Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ıııııımiijmııiHiımımııı | DÜŞÜNCELER llllllllllllltlllMIIIIIIIIIIIII Yobazın psikastalizi Yazan: Halis ÖZGÜ Zâmân zaman basınımızda yobai[arla, yobaziıkla ilgıli dusündura:ü, ibret verici, uyancı ve üzerin3e uzun uzun, nassasiyetle durulrcası gereken yazılar çıkmaktadır. İbrahım Alâettinin, «Talebe luşatı» ne sşore. ynbaz «iri ve kaba. suvvetli. zıpır. kara cahil, ham îofu, softa» bir kişidır. Gcçmiştfki gözlemlere ve deney lere davanılarak yaratılan, bululan bu tip. yobaz tıpi diğer insan.arınkınden ayrı, baska bir iç y*jamla değeılenmektedir. Dış görunüşune uymıyan bir iç yüze sa^ıiptir. Çesitli nedenlerın etkileriy e birbirinden farklı, hattâ, birbiriyle çelişen iki kİMİik taçırnaktaiır. Karanhk iç dunvTim aldatı:ı davranışlariyle saklımağa, gizle Tieğe maskelemeğe uğraşmaktaiır. Yobaz tipinin doğmasında, yosazlığin ortaya çıkımsında çeşitli 'aktörler fol oynamaktadırUr. Yo laz, başkalarınm zararı.na menlaatler elde etmeğe, bsskalarıtıı iofnuftbilecek, jomurulabilecek Dİr hale getirmege, bajkalarına •şemen olmağa çahşır. Her insân güvenli. sürekli, sağ.atn bir yaşam şekline, düzenine ilsşmsk ister. Bununla beraber, ieî insan yaşam düzenine gerek:iği gibi, olağan bir şekilde erişenez. Daha açık ve belirli bir denşle, her insan gelişmesini, oluşuiu »»ğlıyan yapıcı, dinamik öı ırarhSı yenîden yaratmak duygııîünun eseri olan mükemmel öz i'arlık hayalini olağan \oldan ger;ekleştirmek ümidini tjşıyamı*, Dlanağını elde edemer Ectemez •tti bu hayaün etkilcnnl duymaktan da uzak kalamaz. Kalamaz; ;ünkü, jdeal varlıgım bütün bütün yitiren insan yaşam gücünden 3e yoksun olur. îç dünyamızın karanhk ve esrar j lı yerlerinde, bilinç altında yer • • !an bu yaşamın zorlamasiyle, yaşamı süresince yaşamak istemediîi gerçek varlığı ile başbaşa kalacağını düşünen, daha tam, yeterli, mükemmel, üstün bir varlık 3İra«kta zorluk çeken, daha iyi bir yaşam özlemini gerçekleştirmeğe elverisli üstünlüge ulaşatnamak tehlikesi ile karşı karşıya gelen msan kendisini bu durumdan kurtarabilecek çareler ar»r. Sertleşir. Hırçınlaşır. Stldırgan olur. Y« da t»m tersi bir yol tut»r. Baçkalarının hoşlanna gidecelt şekilde hareket eder. Onlara uymak suretiyIt onİ4n kendisine jydurmağa uğraşır. Onîara böylelikle egemen o'.mağa çalışır, Zamanla ve yavaj v»va? bu kişileri '«ndiîine uyruk alabilecek, isteklerini yerine getı rebilecek bir duruma vlastırmalr ister. Bütün isteklerini yaphrmsk amaciyle, onlarm (Jüşiinme gücu nü yıpratmağa, azfcHm.iğa,"yok etmege, ortadan kaldırmağa önem v*rir. Onlarda uyrukluklarma son vçrmek »rzusunun uyanmasını, doğmasını 6nlemeğe elverişlı t»dbirler tlır. Onların; diijünm» gücünü arttıran, kuvvetlendiren bileiler edinmelerine razı olmaz. Öte yandan, yobar, ;olağan iç j'iîam düzenini yitirmiş marazi, s»dist bir tiptir. Bilindiği gibi, sadist denen insan başkalarına acı cektirmekten hojlanan, daha doğrusu. başkalarının ıstıraplanna şahit olmadan huzura kavuşamıyan bir varlıktır. Yobaz gericidir. tnsanın, insanlıîın, topluluğun ge.l, ilkel yaşam $*kil!«rini muhafaıı etmesini ister. Yeniliklere, dıha iyi, rahat y»$ama çekillerini ^ağlıyabilecek değiîikliklere, devrimlere düşman dır. tnsanları yokluğa, sefalete, ıstıraph bir yaşam şekline mahkum eden sosyal. ekonomik faaüyet tarzlarınm devam etmesini arzu eder. Yobaz, iç yaşamına uygun, bilinç altındaki zararlı duyguUnnı duyurmağa elverişlı bir dünyanm özlemini duvar. Bu yiizden, dünü, dunün kendı eğılimlerini, amaçlarını gerçekleştirebilecek taraflannı arar. Böylelikle ve ilk bakışta muhafazakâr bir insan gibi gdrünür Ortaya çıkar. Geleneklerin koruyucusu rolünü oynar. Ahlâka, ahlâk kurallarına, prensıplerine karsı büyiik. olağanüstü bir hassasivet gösterir Bu kurailara. prensıpiere hiç bir şekilde dokunulmasını istemez. Dinin en ileti. en kuvvetli, bir numarah savunucusu durumunu takınır. Din konusunda en kuçük bir fedakârlıkta bıle bulunulmasını kabul etmez. Din kurallarından birine gereken !>aghlığı g05termıyenleri dınsiz sayaf. Dinsizlikle suçlandırır. Onların amansız bir düşmanı gibi hareket eder. Ahlâk, »|in konusunda kendisinden başks herkesten şüphe eder. Ahlâka, dine bağhhğını her fırıatta herkete göstermeğe çalışır. Yobazı bu davranıj, yaşam çekillerine lorlıyan }ey gerçekten onun ahlâk kuralUrına. prensiplerine, dine bağlılığı değildir. Daha doğrusu yobaz ahlika, dine fazla bağlı olduğu için böyle davranmamaktadır. Yobazın bu şekilde hareket etmesinin çejitli nedenleri vardır. Bu nedenlerden oiri kendisinı başkalanna beğendirmek, sevdirmektir. Böylelikle baskaları ürerind» dir. Baskaları üzefinde egemenlik kurmaktır. Kurduğu egemenli2i devam ettirmektir. Başkalarının etkin bir vtrlık haline gelmektir. Başkâlarını «omuımılt olanağını elde etmektir. Bu sofflurmı işini mumkün oldagu kadar uzun zaman devam ettirmektir. İktisadî Konular GÜNÜN ıııııııımıııımiııııııııııııı KONULARlj Geçenlerde, Cum huriyette ilgı çekici bir haber çıktı. Buna gore. bir der nek, Başbakan ve Malıje Bakanına çektiği telgrafRafinerıden çıkan yaâ artıklann larla, butçeyi der.kleştirmek makdan havagazı ı^tih^al etmek için 1. sadıyle istihlâk vergılerınde yaE. T. T. idaresi tarafından tesebbü pılması tasarlanan zamların Anase geçılmisitr. Turkiyede ilk defa yasaya aykırılığını i l e n surmuşYedikulede kurulacak bu t°sisler tur. le yag artıklarından çıkanlacak Haberde, An»y»sav a »ykırılık idhavagazı. kömurden elde edilen di»ıı, ı l m l ı r * munhasır gibi gogsra nazaran daha ucuza malol runmektedır. Ancak. zamlair hakmakta ve personelden de her var kındakı bu ıddıanm öncehkle, isdiyada e'n 8(1 90 tasarruf sağlan* tihlâk vergilerının tsası hakkınmaktadır. Gunlük 50 bin küp ka da da vârid olması gerektir. İl«ri pa^iteli olacHk t°=i^lpr. tftanbulun surulen bu fıkri, zamlara inhiıar 1970 yılına kadar gaz ihtiyacını kar ettilrneye imkân yoktur. Bu îtifihyabilecektir. Tesisin yedi sekiz barla, yazimızda iddıayı, bu ?umilyon lira arasında bir yatırım mulü ile ele almaktavız. la 1.5 yılda tamamlanacağı bildiİstihlâk vergileri antidemokrarilmektedir. tık midir? Şunu hemen kaydetmek lâzımdır ki, istıhlik vergileBir Türk doktorıı Nürenberg ri hakkında olsun, umumiyetle di ger vergiler için olsun muhtelıf Üniversitesinde doçentlik zamanlarda bu nevıden ıddıalar imtihanı verdi ortaya atılmıştır. Çeşitli vergıleNürenberg Erlangen Üniversi rin, demokratik düzene ve hujutesi Tıp Fakültesinde uzun süre sile umumiyet v e adalet gibi ver dir asistan olarak çalışan bir Türk gıleme prensıplerine aykırı oldudoktoru, geçenlerde başarılı bir ğu tezi müdafaa edıimiştır. imtihan sonucu doçentlik ünvanıBu baklmdan, bahsi ge;en iddia, nı kazanmıştır. bu mevzuda ilk olmadığı gibi. di38 yaşındaki Dr Turan Itil, Üni ğerlelrlnden ayrılmasını temın ede vetsitenin Akliye ve Asabiye bran cek bir husueıyeti de yoktur. Busahas:nşmda imtihanını vermiş ve aynı nunla beraber, polıtıka Üniversltede defs vermek yetki d»n başka maliye eserlerinde de tini de «alğıyarak kürsü sahibi ol oldukça yayılmış bir fıkre dayan dığından, üzerinde kısaca durmak muştur. Dr. Itil, asistan sıfat\.vle çalıstı ta fayda vardıf. Bu fikre gore. istihlâk vergilerl, ğı devre zarfmda, beyınden çıkan elektrik dalgalarınm tesbiti v« ol vergı odeme kudreti yuksek olan kudreti çülmesi metodu üzp*inde de faali kimselerden ziyade. bu yet go^terfnis. kesiflerde bulutı düsük olanlara, yahut kısaca zen gınierden çok fakirleire yuklenmtıstur. mektedır. Bu sebeple de, antisosAvusturya bizden rakı ithal jal bir karakter arzetmekteflır. Yobazın ahllk, dla konuıunda ctmck istiyor Esas itıbariyle, XIX. a*rın ikıngereğinden fazla titiz görünmesi Avusturya Ticaret Mufavirliğimiz ci yarısında ortaya atılan bu finin, bu konularda dşırılıfta kaçar bir hassasiyet gftstermesinîn. her 'den Istanbııl Ticaret Odasınâ gelen kılr, yüz yıla yaklasan bir zamankesten çok ahlâka. dine bağlı ol bir yazıda ihraç mallarımız arasın dan ben miınakaşa ıtıevzuu olmak duğunu göstermeğe uğrasmasının da yer alan rakılarımızın Avustur tadır. Tabiatiyle, bu yazıda istih dığer önemli psikolıjik nedeni de ya piva^a^mda satış imkânları hu lâk vergileri ve umumivetle vâsı onun bu konularda kendi?inı çok susunda yapılan temasların müs talı vergiler aleyhinde ileri sürüpet netice verdigi ve bir firma ta !en büfiın delilleri ele almak ve eksik. yetersiz, zavıf bulması, elrafından deneme mahivetinde sim kritifc bir tahlıle tâbi tutmak imverişsiz ve kendisi iç'n zarar!ı, teh dilik 10O0 litrelik bir rakı partisi kânı yoktur. Sadece, meselenin likeli olabilecek bu ıç tîerçekliŞinin ithali için Tekel Müdürlüğü ile esasına ve son gelişmeleirine daır ni, yaşamını. sırlarını saklamak, temasa geçilmis olduğu bildıril bazı mülâhazalarda bulunmakla gizlemek, maskelemek zorunluguIktıfa edilecektir nu duyma5idır. Kendısini gerçek II içyüzü ile, oldugu gibi görmek. Yıiın snn jfiinü dükkânlar | Eöstermekten kcrkmasıdır. Ürk saat 21 e kadar açık kalacak İlk olarak, istihlâk ve»gilerinin mesidir. Çirkin buldugu ve buluAnayasaya aykırı, yahut «ntideHaber aldığımıra göre. yılbası nacağına inandıgı içyüıiınü uydurmokratik olduklan hususundaki mıınasebetivle dukkânlann saat ma. yalancı ve aldjtıcı davranış* iddıanın mesnetlerinft kısaca goz 21 e kadar ve avrıca 30 Arahk palariyle güzelle}tirm?k ihtıyacı ile atmakta fayda vardır. Maberden rar günü bütün gün açık bulundukarşı karşıyı gelmesidır. anlaşıldığına gnre. mezkur iddia, rulması h'i^usunda Ntanbul Ticabu vergilerin Anayasanın İJ, 41 tnssn yaşamında njırılıŞa naç»n ] ret Odası Bîledive Baskanhgı nez ve 61. maddelerine ajkırı bulunher şey olağan olmıyAn .«aklsnmak ! rlindp tesebbü«e geçmistir. malarına dayanmaktadır. HakiDiSer taraftan snn günlerde he katte bdyle bir hal var mıdır? tetenen bir nedene dayantr. Baska bir deyişle, insan denen varlıkta ıliyelik p«ya ve kuru mevva satış , Anavasanın «temel haklar ve aşırılık gösteren davranıslar keTI^ rvhir havli hararetlenmiş bulun "fidevler» başiığını taşıyan ikinci dılerini varatabilecek nedenlerin maVtadır. İ u m ı n ı n birinci bölumünde yer aksi nedenlerden meydana gelebialsn 12. madde, «iya'ü e«ıthk mev Şirketlcrin Genel Kurul l'.rler. Meselâ. saldırftan olan insan zuu ile ilgili bulunmakta ve bu loplantıları lar, sırf saldırgjnlıklarını girlefstanbul Bolge Ticar»t Müdür» mek amaciyle, gerektığinden faala nezakete. iç dünyalarında ken Hifiünden aldıfiımız bilgive gnre, dütrini kaba bulanlar olağanü«tü sehrimirrip faaliyette bulunan Anobir kibarlığa özenebilirler. Aynı nim. Komandit ve Limited sirketşekilde, geçmlnekı yaşamlarının lerin 1P62 vılı Genel Kurul toplanya da başka nedenlerin eıkilerır tıları günü ve «aatini bir dilekce le ahlâk anUvi.iları. ahlâka, o i i e ile Bölg» Müdürlüğünç blldirmekarşı bağlılıkları zayıf o!»n kim «i eprekmektpdir. Sehrimİ7c'e faalivette bulunan şir selerde ahlâka, dine samimî olafa?la olduŞundan rak bağlı bulunanlan golgede hı ketlerin o v n ı rakırlar, Yobaz dedığimİ7. Insanla toplantılar ocak. suhat ve mart « n rın ahlâk, din bağlıhkları bo.vie larına «erni=tırmek suretivle terbir mahivet »asımaktadırlar. Yo tiplençcektir. balların mman zaman basında yer Beieriive Ha*tahpneler5 htt alan ahlâka uymıyan, dine aykırı yıl 20 milyon zarar ediyor duşen davranışlan bugünkü psikoBeledive Hastahaneleri bu yıl 2& loiik görüse, psikanaliz anlayışma milvon lira zarar etmistir. Beledidayanan sözlerimizin doğruluklave. zararın her yıl artm«?ı üzerine. rını belirtmektedirler. Insan. büSağlık Bakanlığına hir yazı göndetün gayretlerine rağmen, daima rerek. ha'tanelerin masraflannı bil kendisine egemen olamat. Psika riirmesini («temistir. naüz dili iJe, bilinç altını sürekYapılan inceelme neticesinde ha1:li olarak susturamaz. Zaman zatanelerden. tasradan eelen vatanman iç gerçekligine göre hâreket dasların daha çok faydalandıkları etmekten, içyüzünü belli etmekten anlası'mıştır. Arpdan iki ay çeçuzak kalamaz. mesin" rsîmen. Saglık BaknnlıBı. Bplediyenin bu teklifine müçpet veva menfi bir cevap göndermi«tir. Sağlık Bakanhğ'.. hastanelerin masrafını karsıladığı takdirde Beledive 1063 yılında halk hizmetlerinin büvük bir kısmını rahathk Rafineri artığı yağiardan havagazı elde edilecek Anayasa ve istihlâk vergileri Yazan: ** firanan Formfil IIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIII Yazan: Osman K. AKOL Prof. M. Orhan Dikmen bakımdan şâhıs, aıle, zumre Veya sıtııf imtiyazları tanınamıyacaü\ esasını koymaktadır. Yıne aynı kısmın iosyal ve iktisadî hak ve ddevlerc taalluk eden uçuncü b6lümundeki 41. madde ite «konomik ve sosyal hayatın duzeni iie Ugılldir. Her iki maddede. i»tihlâk vergileri ile çehşen bir hüküm veya esas yoktur. Siyasi hak ve ödevlere taalluk eden dorduncu bolumde bulunan 61. madde ise, doğrudan doğruya vergl ödevini tanjim eden madde dir. Buna nazaran, herkes amme giderlerini karşılamak uzere, mâi odemekle d k l li gücune gore. vergi mukelleftir. Üzerinde durulması gereken esis hükum budur. Bu maddeye göre vergi herkesin mâll gücune uygun olmalıdır. Baska bir ıfade ile, vergi, mukel lefın mâli kudretıyle mutenaeıp ularak alınacaktır. Mâllye ilminde buna kısaca iktidar prensipi» denıldıgi mâlumdur. Iktıdar prensipi, bugün herkes tarafından kabul edilmektedir, Ancak, bunun olçusü hakkında. fi kirlerde tarih boyunca değijiklikİPr olduğu gibi bugun de bir itti fak mevcut değildir. E^kiden daha ziyade servet, sonraları ise ge lir ve gıder esasları uzerinde durulmuştur. Zam»nımızda, ıktidar OIÇÜJÜ esas itıbariyle gelir olarak kabul edilmekle beraber, Kaldor'un da aralarında bulunduğu bir kısım iktisatçılar, gelirden ziyade fider, yahut masraf üzerinde durulfnası gerektığini mudafa» etmektedırler. III Verfi Sdeme (çUcünün 51çü«ü ne Olabilir? Bu «uale eevap vermeden önce tarihte, esag itibariyle vergi adalfeti mefhumu çerçeve sınde münakaşa edilmi? ve bazı siyasi karar ve hareketlere yol açmı$ olan istihUk vergilerl hakkındaki gfirü» ve tutuma bir göz atmak hefr bakımdan ilgi çekiçidir. Makikaten, tarihte istihlâk vergilerinin, çeşitli imtiyazlar Öolayısiyle umumiyet ve adalet kaide lerine tamamen aykırı bir haU gelfniç bulunan vâsıtasız vergiler karsısınd», atıl demokratik vergi leme twrzı olarak mUdafaa edildl ği bir devre vardır. Aailler kanları, rahipler duaları, bu iki sınıf dı şında kaltn ahali de paralan ile devlete hi«met ederle* kaidesinin câri olduğu bu zamanlarda irat ve servet vergileri tâmamen adaletsiz bir hale gelmişti. Buna karşılık, istisnasiE bir çekılde herkesi mükellef kılatı vâsıtalı vergi1 * ve hususiyle istthlâk vergileri ise yegâne demokratik vergıleme 1 şekli addedılmiştir. AMERİKAN ERKEK DERSANESİ 39 uncu Hizmet Yılı ÖİŞ MACUNU Almmnı* AKŞAM KURSLARI dersleri. İNGİLİZCE, FEANSIZCA, ALMANCA, MUHASEBE ve SPOR OKULA HAZIRLIK KURSU ARALIK 2"r RECEP 30 a a V. E. Her gün öğleye kadar devam eden İNGİLİZCE ve MATEMATİK Dersleri. Kayıtlara devam edilmektedir. Alemdar Cad. 23 Sultanahmet Tel: 22 17 37 Üâncdık: 8963/17798 r • e e rr o 7 <ln < 1 6.33 47 1 39112 «CClE t O İ N l t , MİKTtftl t t D I K £c;ane»t, prfiimerlye, lukluU uğr»jarak btttn plljtik flklı Kolynu Super.Wtot» dı> macununuan t l u ı ı t . »> ] 8.23 13 15 1 5 3 6 1 2 u7 17 4T[ 19 25j f 43 12 00 llâncıllk: 8755 17791 = CUMHURİYET'in Tefrikası: 18 KMNN Doğrusu bu botanik kuiüp hoş bir yerdi. tçeri girince Senı ranın korkusu biraz azaldl. Tak side gelinceye kadar eocuk gibi heyecanlanmıstı. Hayatında ilk defa kulüp isimli dahi olsa bir bara tek basına giriyordu. Salonun ötesinde berisinde ismini bilmediği, iri yesil yaprakh, vahsi canlı görünüslü afaççık1ar vardı. Masalar ve sandalyeler sanki ağaçlardan dilim dilim kesilmis, öylece birbirine yapıs tırılarak masa ve iskemle haline getirilmisti. Renk de natürel bırakılmış, üstüne sade cilâ vurulmuştu. Yandaki koca barda esyaya uygun renkte idi. Sade çeşitli, renkli siseleri, bardakları ile göz alıyordu, Semra doğruca bara ilerledi. Etrafta ancak bir iki masa dolu idi. Barda ise se\imsiz bir genç vardı, barmenle çene çalıyordu. Semra tahurenin üzerine çıkıp oturdu. Kendine bakan barmene (bir \iski soda) dcdi. Tabii olmaya çayret edi\ordu. Buna Insan ;özünü alamı>ordu. Böy le bir kadının tek basına sev«isiz. eğlencesiz, kimsesiz yasamasına imkân var mıydı? Hayır. Daha pvvrl bunu nasıl düşünmemisti? Ama o eski diiz, sade, temiz kadın denize girer, arkadaslariyle tenis oynar, eviyle ufrasır, nasıl olsa eününü doldururdn. Evlenmedi|ini duymustu. Ona gizli kapaklı bir macerayı da yakıstıramamış, daha doğrusu böyle bir sey aklına bile gelmemişti. O ancak sevdigi ile veya beğendiği, mâkul biri ile evlenecek kadınlardandı. Daha doerusu böyle zannederdi .. Demek hayat onu da de^istirmişti. . Hayır hayat değil, bu defişikliğe de kendisi sebep olmustu.. l'tanıyordn. Kendisinden, hele dönüşünden .. Anî bir kararla aynanın 5nünden çekildi. Bir kalem kâğıt aldı, masanın basına oturarak yazmaya başladı: Semra, Sana gelip rahatını kaçırma tek dostum, candan insanım, yakınım sensin. Sana gayriihtiyari geldim. Demek hissim düşüncemden ağır bastı... Beni affet. Butün yaptıkların için binlerce teşekkürler.. Benim için aldıklarını beraber götürüyorum. Üstelik bir de valizini alacağım. Saçlarımı oksijenlediğin için kızmıştım ama aynaya baktıkça her zamanki gibi yine haklı olduğunu anladım. Beni bu halimle kimse tanımaz. Beni hiç merak etme. Mumkün olunca sana telefon ederim. Daima senin Safi Mektubn masanın üstüne bıraktı. Yazdığı gibi bir nfak \aliz alıp eşyasını içine yerleştirdi . Siyah göılüklerini gözüne takarak, hiç çekinmeden sokak kapısından dışarı fırladı. tçindeki hırsı boşaltmak ister gibi geniş bir nefes aldı. Acelc yürümeye basladı. Bu, aynı evden ikinci gidişiy dine baktığını hissediyordu. Allahtan kalabalık yoktu. Fakat sevimsiı genç şimdiden sırnasık bir hal almıstı. Semra hafifce arkssını Uöndü. barmenin önüne koydueu viskiyi yudumlamaya basladı. Bir taraftan da kendi kendini teselli etmeye çalışıyordu, (daha beni rahatsız etmezler, edemezler, birini beklediğimi zannederler.) Bir genç daha geldi. O da barın önüne, taburenin üstüne çıktı. Birinci gence: Merhaba, dedi. Sara geldi rni? Öteki cevap verdi: Tok gelmedi. Acaba gelme* mi? Bilmem. Gelmezse telefon ederim. Seni pek sevmez. Bizi sevmez. Gülüstüler.. Sonra birincl genç itiraf etti: Sarayı ben de görmek istlyornm. Ama telefon etmiye cesaret edemiyorum. Çok merak ediyorum. Acaba gazetleerin yazdıkları doğru mn?. Bilmem.. Asağı yukarı dotrn olacak ama Sranın a|zından dinlemek isterim. Zahmet edip de sana anla Birden sevimsi» gencin «esi Semraya sevimli geldi. öteki jarı hak verir, yan itiraf eder gibi söylendi. Ne yaparsa yapsın kıyılacak kadın deÇildi Mine'clk. Bilirsin JVIine,\ i ben de severdim.. Kaç senedir arkadaRiz. A m a hani ö y l e bir karım olsa.. B i l m e m m pek ö l d ü r e m e m belki fakat, h e r k e s bir o l m s z z . S e n d e ne s ö y l e d i e i n i bilm i y o r s n n . Blr sözün birini tutmuyor.. t s i n e Reldiçi z a m a n l a r M i n e d e n iyisi y o k t u . Şimdi fena mı oldn? F e n a demedim.. B e n i m için genin için.. Ne bileyim ben.. Ben de ü z ü l d ü m . Ama herife k ı t m a d ı m . Münakaşa h e r h a l d e nzıyacaktı.. Bir ü ç ü n c ü n ü n gelisi lâfı kesti.. B u h e p s i n d e n züppe görünttslü idi. H e l l o , ç o c o k l a r dedi.. N e » l e m d e s i n i z ? Sara g e l m e d i mi? A c a y i p , h e r g e l e n Sarayı sorııvordu. S a n k i e v sahibesi o idi. çe daha genij bir şekilde tatbık edümeye başlamıştır. Bunun neticeji olatak. istihlâk vergileri aleyhıne şiddetlı bir reaksiyon husul« gelmiştir. Fransız Buyü^ Ihtılâli sırasmda, bu reaksiyon, bir hareket düsturu h»lini almış ve tarihte bir eşt daha bulunmayan bir deneme yapılafak, vâsıtah ver giler toptan kaldırılmıştır Fransız îhtilâlinde Constituante tarafından 1790 v« 1791 yıllarmda çıkarılan kanunlarla vâsıtah vergilerin ilga edilmesinm «ebebi dik kat« «âyandur. Hakikaten bu ilga, kısmen mükellefl*in reaksiyon ve protestolarına dayanmikla beraber. kısmen de fizyokrgtik doktrinler tesiriyle tic»rl ve sınaî faaliyette bulunmak hufriyetinin tam olarak ceireyanını temın mak sadiyle yapılmıştır. Fransız İhtilâhnin en buyuk hatalarından biri olarak kabul «dılen ve devlet vârldat sisteminin çokmesine sebep olan bu ilga key fıyeti, ancak birkaç sene surmuş tür. Kısa bir müddet sonra, çeşitli vâsıtah veirgıler teker teker ye niden ıhdas edılmiştir. Bugün de vâsıtah vergıler âley hine kuvvetli bir cereyan vardıfr. Bununla beraber, Fransız ihtılâlı sırasındaki kısa ve başarısız deneme bir tarafa bırakılacak olulr sa, modern çağlarda her iki vergi nevınin tatbık edılmedıği zaman ve memleket yoktur. Hâlen de. en buyuk Batı demokraiilerind* vâsıtah vergilet ahnmaktadır. Vaziyet, so=yalist ve komunist memleketlerde de bundan farkiı değildir. Hattâ bu memleketlerde, vâsıtah vergilerin, devlet vâridatı içindeki nıspeti çok daha yüksektir. Sovyetler Birli|inde, bütçenin, dığetrleriyle kıyaslanamı yacak kadar muhim varidaf kayna gını istihlâk vergilerinin bir bakıma en genış şekli Olan muamele vergisi teşkıl etmektedir. IV Bu kısa mulâhazalardan sonra, vrrfi Sdeme sücünUn öiçllnü mevtuuna şoyie temas edilebilir: Bugün Batı tipi demokfrasi mpmleketlerinde, adı geçen gücün esalı olarak, başlıca gelir ve gider kıstasları üzerinde durulmakt»dır. Bir kısım müelliflere göre, bu güç «jrllf», d l | e r bazılarına göre ise «gider» il« münasebet halindedir. Bbyle olmakla beraber, çoJunluk, her iki kıstaoın gdzönünII de tutulrnası gerektiği kanaatindedir. Bize. «nedlr bu yol»» diye klmHakikat ve hâdiaelerin yarattı se sormadı tabii. Biz yıllardır her ğı zaruret de bu merk&îdedir. vazımızdan sonra yalnız azarlanVergi ödeme gücu. munferıt ver mıyt alısık böygiiefden çok, vergi sisteminin bü le bir soru\ .. h umtün» ile ilgilendirllmek gerektir. oıadık da. Ama ken Başka bir ifade ile, vâsıtasız ve vâ di teselhmiz için de olsa, anlatma sıtah vergılelrden teşekkul eden yı yararlı buluyoruz. vergi sisteminin. butün olarak. Örtada on binlerden birerl olamükelleflerin ödeme güeüne uy rak Yaşar ve Suna var. Yaşarın gun bir şekilde tanzim edılmış bu anası, Suna'nın babası çocuklanlunması zaruri ve aynı zamanda na karşı sorumlu o l d u k l a n yukâfidif. kümlülükleji yerine getirmekten kaçmışlar, ayrı yollarla onları yuz ustu bırakıp gitmişlerdir. Bdyle davranışların karşısına dikilecek kanun hukumlerini daha önceki bir yazimızda (2) geniş genij açık lamış ve Emniyet Müdütlerinin bu konudaki gorumluluklarını an latmıştık. Bu yazimızda böyle yüz kızartıcı durumlann önlenmesl yolları üzerinde duracağız. Bugün, genel başkanının tarihi şahsiyeti yuzünden, devlet yönetiminin öncüsü durumunda bulunan bir partinin Mecli» bildilrisini ele almak guretiyle, yapılacak işi açıklamayı deneyeceğiz. Bu İ U n c ı l ı k . 8675 17794 bildiride: «Bizim düşuncemize go re, cemiyetimiz rejim ve hürriyet dâvalarından bir an önce kurtulmalıdır. Medeni, demokfatik bir cemiyet halinde yaşamak için, hür Niishaşı 23 Kuruş riyet dâvaları knrşıhklı anlayış ve iyi niyetle halledilip kapatılTürklve Hartcl Lira Kr, Lira Kr. malı ve her medeni cemıyette mev cut olan sosyal dâvaların, iktisadî 75 00 Senellk ısooo ve siyasi meselelerin halli ile ufi« aylık 40 0(1 80.00 raşmalıdır. Biz ise demokratik ni t «ylık 22 00 44 00 zama yöneldiğimizin on ikinci yın ve Y«.van lında hâlâ her münakaşada insan Cumhuriyet Matba»cılık ve Gozetecilik TUrk Anonfm Şlrketl haklafrı mevzuu üzerinde ÇekişC«ğ»loğlu HâlkP\i Sokak Ko. 3941 mekteyiz» (3) deniliyordu. Sahlbl Sanıyoru» ki, cemiyetimiz rejim NAZtME NADİ dâvalarından artık kurtulmuştur, Bugün, her medeni cemiyette mev cut oîan sosyal dâvaların halli ile Yan lşlerlnı fiiien idare eden Mesul MUdtlr uğraşmak durumundayız. Ne var ki, afradan 12 değil, 17 yıl geçti de VECDİ KIZILDEMİR ortalıkta hâlâ böyle bir ugraşı go • ANKARA B U K O S U : remiyoruz. Hem de Anayasa hüAtatürk Bulvarı Yener Ap.Yenlsehlr kümlerini hiçe sayarcasına, durum. Telefon: 12 95 44. 12 09 20, böyle bir ölü noktadadır. Bunun 12 09 68, 17 57 35 «orumlusu olarak, bilr parçasını * verdigimiz bildiriyi, 5 yıl, 7 ay ve DOGU t L L E R t MERKEZ 24 gün önce yayımlıyan partıyi BÜROSU: göstermek yanlış olmaz. inOnü Cfcddesj Ifmen Han Dlyarbakıı III Telefon: 1061 Anayasamırın 35. maddesi söy• GÜNETf tl.l.ERt MERKEZ BÜROSÜ : Küçüksast Meydanı Edime Hanl Adtna Telefon: 4550 1 .J Ancak, tamanla, v a s 11 a 11 z vergilerdeki istısna v« imtiyazlar kal dırılırken, istihlâk vergileri, gıttik Bütün gazetelerın yazdıgt bir olay: Bir genç kadın Filiı Hatıpoğlu, henuz 18 yaşında. îki yaşındaki Suna'nın annesi. Çocuğun babası , ışçı olarak Almanya'ya gıtmiş. Gi diş o gidiş. Ne bir mektup, ne bir haber. Genç anne kıvramr durut, Çocuğunun 'babasını aramftk için Almanya'ya gitmeye kalkar. Ama par» nerede? Gıdemez. Genç anne ST^isehirlidir. Iş bul mak, hem kendısini geçindirmek, hem de yavrusunu yetijtUrmok için îstanbula gelir. Altl «y sonra bir yazıhanede iş bulur. Telîfona bakmak ve temizhk yapmaktır işi. İki yaşındaki yavrusu da yanında. Geceleri o yiiıhanede nı» «a üzerinde yatarlar, 18 yaşında bir genç anne ve iki yaşındaki yavlrusu, bu durumda. Korkunç bir şey bu. Cumhuriyet, haberi şöyle bitiriyor: «Çocuk Bü ro»u, iki ysşındaki Suna ile anne sinl Sağlık Işlerı Mudurluğune gondermıstır. Burada bılr formul bulunabildiği takdirde kuç.ük Suna sıcak blr yuvaya kavus«c»lc, ya zıhan e masalannın üzerinde vatmaktan kurtulacaktır.» (1) Ya anne ne olacak? Bunu siz hayal edin, içmiz kaldırırsa!. Olayı tek olarak duşunmek bile, insanın yüreğıni sızlatır. Oysa ki, boylesı durumlara dusen Türk anâlarının Türk yavrularının sayılarını, bılse bılse Tanrı bılir. izlenimierimiz ve orneklelrımiz o ka dar çok, oylesine yaygındır. Geçenlerde Kemal Elm ıcı adlı bir baba, Emniyet Mudııru RH\ ın Necdet Uğurun yanına. elınden tuttuğu 3 yaşındaki oğlu Yaşnr ile girmış ve çucuğunun bakılmasım istemışti. İki olay arasında çofc ilgi çekıci ve anlamlı bir ayfıntı vardır. llkinde Yasarg bir sığınak bulmak için Emniyet Müdürü biz zat kendıoi uğraşmıs, telefortla sa ğa sola başvurmuştu. İkinci olay da anne ve çocuğu, Ssğhk ve Sosyal Yardım Mudürlügüne gönderilivermiştil. Bundan anlaçılan sudur ki, Istanbul Emnlyet Mudüru •ayın Necdet Ufiur da nlhayet, işi havalecilige dökmek zorunda kalmıştır. 8 ay ve 6 gün içinde bu degişiklik ilginçtir. Üzerinde duşü nülmeye değer, Biz ilk olay üzerin* bu sütunisrria çıkan bür yazımızı ?öyle bitirmij ve «Bu Kemal Elmacı ve oglu Yaşar gibiler ne kadar çok... Bütün bunların durumltrt nasıl düzeltüir? Haysiyetli bir millet olarak bunun yoiunu bulmak zorundayız. Ve bu yol va*dır, açıktır. (2) demistik. ledir: cAU» Tü»k toplumunun temelidir. Devlet ve diğer kamu tüzel kişileri, ailenin, ananın v t Ç O cuğun korunması için gerekli ted birleri ahr ve teşkilâtı kur»r.» Boyle bir teşkilât, 1949 mayı»mdan bu yana vatdır. 1957 den bu yana da daha yetkilendirilmi» ve daha demokratik hsle sokulmuş olarak çahşmaktadır. Fakat teşkilât, mustakil bir merkezın önculü ğunden v t denetiminden yoksundur. Bu yüzden türlü yolsuzlııkla rın, çeşitü şikâyetlerin alıp yürumesinden başka. çocuk guvenliği dâvası butun yönleriyle ele alına mamakta, çahşmalalr ve korumalar burokrasinın lâbirentinie yolunu $i?ırmış bulunmaktadır. Acı gerçek şudur kl, 1957 den önce v t sonra kurulan çocukları korums bırliklefrinin temel ve genış fonksiyonunu bilen ve kavrıyan bir sorumlu ve yetkiliye d»im« hasret çekllmijtir ve h»14 da durum böy ledir. Bu dâva ile yurekten ilgiü oğretmenler için, ş u b e mudülrleri için büyuk ve çok ağır umutsuzluk lara yol §çm«kt«dır. Yapılacak iş, Anayasanın yuksrıya aldığımız hukmune uyularak, mevcut olın birliklerın bağlanacağı bir merkez teşkilâtı kurm»k tılr. Anayasamızın geçıcı 7. maddesi €.. Bu Anayasa ile konulması emredılen ktnunlar da en geç iki yıl içinde çıkarılır.» hukmunu koy muştur. Bu hukmun, 35. maddedeki «teşkılâtı kurar» ilkesini dc kapsadığından şuphe edılemez. Ge rekçenın 53. sayfasmda sozu edıien «ıdari ı«haya ait k»nunlar» arasinda bu teşkılâtın kuruluşunu da gotmek doğrudur. Yânı teşkılâtın, Anayasa ınancasın» gort ku rulması için nihayet 9, 10 ay gıbı çok kısa bir zaman kalmıştır. Turkiyede çocuk guvenliği, 67 ilin 55 uıde yalnız o ile mahsus ve 13 ilın 3 muşterek Çocukları Koruma Bırlıklerı tarafından sağlan oıaya çalışılmaktadır. Bıter amme muessesesi nıteliğinde olan bu Bırlıkler tarafından yonetilen 63 yetıştırme ve bır tek bakım j urdu vardır. Bu yurtlarda 8 bin kadar çocuk kofrunup hayata hazırlanmaktadır. Bu uğurda Milli Efii tim Bakanhğı, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı, ll özel idareleri ve Beledıyeler tarafındsn her yıl harcanan para 22.426.500 hrad*. Muesseselerde çalışan eğıtım, ögretım ve sağlık personelinın oz luk hakları bunun dışındadır. Yal n.z bu para dahi çocuk basına 2.803 lira yıllık masr«f demek olduğuna gore alının sonucun zavalhlıgı ortaya çıkar. IV ITABll VİTAMIN KAYNAĞI Cocuğu koruma birlikletrini Çocuk Guvenligi halinde yeni baştan ele alıp düzenlemek, bunların egittm ^ogi^lim,' j'fcnetım, mahf e ğ ve sağlık ç,a)m a l a r ı n d a işbırhâi ) Uşmalarında yapmalarından sorumlu l d l olarA, yp , A i Amme İ İdaresi nitehğinde mustakıl bir merkez teşkilâtı kuirmak. ve bu yoldan sıkı bir denetime tâbi tutmak kaçınılmaz bir zorunluk tur. Kurulacak bu Çocuk Guvenliği Genel Müdürlüğü, bugün uygulanan yetiştirme yurtlajı sisteminde temelli değisiklikler yapmak, haz* yiyıciliği ortadan kaldırmak, haksız eızıntıları karş:lamak zorunda kalacaktlr, Çocuk Guvenliği Genel Müdur CUMHURIYET i mazlar. lüâü, çocuk güvenliğini »ağlama ba kımından ana ve babalarla da ılgilenecek. turlü sosyal kuruluslar la işbirliği yaparâk onlafa 1} ve barınak sağhyactık, mâlt yardımd» bulunacak, çocuklarını yanlarında bakıp buyütmelerine olan«k hazır hy»c»ktır. Böyle bir kuruluttur kl, Suna'ya günduz bakasak, anası Filiz'e işinden çıkınca ya\tusu ile koyun koyuna yatacağı b<r odacık verecek, ote yandan Turk Medeni Kanununun 316. maddesine dayanababayı, rak Almanyada çalışan ödevini yapmaya zorhyacaktır. Böyle bir kuruluştur ki Kemale bir iş tağlıyacak, günduzlerı oğlu Yaşara bakacak, akşamlatı işınden dönünee baba oğulun sarmj} dolaş yatacakları bir odacık saâh yacaktır. ö t e yandan Yaşarı yuzüstü bırakıp kaçan ananın ve onu ayartanın peşlerinı de bırakmayacaktır. Bu merkez teşkilâtı mutlaka ku l'ulmalıdır artık. Anaya?a bunu is tiyor. Yukarıda bir Meclis bıjdıri sini verdiğimız parti de bunu u v tune almıstır. Bu bakımdan davanın halli ile ugraşmak zorundadır. Bunu yapmazsa, anası tarafından yüzüsîu bırakılan Yaşaif ve babasının bırakıp gittiği Suna gibi niceleri. minicık parmakhrını o partıyi yonetenlerin yal.isına riogru uzatırlarsa haksız sn;. ıl (1) 16.11.196», (2) Bir olaMn anlattıkları 10.3.1962 (3) U u s . 253.1957. ~ | Gsıetemlze gBnderllen yazılar koX j nulsun, knnulmasm iade edilmez. ^ i llânlardan mesullyet kabul olurunaz. "" * Abone ve USn lşlerl için, zarfm | Ortüne «Abone» vey» «llân Servlii» k«ydının konması lâzımdır. MECİDİYEKÖY DİSPANSER1 BUGÜN AÇILIVOB E1 E BU GAZETE BASIN AHLAK = I YASASINA ITYMAYI TAAHHÜT E I ETMÎSTİR. • Her gün : Dahiliye Harıciye Kadın ve Doğum Hastahkları Çocuk Hastalıkları Kulak, Boğaz, Burun Goz Bevliye Cıldiye Röntgen Kan ve İdrar Tahlılleri Erken Gebehk , Teşhisi. . 5 Adres: MECİDİYEKÖY, Yeni Yol No: 10 (Likör Fabrıkası karşısı) f Reklâmcılık: 5363'17814) İSTANBUL SİNEMASEVERLERtVE MÜJDE FATİH R E N K SİNEMASI İnşaatl tamamlanarak, enson yeniliklerle berab er 27 ARALIK Perşcmbe (bugün) matinelcrden itibaren sayın halkımı zın hizmctine giriyor. tkinci c e v a p v e r d i : D a h a g e l m e m i ş belki b n g ü n de g e l m e z . Demek cinayet oldufnndan beri g e l m e m i ş t i . Hos arada topu topu bir gün \ardi. Bnnları d ü ş ü n ü r k e n S e m r a seslerin kesildiçini hissetti, kendinden bahsedildiğini anladı. ADALARI AKS! tırsa. Anlattırırım ben., Zavallı Mine.. Şu sakallı keratayı bir bulsam kafasını kırarım. Türkçe Renkii Sinemaskoo HANS VON BORSODY BRIGITTE COREY Seanslar: 11. 2.15 4.30 6.45 Suare: 9.15 ADRES: HALICILAR CAD. Tel: 21 15 25