bir sevgimiz var. Vatammızda yaşamaya, ve gerekirse vatan toprağında ölmeye karar verdik. Bütün sanıklar, benim tedhis'in düşüncesini dahi reddettiğime tanık olmuşlardır. Bir siyasi cinayet olayının halkın kaderini iyiye yönelttigi insanlık tarihinde hiç görülmüş müdür? Iranda böyl* bir şeyin sonuçları felâket olurdu ve ondan ancak halk düşmanlan y«rarlanırdı. Ancak halk kütlelerinin kımıldamasiyle halkın feleceğinin güvenliğini sağhyabiliriz. Perviz NikKhab devam ediyor : Bay Savcı, siz benim fikirlerimin ne olduğunu mükemroelen biliyorsunuz. Onlar benim burada bulunmamı doğrulamaya yetmez Sizin ileri sürdüğünüz gibi, yirmi beş yaşlannda beş gencin ne raonarşik rejimi yıkmak ve ne de yerine halkçı ve demokratik rejimi kurabilmek imkânlan yoktur. Biz yolumuzu anyoruz. Ve mutlak olarak sevdiğimiz kitaplan ve çağımızın bizi ilgilendiren ideolojilerini ve olaylannı okumak hakkına sahibiz. S Ne dediler? evlet Plânlama Teşkilâtının hazniadığı kalkınma plânının konu ile ilgüi kısımlarını birlikte gözden geçirelim. Bu plânm 30 uncu sahifesinin 23 üncü tablosunda, Türkiyenin 933 yüı fle 960 yıh arasında sağladığı kalkınma hızı, bfitün Avrupa ülkeleriyle karşüaştınlmakta, rakamlar sabit fiyatlarla, adam başına, gayri safi milli gelir endeksinde belirtümektedir. Buna göre, Türkiyede 963 yüı rakamı.adam başma (100) iken, 960 yıb ancak (104) e ulaşabihnistir. Yunanistan ise, 953 te adam başına 100 iken 960 ta (141) e çıkmıştır. Bu rakamların anlamını şöylece açıklıyabüiriz: 953 ile 960 döneminde, her Türk vatandaşının gelirindeki artış, ancak yüzden yüz dörde çıkabildiği halde, aynı sürede, her Yunanbnın gelirindeki artıs, yüzden yüz kırk bire yükselmiştir. Feyzioğlunun Mecliste belirttiği bu belgelere karşılık, Yalçının verdiği cevabı, Meclisteki konusma metninden aynen alarak asağrya naklediyorum: «Sayın C.H.P. sözcüsü, bütiin yapılan terüadlere rağmen, C.H.P. zamanındaki plân tatbikatının, daha önceki devirlerin plânsız iktisadl politüasından daha iyi sonuçlar elde ettigini iddia etmls ve bazı Istatistikler zikretmiştir. Bu istatistiklerin kaynağını ve sıhhat derecesini bUmiyorum. Eger yanlış anlamarlımsa bu istatistiklere göre, 1953 ta (100) olan Türkiye miUÎ geliri, 1960 da, (104) e çıkmıs. Buna mukabll Yunanistanda bu endeks 140 olmuş. Bir miiiî vesika olan beş yülık plânda, geçmis devrelere ait verilen istatistikler ve İstatistik Genel Müdürlüğünün şimdıye kadarki yayınlan, blze farklı mutalar vermektedir. Meselâ bes yıllık plânın (15) inci sahiteslnde bir tabloda (1950) de milli gelirimiz (100) kabul edilirse, bunun 1953 de 139 ve 1960 da da 173 e çıktığım gösteren rakamlar mevcuttur. Sabit fiyatlarla reel milli gelirdeki bu artıs mukayesesini 1953 yılını baz yılı alıp (100) kabul edecek olursak, bu endeksin 1960 da 124 e çıktığı açıkça görülür. Aynı şekllde plânın 14 üncü sahifesindeki reel müll gelirdeld artış seyrini gösteren tablo 1950 ile 1959 arasında çok süratli iktisadî kalkınma hamlelerirte şanıt oldugumuzu gösterlr.» İlim adamlarımız rof. Aydın Yalçını, 960 yıhnm Parlâmentosunda bir milletvekili olarak eleştirdik. Biraı da, 954 yülannda henüz doçentlik payesiyle çalısan genç Yalçını inceliyelim. Yü 1954. O günlerde mal fiyatlan üzerinde yükseliş hızı gittikçe artmaktadır. Asın bir enflâsyon eğilimi belirmiştir. İşte bu yülarda Doçent Yalçın*ın, Forom dergisinde devrin iktidarmı tenkid eden yazılan yayınlanmaya başladı. 15/8/1954 günlü Forum dergisinde, Merkes Bankasmın kontrolu hakkında şöyle yazıyordu: «Merkez Bankamızın kurulus ve idare ediliş tarzı, Türkiyede krediyi kontrol imkanlarmın tesirliliğinin oldukça zayıf bulundugunu göstermektedir.» Bu yanlara ilim kitaplan da atıflar yapıyordu. (1). Aydın Yalçm 1/6/1954 Forum dergisinde «îktisadl gelişmemizde fedakarlıkta bulunmadan ve kimseyi mahrumiyete katlanmaya dftvet etmeden yalnızca tedavüldeki para hacmlni arttırmak, kredileri genişletmek suretiyle ve sihirbazlıkla isl halletmek lmkânı yoktur» diyerek bugünku konusmalanna pek benzemiyen esaslan, kamu oyuna duyurmaktan asla çekinmiyordu. Genç Yalçm'm bu yazılan, devrin iktidannca hoş görü ile karsüanmadı. Bu sıralarda Ankara Üniversitesinin Senatosu tarafmdan profesörlüğfine karar verilmiş ve bu karar, onanmak üzere Milli Eğitim Bakanlığına gönderilmişti. Bakanlık, hukuka aykırı olarak bu karan tasdik etmiyordu. İşte bu haksız tasarruf, o günlerde Fakültenin Dekanı olan Prof. Feyzioğlu tarafmdan açıs söylevinde, şiddeUe tenkid edildl. Feyzioğlu bu haksızlığı kamu oyuna duyurduğu için, iktidar çevrelerinin ates kuvvetini üzerine çekti. Fakat ne Feyzioğlu, ne de Yalçm bu atesteo yümıyarak hak bildikleri yolda elele UerledUer... B D P • Asma Rüyalar • Aynı konud» Kandıradan Süleyman Hikmet adlı okurumuz «Asma rüyalar» ba?hklı yazısmda Ecvet Güresin'in görü;üne katılmakta ve aydın çevrelerden gelecek tepkiyi beklemektedir. Kamu nimetlerinden naıibini alamamıs bir çevrenin çocuğu oldugunu ifade eden Süleyman Hikmet, Ecvet Güresin'in kanayan yaraya neşter vurduğunu belirtmekte ve söyle demektedir: «Seçira kampanyan devsmınea yapılmadık yolamuz, ınyumaz, okulamaz kalmaz. Bunlan rüya* lanmızda asmadan birer köprü olarak görürüz. Her seçim dönemi ba böyle devam ederj» öte yandan Mustafa Kemalp»şadan Esat Tastan adlı okurumuz ise Ecvet Güresin'in görüşüne katılmadığını söylemekte ve «Tflrkiyenin hslledllmemlş lontnı meselelerine bir ara vermek çok süçse de, bu köprünün de Sn sıralarda yeri olmasının icap ettiğine kani bnlonmaktayım» demektedir Sonuç $ u memleket ilim adamlanndan, ister ilim kürsüsünde, ister politika kürsüsünde, ister Parlâmento kürsüsünde olsun, gerçekleri saklamadan göstermelerini istemektedir. Yanılmak üzere bulunan iktidar sahiplerini, zaman geçmeden uyarmasmı istemektedir. Ba memleket bunun özlemi içindedir. 954 yülannda hak bildiğl yolda yalnu başına a noktayı açıkça belirtmek isteriz Id, Talçm ilerliyen genç bir doçent, 965 yılında da, bu karakile Feyzioğlu konuşmalan, 953 ile 960 arasının teri muhafaza etmek zorundadır. kötülenmesi veya övülmesi mabiyetüıi kapsaBiz hocalar. yayınlarmuzla, sözlerimizle ve mamaktadır. Mesele, Türkiyede plânsız kalkınmaderslerimizle kamu oyunun denetlemegi altmdayız. ya yeniden heveslenilmesi ve ardından enflâsyon On binleri asan öğrencilerimiz, ulaştıklan en yükbataklığına saplanmanın hortlayıp bortlamaması sek mevkflerde, bizi görünce ellerimlzi öpmeye meselesidir . Yani bu noktada d.i. restorasyon söz girişiyorlar. Ba emsalsu şerefln elbette bir sorumkonusu olacak mıdır, olmıyacak mıdır?.. Bu ba Iuluğu vardır. Bu sorumluluk, tehlike ne derece tırlatmayı yaptıktan sonra, Prof. Yalçınm, Feyziağır olursa olsun, iktidarm azattığı nimetler ne oğlunun yargısmı çürütmek için dayandığı 15 inci derece cekici bulunursa bnlansun, gerçekleri saksahifedeki 8 inci tabloyu birlikte gözden geçirelim: lamadan söylemeyi emreder. Bu tablonun birinci sütununda ADAM BAŞINA Kazanacağımız şeref, gSstereceğimiz fedakârlık GELİR artısı 953 de 128 iken, 960 da ancak 130 larla orantüı olacaktır. Memleketin bu noktada olduçıı yazüıdır. hassas davranması tabüdir. Zira, Osmanli tmpaİkinci sütuna bakabm: 961 faktör fiyatlan ile, ratorluğonnn son bulması. ilim adamlanmn hak adam başına safi millî gelir, 953 te 1507 iken, 960 yolundan ayrüarak, bügilerini saptırarak fetva verda 1539 olmuştur. Eğer bu iki sütunu da Feyzioğ meleriyle baslamıştır. lunnn dayandığı 23 üncü tablo ile karşüaştınrsanız, 953 yılı (100) iken, 960 yüı ancak (104) olmuş(1) Para Ekonomisi. Prof. Burhan Zihni Sanus tur gerçeği meydana çıkar. Fakat Sayın A.P. sözcü sahife 573. 5 B Gerçek nedir? İİİ! Türkiye'nin en büyük kültür mecmuası Hayat kümleri hakkında tam mânasiyle mücehhez hale getirmek şarttır.» u saydıklarımızın yapılmasına aile çevresinden başlamak gerekir. Genç kızlarunııa, onlann yaşamalanm sürdttrebilmeleri için tek knrtubıs yolunun evlenmek olmadığmı, toplumda tek başına yaşıyabilecek bağımsız, bir meslek sahibi olduktan sonra eşya olmadan bir evlilik yapmaları rerektiğini öğretonelidir ailelerimiz. Bu hakların savunulması için uyanmış kadınlarınuzda öndar olmalı, biz erkeklerden yardım göreceklerlni kendüerine soyliyebıliriz. Kadmın toplumda yerini alması erkeğin de çıkannadır. tleri bir toplum yaratmamız ancak bununla olacaktır. Öner OEMtBEL ayın Zerrin Tüzüntto «Kadınt. Ü. Orman Fakültesi larm Eğitimi» başhklı yazısı9 Adana'daki öğretmen okurunı okuduk. Bu yanda kadın muı Turhan Camal. Zerrin Tüzün* lara eğitim yönünden tanınması ün göruşlerine katıldığını bildirgereken haklardan söz ediliyor. mekte ve mektubunu şöyle bitirBiz yazar İle aynı düşüncede demektedir: ğiliz. Şöyle ki; bugün yasalar ka«Kadın zavallıhktan kurtulup, dın erkek aynmı diye bir şey f ökendi benliğini bulmalıdır. Kadv zetmemektedir. Ancak tatbikatta na şahsiyet sahibi olma, aydın fikadın hakları yok denecek kadar khU evlâtlar yetiştirme niteliği az uygulamr. öroek mi istersikazandırdmaudır. Bunun tek çıniz. 0;o 49 nüfusu meydana getikar yolu, kadınlarımızı sistemll ren kadınlanmız Mecliste 7 üye ve belirii bir eğitime tâbi tutile temsil edilmektedirler ve bu makbr.» 