25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13 Ocak 1965 CUMHURÎYET SAHTFE BEŞ 1M KONU VE Kalkınma için birinci faktör İ NSAAT Y A T I R I M L ARI 2 YUNANİSUN ZEYTMYtfl POUTKASINIDUZEHUYOR 1 1OF1MK REFORMU 1 Tarım meseleleri çözümlenmezse (lOOOm olarak) Ocok, Eylül dönemleh Aportmanlor Evler Devlet Plânlama Teşkilâtı eski İktisat Dairesi Başkanı Prof. Besim t'stünel geçen hafta sonunda yayınladığı ilgi çekici makalesinde şöyle diyor: «1963 ve 1964 yıllannda Türkiyeye Yardim Konsorsiyomunun kaydettiği geüşmelere bakılırsa, bundan sekiz yıl önce bize yardım eden memleketlerin ileri sürdükleri sebeplerin birer «bahane» den ibaret olduğu hissi uyanmaktadır. Çünkü 1954 den sonra ısrarlı yardım taleplerimize karşı ileri sürülen başlıca iiç nokta vardı: (i) Enflâsyon, (ii) Plânsızlık, (üi) Ne zamana kadar yardım yapılacağımn bilinmemesi. 1963 sonundan itibaren bu şartların üçii de yerine getirildi... Bütün bunlara rağmen 1963 ve 1964 de sağlanan dış yardımlar, tıpkı 1934 58 döneminde olduğu gibi «yetersiz» seviyede kalmıştır.» Sayın Üstünel bu sonucu bazı Konsorsiyom üyesi ülkelerin gösterdiği anlayışsızlık ile bizzat Konsorsiyum içine düşmüş olan dar görüş ve banker zihniyetine bağlamakta ve bu zihniyet değişmediği takdirde önümüze gelecek için çok karamsar bir tablo çizerek çıkmaktadır. Plânlanmış yatırımlann aksıyacağını. yatırımlann bölünüşünün makineteçhizat aleyhine değişeceğini ve sonunda «stratejik faktör» yüzünden plânın öngördüğü gelişme hızına ulaşılamıyacağını söylemektedir. Verim artışına ve ihracala yönelen tedbirler çok ilgi çekici bulunmakta Yunan Hükümeti tarafından yayınlanan bir karar gereğınce zeytinyağ politikasının düzenlenmesi ve uygulanması için uç ana prensipe dayanan tedbirler almmıştır. 1 Zeytinyağı Müstahsilleri Kooperatifleri Birlıği aracılığı ile devlet tarafından sınırsız zeytinyağı mübayaa edilecektır. Beş asitli yağlar için te^bit edilen fiat 19 drahmi (0 633 dolar) dir. 2 Zeytinyağı istihsal maliyetinin düşürülmesi için mustahsile yardım yapılacaktır. Kalitenın düzeltilmesi için 1 asitten aşağı zeytinyağlarının fiatı 22 drahmi (0,733 dolar) olarak tesbit edilmiştir. Pülverizatör ve diğer makinelerin ve ziral ilâçların mübayaasında yüzde 50 mali yardımı devlet yapacaktır. Ayrıca zeytin tanelerinin toplattırılmasında kullanılan plâstik ağların temini de aynı yardım proğramı içine alınmıştır. Eski ve dağınık üniteler halinde olan fabrika ve imalâthanelerin büyük tesisler halinde modernleştirilmesi öngörülmektedir. 3 Ihracatın artırılması için reklâm ve diğer tedbirler süratle alınacaktır î URKiYE 10 YIL ISONMAÇKALACAK Bu güçlük herşeyden önce, tarımın kendine has bazı özelliklerinden ileri gelmektedir. Tarımda, arazi küçüldükçe verim azaldığmdan, «sosyal» olanla «iktisadi» olan çoklukla çelişmektedir. Büyük araziyi tek kişinin mülkiyetinden alarak çok sayıda köylünün arasında paylaştırmak, sosyal bakımdan ilgi çekicidir. Ama iktisadi değildir. Bugünkü durumu muhafaza etmek ise hem sosyal değildir, hem de iktisadi olmayan çeşitli yanlan vardır. Sosyal olanla iktisadi olanı birleştirmek, toprak reformunu başarıya ulaştırmak İçin, reformu hazırlayan ve uygulayan kimselerin hem bilgili, hem de reformun gerekliliğine inanmış olmalan gerekir. Öte yandan toprak reformu, tek başına bir anlam taşımaktadır. Ekonominin diğer alanlarındaki bazı meseleler balledilmedikçe başarıİktisatçılar. artık Türkiye'nin uçuruma giya ulaşması imkânsızdır. Meselâ Türkiye'de, tadip gitmediği konusunu değil, uçuruma kaç yılrımda varolduğu bildirilen 4 miiyon gizli işsiz da vanlacağmı tartışmakta; ortalama olarak başka alanlara çekilmedikçe, toprak reformuTürkiye'ye 10 yıl tanımaktadırlar: Türkiye, tarınun başarıya ulaşması çok güçtür. Bu insanlamını acele olarak kurtarmazsa, birkaç yıl ön rın tarımdan alınması ise herşeyden önce sanaceki açlık olayları yaygınlaşacak, Türkiye hızla yileşmeyi veya işsizlerin baraj gibi büyük yaartan nüfusuna yetmeyecektir. Bugün bile yettırunlarda kullanılmasını gerektirir ki, Türkiye memektedir. Buğdayın önemli bir bölümü dıne sanayileşmiştir, ne de fazla insan gücünden şardan gelmektedir. Gıdasını en ilkel şekillersermaye olarak yararlanmasını bilmektedir. de alan halkımızın yarısından çoğu, istatistikBütün bu güçlüklere rağmen, az gelişmiş üllerin belirttiğine göre. devamlı bir «gizliaçlık» kelerin sosyal ve iktisadi şartlan toprak reforiçinde yaşamakta. beslenmelerindeki yetersizlik munu çözümlenmesi gereken en önemli probonların çalışma gücünü eksiltmekte, kolay haslem haline getirmektedirler. Ülkemizdeki toptalanmalanna ve erken ölmelerine sepep olrak reformu büyük bir iyiniyet ve dikkafle yamaktadır. pılmazsa reform ölü doğacak, toplum için yaBu çıkmazdan kurtulmak için tek yolun rarlı bir hareketten toplum soğutulacak ve iktoprak reformu yapmak olduğu ileri sürültisatçılann belirttiğine göre, 10 yıl sonra Türmektedir. «Tarımsal üretimi arttıracak çarekiye aç kalacaktır . lerle, tanmdaki toprak ve gelir dağıhmını adilleştirecek çarelerin bir sistem halinde kararlaştırılması ve uygulanması» şekîinde tanımla(1) Yazılarm hazırlanmasında başvurulan nan toprak reformu gerçekleştirmesi son derekaynaklarm listesi, son yazıda toplu olarak bece güç bir meseledir. lirtilecektir. Bundan 10 yıl önce, Türkiye «Ortadoğunun yiyecek ambarı» olmak iddiasında idi. Halen, 10 yıl sonra açlıkla karşı karşıya kalmak durumundadır. Ormanların azalması sonucunda sellerin alıp götürdüğü 400 miiyon ton toprak her yıl denize dökülmekte, nüfusun °o 100 arttığı bir dönemde hektar başına gıda üretimi ancak "o 27 fazlalaşmakta, adil olmayan bir gelir dağılımı tarımdaki milyonlan sefalete mahkum etmekte ve her doğan çocukla açlığa yeni bir ortak gelmektedir. Türkiye'nin ekilebilir toprağı 25 miiyon hektardır ve bugün tümü kullanılmaktadır. Ancak, bu 25 milyonun sadece 8 milyonu ciddî bir toprak tükenmesiyle karşı karşıya değildir. Geri kalanın 6 milyonu orta, 4 milyonu şiddetli, Ü milyonu ise çok şiddetli toprak tükenmesine maruz bulunmaktadır (1). \ Sınaî yopılor X /DigerLerij \Tıbb7 ve sınof yopılor / Toplam inşaat yatırımları ariarken apartman inşaatı azalıyor Ocak Eylül dönemi itibariyle 1963 ve 1964 yıllannda inşaat yatırımlanndaki bünye değişikliği ilgi çekici gelişmeler göstermektedir. Göze çarpan ilk değişiklik, ev ve apartman inşaatının toptan yatırım içindeki oranının azalmasıdır. Buna karsılık, yavaş da olsa, ticari ve sınaî yapılar, eğitim, tıbbi ve sosyal gayeli yapılar artmaktadır. Mutlak rakam lar olarak toplam inşaat yatınmlannın 6090 bin M2 den 6594 bin M2 ye yükseldi ği görülüyor. Ev yapımı 1963 te 2420 bin M2 den 1964 te 2508 bin M2 ye çıkmış, apartman yapımı ise 2325 bin M2 den 2308 bin M2 ye düşmüştür. Sayın Üstfinel'in özel olarak yardım Konsorsiyomu, genel olarak dış yardımlar konusunda yaptığı analizlere katılmamak miimkün değildir. Kendisi bizzat dış yardımlarla ilgili toplantılarda da bulunduğu için görüşleri ayn bir önem taşımak tadır. Gerçekten «Türkiyeye Yardım Konsorsiyom» u âdeta gelişme problemlerimizi anlamıyor gibi davranmaktadır. Verilen krediler yetersizdir. Süreleri, koşullan, faizleri uygun değildir. Ayrıca bize ithal bağımsızlığı vermiyen kredilerin bağlı krediler yüksek oranı elimizi, kolumuzu iyice bağlamaktadır. Kalkınma hızımızdan fedakârlık yapmak aklımmn kenarından geçmiyeceğine göre dış yardımlardaki bu gelişmelerin nedenlerini iyice araştırmak da yine ulusça bize düşüyor. Neden Batüı dostlarımız 1934 denberi yardımlannı kesmişlerdir? Bu soruyu iki bakımdan değerlendirtnek mümkündür: (1) Avrupa Ekonomik İşbirliği Teşkilâtı Kalkınnıaya Yardım Komitesi Başkanı Bay VViIIard L. Thorp'un Eylül, 1964 de yayınlanan raporunda tekrar açıkça belirtildiği gibi yardım yapan gelişmiş ülkeler artık yardımı talep eden geri kalmış ülkelerin yalnız «neyi programladığı» na değil, bu progranu «nasıl uygulandığı» na bakmaktadırlar. Demek ki dış yardım için yalnız niyet değil eylem (aksiyon) daha önemlidir. (2) Yardım yapan ülkeler ve kuruluşlar bu yardım mekanizmasını, açıkça, bir baskı v racı olarak kullanmaktadırku. Bu baskının geri kalmış toplumların ekonomik gelişmelerini hızlandıracak, onları içerideki tutucu faktörlere rağmen reformlar yapmaya itecek yönde olduğunu belirtmeye ihtiyaç yok. Ancak yardım koşullarından en önemlisinin hazırlanacak kalkınma projelerinin onlar tarafından da uygun gönilecek olması, ister istemez yardıma bir politik tercih havası katmaktadır. Daha açıkcası ekonomik gelişmemizin yönü, üretim ya da tüketim malları endüstrilerinin geliştirilmesi tercihi, yatınmı hangi sektörün yapacağı hep yardım koşullan içinde gözden geçirilmektedir. Yani kalkınmamızı, borcu verenin isteğine göre yürütmek zorunluğundayız. Birleşik A merikanın Hindistanın demir • çelik endüstrisini geliştirmek istemesi karşısında geçen yılki tutumunu hatırlıyanlar bu » • kinci acı nedeni daha iyi değerlendirebilecektir. Şimdi iğneyi kendimize, çuvaldığı başkasına batıralım: Yardımı yeterince alamadığımıza göre bizde yardımı verenlerin hoşlanmadığı uygulama problemleri var demektir. Bunların ne olduğunu en iyi bilmesi gereken yer ise bir kaç yıldır boş kadrolarla sus pus oturan Devlet Plânlama Teşkilâtıdır. Plânın temel hedefleri, günlük politika içinde, ya ertelenir ya da sırf yapıldı demeye getirilirse, yeni bir kalkınma uyanışına kavuşamamanın acılannı daha çok hissedeceğimiz anlaşılıvor. Bu açıdan bakılırsa dış yardımlar önemli ikinci «stratejik faktör» oluyor. Birinci'sini ise, şüphe yok, yine hizzat kendi içimizde aramak şartiyle. Otomobil Sanayii Tetkik Kurulu çalışmalarına devam ediyor ANKARA (İKA) Türkiyede yerli otomobil sanaayii kurulması ile alâkalı olarak Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumunda teşkil olunan «Otomobil Sayanii Tetkik Kurulu» çalışmalarına devam etmektedir. Bu hususta alâkahlar nezdinde yapmıj olduğumuz temaslarda; Kurul çalışmalarının bir süre daha devam edeceği ifade olunmuştur. Belirtıldiğine göre, Kurul hâlen gerek îspanyamn ve gerekse diğer memleketlerin otomobil endüstrileri hakkında toplanan bügilerin ışığı altında bu sanayiin memleket ekonomisine en yararlı ve millî bünyaya uyIZMtR Egede gözler yine gun gorülecek şekli üzerinde bir karara vartütünde. Mahsulün değerlendi mak üzere çalışmalar yapmaktadır. Kurul, rilmesinde safha safha rol alan ilgili bütün iç ve dıs firmalara başvurarak grupların teşekkülleri, birbiri bu husustaki teklif ve görüşlerin alınmasını ardınca toplantılar düzenliyorkararlaştırmış, bazı firmalardan bununla ilgili lar ve açılması yaklaşan piyasa cevaplar gelmeye başlamıştır. hakkında endişelerini dile getiöte yandan, bir süre önce Sanayi Bakanı riyorlar. Muammer Erten ile birlikte Türkiyede otomobil sanayii kurulması konusunda îspanyaya giTesbitlerden anlaşıldığına göden Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu Gere, piyasanın açılması şubatın nel Müdürü Celâl Imre «tspanyanın sanayide ilk haftasından önce olamıyabize nazaran daha geri olmasına rağmen, yercak. Bu yılın bir özelliği, elde li otomobil yapmayı başarması karşısında bigeçen yıldan yüklüce stokların zim de bu konuda muvaffak olamamamıza olması. Yalnız Tekel'in elinde hiç bir sebep yoktıır» demistir. 23 miiyon kilo bulunduğu hesaplanıyor. Istihsalin her yıl artış göstermesi, diğer müstahsil ülkelerde de her «ene daha büyük rekolteler idrak edilmesi, ekicid«n»ibracatçıya kadar bütün tüAnkara Tedricen tasfiyeye tâbi tutulan tüncüleri düşünceye sevkediyor. Raybank'ın tasfiye işleminde Icullanılmak üzere llgililer, rakip memleketlerde Merkez Bankası nezdindeki Fon'dan 42.500.000 tesbit edilen tütün politikası liranın tahsis edildiğine dair Banka Kredilerini Tanzim Komitesi karan 7.1.1965 tarihli Resml çerçevesi içinde ekim sahalarıGazete'de yayınlanmıştır. nın yeniden düzenlendiğini, faiz Artan üretim karşısında tütün ihracatı ilgi bekliyor Haluk CANSIN nispetlerinin düşürüldüğünü, ıhracatta farklı fiat sisteminin önlendiğini v e eski yıllara ait tütunler için faizlerin dondurulduğunu söylüyorlar ve bizde de, meselenin çeşitli cephelerini. koordine bir şekilde ele alma zamanının geçmekte olduğuna isaret ediyorlar. Türkİş genç işçiler İçin onket yapıyor Türklş 1. Bölge Temsilciliği, genç işçilerle ilgili bir çalışmayı yonetmey^ başlamıştır. Hazırlanan bir anket fişini sendikalara gönder miş ve cevaplandırılmasını istemiştir. Madenlş. genç işçilerle ilgili anket fişlerini Philips, Ema yetaş, Uzel, Rabak, Nurmetal fabrikalarındaki genç üyelerine vererek doldurmalarını sağlıyacaktır. En geç 14 ocak günü anket fişteri Türkîş temsilctliğine gönderilecektir. | Toprah ri'lıırııııııııııı | ıı^iıli nedenleri var Ş Toprak reformunu gerekll kılan iktisadî sebepler a) Büyük araziler Çiftliklerin çok büyük olması geri kalmış ülkelerde makineleşmeyi engellemektedir. Büyük toprak sahibi, üretimini arttırmak için makina abp hektar başına düşen verimi »rttırmaktansa, arazisini genişletip ucuza çalıştırdığı insanlarm sayısını çoğaltmsyı tercih etmektedir. Bu arazinin sınırlanması, çiftçiyi makineleşmeye zorlayan bir tedbir oimaktadır. Roybankm tasfiyesi için 42 miiyon 500000 lira tahsis o undu m ıEX) >Vİ 2 CUMHCRİYET : 1964 1965 REŞAT : 1964 : 1965 KÜLÇE • 1964 1965 4 Ocak 95.20 148. 14.05 5 Ocak 96.25 149. 14.30 6 Ocak 96.30 96.50 139. 149. 14.23 14.30 7 Ocak 96.30 96. 139.50 149. 14.23 14.30 Karabük Naftalin ihraç edecek Ocak 96.50 95.50 139.50 149 14J55 14.30 $ Ankara Karabük Demir Çelik Fabrikalannın istihsal fazlası naitalinleri dış ülkelere ihraç için hazırlıklar yaptığı ifade edilmektedir. Nitekim Odalar Birliğine müracaat eden mezkur müessese, Dünya piyasalannda naftalin fiatlan hakkında bilgi istemiştir. Durum Birlik tarafından Fiat Tetkik ve Tescil Dairesınden sorulmuştur. b) Küçük ve dağınık araziler Miras hukukunun bölmelerl ve fakir köylünün elindeki toprağı bölerek satmak zorunda kalmasının sonucunda, Türkiyedeki çiftlikler hem çok küçük parçalara bölünmüş, hem de aynı şahsın yedi sekiz yerde küçiüc toprağı olmasıyla sonuçlanmıştır. Türkiye'nin bazı bölgelerinde, toprak sahibi köylünün çifüiği ortalama olarak yedi ayn parça halindedir. Çiftliklerin küçük parçalara bölünmesi sonucunda toprağın verimi arttırılamamakta, sulanması güçleşmekte, makineleşmek imkânsız hale gelmektedir. Bu durumda, toprak reformunun bir amacı küçük çiftUklerl birleştirmek, dağınıklığa son vermek ve hektar başına düşen verimin artmasını sağlamaktır. Toprak reformunu gerekli kı'an EE sosyal sebepler = [ Ekonomik SÖzlük Gümrük vergisi Bir ülkeye diğer bir üikeden ithal olunan mallar üzerinden gelir ve çoğunlukla himaye maksadiyle alınan vergidir. Ekonomik literatürde bazen «tüketim vergisi» olarak da anılır. RESMI GAZETE 4 OCAK 1965 Dış Ticaret Rejimi hakkında karar. Dış Ticaret Işlerıne Dair Ihracat Yönetmeliği. Dış Ticaret Işlerine Dair Sirküler. 8 OCAK 1965 Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demir Yolları Genel Müdürlüğü ve Türkiye Cumhuriyeti ile Amerika Birleşik Devletleri arasında Kredi Sözleşmesi. c) Talep yaratmak Az gelişmiş ülkelerin kalkınmasını önleyen sebeplerden biri olan iç piyasanın yetersizliği, toprak dağılımı ile yakından ilgilidir. Toprak dağılımındaki adaletsizlik gelir dağüımındaki adaletsizlikle sonuçlanmaktadır. Gclirin bu dağılımı ise büyük kiltelerin ancak yaşayacak kadar akazanmalarına, her hangi bir ma l 'Ç'i t»'ep yaratamamalnn sebep olmktdır. Bu talebin yokluğu bir yandan sanayinin gelişmesini engellemekte, öte yandan yatırımların ancak talep yaratan küçük zümrelerin ihtiyaçlanna yönelmelerine sebep oimaktadır. Bu durumda, toprak reformunun amaçlanndan biri kitlelerin gelirini arttırmak olduğundan, bu artış talebin yaratılması ve üretimin yön değiştirmesiyle sonuçlanmaktadır. Ad valorem vergi Spesifik vergi tthal mallarının dış ya da iç değeri üzerinden belirli oranlarda alınan gümrük vergisi. tthal mallarımn ağırlık, miktar ya da diğer bir fiziksel karakteristiği esas tutularak alınan gümrük vergisi. SANAYİLEŞME İHRACAT VE ORTAK TÜRKİYE, ORTAK PAZARA TAM ÜYE OLARAK GİRİNCEYE KADAR, İMALÂT SANAYİİ İÇİN DIŞ PAZARLAR BULUP GELİŞTİREMEZSE İKTİSADİ BAKIMDAN SÖMÜRGELEŞMESİ KAÇINILMAZ OLACAKTIR. İktisadî gelişme geniş anlamiyle sanayileşme demektir. Sanayileşmede ise imalât sanayiinin gelişmesi ön plânda gelir. Yapılan araştırmalar, çeşitli üretim kesimleri içinde en hızlı büyüme gücü gösteren kesimin imalât sanayii olduğunu ortaya koy maktadır. Ayrıca, kendisi hızlı büyüme gücüne sahip olduğu gibi, geliştikçe diğer üretim kesimlerini de peşinden sürüklemekte, bunların gelişme hızını da yükseltmektedir. İktisadî gelişme literatüründe imalât sanayiine «güdücü kesim» (secteur entrainant) denmesinin nedeni de budur. Nitekim, Beş Yıllık Kalkınma Plânında (196367) ilk plân dönemi için yapılan tahrninler de bu gerçeği ortaya koymaktadır: İmalât sanayii için öngörülen yıllık gelişme hızı ' i 13 dür ve (aynı hızla büyümesi beklenen ener ji üretimi dışında) bu oran diğer bütün üretim faaliyetlerinin gelişme hızından büyüktür. İmalât sanayiinin genişlemesi ile iktisadî gelişme arasmdaki bu yakın ilişkiden ötürüdür ki sınai firmalann kurulup bfiyümesini engelleyici nitelikteki bütün etkenler, iktisadî gelişmeyi yavaşlatıcı sayılmayı gerektirir. Bu yazımızda ele alacağımız geri kalmış ülkeler ve özellikle Türkiye için büyük önem taşıyan bir etken olarak iç piyasanın sınırlılığı, diğer bir devişle, halkın satın alma gücünün düşüklüğüdür. Bir ülkede nüfus kitlesi ne kadar küçük ve bu Kiılenin satın alma gücü ne kadar düşükse, imalât sanayiinin gelişme imicânlan da o kadar sımrlan maktadır. Nitekim, 18 inci yüzyılda Sanayi İnkılâbını takiben tngilterenin sınai mamflUerini sürecek yeni pazarlar araması. 20 nci yüzyüın ikinci yansına kadar kapitalist gelişmenin emperyalizmsiz yüyümemesi, günümüzde ise EFTA, COMECON, Ortak Pazar gibi kuruluşlar imalât ganayiinin bu özelliçine bağlanabilir Diğer taraftan, geri kalmış ülke lere yapılan yardımlarla bunlann satın aüna gücü nün vükseltilmcsi gayesinin altında da yine gelişmiş Ülkelerin imalât sanayii ürünlerine yeni pazarlar bulma gayesi yatmaktadır. Hattâ. Sanayi İnkılâbı İngilteresinin bir yaratığı olan Klâsik tktisat Teorisi'nin dünya ülkelerinin toplam refahının vükselmesini tarım ülkelerinin tarımsal örünlerde. PAZAR Yazan: Doç. Dr. Gülten KAZGAN sanayi ülkelerinin de sanayi ürünlerinde ihtisaslaşmaları ve bunları mübadele etmelerine bağlaması da, gerçekte. İngilterenin mamul smaî ürünlerini sürmekteki iktisadî menfaati ile ilgilidir. Geri kalmış bir ülke olan Türkiye de, iktisadî gelişmesini süratlendirmek için, imalât sanayiinı plânda öngörüldüğü gibi hızla geliştirmek zorundadır. Ne var ki, iç piyasanın sınırlılığı sınaî firma ların maliyetlerini düşürecek bir üretim seviyesine erişmelerini engellemektedir. 1950 60 döneminde tarımsal üriinler ve hizmetlere nazaran fiyatlan süratle yükseldiğ. balde, imalât sanayii üriinlerinin yıllık artış hızı diğerlerinden pek farklı olmamıştır. 1960 danberi de durum daha ümit verici değildir. İç piyasanın sınırlılığı meselesinin çözüm yolu ise sınai ürünlere yeni dış pazarlar aramak, bunlan ihraç etme yolları bulmaktır. Bundan örürü. imalât sanayiinin gelişmesini, hiç olmazsa kısmen. sınaî mallara dış pazarlar bulma imkânlarına bağlamak gerekir. İmalât sanayiinin gelişmesiyle ilgili olan en ö nemli bir mesele de şudur: Türkiyenin Ortak Pazara katüma geerkçesl, ta rımsal ürünlerine yeni pazar bulması, döviz gelirinin yükselmesi ve sanayileşmesi için gerekli kapital mallan ithal imkânlanmn artmasıdır. Diğer bir deyişle, gaye sanayileşmektir; fakat, döviz yetersizliğinin gerekli kapital malları ithalini sınırlaması noktasmdan hareket edilerek, tarımsal ürünlere yeni piyasalar yaratarak döviz gelirini çoğaltmak ve kapital mallan ithalini arttırmak yoluna gidilmek tedir. Ne var ki, Türkiye İmalât sanayiini geliştir mek için gerekli kapital malları ithftline imkân ve recek dövize, tanm Ürünlerini Ortak Pazara ihrac dolayısiyle kavuşsa (?.a ki, bu oldukça şüpheli dir zengin Ortak Pazar Ülkelerinin düşük maliyetl: ve yüksek kaliteli sınaî ürünlerine rekabet edemi yecektir. öyle ki, döviz geliri artsa da, sınaî geliş tneyi durduracak ölçüye varan sınaî mamul Ithalin de kullanılması ve rekabet edemiyen yerli imalât sanayiinin tasfiye olması tehlikesi ortaya çıkacak tır. Bugünedek, pek çok iktisatçımız, haklı olarak hu tehlike üzerinde durmuştur. Bu tehllke, Türki yede imalât sanayiinin ve dolayısiyle ittisadi gelişmenin duraklaması, stratejik nitelikteki bir çok sınaî ürünler için Türkiyenin dış pazarlara bağlılığmm süregitmesi, tarımsal ürünlerin düşük mübadele yoluyla Türkiyenin sömürülmeye devam etmesi demektir. Bu ise, Tanzimattan sonra Osmanlı İmparatorluğunun çöküşünü süratlendiren «yabancı smaî mallann açık gümrük kapılarından İmparatorluğu istilâ ederek rekabet edemiyen yerli sanayii öldürmesi» olayınm yüzyıl sonra tekrarmdan başka bir şey olmıyacaktır. Türk iktisat tarihinde ikinci bir iktisadî sömürgeleşme ve iktisadî çöküntü tehlikesüıi bugiinden görüp, Türkiye ekonomisini buna göre hazırlamak zorundayız. Bugün Türkiye ile Ortak Pazar ülkeleri arasında imzalanmış bir anlaşma bulunduğu için, bu anlaşmayı veri kabul ederek, Türkiye şimdiden, yukarıda açıkladığımız tehlikeye karşı koymaya nasıl hazırlanabilir, kısaca bunu beliritmek istiyoruz. Eğer imalât sanayiinin gelişmesi yeni ihraç pazarlannın bulunmasına baglıysa, eğer maliyet ve kalite yönünden Ortak Pazar Ulkeleriyle rekabet ederek Türkiyede imalât sanayii yaşıyacak ve gelişecekse, en kısa bir süre içinde sınaî mamullerimizi sürecek yeni piyasalar aramak ve böylece düşük maliyet ve yüksek kalite ile üretim yapacak sınal firmalann gelişmesini sağlamak zorunluğu mevcuttur. Bugünedek «miyopik» bir dış politikanın önemini kavnyamadığı Türkiyeden daha düşük gelişme sayesindeki Orta ve Yakın Doğu, Afrika ülkeleri ihraç pazarları olarak büyük önem taşımaktadır. Kıbrıs olaylarından sonra dış piyasaya gözü biraz daha açılan dış politikamız aynı zamanda iktisadî çıkarlarımıza göre düzenlenerek, bu ülkelere smaî mamulleri sürme imkânlarını da aramalıdır. Türkiyenin Ortak Pazara tam üye olarak girmesine kadar geçecek süre içinde imalât sanayii yeni hraç piyasalannın bulunmasiyle geliştirilmek, Ortak Pazar ulkeleriyle rekabet edecek duruma getirilmek zorundadır. Eğer bu başanlabilirse, Türkiye zengin bir piyasaya sınal mamullerinl sürmek suretiyle de Iktisadî menfaat sağlıyabillr. Bunun basanlamaması İse, yukanda belirttlğimiz gibi, Türkiyenin lktisadl bakımdan tam sömürgeleşmesl, 100 vıl sonra tekrar Avrupanın hasta adamı olarak sahneye çıkması demektir. Bu gerçekleri görerek busünden bir «lktisadl ölüm tcalım mücadelesi» ne eirmemiz gereklr. d) Fazla is eücü Toprak reformunun önemli bir amacı, çiftlikleri toplu hale getirmek ve bunları mümkün o l a n e n a z sayıda insanın çalışabilmesi için hazırlamaktır. Yani, halen 100 kişinin çalıştığı bir çiftliği, elli kişinin çalışması ile yürüyecek ha le getirmektir. Bu, Türkiye gibi fazla sayıda insanlarm tanmda toplandığı, çoğunun Uretime bir şey katmadığı ülkelerde toprak refor munun gerçekleştireceği en önemli işidir Kalkınma piânının belirttiğine göre, Türkl= ye'de tarımda çalışanların °o 90 ı, tanmda sağ :^= lanan gelirin • 48 ini; % 10 i s e V» 52 sini pay = E ' • laşmaktadır. Aynı şekilde, çiftçilerin '• 20 s l S ^ işlenen arazinin % 70 ine sahiptirler. Bu durumda, tarımda zaten düşük olan or E E talama yıllık gelir (1100 T.L.), çok adaletsiz bir = 5 şekilde paylasılmakta, büyük arazi sahipleri ^ = astronomik kazanç sağlarken, geniş kitleler sefalet içinde yaşamaktadır. ~ Derebeylik idaresinin sosyal şartlannı da ^ZZ yaşatan bu iktisadî düzen, bütün az gelişmiş ^ s ülkelerin tanmında vardır. örneğin Lâtin Ame rikada, tanmda işlenen toprağın °b 50 si, ta ^ S rımda çalışanlann ',» 1 inin elindedir. S Toprağın bu şekilde paylaştılması sonucun =j= da köylülerin önemli bir bölümü topraksız kal ^ ^ makta, ya da ellerindeki toprak kendilerine ^ S yetmemektedir. Nitekim Türkiyedeki köylülerin ; s • 30 u, topraksız veya kendilerine yetmeyecek ^ • kadar az topraklıdır. ^ S Toprak dağılımındaki bu eşitsizlik, nüfusu E ^ nun çoğu köylü olan az gelişmiş ülkelerdeki sosyal yapıyı büyük ölçüde etkilemekte ve bu ^ S sosyal yapı ülkenin ilerlemesini engellemekte *~~ dir. Toprağın bu dağılımı sonucunda büyük arazi sahipleri bir bölgenin bâkimi olmakta, ça ^ ^ hştırdıklan köylülere istediklerini yaptırmakta Z^ ve onlann üzerinde derebeylik benzeri bir oto rite kurmaktadır. Bu otorite sayesinde ülkenin ^ ^ siyasî hayatım da etkileyen toprak sahipleri, ^ 3 kendilerinden olanlann iktidara gelmelerini ve ~~ kendi çıkarlannı zedeleyen kanunlarm çıkarıl mamasını sağlamaktadırlar. ( B u durumda ağa ^ ^ ile köylü arasındaki ilişkiler s a d e c e iktisadi ol = = maktar. çıkmakta. aynı zamanda siyasî bir ni ~ teUk taşımaktadır.) EE Y AR I N = özel mülkiyetin sınırlanması ^m a\\\\m Istanbul Yedinci lcra Memurluğundan 964/8301 Bir borçtan dolayı mahçuz olup satılmasına karar verilen 1655 lira kıymetinde divan, koltuk, masa, sehpa, sandalye, avize, elektrik sobasmın açık artırması 251965 pazart^si günü saat 12,3013 arası Divanyolu Klodfa rer caddesi No. 4/203 • 204 te yapılacaktır. O gün verilecek bedel muhammen kıymetinin " 0 75 , ini bulmadığı takdirde 261965 salı günü aynı mahal v s saatte ikinci satışı yapılarak en çok pey sürene peşin para ile ihale edileceği, iha1 karar pulu ve tellâhyenin alıcıya «it bulunduğu ilân olunur. (Basın 477/534) KAYIP T. İs Bankası Yenicami Şb. den aldıgım 6618 No lu mevduat bomuunu lcaybettim. Hukümnizdür. Cumhuriyat M4 ELENAN ARANIYOR Delgi ve Muhasebe makinelerinde çalıştırılmak üzere asgarî orta veya muadili okul mezunu askerliğini yapmış 18 25 yaş arası erkek ve bayan elemanlar alınacaktır. İsteklilerin en geç 30.1.1965 tarihıne kadar Metrohan Sosyal Işler Müdürlüğüne müracaatları ilân olunur. MEYDAN Cumhurıyıt U l Cumlıurıyet 622
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear