Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
DÖRT CÜMHURÎYBT «O<>WÎ0O«H3aiXKH3«O«H»XH^ 10 Evlul 1962 Osrnanlı Tarihînde Haı/dut Aşkları Personel Kanunu Ankaradan bir memur okurumnı yazıyor: Personel kanununun. hâlâ bır türlü çıkmaması yüzunden memur ların çektığı azap ve ıstırap sonsuzdur. Bunu kısaca sıze arzedeı yim: ı 1) Kadro belâsı yüzunden memarlarm uç vılda bir terfı etmelerı lâfta kalmaktadır. Kadro olmadığı içın 10 • 15 yıl aynı maaşı alan bınîerce memur vardır. 2) Emeklı Sandığı kanunu dahıl butun kanunlar devletten yana ve memurlara karşıdır. Meselâ, 30 yılını doldurmuş 60 lira asli maaşlı bir memur, hakkı o!an emekliliğıni istese, son almakta olduğu B UL MA C A 3 1 2 ö 4 5 6 7 8 9 SOLDAN 8AĞA: 1 «Hiç bir dinl ve Tannyı tanıtnaz duruma düşen» mânasına lkl kellme. 2 «Ortaya glrlp iki tarafı yatışrtran» karşılığı ıki kellme. 3 Çceuklann erkek dadılan (çoğul). 4 Blr ç«slt kardefln yanıı. alçaklık ve denlllk. 5 Sahnede grup hallnde yapılan danı gösterlsi (aslında olduğu glbl yazılmıştır. tersl Avrupanın akar sularından blrldlr. 6 Araç, blr renk. 7 E*ki harflerden blrtn okunusu, Muhammed Peygam. berln anneel. 8 Yakında degll, üzüntüsü olanlann duyduklan. 9 Bazı maddelertn fiyatlannın yilksel. memeal lçln konulur, blr harfln okunuşu. YUKARIDAJC AŞAÖITA: 1 îğne ataan yere dUfmlyecek derec« yoğun halk topluluğu. X Bogazın blr kıyıundan ötekl kıjrısına ancak vapurlara bildlrlllp geçlrllen tasıtlar (çoğul). 3 Gelecekten haber vermek lstlyenlerin kul. lar.dıklan U9ullerden. hem îgviçrede hlr göldür hem de blz de kadın adı. 4 Tanrıya kulluk etme hareketi, «para dolabı» nın yansı. 5 Kumarhanelerde oynanan oyunlardan. t Vukua geı n n " H len. tsçlnln hayatını kassnnr.ak lçln hareadıgı. 7 Çevrtllnce «kucakla ve ele geçlr!» mânajına milrekkep bır emlr olur. ldare boiümlerimlzDönkfl tmlmacamzı d«n. 8 Bir halledllmlş »ekll oman parçası. buna hiyanat ı l ı m i ahliksızlıktır 9 K*lo«taNu«k durto» hareketi. 1 1 2 1 111 1 3 4 5 6 7 8 LJ 9 3 İU: maaş derecesı uzerınden ıkı yıl (a hşmış olması şarttır. Aksı takdırde bir derece aşağı maaş üzerinden (yanj 50 lıra uzerınden) kendisini emekhye ayınrlar Bu nıçin böyledır? Hıkmetinden sorulmaz 3) 30 yılını doldurmuş memurlar emekliye ayrılırken, son almakta oldukları maaşın bır yılhk tutarını ıkramıye olarak ahrlar. Memur 29 yılda emekhye ayrılmış ıse, kendisme verilen ıkramiye. son almakta olduğu maaşın yansının bir yılhk tutandır. 25 hizmet yıO zamanlar yangın tulumbacı hndan aşağı bir süre içinde emekliye aynlanlara hıç ikramiye ve lığı yeniçeri ocağına yamak bir tulumbaları rilmez. Bu neden böyledir? Yine teşkilât idı. yangın her semtın yeniçeri kollugunda hikmetinden sorulmaz! durutdu Küpeli Ahmet, 19 20 4) Uç yılda bır veya genel olayaşlarında uzun boylu, pençeli, zerak terfi eden bır memurun iik alberdest, tuttuğunu koparır paradığı terfi farkı Emekli Sandığına lar, yıkar, Eminönü civarında Ça!rirat kaydolunur. Niçin, neden? Bu dak fskelesinde Ellialtıncı Yeniçeparalar ne olur? Hikmetinden sori Ortasınm kollugunda tulumbacı rulmaz!. neferiydi, aynı zamanda Tahtaka5) 70 veya daha yukarı asli maaş lede Rüstempaşa Hamamında tellı bir memur bir başka yere tiyin lâk ve kolluk önünde Ellialtılılaedilirse, birinci mevki uzerınden nn çorbacısı Galatan Hüseyin Ayolluk alır. Memur 70 lira asli ğanın deniz kenarındaki mükellef maaştan daha aşağı derecelerden ve müzeyyen yeniçeri kahvehânemaaş alıyorsa, kendisine 2 nci mev sinde de köçekti; kulaklarında küki üzerinden yolluk verilir. peler, ayak bileklerinde halhallar, Bütün inıanltrin eşıt sayıldığı kısa kesilmiş saçları kolıuz tl kabu devirde bu ayırım neden yapı difeden bir câmedan giyer, belinlır? Yine hikmetinden aorulmaz. de lihuri şal kuşak. altında |al8) Ucretli memurların hali büs var, el ve ayak pafmakları kınaparmaklannın üıerine bütün fecidir. Bunların senelik i lı, ayak rinleri 15 gün, hastalık halleri iki basarak yeniçeri zörbalarının, da•ydır. Yani aylıklı bir memur has yılarının önüne çıkat öynardı, kah talık halinde iki yıl maaş alabil tulumba koluna omuz verir kâh diği halde ücretli bir memur, has Köroğlu türküsü îöylerdi. Küfür, talık halinde ancak ıkı ay maaş a kavga, yol kesme. adam soyma. labilir. Bundan sonra hasta hasta dam delip ve kapı kırıp ev ve dükkân talanı, kırk elli sabıkası varaçlığın pençesine terkedilir. dı. Arkasında Galatalı Hüseyin A7) Aylıkh memurlar doğum, öğa gibi bir hâmi, Küpeli Ahmet lüm parası, ilâç parası aldıklan şımardıkça azmış azdıkça kudurhalde ücretli memurlar bunlardan muştu. da mahrumdurlar. Ruslarla harb halinde ıdık. Ye8) Memurin kanununu, maliye teşkilât kanununu tetkik edersek, niçeri haşeratı yeni bir soyguncumemurlar yalnız ceza ile tehdit e luk yolu tutmuşlardı, çarşılarda dilir. Kanunlann hiç birinde mü dükkânları, mahalle aralarında evkâfat faslı yoktur. Neden? Yine leri dolaşafak: hikmetinden sorulmaz! Seferliyız! dın ve devlet ve Işte personel kanunu çıktığı tak padişahımız uğrunda cenge gidedirde bütün bu haksızlıklarm or riz.. amma tüfek v e kıhcımız yoktadan kalkacağma inandıklan i tur, ve ayağımız dahi yahndır. çizçindir ki, memurlar. personel ka memiz yoktur, tufek ve kılıç ve nununun çıkmasını dört gözle beıc çızme akçesı isteriz!. derler, ve ne koparabilirlerse bir şey almadan liyorlar.. gitmezlerdi. Dukkânlardan ise iste Gemici fenerü. diklerini ceblren ve kahren kaldırıp: Küçükyah'dan A. Altan >azıyor: Hele şımdı seferliyız.. akçesıKucukyah, Başefendı sokağı oldukça kalabahktır. Kışın sokağı nı donüşte veririm.. şehit olursam mız bir çamur deryasıdır. Sokağı helâl eyle! derler ve çeker gide*mızda lâmba da olmadığı ıçın oas lerdı 1809 yılının mayısında, Küpeli tığımız yerı bile goremeyız! Sahipli sahipsiz kopeklerın uzerimı Ahmet serserisi yahn ayak, balboyundaki ze saldırmasından kendımizi zor ko dırı çıplak, beş afşın alimeti ruyoruz. llgili makamlara başvur kuşağının bır ucu ıtlik duk bir netıce çıkmadı. Acaba, o I kuyruk gıbi ardında »ürünür, bıradaki direklerden birine bjr ge çağınin mercan kakmalı kabzasımici feneri asmamıza müsaade e nı pek numayi?li olarak çıkarmış, derler mi! başına d a tandıt kadar bir *al Ondokuzuncu yılları, ,,,ııı,rn asrın .=nn ilk illc « ll.n. •on yeniçerilefrin »ehir eşkiyası olup Istanbulu kasıp kavurduğu, baldın çıplak hezele ve hayta güruhunun eOcakhyız!» diyerek şehirliyi ve tüccarı semt semt haraca bağlayıp kendi tüylerini düzdüklefi bir büyük rezâlet ve anarşi devridir; makamlarına lâyık olmıyan, devlet adamının ağır mesuliyetlerini idrâkden âciz harıs politikaeılar devlet sözünü ayaâ^ düşürmüş bunun bin bir felâketlı neticelelrinden biri olarak da şeka vet, dağdan tstanbul kaldırımlarına inmişti Küpeli Ahmet Ue ırz ehli hâtun Kadının feryadı feryadı uzerine üzerine şaki sakl eKadının e I liylt ağzını kapamak ist»di, bu sefer kadının yüzunden ve başından yaşmak ııynlıp düştü. Aman Allahım!.. Kara saçların. ustune bülbul yu v»sı gibi oturtulmu» hotozu elmas larla donanmıştı. Korkuvla açıhp bir kat daha buyüyen gözlerle yüz, âfeti devran olmuştu. Küpeli Ahmed, sırım gıbi, tığ gibi delikanlıydı. Romahlardan kalma su kemerlerinin alt gozleri toprağa yarı gomulmuş bir in halindeydı.Kadının üstune atıldı, kurdun kaptığı kuzu gıbi kucakladı, muhteşem yükü haytaya bir tüy gibi hafıf geldi. Kadını içine atacağı o in, ser sert oğlanın koşarlı çıplak ayakları ile en çok üç adımdı. üç saniyelik mesafe.. iakat tam o sırada kadının dehşetle açılmış gozlerine Ahmedin kuşağından çıkmı? hançer kabzası ilişti, can havli ile, ve ıtz, namus gayretiyle hançeri kav rayıp çekti, ve butun kuvvetiyle oğlanın kasığına sapladı. Küpeli Ahmed: Vay yandıcn!.. diy» bir nârâ atarak yere çöktü. Hançer kabzasına kadar gomülmuştu. Kadın da serseriyi vurduktan sonra korkusundan düşüp bayıl mıştı. Kadının feryadına T» oğlanın can nâraaına etraftan koşuştular. Manzara, daha ilk nazarda. gelenlere her şeyi olduğu fibi onlatıverdi. flEJ™ f Av mevıiminin içindeyiı .. Bütün avcılar, sabaha karşı (fökten rahmet beklemekte... Hele bir yağsa, tüfe|inl k»pan kendisini av lahasına atacak.. Bu yağıştır ki bıldırcınlan toprak üstüne serpecektir. Tabiat mevsimleri öylesine hfsapl» »ı ralamış ki... Bir avcı, ilk ava, karlı puslu bir bavada ördek veya kaz avı ile, »dım »tılmaz dağlard» ayı, domnı avı ile ava baılamak mecbariyetinde kalsa idi, avcılık ıporu belki bu kadar caıip olmat dı. Tağmnrlu da olsa, yürfinen sab» ıslanmış da bulunıa bildırcın avcılığı, dndaklannda en sevdifi şiirleri terennüm ederek dolaşan ftıık bir şalrin bfzintiıi kadar rahat ve zevkli. Bu ilk knrt dökmeden »onra mevsim avcılarını karlı kışa da aynı beveıle gStürür. Fakat bn yıl da Türk avcılan İçin üzüntttlü seçecek.. tstedikleri malzeme yok, iıtedikleri silâh çok.. Bu yazımda bıldıreın avoılığının hususiyetlerinden bahsedecektim, fakat bazı olaylar, avcılığımızın büyük dertlerl vatanın yaraaı haline gelmiı bulnnduğu için kalemim o tarafa gitmedi. Nasıl gitsin ki, Tfirkiyede bir milyona yakın avcı varken, hâlâ ağızdan dolma çakmaklı tüfek kullanan avcılarımız \«r dır Hâlâ saçmayı knrjun rriterek imal eden vc hâlâ çakmak taşından iıtifade etme{e çalışan avcılar lolıııyor bn va tanda Sanki Türkiyede av sporu vokmıış gibi kotalnrda bahsi blle edilmiyor. Ve öbür taraftan da dünyaya rezil olmaktavıı. Hemen hemen bütçesinin varısını av turizminden safclıyan Alman hükümetinin organizaayonnnn gördükten sonra Türkiyeye gelerek domuz ve ayı avlamak istiyen avcıların biıim için yazdıklarını okuduktan sonra av metodlarından bahsetmek biraz gülünç olacak kanaatindeyim. A\cılık gibi avcılık turizmi de bir ihtiıat mevzuu iken nazariyatı da tatbikatı da cabillerin ve mevzau para kasanmava ökıe yapan simıarlann elinde kajır ve hu hal biıi mil letçe kepaıe ederken hangi kalem dönüp dönüp bina okutur gibi av metodlarından babseder. Tatbfkine imkân bolnnmıvan metodları.. tstanbul av komisyonn dört senedir toplanmamış, Vllfiyet av komisyonları toplanıyor, Av kanununu açarak maddeleri anlamadan avlanması kanunen men edilmiş av hayvan larının avlanma siirelerini tâyin ediyor .. Bövle başıboş keg mekeşe son verilmeai için darmadan çırpınan ihtisa* lahip. lerinin havkırışlarına knlak asılmaz . *** «Türk lokumu ile Inıan av nnetı. fakoi. Uvıp, ayı mas»Ilan ile oyalamak çok koUymıs... Bu »atırlan, içinde bulundugomuz yıl, Türkiyede avlanmak üzere dâvet edUen bir Alman Hans Felke, Almanyanın en otoriter av mecmnası Wild und Hund mecmnasında yazıyor. Hngnsî blr uçakla Türkiyeye dâvet edilen 21 Alman ve Amerikalıya buradan yaıılan mektnplarda sn cümleler vardı: «Fevkalâde organizajyon.. Hudntsuz av imkânları.. Gözün alablldifine bos sahalar..» Bu mektobn yazam biliyonız. Almanlan Türkiyede avlandırmak için çareler arıyordu. Kıymetli avcı AH Rıza Baskan, Ruhi Kıroğlu ve difer avoıların da istirak ettikleri bir toplantıda. «Türkiyeve bn. günkü sartlar içinde avcı fetirilemiyeceğini» »ebepleri ile lzah ederek böyle bir d4vet yapılmamasını ileri «ürmüştfi. Fakat çözü para hıraı ile kararroı? organizatör (!) hiç blr şey dinlememij ve Tftrk loknmu İle Alman ve Amerikah aveıları Almanyadan avIıyarak tstanbnla getirmişti. tşte Hanı Folke'nin bn organizatSr hakkında ilk intibaı «Bu zatı ilk gfirdüğflmilz anda, Almanyada iken duydnfvmoı bütün endişelerimfz tekrar canlandı ve hattâ arttı bile.. Çflnkfl tip itibariyle bn ise hlç blr rarette nygnn gSrülmfiyor, bir aveıdan ziyade yavarlak yüzlü bir is adamına benziyor ve emniyet hi»*i vermiyordu » Aynı zamanda bir seyahat aeentaıı mümessill olan bn xat, blr Alman mecmuasında kendisi hakkında çıkacak yazılarla asla ilgill olamazdı. Onun tek gayesi para kazanmak tı, memleketin aleyhine de olsa.. Nltekim kazanmiftı da.. Alman aveının yazısından bir paıaj daha: «Etrafımızı, paçavralara bfirünmfiı kSylüler aldı. Avlandifrmız saha gSfüs boyunda •arplıklar ile korknln blr yerdl. G5rüş sahMi genis ne bir tepe, ne blr kaya vardı. BCyle bir yerde sayet var idi ise domnzları nasıl gSrebilecektik, Türkiyemizi Avrnpaya iste böyle propaganda ediyonu. Tılda mllyonlarca, evet, ıallhiyetle »oylüyoroz ve lcabeder»e rakamlarla da iıpat edebiliriz. Milyonlarca 10, 20, 50, 100, 150 milyon lira getlreblleeek ve gittikçe artabileeek blr mcmbaı kapıyornz, 61dflrfiyomı. Avcılık m r m n n a hayatlannı vakfetmis mtttehaamslar blr tarafta, işten anlamıyanlar i« baıında.. Ne yap mak lânrn feldifini klmse bilmiyor... Av eenneti Türkiye, oehennemi haline geliyor. BaaınYayın ve Tnristn Bakanından rica ediyoınz. tlk iş lerden biri elarak bn nevsna el koyınn. Vatana en büyök hizmeti yapmış elSMiktır. Yazan : Niyazi Ahmed Banoğlu BAY OSCAB: OSCAR. MODA PEOF. NlMBÜStİN MACERALARI: JANEİN KIZJ 258 Kadını ayılttılar, yaralıyı omuzladılar, ikisini de doğruca Ağakapusuna gotürduler, ve Yeniçeri ağasının huzuruna çıkardılar. Gücel kadını, in fibi yere aokmak istedi. Küpeli ölmemişti, hattâ yarası • tımar edilebilirdi. Faiat kadın de | sarmış, goğus bağır açık. kulaklıkanlıyı namusunu müdafaa yo larında kupelen ve ayak bileklelunda vurduğunu söyleyince merinde halhalları, ehne de biir tuYazaıı: R. E. Koçu selenin rengı değişti, kadının ha fek almış, Bozdogan Kemerı altınırz ehli olduğu anlaşıldı, dan gidiyordu, geçtiğı de dar ve Rcsimüyon: S. Bozcall kıkaten ve kocasına teslim edildi. Ağakaıssız bir sokaktı, karsısma birden . pusunda Kupelinin yakaladığı dabir kadın çıktı ve serseri oğlanla burun buruna gelince dehşetinden gözlerl« al dudakların cazıbesıne yılar vardı, Ağakapusunds» bu gen dona kaldı kapılmış, bıraz daha sırnasıp sı cin oyunlarını seyretmis ve: «Hay sen çok yaşayasın Küpeli oğlan!.j Kadın tâze ve elhak guzeldı. Yaş vaştı: diye onu alkışlamış olanlar vardı, Amın melegım, yanağı benlim, ! mak altındakı dudakları nar çiçefakat yeni ağası şefaat kahul et benim gibi şehbaz civana bu azğl gibi, yüzü penbe hareli şeftali medı: «Boğun iti!» dedı. K:/:, Ah1 dır . beyazı, devnm devrim kara kitmedı Ağakapısının bodrumuna inBiçare kadın kesesınden bır yal dirip boğdular, ve yahn ayaklarıpiklenn arasında kara elmas goznın bileklerindeki halhalları çıkalet, bakışları âhuyi vahşî, kaşlar dız allını çıkarıp dıle geldı: Vallah şehbazım fazla yok rıp yerine tas bağladılar, cesedini nakkaş elinden çıkmıs, nakkaşın eli titremış de telleri gümrah tur!.. dodı. fakat altını uzatan na gece denize atılmak üzere bir çugümrah, ve bir yanağının üstünde zik eh serserinin pençesinde kal vala tıktılar. dı. Küpeli Ahmedin gozleri patla Vak'a, Gaiatalı Hüseyin Çorbacıkudretten bir beni vardı. Küpeli Ahmet itlikte it am a o da yıvermıştı, o nazik elın narin par ya aksettiği zaman, butün teessutaze civandı. tulumbacı guzelıydi. makiarında iki kıymetli elmas yü ru bir «yazık oldu» demeden ibaKadının birden vahsetle duruşunu zuk i"e incecik bileğinde de dort ret kaldı. Dirülnedvei haşarat o vardı. Kadının eli lan kahvehanesi, köçeksiz kalma kendi guzelliğinin ca^ıbesine ver aitın bilezık , zebetdest oğlanın pençesinde bal dı, Kupelinin yerine Gümüş Todi, yağlı kara gibi yapıştı: j mumu gıbivdi, eğıldı, büküldu ve puk Berber Ismail çıktı. Rüstem Hay hâtun!. Vallah gokten I Ahmet yüzuklerı çıkarıverdi, bile paşa hamamındaki yeri de bos kal duşmus meleksin! . Seferlıyım. su ziklcri de çıkarmak isterken ka madı, orada da Samurkas Pazarlı tufeğı aldım ama harçhğım yok. dın kendısini toplayıp var sesi ıle: Nezir çalıştı. gör ki ayacıklarım dahi çıplaktır. Ümmetı Muhammed yok mu!. TARIN: Kard BSIUkbaşı ile ırr bana harçlık ver avağıma çizm« diye bağırdı. ehli Makbule. alayım, inçallah kâfıre ilk kurşunu senin askına atarım' . dedi. Kadıncağız gördu ki karşısındaki, neuzibillâh şekavet nışanı alnında yazılı, ittır, hiç bir şey söylemeden kesesini açtı. oğlana otuz kuruş çıkarıp verdi. Küpeli Ahmet de o anda, kara 11.57 Açüış 12.00 Hafıf meISTANBUL 7 27 Açıhş 7 30 Melodıden lodıler 12.30 Şarkılar 13.00 melodıye 8.00 Haberler 8.15 Haberler 13 15 Kuçuk konser Saz eserlerı 8 40 Sabah konse 13.40 Nevzat Guyer'den şarkılar 14.00 Italya'dan muzik rı 9.00 Kapanış. 11.57 Açıhş 12.00 Şarkılar 14.15 Turhan Karabulut'tan tur12.20 Sevılen melodıler 13.00 kuler 14.30 Tangolar 14 45 Turkuler 13 15 Haberler Aylâ Özben'den şarkılar 15.00 13.30 Dans muzıği 13.40 Meral Kapanış. 16 57 Açıhş 17.00 Nişabürek Armağandan şarkılar 14.00 Konser saati 14.30 Klâsık Türk faslı 17.30 Çeşitli müzik 17.50 Ahmet Melık'ten şarkılar musikisi 15.00 Kapanış. 16.57 Açıhş 17.00 Beraber 18.10 Melodiler 18.35 Yurtşarkılar 17.20 Esnaf ve «anat tan sesler 19.00 Haberler kârlar konuşuyor 17.30 Kadın 19.15 Yaşadığımız gunler 19.30 lar Korosu 17.50 Plâk dunya Gonül Akın'dan şarkılar 19.55 sından 18 15 Radyo Erkekler Kuçuk dınleyicılere masal Faslı 18.45 Haberler 19.00 20.00 Cemıl Başargan OrkestraReklâmlar geçidı 19 40 Tulın sı 20.15 Olaylar ve yankıları Vakar Çelık'ten şarkılar 20.00 20.30 Zıya Taşkent'ten şarkıItalyan şarkıları 20 15 Olay lar 20.50 Buyuk Nutuk 11.00 lar ve yanküarı 20.30 Arjan Türk ezgileri 21.15 Turk basıtın melodıleri 20.45 Salih Di nı 21.40 Esen Altan'dan şarkızer'den şarkılar 21.00 Vıyolon lar 22.00 T.B.M.M. saatı sel sololan 21.15 Konuşma 22.15 Hafıf müzik 22.45 Ha21.30 Şukran Doruk'tan şarkılar berler 23 00 Gece konseri 21.50 Dıni ahlâki sohbet 23.30 Geç yatanlar için müzik 22.00 Reklâmlar geçidı 22.30 00.30 Kapanış. Radyo Senfoni Orkestraaı ANKARA tL RADTOSU 23.00 Haberler 23.15 Dans mü17.57 Açıhş 18.00 Radyo ile zığı ve hafıf şarkılar 23.55 Ingilizce 18.15 Doris Day Program 24.00 Kapanış. 18 30 Çeşitli muzik 18 50 Hafif muzik 19.00 Eddıe Calvert ve AJSKARA 8.57 Açıhş 7.00 Günaydın trompeti 19 20 Van Lynn Or7 20 Muzıkle jımnastık 7.30 kestrası 19.30 Sevilen solistler Haberler 7.45 Çeşitli Türk mu 20.00 Bu akşamın konseri zığı 8.15 Sohstler geçidi 20.30 Karma müzik 21.00 Caz 8 45 Şarkılar 9.00 Ev kadınının 21.30 Perez Prado ve Orkesnot defteri 10.00 Devamı ya trası 21.45 Hafıf Fransız şarrın sabah 10.20 Cha cha cha' kıları Î2.00 Gece konseri lar 10 30 Kapanış. 23.00 Kapanıs. TEKLİF İSTEME Haydarpaşa vapur iskelesınde demip konstrüksiyonlu yol • ) cu bekleme sundurması ve gişeleri yapürüacaktır. Bu işe ait şartname Eminönünde 27 Mayıs. hanuıda Yapı İşlerı Müdürlüğünde görülebilir. Teklıfler 25 9 1962 günü saat 17,30 a kadar kabul edılir. DENİZCİLİK BANKASI •V. (ttasm 15284/11502) Eskişehir Yaliliğinden: 83 664.55 lira keşif bedelli Bayındırhk Garajı binası ve dığer tadilât işleri 2101962 Salı günü saat 15,15 te Vilâyet Daimî Encümeninde ihalesi yapılmak üzere kapalı zarfla eksıltmeye konulmuştur. Muvakkat teminatı 5434. liradır. İsteklılerın Bayındırlık Bakanlığından almış olduklan (C) grupu müteahhitlik belgeleriyle 1962 yılı Ticaret Odası vesikası ibraz etmeleri ve 2490 sayüı kanun hükümlerine gore hazırlıyacak ları zarfları ihale saatinden bir saat evveline kadar Encümene vermeleri lâzımdır. Postada vfiki eecikmeler kabul olunmaz. Şartname, Baymdırlık Mö*örlüğünde gCrulebilir. Keyfiyet ilân olunur(Ba«n 151M E. 52511508) olanlara. Ben de onun gıbiydım. Ben de inanamıyordum. Kapının önünde durmuş, Hüsnü beyin lâs tiklerini giymesini seyrederek; Boşandım! Bunda kendmden geçip coşacak ne vat öyle! diye anneme kızıyordum Benim sizden bir İ5teğim var hanımefendi diyordu Husnu bey. Şu bizim Gulserene yardım etmeYazan: FEKIDE CELAL nizi, yol gostermenizı rica edeceğim. Yakında nişanı yapaiız her dlkçe, hlç blr şey degi»m*yecek bi halde. Elbisem yok, şuyum buyum lin bunu.» yok diye vızıldanıp duruyor kız... ; Beni tehlikeli yolumdan döndür Sözü karıştırıp, asıl konuyu kaj mek için konuşmuştu öyle açık. pamaktan memnun acele ellerimıBeneil bir katılıkla yalnız ken zi sıkıyordu. dim, sevdlğim için yaşadığım gün | Hocanın uzerine kapı>: kapadık lerdi. Aldırmamıştım sözlefrine. Şimdi ise hatırlarken utanıyordum. j tan sonra annemm onunden kaçac Dediğinin doğruluğunu, değişme 1casma geçtım. odama gsrdım hediğimi görmesini, eski ilgisini, ina ' men. Sahncakh iskemleme oturüzeripe nışını tekrar bağışlamasını istiyor | dum el i.şimi dızlerimin dum bana. Halbuki o sözü, uzatma | aldım. Camlardan sıcim gıbi kadan, acılaştırmadan iinşıp kaç yan yağmuru seyre daldım, mak istiyordu belli. Haydi bakalım, kalkahm biz d*! diye davrandı, dogruldu y«rinde. Bankada toplantım var Macide hanım kııım, kustıra bakmayın, saatmda yetismam lazım. Hep 5yle g6tlertnl kaçırıyordu benden. Kapının önünde lâstiklerini giyerken yavaşça mınldandı: Artık istediğiniz gibi s«rbc«t olduğunuzu blliyorsunuz. Karar bugün alındı. S6z vetdiğiniz gibi i ilâmı istemlyeceğiz timdUlk. I f 4 \ «l'UMHl'KIYET» ın Edebî I'etrikası: 107 Kcsimh Koman: 311 M U L ' U N K I Z Cizen; YVES SAYOL Çevırer Mazhar K.UN1 Valentin'in Anjon sokağına gitmek niKont. karısını dikkatle süzdü ve: RSOkağamı çıkacaksınu. O halde arabayı size yetinde olmadığını biliyordu. Yemek sona bırakayım» dedi. Fakat Valentine: oYok erer ermez Kont odasına çıktı ve uşağı canım. ]Ü7umu yok» dedi. Anjon sokağı ya çağırarak: Germain Kontes biraz sonra sokın Yava ifiderim. Ama dikkat edin son kağa çıkacak, ben de gideceğim; dedi. ra yorulmıyasınız? Hayır, ne münasebet. Peki efendim arabayı hazırhyayım mı? Hayır Konjes, yaya ffilmeyi tercih eder. Ben Yer yakın. Pekâlâ bildlğiniz «fibi yapın. de kiralık bir araba ile gideceğim... Uşak eğilerek kapıya doğru gitti. Fakat Kont onu durdurdu ve: Arabayı çağırır çağırmaz gelirsiniz. dedi. Belki size bazı emirler vereceçim.. Kont >alnız kalır kalmaz bir kutuda bulıınan iki tabancayı muavene elti ve: ..Kont de Bussiers ile oyle kolay kolay alay edilmiyeceğini anlamak lâzım > dedi. CArkası \ar) Cıgaraaım çıkafıyor, almadığfmı gorunce kendisi de içmemek ıçın direniyor, kokunun, .lumanın dokunmadığına yeminler edince, çakmağmı ateşliyordu. Bugun çok yorgunum Maoide hanım kızım! Tam üç duruşmaya gıkıp çıktım sabahtan beri, ondan mı, neden? Belki de sizin ijlniz, şu bızım Gülseren hıkâyesi.. Elâ gozleri yaşh gibi cilâlı cilâlı parhyordu. Başını biraz yana eğmiş, dumanlarm arkasından ta salı, çaresiz bakıyotdu. Dayanama dım yüzunü gormeye. Dikişimi bı rakıp kalktım, bir şeyler aranır gibi odanın içinde dolaşmaya başladım. Yavaşça mırıldandı: tnsanlafr neden böyle yaşama yı guçleştinyorlar, anlamıyorum! Yatağımın önünde durmuş, annemin çocuk ıçın işledıği iç çamaşırlarını katlıyordum. Kuvvetim tukenit gibi oldu. Elimde zıbınlar, oturuverdim divanın ayak ucuna. Iskemlesinde doğruldu Hüsnü bey, cigarasının yere düşen külünu ayağı ile ezdi hahda. Sizi sevdiğine eminım dedi. Doğru baktım gozlerine. Kendıne gore, evet! Hüsnu bey, günştiğımiz konudan hoşlanmadığını gosteren isteksi7 tutuk bır sesle. Bana \azmış, dedı Çok nârık bır mektup!. B e nonun her soau ne boyun eğdim, o da beoim küçük bir isteğimi kabul etsin» diyor. Doğuma paraca yardım etmek, çoeukla ilgilenraek i»<yofrmuş. Dünyada her gün b i n l o m ço cuk doğuyor Hoctm, benimklnden çok daha kötü koşullar içind» doğanlar da var. Ben çocugu gönlümce kendi varhğımın ytUrtnee düny»y» getifip bakmak ittcrim. Güç iş Macide hanım kiEim yapmak istediğiniz sizin. babasız değil çocuğunuz! Gtrçekleri göz önünde tutmak gerek biraz da!.. Bu çocuk yalnız benim olsun istiyorum Hocam. Oösteriş yaptna dığıma ne sizi, ne de onu ıldatıp, şaşırtmak istemediğime inanın. Güç bile olsa, bir deneyeeeglm. Attık hayatımı hiç bir s«vle değiş tirmemey» kararhyım. Bir garip gülümsedi, cigarasını söndürmek için tabla arayafak göz lerinl benden kaçırdı Hüsnü bey. Ankaraya birinci dönüşümdeki ko nuşmamızı hatırlamış olmalıydı. Şoyle dediğini hatırhyotdum ben de: Annemin mutfağmdan ne zaman « Sizin ne durumda olduğu çıktığını bilmiyorum. Hüsnü bey nuzu bıliyorum Macide hanım kı sabah geldiğinde kspıda ona habezım. Buradaki hayatınızı neye ri vermiş olmalıydı. Ken<!i kendlkarşı olursa olsun bır şeyle riegiş ne sövler gibi: tirmek istıynisunuz. Macera çeki Boşandı artıkt d»di, bttti her yor sizi. Sevdaya gozu kapah gıdi şey! i yorsunuz. Halbuki içiniz değişme i Sud tiMyordu. in«mnıy«Mu pek Mutfakta tabak tenceire gurultu sü uzun zaman surdü durdu. Sonra sokak kap:sı sertçe örtuldu. Annem komşulara. belki de Handanlara içini dokme\ e. ağlamava gitmiş olmalıydı. Bır asıilık kalktı uzerimden. Yava? vavaş sallanmaya koyuldum ıskemlemde. Yuk sek sesle mırıldanıyorum Artık iki yabancıdan başka bır şey değıliz Kâzım Isık bey .~ıznle! Bunun için sandıSır.'z gıbi otu rup ağlayacak da değılım! Yorgunluktan başka biT şey j ok içimde. Şaşırtıyor bu beni birsz. Arkama yaslanıyor. ıskemlenın sallantısına bırakıyortm kendimi. Canım çekiliyoir sankı. Havaller peşpeşe canlanıp sonuyor kafamın içinde. Hâtıralar kuatıyor yava» tan her yanımı gene. Tutulup surükleniyorum gunlefrin izinden, geçmişe doğru kayıyorum. (Arkası var)