7 Uyenin de yarısı kontenjanlar• dan girebilmişlerdir. Kadınlarmıu çarşaüardan henüz kt^tulamamışlardır. Saymakla tukenmiyecek kadar örnek verebüiriz. Acaba bnnun böyle ohnasmda ençok suçlu olan kimdir? Hiç kuskusuz fcxlnıİBrııııı«ılır. Hahla. rını almak için mücadele etmi«•• kasım 1965 ve 20 kasım 1965 yoriar. «Hak verilmez alınır» 1*1 tarihli gazetelerinizde asisisin en acı yönü ba mücadeleyl yine erkekler yönetmektedir. Bu I V t a n hekünler hakkmdaki ya • gün kadmlanmız, yasalarla tanızıları, ibretle okuroak gerekiyor. tranlı gençler solculukla itham edilmektedirler. Savcının iornan haklarını mücadelelerle elde Her iki yazıda, ileri sürülen figularına karsı Manchester Üniversitesinde sol eserleri okndnklanetselerdi hiç de onların ellerinden kir önemli sosyal adaletsizliğe nı, ama komünist olmadıklannı söylemislerdir. Tukarıdaki sözlerde fitmesine raa olmıyacaklardı. Ne parmak basmıs ohnakla beraber, bizim de alacağımız dergler vardır. Türkiyenln dısında iyi imkânvar ki, onlar bu haklan Atatfirk mesele lokâl olarak ele aünmış gibi devrimcinin eetirdiğl Meden! bulunmaktadır. Gerek asıstan he lar içinde okuyan gençlerimizin çlzecekleri yoln etkileyici düsünKanunla mücadelesiz ve benüs bi celer vardır. kimleri ve gerekse askerl asistan linçlenmeden kazanmıslardır. O veterinerleri, askerl asistan heVe ölüm karşısında yirml altı yasında bir genctn sBylediklerini nun içmdir Id, yazarlanmıa (Çekimler gibi 645 sayılı kanunun bir daha tekrarhyarak yazımızı bitirelim : tin Altan, Refik Erduran) kadınkapsamma alırsak bu mesele kö Biz yolumuzu anyoruz. Sevdigimlz kitıplan okumak ve çalanmu parazltllkten kurtulmah, künden halledilmiş olacak mıdır? gımızın ideolojiierini mutlak olarak bümek temel hakkına sahibiz ekonomik yönden bağımaıı olmaMemleketimizde asistanhk ve , , T ? . r k b e v e T ü r k ««"«Uti ba dâv»y«, bn söılere hiç de yabancı b, dedfklerinde kızılca kıyamet J asistanlarnı sosyal ve mall undegıldır. kopmakta, ne demek biz parazit kânlan diye bir problem mevcutmiyiz? diye sormaktadırlar. Şu tur. Bu problemi bütünü ile ele nu unutmamalıdır ki, toplumda alarak, askert asistan hekim, asiski yerlerini almadıkça görevlerinl tan helrim, askerl aaistan veteriİ. 4 , „ , tUm olarak yerine getirmedıkça ner hekimlerin sosyal ve mall* kadınlanmız bu gözle görülecek••••••••••••••••• • • • . •.. ....•. • • •• ..«.... . .3 durumlannm halli seklinde töstelerdir. Tek kurtulus yolu ekonomilc bagımsızlıklanna kavuşmala rerek ana meseleyi boğmıyalım. Esasen adı geçen asistan grupndır kadınlarımızın. Açıkça söylarmı memnun edecek karann alersek bu onların eşya olmalanndan kurtulmalanyla olanaklıdır. Zmması, muayyen bir Bümreyi memnun etmekten ileri gitmiyeVerimli, dinamik, genç elemanlara Burada sayın Zerrin Tüzün'ün çu cektir. satırlan bu sfiylediklerimize ışık Üniversitelerimizin yanm olan tutmaktadır: «Her şeyden evvel tüm asistanlann sosyal ve malî kadmı kendi kuvvet ve kudretine ünkânlannı ele alarak, iyi bir neinandırmak, kendi kendine »aygı duymasını sağlamak, sonra da ka ticeye bağlama zamanı gelmiş ve İDARİ sahada çalışmak üzere çok iyi tngiUzc» geçmektedir. Mesele, asistanhk ve zandırmau beklenen krnnet hübilen, Siyasal Bilgıler, İktisat, Hukuk veya Universiteler üstündc, büyük bir muadili yabancı üniversite merunu, askerUğini memleket meselesi olarak, her seyapnuş bir genç eleman, ne bir evvelkine nazaran daha büMUHASEBE'de çalışmak üzere, idareci vasfını haiz yük bir hızla gelismektedir. Şayet tecrübelı, iyi İngüizce bilen, yüksek tahsil ve A.P. iktidarı problemi kökünden askerliğinl yapmıs, 35 yaşm altmda bir genç halledecek olursa, olumlu ve veeleman; rimli olduğu kadar lstikbâl için önemli bir yatınra yapmıs olaSİSTEM MÜTEHASSISI olarak yetiştirilmek üzere, caktır. askerliğinl yapmıs, lisan, tercihan tngilizce biÜkkâs AĞAR len lise veya Üniversite mezunu genç elemaniar llancılık: 9414 14503 Jeoloğ Çok iyi şart ve ücretle almacaktır. Hâl tercümelerinin, tercihan İngilizce olarak, «İDARİ», tMUHASEBEı veya «SİSTEM» rürouzu ile Posta Kutusu 839 Karakoy «dresine yoDanması rica olunur. B Eadınlann eğitimi Ülkemizde asistanlık &%uVv 'de Y ENİ İŞ İMKÂNLARI ve Yüksek Evsaflı kendi imalâtımız Suni Mermer ve Karo çinileri MAHMLT GÜCER Firması Tel: 21 45 64 21 47 72 Cumhuriyet 14530 UCUZ ÇIMENTO V EFA T Fetvahaneı Âli Mudur >., ^en merhum Mustafa Hasbi Efendı üe raerhum» Zeliha Hanıraın oğulları İ. Ü. Eczacı Mektebl 1923 mezunlarından Knoll ve E. Merek fabrlkalarımn eski Amavutluk mümessili Snkarno Lügati Q ayın Bay Safilamer'in 26 eklm "^1965 tarihli «Cumhuriyet» Gazetesinde yayınlanan «Sukarno Lügati» başlıklı yazısı bizi, asağıdaki hususları dikkatlere lunmaya zorladı: Birincisı, üzülerek beyan etmek zorundayız ki bu yazılarda Devlet Başkanlanna saygı gösterümesini âmir olan teamül gözden uzak tutulmakta, iktncisi ise gerçekler tahrif edilmektedir. Herhangi bir yazann, Başkan Sukarno'yu tahkir ve tezyif etmeyi Sdet haline getirmesini umursamak aklımızdan geçmez. Ancak şunu da belirtmek isteriz ki, Başkan Sukarno'yu sadece sloganlar icadmda usta olarak tanıtmaya çahşanların, Batılı liderleri de dünyada sloganlardan en çok yararlanmaya kalkan kimseler olduklannı bilmez göründükleri de bîr gerçektir. Bunlara bir göz atalım: «Bans gönüllüleri» ne demektir? «Bans için yiyeeek», «Barı? için atom», «Barış için iüttozu>, cKalkınma için ittifak». A yrıca, Endonezya hakkındaki * ^ yazılarının bir çoğunun gerçeklere uymadığını da üzülerek belirtmek isteriz örneğin son yazınm GANEFO ile ilgili fasmmda, Endonezyanm olimpiyatlardan çekilmesi iddia edildiği gibi, IV. Asya Oyunlanna Israel ile Taiwanlı atletler için vize vermemesinden ötürü Endonezyanm Uluslararası Olimpıyat Komıtesinden süresiz olarak ihraç edilmesi netıcesi meydana gelmiıtır. TARÎH MECM(UASA (İlâncdık: 86/14508 KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜGÜNDEN Tahmmi bedeU 50.300 TL. Geçld teminatı 3.7S5Ilra olan 5 kalem lâboraruvar malzemesi 2490 savıb Kanunun 51. maddesi eereğince Açdc Eksiltme usulü ile eksiltmeye konulmuştur. Eksiltmesi 9.12.1965 Persembe günü saat 15 de Ankarada Genel Müdürlük Malzeme Şubesi Müdürlüğünde foplanaeak komisyon tarafmdan yapılacaktır Şartnamesi dilekçe Ue «ynı yerden bedelsiz temin edilir. Tallplerin Tîcaret, Sanayi Odası veya Esnaf Beleesj ve geçid teminatlariyle birlikte tnezkut gün ve saatte fiomisyon Baskanlığma müracaBÜan duyurulur. (Basm: 22367 A 11594) 1451b 11. Sayı Çıktı sayıda: Yahya. Kemafin JariV DGsunceUrt Yazan :ıNihadiSaml'Banar!iİ Tıbbtye'rfejHOrriy*» Flkrl ANKARA t L N DEFTERDARUGINDAN: Dr. Ecz. FADIL KOTONİ 7 aydanberi misafır bulunduğu İstanbulda Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi 29 Kasım pazartesi günü öğle namazını müteakip Fatih Camıinden alınarak ebevejiıinin bulunduğu Edirnekapıdaki ebedi istirahatgâhın» defnedilscektir. Mevlâ rahmet eylesüı. Cumhuriyet 14332 Yazan: Ord. Prot.,Dr.> A..SuheyfiOnver Kâfirler Benim*Alayım» Grremu 1 41380 lira keşif bedelll ve 3.104 lira muvakkat teminatlı Hesap Uzmanları Kurulu Ankara Grupu Başkanlığmm işgalinde bulunan Ulus İşhanı D blokundaki binaya 4/30 hatlık otomatik telefon santralı ve monte edilmesi işi 2490 sayılı kanunun 31 inci maddesine müsteniden kapalı zarf usulü ile eksiltmeye çıkanlmışür. 2 İhalesi 16/12/1965 tarihine raslayan perşembe günü saat 15.00 de Defterdarlıkta yapılacaktır. 3 Bu işe ait keşif ve şartname her gün mesaî saatleri dahilinde Defterdarhk Millî Emlâk Müdürlüğünde görülebilir. 4 Taliplerin yukanda yazılı belli gün ve saatte ihale tarihinden üç gün evveline kadar Bayındırlık Müdürlüğünden alacakları yeterlik belgesi ve 1965 yılı tasdikü Ticaret Odası vesikası ile birlikte teminat makbuzlarma havi kapah teklif mektuplarmı Komis>ona vermeleri (Postada vâki gecikme kabul edilmez) ilân olunur. (Basm 22924 A. 14848/14525) Yazan;»Mithat'Sertoğlu Ord. Prof.«Dr.»Z.*V. Togan'ın hahralar» Marce ı Poio'nunıMaeeralan Pierr» lo»iv*>Ctaude Farrere'in Mektuplan Değerli okuyucular Bir ümit bin ümitsizliği giderir r VEFAT Çirkinzade Yusuf Afanın kızı. merhum Inayet Mursaloğlunun eşl. Hatay MUletvekili Reşat Mursaloğlu ve Nigâr Ataç'ın anneleri, Iskenderun Belediye Reisi Şemsettin Mursaloğlu, Necmettin, Enver, Nemide. İsmet Mursaloğlunun büyük anneleri, eski Hatay Devlet Relsl Tayfur Sökmen'in Yengesl. Orgeneral Naztnl Ataç'ın r kayınvalldesi, Mursaloğlu \ e Çirtdn allelerinia biricik büyük anneleri Dahaşbirçokfyazı, taloblar 100 SIYFA 250 KURU$ (Reklâmcılık: <623) 14509 T ARALIK'TA 10 Milyon374binlira dağıtacaktır MI1Iİ PIYANGO gDr. KEMAL ÇAĞLAR g MURSALOĞLU HACI DUDU HATUN 6ALERI POROTEKS Sanayi ve Ticaret A.Ş. Fabrikalannı: BOMONTİ Fınn Sokak 35 No. daJd daha ganiş imalut ve işletme imkânlanna haiz yeni tesislerine naklettiğini sayın halkımıza duyurmakla şeref ve iftihar duyar. S idraı Yollan ve Tenasfli B • Hastalıklan Mütehasnsı • S Galatasaray Turnacıbaşı Sok B • No 12 Uğur Apt Saat 10 12 • • ve 13 • 18 Tel 441436 S Iş Arıyor Ortaokul mezunu, Sekreterlik ve Santrallık yapabilir genç bir bayan is arıyor: Tel: 22 42 90 Cumhuriyet 14529 »••••••••••••»'•••»•••B llâaolık; 9492 14507 Ankarada tedavi edildiğl Yüksek thtisas Hastahanesinde 27.11.1965 c onartesi günü vefat etmlstir. Merhumun cenazesi 29 11.1965 günü İskenderunda aile kabristanlığma defnedilecektir. AİLCSİ Cumhuriyet 14334 Bir Kişiye 1 Milyon Lira Bir biletle ümitsizlikten knrtnlannz (Basm 22679/14521) TELEFON : 48 03 00
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear