02 Haziran 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DÖRf CüMHUKtTET SO Mart 1962 UlllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllimimilllilllllllllHIIIIIIIHIIIUIIfllll I I | I Cökay, Göl gazinosunda verilen ycmeği öıtlîyeıtıedi ANAYASA KOMİSYONTUNDA GENÇ BİR MİLLETVEKİLİ PROF. NİHAT ERİME, BAŞlNlZDAKİ SAÇLARİJV SAYISI KADAR KİTAP OKUDUM» DEYİNCE, HERKES ERİM'İN BAŞINA BAKTl VE KO MİSYON ÜYELERİNİN KAHKA HALARI BİRBİRİNİ TAKİP ETTİ INSANLAR1 guı da vardı. Mutadı ü*«r* tutytdt hvrktJİn taker takar clini «ıkan Gülek'ten Srnak aldığı anlaşılan, eserin sevimli yazarı Necati Cumalı, oyun bittikten ioara leyircilerin önündc Müsfik Kenter, Şükran Güngör, Kâmuran Yüce ve Genco Erkal'ı boyunlarına tanlarak öptü. ııııııı: sadlıgınız içirı. Bilginin ölçüsü C.H.P. Kocaeli Milletvekili Prof. Nihat Erim, Anayaıa Komisyonunda, Türk vatan Brim, ızahatta bulunurken itvtmh Jur«»te «olmaz böyle «ey...» diyerek aüzünü ke•en milletvekiline, «Siz daha 90i gençsiniz. Bu işleri biiemezıiniz» |eklır.de ihtarda bulundu. Bu «07e sinirlenen hırçın milletvckili, şöyle mukabele etti : < Nihat bey, ben bu konuda »izin başınızdaki saçların tayısı kadar kitap okudum..» Aynı anda Komisyon odan, bütün üyelerin birlikte attıkları kahkahalarla çınladı: Biiindigi gıbi Erim'm başında 1 r tek tel dahi kalmamıştı. Ziyafetlerin sağhğımıza ettikleri Yazan: Dr. Sairn Polat Bengiserp Misafir kabul etme, misafir agırlama esaslı Türk gelenekle rindendir. Misafir kabul eden ve onu ağırhyabilen aile bununla »eref duyar. Bu, bizim iliklerimize işlemiş. övunmeye değer bir öz karakterimizdir. Eski zarnan konaklarında Tann misaıiri kabul edecek ayrı bölükler. açık sofraJar varnus. Bu »olralarda yedirüir, iviriti;. üarnı dovurulur, bir de üki.'İİU di$ kirssı diye âtiyeler ihhan edilirmış. Nerede a eski konaklar, o eski bolluklar diyecekginiz. Ama, Uaııımızda mevcut bu nasletı, bugünün imkânı verçevesinde aile topluluklarında, dost ikramlarında. dâvetlerde, ziya<fetlerde gene de bol bol saçmaktan kendimizi alaraayız, (Yeıeııize Allah a>kıııa), (Ne olur bir kasık daha), (Vallahi olmaz, hatırım için bir parça daha) diye tabafınıza doldnrur lar. <Yiyemem, tesekkür ederim, doydura, kâfi..) diye red etmeye kalkarsınız (A... Vallahi olmaz, darıiırım.) diye ısrarla vemin'.e. billâhlar ile yedirirler size Tanıâı|ını çok muhterem dost bir aile grupu var. Çok «evişirler, her bafta birisinin evinde toplanılır, yenilir içilir. Sofralarında raayonezli ba Iığından çerkez tavufuna, mid ye tavasındaıı su böreğine, pas tırma sucuğundan tursusuna, baklavasından asuresine varıncaya kadar kuş sütünden başka her şey bulunur. Allah arttırsın ve ev sahiplerinin keselerine bereketler versin. Tukarıda söylediğim ikramlar, ısrarlar işte bu dost sofraları»da i$iiilen »özlerdir. Bu mide ziyafetleri her hafta bir diğerinin evinde »ıra ile tekrarlanır ve birbirlerinden aşagı kal mamak için sofranın çesnisi ek «ilmez. artar. Bu ikrara gelenekleri güzel ama. gel gör ki mideler, safra keseleri, karaciğerler, kalblcr ve damarlar bundan neler çeker, neler? Hiç bir dos», micafirioi iyi a ğirlıyabiImeDin ferablatıeı haz > icinde bunn düsünmez. Ona • da simdi ben biraı dokunmak Utiyorum: Bu kadar bol ve çesitli gıdalarla yflklenen midc *i«er. yiikünü bosaltnuk. biraı hafiflemek için hablre çabalar dnrnr. Yenilenlerin çoğn yağlı, tuzln, biberli. babar b, kızartm»., tava, gakamara ve salçalı cintinden seyler oldujn için mide eksimeai, kursak yanmalan da eklenfr bu siskinlige.. Kalkar dolaşırlar, kimi midesini ovalar, kiml biraz karbonat, maden snyn, toda arar, kimi de üzerine bir sgırhk, bir rehavet çökerek «tyle hafiften kettirecek bir köje arar. Çünkü artık haıım bB#lamı«tır. Zavallı lindirim aygitlan, bu afır rfikfl 8jfltebilmek için lnfamla kaloriyl gaglamak flıere çevre k»nı Basın balosu Cumartesı gecesı çe Sarayının muhteşem salonlarında verilen geieneksel Basın Balosu samımi bir hava içinde sabahm saat bejine kadar devara etti. Kasım Yargıcının 6 saatten fazla ayakta durmaktan dolayı yorguniuktan bayılıp başırnn yarılması. Katım Gülek'in baloya biletsiz girraek için kapıda mürıakaşa etmesi ve piyangodan bir buzdolabı kazanan davetlınin gece yarısı «dolabımı isterim» diye tutturması hariç, neş« kaçırıcı hıçbir oiay cereyan etnıedi. Pıyangonun en büyuk ikramiyesı olan Amerikan barı, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Burhan Felek'e çıktı. Balo tertip komiteıınden Ulvıye Bengısu, Melıke Bengisu ve Berin însel misafırleriyle meşgul oimaktan bir türlu eğlenmege vakit bulamadılar. Fazilet Gorbon, annesi rahat»ızlandığı için gelememişiı. Gecenin en beğenüen kadını Prenses Es.a Beıeket'in şahane sarisi bütün davetliier tarafından hayranlıkla seyredildi. Alec Guıness <Knaı Köprüsü» nde l\waı Nehrı Koprusu filmini gördükten sonra 8on lAmanlanla fUim Uhalcüerinin yerinde bir gftyretle, »Inemayı »»dece sanat olarak seveoleri Bcvindirebileoek kUU ve canat degeri olan (ilimleri tek tttk de olss getirip gösterme çabasına, Unlü •The Bridge On The River Kwaj» filmi de katıldı. Gösterilmeden onc e bn filim hakkında çıksn yazımızdan aonra, simdi de, asagı yakarı sinemayı tjtkip eden buttin İstanb ulluların gördüğü «Kwai Nebri KöprÜJÜ'nü kuae» birkaç noktadan ve bilinen konnmna doknnmadan eleştirelim: Yazan: Miicakit BEŞER Ekrem Aliean'ın Utilaaın dan aonra Y.T.P. içinde patlakveren ihtjlâ/Iar, partinin kalbi ssyıUn tstsnbnl teşkilâtını hsrekete geçirmişti. Anlaşmazlıkları halletmek için Ankara'va iiç kişilik bir «arabulucu beyet» gönderildi. Sürevva Ağaoğlu. Gültekin Başak ve Fethi Tevetoglu'ndan müteşekkil heyet bir dereceye kadar da «hakem» rolönü oynıvacaktı. Bu yüzden, araları liderlik meselesinden baylj a<ık olan grupiar, derbal kulıs (aaliyetine giriştiler. llk olarak Alican aleyhtan «müırit» grupa rnentup bazı Doğulu milletvekilleri ve lenatorler tstanbul heyetinı Göl Gazinosunda yemeğe davet ettiler. Bunu haber alan Alicancı grupun en hareketh siması F. K. Gökay, heyetin müfritlerle temasını önlemek için aynı gece Süreyya'da bir masa hazırlattı. Fakat, daha önce müfritlere söz vermiç o lan heyet mensupları. Gökay' dan bu davetini bir gün ıonraya tehir etmesi için ricada bulundular. Bütün urar lan boıa giden Gökay, 10nunda bu teması önliyemiyeccgıni anlayınca gülcrek, <Siz bilırainiz» dedi, «Bana gelseydiniz tize Süreyyanın nefıs yemeklerinden yedirecektim Orada ise...» de Akii'ten arayın, belki oradadır.» nı kendileriıu yardıma çağır mıslardır. Bn divete lesbet eden çevre kanı haseblyle be yinden, etrstan ksn çekllir. yemeklerden sonraki fisürlen memizin, aynsnkluğumuznn bir sebebi bu... Odada dolasmak, bikorbonat almak ve soda içmekle yemefin ba gev sekligi geçirilmeyince nihayet bastıran uyknnnn tesiriyle yatağa girilir. Tatağa girilmekle de ii bit mez. Yarı nyur, yan uyanık korkulu rüyalarla geçen bir gecenin ortalarında veya ıonlarına doğrn şiddetli bir mi de veya safra kecesi sancısı ile kıvrana kıvrana uy»nır»ınız. aman, zaman.. Sıeak su kesele ri, haplar filân derken agrı siddetini arttırır, bütün ev taal kı avaklanır, lararır, solarsınız, sojuk terler dökmeye baslarsınız. Sancı kalb nabiveni ze, göîsünüzün arkaıına yayı lır. Sanki blr arslan pençesi çöğbünüzü sıkıştırıyormus gibi ıstırap duyarsınız. ölüm korkusu da bu tabloyn büshütüıı dramatikle«tirir Niha yet ya zorlıvarak ya da ken diliginizden kusarak gözleriniz açılır. ev sahibi size ikram etmekle huzur duymHŞtu, «iz de onları güçbelâ çıkarmakla ancak huzura kavusuraunoz. ts bu kadarla bitse ne ise Bazan daha da ileri giderek bu isin sono ya bir kalb kriıl, ya hut da AUab göstennesln bir inme ile bitebilir. Bu yemek ile kalb krizi ve lnınrııın ne alâkası var diyeceksiniz? İşte ben de buıın be lirtmek için böyle bir girisı sectim. Tabiatiyle her fazla >emek irmekten sonra herke. sin böyle âkibetlerle kar»ıla«ması ge.ekmez. Şahıs, yaşını. başını almış ise, tansiyonı yüksek ise, damar sertligi de mevcut ise, midesinde, safra kesesindr, bir rahatsızlıgı varsa. yukarıda belirtmeye çalıs. tıjım tablo ve âkıbet ile karşılaşmak şanuızlığına da naoı zeltir demek istiyornm. Biı he. kimler âcil olarak caginldı£ıruız ?ö*üs anjinl, enfsrktüı Vbi bir kalb krizi. bir beyin da. marı büzülmesi, tıkanması veya kanaroası netieesi hoınle gelen inme vakalannın çojtunda böyle başlangıçlsr, sebepler bnlnrnz, daba doğruıu bn çihi krizler, çognnlnkl» böylr ağır ve bol yemeklerden ««nra gelir. liüiiin orçanlarımıı, n5. rovejetaiif dedigimiz bir linir sisteminin etkiıi altindadırlar. Kalbimizin hızlanman, yavaslanası, mid* özsuyuuun az veya çok «alınmajıı, bkfırsakların aı veya çok calıtman. kabıı ve ishal «ribl haller, yü zümüzün kızarması, sararması, terlemesi ilfik.. gibi blr eok tezahiirler hep bu sinlr siıteminin tesiriyle oldagn gibi btttün vücudü ve orçanlan yafattnak için bir aç gibi lrlne almıs bulunan lnce ve ktl damarlarımı rın bazülmesl, çenislemeıi de bu sistemin etkialyle olnr. Her işte itldal iyl b'r seydlr. Yemekte, Içmekte de öyle. Sofradan yarı doyniBS kalk. raak sağlığımıs bakımından faydalıdır. Tıka ba*» yemekte ve ısrarla Tedinmekte zarar vardır. «Can botaadan gelir» ata sozümtti, cocuklar re gençler lçindir, kırk yaaına galene kadardır. Kırkından sonrs eanın bogszdsn çıkacagııu da nnntmıyalım »rlz oknyvealanm... «Nalınlar» ın galası Karaca Tıyatro, pazartesı gecesı «Nalınlar» oyununun «alası münasebetiyle îstan bul sanatsever simalarının a kınına uğradı. «Kent Oyuncuları» nın Parıs Festivalıne götürmeğe karar verdiklerı bu oyunu ilk gecesınde «eyretme|e gelenler arasında C. H.P. Adana Mıüetvekili Kasım Gülek ve tstanbul Emniyet Müdürü Necdet Uğur'dan başka Gülistan Güzey, Lâle Oraloglu, Can Dirim ve daha birçok tanınmış «ahne sarıat FUmla ••gerıni veren mu haıtabakıcı ıle olan flort mahakkak ki, birçok meselelerin cerası» yönetıcinin arzusu hı.NİHAT ERİM David toplandığı Pierr* Boulle'ün ay lâfına kulianılmıştı*'. Baçtaki saç Lean kendi ıstegi dışında çevu adı taııyan romanı üzcrinrılen bu sahnelerden acı acı daşlarına Lahey Adalet Dıd«kl ıcnaryosudur. Nedir bu bahsetmiştir! Buna rağmen re vanına müracaat hakkı tanıK*unlann toplandığı konu;ı için bu fıltnde başansızdı yan Kanun teklifıni izah ediİ4r: Savasın anlamsızhgı, esir demek, gerçegi görmemek o yordu. Genç bir mılletvejıiiı kamplarınıc ceiajı, iki ayrı ise bu teklifin aleyhinde idi. fiıttmin iki ayn inancma, me lur. Bu noktada «en iyi rejisöt armağanına» Davıd Lean'in ı todvına ve duiplinine aahıp (İHri lngilİ2, digeri Japoo) iki iâyik oluşu boşuna degildir. Oyunculara gelince: «En iyi •ubayın birbirine karşı difelllllllflllllMIIIIIIIL: Hiıtııııııııııııııııııı aktör armağanı>nın evvelce nlfleri, bu direnijin »onunda Al«. Guiness'e verılişı ne katamımen bencil duyguiara da dar haklı bir karar idıyse, y«nış yüzünden kaybadilen in fılimde ustun bir kompozigie Karikatürist Aü Llvi Enoy'un çok uıun boylu olu E = •u gücü. özelllkle, filmin bir yon yaratan Sessue Hayaka= şu, ufak tefek bir aktörü kıskandırıyordu İstiklâl cadde = yerine kadar »eyirciye «empa wa'ya verilen «en iyi yardımtik götünen Albay NichoUon cı aktor armaganı» kendı «aH sinde Ali Uhi'ye rastlayan aktör, bu kıskançlısın tesiriyle E (Alec Ouineı»), sadece köp nat gücü yanında küçük kalE olacak, «senin çok uzun boylu oldugun uzaktan far 5 rüyü bitirebilmek ve tıma maktadır. 2 kedilmiyor bil*» diye takıldı. Ali l'Ki «Evet» dedi, «Be E m«n bencil hUlerle bundan gu Fiimin en gujlu bir yanı da: S nun boyum İM tür. Ama. uzaktan 193 mus gibi görünür...» E rurlanmak isteğı ve a«ırı inadınjı kapıldıktan aonra, dayan •Jack Hülyard'in Techincolor E + Meclisin tatilde bulunuiundan istifade ile seçinı Z dıiı inaancıl prenıipleri unuta tekniginde büyük toto bajarıııdır. En iyi fotogtaf armağacak v* ujruna tavastıgı e«pE bolgesi olan Edirnenin koylerini dolaşan Y.T.P. Milletvekili E nını kazanmış olması çok yeh*nin amacına aykttı hareket E Talât Asala scçroenleri köylii sigarası paketlerinin dalma ^ rinde idi. •d«c«k hale gelince, »«yirclye Z eksik çıkısından »ikâyet ediyorlardı. Bunun üzerine Asal, ^ En iyi ıon müzigi arnıafianıantipaük gelmektedir! Neden? nın Malcolm Arnold'a veriliai çantasındaki bütün yedek sigaıalarını koylülere dağıttı An ^ Filmin aonunda eair Doktor = cak, koylüler bunlann B J U L işaretli milletvekili »igara = üzerinde biraz dutulabilir. Dervişln fikrindeki »ubay «Çılgmlık!» diy* bağı Çünkü dillerde destan olan = ıı olduğunu öğrenince «nemize lâzım, biz bu sigaradan iç E Basbakanlıgın ycni bir bılnt. l»te bu lorunlar tilmin en bir marş ile sadece bir til~ raeyelim. Sonra alifinz da...» diyerek bu ikramı redd*t(iIer...E diri yayınlıyacağı duyulmuy gttclü iaraüdır v» Mnıryoau min bütün fon müziği yükü tu. Bir Ankara muhabiri, «bildayanmaktadır. M nasıl kaldırılabilir, şüpheli~k CJi.P. İstanbul Miüetvekillerinden Vahyi Özarar'ın E diri metninin» haur olup ol E lUjiye geiince: David L**n dirl E kızı Sezer Özarar, Beyoğlundaki Maşlak mağazasının genç E madığını öğrenmek için Başgerçekten biitün ustalıgını gö> Sonuç: «Kwai nehri köpriibakanhk Basın Müşaviri FikE sahibi Nuri Erden ile nişanlandı. Özarar'ların evinde yapı E termiatir. Fakat tvvelce bir «ü,» filim canatı repertuannret Tokatlı'ya teUfon etti : E l>n nitan tbreninde geaçlerin yüzüklerini Başbakan itenM E Ajnerikan dergiıine bu filmi da bir «Roceo ve Kardealeti,» « Fikret Bey, metin geldi E İnönü'nün kardeşi Rıza Temelli takti... E için löylediği gâyet mânidar bir «La Notte» veya bir «Gesözlefe göre: «Prodüktör, bazı çen yaz Mariecbad'da» ve «Hi « Hayır efendim, Metin KA8IM GÜLEK İ ir ktanbul Şehir Operasının değerli soUstlerinden s gerekaiz »ahneleri (yerli Juz roaima aevgilim...» gibi fılmBey henüz gelmedi. Bir kere Dâvet*iz misafir İ Alto İnci Bagarır ve Soprano Gtiher Guney'in Alman Bas lar ile uratılan §*hneltr) ve ler kadar büyük bir filim denllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll= konsolosluğunda verdikleri lied ve arya konseri Ugi ve tak EElt•••••I1111IIIIII• • 11• 111IfIllll111IIII1II1IIf? (Amerikan tubayı W. Holgildir. den'ln Ingiliz Ordugihıcda »•lmi ANDAK E dir topladı. . = Konıprimeler J PROF. NİMBÜS'ün MACERALARI: OKURLARLA "Alacağına şahin Isparta'dan Dr. Necip Keyln ys' ııyor: JANE'İN KİZI 111 Vazifem ıcabı Iıpartada bulunuyorum. Bayram vesileıiyle tzmir» gittiğimde, oradaki evimin vergitktınnut sini vermek istedim. Geçen yıl, bi Sıraservilerden bir na vergileri artırılmıj, sonra da, yazıyor: Taksim bahçesinin karşısına r»ıt tekrar indirilmifti. Bu bakımdan hazineden alacakh kalmıştık. Bu hyan köseba«ındaki Ceylan apartımanının önünde ve yaya kaldınun, ilerideki vergiye mahsup • nmı üzerinde demir ızgarası jıkdileceğini söylemişlerdi. Bu yıl m'.ş, açıkta duran bir mecra varvergiyi vermeğe gidince, mahsu dır. Burası, araclann geçtifi yol bun yapüamıyacağını, vergiyi tam değil de. Biz yayalara ait kuımolarak ödememi, alacağımı da ay dır, bu yere küçük bir çocuk: dü«rıca istemami, ama sımdilik bu i» tüğü takdirde boğulacak dereceiçin tahsisat olmadığını »öyledller. de derin bir lagım agzıdır. NiteYani: cAlacağma şahin, vereceği kim bir gece oradan geçcrken tam diz kapağımın üstüne kadar pis ne karga» hikâyesi. ve katranh bir «u ıcin» battım. !*CEVABIMIZ: tanbulun en ijlek bir caddeainde Bir gün gelip bütün bunlann dü bir insanın bu hale gelmeıi ne üzücü. Benden ba?ka daha bir çokzeleceği inancıyla sabredip bekl«lannın bu çukura düçtflğünü *ğmenizl tavsiye «tmekten başka söy rendioı. liyecek bir söz bulamıyoruı. Belediye Temizlik ve Mecra Müdürlüğünün dikkatine!. VENl T1VATRO: Her gece «aat 21 de Göç Cumarteal. Pazar 15.30, Salı günlerl temail yoktur. Çaraamba taat 14.30. TEPEEASI TtTATROSTJ: »ATICINFN ÖLtMÜ P»r»embe . CumarUmi hariç. Her gün saat 21 de. OPERA.DA: MADAME BUTIKRFLT Perçembe ve Cumartesı 21 de FATİH TlVATKOStJ: Her gece taat 21 de ve Cumartesı. Pazar fc*a< 13.30 da 8AHİLDEKİ KANAPE PÜSUDA Pazartesi günlert temsil yoktur. Tel: 22 01 71. KADlKöy TJVATROSD: Her ^ece 21 de ve Cumartesı Pazaı İIM da ATLARLA FtLLKR Perçembe günlerl temail yoktur üSKCDAK BÖLCMÜ: Her gün naat 21 < e ve Cumarteal • Pazaı J 1S.30 da tTt SAATTE OLSUNLAR cuma günleri temsl lyoktur. Pazaı gonlert aaat 11 de çar?amba günleri «aat 14.30 da MİLYOVLUK YBĞEN (Çocuk Tlyatrosu) tSTANBTJL TITATRO8D Pazartesl haHç hergece 21.15 te. Çarsam ba • Cumartesl Pazar 15 te CİCI BEV. Yalnız Pazartesi gecelorı 11.15 to Salı hartç hergün « da PÎÇ KURUStJ. ItTS TİYATROSU: GÖNOL AVCISI Her uksam «aat 2119 lc Çırgamba, Cuınartetl. Pazar rnatlne 18 de KÜÇOK SAHNZ: Pazarteal, Salı Çarsamba BİR TASTIKTA Perjembe, Cuma, Cumartesi. Pazar CtVAYETİN 8ESİ Matineler: Sah Cuma. Cunmartesi, Pazar 17 de KRNT OYUKCULARI (Karaca Tlyatro) 44 66 66. 27 Mart 1962 ealı dan ltibaren Her gün 18.00 de BÜYÜK SEBASTÎYANLAR koıned; 3* Mart 1962 pazarteaiden itibaren hergece 21.15 te NALINLAR komedı 8ENBES OPERETt: KAÇIKLAR Suare 21 de. Çar?arnba, Cumartrpi Paxar matir» 15 te Tel: 44 93 69 OPEKA Akaaray: Her gece 21.15 te Gazanfer özcan MATRAK GEÇME KOMSERİM matlne 16.15. Tel: 21 57 22. BTJLVAR TİVATROSTJ: Pazartesı nanç heı gece 21.16 te BANA çtÇEK YOIJLAMA Çarsamba Cumartesl. Pazaı matine lti.15 de AZAK TİYATRO8Ü (Beyazıt): Muammer Karaca 8ENATÜR Hıı ak$am 21.15. Matln«ler çarsamba, cumartesi. pazaı lfi 15 tp T<>1 52fi?41 Resimli Roman: 150 MEL'UN KIZ Çizen: YVES SAYOL Çeviren : Mazhar KUNT Kont: «Ben oğlumu görmediğim gibi 0 ı,ıkabilecek kimse yok... Ne ise bunları bı da annesini gördüğü yok. Gerek karıraa kar rakalım da yemek yivelim. Sofrada senden şı beslediSim sevei. gerek ogluma olan ya ne istedigimi söylerim.» Temekten sonra sikınlıSım bakımından büyük hayal kınklıfı gara salonuna geçildiği sırada Kont nihayet na uSradım Oğlum kendinden başkasını avukattan ne istediğini soyledi: Bir kiirek sevmez. O tptıfâlarının esiridir. Onu anne mahkumnnun affını temin etmek emelinde sinden ayırmakla belki iyi ettim ama ben idi. de kendisini vetistiremedim... Avukat hayret etti: «Bu da nereden akVarın büvfik bir isim, muazzam bir lına geldi, dedi. Hem biliyor musun ki bu servet bırakacağım... Fakat banlara sahip istefin kolay kolay yerine gelecek gibi de ğil'.' Arkadaşlarına nümuııe teşkil edecek şe kilde hareket eden bir mahkumun cezası azaitılabilir ama tamamen ortadan kaldırı lamaz. Peki ya bu adam günahsız ise? Dâvaya yeniden bakruak lâzırngelir. Heyhat, bu adam vaktiyle kendini hiç müdafaa etmemiş. tsmi Jean Renaud'dur. Renaud mu? İsim bana yabancı jrelmiyor... (Arkası var) İki adamın bakışları karşılaftı. I CUMHURtYET'i* Tefrikası: 59 nı duydum. Tabii bu sabaha kadar «Kadının hikâyesi böyle» dedi bütün bunlann sebebini anlayaRace. «Bunda da ısrar edeceğe ben madım.> zer! Doğru da olabilir. Bilmiyo«Bir tabanca aesi duymadınız rum. Ama Rosalie Otterbourne? mı?» Bunu hiç ummazdım.» «Hayır.» Poirot şaşkın «aakın başını iki «Dün gece kamaranızdan hiç dı tarafa salladi. Sonra birden elini şarı çıktınız mı?» hızla masaya vurdu. «Hayır.» «Mantıkt değil>, diyt bajırdı. «Bi Çevirenler: Mete Er gin Oanı lener «tyice «min misiniz?» rinin, birinin adı! Mantıkt değil bu • Rosalie ona bir baktı. Raee başım »alladı. «Ac«yip bir bitr adım daha atmak demek olaRace ona bakarak: «Ne demek İstiyorsunuz7 Tabil bilir.» j» » «Ne demek iıtiyorıun, AlUh aa«Acayip değil, ae«yip degll, im Romaüe Otterbourne, yüzünde eminim?» kına?» kansız!» tatıız bir ifad* ile girdi. Hiç de si «Meselâ vapurun sancak tarafı«Demek ııtıyorum ki, bir noktaya «Olduğuna gör», d*m*k İjnkİn nirli veyt korkmuş görünmüyor na gidip, suya bir şey filân atma kadar her şey gün gibi açık. Birisi du aadec* istekıiz ve asık lurat dınız mı7. Linnet Doyle'u öldürmek istedi. 1 nz değil!» «Bunu demek iıt*m«dia>. D«mck hydı. Kızın yüzünün birden kızardığı ki«i dün gece salond» olanlan görgörüldü. dü ve isitti. Birisi oraya gizlice istiyorum ki olaylann birbirini ko «E,» d*di, «Mesele nedıtr?» Suali soracak olan Race idi. «Gemiden bir şey atmak yasak sokuldu ve tabancayı ele geçirdi, valayış tarzı imkansız. Bir yanlıı«Mrı Doyle'un ölümüyle ilgili mı?» Jacqueline de Bellefort'un taban hk var.» Albay Race, meslekdaşına n»« loruşturmayı yapıyoruz» diye izah «Hayır, değil tabiî. Demek attıcasını yanı. Birisi Linnet Doyle'u nız şu halde?» bu tabancayla vurdu ve duvara rakla karışık bir hayretle baktı. etti. Rosalie anladığım belli ederek kocaman bir J harfi yazdı... Hepsi Poirot'nun zekâsına hütmet eder«Hayır atmadım. Size söyledim açık, değil mi? Ve bütün bunlar di bunda da haklı idi. Ama şu başını salladi. ya, kamaramdan hiç ayrılmadım.» anda diğerinin düşüncelerinin sey caninin Jacqueline de Bellefort ol«Dün gece ne yaptığınızı bana «Peki. ya birisi sizi gölrmüş oldu duğunu gösterıyordu. Peki cani rini takip edemiyordu. Bununla söyler misiniz?» ğunu söylerse» sonra ne yaptıî. Tabaneayı Alla beraber yine de hiç bir sual sorRosalie bir dakika kadar düşünKız onun sözünü kesti. «Beni hın belâsı tabancayı Jacqueline de madı. Zaten nâdiren sual sofar, dü. Bellefort'un tabancasını herkesin elinde bulunan malzeme üzerinde «Annemle ben erkenden • laat gördüğünü kim söylemiş?» bulabileceği bir şekilde bıraktı yürümekle iktifa ederdi. «Miss Van Schuyler.» onbitden evvel yattık. Dikkati çe mı? Hayır. kadm veya erkek, bu «Bundan sonraki içimiz ne? Şu kecek bir şey isitznedik, »»de Pr Miss Otterbourne hakikî bir hay kimse, tabancayı, bu en miihim de Otterbourne adlı kızı sorguya mı Besıner'in kamaraıının dı;ında bi etle, «Miss Van Schuyler mi?» Hli gemiden aşağı attı. Neden, çekeceğiz? gürültü patırdı vardı. îhtiyarın dedi. dostum neden?» «Evet, bu bizim İçin ileri do£ru Alman sivesiyle bağırıp çağıfrdığı(Arkası var) NiL CiNAYETi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear