Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
tKÎ CUHHUBİYET 28 Temmuz IIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIII ıııı|ııiMiııınıııııımtımıııııımttmımıifluıımıımMtınııuıııııııııııımıınııiHiıttuıııtııııuıiHHi§m Eyuboğlunun hazinesi Sabahattin Eyuboğlnnnn bazlnesi evinde. Birkaç gün önce gene gittim. önce bahçede otornp biraz yemek, biraz içki ve birçok da politika konuşması kesirnini atladık. Sonra da : Haydi içeri girelim . dedi. tçerisi dediği pek geniş oimıyan bir salon. Ama nasıl bir sihirli düzeni var ki, her şey eiinizin altında. Bir sflrü makine, bir süru kitap, bir sürü resim, bir sürü fotoğraf, bir sürü tabla, bir sürfi sigara, bir sürü akılermez eşya, bir sürü kutn... Karşıdaki duvarda bir bezden silindir. Sabahattin Eynboğlu gider onu çeker. Olnr bir ekran... Isıklan söndürün! Ve başlar bir masal dünyası. Eynboğlu, sık nk Anadoln gezisine çıkar. Fotoğraf makinesiyle beraber tabiî Çektiği renkli fotoğraf filimlerini projeksiyonla dnvarda seyrederken apışıp kalirsınız : Şu onuncn yıldan kalma bir kilise... Şn terkedilmiş bir şehir Şn Selçuklulardan kalma bir köprü... Şu kale duvannda bir kabartma .. Hey Tannm, bizim yıllarca içinde yaşadığımız o knru Anadolu sanki olmuş ana tanrıça Kibele Kültürle şişkin memelerinden sagilan binbir renkli sütle çocnklarını beslemeye hazır. Eyuboğlnnnn bir marifetli makinesi var. Sırayla bir sürO renkli fotojraf filmini birbiri ardısıra tıkır tıkır gösteriyor. öylesine gnzel isler yapmışlar ki Anadolnda yaşıyanlar!.. Birbirine geçmis kültürlerin bilgisizlik karanlığında kaybettiğimiz eserlerini teker teker bnlup işaretlesek, değerlendirsek, sevmesini öğrensek Anadoluyo sevmek, kuru kuruva sevmek mi? Daba Anadoluyu tanımıyornz ki! Doğrusn ben yıllarca içinde yasadığım Anadolayn her zaman bir parça gnrbet duygusuyla anmısımdır. Büyük şehirlerin aldatıcı ışıklarında medeniyet duygusnnn özlemek gibi bir yanlış ka m. yalnız benim değil. çoğunluğun düşüncelerini özetler sanıyornm. Ama Sabahattin Eyuboğlnnnn evine gittikçe, sanki ortaklaşa sahip olduğumuz bir hazinenin envanterini çıkarır gibi seyrediyorum gösterdigi eserleri Ve sanki başhaznedar konnşuyor : Bak ŞD kaleye, Anadoln insanı şn kapıyı nasıl da yapmış! Şu evlerr bak! Şn heykele bak, onnncn yüzyıldan... Şn krmere ne dersin? Ve filimler, filimler, filimler Filim kntnlan, kntnları, kn (uları Her gidisimde bir basdönmesiyle dönerim. Bizden önce bu topraklarda yasamısların hayatına değinen birkaç saat, geçmis zamanlardan süzülüp gelen bir garip hava. Kendi kendime sorarım : Bn Anadolnya biz gerçekten sahip miyiz? Gerçekten benimsiyor mnynz? Hayır Ne dünkü insanım sevmişiz, ne bugünkü insanını seviyoruz. Ama edebiyata gelince kiloyla değil, tonla konnşurnz. Ne bngünkü, ne de dünkü Anadoln insaniyle bir ilgimiz var. tnsan. Eyuboğlu'nun snnduğu mflcevherleri seyrettikçe, Hâmit çibi konnsası gelıyor : Endülns hükümdarlannın hazineleri içindesin Tarık! Sen nereden gelip. nerede dnrmnssnn? Azimetin ne tarafa? Ne tarafa mı? tsçiler Almanvaya, doktorlar Amerikaya, zenjinler Uvicrevr. fakirler tahtalı köye... Uğnrlar ola hepimize ! 1 GÜNÜN KONUSU | | KİTAP DÜNY A S 1 Yeniköy tskele meydanmın tanzim plânı Belediye Meclisi tarafından kabul edllmiştlr. EsM eserler ve ağaçlann olduğu gibi bırakılmisi kararlaştınlan plânda, yalılar bdlgesinde bina yüksekliği de 73 met re olarak tesbit edilmiştir. Yenlköyde çatı katı inşasma da miisaade edilmiyecektir. Çarşı ve eğlence yerlerinin taırulabilmesi için binalann zemin katlarından faydalanılrnası da öngörü len plânın tatbikatına önümüzdeiri günlerde baslanacaktır » Yeniköyde çalı katları için miisaade verilmiyecek EKMEKVEDEMIR Birleşmiş MilYazan: letler kulislerin de şu sıralarda az gelişmiş ülkelerin geleceği hakkında bir fıkra dolaşıyor. Uztnanlar bu ülkelerin ge sı ile mümkün olur. Tarım kesileceği hakkında iyimser ve kö minde işçi başına verimin artıtümser olarak ıki gruba ayrıl nlması için yapılacak makınamıştır. tyimser grupa göre nüfus laşma, sulama tesisleri ve daha lan bu şekilde artmağa devam fazla gübre verme ise, bu ham ederse, bir asra kalmaz bu ülke madde ve teçhızatı tarıma vere. lerde yaşayanlar tas yemeğe cek sanayiin daha önce kurulmecbur olurlar. Kötümser gö. muş olması şartına bağlıdır Görüş: hepsine yetecek kadar taş rülüyor ki tarımsal verimin artbuluntnıyacaktır. Ooğrusu iste ması daha önce sanayileşmiş olnirse, az gelişmiş ülkelerin gele maya, sanayileşme de daha önce cekte ekmeklerini taştan çıkar tanmsal verimin artmış ol makına ^erektığı kelimesi kelime bağlı gibi gözükmektedir Bu bir •sine bir gerçek Bunun için tarım kısır çemberdır, bir yerınden kıpolitikalanna çok önem verme nlması ve helezoni (kıvrılarak leri gerekiyor. yükselen) çember haline getiril. Fakat son dünya savaşından mesi gerekmektedir O halde başsonra (Kore savaşınm ilk yılları ta sorduğutnuz soru gene büshariç) dünya piyasalarında az ge. bütün ortada duruyor: ekmek lişmiş ülkelerin tattıkları ham mi, demir mi? maddelerin fiatlan devamlı olaTürkiyenın Beş Yıllık Kalkınrak düşmüş, bunı kar;ılık sana ma Plânının temel felsefesım or yileşm.şlerın sattıklan mamul taya koyan Plân Hedeflerı ve maddelerin fiatlan devamlı ola Stratejisinde bu mesele yuvar. rak yükselmıştir Bu, sanayileş lak bir cümle ile geçıştirilmiştir: mış ülkelerin az gelişmiş ülkeler • Türkıye gibi milli gelirin yarıdeki köylüleri ve maden ışçileri ya yakın kısmı tanmdan gelen ni gittikçe daha ucuza çalıştır ve nüfusunun dörtte üçü köylermalanndan başka bir şey değil de yaşıyan bir memlekette tarım dir Ayrıca gittikçe artan nüfu ile sanayi arasında yatırımlar sun hepsine tarımda iş vermek hakkındakı tercihin, ya hep ya de ımkânsız Zaten tarımdaki nü hiç olarak değil, marjinal ayarlafusun büyük bir knmı gızli iş malar şeklinde düşünülmesı ıcap siz. Bu sebeplerden az gelişmiş eder.» Marjinal ayarlatnaların ülkeler sanayi yatmmlarını ön dayanacağı esasın ne olduğu beplâna almak yolunda çok ısrarlılirtılmedikçe bu cümle yatırım dırlar Buna karşılık sanayileşmiş ülkeler ve uluslararası kredi ku tercihleri için bir kıstas olamıyarumlan, bu ülkelere daha çok caktır. Başlangıçta bütün mesele yapıtarım alanındakı yatırımları için yardırn etmefc eğilimindedirler lacak ilâve yatırımlann finanse Acaba hangisini seçmeli: ekmek edılebılmesı ıçın (bu yatınmları yapacak işçilerin geçımlen ıçın) mi, yoksa demir mi? o dönem gelırlerınden kımlenn Tarımsal ürünlerin artırılma gelirlerinın kısılacağıdır Yani sındaki zorunluk sadece artan nü kımlenn daha öncesıne kıyasla fusun beslenmesınden çıkmıyor daha az tüketımde bulunacağı, Aynca az gelişmiş ülkeler bir kelımeııın gerçek anlamında kekalkınma programıni yürürlüğe merleri sıkacağıdır Tarihı bakoydukları zaman yapılacak ya kımdan tngıltere'de, Japonya'da, tırımlar, sanavıleşmiş ülkelerden hattâ Sovyet Rusya'da tarım kegeniş ölçüde donatım malzemesi siminde üretımde bulunanların ve maknalar getirtmekle ger çekleşebilir Bunlan getirtmek ürettiklerınden bir kısmı üzerıniçin yapılagelen ihracatın artı. den taleplerinı gen çekmeleri sağ nlması şarttır Ayrıca ülke için lanmtştır tngıltere'de bunu mülde gelişecek sanayiin ihtiyaç du kiyet rejimi. Japonyada feodalite. yacağı ham maddenin bir kısmı ye son verılmesı ve mülk sahıbi da tarımsal sanayi ürünlerdir yapılan köylüler üzerine konan Demek oluyor ki. artan nüfusu vergiler, Rusya'da ise sıyasi rebeslemek için. yenı varatılacak jim sağlamıştır Az gelişmiş ül. sanayi kapasıtesinin tsnmsal kelerde gızli ışsizliğin varlığı, ham madde ihtiyacını karşılamak daha az tarım ışçisının aynı mikiçin. ihracatı artırmak için. ta tarda üretımde buulnmasına ımkân vermektedir. Sanayie ve yanmsal üretımin artması gerek t; bu kadarla da Icalmayacak; ta tırımlara geçmiş ışçiler için genmsal üretiro artarken, tarımda rektl besin maddesi, konapak vergilerle serbest bırakılabilir çalışan ınsan gücünün bir kısmı nın da sanayiye aktarılması ge. sanayileşme başlayıp da, daha az 1 rek Öyle ki aynı miktarda, hattâ tarım ışçisı ile gerekli tarımsal j daha az miktarda insan gücü da üretimin yapılması ise, bunu sağha fazla üretim yapabilsin Bu. lıyacak yatırımlann bu ilk saftarımda ınsan başına verimın hada yapılması ile mümkün olur. artması demektir ki. ancak tarım Tarıma yapılacak yatınmın mıkkesimınde yatmmların artırılma tarı da şu şekilde belirlenir: th ıııı=iiııııınnnrıinııınııııınıınııııııııııııııııııııınıııııııınıııııııınıııııııııııifiıınınnfiiınnnıııııt=fin Aziz İstanbul ( x ) Kitaba, Tahya Kemal Enstitüsü Müdürü Nihat Sami Banarlı'nın yazdığı ek yazıda, Aziz istanbul şairin «yedi ciltte toplanacak olan nesir, makale. tenkid, tetkik, deneme. seyahat, hâtıraU yazılannm birinci cildi olarak takdim edilmektedir. Bu büinci ciltte Yahya Kemalin 1913 ten 1954 e kadar 41 yıl içinde İstanbnla daü yazdığı yazılar ve verdigi konferansların bir kıs mı toplannuş. Kitabm adı, Şairin >Bir başka tepedcn. adlı şiirindeki .Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul» mısraından alınmış. Yahya Kemal bir tstanbnl şairi dir. İnsan Aziz tstanbulu oknduğu kadar onun bn şehri neden, nasıl ve ne gözle sevdiğini pek güzel anljyor. Yahya Kemale gö re İstanbul «sade padişahlar ve İstanbullular tarafmdan bina edilmiş değildir. Vatanın dört bucağından, Konya'dan, Bursadan. Edimeden, Sivas ve Tokat'tan, Erzurum'dan Hicaz'dan. Bağdattan, Tunus, Trablus, Cezayir gibi mağrip topraklaruıdan, buralara gidip gelen, yahut buralardan gelip İstanbulda kalan, burada yerleşen nice müslüman Türkler, kadmlan ihtiyarlan ile, el sanatları, musikileri, halk ve dlvan şürleri ile, şehir, sokak, oda, ev mimarileriyle, hâsılı vatanın ve tarihin her bucağı ile her asırdan getirdikleri hünerler ve hâtıralarla bu şehri hep birden bina etmişlerdir. O kadar ki İstanbul bütün Türk tarihinin, Türk coğrafyasmuı bir terkibi, bir hülâsası, tecellisi olmuştur.. İste Yahya Kemale lstanbuln böylesine sevdiren bu idrak ve anlayış olmuş, kendisi de bunu •Anladım ki hakiki vatan ve in sanı mesut edecek tek yer. bütün vatanın rnbunu teşkil eden bu sehirdir» diye ifade etmiştir. Şair için tstanbulun en sihirli, en mücizell en efsaneli hâdisesi fetihtir. Onun için «Istanbulun fethi, mânevi bir hâdise olarak çok deriodi. Askerî. milli, mede nî tesirlerivle lıudutsuz bir kıymetl haizdl. İstanbul fethi ile Anadolu ve Rumeli birleşmiş olu vorlardı. Vatan yekpâre bir şekle giriyordu.» Aziz İstanbul kitabmdakl yazı lannda buradan başlıyarak Yahya Kemal, bilhassa iıç mesele üzerinde durmuştur: Türklüğün Istanbulu fethedinceye kadar ge çirdiği maceralar ve fetih; Türk lüğün bn diyan ne kadar benimsemiş, nasıl yeni baştan ve Türkİstanbul olarak yaratmış olduğu na dair intibalar; ve cağımızda anlaşılmamış, terkedilmiş, türlü yeniliğe kurban edilmiş istanbul. «Türk İstanbul (11). başlıklı yazıda şair, Çok parlak fetih vakaları. tstanbulun fethinden evvelki asırlarda da sonraki asır larda da yüzlerce defa vukubulmus, lâkin hic biri tstanbulun fethi kadar efsunlu bir tesir bırakmaraış, onun kadar derinden duyulmamış, onun kadar sürekli bir merakla hatırlanmamıştır Bu görüş, her türlü edebî şişirmeler den ari bir göriiştür,» düşüncesiy le fethin tahliline giriyor ve tesirleri. neticeleri üzerinde ince ince duruyor. Bu satırları okurken insan. Yahya Kemal böyle kopuk kopuk sohbetlerin. kücük konferansların dışında. vaz geçtik tam bir Osmanlı tarihinden. hiç değilse bir fetih tarihi neden yazmamış sanki diye esef edlyor. Ama nedense bizim insan larımıxa, esaslı bir terkip eserl meyda na getirmektense, bilgisini. eörüşlerini böyle dost sohbetlerinde. küçük makalelerde. tenkid yazı lannda harcamak daha kolay Relmektedir. Halbnki Yahya Kemal böyle bir terkip yapabilecek çapta adamdı. Çünkü. bizde henüz onunki kadar aydın. onunki kadar düriist, tcrazili. serin kanlı. fakat aynı zamanda sevimli. terkipli bir anlayışla. tarihimizin hiç bir sayfası yazıl mamıştır. Bu, sevimli. kelimesi üzerinde dnrmak lâzım. Gençleri mizin tarih sevgisizliğinde ve ma zi ile ilgisizliğinde yazılagelen tarihlerimizin sevimsiz üslubn ; nun büyük tesirleri olmaktadır li olmuştur. Bursa'yı, Edirne*yl Türk üslubunda yaratan imar kudreti bu defa İstanbulda görii nüyor. Kitaptan. İstanbul semtlerinİB her birinin. kendine ha» mimari özelliklerle ve renklerle nasıl doğduğunu adım adım taklp ed« bilirsiniz. Boğaziçi. şair lcin bir ayn âlem, bir ayn medenlyet, bir başka sevgidir. Belki de şiirinuı formel, ölçülü kahplannda bu sevgiyi böyle Ufsilâtlı ve rahatça ifade imkânı olmadığı için Yahya Kemal, nesirlerinde daha rahat, daha içten. daha samtmi CMnliyenler. onun sahsî sohbetlerinde, bu içtenlik ve samimiyette daha da câzip ve benzersiz olduğunu iyi hatırlıyacaklardır. Aziz tstanbulda Yahya Kemalin, üzerinde büyük bir ehemmlyetle durduğu asıl mesele, Istanbulun onun zamanındak) hâlidir. Şair sık sık şehir içinde gezintiler yapar Yanmda ya bir dostu vardır, veya çoğu caman yalnızdır. Bu gezintilerde o, daima, «tstanbulun mütarekeden fetih senesine kadar giden eskl hâlinl» arar. •Doğduğumdan beri, der; kitap sayfalannda frenkçe yeni bir kelune gibi gördüğüm va tan mefhumunu, Istanbulun toprağuıda tabiata kanşmış mahiyet te görüyorum^ Muhtelif ifadelerle tekrarlanan bu sevgi Yahya Kemal'i, geçmiş asırların bir «payitahtlar şairi» ya pan en mühim âmillerden biridir. Cumhuriyetin kuruluş yıllartntn adamı olduğu halde o, bn mevzuda «İstanbulda kalmış, yeni ufuklara açılma arzu ve gayretini gös termemiştir. Yahya Kemal'in ken dinden sonra gelenlerle belki de en mühim farkını bn nokta teşkil eder. Yahya Kemal, «beymleri yeni dedikleri bir mikropla aşılannıış» kendi neslinin çocuklanndan şikâyetçidir. Çünkü «son asır Türkleri bn illet, bu yeni sar'asıyle kör kazmayi kaptılar. yıkılmadık ne resmî daire kaldı, ne konak; dağılmadık ne eşya kaldı, ne döşeme» diye hayıflanır. Bn hayıl lanmanın altında, Cumhuriyeti kuranlann Garp anlayışlan. daha doğrusu garbı ve farpcılığı anlayışlan meselesi vardır ve bu bakımdan mühimdir Sair bn en disevle fırsat bulduğa her yerde ve her zaman «Istanbulun Ima rı» mevzuundaki fikirlerini söyli yecek, yazaeak, anlatacaktır. Bn fikirlerdeki hakikat payı, bugün, hatlar daha keskinleştlkce ve daha belirli bir şekil aldıkça büsbü tün meydana çıkmaktadır Bu ba kımdan İstanbulun iman İle vazifeli olanların. Yahya Kemal'in imar mevzuundaki fikirlerini çok iyi bilmelerinde büyük faydalar vardır. Fakat Yahya Kemal'e gö re Istanbulun imannda vazife ala caklann «Türk doğmuş olması, Türk ismi taşıması kâfi değildir. Türk gibi düşünmek lâzundır.» Fakat yine ona göre, Bu üıkişafı bizim mütehassislanmızın eline bırakacak kadar bizim böyle milli bir mütehassıımız yokfur.» Bu yazının yazılmasından bn ya na geçen otuz sene içinde tstanbul bnan mevzuunda hâlâ bir netice alamadığımızı. aksine. b lerin her gün biraz daha sarpa sardığını düşününce insan. yahya Kemalin bu endişelerinde ne kadar haklı olduğunu kabul etmekten de kendini alamıyor. (x) Yahya Kemal: .Azh istanbul» tstanbuJ Fetih Cemiyeti Yahya Kemal Enstitüsü yayınlanndan. Yahya Kemal Külliyatının 5. kitabı. 1964. Fiatı: 20 TL CANAI'ın ııııııııııııiMiıııııııııııııı Doç. Dr. Kenan Bulutoğlu Yeni araba vapuru denize indiriliyor Şehir Hatlan tşletmesi İçin H3liç tersanesinde inşa edilen 7. arana vapuru 10 Ağustos günü denize ındirilecektir. 45 gün evvel kızaga konan gemi, kısa zamanda tamamlanmıştır. Denizcilik Bankasınca henliz ismi tesbit edilmeyen araba vapuru 66 otomobü alabüecek kapasitededir. Bundan başka ayni tersanede inşa edilen Sirkeci araba vapuru Ağustosun ilk 15 günü içinde mafcine montajı ve seyir tecrübeleri bitirilerek servise sokulacaktır. racat tazlası, ham madde ve bes lenme İçin gerekli üretim artaşını saguyacak verimlilik artışını ortaya çıkarmağa yetecek kadar yatınm yapıknalıdır Türkiye için Kaldor'un önerdığı tanm vergisı de, bu kısır çemben, başlangıçta Japonya örneğine benzer bir şekilde kırmak amacını gütmekteydı Tarımdaki geniş arazi sahiplerı üzenne konacak vergı artan yatınmlarda çahşacak işçilerin geçımınl sağlıyacaktı. Da. ha sonrakı safhalarda da bu işçilerin yapacaklan tarım araçlan, sulama cihazlan, gübreler vb tarımda ışçı sayısı pek artmaksızın üretımin daha hızlı bir şekilde artmasını sağlıyacaktı. Hükumet tarımdan alınan gelir vergısinde yaptığı son değışikliklerde bildirimlerin bellı bir ortalamanın altına düşmemesi esasını koymakla Kaldor'un teklifine yaklaşmıştlr Fakat asıl mesele bu sistemin mantığına girmek bütünlüğünü bozmadan kabul etmektir Amerikadan gelen süpürme makinası hizmete ffirdi tstanbulu temiz bir şehir haline getirmek için hazırlanan çalışma programının uygulanmasma devam edilmektedir. Ancak halkm Belediyeye yardımcı olmaması dolayıslyıe istenilen netice elde ecUlememekt^ dir. Çalışma programının içinde bulu nan Belediyenin Amerika'dan 184 bin 535 liraya getirdiği yol süpürme ve yıkama makinesi hizmete girmıstir Bir ton su alabilen ve bir saa'ıe 10 kilometre yolu yıkayabilen ma kinenin hizmete girmesi ile meydan ve caddelerin daha temiz bir hal al ması kolaylaşmıştır. Özetlersek az gelişmiş ülkelerin refahlarını ancak sanayileşme yolu ile artırabilecekleri tartışmasız kabul edilmesi gereken bir gerçektır Ancak bu sanayilesmevı destekleyecek şekilde tarım. sal yatırımlann vapılması, iki kesim arasında ekmekdemır alışverişınin dengeli bir şekilde vürütülmesi son derece önemlidir. FüSÛN SÜMER İle 8ELÇUK GÖLE Nlşanlandılar Ankara 25.7.1964 Cumhurlyet Nadlre Erkmen'ın eşl. Erol Erkmen, Değer Kulen, Ulufer Erkmen'in babalan. Müflt Kulen'ln kayınpederi, Mahir Erkmen ve Zl?an Tokman'ın kardeşlerl, Erkraen Basımevl sahlbl Afyonlu vefatı haberlnl elemle duyururuz. Cpnazesi bugün öğle namazını mütaakıp Kadıköy Osmanağa Cimll tjerifinden kaldırılarak Karacaahmefte hazırlanan kabrtne defnedllecektlr Tanrıdan rahmet dllertz. Cumhurlvet 8647 TEKNİK ÜNİVERSİTE Girış tmtihanlarına Hazırlama Kurslan 3 Ağustosta başlıyor. Broşür Isteyiniz. V E F AT Elektronik hesap semineri tertiplendi BEYOĞLUNDA KİRALIK DÜKKÂN T. C. Emekli Sandığı İstanbul İrtibat Bürosu Ânı irliğinden: 1 Beyoğlu tstiklâl caddesi Yeşilçam sokağında 13 No. lı boş dtikkân açık arttırma "uretiyle klraya verilecektir. 2 Arttırma 11/8/1964 sah gttaü saat 11.00 de Strkeci Mimarkemalettin caddesi 2 No lı Nurhan binasındakl BUromuzda yapüacaktır 3 Yıllık muhammen klra 8400, geçici teminatı 3.000, llradır 4 Geçici teminatın ihale günü saat 10.00 a kadar Büromuz vezneslne yatınlması şarttır 5 Kira şartnamesi her gün çalışma saatleri içinde BUromuzdan temin edllebilir. (Basın 13567/8633) t. T. Ü. Elektronik Hesap Mertcezi, 918 Eylül günleri arasında Dir Elektronik Hesap Semineri tertipliyecektir Seminer, Üniversite ve Yüksek okul mezunu olan herkese açıktır. Seminerin gayesi, elektrik hesap makinelerinin, çok basit oir yetiştirilme ile, tesirli olarak endüs tride, teknik ve ilmî araştırmalarda kullanılabileceğinin iştirak edenlere büfül gösterilmesidir. Semlnere iştirak edejeklerden 250 lir kayıt ücreti alınacaktır. MURAD DOĞAN ERKMEN'in UUR1J İVIU BİLGİ DERSHANESİ Reklâmcüık 256S/8642 Ma!:ye Müfetfiş Muavinl&i Giriş Sınavı Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulunca 75 964 pazaretsi günü saat 9 da Ankara ve İstanbulda Maliye Müfettis Muavinliği çiriş sınav açılacaktır Giriş sınavına katılabilmek îçin: A) Memurin Kanununun 4 üncü maddesinde yazıL nitelikleri haiz olmak. B) 1/1/964 tarihinde (30) yaşını doldurmamış bulunmak. C) Siyasal Bilgiler. tktisat. Hukuk Orta Doğu Teknik Üniversites> İdari tlimler Fakültelerinden. tktisadî ve Ticari İlimleı Akadem'lerınden (veya eşitleri yabancı fakülte ve okullardan) birini bitirmiş olmak. D) Maliye müfettişliği karakter ve njteliklerini haiz bulunmak.. gerekir İsteklilerin sınav için ger«kli formalite ve belgelen gösteren ve sınav konulan hakkında lüzumlu bil?ilen vere. broşürü adları geçen fakülte ve akademilerle Ankarada Maliye Bakanlığı Teftiş Kurulundan. İstanbul ve Izmir Oefterdarhklarından bizzat müracaat suretiyle veya mektupla temir elmeleri ve müracaat işıni noksansiî olarak en geç 22 8.964 cumartesi günü saat 13 e kadar bitirmeleri lüzumu ilân olunuı (Basın 11330/8632) Bazı bölgelerde sağanak yağışlı önümüzdeki 24 saat içinde ynrdnmuzda hava: Marmara ve Karadeniz bölgeleri parçalı bnlutIn, Sarasun, Sinop, Bursa, Bandırma, Gölcük, Boln ve Kastamonu çevreleri öğleden sonra mevzii sağanak yağışlı, diğer bölgeler açık ve yer yer az bnlntln geçecek, hava sıcaklıklan Marmara ve Batı Raradenizde biraz azalacak, diğer bölgelerde önemli bir değişiklik olmıyacak, rüzgârlar knzey ve doğn yönlerden hafif ve arastra orta kuvvette esecektir. BÜTÜN FABRJKA ve MUESSESELERİN DIKKATİNF İşyerinizde personelinizin topluca iaşesinin teTnini bakımır.dan sizlere, zaman, emek ve para tasarrafu sağlıyacaktır. SANTRAL MAMÛLLERI SANTRAL SÜT TOZLARI Personelinizin süt ihtiyacını en garantili çe kilde Santral Süt Tozlariyle karşılıyabilirsüıiz. Santral Süt Tozu, taze inek sütünün bütün hassalarını taşımaktadır. Koli ve patojen bakterilerden temizlenmiş olup, pastörizedir. Süt Tozu ku llanmakla her gün ve her mevsim süt satm alma ve taze sütü hemen kullanma zorundan kurtui muş olacaksınız. Santral Süt Tozlan daima aynı fıatta olup uzun zaman saklanabilir. PiÇKi KüAPLARi TEMEL BtÇKİ SANTRAL HAZIR ÇORBALARI Temmuz 28 • Rebiülevve' 18 Ü tklndl Yatsı 0 E. I O I X a M V. J 5.50I13.2O|17.16|2O29 22 20] 3 44 1 9 2Û 4 50 Bütün Türkiyenin tanıdığı poşetli çeşitleri mizin dışında döküm halinde hazırladığunız Tarhana, Mercimek ve Bezelye çeşitlerinin son derece ekonomik, lezzetli ve yüksek kalorilidir. Santral Hazır Çorbaları. her mevsim emri nizdedir. Bu konularda bugüne kadar yurdun muhtelif yerlerindeki çeşitli müesseselerle anlaşmalar yapmış ve mal sevketmeye başlamış bulunmak tayız. Müracaat: SantraJ Süt ve Gıda Maddeleri Sanayü T.A.Ş Galatasaray İstanbul. TELEFON : 44 59 02 RekJâmcüık 2864/8638 CfMHlTRİYET'in Tefrikası: 3 8 46 12 00 1 51' 7 n BütüD ttadın elbiselennı tek bir metot esası Ozerlnden bocasız öğreten ana kitap (16 llra) KKKER (iAMLKK ve PlJA MAI.AKJ nj> ilra) Sıparvs ntaplann oedelı H Kı> posta ücreti tle BirJlk) Türk Istanbulun kuruluş ve' te Zıya Canal P.K »73 tstan gelişmesi şair İçin sanki ikfaci : bnl adreslne gOndenldlğınde bir fetihtir. •Fetihten sonra İs î derhal taahhürlü eöndenllr tanbnl iman hemen başladı. der. \ Başlıca İstanbul KitapçılaO devirde harb ne kadar sürekli • nnda Dulunur olmuşsa fmar da o kadar sürek * BAY OSCAR: Bir acı şarkı Yazan: A. J. Cronin BİR ACI ŞARKI 7 8 BİR ACI ŞARKI BİR ACI ŞARKI 9 PROF. NÎMBUS'UN Babam bir şeyi insanın kafasına sokmak istedi mi hep böyle bir kelimeyi heceleye heceleye söylerdi. «Ama, Conor, bizim yediğimiz ekmekler çok güzel.» Babam, ağzındaki lokmayı zevkli zevkli çiğneyerek başını iki yana salladı. «Mayanın kaç kere bozulduğunn gördüm ben, sen bilmiyorsun. Kalıplann içinden dalga dalga taşar. Bir ağız ekmek bozulur, mahvolur. Ne de olsa, eksimiş köpük. Yeni usnlle daha ucuz ekmek, daha iyi ekmek yapılacak. Bozulması falan da yok. Diişün, Grace, kurmuş oldnfnm bağlantılarla ne büyük fırsat bu benim için! Batı bölgesindeki bütün fınncıları tanıyorum, yahn! Bn iste ilk olacağım ben. Hcm de, kendi besabıma çalışacağım.» Annem yavaş yavaş kanıyordu. «Hageman'a tam bir güvenin var ya?» Babam, agzı dolu dolu, basını salladı. «Sopa gibi doğrn bir adam. Rotterdam'dan bana en elverişli şartlarla mal gönderecek. üstelik, işe başlıyabileyim diye, paranın yarısını önceden verdi. Bana inanmasa verir mi hiç!» Annemin ıçine su serpilmiş gibi gözlerinde bir pırıltı belirdi; sonra bakışlannda nzaktan nzağa bir nmnt parıldar gibi oldu. Yemek bitince hemen sofrayı kaldırmaya kalkmadı. Babam da, her akşam yarım saatıni bana verirken o akşam yapmadı. Başka akşamlar, ben yatmadan önce, babam yarım saat kadar benimle oyalanırdı; kimi akşam ben arsızlık ederdim, bn yarım saat daha da nzardı. Babam, yatmadan önce, biraz çıkar gezinirdi ama, bnnun dışında, geceleri hiç bir yere gitmezdi. Sabahtan akşama kadar, tanıdıkları, »rkadaşlan gibi kimseler arasında bulunduğu için, geceleri kendi deyişiyle söyleyim «ocağı nın başında» halinden pek görünürdü. Kaldı ki evin dışında onn çekecek bir şey de yoktu. Kasabada bir iki tanıdığı vardı ama. arkadas edinmek şöyle dnrsun, aramamıştı bile. Ardencaple onun için yalnız onun için değil, bizim bepimiz için soğuk bir yerdi. Gece oturmalanmız bir parça eğitime ayrıIırdı: Oknmayı bana babam öğretmisti; pek sevdiçi de bir özet bilgi dağarcığı vardı: «Pears' Cyclopaedia»; ikimizin de yararlanması için, açıkça konnşnlmaz konulan oradan yüksek sesle okuttururdu bana. Ama, çoçunlukla, bele hastalığımdan sonra, beni eğlendirmeye çalışırdı. Şaşılacak bir hayal gücü vardı onda. adamı kendinden geçiren bir takım serüveuler uydnrur durur anlatırdı: Tam benim yaşıında bir çocnk vardı; ufaktefek, ince yapılı ama, inanıimıyacak kadar gözü pek bir çoenk; sıcak ülkelerin o baltagirmemiş ormanlarında, ya da baştan başa çöl adalarda, ilkel topluluUlar, yamyamlar arasında akıl almaz kahramanlıklar yaratıyordu. Babam, bunlan anlatırken aradabir anneme de döner, ona da o anlattığı insanlar arasındaki kara derili kadınlann yaradıhş özellikleri üzerine bir ıki bilgi verirdi; ben bnnlann ne demek oldugunn hiç anlamazdım ama, annem kahkahalarla gülerdi. O akşam, annemle babam konnşmaya öylesine dalmışlardı ki, anlamıştım: Babamın bana çekeceği yamyam ziyafeti suya dflsmfiştfi. Babam, anlattıklarının ortasında bir ara dnrnnca, göz göze geldim, birden, baksızlıfa nğramış, yüzüstü bırakıimı? bir çocnk tavnyla: «Nedır o, sışenın ıçındeki?» diye sordum. Babam: «Maya. Laurcnce» dedi. «Daha doğ rusunu istersen. Hageman Felemenk Mavası.» «Maya mı?» dedım. Babam: «Ma>a va» divc sülümseverek bası nı salladı. «Sayısız canlı gözlerden meydana gelmiş canlı bir madde. tvet. baslı başına eanlı bir varlık. denebilir. Büyüyor. dalbudak salıjor, nişastayı sekere çeviriyor, sekerı de alkolle karbon rittoksit ga/ına; bovlece, bizim nanı azizimizi kabartıvor. Hazırlanısına gelince . » Babam coşmus. anlamordu « ou. madenî tnzseker eriyizi benim Felemenk mavası da öy1P veni usul bir mayadır, tahıllan ezerek yapılan ma\adan cok üstündür. Bn yepyeni nsul bize tskaç>a ekmek sanayiini yeni baştan düzene kovmak için bulunmaz bir fırsat sajlıvor.» Babamı duvan mayayı kendisi bulmuş sanırdı; gerçekten de ondan sonra uzun zaman ben öyle sandım önceden hazırladığı anlasılan bu sövlev karsısında dilim tutulmuştu. Annem de bn konuyn brnim için pek yorncu, vorucu olmasa bile şimdilik veter bulmns olacak ki, kalktı ocağın nzerindeki saat yatms vaktime daha çok oldnğunn gösteriyordn ama, «lladi sen >at artık» dedi. Bnnn öyle bir sesle söylenıisti ki «olmaz» denemezdi. Benim vatmam da hayli uzun süren bir ısti. Türlü bahaneler nulur, annemi oyalardım. böylece yatmayı eeeiktirdikce geciktırirdim. Sonra, kendimı Koruma bakımından türlü çeşit inançlar, törenler uvdurmustu Bunlan Oır bir saymaya değmez ama vatarken ilk yaptıjıro şeyi anlatavım. ötekıleri siz drısfıncbllirsiniz: ¥atafın altında s.ikın t>oa vılanı olmasın diye e£i lip hakardtm. I ^rkası var) A*«\ LI ı Ü MACERALARI: Van Işlerlnl fillen Idara eden Sorumlu Müdür: Gazetemlze (OnderSea ymnlar koaulsun. komılrjnani) lade edilmea. * tMnlardan meaullyet kabul olun. mas Abone ve uan lşlerl tçtn rarfın Ostflne cAboneı veya cllân Servlslj kaydınıs konman lAzımdtr. ECVET GÜRESİN * Genel Yayın MOdürü NAZİME NADt * Sahlbl Sayısı Z5 Kuruş SeneUk a «yük 3 «yilk T5.00 40J00 TOrkly» Hartc] Ltra Kr Ura Kr. 150X0 Atatflrk Bulvan Yeneı Ap. YENtŞEHlB Telefon: 12 95 44. 13 09 20 IS 09 88, l t 57 35 DOGO tLLERl BPROSD: Fatlb Paşa Mahalletl $<>ftaUgeçld> Sokagı No S Dlyarbainr Telefoo: 1081 * GONEI tLLJSRl BOROSD. Küçüksaat Meydanı Edlrne Ham ADANA relefon 4550 Bu gazete BASIN AHLAK YASASLNA uymayı taahhOt etmlattr. VECDİ KIZILDEMtR * 44X0 * Basan ve Yayan CDMBTJBlYET MatbaacUık ve Gazeteelllk T. A. Ş. Cağaloglu BaJkevl Sokak No. 3941 asn