11 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
pencere CDMHURÎYET 11 Mart 1963 Suiistimaller Beyazıt Meydanı kısa zamando tamamlanacak DÜŞÜNCELER Hle •evmodiğim blr kelime ta fuiigtimal... Blr füzel Tflrkçe karsılığım bulsak da kullansak. Çok ihtiyacımız olaeak bugünlerde .. Çunkü »ğızdsn ağısa dolassn suiistimal iddialanm ortaya yıfsatuı, koskoca bir dağ olur. Her rejimde ve her sistemde suiistimal olur. Ama bizimki gibi termaye birikimine hızla yönelmi* a» gelişmiş bir ülkede, her yerden fazla suiistimal olur. Devlet raekanizması bu suiistimaller ksrşımnd» çoğu zaman caresiz kalır. Zira bu sistera suiistimalleri en çok besliyebilecek sartları yaratmaktadır. Bakınız tstanbuldan kar kalkınca, yollar, suiistimalin ayaklarımızın altına serdiği renkli seccadeler gibi ortaya çıktı. "Czerlerinde çesitli hırsızhk motifleri var. Başka.ülkeİerde de yollan gördünüz mü? Bir kar yagdığı zaman bu hale mi gelirl«r? Hayır. Bizim yollar yapılırken milletin parası çalınmıştır. Masamın üstünde yirmi daktilo sayfalık koskoca bir broşür var. Ulaştırma Bakanlığındaki alicengiz oyunlannın hikâyeleri nl yazıyor. Partizanlığın bu ölçüdeki eür'etine belki de Vatan Cephesi devrinde bile raslanmarnıştı. Madde madde, gayet düzenli ve tatmin edici bir şekilde hazırlanmıs bu iddianamede. Ulaıtırma Baksnlığının ve Ulaştırma Bakanlıgına bağlı bütün müegseselerin içinde nssıl rüzçârlar estifini okumak miimkün. Bnttin bu geniş suiistimal iddialan ve delilleri degil bir baka nı, o bakftnın kabinesini de kökünden sarsaeak ölçüdedir. Ulsstırma Bsksnlığı böyle.. Bir de Sanayi Bakanlıgına bakalım. Orada da bir ayn oyun oynanıyor. Bakan, Süraerbank Cmum Müdürü Akyol'u asılsız suiistimal Iddialariyle itham ederek nıaklaştmyor. Bu bir taktiktir. Ama Umuro Mfidür hakkında tahkikat açıhyor ve bu iddiaların iftira olduğu meydana çıkıyor. Bakan hali koltuğunds ve o Cmum Müdür hâlfi ortalıkta .. Dahssı var: Aynı Bakan, VekSlet Teftis Korulu Başkanı Gürol'u kolundan tuttuğu gibi yerinden atıyor. Gürol, Danıştsys basvnrnyor. Dâvasını kszanıyor. Bakan hazretlerinin oraiı olduğu yok. Neredeyse mahkeme kararını hiçe sayaeak. En sonnnda Teftis Knrulu Başkanı kendi kendisine gidip metazori msksmına oturuyor. Bu büyük skandal da gazetelerin sütunlannds kalıyor. Ve koskoca bir siyasi rezalet «hafııalann nlsyanıns> terkediliyor. Bisde âdet olageldiği gibi, blr bakan, koUnğa oturur oturmaz hemen ellne tırpsn alıp urnnm müdürler, müdürler, memurlsr arasında bir siyasi temizliğe başlar. Bu senin adamın, o benim adamım, öteki bilmem kimin adamı . Bn türlü rezaletin Snüne geçmek sneak bakanlsnn yetkilerini kısmak veya baksnlsrın ksrşısınds memurlsnn dnramlarını sağlam esaslara baglamakla mümkündür. Biz, baska ülkelerde olduğu gibi, Türkiyeyi de kendi islerinin uımanı olan yüksek dereceli memurlara idare ettirmek yollarını sramahyız. Bakan yalnız ve ralmz yüksek seviyedeki siyasi çizgileri çekmek ödevindedir. All gitmiş, Veli gelmiş, Veli gitmlş, Deli erlmis . Sonra? Her gelen bu kuyuya bir taş atar. Çıkar çıkarabilirsen. Sniistimaller, yeni gelen bakanın kendi takıroını knrmasiyle baslıyor. Sonrs tut tutsbilinen... Bir nokta daha var : Ben kabine içinde sorumluluk meselesini parçalara ayıramam. Ayırmağa da maddeten imkân yoktur. Hele : «Efendim, Adnan bey iyidir, »m» ne yapalım etrafındakller sdam değil...» propagandasını yeniden hortlatrnaya hiç yanaşsraara. Bir kabinede sniistimal varsa, bunu hep birlikte kabullenmek ve göğüslemek, koltukta oturdnkçs. her bakanın ve her basbakanın siyssi ve ahlâkî vszifesidir. Ama, kabine arkadaşının suiistimalleri daysnılmaz ölçülere ulaşmışsa, kendini bilen basar istifayı... Ben bu arkadasımla çalışamam . diyerek« Herhslde Ulaştırma ve Sanayi Bakanİıklarındakl olaylann ronhasebesinl huküroet olarak eiddiyetle ele almak zaraanı geltniş de geçmiştir bile Biz, koalisyon ortaklıklarının cuiistimallere f8ı yumarak devam ettirilmesini, bir kötü geleneğin başlangıeı olarsk ksrsılıyoruı. Plân ve Personel Yaxan: Dr. İsmet Giritli denlenni bu memleketin, Amme tdaresi Persone'.i dâvasını ele alıs tarzında aramak kanaatimizce hatah olmaz. II Bilindıği gibi Amme İdaresi; kamu hizmetlerinin görülmesi faaliyetlerini yanı Idareyi ele almakta ve hemen bütün müelliüer İdare yi; Plânlama, Teşkilâtlandırma, Yürütme, Koordinasyon, Kontrol ve «gayenin gerçekleştirilmesi için lüzumlu ehil elemanların tedariki, bunların hizmet sırasmda yetiştirilip geiiştirilmeleri ve kendilerinden en iyi şekilde faydalanma ile ilgili faaliyetlerin bütünü» şeklinde tanımlanan Personel Idaresi gibi unsurlara ayırmaktadırlar. Personel Idaresinin Idarenin bütün diğer bölümleriyle yakın ilgi«i ortadadır. Gerçekten meselî Plânlama hem personel tarafmdan yapılmakta, hem de bu arada personel imkânlan gözönünde tutulmaktadır. Teşkilâtlandırma ise gorev ve yetkilerin personel arasında dağıtılmasından ve personelin Jaaliyet çerçevesinin kurulmasından başka bir şey değildir. Kendisine şevk ve ilham verilmek suretiyle gayeye doğru yürütülen yine personeldir. Bunun gibi koordinasyon'un konusu da personel'in yaptığı işlerdir. Nihayet kontrol'ün gayesi; yine personel'in gerektijh gibi çalışıp çalışmadıgını tesbit etmektir. Devlet ve İdare mekanİ7masında Per^nnel Iriaresinin arzettiği bu önem, memleketimizin geleceği yönünder. Plânlama TeşkiHtı kadar ve hatt?, plânın âkıbetini tiyin etmek bakımından, ondan da önemli bir kurulus olan cDevlet Personel Dairesinin. kurulmasına müncer olmuştur. 27 Mavıs Devrim Idaresinin 13 Aralık 1960 tarih ve 160sayılı Kanunla kurdugu bu önemli tesekkül ve Personel Dâvamızın esasları ıızermde tekrar ve tekrar duracagız. (1) Molitor (A), Public AdmlnistTation Towards the tuture, La Revut des Sciences Administrative, 1961 (2) Vedel (G), Droit AdminMtratif, Tome II, 1959, p. 495 «Türk milleti suurla ve bunca bulunan bir Amme tdaresınin bozstnelerin açtığı devâsız yara guna uğramaması ve çağına yaraları acele tedavi etmek ıstıra şır bir seviyede bulunması için bu Beyazıt Meydanımn tamamlanbiyle, hakikat denilen cevheri gelişmelerın gerisinde değil, hiç ması ıçın çahşmalar devam etmek bnlmuş oldngana inanarak u olrr.azsa yanmda olması gerekir. tedir Bu amaçla Belediye bütçeznn adımlarla kurtuluş araÖyle ise esas dâva; Louvain Ünisıne 2,5 mılyon iıra konmuştur. Bu raağa karar vermistir. versitesi Amme İdaresi Profesörü palra ıle meydanın buyuk bir kıs ATATüRK Andre Molitor'un da belirttiği gibi, mının inşası tamamlanacak, gelebilhassa en ü=t kademedekiler başI cek yıl da yeraltı geçidi bitirilm:ş Evet, sayın dostumuz Prof. Fev ta olmak üzere, bütun memurlann olacaktır. Butçeye konan paranm zıoğlunun dediği gibi, «Plân, Tur memuriyete intisaplanndan sonra harcanabilmesi içın meydanın plâ kıye'nin kaderidir.» Ancak plânın da gereklı şekilde yetiştirilmelerinında yapılan değişikliğm tmar gerçekleştirılmesinde birıncı dere nin onemınin anlatılmasıdır. Bu ve tskân Bakanlığınca onaylanma cede rol oynıyacak olan Amme İda yeustırme ise beşerî unsurdaki sı gerekmektedır. Çünku ilk ha resi personeli dâvamız üzerine idari kabıliyetlerin artırılması yanrlanan plân tatbık edılırken, suratle ığılmediğımiz takdirde, per nmda ve dışında memurlarda kaplânda olmayan bazı ilâveler ya sonelin bugünkü durumu ile plân mu hizmetinin gerektirdiği özel pılmış, meydan Beyaz Sarayın önü amaçlarının' çoğunun gerçekleştiri bir «ethique» aşılanıp geliştirilmene doğtu taşırılmıştır. Bugün tra lememesi ve bu suretle plânın âde sini jîerektirmektedir. fiğin aksamasına sebep olan bu du ta kadere terkedilmesi sonucunun Çağımızın kamu hizmetlerinin rumun inşaat «ırasında düzeltilme doğması çok mümkün ve muhte gerektirdiği niteliklere sahip bumeldır. sine çalışılacaktır. lunmıyan personelden müteşekkil Işte bunun içindir ki: îlgili çev bir Amme Idaresinin, totaliter re relerin yeni personel rejimi üze otoriter rejimler dışında da, vatan257 köpek, 429 kedi zararsız rinde çalışmalara başladıjı habe daş için bir ııtırap ve zulüm konuhale getirildi rini buyük bir müjde olarak kar gu ve vasıtası olduğu vt olabileceği unutulmamalıdır. (1) Başıboş kedi ve kopeklerle mü şılıyoruz. Gerçekten Fransız Devlet Şürası Transa'da 9 ekim 1945 tarihinde cadele hızlandırılmıstır. Son bir ay içinde 257 kopek ve 429 kedi Sekreterı ve Ekonomik ve Sosyal kabul edilen kanunlar bu gerçekAraştırma Enstitüsü lerden hareket ederek, önemli yezararsız hale getirilmişti*. Bu ara Kalkınma da durumları şupheli gorulen 18 Profesörlerinden olan F. Gazier'in ni esaslar getirmiş, Devlet; Danışköpekte kuduz mikrobu bulunmuş de ifade ettiği gıbı, kalkınma yolu tay, Sayıştay, Dışişleri ve Maliye na girmeği arzuluyan her ülkenin Bakanlığı gihi önemli kuruluş ve tur. yeterli bir personele sahip olması diğer teskılâtın üst kademelerine ve modern ve verimli bir imme girecek memurlann yetistırümesi Yurt dışındaki işçilerin idaresi meydana gefırebıimek için işini bizzat üzerine almıstır. yardımı memur ile ödevleri arasmdaki muProf. G. Vedel'ın «Liberation» Avusturya ve Almanyanın muh ! na"=ebetlerin tumünu en ısabetli ve devrinin en mutlu kuruluşlarından telif şehirlennde çalışan 55 Türk enerjık şekilde duzene soktnası bıri olarak adlandırdığı ve Fransız işçisi, Şeker Bayramı munasebe gerektir.. ldaresine taze kan vererek bu ıdatıyle fıtrelerini Kızılaya yollamışÇagımızm en önemli karakteris reyi bütun Avrupanın kıskandığı lardır. tigi bilim ve teknoloıi alamnda seviyeye getirdigmi «oylediği «EDerincedcki subay ve erler : buyük değışıkhklerın suratle bırı cole Natıonal d'Administration Milll Idarecilik Okulunun» kuruluve unlu 144 şişe kan bağışladılar ! birinı kovalama^ı deyimiyle,filozof şu (2) bunun sonucu olmuştur. Danıel Halevy'm «TaKızılay, Istanbul Kan merkezi j rıhin a,kısının hızlanmış» olmasıdır Bu mektebin en önemli ozelliği; gezicı ekiplen gezilerıne devam I ki, Scsyal Hayatın bir ifadesi olan ' sadece mesleki ihtisas bilgileri ver etmekte ve kan bağışlarım kabul Amme îdaresinın de aynı problem j mesi, gayesi i«e yükfek kademelere etmektedır. Bu cumleden olarak le karşı karşıya kaldığı muhakkak geçecek olan idarecıleri yetiştirDerince Liman Komutanlığı subay tır. Bu itibarla vatandaşlara kamu mesıdir. ve erleri 144 şişe kan bağışmda hizmetlerını en suratli ve sevıyeli Fransada plânlı kalkınmanın ubulunmuşl?rdır. bir sekilde sağlamak durumunda lastığı «mucizevî» sonuçların ne evjili okayuealar, 17/2/1963 gunü Erzurum mmhabirimU Ahmet PoUttaa nçak postasiyle bir mektup almıştık. Açıp okuyunea hem eanımız aıkümıs, hem de telâşlanmıştık. Uzune» bir mflddettenberi işbirliği ettigimiz arkadaşımız vazifeslnden çekildiğini bildiriyordu. Bu anî iıtifsys gösterilen sebep, olay üzerinde daha dikkatle durmamın icabettirmişti. Ahmet Polat, cErzurumda geçmiş bir hâdisenin do|rulu|unu veya yanlıslığını bana sormadan baska kaynaklann verdikleri malumatı sütnnlannıza naul geçirirsiniz?» diysrdu. Demek ki istifaya sebep bir prensip ve izzetinefis meselesi idi. Böyle bir hataya düşmemiz ihtimali eanımızı daha fazla sıkmış, daha da telâşlanmıştık. Biz «Cumhuriyet> i çıkaranlar kendimizi bir ailenin efradı sayaru. Birbirimize kar«ı sevgi ve saygımız sonsuzdur. Bu sevgi ve saygıda aile efradının almış olduklan vazifelerin büyüklüfü, küçüklü^ü asla söı konusu değildir. Işte bu dusünce İle derhal tahkikata girişmiştik. Bu tahkikat ilerliyeduraun Ahmet Polat'ın iatifa mektabunu bası Erzurum gazetelerinde nesrettirdiğini duymamız bir taraftan dikkatimizi arttırmamıza tebep olurken diğer taraftan işin rengini defiştirmişti. tstifa hâdisesi bir aile sırrı idi. Bunun boy le göze batıcı şekilde güriiltü içinde ifşası maksadın bir prensip dâvasını yürütmek ve bir izzetinefis yarasını tedaviye çalısmak olmadıfını anlatıyordu. Bu açıdan da meseleyi kurcalamays başlamıştık. tste ancak şimdi hedefimize varmış bulunnyonıs. Hâdiseyi başından sonuna kadar anlatalım: Anadolu Ajansı bir gece Erzurumdan çok dikkate deger bir haber vermisti. Bu habere göre oradaki tmamHatip Okulunda öfreneiler dersleri boykot etmiş lerdı. Gösterilen sebep, derslerin ve hocaların ifadelerinin dinî esaslara aykırılıgı idi. Halbu ki böyle bir iddia ssla doğru olamazdı. Hâdisenin arkasında gerieiler vardı. öğrencileri kışkırtanlar onlardı. Vekâletin gönderdiği müfettişler tahkikata başlamışlardı. «Cnmhoriyet. i elbette taıursımz. Atatürkçülflk ve ilerieilik onun vazgeçilmeı ana prensipidir. Bütün ömrü boyuncm gerioiliğin düşmanı kesilmiş, gerieilerle mücadeleden bir an geri kalraamıştır. Bu vasıflan olan bir gazete bir gece geç vakit devletimizin en inanılır haber kaynağından Erzurumda bir gericilik teşebbfisü görüldüğünü ögrenirse ne yapardı? «Bu saatte Erzurum muhabirimizi bulamayız. Hele bu baber yarına kalsın. Sabab o•a, hayır ola» diye mi düşünürdü? Günün değil, ssatin aynası olan bir haber sırf Erzurum muhabirimizin izzetinefsini korumak üzere 24 saat geri bırakılabilir mi idi? Tabii bırakılamazdı. Alındığı anda neşredilirdi. Biz de öyle yapmıştık. «Cumburivet» gibi bir gazetenin mnhabiri bu davranıs karsısında ancak memnuniyet duyabilir. onu ancak tasvip edebilirdi. Halbuki O istifayı, hem de mahallî gazetelerde yayınlıyarak istifayı tercih etmisti. Incelememizde ilk merhaleye i^te bu şekilde varmış ve susup beklemeyi tercih etmiştik. Mektepte tahkikatm devam etmekte olduju bildiriliyordu. Elbette bu resmî tahkikat bir netice verecekti. Bizim bekleme kararımıza karsılık Erzurumdaki bazı razeteler muhabirimizin istifa mektubnnu neşretmekle kalmanuşlar, (Cumhuriyet) e, onn çıkaranlara bücuma başlamışlardı. Bunlar bir yandan da Erzurum halkını tahrik ediyorlar, hâdiseyi halkın elbirliği ile çıkardığı kanaatini doğurarak oyanık, vatansever, ilerici Erzurumluları lekelemek istiyorlardı. İçin içyüzünü anlamıştık. «Curahuriyet» e ve onu çıkaranlara hücum etmek malüm ya şimdi gunün modası idi. Varsın bunlara bir kaç da Erzurnm gatetesi katılsın, hakikat elbette bir gün anlaaılacaktır, diye sükuta devama karar vermiştik. Xalnız bizim bir fıkramızla hâdise üzerine hükümetln ve halk efkârının dikkatini çekmekle yetinmlştik. Nihayet hiç bir zaman, hiç bir şey ile Srtâlemiyccek olan hakikat, bir kaç gün önce meydana çıkmış bulunuyor. Hftkümetin yaptığı resmî tahkikat bitmiş, boykota katılan büyâk bir Bğrenei kitlrsi cezalandınlmiftır. Böylece «Cumhuriyet» in davranışı bir defa daha hak ve hakikatin yanmda baaanya ulaşraış bulunmsktadır. Artık sükut etmeye aebep k*lmadıgı için şimdi biı de bu açıklamayı yapıyorut. Neticeden elbette memnunuz. Gerçi bu memnoniytt «Ji»«^i« fertlcrinden birini kaybetmemiz pahanna kazanıldıyıa da yine üıfilmuyoruz. Bu arkadasımızla yollanmıı zaten ayn bnlunduğuna göre bugün defilse yarın onu ıuwıl «Ua Kaybedeeektik, diye düşünflyomz. Yanmın Enturumdan aJdıgımıs blr mektubun parealan İle bitirelim. «Errurum, lmamH«tip Okulu'meseHsia»dokufitt»klı büyük bir çıbanı deşmiş oldunuı. Attığıtıız taş tam y»rini bulmuştur; samarınız ^ericinin. auratında Atatürk'ün •ve' lağtfuytmun c«vtbî olarak patlamıştır. Milliyetçi ve cnukaddesatcı geçinen, halktan y»na jöründükleri halde, gerçekte halk düsmanı, ümmetei v» şeriatçi devrin artıklanna lâzım gelen dersi verdiniz. Yazıltnmz biz devrimcı ve AUtürkçülerin içinl öylesin» ferahlattı ki, n« türlü bir »evinç sıtmasına tutulduğumuzu anlatamam. Elinize ve kalanıza sağlık, Sayın Başkut.» Sevgi ve ssygılanmızl» aziz 18 müessese cezalandmldı Beledıye zabıtası, pazar olmasına tağmen riün de kontroHanna devam etmiştır. Eğlence yerlenne yoneltilen bu kontrollarda, 18 muessese cezaiandırılmış, 11 ine de ihtar cezası verilmiştir Bu arada 4 karaborsarı yakalanatak haklarında kofuşturma açılmıştır. MEVLİT Eşim ve Babam Ord. Prof. Dr. NAMİ SERDAR06LU'nıın vefatınm kırkıncı srününe tesadüf eden 12 mart 1963 salı günü öğle namazmdan sonra Şişli Camiinde aziz ruhu için Mevht ve Hatim Duası okunacaktır. Arzu edenlerin tesrifleri rica olunur. Nüzhet ve Leylâ Serdaroğla Cumhuriyet 3139 Mavnada kumar CUMHURİYET Nüshası 25 Kunış Türkiye aarV»J Ura Kr. Ura Kr. 79 00 1*0.00 40.00 »0.00 22.00 «4.00 Baaan ve Yayan Cnmhurrjret Uatbaacılık v« Oatetecllik Türk Anonim Şlrkett. C«Mt>tra Bslkevt Sokak No. 3941 t . .Sahlbl SvMttk « ayhk 1 ayhk Sayın Doklor ve Eczacılara Ekipler dün gece Yağkapanındaki bir mavnayı yapılan bir ihbar üzerine basmışlardır. Kumar hane haline getirüdiği ve sâbıkalı lafrın burada toplanarak kumar oy nadıklarma daır verilen bilgi üze rine denizden sandalla gelen polisler ıçerde kumar oynayan 6 kiS $ 5 , Baskın sırasınd* bçzt kumarbaz P I « AS ALLBUİK MÜESİR MADDELİ) X hvvriBMUk yaan kutulard* 300 Krs. p. Dolıs bur.a fırsat vermemiştir. A , Reklâmcüjii. 111./3U97 MART 1 1 ŞEVVAL 15 G. C Yüksek MeMep Mezunu Eleman Aramyor Ticaret yapmaya hevesli askerliğini yapmiî muhasebey» bilhakkın vâkıf yüksek mektep mezunu eleman abnacaktJT. Adres: Hamdi Feyzioglu Tünel Cad. 68 Galata. Tel: 44 65 50 Reklâmcılık 1048/KM ! Ptymsaya arzedilmiştir. Reklâmcılık 1112/30a6) 5 V. E. 112 03 o 6 15 S » < tklndl & M îr T u ı t«l«rlnt fUlen ldarc cdea Mesul MUdür flAZİMl! NADİ * R >• ] 7.18 13.24 16 41'19 11 11!0.41' 5.37 9 31 12 00 1.31 10.27 UfKAKi BUKOSC • AtetM|.aârvan Yener Ap.Y . VBCBt KIZTLDEMtR T*e*9n: II 85 44. 12 Ot M, 12 09 M, 17 87 N şCUMHTJRtTET'iıı Tefrikası: 27 ASKVOLUNDA aVTLaborde'.çeviÇEMiHamcli Varoşlu S Rol mfl yapıyorsun? diye Belki t% nmimiyim. Caasidis şflpbe eder blr taTir Ukındı. Belki de s«nln «tnında ei nayet işledim. Ötnidis omuz lilkti: Gitgide uydunıyorsun. Hspse girmem ihtimall T«r. San» her ş»yi itiraf ediyornm. Kendiml senin ellerln* teslim ediyonım. Nice tereddütlerden sonra, Seni itirala ben zorladım. ttiraf o kadar kolay bir şey midir, sanıyorsnn? Catherine yüzünü yaklastırdı: Sana hoş görünmek için söylemiyornra, Charles, ama şunu bil ki, göriir görmez sevişmek isteğini doyduğum ilk erkek sensin. Cassidis. can sıkıntısını gBsteren bir «öff» dedi. Catherine kollannı onun boynuna doladı, gîtcide daha fazla soknldu: Ktıııu sana biribirimizin kolları arasmda bulunduğumuz sırada sBvlesevdım ınanacaklın. Hem de ba\aeı çıırurlana caklın HalbuUi sımdi daha önenılı bir aııda bulunnyoruz. Cassidis uzaklasmak istedi, mânı oldu. O da kendisini faıla sarsn bu kol lardan sıynlmaya çalışmadı. Catherine devam ediyordu: Başka hiç bir kadm beni bu kadar mesnt etmedi diyecek tin. Surst etme kelrmeler zamanla değişmez. Hep aynı kalırlar. Seni düşündüğüm zaman mesvt olmak kelimesini hatırlamak hoşama gidiyor. Konasma. Senden daba kovvetllyim gibi geliyor bana. Sen tereddüt edi yorsnn, korkuyomn, titriyornın, Üstelik de sdın metr Cassidis! Meleyen kuzn gibisin! Toy bir genç kıza benziyorsrun. Beni hiç tanımamıı olmayı isterdin!. Son cümleyi yüzüne üfler fi bi söylemisti. Cassidis «nun sı eak nefesini, ice baygınhk veren kokusunu teneffüs edlyordu. Bu, on sekiz yasında bir delikanlıya yakısan. son derece aşafılık bir tvzaktı. Cassidis bnnu mükemmel svrette bilmekle beraber kaçınmak 1 Cin hiç bir çayret sarfetmiyordu. Adalelerini bir gerse yeterdi. Bunu yapmadı. Hatta gere|i kadar en*rji gBstermedigine memnan bile oldu. Haz zın. sinir merkezlerini kötörümlestiren »ehir gibi tesirini gösterdiçi bölgeye bile bile girmekte idi. Catherine'i 6pmek, kımıldayan koyu renkli dudaklarına ulaşmak İstedi. Ama o geriledi. Daha bitirmedim, dedi. Sen yirmi, otuz, kırk suçsuzu mahkum ettirmiş bir adamsın. Kırk birineiye gelince istemiyorsun. Düşün bir kere... Bunu senden isteyen, sana hayatının en büyük tevkini veren kadın dır. Kendin söyledin. Üstelik de yedi yüz milyon veriyor. Cassidis nâmuslu adamdır. ahlftktan yanadır. Burada sesi fertleşmişti, tlive etti: Hayır ahlâktan yana değildir. Sadece kahpedir!. Cassidis boğuk bir sesle: Sus! dedi. Susmayacağım. Koeamı se nin uğrunda öldürdüm, senin verdiğin öğütler ssyesinde 61dürdüm. Cinayeti lüzumundsn fazla konuşarak sen işledin. Ben sadece vuran el oldum. Suçlu muynm? Paul beni alda tıyordu. Beni terk etmek istiyordu. O şıllık ds benim yerimi alacaktı. Açlıktan ölüyordu. Madam Dnpre olacaktı. Mâ sumluk dedikleri bu! Onları bir arada yakalasaydım ds iki sini de öldürseydim beraet ka zanırdım. Istırap çekiyordum. Cassidis, Cstherine'in göıleri nin altında iki damla ••• hlriktifini gördü, şastı: Aglıyor musun? diye »ordu. Catherine kollannı fevaetU, yana çekildi. Biriken o iki dsm İa göz yasını, daha baska göı yasları takip etti. Paol'ii sevmiştim. Agık «1 maya başladıfı o sıllıktan nef ret ettim. Bunu hiç yapmamam lâzımdı, ama elfmde deCassidis Catherine'e dogra döndü. Birkaç dakikadan beri içinde biriken kuvvetler blr rngeli, bir seddi yıkar gibi olmastu. Simdi mukavemet ede memek sırası Catherine'e gelmişti. Cassidis onu kolları ara sına aldığı taman kendisi de âdeta ne dedigini bilmez bir halde konuştu: Korktna, sans yardım ede cegim! tKİNCÎ BÖLÜM Tol, kfll rengi ve bitevlye uzsnıp gidiyor, motör, bu yolu, Cassidisnin hosuna giden bir intizamla sömürüyordu. Cassidis direksiyonda idi, O sabab, Catherine'le ikisi, şoförü yanIanna almadan Parise dönmege karar vermişlerdi. Otemobilde yanyana oturnyorlardı. Aldıkları kararı kelimelerle ifadp edecekleri ftnı sonraya bı rakmışlardı, Bir köyün lcinden geçtiler. Arsba tekrar dömdüz yol» eık h|ı zaman Cassidis: Bir parça şu isten bahsetsek, dedi. VillSdan ayrıhp yola çıkalı onbeş dakika olmustu. Catherine bu anı bekliyordu. Cassi dls, soförü villada bırakmalannın sebebini, o hafta İçinde tatbik edeeekleri pl&nı hazırla mak olduğanu söylediği için Catherine onun böyle susmasına şaşıyordu. Hattâ avukatın neşeli hslinden bir nebze endişe duymustu. Acaba Parise rsrdıklan zaman, düşünüp taşındığını, onu kendi haline bıraktığım mı söyliyecekti? Kaderini onun ellerine terketmişti.. Kendisini müstehzi bir gülümseme ile ve fönül alıcı sözlerle yarı yolds bırskacak değildi ya: Ümidiral kesmek üzere idim. Cassidis •iteml snlsdı. Gülüm seyerek: Düşünmeme izin verir misiniz dedi. Yanlış bir iş yapmamanaız lâzım. Dosyayı tam olarak hazırlamalıyız. Adlî hatayı yaratmalı, bu şırfıntıyı mahkum ettirmeli, zehirin bile bile verildiğini ispat etmeliyiz. «Şırfıntı* tâbirini, buna kendisini de inandıracak kadar hor gören bir âhenkle knllanmıştı. Genevieve'nin merhamete lâyık olmadığıns, onun için, bu «şırfıntıyı» son mahkumiyete kadsr götürmekle lenalık etmiş ssyümıyscsğına kendisi de Catherine'i de inandırmak istiyor fiblydi. Senin aleyhindekl bütün delilleri yıkmak lâzım, dedi. Olaylan, en küçüklerini bile, teker teker ele almak, onun aleyhine dönebilecek şekilde knllanmak Uzım. (Arkaa rsr) Telefon: 1081 * tLl.ERİ M Mevdanı H t ı a t B a u Adaoa Telefot: «S50 * GaactamlM tİBdcMlu yuılar konulsun. koBtüanaatn t«d« edilmes. tlânlardan mMulltct kabul olunmaı Abone v* ttâo Islui t^tn, aarfıs DrtUne cAbotM» veya «tULn Serrlan kaydınm konınfteı lâzımdır. • BU GAZETE BASIN YASASIMA ÜYMAY1 ETMÎSTtK. BOitOSD : İSVİCREDE SATILIK KÖSK ' CENEVRE GÖLÜ krjnnnda, Lozan'a 35 km. mesaiede, tam koniorlu, 11 odalı aahan* bir köşk. Çok ffüzel ağaçlandınlmış 8500 m2 muhteşem bir park. Misafirler ve personel için müştemilât. Diğer satıs tekliflerimiz de vardır. İrat eetirir gayrimenkuller. Insaata elverişll arsalar: İstek üzerine fotoğrai ve plân gönderilir. Banka referansı: Union de Banques Suisses. Müracaat: Valerio REALE av. Henri Bordier 29 Geneve. (Ba^ın 2672/311S) BAY OSCAR: PROF. NtMBUSTJN MACERALABI: ^,,,,,111, ıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııı ııııınıııııııtmıınnıımıınııııııııııııııııııııııııınn ıınıınfiıunıımnııınııııııuıııımiiHHiıııtttHrimtMHHmi^ sörattt dev yoicu uçaklanndakl mukemme! Lufthansa servısmi de katarsanız Yakın ve Orta Doğuya yolculuğunuz ayrı bir zevk olacaktır Buna ılaveten elvenşli Turist Mevkiımız Aynca unutmaymız. ıhtıyacınız olursa Lufthansanm bınncı sınıf Kargo Servısı mevcuttur.*T"urist veya iş adamı olarak. egzotik ve ayni zamanda parlak bir geleceğe sahip olan Yaktn Doğu nemleketlerıne seyahatınizde Itımadınızın Anahtan Lufthansa dır Seyahatımz ıçm lütfen lATASeyahat Acentenıze veya Lufthansa Bürosuna başvurunuz. Kış ortasında yaz'ı Beyut Tahran Yakın Doğuda bulabilirsıniz. Sıcak yaz gunlerını oturup beklemek isteyen sabretsm Sabrı olmayan. yaza kavuşmak isteyen ona doğru uçsun Birkaç saat sonra Avrupa karakışının rutubetı ve soğuğu unutulmuştur Nes 6 ıçmde dmlenıyorsunuz Ounyanın en s o Servıste Onderdi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear