23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
25 Mart 1962 BEŞ ;un dünya niifüsu 3 milyardır, 2000 yılında 6 milyara cıkınca, tehlikeli yıllar başlıyacak. I Sosyalizme dair Kendi var, adı yok Hem şiş yansın, hem kebap Haşmetlu kırtasiye hazretleri Bir mân^sı karnmda» Snhret bâbında Sosyalizme dair «ulema» bakıma Sayın bir başka mız, yeryüıfinde birbirşeyin aslı 179, bakıma göre 212 türlü Sosyalizm olduîunu yazıyorlar. Böyle va Sajlık Teskilâtı» voluyla hastalarımızı da ihrac edemez miyiz? Böylece bir taşla iki kuş birden vurulmus, biz de, hiç olmaısa bn bakımdan, az çok rahata kavusmuş olurdnk. faslı yoktur. Filhakika Sosyalizm, 100 seneden fazla bir zamandır, muhtelif sosyoloğlar ve iktisateılar tarafmdan, çeşitli şekillerde tefsir ve izah olunmuştur. Fakat Sosyalizm aslında birdir ve tektir. Bunu, şu basit şeklintie, izaba çalışalım: Bir memlekette en az kazananla en çok kazananın yaşama sartlarını ve şekillerini imkânlar nispetinde, birbirine yanaştırmak, Tani ben sıcak bir odada otnruyorsam sen de oturacaksın. yahut. evinde radyo, buz dolabı ve saire varsa bunda da olacak. Dâva bu. «l'lema» sınıfının (bizimkiler dahil) kafasını yoran ve ciltler cildi (bizimkiler hariç) eser yazdıran 179, veya, 212 çeşit Sosyalizm, esasında Sosyalizmin kendisi değil, onun muhtelif memleketlerde. o memleketlerin şartlarina göre çirişilen tatbik şekillerinden başka bir şey değildir. Zira. sür'at devri, atom devri, füze devri dediğimiz bu asır bütün dünyada ve bütün bunlardan evvel bir «Sosyalizm devri» olmnştnr, Talnız meselâ. Isveç Sosyalizmi ile Kongo Sosyalizmi, meşelfi, Çin Sosyalizmi ile Kttba Sosyalizmi birbirine uymaz. Nasıl Isveç'de jambon ve Çin'de pirinç yeniyorsa, Sosyalizm de hemen hemen böyle bir şey. Gaye mideyi doldurmak fakat şekiller ayrı. * * * Haşmetlu kırtasiye hazretleri olarak in$a edilmis yapılar yıkılmıyacak. Belediye karar vermiş. RuhsatsızFakat hepsi de»il. Kararda «Belediye imar ve istikamet Düıtya ımfusumm dev nisbetlerle artışı, ilim adamlarını korkutuyor |Her sabah, yenidoğmuş |1OO bin çocuğun daha> | kahvaltısını bekledîği îhakikatı karşısmdayız Doftum T* kantrol. Babalanmızm ömürleri boyunca yan yana gelmiş görmedlkleri bu iki k»lime, bugün aktüalitenin başta gelen kelimeleridir. Dünya değişti. Bundan böyle dün. yanın bütün endişelerinin en başınds doğum meselesi gelmektedİT. 1900 lenMİnde dünya nütusu bir buçuk mtlyardı, 2000 yılında altı milyan bulacak. Hem de ikl eihan harbi geçirmetniıe rağmen Gızetelerde çıkan iri puntola başlıklarda T« sosyologlsrla doktorların tartışmalarında, doğumların kontro'u mevzuu bir lstimdat âvazesl gibl yükseliyer. Bu fikir, sosyal sefaleVe, insanlann ıçlığın» ve mületlerln kıtlığa uğramısına \ karşı bir deva gibi gosterilnvk tedir. Hsttâ hiç durmadaa lâfı edilen o apokalips harbine kar »ı. doğumlann kontrolu mutlak bir engal olaeaktır dleniyor. Kantrol tarsfhu slanlar blrkaç hapla, bazı korunma tedbirler1. layeıinde beş*riyetin bir altın çağı ldrak edeecği kanaatindedirler. Buna mukabil. kontrol taraftarı olmıyanlar «fakat tizin mctotlannızm, ço. fu nman t*tb!k «dilemez »evler Oİdufu gBrulmflstür; diyoriır. Hlndirt«n» bakın, orada. hükumetin bfltün emirlerine rağTMg aşın nüfuı kurbanı olarsk Blenlerin cesetleri her ırıbsh kamyonlar dolusu taşinıyor » Askın en kntsal tarafı Ittatistiklerin ve nüfus hesap ltrımn dışında bir şey var ki o, bütün ciddîllğini, bütün yüeeliğinl muhafaza ediyor. însan hürriyetini ilgilendiren bıitün hay«.tın en önemli hareketini teşkil eden bu ley, hayat yaratmaktır. Doğum ve dogurmt • âbirler<mn kulaklarda bıraktıSı akis. rakamlannki gibl deshldir. Bu kelimel*r söyler.ir söylenmez, ean evimize kadr.r işler, sskın en kutJal tarafına, ayi! znmanda, bnrı milletler »hlâkiyatmın kabul, bazı m'1letlerin reddetti£i şeylere dnkunulmui ohır. İki ınsanın, saadete erişmçk fçin uydukları Eizli tabiat kanununun losyoloiiden dtıha baska akisleri vardırDakikada yüz bin artıs DoŞumların kontrnlu hakk:nrtaki tartışmalar hep aynı çıkmazlara girip tıkanıyor, ço£u zaman da aynı âciz itirafiyle knrsılaçıyor. Sonra. beşeriyetin önüne durulmaz ilerl^yişi ile, seiişmemis insan vığınlaniıin Vorkunç nispette artışı ile, bir k?.ç hekimin ve sosyoloğun tarti*malan. müşahedeleri, tatbi. katı imkânsız çareler tavsiye fdiMerı nrasında. korkunç bir nispet<izlik var. Buçünkü rtün1 a nüfıısu üç milyar. yirmi se. re sonra dört milyar oK'ıcak. Dakikada yüz bin artarak. c onra, ciurmadan yükselen hu ;n?an dervasının kıyılanncla, pçk pek bir knç bin kişi, isin İ y'izünü biıen ve kavrıyan, C trhiıkeyi gören birkaç bin insan, imdat çaSirmskia rr.eşt;ul. 1880 dc ııe olarak? ]"70 vrya 1 8 s nesinin ufH0 kumH. doSum şeklınde bir dünya snr.u hoyulâsl ^özükrnektfdir. Bir taıın halini plrc^k "'an. riİTTek dirspce kalabalık hjr hosrr;vı?t a'.oiiı k:(dqr büvi'I: tphlikelcr tisımakiaJır Avnı zamanda lıcm atom 7Trp^i rl(>di?imi? wn rVvcee Tıiııi. mîri"*!. lıem b:ı sorı derere hühnhıracak mı a.an.ı" Ns<=!İ o'ur da ılim saye?inde kazar.ılnvş bir saadete hak kararıa'i bir ça<*m eşi&mde, sevı necoğimiz yerde 2N* senefi yak ( >> Issıv'.ır diye esefleniriz? D:<nıip dniaşıyor. yine binlerce yıllık ma7i*i olan izahlara geüyoruj. Rcsrnyet. ancak yeni veni müt bi< hacamatlar sayesinde m: deieesıni buiabilecek? Xf ka. Har korkunç çczükürse gözüksür, b;ızı kimse'er. harblerin ve onlarm sebep olduğu insan kıranınm bugüne kadar bütün asm nüfus artıslarının tek düzenleyicisi oldusunu iddia e*. misîerdir. Fiin yılda dört hiiyük harb devresi liiırı c;ı modern şekillerivle. hn!k ir.pncını destekler görün mekip.Hir îstatistikler ince. Ifnec'k olursfi nüfus artışları ile büyük harbler arasında, bir eserle mıie.'sir arası rabıtanın mrvrut bu'.undugu gnrülecek Kendi var, adı yok ı Dirsek dirseğe, kalabalık bir beşeriyet, en az atom kadar tehlikeüdir. «*# \^ Doğumların kontrolü, bugün aktüalitenin en ba;j t a gelen konularından biridir. Zira dünya nüfusu = hızla artmakta, gbz,lerini dünyaya açan her ço cuk, beslenmesini temin yönünden cemiyeti dü = şündürmektedir Bu tempo ile gün gelecek, dakfkada 100 bln {octık gözl«rini dünyaya açacakhr. r mektedir. Profesör Wegemann, bugünkü durumu çok dramatik hale getirmekte olan nüfus aıtışımn yakın bir gelecekte engelleneceğini urauyor. Halbuki bugün durum böyle değildir. Görünüş, daha ziyade, karanlıktır. Çoğalma tempomuz bizi, çeşit çeşit güçlüklere mahkum etmektedir. Bu. 1962 senesi başında, küremiz öyle cojkun bir hayatiyet, öyle hızlı doğum temposu ile ilerlemektedir ki, dünya nüfusu daha yimdiden üç milyarı bulmujtur. 1850 senesiyle 1950 seneleri arasında artıj on »enede yüzde dokuz nispeüni muhafaza ettiği halde, lon on «ene zarfında, yani 1950 ile 1960 arasında nüfus artisı yüzde yirmi nispetini bulmuştur. On sehe gibi az bir süre, dünya tarihinde ne ifade eder ki? Buna rağmen bu kısacık devre, dünya nüfusunu 500 milyon arttırmı? bulunuyor. Her «abah 100.000 çocuk daha kahvaltı bekliyor. beslenmesi gereken fazla 100.000 boğaz var. Bunun neticesinde, az gelişmiş bazı memleketlerde, karınlarını doyuramıyan açlar gitgide çoğalmaktadır. Durumun en faciah olduğu yer, Asya kıtasıdır. Düpedüz bir tarınc» yuvası kalabahğında olan aşırı nüfusa sahip Asya, sürekli harbler kıtası haline gelmektedir. Aynı zamanda silâhlar, orada çok ka ba laba çeyler olduğu için bu harbler de iptidaidir. Orada durmadan yapılan şey yalnız orman kanunu değil, «ynı zamanda orman harbidir. r ç n m m ı cflrflkllyen ajırı nüfoj Fakat doğumun kontrolü, fer din iradesi dısına çıkan bîr yeydir. Doğumlar. her memleket ihtlyaçlarır.a uygun bir tempo İle gitmelidir. Kontrol demek, ~ sadece tahdit değil, her mille ^ tin gelişmesi için zaruri olan S âzami şartlara uymak demek tir. İki şıktan birini tercih de E ğil, iki şık arası ortalama durumu bulmak lâzımdır. Bu iki çıktan biri, ya bir millet için intihar demek olan nütusu azaltma, öteki, o milleti uçuruma »ürükliyen a«ırı nüfustur. Hattft Wegemann'ın iddiasına göre bu muvazeneyl en uygun sekilde bulacak olan millet dün yanın hâkimi olacaktır. İkl ıhtimal Karşımızda iki ihtimal vardır. Yeryüzü nüfusunu yarıya indirmek, kilometre murabbaı başına 10 nüfus, yani bütün dünya için bir milyar leviyesini bulmak. Yahut ftdemoğlunu çoğalmakta serbest bırakmak, nüfusu çoğaltma siyasetinl kuv vetlendirmek, tehdit dolu bu üç milyar rakamım fazlasiyle aşmak. Altm devri geleeek mi? Halli müşkül dfiva şudun öğretim, terbiye, ne pahasma olurja olıun teçhizatı arttırmak, altın çağını geri getirebilecek ne varsa hepsinî gelistirmek, bütün harb malzemesini bir yere kilitlemek, yahut bir atom faciası içlnde mahvolup gitmek. Megabombalar, bir mil yon ton infilâk maddesine tekabül etmektedir, her biri bir milyon insanı öldürebilecektir. Eğer aynı zamanda hem bombayı, hem aşın nüfus artıçını kontrol lmkâm bulunursa, 6demoğlu yakında, ister ilim, lster politikacı veya teknisyen, dünyayı idare edenlerin hepsinin bize vâdettigi o altm çağına doğru, hlç sürçmeden ilerliyecek ve yakında ona ulaşıUcaktır. Imdi i i î i i, gelelim Türkiyemlıe. Bana »0rarsanız (sormazsınız ya1 1908 denberl biz, esasında, açıkca söylesek de söylemesek de bir Sosyalizm dâvası peşindeyiz. Zaten başka türlü yapamazdık. Ta bn deveyi gütmeli ya bu diyardan gitmeli demişler. Tani ya bn dünyaya ayak uyduracaksın ya bu dünyadan silineceksin. Bunun bir ikinci sartı yok. Peki, ya Komünizm? diyeceksiniz. Bir defa Komüniım, hiç degilse simdüik. bir tltopya'dan başka bir şey değil: Esasında, başta RusIar olmak üzere. Avrupa'nın KomUnist dediği bütftn devletler kendilerine Sosyalist derler. Bn da bir ayrı şekil. Tine basit bir snrette, şöyle anlatahm: Rnslar bütfln Tiflis odalarında aynı hararet derecesini, yahnt, bfitfin Ukrayna evlerinde aynı marka radyo, veya, buz dolabı bnlnnmasını istiyorlar. Ve, elbette mnvaffak olamıvorlar. Avrnpa Sosyalizmi (ısı dereeesi Ozerlnde dnrmadan) her vatandaşa bir dam altı (markasında veya biiyükiüğünde dnrmadan t herkese blr radyo, veya. buz dolabı temln ediyor. Ve, elbette, mnvaffak olnyor. Kısacası, kelime üıerinde fatla oynamıyaIım, llerl bir Türk eemlyetl leln, gayeınlze bakalım. MeselS, benee, bngnn en bnyiik Sosyalist devlet Amerlkadır. Halhnki, aksilik bn ya. orada da Sosyalist partisl yok. Tani mesele. ın vera bn, kelimede değil de dâvanın kendisinl benimsemekte. * * * plânlanna uygun olanlar» kaydı var. lyi bir karar. Teşekkür ederiz, Ama. acaba «imar ve istikamet plânlanna» uygun olan blnalar neden «ruhsatsız» olarak yapılmış? Btn, düşündüm taşındım, doğrn dürdst bir cevap bnlamadım. Bir vatandaş bina yapmak istiyor. tmar plânına uyçun. Istikameti de yolunda. Fakat yine de ruhsatsız yapıyor. Nedendir acep?. Olsa olsa formalitelerin nznnluğnndan, yani kısacası, bizim meşhur kırtasiyeciliştimizden olacak. Hikâyeyi yine hatırladım. Bir tarihte, bir arkadaşın (56 sene tstanbul plâkasiyle Istanbnl •okaklarında kullandığı) otomobilini bir başka arkadaşa satacak olduk. Tesadüfen biri Ankara«Ia diğeri Trakyada bir yerdeydi. Binaenaleyh, vekâleten, araya benim cirmem lcabetti. Aman AUah bu, basit olduîunu zannetti}im, mnamelede başıma gelmedik iş kalmsdı. Kambiyo senin, gümriik benim, sigorta senin (vergiden do\ayı). maliye benim. günlerce, Tarabbi günlerce, sürttük durduk. «tmar ve İstikamet pllnına uygnn» ama bnnn kim «nygulayaeak?» anlasılan vatandaş, bir zaman geliyor ki, kendi kendine «senin de, planın da...» diyor ve ruhsattan muhsattan vazgeçip binayı diklveriyor. | Bir «mânası karnmda» ölür mü ölmez mi? Ne sevdiğlm ne de çok şükür slmdiki halde, henüz ölmediğim İçin isin orasını pek bilemiyorum. Ancak bn eserde «Milyon kere Ayten» başlıklı bir şiir var. ötedenberi pek severito. Fransızların meshnr Paul Geraly'sinl hatırlatıyor. Hisli nüktelerle doln çüzel bir siir. Şair, <epeden tırnaia. Ayten ile lebalep •lduğnna «iki kere iki dört. Elde var Ayten», «Benim çünlerlm Ayten ertesi», «Saatira ya Ayten'e bes var, yahnt, Ayten'i beş seçiyor», «D«nizin rengini sevmeısem ona biraz Ayten iflrüyoram» gibl şirin mısralarla ifade ediyor. tTmit Tasar'ı şiirlerlyle ba'basa hırakalım ama. eter şu «Ayten» ismini «Demokrssi* ye çevirirsek henimiıe nek nyuyor. Ta «Beş var» ya «Bes geçiyor.» Bir tiirlfi ortasını bnlamıyornr. Kaldı kl talr dostnm (tnşallah bn sefer tamamdır) gnıel AytenMnden ayrıldı. * * * şair arkadaşım Ümit Taşar Oğnccan Deierli bir kitap çıkardı: Sevenler rtlme».. . eni Şöhret bâbında meşhor piyano flstadı Arthnr RnBirbirakşam, yanınds emprezaryosnara otomoblblnstein, «ldnfn halde, takside gidiyorlarmış. Bir Hem şiş yansın, hem kebap yandan, memlekette, doktor BizdabirKongo'yadnralım «Dfinya Saflıkazlığından siklyet ede Teskllâtı» göndermek fiıere, biıden dok tor istemiş. «Relin merheml olsa kendl başına sttrer» diyeceğim ama, dlyemiyoram. Çflnkâ şartlar çok eazip, Kongoya gideeek doktorlara ayda 10 bin lira üstünde maaş verilecekmiş. Bu vaziyette, lannederim. pek çok doktornmnz bn Işe istekli elaeaktır. Zaten bir kısmı, hemen, müraeaata başlamış bile. Halbuki biıler yabaneı memleketlerde kalmayı terelh edip ynrda dönmlyen t blnden faz1» Tflrk doktornnn geri »etlrtmenln earelerini anyordnk. Demek ki simdi lşçlden tntbolcndan sonra blr de doktor ihraestı baslıyaeak. Eh bn Ihrscatmzlık devresinde, ne de olsa, bn da bir şeydlr. Talmz bir nnkta var: aeaha, yine bn «Dnn lin şoförü arkaya dönraüş: Siz çaliha pek tanınmış bir mnsikl flıtadısınız. Evet demiş Rubinstein, ve hemen llgve etmiş: Ben Arthnr Rubingtein. "Bu konaşmayı dlılttyen ttştadm empreıaryosu piyanistin knlağına efeilmiş: Keşke isminizi söylemeseydiniz de adam, kendisi, bnlsaydı. Rnbinstein itiraz etmiş: Tooook, öyle şey olmaz. Şlmdiye kadar kaç defa soranların tahminine hırakdımsa her »eferiııde Leopold Stokovski oldnftjmu «8ylediler. (S«l»eHoB'dın) \ l'rof. \Vegemann'm etüdleriııe göre, bilhasa az gelişmiş bazı nıemleketlerde, karmlannı doyuramıyan açlar gite'de artmakta, bu artışla birlikte sefalet son hadde yükselmektedir. Durnmiın fâcia haline geldiği yerler arasında, Çin, Japonya gibi Asya memleketleri bilhassa dikkati çekmektedir. tir. Uzun seneler Beriin demog suna crişemez olur. İşsizUk, =£Illtl• IH1111111111f11III1111111111111111 • tlt 111111II11111111111111111111111• 11• 1111111111r= rafi incelemeleri enstitüsü mü göç, açlık thlikeleri belirir. = dürlüğünde bulunmuş olan Pro Gerek kaçıp kurtulma, mace E ^^^•••••^•••'^ fesör Wegemann olaylannı taın ralara atılma ihtiyaciyle, ge ş olarak bildiğimiz bir tarih dev rek ke/ıdisini dev ölçüde bir = resini, son bin seneyi sistemli toplum altında ezilir hisseden Şjj şekilde incelemiştir. \Vegemann, ferdin seneden s^neye bu top. = bu süre içinde dört büyük harb lumun daha zayıf bir dişli»i ~ devresi sayıyor. On birinci ve hissetmesi neticesi, bir nevi psi E on üçüneü asırlarm haçlı ** koz başlar. ferleri, 1618 . 1648 otuz sene Fert artık hâdiselerin icabına harbi, Napoleon zaferleri, asiın göre yeri değiştırilen bir dama da 1939 dan 1945 e kadar uza taşından, yığm kanununa terk nan 19141918 harbi. Bütün bu edilmiş bîr kurbandan baska = 1 • • • 1 • * ** • devreler, bir dövüşcülük insi bir »ey değildir Hep daha iyi ynkmın, bir savaş ve zafer ru i? başarmak istiyen bir kimse, hunun depreşmesi şeklinri ken her an kendindeki vasıflara dini gösteriyorsahip 100.000 insan tarafınd'an Çetrefil hesaplar yeri doldurulabilir olduğunu Yine bu devrelerin her biri, hissederse, her gün için içm büyük bir döl bereketi, yaygm kendi gözünden düşer, çaresiz, hir nüfus artışı ile atbaşı be kçdere gömülür, her türlü mara.ber gitmekte. Wegemarn, cerayı göze alacak lrale gelir. bu alayın Avrupaya inhisar etTekrar ümitli ve ışıklı medifini söylijor. Mçselâ tari. yıllar hin en büyük fatihi olan CenWegemann, sayılarının sekiz 3İz han devrinde Asyada ve olduğunu söylediği bu devreAvrupada muazzam bir nüfus lerin üçüncüsünde, kilometre artışı ile fcırşılaşılmıştıbaşına 30 ilâ 45 nüfus hesap Bu garibe alelâde bir harb ediyor. Bu devrede herşey de. he'abmdan, beşiklerin sayısı gişmektedir. Ufuklar aydınlaarttıkça top sesleri daha çoğalır nır, istikbal müjdelerle dolar, eibi bir hesaptan daha çetr» artık aşırı nüfus yoktur, kıtlık fildir. Heı nüfus artışı, otomö yoktur, yeniden bir nüfus azh Tik olarak harbi intaç etmez. ğı başlamıştır. Bu niçin böyle Z! Moda her yaşmdır. Belli bir patlak vermesi için da. dir? Fırtmalı yıllardan sonra, E yaşa vardım diye hiç bir kadm ha başka şartlar lâzımdır. Ter nasıl olmuştur da ışıklı ve ü. E ona uymaktan, cmodern giyin. tulüen'in, Roma imparatorlugu mitli yıllar gelmiştir? mek»ten vaz geçemez. GençleşÇünki nüfusun aşın nispette nun azametini endise ile müşatümeyen moda, moda değildir. hede ettiği devirde. Italyada. artışı sayesinde, iktisat yavaş E Bu bir. "01? kilometre murabbaı saha yavaş gelişmiştir. Iş çoğalmıştır E Ikincisi de şu, benee: da 90 milyon nüfus barınmak ve daha fazla sayıda insanm Bizimki gibi bir çağda z&rif. ta idi. eğitimi sayesinde icatlar ve îik hüzünle bağdaşamaz. Bu Korkunç tablo bunlarm teknik tatbikatı, tecçağ neşeyi seviyor.» Dâhi bir sosyolog oîan We hizatı yenüeştirmiş ve modern ~ işlemeli beyaz organdi roblar gemann. korkunç bir tablo çizi leştirmiştir. Çahşacak kolların Bu büyük modacının dövizi yaz kadar şen. lncecik, kavor. doğumlarla harbler arasm eksikliği yeniden duyulmağa işte bunun için «lyimserlik.» nat gibi pelerinleri, volanlan da bir münasebet kuruyor. Ki. başlamıştır. î'akat bu, eski de1962 bahar . yaz Chanel kovalr bunların. Üfürsen uçacak lometre murabbaı başına 0 i l ; virlerin duydugu eksiklikten leksiyonunda her model iç lar sanki. Öylesine uçucu bir İO nüfus. düşük nüfus nispet' daha başka çeşit bir eksiklik. açıcı: güzellik. dir Tabiat servetleri, insanları tır. O meşhur cChanel tayyörbeslempğe yeter, hattâ bu inKokteyl elbiselerinde omuzBöylece bütün tarih boyun. leri» heir kadına giden şu küsanlar ziraat islerine düzen ver ca, aynı senaryo tekrarlanıp lar siyah tül, muslin altınçük, sâde tayyörler bu bahar meseler bile. Ikinci merhatede, durmaktadır. Nüfus azalmala'i dan seziliyor. «Rüya gibi» bir renkli şeritler, üst üste cepkilometre murabbaı başına 10 ve nüfus çoğalmalan birbirini hava içinmiş. ler, göz alan bluzlar, cici bici ilâ 30 nüfus bulunduğu zaman takip eder. düğmelerle, her yıldan daha Ve boncuk, boncuk, boncuk.. aşırı nüfus devresi başlar. îhHer sabah 100 bin çocnk neşeli, daha genç. «ChaneUin en büyük, en çitiyaçlar öylesine artar ki besle. daba kahvaltı bekliyor rin, en renkli süsü boncuk... Yaz akşamları için üstleri yici ziraat, dogumlarm tempoOîaylar bu şeki'.cle inkişaf et Düny, ne lere 1 Chanerin Jbu yıl en | buyük susu gülüyor? Bende bir değil, birkac kadm var şekerim. Bir tck eıkekle nasıl olabilirim? | Boncuk, | Boıtcuk, I Boncuk... EF.illllllllIllllllllllllllllllIIIIIIlIlfrilIIIIllIIlIIIIIIIIllIIIIIIIIIIIIIIIIIIirillirTIIIIIlIIIIIIIIIIlllIIIIlIIIIIIIIIIIIUIIIIIIIllTL ÖgTetmenim, yerimi değHtlıebflir Bnyfan Ç ok eereyan var burada...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear