25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DtfRT :UMHURİYET 10 Kasım 1963 rak bir de yaşayıs inküâbını vü Çımdıye kadar bu sütunlarda, ^.......... Yazan : ... cude getirme arzusurııın ifadısı bir çok defalar, Atatürk'e dair idi hâtıralarımı anlattım. Bugün anlatacağım vak'a Atatürk ıle ilgili Kıyafet balosu önc; Türfc Oca hâtıralanmm en kıymetlisidir. ğı olarak yapılıp ^oıraian Halk a evi haüne getirilmıs. teDedeki £i; Vak'a üniversite 'alebesi bulun • » ... • • • • • • • • • • ». pada...• • • • • • • • • • • bulunmuş veya yabancı mek zel bevaz binada veriliyordu. Ba duğum bir zamana. fakat bugünteplerde okumu? nlanlar duymakgittikrer kü üniversite gençlerinın henüz tadır. Nıtekım Ankaıanın yüksek loya babamla birlikte doğmamış olduklan bir devre tahsıl gençlıği ıçinde böyle bir sonra. onu ahbaplarına terkedeaittir. Sene 1932, ıylardan ocak a grupumuz vardır. Aramızda be rek, arkadaşlanm nrastm karı« f yı... Ankaranın birieık yünsek tah nim sm'.fıtndan, sonradan Lizbon mıştım. Birdenbire 'rkestri R sil müesseseM olan ve sonradan Büyük Elçisi olacak olan Tarık mona tangosunu çalmpya başladı teşrf Hukuk Faküitesi diuıı «iacak o Yenisey. daha aşağı sınıftan Bır Bu. Gazi Paşanın haloyu lan Hukuk Mekt^oine orvam et leşm ş Milletler nezdindekı Daimi ettiklerine alâmetti. Gerçekten mekteyım. Atatürk çajjnır. en deleşemiz Adnan Kural ve aynı siriş kapısma gözlerimizi çevirdiparlak. en ürnit Jold, en dınamıls sınıftan Selim Sarper var. Lâkin ğimiz zaman, Atatü.'k'an «mutat yıllarınday.z. tnkılap'sr bırbirini grupumuzun liderj hepimizden zevat» adını verdiğimiz kimseletakip edıyor. Fes ve peçe bırakıl genç olan orta hoylu, soluk be rin ortasında ilerlemekte olduğurrı>. kıhk Garplı!a<rrıi;jti'\ Harf nizli, mağrur bakışh bir delikan nu Hördük. O gün Salih Bozok, inkılâbmın içinde bizzat yuğurul lıdır. Bir kaç Garp dilini Türkçe Kılıç Ali ve Ali Ç3tinknyadan muş. orta mektebe geçerken yarı kadar iyi konuşan ve şajılaeak başka Şükrü Kaya ve Fslih Rıfsı Arap, yarısı I.atin harfleriyle bir tarih bilgi?ine sahip olan bu kı da vardı. basılmıç kuma kitaplanmızda bu senr, o sıralarda henüz Gazi Paşa Aramızda bulunan Müncı clekinkılabın doğuşunu ve serpilisini adını verdiğımiz Atatürk'ün eski triklenmi? gibi bize arkesını dönseyretmisizdır. Dil inkılabı da kayınbiraderi Münci Uşşakizade dü ve içeriye giren kafileye doğhızını almıs, Dil Kurumu çalışma idi. Münci'ye hepimiz hayrandık ru ilerledi. Biz de kendisini yaherkes vaşça takip ettik. Münci'nin tered larına baslamıştır. Kadınlara si ve o konustuğu zaman yasî haklar verilmekte. Batı ülke susardı. dütsüz adımlarla Şükri Kaya'tın lerinde nUluğu gibi soyadlarının Münci'nin beklenmedik gö yanına kadar giderek. Atatüık'ün kabul eriUeceginden bahsedilmek rüjleri, kendine hâs formülleri hayret dolu nazarları karçısında, te, m'i?. sahasındski inkılâbın vardı. Derdi ki: kulağına eğilip bir şey söylediğigerçrkleçurilmesi için Cebeci Mu«Cemiyetin tabii inkişafından, ni, bunun üzerine Şükrü Kaya'nın siki Muallim Mektebi kurulmak lisanın tabii tekâmülünden bahse biraz çekinerek Münci'yi Atatadır. den ve inkılâpçılığı anlamıyanlar türk'e takdim ettiğini gördük. Ga tedavisini zi evvelâ anlamadı veya ijitnneBizim mektep. genç Cumhuriye cerrahiyi, enjeksiyon tin hukuki yapmnı ören bir tez inkâr eden doktorlar gibidir. Fer di. Sonra birdenbire yüzü aydıngâh. bir lâboratuar halinde... Ez di bünyer, ın sihhati ae ise, içtimaî landı: «Ne o?», «Müncl mt?», «Sen berlediğimiz kanunlan encümen bünyenin de sihhati odur.. Zaman Münci misin?» diyerek eski kazaman radikal müdahaleler ister.» yınbiraderine döndü. Ve yanındalerde, komisyonlarda bir iki ay veya bir iki hafta evvel hocala Bir de: «Türkün dehası hiç bir za kilere: «Biliyor musunuz, bam emperyaliznıden vazgeçe hnnu. on sene evvel knca|ımda Timir hazırlamışlar Esasen pıo man kayınbiraderi İ Âdile AYDA ATATÜRK v e Üftlıi bir tarihçinin gözü Ue : Emil Ludwig, Atatürk hakkında neler anlatts Ünlü Alman tarihçisi Emil Ludwig, Türkiye'ye gelmiş ve 30 aralık 1929 tarihinde Cumhurbaşkanı Mustafa Kemai Paşa tarafından kabul olunmuştur. Tarihçi, Atatürk' ün yamndan ayrıldıktan sonra intıbalarını soran Hâkimiyeti Milliye Gazetesi muhabirine ilgi çekici beyanatta bulunmuştur. Bu beyanatın Mustafa Kemal'le ilgili kısımlannı sunuyoruz : « Ankara ya niçin geldiğimi soruyorsunuz. Evvelâ, Büyük Kurtancımz Reisicumhur Gazi Hazretlerini görmek için geldim. Çünkü, zamanımızın hemen bütün büyük devlet adamlarını tanımak isterim. Bundan başka Umumi Harb esnasında Türkiye'ye gelmiştim. Dostlarım bana daima memleketinizde beş altı sene içinde vücuda getirilen büyük ve hayrete şayan ilerleme ve medeniyet eserlerinden bahsettiltr. Bunları da bizzat görmek ve incelemek istedim. «... Memleketinizi ziyaret ederken Italya'da. jördütüm bir tabloyu hatırladım. Meşhur bir ressam tarafından yapılan bu tablonun üzerine diğer bir resim yapılmıştı. Fakat yeni meşhur bir ressam bu sonradan yapılan resmı kazımış ve altında bulunan hakikî tabloyu meydana çıkarmiftı. Türk milletinin meziyetlerini, ilerleme ve medeniyete karşı olan kabiliyetlerini temsil eden tablo sultanlar devrinde aldatıcı difer bir resimle örtülmüştü. Fakat büyük bir adam gelmiş, bu sonradan yapılan resmi hayrete şayan bir maharetle kazımış ve Türk milletinin hakiki meziyetlerini meydana çıkarmıştır. Tek ziyade hasta olan vr sonradan yeni baLâtife (Vşaklıgil) Hanını ce seçsin ve bu hedefe varmaya azmetsin'...» Buyük Ata bunları söyliyerek ilerleui, Atatürk'ün, bugünkü tâbirle az gelişmiş bir memleketi çok gelişmiş bir memîeket haline koymak hususundaki şiddetli arzusunu ve Ue birlikte bir törende bu yoldaki imanını ifade eden bu sözlerini söylemesine vesile olmak gibi bir şerefe erişmiş olan Münci Uşşakizade, maalesef yarı yola bile varamadı. Zekâsı ve kül türü ile herkesi hayran bırakan bu parlak genç, 1932 sonbahannda bir kaza kurşununa kurban gitti. y»t ve kudret kazanan bir milletin manzarasını görmekten daha güzel bir hal tasavvur olunamaz. Bilhassa vücuda getirilen bu yeni değişikUkler hayretimi mucip oldu. Türkiye'yi ilk ziyaret ettiğım zaman tstanbul'da iki Türkçe kelime öğrenmiştim: «Çabnk» ve «yavaş». Eski devir pek yavaş gfdiyordu ve o zaman arabacılara «çabuk» demek mecburiyetindeydim. Bu defaki ziyaretimde öyle bir sürate şahit oldum ki, otomobilcilere «yavaş» demek mecburiyetinde kaldım. «... Reisicumhur Gazi Hazretleri tarafından kabul olunmak büyük şerefine eriştim. Büytik Adamla iki saat kadar konuştum. Gazi Hazretleri bana Goethe'nin bir sözünü hatırlattı: lnsanlar aynı zamanda düşünürler ve harekete geçerler. Gazi ile mülâkatım o kadar kıymetlidir ki, bunu iki kelime ile anlatmaya imkin yoktur. Bu hususta bizzat ben kalem yürüteceğim. Bütün dünya Gazi'nın yalnız faaiiyetlerini bilirler. Fakat ben kendileriyle örüşü...;n dünyanın meçbulü olan diğer buyük meziyetlerini keşfettim. Gazi Hazretleri faal olduklan kadar da bir mütcfekkirdirler. Gazi Hazretlerini M. Mussolini ile mukayese edemeyiz. Çünkü teşebbüslerinin bütün esası milletlerinin. sosyal teşekkülleri ve hareket hatları arasmda fark vardır. Her ikisi de milletlerine yeniden hayat ve kudret vermek istiyorlar. Fakat icinde bulundukları ahval ve şartlar mukayese edilemez.» Emil Ludwig 2 ocak 1930 tarihinde Türkiye' den ayrılmlştır. ütatück ve çoh parttll tejim Ata, Cumhuriyetin ilâmndan birkaç ay önce memleketin çok partili rejimle idaresinde büyük faydalar görmüştü Sait A. TERZIOGLU Bugün, ölümünün 25 inci yıldö cüme edilmesini isteJığı eseı (Le nümünde rahmetle yâdettiğimiz Parties Polıtiques) a'lım taşıyorATATÜRK, Cumhuriyetin ilânın du. dan birkaç ay önce, 2 temmuz Bahis konusu bu yazı rah1923 te memleketin çok partili sis metli Saffet Arıkan'ın evrakı temle idaresinde büyük faydalar arasmda bulunmuştur. Bir fotogörmüştü. Siyasi ıktidann halka kopisıni yukarıda bulaca^ınız bu dayatılmasını daha 1 Mart 1920 mektupta Mustafa Kemal, esetin 9 tarihinde sınamıç olan ATATÜRK. bir bölümünün de i>izMt Arıksn olağanüstü yetkileri haiz Türitiye tarafından tercüme •dümesini is Büyük Millet Meclisi seçimi i"'n temıştir. Vali ve Kumandanlara emır Çön ; ATATÜRK, Saffet Arıkan'a mek dermiş. böylelikle ilk 'ccrübeyi tubuneîa şöyl e demekterlır; bizzat başarmıştı. « Saffet Beyefendiye, 23 Nisan 1923 tarihinde, Va.i ve (Le Parties Politiques, iiçüncö Kumandanlar taraîından 3^>çile cnmhuriyette siyasi partiler) nârek ilk Türkiye Büyük Miilet mındaki beş yüz kırk sahifellk eMecMsini teşkil eden /«vatla ilk serin sekiı ttmrauı 1339 tarihine Türk demokrasısının tpm^ii'iı ıt kadar bir hafta zarfında Türkçe'mıştı. Bu olay demukı'isini.ı ilk ye tercümesine liizumu âcil hâsıl özünü teşkıl etmiş. snnraları yi olmuştar. Eser, 10 parçaya ayrıla ne bu çok partili alana yöneinıiş rak aynı zamanda tercüme ediltir. Bu başlangıç'm devamını cia mek üıere rüfekaya tevzi edilmiş sağlayan ATATÜRK, çeşitii yon tir. Zatıâlinize de bir hisse taklerdeki çabaları arasında v"k pardim ediyorum. tili rejimın denenmesi.ü istemiş, Lutfen, müddeti mezkiire zarour.un için de Fransuca biien ya fında tercümesiyle beraber iade kınlarma verdiği tâlımatiii, çok boyuralmasını rica ederim. partili idare sisteminin esaslk.ını mertebe Ala çahsma nıssasmııı Atalurk bir balufia dâ\etliler arasmoa fesörlerimızın çoğu Atatürkün ya mez. Türklük genişlemek, yayıl hoplatırdım. dedi. Belli idi ki, kükını, arkadaşı... Bılıyoruz k'., bir mak için yaratılmıstır. şimdiden çük kayınbiraderini vaktiyle pek gece evvel Çankayada, hep birhk sonra bu kuvveti kültür emper sevmi?, fakat Lâtife Hanımdan ayte, jabaha kadar Türk milletinı yalizmi şeklinde «sublime» ettir rıldıktan sonra hiç görmemiş. Artık hakikî bir aile sahnesine şakalkındırmak için çareler aramak meliyiz derd:. la, yeni inkılâplan müzakere etAblası Lât;fe Hanım ıle Atatürk hit olmakta idik. Atatürk. eli mekle vakit geçirmışler. Dinledıği hakkında şunları söylediğini hatır Münci'nin omuzunda :«Şimdi kaç yasındasın? , «Hangi mektepte omiz takrırler kuru ve blu mad lıyorum: ediyorsun?» deierın teşrıhinden ıbaret değil• Ablam fevkalSde bir kadındır. kodun? Ne tahsil dır. Hocanın kısa bir cumlesı, u Fakat Gaziye herhangi erkcje ya cîbi sualler soruyordu. Alâkası, artıyordu. fak bır tefsirı ıstikbale doğru u pacafı rnuameleyi yaptı. larihte rremnuniyetı gittikçe fuklar açmaktadır. ender yetişen bir «dahi» ue evli Ve alâkasının bır nişanesi olarak Derslerimız kadar teneffuslen olduğunun farkın lı dtjıldı. Bu nihayet şu suali sordu: rr.ız de ıçtımai ve mılli heyecanla yüzden Gazi için hir hardiUaptı. Eh, daha sonra ne olmak isdolu, hareketli geçıyor. Mektebın tiyorsunuz? ufak holunde yer ver gruplar teOcak ayının ortasına Joıî'.u ÇoMüncı evvelâ öııüne baktı, sonşekkui ediyor, münakaşalar yapı cuk Esirgeme KuruTiunun Mv^fet ra başını kaldırarak şu cevabı lıyor, hatipler beliriyor. balosu olacağı îlân eriıldi. Ata verdi: Bu Batılılaşma günlerinde en türk bu nevı balolnr:n hepsıne gc Reisicumhur olmak istiyoder n milli heyecanı da, pek talirdi. Onun baloları teşvik etmeb.' o!arak. Batıvı hıltnler, Avm >i d i ğ e r i n k ı l â ı j ı p r : ! m ' i v s y i <)] rum. Atatürk'ün hayretle irkildigıni gördük. Buz gibı bir sükut ortalığı kapladı. Herkes birbirine kor ku ve endişe ıle bakıyor ve Gazinin bu küştah çocuğa ne şekilde haddini bildireceğini merakla bek liyordu. DAHİ / • / ' Ü: J . ^ KURUCUMUZ, ÖNDER ATAMIZ1, BÜYÜK ÖLÜMÜıNÜN 25 İNCİ YILDÖNÜMÜNDB EBEDt MİNNET VE ŞÜKRAN HlSLERİMlZLE ANIYORUZ. •^ <*l> M TLRKİYE İŞ BA\KASI Atatürk, şöyle etrafa göz gezdırdi. Münci'yi yukarıdan aşağı süzdü ve ani bir ifade değişiklijji iie ona gumüsiyerek: «Reisicumhur mu olmak istiyorsun? Tebrik ederim seni!» dedi. Ve devam ettı: «tnsanın hedefi cok uzakta olmalı ki, hiç olmazsa varı yola varabilsin! Bu yalnız fertler için değil, milletler için de böyledir. Bir millet emellerinin yüksekifi nisbetinde yükselir » Atatürk'ün sesi heyecanlanmış. yüzü hafifçe kızarmıştı. Bir adım ileri attı. Salondakilerın hepsine hitap eder gibi, sesini büsbütün yükselterek şunları ilâve etti: Bugün milletçe hedefimiz en mütemeddin milletlerin inkişaf se viyesine ulaşmak, hattâ bu seviyeyi aşmaktır. Bu asla imkânsız defildir. Türkün zekâsı, Türkün cibillî vasıfları buna müsaittir. Teter ki Türk milleti hedefini iyi / ^ Buyük Kurtaııcı seyahatlerinden biınıde vapurun güvertesinde Ata'nın Saffet Arıkan'a eonderdiği 2 temmuz 1339 tarihli mekhıbunun fotokopisi :zah eden bir yabancı müeilıfin aslından ayrılmamaya ve müretkıtabının alelaçele tercüme etti tiplerin oknyabilecekleri gibi açık rilmesini emrederek n^ticeye var ve okunaklı tebyiz ettirilmesini mayı düşünmüstü. Atatürkün 2 d e a v r ı c a r i c a ederim. Mebde ve temmuz 1339 (1923) tarihinde şih m üntehada nâtamam cümlelerin sen kaleme aldığı nir yazı ile ter tercümesi bilâhare ikmâl olunnr | efendim. Gazi M. Kemal 3 Bundan tam 7 yıl sonradır ki Gazi Mustafa Kemal Paşa, 1930 yı lı haziranının 11 inde Ankaradan: îstanbula gelirken memlekette bir murakabe sistemi kurulması zama nının gelmiş olduğuna kati şekilde inanmış bulunuyordu. Bu kanaat ve kararını etrafmdaki en yakınlarına bile hissettirmemek Ş le beraber, uzun süre zihnen bu; işle meşgul olmuştu. Bir gün de,! o sırada, İstanbulda iznini geçirmekte olan Paris Büyük Elçimiz. Ali Fethi bey'i Yalovaya dâvet etti, yıllardan beri zihnini yoran dâvayı açıklayarak bir (Fırka) parti kurması yolunda teklifte bulundu ve başına geçmesini iste di. ATATÜPiK, sonra partılerarası rekabete dayanan gelişmiş bir si yasi rejime ula^nıakta sabırsızlık göstermesine rnğmen olaylarm in kişafını dıkkate alarak bu teşebbüsünden vazgeçmıştir Fakat, teşebbüslerınm en kısa /'••'nanda yen:!eııeceğini da daima belirtniiş . tir. Türkiye İş Bankasının Büyük Atatürkle İlgili Yaymlan. ZABİT VE KUMANDANLA HASBİHAL Yazan: M. Kemal Aiatürk ATATÜRK'ÜN ASKERLİĞE DAİR ESERLERİ Yazan: M. Kemal Atatürk ZABİT VE KUMANDAN Yazan: Nuri Conker ATATÜRK'TEN DÜŞÜNCELER Yazan: Enuer Zit/a Kaıal ATATÜRK'Ü ÖZLEYİŞ Yazan: Hıışen Eşıef Ünaıjdın ATATÜRK VE DEVRİMLERİ BİBLİYOGRAFYASI Hazırluıjanlnr: O. Durusoy • M. Göknıan MİLLİ MÜCADELE BAŞLARKEN Yazan: M. Tayyip Gükbilgin ATATÜRK'ÜN ŞAPKA DEVRİMİNDE KASTAMONU VE İNEBOLU SEYAHATLERI n O5 00 10 Kasım 1924 tarihli Cumhurivet'ten Halk Fırka^ındaıı 8 mehus ihraç edildi Ankara muhabirimizm inanılır kaynaklardan aldığı malumal. göre Halk Fırkasından bazı mebuslarm ihraç edilmelerine kaı=ıı verilmiştir. Fırkadan ihraçları kararlaştınlan mebuslar Rauf, İsrr.ail Canbolat. Halis Turgut, Adr.an ve Sabit Eeylerle Rüştü ve Refet Paşalardır. Diğer taraftan ismi geçen ırebuslann ihraçtan önce istifa ettikleri ileri sürülmektedir. Bu konuda İsmail Canbolat Be;. şunları söylemiîtir: İsmail Canbulat Bey « Fırkadan ayrıldık. Artık bu bir emrivâkidir. Ben buÖğrenildiğine gore Kâzını Karabekir Paşa ile Ali Fuat Paşa, fün istifanâmemi verdim. Adnan Bey de istîfasını verdi. Raııf bu zümreye iltihak edecekierdir. Halk Fırkasından istifa eden Beyin de istifa etliğini işittim. Onların istifanamelerinde neler fırkayazdıklarını bilnıiyornm. Ben istifanameni'le kısaca <(Halk Fır bu mebuslar yeni bir fırka teşkil edecekierdir. Bu yeni kasından ismimi siliniz» dedim. nın ;smi Curnhuriyet Fırkası olacaktır. Yazan: Setirn İmece IVTATÜRK ANADOLU"DA Yazan: Tecf'ik Bıı/ıklıoylu ATATÜRK HAKKINDA HATIRALAR VE BELGELER Yazan: Prof. Dr. Aj'et Inan
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear