23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
24 Ocak 1965 CUMHURÎYET SAHİFE BEŞ ölümünün Üçüncü Yıldönümünde £1111111 ııııııııııııııııııımıııııııııııııııııımııııııımııiHiıımıııııııııi'i TANPINAR 'AGORE YAHYA KEMAL Ahmet Hamdi Tanpınar ( Şimdilik çâresi yok j | İhracata başladı Ara ki bulasın Her işin ucu Bir | İ kökfe bulusma Hayâli cihan değiyor Bir ilân § § Şimdilik çâresi yok Ahmd JCuisi Zecer Bu iki dörtlük iki ayn teknik ve estetık görüş içinde her birinın mızacını, hayat felsefesini, do layısiyle onların birbirlerine yakın ve uzak taraflarını yansıtır. Sonsuzluğa açılan bir pencere gibi, Tanpınar'm şiirınde ömür sımrını aşan bir zaman kavramı; Yahya Kemal'ın şiirınde ise olümu hayat sınırları içine alan bir gorüş vardır. İkisi de, bir bakıma, ruhun ölümsüzlüğü çizgisi üzerinde birleşirler. Yahya Kemal'ın panteizme kayan bu göruşüne karşüık, Tanpınar'da «Stoikler» e yakın bir kainat görüsu sezilir. İkisi arasında mizaç ve çocukluk yıllannın içinde geçtiği aile ve çevre değişikliğinden geIen bu ayrılık, iki şairin şiir anlayışı üzerinde önerrüi rol oynar. Nitekim Batı kültürü ile yoğrulmuş bu iki fikir ve sanat adamınm milli kültürümüz karşısmdakı durumlan da farklıdır: Yahya Kemal daha ziyade İran Türk şiirinin beslendigi mistik bir idealizme; Tanpmar ise Türk mantık ve ahl&kçıhğından (Babası «Kadı» idi) Batıü bir atalcılıga doğru yönelir. Yahya Kemal aile topraklannın milli sınırlarımız dışında kaldığı o felâketli Balkan harbi sıralarında henüz en heyecanlJ, en ateş li gençlik çağındadır. Bununla be raber, Tanpınar'm dikkat ettiği gibi, gerek nesrinde, gerek şiirınde bu temaya pek az değinir. Mizacının sığındığı şiir ikliminde bunun yerini bir «tarih ve fetih» temasmın aldığı gorülür. «Akıncılanı ı, «Mohaç Turküsü» nü, «Gedik Paşa'ya Gazel» i ve daha sonra «Selimname» yi yazar. Çocukluğunun bir kısmını sonradan kaybedilen vatan toprakJarmda geçiren Tanpmar ise, daha ziyade milli hayatı bir şuur bütünlügü ıle sınırlandmr. «Beş Sehir»i. Erzurum'u, Konya'yı, Bursa'yı, îstanbul'u ve Ankara'yı yazar. Yahya Kemal eski zaferlerin, es ki akıncıların ruhunu dile getirirken, Tanpınar zaman içinde bir hayat düzeni kuran fikir, duygu ve zevk unsurlannın terkibini araştınr. *** Yahya Kemal ile Tanpınar arasmdaki şiir dostluğu bütün edebiyat âlemi için bilinen bir şeydır. Bir çoklan için Tanpınar, Yahya Kemal'in bayrağı altında yürtıyen bir sairdir. Tanpınar'jn Darülfünunda Yahya Kemal'in talebesi olduğu, onun konuşmalannda ve yakınlığında kendi kozasını örmek için sıcak bir ortam bulduğu bir gerçektir. Buna rağmen, daha talebe iken aralannda başlayan bir dostluk, yıllar yılı, sokülmez bir dikiş halini aldığı halde şiir anlayışı bakımmdan aralannda gitgide büyüyen bir me safe vardır. Bir çoklarının zannettiği gibi Tanpınar kendi sanatını ona borç lu degildir. Batj edebiyatını, özellikle Fransız şiirini Ustadı tanımadan evvel tanımaya başlamıştı. Yahya Kemal hocası olmasa bi le o yine kendi sairlerıni keşfetmekten geri kalmayacaktı. Tanpınar'm Yahya Kemal'e borçlu olduğu şey, kişiliğinin oluştuğu çıraklık yıllannı gerçek bir sanat ustası yarunda geçirmış olmasıdır. Kaldıki o senelerde Yahya Kemal hem şiirlerıyle. hem sohbetleriyle etraftnı büyuleyen bir ınsandı. Mütareke yıllarına raslayan Darülfünundaki dersleri dışında ve «Dergâh» dergisi çevresinde yükselen bır gençlik vardı. Tanpınar ışte bu kuşakla birlikte yükselen bir şairdir. Vefası, terbiyesi ve gerçek sanat aşkıyle Tanpınar, ömrü boyunca onu ken dine bir üstad olarak ilân etmekten geri kalmamıştır. *** Daha her ikısınin sağlığında Tanpınar'la Yahya Kemal arasındaki şiir dostluğu çözümlenmesı gereken bir problem olmuştur. Tanpınar'ı Yahya Kemal'e yakınlaştıran fikir ve görüş baglan ne lerdir? Onu üstaddan ayıran, hatta uzaklaştıran görüş aynlıkları nelerdir? Bugün bu soruların kar Ç Imdi her ikisi de ^f o çok sevdikleri Boğaz'da, Rumelihisarı mezarlığında, yanyana, sonu gelmiyen bir sohbete dalmış gibiler. İkisinin üzerinde de mev simine göre, vefah ellerin bıraktığı güller, karanfiller, krizantemler görülür. Tahya Kemal'i örten mermerle rin üzerinde şu dörtlük vardır: "Ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde, Cönlü her yerde bohurdan gibi yıllarca tüter, Ve serin servıler altında kalon kabrinde Her seher bir gül açar her gece bir bülbül ötcr.,, Tanpınar'j örten mermerlerin üzerinde de şu dörtlük okunuyor: "Ne içindeyim zamanın Ne de büsbütün difinda; Yekpâre, geniş bir ânın Parçalanmaz akışında.,, ARÇEÜK Gaz Sobası sayesinde yuvada sıcaklık ve saadet illetvckilleri, aylıklarına yine latn istiyorlar. Bu mevzu. bizde ekseriva, karıkatürcü arkadaşlarımızın çini mürekkeplcrine boyanır. Fakat, iş bütün bütün sakava alınacak gibi değil. Zira ıtıilletvekili maaşları mcselesi, zannederim, dünyaya demokrasiyle beraber gelmis, ve demokrasiyle beraber, doğrn dürüst, halledilemeden, sürüp gidiyor. Söyle ki: Milletvekillerine dolgun dolgun maaslar verilirse, seçımler, sadece o paravı ele geçirebilmek hırsına gelip dayanıyor. öyle olmaz da, söyle bir ortalamadan, mütcıazıcane bir sey tayin edilirse, o zaman da «sayın» lar baska baska yollardan, daha rabat bir geçim şekli aramaya kovuluyorlar. şılığını Tanpınar'm «Yahya Kemal» adlı kitabında buluyoruz(l). Bunların ikisi de iyi değil. Birincisi bütün Bu kitap Tanpınar'm ölümüne ideal, bol a.vhga kavnşmak. tkincisi de, milyalun gunlerde bitirmeye uğraştıletvekili olmadan japılamıyacak, bir takım ğı, fakat blümüyle musveddeleriisleri becermek. ni gözden geçirmek fırsatını bula Tani, iki vaziyctte de, esas gaye olan «memmadığı notlandır. Gerçı o, kitalekete hizmet> (haydi, ortadan tamami>le kaybın önsozünde: «Bu kitap Yahya boluyor demiyelim ama) faerhaide ikinci, üçünKemal'in sağlığında yazilmış macü plânda kalıyor.. kalelerin genişletilmiş şeklidir.» Çâresi? Şimdi\e kadar bir bulan oldnğudıyor, ama kitap bu olçunun çok E nn. bendeniz, dnymadım. Srz, azaktan ıröründışmdadır. Daha doğrusu kıtabın ı ~ düklerine pek bakmayın, bütün demokrasileryazılmasmda iki amaç güdülmüş "" de var bu dert. Bizden çok eskileri bile tara mânasivle basa çıkamamışlar. tUT. Zaten, mübarek rejimin, banun gibi «dolnTanpınar Ustadın son yıllannda ya koy almaz. bosa koy dolmaz» çesidinden bir eski şiir dilini kullanarak, eski sürü meselesi var. Bu da onlardan biri. şiirın türlenne dayanarak yazdığı veya yayınladığı şiirlerden sonHemen Tann, istiyenlerin, verenlerin, alanra bir tedırginlik içindedir. Bu şilarııı, lıeveslenenlerin, istahlananların, kısası, irler hiç de «Şerefâbad» yahut bir kalemde, hepimizin yardımcısı olsun. «Mahurdan Gazel» de gördüğü*** müz «Neoklasik» anlayışta bir İhracata başladı estetiğe bağlı degildir; sadece «es kı» ye bağlıdır. Hele «Eski Şiirin on zamanlarda, ortaya «ihracatı devletlestiRüzgârıyla» dediği şiirlerle «Kenrelim» lâfı çıktı ya bu ise, bir ocnndan, di Gök Kubbemiz» adı altında bizitn devlet basladı çaliba. toplanan şiirler arasmdakı açıkEvvelâ Çalısma Bakanı. Sayın Bülent Ecelık daha da derindir. Tanpınar'ı vit, Avrupadaki isçilerimiz arasında, bir lâmetedirgm eden de ustadın eserlerı lif çizdi geldi, ve Hürriyet'te çok enteresan röarasındaki bu bolünmedır. Bizzat portajlar >azdı. Tanpınar kıtabmda şöyle diyor: Arkasından T.R.T. uzmanlan. Profesör Is«Ona sevgimden bır türbe yapmet Giritli ve şair Behçet Kemal Çağlar dostmak için yazilmış yazılarımı bır larımız da, televizyon tetkikatı için, «öyle bir, araya topladığım zaman bu aynCakarta'va (Endonezya) kadar uzanıp döndülıgın farkına vardım ve Yahya Keler. Onlar da, biri Milliyet'te, diferi Dünya'da, mal'in gazelleriyle öbür eserleriröportajlar yaymladılar. Hele, Behçet Kpmalinnın arasmda zannedildiğinden çok kiler pek güzeldi. Bütün yolculukta (tetkiklerbüyük bağlar bulunduğunu, her den, nasıl yapıp da, basalabildiyse!) siirler yazıkı eserin bir bütün yaptığını gormıs. Bunları, yine kendi yazılarının başında, düm.» diyor. Kendi itırafiyle, Tan vecizeler halinde kullandı. Çok istifade ettik, pmar, yıllarca Yahya Kemal'i doğrusu. «kendi şiir anlayışı zaviyesinden» görmüş, eski yazdıklarında onu Arada Adviye Fenık ablamız da bır Lonbu goruş içinde ele alrruştır. Şim dra çıkardı. Onun hangi heyetle gittiçini pek dı o bu «sakat» gorüşü düzeltbilmiyorum ama, Son Havadis'te «Inçilterede mek, «iki dıli kendi getirdıği ile Daily Evpres gibi büyük fikir (!) çazetelerineski şiırlerımizin dilini bu kaden» bahseden röportajları son derece rnüdar mükemmellikle kullanan bu bim. şairi, bu ikiliğin yarattığı ayrılıDaha var. Simdi sıra meshur «iyi niyet» ğın üstünde ve bir bütün olarak heyetlerinde. Bakalım, bu acayip beyetlerin mütalea etmek» zorunluğunu duysayın üyeleri ne denlu röportajlar çıkaracaklar. maktadır. Kitabın yazılmasmdaKi EÇer, sittikleri yerlerde iyi çalısıp dikkatli notamaçlardan biri budur. Tanpınar lar aldılarsa, önümüzdeki günlerde, daha bir bu kitapta Ef'.âtun'un Sokrat'ı izhavli ve gayet önemli röportajlar oknyaca^ız, lemesı gibi adım adım onu bize demektir. büyük çızgüerıyle vermiş, genış Yani, Devlet Baba (Tann basımızdan eksik bır araştırma içinde ontın kendi etmesin) dış ticareti bir düzene koymaya, rögorüşüne göre bir «portre» sinı portajoı ihracından başladı. » m e lâzım, ilk meydana getirmiştir. nümuneler, hiç de ümit kırıcı defil. Oteki mallar ds böyle çikarsa, nihayet bu Kitap Yahya Kemal'ın kişiliği büyük meselenin de «matluba muvafık» bir etrafında eski ve yeni edebiyatısekilde halledileeegi anlaşılıyor. mıza ışık tutmaktadır. Tanpınar *** ilk önce Yahya Kemal'in Darül IM bulun her taşının altında para vardır, derler. Filhakika övledir. Bu çüzelira sehrin, simdi de, her tasının altında. para yatıyor: Tatıvor ama, borç para. Sakm kaldırmayın. Hattâ, pek muhterem Hâsim îşcan büvügümüz. \ar kuvvetiyle, sokakları bunun için asfaltlıyor galiba. Taşları kaldınp borçlar görtinmesin diye olacak. Ne de olsa, asfaltı sökmek, tıpkı borçları ödemek gibi. zor is. tstaııbulumuzun, bir derdi borçları ise, bir derdi de bitmez tükenmeı para ihtiyacı. Neresine, hançi eksiğine el atsanız, milyonlar, milyarlar lâzım. Belki, lşcan, onların da bir borç yoliyle hallini temin eder, ve ileride, onlann da üstüne bir asfalt örtmenin çâresini bulur. îahut. bir ikinci şekil daha var, Ankaradaki meşhur makineden bir tane de tstanbula getirip, basımız sıkıldıkça, pars basmalıyu. Sayın Maliye Bakanı bu işe ne der bilinmez ama, fstanbulun da başka türlii lstanbul olacağı yok gibi görünüyor. *** Bir kökte buluşma tetkike yfizderi s Biritibariyle, göre, yeryüzünde, nüfusmemleket E en çok «sası» bulunan Türkiye imiş. Bir milyondan fazla şaşı varmıs Türlciyede. E Bu bir milyon sası hiç de mühim bir şey ~ degil. Aslında, Türkiyede, düsünceleri, davra E nısları ve görünüşleriyle, kökü «sasmak» tan = gelen, milyonlann çok östönde. Vatandas var = dır. Hattâ, aranırsa, hemen bepimizin bir «şaş E mak» tarafımız bulunur. Meselâ. çat orada çat burada kabilinden, = bir gün o parti bir gün bu parti arasında, «sa = sırtmaca» veren siyasîler. Böylece, bir se^imde, E hançi partinin adayına oy verdigini bilemeyip E «şaşıran» seçmenler. = Gazetelerde, gümrükte yakalanan kaçak E malların listesini okuyan, sonra dükkân vitrin E lerinde aynı malların apaçık satıldıfını göre = rek «saşkın» a döndüler. ~ Dıs ticaretimizin «şaşırtıcı» rakamlarla in E kisal ettifini Bakanlardan öğrenen, sonra yine = Bakanların ağzından dış borçlann da aynı ~ tempo ile arttıçınj dinleyip «şasıran» lar. 3 L'zatmıyahm, bir devamlı «sa.şırmak» = içindeyiz. Edebiyatta bile, şairimiz, sevgilisini = «yâr yolunu şaşırmış inşallah bize gider» ^ diye bekliyor. Fena vaziyete düşenler ıçın de ^ «Allah kimseyi sasırtmasın» deriz. îani «sa = sırmak» saadetimize, felâketimîze kadar gir mış. E Bu hale, uzaktan bakabilenler varsa, on ^ lar da, herhalde «sasa» kalıyorlardır. = Onun için memlehette bir milyondan faz ^ la «sası» bnlunduğu haberine hiç «şaşıııamak» ~ lâzım. * * * S =S H nedense, üstünde Hayâli cihan degiyor afta içinde, HoUDfa'da geçen bir vakanın, = = fünundaki kürsü yıllannı, büyük savaştan sonraki mütareke ve işgâl zamanlarının fikir hareketlerinı, «Dergâh» a aıt anılarını canlandırmakla baslıyor. Ustadın biyografisıne, yazılanna ve bazı anılanna dayanarak şiirinin geliştiğı Paris yıllannı, o zamankı fıkır ve sanat akırnlarını, Yahya Ke mal'de etkısi görülen Pransız şairlerini anlatıyor. Meşrutiyetten sonra tstanbul'a döndüğü zaman karşılaştığı çevreyi, o zamanki fikır ve sanat hayatım, çağdaşlan nı, özeUikle Ziya Gökalp'i inceli ı = yor. Edebiyatı Cedide ve Tanzi > E mat şairlerini yokluyor ve niha ı E yet Yahya Kemal'deki etkilerini | = araştırmak yönünden eski edebi | s yatın bir tahlilini yapıyor. Kita j E bın son cümlesi şdyledir: «Ses şa = irinin Hâmid'e vs Fikret'e olan borcu eskıye olan borcunun yanın da hemen hemen bır hıçtır.» Halbuki Tanpmar, Tanzimattan, Ede bıyatı Cedıdeden gelen çızgi üzerındedir *** Ara ki bulasın yine, yapılmakta bir bina Ankarada,üçresmî bir yapı. Gazi olanikisi hafif. çöktü. isçi ağır yaralantiı, Çöken, yine Ensliiüsünün, Peşin: 990 TL. Taksitle: 1.100 TL. YAKITTAN AZAMl TASARRUF ÖZEL KARBÜRATÖR SAYESİNDE TAM EMNİYET KALORIFERİN RAHATLIĞI VE TEMİZLİG1 GARANTİ BELGESİ tLE SATILAN TEK SOBA BORULU OLMASI AYRI BİR AVANTAJDIR. Odun, kömür, kırma derdine paydos Soba yakma meşakkatine paydos NOT: Kire ve toza paydor Ambalâj, naklııje ve sıgorta masraflan tttıctya aitlır. uenel Sattcılan • BEKO TİCARET A. Ş.: Istlklâl Cad. 349, Beyojjlu, Tel.: 49 35 00 BURLA BİRADE31ER VB ŞSI.: Hazaren Catf. 6163, Karaköy, Tel : 44 47 20 Tanpınar'a gore Yahya Kemal, «Şiıri bir zekâ işınden ziyade bır kalb işi telâkki etmekle, halk (ko nuşma) dilinde mevcut ifade güzelliklerini şiirin büyük kaynaşı addetmekle, umumiyi aramasiyle Her isin ucu ve nıhayet ilhamı kabul eylemesiyle, teknikte o kadar yaklaştı«Para saadet getirmez», «para her kapıvı ğı Saf Şiır estetiginden, zannedilaçmaz», «her sey par3 ile yapılmaz» çıbı lâflar diğinden çok fazla uzaklaşmıştır » \ardır. Boş şeyler bunlar. Kupkuru edebiyat Halbuki «Açık Deniz» sairi Saf tekerlemeleri. Bilhassa, Istanbul şehri için. Şiır etrafındaki münakaşalan «ba ötedenberi, Anadolnda rivayet edilir: tstanşmdan itibaren» benimsemiş; Baudelaire'in Mallarme ve Valery' ?tllllllllllllllllt(IIIIIIIIHIIilUIIIIHIIUIMIHIMIIIIMIIIMUIHIIIIIHIIIIHIIfillllllNIUIIIIIIIIIIIIItllllllllllllllllllllir; nin, Abbe Bremond'un nazariyelermden kendisine, dılın imkânla nna ve şairin bu ımkânJan yakalama kudretine dayanan bir estetik yapmıştı. «Hiç değılse Tanpınar kendi kozasını ördüğU çırak3U5 yataklı Eskısehır tşçı Sigortalan Hastanemizin bır senehk yıllannda onu böyle anlıyor, lık Et, Yaş Sebze ve Alevva ıle Kuru yıyecek ve Temızlık mad«muhteva (kapsam) ile şekli birbi delerı aşagıdakı mıktar ve muhammen bedel üzerınden 25/1/1965 rmden ayırmıyor, müzikaliteyi şiPazartesı gunu saat 15 00 te Şube bınasında Satın Alma KomısIrde üstün vasıf görüyor, mükemyon Başkanlığında kapalı zari usulu ıle ıhale edrlecektır meliyet dediğimiz şeyi hepsinın üstünde tutuyor» diye kabul edithaleye ıstırak edecekler muhammen bedel ü/ennden ve ıhayordu. Çünkü son zamanlara geleden bır saaf önce nakdı temınat yatırmaya veva lemınat meklınceye kadar «eserle hiç bir zıdtubunu teklıf zarfına kovmaya meeburdur Bu ise aıt şartnamee lık göstermeyen bu tercihler, aler her gun sube bına ınria saat 14 00 lhou arasında gorülebılır raya koydugu büyük nüansları veya bedelı mukabılınde alınabılır Kurum ıhalevı yapıp yapbile kendiliğinden siliyordu.» Son Heriş 8899/1032 mamakta, dıledığıne yapmakta serbesttır radan onun «eski» üzerindeki ısC in si Miktan IMuhammen Bedel rarını Tanpmar, tarih ve kültür I Şükrü Canal'm hakkındaki fikirleriyle bağmtılı Et 3f)5ııo Kılo 5 Kalem '. TL buluyor. Ama ne olursa olsun, bu Kuru Yıyecek 18KIIU Kılo 17 Kalem fih ?>h.TL kitapta Yahya Kemal'i bütünü ile Sebze ve Mevva 48 Kalem 107110 Kılo ortaya koyan Tanpınar böylece, 115 I<15. T L Temızlık Maddesı 2 Kalem Snoo Kılo üstaddan ne kadar uzaklaştığını 8 IIKI T L TEMEL BİÇKJ da belirtmiş oluyor. Kitabm ya * (Basın 740 E. 25/1026) Bütün feadın elbıselerınl tek î zılmasındaki başka bir amaç da, bir metot esası uzerındeD | şüphesiz, budur. hocasız öfiTeten ana kitap S (15 lira) • * * * ERKEK GÖMl.ERLERl ve Pl l JAMALARI (7.5 lira) ; 1 Kapalı zarf usulü ile üç kalem tezsrâb sntın almacaktır. Şimdl her İkisi de o çok sevdik ; Sipariş, kitapfann oedeli, î Muhammen bedeli 110250 lira olup çeçicı temınatı 6762 leri Boğaz'da, Rumelihisarı mezarlığında, yanyana, sonu gelme : 50 Krş. posta ücreti ile bırlik | lira 50 kuruştur yen bir sohbete dalrmş gibiler. : te Ziya Canal. P.R 973 Istan | 2 Şartnameler Komısyonurnuzda. M S.B Ankara Lv ÂmırGönlümüzden taşan sevgı, hay ; bul adresine gönderıldısınde l Uğinde ve Izmirde Denız Satınalma Komisyon Başkanlı: ranlık demetlerini Ustlerini örten \ derhal taahhütlü gönderilir ğında bedeJsız görülebüir. Başlıca tstanbul kitapçıls • mermerlere bırakalım. j nnda bulunur î 3 İhalesi 2 şubat 1965 ffünü saat H.OO de Komısyonumuzda MiıııııııııımıımııııınmMiiMnn^ yapılacaktır F A B R İ K A T Ö R L E R 4 Tsteklilerin ihale gunü saat 10 00 a kadar teklıflerini (1) Ahmet Hamdi Tanpınar: fşçinize Okuma Yazma Kursu YAHYA KEMAL, «Yahya Kemal'i Komisyonumuza vermeleri A çı n1 7 Sevenler Cemiyeti» yayınlarıodan, (Basın 612/1029) İYİ AHLÂK DE&NEÛl 1 N. a, 1868, tatanbul. ilâve yabancı dil bölümii insaatı. Kusura bakmayın, bu sütunlarda, ister yapılırken olsun, ister yapıldıktan sonra çöken binalardan çok şikâyet ediyoruz ama, elde değil. Evvelâ, Yarabbi, bn kaçıncı binadır çöken, ve neden çöker binalar? Yukarıda «resmî» dedim ama, aslında, bütün binalar resmî sayılır. Çünkü hepsinın «yapı» ve «oturma» müsaadeleri ayn ayn ve resmen veriliyor. O halde, demek ki, bunların mesnliyetli mütehassısları tarafından yapılan bir kontrolları var. Hesapları kitapları yapılıyor, boylan bosları ölçülüyor biçiliyor. Ve «yapma» izni çıkıyor. Sonra, yine ölçülüyor biçiliyor «tamam mı?» deniyor, «tanıam.» deniyor, ve «oturma» izni çıkıyor. Ve, arkasından, bir çökme. Zelzele oldu, kasırga oldu, toprak kayması oldu, hadi anladık. Ama, o yokken. hani hikâyedeki «bayram de*il. seyran dejilkeıı» bu çökmeler neve? Apaçık anlaşılıyor ki. ortalarda, bir seyler dönüyor. Dönüyor ama, körolası, teknik iş olduğu için akll erdirmek zor. Sonra bunun bir baska tekniçi daha olacak: Bunca bina çökmesinden sonra, siz, tek bir mesulün bulundugunu duydunnz mu? Asıl çökünfü de burada galiba! *** darulmadı. Halbuki, bil zz hassa bizler için, son derece ehemmiyetli bir Hâdise su: Amsterdam'da genç bir tıp ta ~ lehesi, esrarın beyiıı üzerindeki tesirini ölç ^ mek için, kendi kafatasını, yine kendisi. elek S trikli bir dis oyma makinesivle, 30 santim ka ^ dar açmıs. Şimdi doktorlar bu genci tetkik edivorlarmış. ^ Holândalı tıp talebesi. acaba beynini bıılnp = da ne yapacaktı? Pek trtıtıyamadım. İSaten, ilim H isidir, kolay kolay akıl ermez. Aksi gibi, tel E grafta da, tafsilât yok. = Belki beynin esrara ihtiyaç duyan tarafını = çıkarıp atacaktı. Yahut, belki de, beyne esrar s tesiri yapıp da, biç zararı olmıyan, yeni bir Ş madde ilâve edecekti. Dedim ya, bunları, bile = mivoruz. Ama, vakanın kendisi, tekrar edeyim, S bilhassa bizler içfn çok önemli. 5 Isi, biraz genişleterek, düsünün bir kere. = Beyni açıp, içinde biçimsiz ne varsa, ya çekip 5 alıyorsunuz, ya da koyacagınız bir ilâçla, dü 3 zeltiyorsnnnz. S Meselâ adam yobaz. Aç beynini. Çıkar o S yobaz tarafını. Fazla sola mı kaçmıs? çek biraz E safa. Sagdan mı sapıtmıs? al biraz sola. Vel E hâsıl, bir rahata kavuşuruz ki, sormayın. Ar ~ tık ne savcı, ne dâva, ne hapis. Ne 141, ne de E 142. Ş Ah... şu beyinleri, otomobil direksiyonu gi ~ bi, idare etmenin bir yolu bulunsa! E *** olaylar dolayısiyle açıklamamın Sontenizde yayınlanmasınısn rica ederim: Ben, gerçi fotbol oynanuş değilim ama, futbol oya Bir ilân E = gaze nunu severim. Bir defa, sevgililerim çoğunlakla orada oturduklarından, gençliğim Fenerbahçede gezmekle geçti. Sonra, senelerce Galatasarayda edebiyat hocalığı yaptım. Bu iki bakımdan futbolle ilsim meydandadır. Komanfarınıdaki kahramanlarımı, kızlar sık sık âsık olduklarından, bana benzetenler çoktur. Halbuki yanlıs. Onların her biri birer futbolcudan alınmıstır. Okuyucularımın da pek çoğu sporcu, ve özellikle futbolcudur. Böylece, futboldan pek hoşlanılmadığını tahmin ettiğim, Karaknrt köyü ile, soyadı benzerliğinden başka, hiçbir ilişiğim olmadığını bildirîrim. Romancı Esat Mabmut Karakurt tSENEN/N tecrübesı SÂTIN ALMA ILANI SffiUl \HALI SüPüRGESf İBİCKİ Kitapları Isl. Dz. Tek. Mlz. Sat. Aî. Konss. Brk. dan:
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear