28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAHİFU İKt I Kasım 1965 CUMHUKIKET ••••••••••a •••••! İSRAİL VE BİI Doç. Dr. Osman N. KOÇTURK * srail ile Türki>e arasında zaman zaman değişik acılardaıı kıyaslamalar yapılmakta toprak ve iklim şartlan bakımından Türkiyemize nazaran müsâit koşullar içiııde bulunmayan bu memleketin teknikte ileri oluşu dolayısıyle bizden çok dalıa ileri imkânlara kavuşrauş olduğu ve hızla kalkındığı sonucuna varılmaktadır. Her iki memlekette kalkınmak için plânla lıareket etmeyi esas olarak kabul etmiş olmalarına rağmen bilhassa halk tabakalarının gereği gibi beslenmesi ve kalkınmada vazgeçilmez bir unsur olarak karşımıza çıkan insan gücii ile sağhğının üstun seviyede tutulması bakıraından iki toplum arasırda dikkati çeken bir tutum ve anlayış farkı vardır. I Türkiyede yaşayan insanlar hayvancıhk ve balıkçılık bakımından cok daha clverijJi bir ortam icinde yaşamalarına rağmen bir kısmı dış memleketlerden ithal edilmekte olan çok miktarda tahıl ve az miktarda et. süt ve yuraurta ile Snsan başına düşen et, süt, yumurta ve balık beslenirlerken tsrail'in teknik ve bilgi sayesinde Imiktarmda böylesine hızlı ve toplum zaranna kaynaklarmı zorlamak suretiyle kalkınma plânın'bir gerileme cereyan ederken, tahıl tüketiminda halkına çok et çok balık ve cok yumurta yede de hızlı artışlar vaki olmuj ve istcnenin tam dirme tahıl tüketimini ise her yıl biraz daha azalttersine hareket edilmistrr. Son olarak bütçe konnşına hedefine yöııeldiğini gdrüyoruz. malan sırasında insan başına düşen yıllık tahıl miktannın 248 kiloya kadar yükseldiği bir milletvekili tarafmdan açıklanmış bulunuyor. Türkiyemiz bu hali İle kötü beslcnmenin en iyi örneğinl ürkiye birinci beş yıllık kalkınma plânınm, vermiş bulunmaktadır. İleri bir memleket olarak uygulama bakımından sonana varmış ve iktn dikkati çeken Almanya 1800 yılında insan başına ci beş yıllık plânı hazırlama çabası içine gir300 kilo olan ekmek miktaruıı 1934 yılında 100 kimiştir. Böyle olmasma rağmen çelişmezlik halinde loya indirmek, et miktarını 13 kilodan 50 kiloya olan bazı rakamlara göre Türkiyede insan başına çıkarmak suretiyle bu günkü uygarlık seviyesine 1216 kilo kadar et düşmekte ve bir insanın bir ulaşmıştır. Birleşik Amerikada insan başına tükevılda tükettiği süt miktarı 103 kilo. yumurta 2.5 tilen yıllık tahıl miktan 67. et miktarı ise 82 kilo kilo ve balık ise 2.5 kilo olarak hesap edilmiş bucivannda bulunuyor. lunmaktadır. Buna karşılık bir insanın bir yılda îleri memleketler çok az tahıl yemekte ve ar24$ kilo tahıl tükettiği Türkiyemiz Diinyanın en tan tahılı geri kalmıs toplumlara satarak onlan çok tahıl yiven memleketlerinden biri haline gelmidelerinden yakalamak ve kontrolları altına almiştir. Bundan dolayı vatandaşlarımız karınlan mak olanağına kavusmus bulunmaktadırlar. Taşiş ve fakat tok değildir. Türkiyede sağlık bundan hılla beslenen Hindistan. Pakistan. Orta Doğu mem dolayı bozuk, ortalama ömür bundan dolayı kısa leketleri ile Asya ve Afrika topluluklannm ve Güve entellektüel güç düşüktür. Doğumlarm yüksek ney Amerika memleketlerinin hali meydandadır. ve çocuk ölümlerinin pek fazla oluşunu da bu gün Buna karşılık sabnh kahvaltismda bile et. balık, uyguladığımız yanlıs ve dengesiz beslenme şekline yumurta ve süt ile beslenen İngriltere asırlardır bağlayabiliriz. İsrail ise bilinçli bir toplum olarak Dünyayı parmağmda oynatıyor. Avrupa toplumu kalkınma plânında beslenme konusuna büyük bir bu gerçeği anlamış ve Orta Doğu şartlan icinde işe önem vermiş ve olaylan toplum çıkarına uygun 5555 başlayan tsrail plânlı kalkınma gayretlerine ayni olarak geliştirmeye muvaffak olmuştur. Bu gerçekistikamette yön vererek medeni bir toplum olmalerin açıklanması bir taraftan kanıu oyunun aynın koşullarına ulaşmıştır. Bu husus inkârı kabil dınlanması ve bir taraftan da plâncılarımızm uyaolmayan bir gerçek halinde karşımızda dururken rılması bakımından faydalı olabileceği için «tsraTürk halkını cok tahıl ve az etle besleyerek °o 7 il'in Tanm ve Koy Kalkınması çahşmalarını ana kalkınmayı realize etmek hiç bir suretle mümkün hatları iîe özetlcmeyi ve bilhassa ele almış olduğumuz açıdan eleştirmeyi lüzumlu bulduk. Tahıl, olamayacak ve bu şartlann devpmı plânı hazırlayanlar kadar uyşrulayanlan da ha>al kırıklığına ct. süt. yumurta ve balık üretimi ile tüketimi bauğratacaktır. k:mından İsrail ile Türkiye arasında yapılacak bir kıyaslama tutum ve görüş farklarına kendiliğinden movdar.a okaracaktır. lık gibi hayvansal protein kaynaklannın geliştirilraesi istikametinde bir çaba sarfedilirken Türkiyemizin bunun tamamen aksine ve olumsuz bir yol tuttuğu inkârı mümkün olmayan bir gerçektir. Türkiyemizde 1950 yılında insan başına düşen yıllık et miktannm 19 ki!o iken, dokuz yıllık bir devre içinde süratle gerilediğini ve 1959 yılında 12.4 kiloya kadar diiştüğünü ve ayni süre icinde süt miktannın 141 kilodan 113 kiloya eksildiğini BÖrüyoruz. Bu gün ise bu miktar 103 kiloya kadar diişmüş bulnnuyor. Yumurta ile balık esasen çok düşük miktarda tüketilmekte Et ve Balık Kurumunun büyük masraflarla kurulmuş ve faaliyete geçiıilmij olması gerçekleri değiştirmemiş bulunmaktadır. İ azetenizin 10/10/1965 tarihll sayısında Sayın Ecvet Giiresin'in sistemsizlik başlıgı al, tındaki yazısında: «Meselâ alalım şu orta öğretimdeld bara] acaiplişini ve teknik öğretime kaydırma konusunu: Devlet Plânlama Teşkilâtı der kl, yılda şu kadar öfrenciyi klâsik öğretim yapan okullara alacak, teknik öğretim kapasitesini şu oranda arttıracaksınız. Plân, Bakanlar Kurulundan geçer ve ona artık uyulacaktır. Vyulacaktır ama nasıl? Teknik öğretimin önce kapasitesine artacak öğrenci sayısına göre genişleteceksin, alaeağın öfrencinin teknik ögrenimi başaracak kabiliyette ve bilgili olup olmadığım ölçmek için bir test usulü bulacaksın, ya da meselâ rehberük kurumunu kuracak, çocuğu belirli yaş larda kabüiyetine göre yöneteceksin. İşte bu, bir eğitim plânı meselesidir. Oysa bizde plân yapılmamış DJ*.T. istedi diye aktarılması yolun» gidUmiştir» demektedlr. Çok iyi bir amaçla almmış olan teknik o kullara daha fazla öğrenci kaydırma konusu birkaç seneden beri söylenmektedir. Yalnız bu arada görülen aksaklıkların önumüzdeki senelerde tekerrür etmemesi her iyi düşünUriin arzuladığı bir gerçektir. Sözü geçen öğrenim müesseselerinin kapasitelerini artırmak için bazı yerlerde tedbir alındı ve yeni tesisler ilâve edilerek, bu ders yılma yetiştirildiğini kıvançla gördük. Fakat bir o kadar emek ve masrafa karşılık yapılan dershaneler sadece bir veya birkaç sınıfük öğrenciyi zor bnldu. öğrenci sayısı az olunca öçretmenleri de orta okul veya liselerden ders almak zorunluğunda kaldılar. Dığer taraftan çok iyi bir niyetle Ankara'da kurulmuş olan Teknik Oğrenimi Sevdirme Derneği faaliyetleri ile öğrenci sayısrnı artırmak için gösterdikleri çaba ve verdikleri rakam milletimiz içm çok manidardır. İleri mılletler öğrencilerinin 0 J 75, °b 65 ve c,o 50 sı teknik öğrenime devam ederken niye bizimki sadece ",'s 13,5 olsun? ilgililerden öğrendiğimize göI re, bu ders yılmdan itibaren " Sanat Okullarına orta okul mezunlan alınmakta ve üç yıllık öğrenim yapacaklarmdan, mezunlarına Sanat Lisesi niteliği verilerek daha çok sayıda yüksek okula devam edebilme imkânlarma kavuşacaklardır. Buna rağmen hâlâ teknik öğrenime yaklaşmakta görülen çekingenlik niye? O kanıdayım ki, orta okul mezunlanna sanat liselerlne devamlannın sağlıyacağı imkânlar iyice anlatılamadı. Nitekim görüştüğüm bir kaç orta okul öğrencisi, Sanat Lisesinden sonra hangi yüksek oku!a devam edebilirim endişesi içindeydiler? Hatta Sanat Lisesi mezunlarından hiç mühendis veya öğretmen olur mu diye şüpheli konuşmalanndan onlan değil kendimizi suçladım. Y'az mevsiminde M.E.B. Iığı, gazeteler veya radyo vasıtasiyle bu husustaki bilgileri niye yayınlamaz? Ben bizdeki teknik öğretimi hayati boyunca izdivaç yapamıyan gizli kalmış bir güzel kıza benzetmekteyim. Duymıyanlara, görmiyenlere her vesile ile onu milletimize, ışık ve nur saçan güzelliğini gösterelim. Mıllı Egıtımdekı sistemsizlik G mızın dışmda «Önce vatan, önce millet» aşkiyle atmalıdır. kadir ASLANOĞLU Öğretmen Amasya Hisse'ler. BU, BtRlNCt KISSA : Arap taribinin en ilgi çekici kişilerinden biri de ilk Mnaviye'dir. Ebu Süfyan'ın oğludur. Hazreti Mubammet'in devrimine nznn süre direnmiş, ancak peygamberin son yıllarında îslâm dinini kabul etmiştir. Fakat kabul ettikten yirmi otu« yıl sonra da Halife olmasını becermistir. Halife olmak için de îslâm dininin kabul etmediği bütün davranıslara çirmekten kaçınmamıştır. Çoğu devrimlerin kaderidir bu. Muaviye 630'da Müslüman olmuş ve Hazreti ömer eliyle &10'ta Suriye Genel Valiliğine atanmıştır. Hazreti Ali'nin Halifeliğine karsı durmus. mücadele etmistir. O sıralar Muaviye Şam'da Ali Kufe'de idi. Ali, tslâmın kurallarına uygun bir yönctim ve yasayış içindeyken Muaviye daha sonra Avrupa tarihine girecek olan Makyavel'in ilkelerine rahmet okntacak biçimde tasanlarını gerçeklestirmeye çalısıyordu. Tahıl tüketimi Gerçekler T 25 'îcelikle tahıl durumu ineelenecek olursa tsllrailin her geçen yıl fert başına düşen tahıl tü"ketimini azaltmak için sistematik bir gayret sarfettiği ve bunda muvaffak olduîu görfilecektir. Nitekim 1952 yılında insan başına düşen tahıl miktarı 146.7 kilo iken 1960 yılında bu miktann 114.5 kiloya kadar düşürüldüğünü görüyoruz. Tahıl tüketim miktannın 1972 yılında nihajet bulacak ikinci kalkınma devresinde de ayni se\i>ede kalması öngörülmüştür. Tahıl tüketimini hvylece azaltırken plânlı çalışmalar ve biliıassa hayvancıhk sektoründeki gelisrneler sayesinde 1950 yılında insan haşma 18.6 kilo civarında olan yıllık et tüketimi 3959 yılında 3P.5 kiloya cıkarılmıs gelecek yıllarda bunun daha da arttırılması için tedbirler alınmıştır. İnsan başına düşen yıllık yumurta tüketimi 220 iken 19521960 yılları arasında 350 ye çıkarılmış ve Amerikada olduğu gibi her insana her gün bir yumurta parolası gerçekleştirilmi; buluııuyor. Etin kıt olduğu 19511953 yıllan arasında Israi! her vatandaşma ortalama olarak yılda 18 kilo balık temin ederken, daha sonraki devrede bunun insan başına 10 kilo seviyesinde istikrara terk edildiğini gorüyoruz. Süt tüketimi insan başına yılda 144 küoya kadar yükseltilmiş ve bunun 1972 yılında 145 kiloya ulaştırılması öngörülmüştür. İsrailde tahıl azaltılıp. et, süt, yumurta ve ba Sonuç: D evlet Plânlama Dairesi akla gelen her husus için bir plânlama komitesi kurmuş ve fakat ilk beş yıllık pânda olduğu gibi, ikinci beş yıllık plânda da beslenme komitesine gereken önemi vermemiştir. Sosyal Plânlama gurubunda mutalâa edilerek halka ilân edilmiş olan beslenme komitesi. 1963 yılında FAO uzmanı Dr. Andere'nin yurdumııza kadar gelmiş ve ilgililere telkinlerde bulunmuş olmasına rağmen henüz realize edilememiştir. Buna karşılık çeşitli besin guruplarınm plânlanması için cok sayıda koraite kurulmuş v« harekete geçirilmiş bulunuyor. Biz bu çalısmal&n ölrü almadan müşterisine elbise dikmeye kalkışan bir terzinin çabalarına benzetiyoruz. Çünkü Türkiyenin çeşitli yiyeceklere olan ihtiyacı, modern beslenme biliminin gerçeklerine uygun bir şekilde bilinmemekte, nıühtaç olduğumuz bazı hayati maddelerin ihracı ile mühtaç olmadıklarımızm ithali bir alışkanlık haline gelmiş bulunmaktadır. Bu şarllar altında halk ne bulursa onu yer durumdadır. Yediği de ekseriya ekmek ile son yıllarda pek bollaşan margarinden ibarettir. Sadece ekmek ve margarfnle kalkınmanın mümkün olmayacağını ise bütün Dünya biliyor artık. Hayvancılığı ve baIıkçılığı kalkındırmak ve İsrailin yaptığı gibi bu işleri plânlamak zorundayız. >a.«a••••«•••••••••••••«•••••••••••••^•»••»•••ı••••••vaaBaaaaaaaaakBaaaaa•••••«««•••• • . •«IIIMtm,IIMHM*««t»Mt«Miltl«t>t(tlll|tlM|aHI«IIIIIIIH»lllinMiaMIIIM a YIL SONU ÇEKİLİŞİNDE YARIM A Ahmet TACER Mak. Teknikeri Maraş makla kalmayıp ayni müşterek barış ve yükselme ideallerine s * hip olduklarını göstermiştir. Bir şün Ali'nin Kufesinden bir Arap, erkek bir deveye esya Pakistan Basın Ataşesl yüklemis olarak, ticaret için Sam'a varmıstı ki, Şamlı bir Arap deŞerif ELHASAN veye sahip cıktı. Garip olan nokta, deve erkek olduğu halde Şamlı 9 Ayni l:onuda Edirne'den A v Arap göz göre göre : ni ÇİTAK adlı okurumuz, Hindistan Basın Ataşesi J. T. Kalluka Bu dişi deve benimdir .. diyordn. re'nin bu sütunlarda çıkan yazısıîddia ve tartısma uzadı. Dâva Muaviye'ye yansıdı. O sıralar umhuriyet'te I^jnd Basın Atana değinmekte, özetle şunları söyŞam ve Kufe karşılıklı savas hazırlısı icinde olduklarından olay şesının mektubunu büyuk bir lemektedir: önem kazanıyordu. Muaviye kalabalık bir ccmaat önünde dâvayı hayretle okudum. Tarihî bir «Saym Basın Ataşesinin de be görürken, iddia sahibine sordu : gerçeğin herkes tarafından öğrelirttiği veçhile Türkiye ile Hindis Bu disi deve kimindir? nilmesi için bu açıklamamı neştan arasında doğrudan doğruya Şamlı Arap cevap verdi : rederseniz size minnettar olurum. hiç bir anlaşmazlık mevcut değil Benimdir. Nehru veya Gandinin siyaset dir. Bu iki ülkenin geçmişte olduMuaviye cemaate döndü : sahnesinde görünmesinden çok dağu gibi gelecekte de iyi münaseha önce Hind Müslümanlan Türk Ey cemaat bu dişi deve kimindir? betlerde bulunmasına dünyada kardeşlerine Türk • Rus, Türk • barışın sağlam temeilerle perçinCemaat cevap verdi : Yunan, Trablusgarp ve Balkan sa Bu dişi deve Şamlınındır. leşmesi bakımından ihtiyaç varvaşlan esnasında nakdî yardımda dır.» Deve Samlıya verildi. Muaviye, Kufeyliyi bir kenara çeklp kobulunmuslardır. Türk İstiklâl Sannstu : vaşı esnasında Türkiyeye yapılan Scn de ve ben de biliyoruz ki deve erkektir. Ama sen bu görpara yardımının ",a 90 mdan fazdüklerini Kufe'ye dönüste Ali'ye anlat, ve ona de ki : Erkekle dilası, o zaman henüz ikiye taksim şiyi birbirinden ayırdetmekten uzakta yüz bin adamım var. edilmemiş olan Hindistanın nufu• sunun '« 25 inden azını teşkil eden Müslümanlar tarafından sağaym, Özgür Gerçekçi'nin 27 BU, tKtNCt KISSA : lanmıştır. Bu kampanyanın bütün eylul 1965 tarihli Cumhuriyet Eskiden bir kadı varmış, ki çarip tabiatlı imiş. Ceza olarak haşerefl müteveffa, o zamanın en gazetesinde çıkan yazısında: pis ve paraya hükmetmezmis. Suç belli olunca suçluyu iki mübaileri gelen Müslüman lideri (Kaidi Çiçegi burnunda bir öğretmenln şire tutturur ve geri geri çittikten sonra olanca hızıyla koşarak heAzam Cinnah'dan başka bir) MuGüneydogu illerinden birine tayırifin kamına toslarmıs. Kadı efendinin şişman, kuvvetli, ense knhammed Aliye aittir. Nehru o za ni ile birlikte karşılaştıgı. zorluklak yerinde bir adam oldufunn da söylemeyi nnütmıyahm. manlar önemsiz bir siyasl şahsiları açıklıyor ve «Ayıptan Anlar Ama bu garip ceza nsulü ve infaz sistemi şikâyetlere yol açmış. yetti ve Türkiyeye yardım kammı?» başlığı ile de eğitim sorunMemleket halkı bîzar olup zamanın Vali'sine çıkmıslar ve Kadı'yı panyasında adetâ rol oynamamış larına değıniyor. anlatmışlar : tır. Gandıyi bu katışıksız MüslüMeslekdaşımın anlattıklanna man kampanyasına katümaya ve hak vermemek, haksızlık olur. Emir bnynrun da bu usulün önüne geçin... diye rica etmisler. böylece ona bütün Hindistana şâTürkiyemizde bu gibi ayıplardan Vali kadıya taaber salmış ki, bu gibi davranışlardan vazgeçsin. mil bir hareket rengini vermiye anlamıyan ağalann çok olduğu, Kadı : ikna eden Muhammed Alidir. Türköylerin kalkmmasiyle şahsi çı Emirleri basüstüne, ama Vall hazretleri bir fün teşrif etsinkiye lehine bu Müslüman kampankarlarının, zarara uğrayacağını Ier de bir dâvayı izleye buyursunlar... diye cevap vermiş. yası gerçekte milli bağımsızlık bildiklerinden öğretmenin faaliyeVali de Kadı'nın çağrısına uvup bir gün çıkagelmis. mücadelesüıi hızlandırmıştır. A k tini kösteklemeğe kalkmalan, onTam o sırada yargılama sürmekte .. Ve kadı sormakta imiş : si takdirde 1885 de emekli bir tn lann emelleridır Bu emeldir ki, Bu adama yüz lira borcun olnp bunu on yıldır vermediğin giliz memuru tarafından kurulköydeki ağa, ayni düşünen kıradoğru mu? muş olan sözde Hind Müll vatlı ağa üe birleşip zıkridilen Dâvalı yerinde tilki suratlı bir mel'un: Kongresi Birinci Dünya Savası fikri yaymağa çalışmaktadır. Üs Evet kadı efendi, diye cevap vennis, borcumdur. bunu veresonrasına kadar yılda bir defa İntelik arkadaşım, adı geçen ağanın, ceğim. giltereye sadakati teyid eden katahsılli, çocuklarının fakültelerda rar suretlerini onaylamak üzere Sen bunu alırken pek yakın zamanda vereceğini söylemişsin! okuduğunu ve iki mebus akrabatoplsmrdı. O zaman bu teşkilâtın Evet, ama yakın zaman bir sene de olur, yüz sene de olur.. sınm bulunduğunu da ilâve eten son hedefi îngiliz Tacına bağ Peki ödeyecek halin var mı? miş. lı olarak muhtariyetti, bağımsız HMim vaktim yerinde, bu şehrin zenginlerinden sayılırım. Evet ışte o tahsılhdır ki, bunu lık değil .. Bizzat Gandi tngiltere Peki, niye ödemivorsun? yapmağa . çalışmaktadır. Zaten nin Hindistan ordusu için asker Üdiyemem, paralarımın istifini bozamarn. tahsılsız, kurnaz ve zekâsını toplama kampanyasına katılmış Hiç değilse taksite bağlıyalım. menfi yöne çalıştıran bu gıbı tahve yaptığı hizmetler karşüığında Eh. ayda bir kurus vereyim... sıllıler kadar zararh olamazlar. altın madalya kazanmıştır. Acaba bunlar ve benzerlerı, kendeyince. durnsmayı izleyen Vali dayanamayıp ayağa fırlamış ve bağırmış : dılerme hizmet eden ve onlar içm çalışan bu insanlann fikren Kadı efendi tos !„ uyanmasını ıster mi? Pek tabııdir ürkiye uğruna 30.000 Müslükı, istemezler. Ve ıstiyenlere karman hapse girmiştir. Türkiye şı da koyarlar. Halen eğitim dâdışında Atatürk'ün de bü\"ük hayranları Pakistanlılardır. Ata vamızda görev almış birçok kışıler bıle, bu öğretmen gibi çalışantürk. Türklerin olduğu kadar onları tas\ip etmemektedirler. Bunlann da kahramanlarıdır. Türkilar da ağa zihniyetli insanlann yede olduğu gibi fotocraflan s » zırhına bürunmüşlerdir. Çünkü yısız evleri ve dükkânları süsler. Kaye ayni noktada duğümlenmektePakistanda caddelere, kütüphanelere, parklara, turnuvalara ve lo dir. Şahsi çıkarlar uğruna peşin hükümler, bunları normal çığırkantalara Atatürk'ün ismi verilir. dan çıkarmış menfi yöne sürükleBirçok anne ve baba çocuklarına miştir. Menfi fikirli ağalar ve bu iftiharla Mnstafa Kemal ismini kılıklı eğitimci ile tahsilüler, şuverirler. Hindu Hindistanın, Müsnu iyice bilmelidirler ki, artık lümanların Türkiye ve Atatürk'e köylümüz uyanmıştır. Çocuklankarşı duyduğu bağlılığın şerefini nı her çareye baş vurarak okutelde etmesi haksızlık olur. mağa gayret etmektedirler. Bu u* Pakistan ve Türkiye sadece yanış ağanın niyasına girmiştir. CENTO ve RCD anlasmaları çerOnu, içm için kemirmektedir. çevesinde jalnız müttefik, fakat Bu rüyayı gerçekleştirmek, afa birbirlerine en yakın dost ve karzihniyetli eeitimcılenn değil. gerdeşlerdir. Hindistan, mukaddes çekçi eğıtimcinin asil görevıdir. Pakistan topraklarını ilân edilmeHepimize ağır mesuliyetler düşmiş bir savasta istilâ ettiği zaman mektedir. Bugün tatbıkattaki kaPakistana, hayatta kalmak için nun. tüziık ve yönetmelıkler, köyyaptığı miicadelede Türk Hükuluyü kalkındırmak için yeterlimeti, milleti ve basını tarafından dir. ittifakla yapılan mânevî ve maddî yardun, bu iki memleketin saHasan ÖZTÜRK dece haklı Keşmir ve Kıbns dâİlköğretim Müfetvalarında yekdiğerinin tarafını tut tişi Çorum BÜTÜN DİLLERDE Haksızlık olur C Köstekleyici zihniyet S 30 bin Müslüman T DEMİR I I PERDE I ŞAKALARI!I ı I Nİ$ANTA$l'nda kaloriferli, daimi sıcak suiu tam konforlu Dünyada Türkler MİLYONLARÎN OKUYUP GÜLDÜKLERİ FIKRALAR. APARTMAN RELERİ Birkişiye l U U . U U U ü r a Bir kişiye 50.000 Lira Bir kişiye 25.000 Lira Bir kişiye 10 000 Lira Ije S f^fz^^r\^l J 1 &£££ î,==i' :. aym Burhan Felek'in «Türkistandan yarlar gelir» başhklı \azisi, Türk mületine mensup olanlan içlendirecek niteliktedir. Taşkend, Kâşgar, Semerkand, Türkistan ve benzeri isımler bizlere neler yaşatmıyor?,. Bu isimlerin gerisinde, önünde Başbuğu, peşinde at!ı yaya. obası i:e yayladan yaylaya taht kuran Orta Asya Türkleri .. Metelerin, Gültekinlerin, Buminlerin, Cengiz Hanlarm yararlıklarmı okuyor, dünyaya ışık tutan medeniyetlerini tahayjülle içlerimiz dolu dolu oluyor. Ana, baba» sıla hasreti ile tutuşan kalblerin, Orta Asya, Türkistan Türkleri deyimleri karşısında yanıp tutuşmamasma imkân var mıdır? Özbek, Oğuz, Ayşar, Kırgız, Türkmen kardeşlerim! Ninelerim, dedelerim, milletimin var oluş ülkesinde esir yaşıyan soydaşlarım!.. Uygarlığın kâbesi yaptığmız o yurtlar, sizlere esaret kampı oldu. Adalet, hürriyet, demokrasi komedilerini oynıyan Doğulu Batılı emperyalistler; onların varüğından habersiz görünmeye çalışıyorlar. Kendilerinden bir ferdin hayati uğruna dünyayı kana boyayanlar, milyonlarca Türkten hiç bir yerde söz etmiyorlar. Biz TUrkiye Türkleri, diğer ırkdaşlanrmzın ızdırabım görerek, vatanımızın kıymetini bilmeli, Türk milletinin şanslı mensupları olduğumuzu idrak etmeliyiz. Anadoludakl hür yaşantımızı, sözde büyük devletlerin hüsnü teveccühünde, yahutfa adalet, hürriyet ve demokrasiye samim] inançlannda aramıyalım. Bunu, Türk milletinin, vatan, millet anlayışmdaki sarsılmaz ülkü birliğinde, Türk Ordusunun ve milletinin yenilmez azminde bulmalıyız. üzaktan, yakından bir çok devletlerin, bu yurdda bir Türkistan emeli beslediklerini bilmeli, ona göre yekpare olmalıyız. Var olmak, güce gllçle karşı koymakla mumkllndür. BütUn vatanda?l«xıtmi>>4 faar türlü Umum dağıtım yerleri AKBABA Yayınevi Divanyolu Klod Farer Cad. No. 810 İSTANBUL SABRİ Özakar: Vilâyet han kat: 1 ANKARA Cad. İSTANBUL Fiatı 5 Lira SATIŞÂ ÇİKTI * • I I I I I I I I (Cumhurivet 13253) I icyüzü ve Bütün dünyada, bilhassa Arap âleminde büyük hâdıse yaratan eser: Mı?ır Ilıtilâlinin Ayrıca 355 kişiye çeşitli para ikramiyeleri 12 Kasım akşamına kadar hesap açtırmakta acele ediniz. N AS I R 400 Sayfa, Fiatı 10 Lira 1965 Edebiyat Nobelini kazanan Şoiohov'un 1932'de yazdığı ve ancak 1955'te yaymlayabildiği bu büyük romanı tam olarak çevrilmiştir. Nobel yayınlannuı Ceşincisidir. Yazan: Ahmet Abuel Feth Çevıren: Nusret K.uruoğlu Luk3 kapakh, 375 sahife, Fiatı: 12,50 Lira REKTUR Kitap Servisi Nuruosmaniye Cad. 81 Emek İş Hanı Reklâmcılık: 4340 13223 Genel Dağıtım: BATEŞ Bayilik Teşkilâtı NOT: 1964 Edebiyat Nobelini kazanan Sartre'ın Hürriyetin Yolları YIKILIŞ adlı eserini de kitapçılarınızdan isteyiniz. Reklâmcıhk: 4320 13230 GARANTI BANKASI (Reklâmcılık: 4195) 13225 İfalyanca Dil ve Kiiltür Kursları 2 kasım salı trünü açılacaktır Kaydolmak isteyenler İTALYAN KÜLTÜR HEYETİ Sekreterliğine (Beyoğlu, Meşrutiyet Cadd. No. 161 Tel: 44 98 (48) müracaat edebilirler. 4325 . 18224 Dıg piyasadan galvanizli düz saç satm almacaktır. Son teklif verme tarihi 22.11.1965 KÜnü akşamına kadardır. Şartnamesı Malzeme MCdnrlüğiüıdm temin edilebilir DOSYA NO: «5/3066 B&ncı'nk; »583 Denizcilik Bankası T.A.O. dan E. Cumhuriyet 13252 I I I Restauraıtf 212 I I I I Tadilît dolavısiyle kış mevsimi süresince ve buçünden itibaren faaliyetini tatil ettiğini bildirir, bütün yaz aylannda teveccühîerini esirgemiyen sayın aıüşterilerine tfşekkür eder. I I I I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear