25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHtFE ÎKJ 15 Kasm 1965 CUMHURİYET •••••••••••••• •mn| YENİ KARMA EKONOMİ FELSEFESİ • •» Hükumeti programımn iktisadî meselele• U r e aynlan bölümü dikkatle incelendiği za•Ba man yeni bir «Karma ekonomi> anlayışının, yeni bir «Karma ekonomi felseıesinin» ileri sürülduğü göriilur. Türkiye'de hâklm bnltman karma ekonomi felsefesinin ilk şekli şu idi. Memleketimiz iktisaden az gelişmiştir. Özel muteşebbisler, hızlı kalkınmanuı gerekürdiği büyük yatınmlan yapma güç ve isteğine sahip değildirler. Bu sebeple. kurulacak olan kamu iktisadî teşekkülleri, yatınmlarda öncülük yaparak ekonomiyi istenen hedefe yöneltecektir. Bu ifade, kamu sektörünün, sermayedar olarak ve müteşebbis sıfatı ile iktisadî hayatımıza canlılık ve dinamizm vereceğine inanıldığmı gösterir. Prof. Dr. Ahmet KILIÇBAY nomide genel dengenin kurulmasmı sağlayacak, boğum noktalannm çdzülmesine yarayacak olanlarm dışında istihlâk maü üretip dogrudan doğru>a piyasaya süren iktisadî devlet teşekkülleri vardır. Bunlarm özel sektörle eşit şartlarla rekabet etmesi fizülecek bir durum değildir. Zira rekabet, ekonomimizde aranan bir haldir. Liberal ekonominin prensiplerindendir. Sermayeai kirne ait olursa olsun tekelciliği önleyecek ve fiat istikrarını sağlayacak rekabet özlediğimiz, yokiuğunu hissettiğimiz bir haldir. Hızlı artış ekonomi için mahzurlu mudur? S III! •••• Onlarda ve bizde Kamçılıyan tedbirler Yeni karma felsefenin yürür ve işler bir düzen haline getirilmesi için rekabeti önleyen değil, bilakis kamçılıyan tedbirler almmalıdır. Ancak, ekonomide strüktürel dengenin kurulmasmda, ham madde ve yan mamul kıtlığı yüzünden düşük 1960 yılı siyasî ve iktisadi felsefede büyük dekapasite ile çalışan endüstrilerin tam guçle çalışğişiklikler meydana getinniştir. Disiplinsiz, progmasında veya doğrudan doğruya sosyal faide sağramsız ve koordinasyon'suz, iktisadî kalkmmanm layıp kalkınmada öncülük yapacak olan tesekmümkfin olamıyacağı inancı doğduğundan kamu küller dışında kalan kamu işletmelerinin destekiktisadî faaüyetlerinin bir plâna bağlanması zalenip sunî olarak ayakta tutulmalan da iktisarureti belirmiştir. , dilik prensiplerine aykındır. Sermaye mülkiyetiu yeni düzen içinde özel sektörün, plânm lornin deviete ait olmasmdan başka bu özelliği ollayıcı hükümlori içine sokulmadığı, sadece yol mayan ve yukanda soz konusu ettiğimiz ekonogosterildiği bilinen bir gerçektir. Kalkınma bnlunmayan plânı. özel sektörii zorlamadan plân hedeflerine mik ve sosyal fonksiyonlara sahip De\let işletmeleri özel sektör elinde daha rasyojöneltmeyi sağlayacak olan teşvik edici, engelleri kaldıncı iktisat politikası tedbirlerinin alnunasmı nel daha iktisadî çalışacaksa bunlar hakkında <yenı düzene» uyan kararlar almabilir. Yalnu bu temenni etmlştir. Plânlı devrede alınan iktisat poişletmelertn özel sektör elinde sağlayacaklan verlitikası tedbitlerl dağmık, devamsız, sistemsiz olup gi hasıları en az devlet elinde sağlanan kadar olkoordinasyondan mahrum bulunmuş ve plânı tamalıdır. mamlayan tedbirler manzumesi meydana gelmettıiştir. Neticede kamu sektörii ile özel sektör, bir eni düzenin başarı sağlayabilmesi için iktisabirinden tamamen değilse bile bir çok kollarda dî devlet teşekküllerinin mahiyetleri, iktisadî aynlan ikl kompartmana bölunmüştür. Özel sekkalkınmadaki dolaysız ve dolaylı tesirleri ettör yeterll bir teşvik gönnemiş, fakat plânuı yol raflıca incelemelidir. Karma ekonomiyi, özel tegdsterici yönunden faydalanıp yararlanmak husu şebbusle iktisadî devlet teşekküllerinin esit şartsunda müspet bir adım da atmamıştır. Ozel seklarda üretüne katıldıklan bir düzen olarak tarif tor bir «plân irübat bürosu» kurup bundan fay edenler vardır. Bu eşitlik şartı iktisadî devlet tedalanmamış; plânuı eksik, gerçeğe uymayan yönşekküllerinin çok azı için varittir. Devlet İktisalerinin islâhı için ciddî ve ilmi araştırmalann sodî teşekküllerinin çoğu doğrudan doğnıya kâr nucu olan müspet tekliflerle ortaya çıkamamıştır. prensibinin yanında, iktisadî hayatın gidişine doBu devre zarfında plân hedeflerine ulaşamamanm laylı tesir kıstası ile kurulup bu yolda işletiliriıahını yapmaya çalışanlar özel sektöre mensupsa ler. Boyle bir işe girişmeden evvel iktisadî devlet plânı suçlamış, kamu sektörttne mensup olanlar teşekküllerini bu ölçü ile sınıflandırıp uzun vaözel sektörden şikâyet etmişlerdir. 1965 seçimlerideli kalkınma hedeflerinin tahakkukuna dolaylı, ne kadar bu hal devam etmiş ve karşılıklı ithamdolaysız hizmet edenlerle sadece piyasa ekonomisi lar seçim kampanyasında en ileri safhaya ulaşmış, için çalışanlan titizlikle ayırd etmek gereklidir. karma ekonomi düreni ve onun (atbikatı halk önunde muhakeme edilmiştir. Plânlı devre •n • B İiİİ • ••• • ••• • ••• •!:: Y avm Doç. Dr. Mükerrem Hiç, (Hızlı artış ekonomi için mahzurlu mudur?) başlıklı yazısında: •Turkiyede doğum kontrolunun teşviki ve nüfusun aröj hınnm azaltılması Amerikanm açısından olduğu kadar Türkiyenln kendi açısından da faydalıdır ve bu konudaki işbirUginln ve yardmun arttınlması gerekir,. demektedir. Bir memleketin nüfusunun artışı ile beraber, o memlekette ilim, teknik ile ilerliyorsa iş, hacmi genişliyebilir ve refah seviyesi yükselebilır. tlmin ve tekniğin yükseltilmesl savuntilacağı yerde, nüfus artışının durdurulması tavsiye edibnesi, hayret edilecek seydir. Hele nüfusumuzun artışmda, (Amerika görüşünü) ileri sürmek pek garip olmuyor mu? Birleslk Amerikanm son on beş sene içfade nüfusu. otux milyon artmıştnr Nüfus artışı eğer bir tehlike olsaydı, bunu B. Amerika önlemeğe çalışırdı. Bizim nüfusumuz arttıkça, diğer devletler nezdinde kıymet ve itibanmız artmıştır. Cumhuriyetimizin en büyük zaferi, yarattığı imkârı ve refah sayesinde on üç milyon nüfusu, otuz iki molyona çıkarmasıdır. Topraklanmızm fazla nüfusu besliyamiyecek dnrumda olduğunu iddis etmek yersk ve haksızdır. Nüfusu besliyen, topraktan ziyade o memlekettekl Uim kuvveti ve teknik kudrettir. Japonya, Türkiye'nin yansı kadar bir toprağa sahiptir. Adalardan teşekkul etmiştir. Ancak toprağuun yüz de on »lbsı ekilmeğe müsaittir. Sanayl için kömür, demir, petrol gibi ham maddeleri yoktur. Ama son doksan sene içinde kurduğu llmt ve teknik müesseseleri ve ilmî araştırm» enstitüleri sayesinde, bugün yüz milyon insanı refah Içinde yaşatryor. Japonyada 1950 senesınde nüfus 84 milyon 300 bın iken 555 tane üniversite ve üniversiter kolej vardı. 1964 senesinde, yeniden 38 üniversite ile, muhtelıf gayeli yedi tane yüksek okul kurulması kabul edildi. Işte yüz milyon insanı bugün besliyen, yaşatan kudret bu Uim ve teknikten gelmektedir. îlim adamlanmızdan, nüfusumuzun artışının durdurulmasmı değil, artan nufus ihtiyacına göre, bir ilim ve teknik kadrosunun, tam ölçüleriyle kurulmasmı ve her sahada büyük çapta ihtisas adamlarmın yetiştirilmesi fikrinin savunulmasmı beklemekteyız. merika, Türkiye'ye yardnnda samimi ise, nüfusumuzun artmasmı önlemeye değil, artan nüfusu verimll yapacak illm ve teknik adamlanmızm yetistirllmesine yardnn etmelidlr. Liseninin onuncu sınıfındaki kız ve erkek çocuklanmızı, bir sene müddetle Amerikaya götürüp onlan Amerika hayraru yapmak, bir memleketin kalkınmasına bir hizmet sayılmaz. Bir memlekette ilim ve teknik adamlar, hakiki ihtisas sahibi şahsiyetler yoksa, borç verilen paraların rasyonel şekilde 19leülmesi mümkün değildir. Bir memlekette ilim, teknik, modern metodlar varsa, nüfus artışı ekonomik bir zaferdir. Nüfus artışını durdurmak için çalışılacağı yerde, (herkese iş ve herkese refah temini için), o memlekette ilmi ve tekniği arttrrmağa çalışmak daha doğrudur. Saym Doç. Dr. Mükerrem Hiç'e aşagıdaki eserleri tetkik etmelerini tavsiye etmek isterim: 1) The World of Learning 1960 1961 (EUROPA PUBLICATIONS LTD 18 BEDFORD SQURE, W. C.I (11 th edition) 2) Fifty years of New «apan Count Okuma Volume; II London 1909 sayfa 153 English Versıon Edited By Marevs B. Huisth. 3) Japan Statistical Yearbook 1964 Bureau of statistics office of the Prime Minister. 4) Bulletin du Bureau International d"Education 1964 Geneve No 152 sayfa: 157. 5) L'education dans le monde Unesco 1955 sayfa: 475 6) The World Almanac sayfa251. Nurettin EKGİN zelliklerden başka, hepsini kapsayan bir dâva vardır; Eğitim dâvası .. İsrailde uygulanan eğitim sistemi; herşeyden evvel iş adamı yetiştirmekle yükümlüdür. Llse ve dengi okullan bitiren öğrenciler, okullara girememe düşüncesi icinde değillerdir. Kişlsel kabiüyetlerinl geliştirmek için, binbir güçlükle karşüaşmaz. Bilhassa geliştlrmek için, arzulanan kurnmlar mevcuttur. Eğitimin yanında iktisadî bilgi, daha açık manasıyle eğitim içinde iş var... Eğitim nazari olmaktan çıkmıştır. lsrail, TJlusu, uygar Uluslar düzeyine birçok sorulannı çözerek ulaşmışlardır. Yabancılardan yardım umarak, eğitim ve benzeri sorunlan kendi kaderine terk ederek, kalkmmanın olmıyacağını bilmeUylt Üeri gitmek; ileri gitmenin kosullarmı benlmsetmek, tatbik etmekle mümkün... Aksi halde, Uerlemiş toplumlann kucaklarma istemiyerek duşeceğiz. Niyazi ŞAHİN öğretmen SİVAS Ülkiilü insana gereksinme C Faraza metalurji endüstrisi bizatihi kârlı biı teşebbüs olmayabilir. Fakat daha once eksik kaeni hukumet secimden evvelki düzeni, dolayıpasite ile çalışan millî endüstrilerden büyük bir sı>le karma ekonomi sistemi ile plânı esas itikısmını tam guçle çalışmaya yönelterek millî isbariyle kabul etmekle beraber. bu düzen içintihsali çok büyuk olçüde arttırabilir. Bu misalde de iki sektörün (Kamu sektörii ile özel sektör) belirtilen özellikte endüstrilerin direkt kâr mülâ>eri ve onemleri \e plânm kalkınmadaki rolü bahazası olmadan iktisadî devlet teşekkülleri tarahislerinde diğer hükumetlerden aynlan bir görüşe fmdan kurulması lâznndrr. Fakat istihlâk mallan sahip bulunmaktadır. üretip millî gelirde kendi üretimmden başka etkisi «İktisadi devlet teşekkülleri arasında, devlet olmayan devlet teşekkülleri için hükumet progkontrolü altında bulunmalarına Iüzum kalmayanramında belirtilen tedbirler duşünülebilir. Ancak lardan başlayarak halkın kontrol ve mülkiyetine bu hususta da çok dikkatll davranmak gereklr. Evgeçmesini sağlayacağız. Bu suretle elde edılecek velâ hisse senetlerinin bir kısmının halka satıldıyeni kaynaklarla daha dinamık sektörlerde yatığı işletmelerln statıisü ne olacaktır. Hangl prennmlara gideceğiz». siplere gore idare edilecektlr? Sorusonu cevaplaııdırmak; sonra da halk elindeki tasarrufun buBu ibareden şu mâna çıkanlabilir: tktisadî na yetip yetmiyeceğini ve halkm bunu arzulayrp devlet teşekkülleri Içîndea baaı işletmeleri, serarzulamıyacagmı inceleraek gerekir. NBıayet tamsycsine halkm da işürak etttğt müesseseler hamamen halka, yani ozel sektöre devredilen isletline getirmek veya tamamen özel sektöre devretmeler başarı ile işletilebilecek midir? Sualinl sor mek suretiyle iktisadi hayatı kamçılayacak yeni mak icabeder. Yeni felsefe ve onu takip edecek devlet teşekkülleri kurnlabilir. yeni tatbikat, plânlı kalkınma gayretlerinl halelBütün bu izahlar yeni bir karma ekonomi feldar etmeden millî tasarrufu ve teşebbüs gücünü sefesinin ortaya atıldİğmı açıkça göstermektedir. kalkınma ve sanayileşme yolunda seferber ettiği Klâsik karma ekonomi felsefemizde kamu sektoııispette başanlı olabilir. Yeni felsefe, miktarı sılü büyük yer isgal etmekte, yol gösterici, çekip nırlı olan ve kamu elinde bulunan kaynaklarm sünikleyici bir role sahip görünmekte idL Buna karşıhk yeni felsefe kamu sektörünün alanını da kalkınmayı kamçılayan ona hu veren bir tarzda dışındakl raltıp ona kamçılayıcı dinamizm getirici, itip yü kullanılmasmı hedef tutmakta bunun faaliyetlerin özel sektör tarafmdan yapılabileceğirütücü bir özellik vermek istemektedir. ne inanmaktadır. «Bızim karma ekonomi anlayışımıza göre kamu sektörü vatandaşın mutluluk ve refaha ulaşma çau yeni gorusün uygulama alanma intikal ettibasında ona yardımcı olmak onu desteklemektir. rilmednde çolr dikkatll ve titiz davranmak geKarma ekonomi bünyemizde devlet ve vatandaşın rektiğini tekrar hatırlatmakta fayda vardır. bırbirıne rakıp, bırbirini köstekleyen ıkı menfi Ekonomik organizma çok kanşıktır. Işleyişinin tam unsur değil bırbırıni tamamlayan iki müspet unkavranılması çok güçtür. Ciddî bir ilmî araştrnna sur olarak faaliyette bulunmalan şarttır.» yapmadan kısa ve uzun vadeli neticeleri etrailıca lncelemeden bu işe girmemek ve aceleden kaçınmak rogramm bu ibaresi yeni karma felsefenin filâzımdır. iktisat binasına bir taş koyup bir tuğla zerinde durup incelememiz gereken kısmıdır. çekmeden evvel bütün inşaat plânlannı ve genel İbarenin son satırlarmdan anlaşılan mâna: Kastrüktüre dolaylı ve dolaysız tesirlerinl inceden mu teşekküllerinin özel sektöre rakip değil, desinceye tetkik etmek gerektiği güphesizdiz. tekleyici olması gerektiği belirtllmektedir. Eko 1965 seçim i sonrası Sonuç Y iii! •H: 1İII !••• III A umhuriyet gazetesinin 25 Ekim 1965 günkü sayısında Sayın Cavit Orhan Tütengil'ın «Doktor Schweitzer ve ülküeulük» adlı çok ılginç bir yazısıru okudum. Ve bu yazıyı okurken derin derin duşündum. Ne güzel şey insanlann faydasına çalışarak yaşamak.. Bütün insanlığa adamak kendıni. Böy lesi ülkücü kişilere ne denli saygı duyulsa az . Beni bu yazıyı okurken düşünduren neden boylesı kişılerın bizım yurdumuzda yetişrnedıği.. Yetışenleruı de kara çamurlarla sustunılduğu.. Ne acı gerçekler değil mi?.. Paradan başka birşey düşünmeyen, insanları sevmeyen, doğru dürüst vergisml ödemeyen doktorlarımız iyi incelesmler Doktor Schweitzer*in hayatını.. Memleketimiıln kurtuluşu gerçekten mert, ülkücü aydmlann sayesinde gerçekleşecek.. Çok çok ülkücülere gereksinme duyuyor Türkiye, Bunu anlamalıyız. Öğretmeni, doktoru. memunı ülkücii olmayan memlekette hlçbir şey gerçekleşemek. Bu böylece bllelim ve yıllarca el açık bekleyen yoksul, fukara Anadoluya koşalun. O gerçek sahiplerini ve ülkücüleri beküyor. Fransa eski Dısişleri Bakanı Christian Pineau'nun yazdifi bir Ş roman yayınlanıyor Cumhuriyefte. . Adı : Azızım Mebus Bey. . Okuyor musunuz bilmem! Eserin sanat yönunden bir değeri oldu a ğunu sanmıyorum. Ama Fransa Dışisleri Bakanı elinden çıkması • önemli. Fransadaki parlâraento rezaletlerini, politik» dslavereleri • ni, yetkili bir kalemden okuyoruz. Christian Pineau yazıyor : Ş «Hukumetın duşüşunü izlıyen gunlerde mılletvekıllerınin çoğu • Paris'te kalarak geleceklerını bellı edecek kararı beklemeyı uygun • bulmuslardı. S Hükume* Başkanı ise acele etmemekteydi. Çeşitli temaslannı • sıklaştmyor, Cumhurbaşkanı ile goruşmeler yapıyordu. Genellikle • çekıngen, kesin karar vermekten uzak, cesaretsiz bir insan olarak Ş tanınması; bu şekilde tanındığını bılmesı, onu cesur bir karara doğ Ş Şükrü Çalışancan adlı okuru • ru, yani Meclisi dağıtmak karanna doğru itiyordu. Arkadaşlan ta • muzda .Doktor Schweitzer ve Ül •rafmdan korkaklıkla nitelenmesmden oturu çeşitli saçmahklan • 5 kücülük» yazısmı oknduğunu, bü J yapabılecek bir mektep çocuğunun durumundaydı. (...) Viktor ise milletvekülerımn çoğu gibi seçim kampanyalanna • yük değer verdiği ve hayranlık • Ş doyduğu Schweitzer hakkmda da • olan korlrusundan ötürü Meclisin dağıtılmamasını arzuluyordu. Viktor bir sabah Mormotan'ın ziyaretıni kabul ettı. Kurt sana Ş ha geniş bilgi veren yazılar bek • lediğini bildirmektedir. { yici her zaman olduğu gibi gulumsemekteydi : • İsmail GENÇTÜRK • Sevgih dostum, dedı, yılbaşında seçım var demek... • Yazar Uzunköprü J Nereden biliyorsunuz? Karar verümedi henuz. J Bazı şeyleri herkesten önce bilmenin zararı yoktur. Fakat 5 raeraklanmanıza Iüzum yok. Sız yeniden seçilmiş sayılırsınız. • Belki?.. diye cevap verdı Viktor. • Eminim dostum. Geçen seçimde yanılmıyorsam adaylardan • herhangi biriyle gucbirlığine gırişmemiş, ortak bir liste yapmak • yolunu seçmemiştımz. J Ve haklı çıkmıştım. Seçmenler bu çeşit anlasmalardan hos J lanmazlar. S Ben de hoşlanmam, ama bazan şartlar insanı mecbur kılar. Ş Size bir tavsiyede bulunayım mı? • azeteruzin 28.10^965 tarihli sa • Viktor, Mormotan'ın nereye varmak istediğinl merakla bekli • yordu. Luareluar seçmenleri onu neden bu kadar ilgilendiriyordu? • Mormotan : S yısında Eczacı Sayın Tuncay • FENERCİ imzası ile yayınla • Bu sefer, diye devam etti, boyle bir davranısı tavsiye etmem. • nan TRAFİK KAZALARI VE 1 ; Aksi takdirde kaybetmeniz kuvvetle muhtemeldir. • LÂÇLAR başlıklı yazıyı uzun za ; Geçen seçimdekinden fazîa mı? S mandanberı beklediğine kavusmuş • Evet. Fakat bu şahsî bir görüştür tabii. S bir insan sevinci ile okudum. Zir» • Kimle gücbirlıği yapmamı tavsiye ediyorsunuz? S bızim yabancı litteratürde sık sık • rastlayarak, trafik konusunda çe • En iyisi antikomünist bir cephe kurmak olabilir. KılavurSm bu • • şıtli seviyelerde tertiplediğimiz • nu kabul edeceğini sanmam. Dolayısiyle ondan vazgeçrnek gerekir. Bu imkânsız dostum. Onunla aynı kabinede yer almış olduğumu • kurslarda, ilgililere dujrurmaya ça 5 • lıştığımız bu önemli kaza faktö J unutuyorsunuz. Hayır unutmuyorum. Fıkrımi sormuş olsaydınız, teklifmi red S rıinün, konuya hakim birisi tara Z fından halk efkânna duyurulması S detmenizi isterdiın. Kılavur'un hiç şansı yok. önümüzdeki feçimde... S S nı istiyordum. Işte sayın Tuncay S Onunla aynı hükumete girmeniz, sizi ilelebed bağlamaz ya... Benim Dolivon'la güçbirliği yapmamı istiyorsunuz. Hem de hak S FENERCİ söz konusu yazısı ile bu S kunda soylediği her şeyin iftira olduğunu bilmenize rağmen... S dileğimizi gerçekleştiriyor ve bir S Viktorun sesi sinirden titremeye başlamıştı. Sanayicınin sesl ije ak S yönü faydalı öteki yönü zararlı • Ş bu uygulamaların yalnız tehlikesi S tine gayet sâkindi: Sevgıli dostum! Dolivon'un sersemin biri olduğunu ben de kabul ne işaretle yetinmeyerek çözüm yo Ş de bulunuyon «Önce şu tavsiye • ediyorum. Onu mâzur görmeniz de bu sersemliği gerektirmektedir. • lunu da gösteriyor ve Üniversiteden, Adlî Tıptan, Eczaeılardan, t Ş Sadece aynı görüşü paylaşan çok sayıda seçmene sahipsiniz. Onlaı Ş lâç Endüstrisi Temsilcilerinden VA geçici bir anlaşmayı mâkul karşılarlar. Sonra Radikal Parti böyle bir teşekkül eden bir ilmî heyet, bagüçbirliğine katılacaktır. S his mevzuu ilâçlan tecrübî olarak îmkânsız! Doiivon onlarm en tanınmış Bakan'larını rezil etmişti. S denemek suretile tespit edlp bür Hıristiyanlık geleneği affetmeyi zorunlu kılar. Radikallere gü S liste tanzim etmelidir. Bu liste büvenebüeceğinizi söylüyorum. Bana inarun. Güçbirliğinde yer alan di • tün yurt çapında doktorlarm, ecğer bir şaius ise Blankar d'Asteri'dir. Onu çok beğeniyorum. • zacıların, trafik bürolannm, otoViktor, meseleyi birdenbıre kavradı. Sanayicınin arzusu bu fekil • mobil kuluplerinin ellerine geçede kendi adamını Meciise sokmaktı. Adara devam etti: • cek şekilde dağıtılmalıdır.» Dört kışi olacaksınız. Ve sizın lısteniz mutlak çoğunluk kaza • Memleket sorunlarınm çözümünacağmdan dördünüz de Meciise gıreceksiniz. • ne butun düşünürlerin kendi bilBir sessizlik oldu. Viktor bütün bu ayak oyunlanndan siyasetten • gi ve görgüleri açısından katılmaiğrendığıni hissetü. J sı, çeşitli ortamlardakl aksakhklaSanayici sesini alçaltarak devam etti: J rm kısa bir zamanda ve yurt ça Seçim kampanyasının çok pahalıya maloldugunu tabiaüyle bi S pında ortadan kaldınlmasmı müm liyorum. • kün kılacaktır. Buna inanmış bir Heyhat öyledir, diye cevap verdi Vıktor. • kişi olarak, eğitim ve yaym çalışSanayici sesini biraz da alçalttı: • malanmızda konuyu ilgililere et Dostlanmıza ayırdığımız baa mali kaynaklar mevcut Siz de • raflı bir şekilde duyurmak üzere bunlardan yararlanacaksınız. Sizden istemesi, bizden vermesi. Gazete • sayın Eczacı T. FENERCİ'ntn yetlerimize gelince... Onlar da emnnizde olacaklar. • kili kurumlar tarafmdan hazırlan• • masmı ön gördüğü ilâç listelerini Yukandakl satırlar Türkiye için de gecerlidir. Ancak bizde Fran • ilgi ile beklediğimizi bildirmek issadakl anlamda sanayici, duruma hâkim olmadıgı için, dısardaki ya 3 teriz. bancı sanayicinin işbirlikçisi bir montajcı veya ithalâtçi}i yazıya oturt • Nizamettin ÖZBEK | mak gerekir. Böylece, pazarlıklar, dışarıdaki sanayici hesabına, bizim • Karayollan Genel Müdürlüğü | pulitika\a uzanmaktadır. Az gelişmiş ulkelerin acı gerçeği budur... • Trafik Fen Heyeti Eğitim Şefi ANKARA 1 TRAFİE | KfiZALARIve İ İLfiÇLAR | e •••ııınıııiHnnıınıııııııııııuıuiHiıı»» AX V CCK B v.:: ::: •>•• •«•• •••• •••• •••• •••• •«•• •••• P ASİSTAH HEKİM1ER VE DEVIEIMEMURURIKANUHU :::• m Yevmiye ve Defterikobir! aynı anda işler • Mizan her an hazırdır • Bila/ıço için çjerekli emek ve zanianı asgariye indirir. • Her türlü muhasebe l^lerlnizde sür'at emniyet ve tasarruf safilar OTOMATİK MUHASEBE MAKİNESİ SAĞ LAM SÜRATLİ t::: ••> i" • •• ••• ;:•• ••• ••• PERDE ARALIGINDAN ::: Dr. Turgay ATASÜ İst. Üniversitesi Tıp Fakültesi Asistanlar Cenuyeti 2. Başkanı hinde çıkan 615 sayılı kanunun kapsamı içine alın/6/1965 tarih ve 641 sayılı kanunla Türkiyemışlardır. 645 sayüı kanunla bütün silâhlı knvvetde sağlık müesseselerinde önemli değişiklikler mensabu hekimler 641 No. ü kanundald zihler yapacak bir düzen yürürlnğe girmiştir. niyete paralel bir görüşle yeni bir çalışma sistemi Bu düzen FullTime denilen ve hastahanelerde çalışan hekimlerin serbest çaüşmalarına mâni olan, içine girmektedirler. Yanl muayenehanelermi kasabah saat 8 den »kşam 17 ye kadar kliniklerine patarak FullTime çalışan hekimler 1800 • 2700 TL. kadar bir tazminatla tatmin edilmektedirler. Gülbağü kalmalarını sağlıyan bir şekildir. lapılacak hane Tıp Akademisi mensubn asistanlar da aynı olan tam mesaiye mukabil de hekimlere 2500 TL. kadar tazminat verilerek tatmin yoluna gidilmiş tazminattan faydalanabilmektedirler. Böylelikle, memleketimizde aynı fakülteyi bitir. Ne var ki, hastahane hekimlerine verilecek tirmiş, aynı mesuliyetler ve çalışma şartları altazminat, özelliklc asistan hekimlere verilmemektında bulunan iki meslek grupu arasında basit bir tedir. Asistan bekimler her zaman da oldufn gibi kliniklerin büyük yükünü üzerlerinde taşımakta, farklılaşma doğmuş bulunmaktadır. normal mesai zamanlarında yani sabah saat 7.30 Ynkanda izah ettiğimiz gSrünüm karşısmda dan akşam 17 ye kadar çalışmaktadırlar. Duruma 641 sayılı kanuna paralel olarak hazırlanacak ogöre bazan gün aşın, bazan da Z • 3 günde bir 24 lan kanun tasansında da aynı hatalara düsülmesaat nöbet tutmaktadırlar. mesi temenni olunur. Kaldı ki Tıp Fakültesi asis•şte, bütün bu ağır şartlarda çalışmasma rağtanlanmn jıevcut asistanhk hizmetleri yanında, oldukça afn1 ve mesuliyetli olan öğretim görevi Imen asistan hekimler, nedense tazminata da yardımcılığı mecburiyeti de vardır. Ve bu gerçek • lâyik görülmemişlerdir. gözönünde bulundurulmaüdır. Kanun hazırlayıcılarınca gerekçenin ana prensipi asistan hekimin talebe sayüması ve üniversite sonrası eğitim içinde bulunmasıdır. Hekimin asistanbk esnajinda öğrenim devresinde olmasını kauraya kadar, izah etmeye çalıştıfunız, hak ve bul etmiş olmamız, pratikte insan hayatı üzerinde hukuk prensipleri ile pek bağdaşamıyacak du(alışmakta oldnğunu nnutmamıza sebep teşkil e^ rumlarm, 14/7/1965 tarih ve 657 sayılı devlet mez. Asistan hekim zaman zaman insan hayatı memurlan kanunu ile telâfisinin mümkfin olabigibi büyük bir mesuliyeti yüzde yüz olarak omuzleceği kamsındayrz. lanna almaktadır. Böyle bir insanın tam randıDevlet memurlan kanonuna göre; muhtelif demanla çalışabilmesi de ancak buzur içinde olma recelerdeki devlet memurlan, Devlet Personel sma bağbdrr. Dairesi ve bağlı olduğu Bakanlıkça, yapılacak tüProbleme çıplak ve samimî gözle bakümalıdır. züklerle tahsil durumlan gözönüne almarak maddî Bugün acaba hangi Batı ülkesinde bir hekim, a bakımdan kademelendirileceklerdir Bu kademesistan olmasına rağmen. her türlü sosyal haklar lendirmede tavan ve taban rakamlanmn tesbitindan yoksun, maddî Imkânsızlık içinde bırakümıs de. mesleklere ait faktörlerin gözönfine alınması tır. Hali hazırda 600 TL. aylık alan bir asistan he gerekmektedir. kimden kendine \e ailesine sosyal seviyesine uyMeslekler içinde gerek 6 sene gibi uzun bir gun ve huzurlu bir geçim temin etmesini istemek tahsil devresine sahip olması, gerekse meslek olaise büvük bir haksızlıktır. rak vücudü ile çal'şan teknik personel grupuna girmesi, çalışma saatlerinin de nöbetle birlikte Gaye; asistanhğı, eayri cazip hale getirerek hayli yüklii görünmesi sebebiyle hekimlerin taban Türkiyenin ihtivacı olan pratisyen hekimliğe doğru bir akımı temin etmekse bu takdirde asistan he ve tavamn en yüksek derecede tutulması lüzumludur. Sağlık Bakan.' ğı ve Tıp Fakültesi için tüzfik kimlik serefinden uzaklaştıncı duruma düsürmek hazırlıvacak olan vetkililerin 641 sayüı kanun geyerine, pratisyen hekimlih müessesesi daha cazip rekçelerinin aksine olarak asistanlann da hekim hale sokulmau. fakülteyi veni bitirmiş hekimlerin olduklarını hatırlamalan diğer hastahane hekim o vöne tevcibi sağlanmalıdır. leri kadar çalışma temposuna sahip olduklarını ^çük Bak»nhğına ve Üniversiteye baglı asisgözönünde bulundurmalan mevcut haksrzlıklann tanlar icin durum bövle iken: Gülhane Tıp 4giderilmesinde en önemli rolü oymyacaktır. kademisine mensup asis tanlar 7/7/1965 tari M :::: •>•• •••• ıaaa ıaaa İSRflEL veBIZ Cumhuriyet 13919 İSTEYINIZ mmm <mmm ııaı laaa iii: ıaaa laaa ıaaa Sonuç B • ••• aaaa •••a •••• •aaa üii i ıaaa • aaa İiiİ •aaa •!•• ••aa :::: aaaa •aaa •aaa iili İİİ! illi S azetenizin 1101965 tarihli sayısında; Doç: Dr. Osman N. Kocatürk'ün; «Israel ve biz» baş lığı altmda bir yazısı çıktı. Sayın Koçtürk bu yazısında bazı gerçekleri gün ışığına çıkanyordu. Aynca beslenmenin sıhhatli yü rütülmesinde plânlamanm zaruretini ortaya koyuyor. Nedenlerini; tsrail ülusu ile Ulusumuzu kıyaslayarak rakamlarla kon\ışuyor. İleri Uluslann bu sahadald hamlelerine de değiniyor ve «İleri memleketler çok az tahıl yemekte ve artan tahılı geri kahnış toplum lara satarak onlsn midelerinde ya kalamak ve kontrollan altma almak olanağma kavusmuş bulunmaktadırlar.» Sayın Koçtürk'ün düşüncelerini olumsuz karşılamak yersiz olacaktır. Ancak İsrail Ulusunu uygarlık düzeyine getiren ana sebebler, kanaatimce bundan evvel gelmekte .. Bugunkü tsrail Ulusu kadar mil liyetçi bir Ulus dünyada tasavvur edilemez. Her sahada uzerine dü,şen sorumluluğu yerine ne pahasına olursa olsun getirirler. Beraber yaşama duyarlığı, yardımlaşma geleneği öylesine kuvvetli .. Ayrıca topraklarda azami verim elde edilmekte modern araçlarla ziraat yapılmaktadır. Endüstri alanmda gerekü bilgilerle becerikli iş adamları vardır. Biz ise iş adamlarımızın çalıjacakları bir ortamı >a. ratmaktnn »oksuaur. Bıitün bu ö 491766 nâncılık: 9635/13887 S KİTRE SATIN ALINACAKTIR Ereğli, Eskişehir, Izmir ve Nazilli Fabrikalanmız için 25 TON KİTRE kapalı zarfla teklif alınmak suretile satınalınacakür. 1) Buna ait dosya, evsaf ve İdarî Şartname Müessesemiz Alun IV servisinde görülebilir. 2) Teklifler 29/11/1965 günü akşamına kadar Müessesemiz veya İstanbul Karaköy Şubemiz holündeki ALIMTEKLİF KUTUSU'na aülmış olacakür. 3) Teklifler arasında şartlarımızla ihtiyacımıza en uygun olanlar tercih edilecektir. Dos. No: 4900/66 Tükenmez Kalem Satın Almacaktır SPOR TOTO Müdürlüğünden: 1 Teşkilâtımızın ihtiyacı için 3.000 adet ithal malı otomatık tükenmez kalem kapalı zarf teklif alma usulü ile satın alınacaktır. 2 Satın alınacak kalemlere ait şartname, Ankara Yenişehir Mithatpaşa caddesı No. 38 de kaın SporToto Müdürlüğü Satınalma Komısyonundan terrun edilebilir. 3 Ihale, ikincl maddede yazüı adreste, 29/11/1965 tarlhinde saat 15.00 de Satınalma Komisyomı huzurunda yapılacaktır. Satın alınacak kalemlertn mubammen bedell 15.000 TL. n olup geçici teminatı 600 TL. sıdır. 4 Talipler, teklif alınan malın ithal malı olduğuna dair resrnl belge ibraz edeceklerdlr 5 Kapalı teklif zarflan 29/11/1965 gün saat 11.00 e lcadar Satınalma Komısyonu Başkanlığına verümiş olacaktır. 6 Teşkılât 2490 sayıh arttırma ve eksiltme feanununa tâbi olmayıp ihaleyi vapıp yapmamalrta veya diledıgine yapmakta ve eksıltmelerde mal ve bedel itibariyle en uygun teklıîı tâyın ve tesbıtte serbesttir. (Basın 21191 A. 14152/13902) Sümerbank Alım ve Satım Müessesesi (Basın 21867/13911) 1 Sayın Dokior ve Eczacılara Psikoregülatör ve irankilizan LffiERTİN15mg.Drqe (Chlorobenzodfazepoxyde 15 mg.) bir dra|esînde 40 drajelik tüplerde piyasaya arzedilmiştir. (Bu mOttıhztr Sosyal Sigortalar Kurumu anlaşma listetfne dahlldlr.) # . DOĞFAKMA LABORATUARI Bomonti İst Ilâncı Iılc
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear