Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
IKJ CUMHÜRÎYET 15 îemmuz 1»B1 IKTÎSADI BAHİSLER ıııfııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııınııııııııııııııııııııııııııııııımııııııııııııııııııııııııııımiHiıııııEıııı Kalkınma iştiyakı Yazan: ESAT TEKELI Basın haberlerinde okuyoruz. kim 1960 tarihli nüshasında Güney 1960 ekonomisi Fransa için tatmin ltalya kalkmmasından da bahsetedici derecede imiş. Aynı sene, 1 miştik. Bu kalkınma teşebbüsü dotalya için pek parlak geçmiş. Mös layısiyle Cenubî Italyanın iktisadi yö Pella tarafmdan Parlâmentoya durumunu da açıklamıştık. Cenubî lunulan rapora göre Italyanm ltalya, hayret edilecek derecede gayrı safi millî gelıri 1960 da %6,7 bize benziyordu. Irmakları kışın HUKUKÎ BAHİSLER ıııiEiıımııııiMiımııııııımııuııııııi!iııııııııııııııııııımmmıııııımıııııııııııııııııııııiiiıiHiııııııııı=ıııı artmış. Daha önceki senenin de artışı ehemmiyetli olduğu, yani yüzde 6,6 ya vardığı için geçen yılın artışı daha büyük bir ehemoıiyet arzediyormuş. Güney Italyanm kalkmması için meşhur Vanoni'nin bazırladığı plânda milli gelir için yüzde beş artış tahmin ediliyor ve bu nispete vanlması da güç telâkki ediliyormuş. Halbuki geçen yılm iktisadî gelişme ölçüsü, bu nispeti de geçmiş. Dünyadaki iktisadi gelismeleri dikkatle takip ediyoruz. Kimisi hattâ sıfırdan başlıyarak eski inkişafını da geçiyor: Batı Almanya gibi. Kimi iktisaden gelişmemiş memleketler ars»tpda iken âdeta bundan sıyrılıyor, normal gelişme yoluna giren bir memleket haline gelmek istidadını gösteriyor. Yunanistan gibi. Nihayet türlü ıstırap ve mahrumiyetlere düçar olan bir memleket, Japonyanın harika kalkınmasına şahit oluyoruz. Yine inkişafından bahsettiğimiz ttalyamn tıpkı bizten gibi Orta ç*t ekonomiıi durumunda yaşamakta olan güneyinin efsanevl denecek bir kalkınma teşebbüsüne geçtiğini göruyoruz. Içimjz burkuluyor. Neden, biz, asırlardanberi böyle bir kalkınmanın iştiyakiyle yanıp tutuştufumuz halde bir sey yapamıyoruz. Ya yerimizde sayıyoruz, yahut da gözboyayıcı bazı kımıldanmalardan başka blr hayat eseri gösteretaiyoruz. Acaba nedenT Biz ki Cumhuriyet devrlnt gelineeye kadar iktisadî gelişmelere, kapitülâıyonlan engel sayardık. Gümrük resimlerimizt hiklm degillz. Onlan ihtiyaca göre artıramıyoruz, mlll! latihsali koruyamıyoruz. Vergl durumumuza hâkim değiliz. Yabancılardan vergi alamıyoruz der, muvaffakiyetsizliğimizi hep dış imülere yüklerdik. Vaktald Millî Mücadelede zafer kazandık. 1923 de Lozanda iktisadi ve mall kapitülâsyonlan kaldırdık, artık iktisadî gelişmemize engel kalmadı. Siyasî istiklâlimiz gibi iktisadi istiklâlimizi de kazandık diye sevindik. Fakat ne gezer o tarihten beri hemen kırk seneye yakın bir zaman geçti. Henüz bilgi ve programlı bir çalışmaya başhyamadık. îktisadî inkişaf dediğimiz şeye dddî bir el atamadık. Atatürk devrinde demiryollan, yollar gibi bazı en zarurî cihazlanmalara «1 koyabildik. Bir kaç fabrika kurduk, fakat ziraat ve sulama alanında, aanayi alanında pek esasll şeyler yapamadık. Ondan lonra îkinci Dünya Harbi başladı. Her şey olduğu yerde kaldı. 1946 dan sonra yeni bir ümit belirir gibi oldu, fakat plânlı çalışmıya yine başlıyamadık. Ondan sonra da Demokrat partinin gösteristen başka bir şeye ehemmiyet venniyen demagog idaresinin memlekete getirdiği çöküntüleri hepimiz biliyoruz. J7 Mayıs 1960 inkılâbından sonra bilginin, plân ve ihtisasın lüzumunu takdire başladık. Fakat bedahetleri kabul için yıllar ve yıllarca bocaladıktan son.ra... Dünyadaki iktisadi gelişmeleri takip ederken Cumhuriyetin 1 e taşar, yazın kururdu. Sahillerdeki bataklıklar sıtma yatağı idi. Bölgenin nüfusu az ve büyük kısmı köylü idi. Çiftçilikle ve hayvan ye tiştiriciliği ile uğraşırlar, fakir bir hayat sürerlerdi. Doğum nispeti fazla olduğu için nüfus durmadan Gangsterlik olayı i l e ilgili soruş artmakta idi. Hasılı iktisaden geri turmaya dün de devam ^olunmuş, kaJmış bir memleketin butün va fakat henüz bir sonuç elde edilesıfları, Avrupa'nın göbeğindeki memiştir bu medeniyet merkezinm günePolise bugüne kadar yapılan ih yinde âdeta toplanmış gibi idi. Fa barların sayısı 8 i bulmuş, ancak kat güney ltalya, Güney Bankası bun!arın hakikat derecesi tesbit adıyla bır banka kurdu. Bu banka edilememiştir Bu arada Diyarba. sayesinde muazzam bir kalkınma kırlı şoför Kâzım Yaman hakkınişine başladı. Bu faaliyeti de mun da ihbar incelenmektedir. Kâzım tazam surette yürütmektedir. Ger henüz bulunup, Banka personeli. çi Italyanın 1960 da yüzünü gül ne gösterilemediği için şu anda düren gelişmenin menşei, yine şüpheleri üzerinde toplamaktadır. sanayici Şimalî ltalya olmuştur. öte yandan Gureba Hastahaneltalya ziraat lektörü geçen sene »inde tedsvi gören Banka Müdürü bir buhran kaydetmiştir ve yeni Haluk Oğuz'un bugün »aburcu e. bir gerileme kaydetmiştir. Fakat dilmesi muhtemeldir. Şimall ltalya öyle değildir. Sınai Bankası, gösterdiği yararlıktan istihsal hacmi inşaat hariç yüzde onbeşi geçmiştir. öte yandan dolavı Hâluk Oğuza 10 bin lira ık ltalya, ihraç ettiğinden fazla mal raraiye vermiştir ithaline mecbur kalmıştır. Ticarî muvazenesi açığı büyümüştür. Fakat tediye muvazenesi blr fazlahk Yevmiyeli teknik personel vermiştir. Döviz ihtiyatı artmıştır. talimatnamesi yürürlüğe Ve netice itibariyle Cenubun vegirdi rimsızliğini de telâfi etmistir, gelişme yolundadır. Belediye Fen ve Zat îşleri MüBiz ise ne zirat, ne de sınal sahada hissedilir bir gelişme kaydedemiyoruz. Bır ziraat memleketi ol duğumuz halde memleketin beslenmesi için Birleşik Amerikaya muhtaç bulunuyoruz. sınaî istihsalimizde kârdan, fahiş kirdan başka hiç bir maksat gütmemek, ciddl iş yerine halkı aldatıcı işlerle uğraşmak yüzünden ve umuml surette plânsızlıktan ve ciddî çalışmamaktan ötürü hiç bir ilerleme kaydedememişizdir. dürlüklerince yevcniyeli teknik personel için hazırlanan talimatname yürürlüğe girmiştir. Bu talimatnamede görülen aksaklıklar 10 eylul tarihine kadar tesbit edilerek, giderilecek ve talimatname son şeklini almış olacaktır. Talimatnameye göre yevmiyeli teknik personel, yüksek mühendis, yüksek mimar, mühendis, mlmar ve Barem Kanununda niteligi gBsterilen tekniker olan kişilerdir. Bu talimatnameye göre teknik personel çalıştıran her daire, iş hacmine göre personel miktarını tesbit edecek, bunlara verilecek ücretler mahrut esasına göre ayarlanacakt r. Belediyeye alınacak teknik personel ilân olunacak ve müracaat edenler arasından kabul edilecektir. Gangsterle ilgili ihbar savısı S e yükseldi Kaıma liste Baha Arıkan HEM Trafiğe yardtmcı iıim gazetede, geçenlerde, BitlUten verilmiş bir haber çıktı. Bltlls'in Karaafıl bueagına bağlı Şahberat koyfinde, en •eneden beri hiç bir erkek eeeli ile Blmemi?. Zira kan gütme yüzünden, fırsat bulan erkek, hasmını Sldflrüvormuş. Sık »ık vnkubnlan bn gekildeki Slfimlerden, ve tevkiflerden, bncakta pek az sayıda erkek kalmış. ..,% , Memlekette en çok 51üme sebep olan şeyin trafik hazalan olduğu mnhakkak. ¥alnız biıim memlekette değil bütün dünyada bu böyle. Mesel* Franaız gaıeteleri, her yaz, sahifeler dalnsu trafik kazası iftatistikleri yayınlarlar. Bu mevsimde, yıllık tatile çıkanlar, binleree otomobilin tıklım tıklım doldurdnğu yoHarda. sapır sapır dökülürler, medeoiyetin kefareti olarak eanlannı feda ederler. Bu sene aynı gazeteler, yine bn normalln dışında Blüm haberleriyle dolu. ölüm, kadın erkek, çoluk çocuk, yığınla insanı tırpandan geçiriyor. Ne nasihat para ediyor, ne tedblr. Tıldırım huıyla giden arabalara, her yerde, her anda hazır Asrail de yolcnlarla beraber biniyor, işini bitirmeden inmiyor. Trafik denilen modern beliyenin, barblerden daha fazla insan havahna mal oldngunn söylerler. Franıız gazetelerinin verdiği ölüm haberlerine baktım da rakamların yflksekliği karşısında bu iddiaya bir kere daba inandım Dfinyanm hızlı ridlslne hiç bir yarışta ayak uyduramıyan biz bile, bu vadide bir hayli ilerdeyiz. Hattâ batılılan geride bırakmamıza kıl kaldı. Hem onların bilmedikleri bir takım usulIerimiz de var. Çürük çarık otobüslerimizle; kendi babamızm fabrlkasınd» imal edilmiş meşhur bir markanın fistflnlfiğunf^ ispat etmek istercesine deliee yarıs merakımızla; tıkabaıa doldurdufamuz havaleli arabalarımjzla giriştiŞim[z patavatsızlık mflsabakaîannda daima batılılardan ftstunflz. Ama bizim bir de trafiğe yardımcı nsullerimlz var. lste BitlifUn verilen ynkanki hftber, trafifin ••kmedi»i, trafik kaıasının işlemediği yerlerde ona nasıl yardımçılar buldnfumuza ne güzel ispat ediyor. Şahnerat kBvttnde kimi ahrete, kimf hapishaneye gidip kasabayı erkeksiz bırakan Azrail yardımcıları sayesinde bncak, neredeyse kadınlar hamamına dSnecek. Girdiği misaflr salonnnda, orta yerdeki takatukalara doğrn uzatılmış çubnklara basmaraak için eeri geri giderken bütün çubukları kınp, «şöyle buyurnn, etendi oğluau. diye yer gösterilince: Mfîsaade buyurun efendim, blr taneeik çubuk kaldı. ona da kırayım oturacağım. eevabını vercn atangaç adam hatıra geliyor. BHlis*in Sahberat bueafında da, kşj dâvası yflzflnden 51durülecek adam kalmayınça, ayakta ttalanla/ elbette otururjar artık. " ' ' Hamdl VAROGLÜ Memleketin bu perişan hallnl f8rüp de teessüre kapılmamak kaabil değildir. Bu durum karşısında plâncılıgımızı dahi, münhasıran yabancı ihtisasa dayandırmaktan başka çare göremiyoruz. Sayın Feridun Ergin'in geçende (Cumhuriyet) de plânlama hakkında verdiği bazı bügiler bizi ürküttü. Yanhş hesaplardan çıkan rakam Belediye Zabıta memunına lar, plânlamaya esas alınırsa tahakaret eden fırıncı biatiyle salim neticelere vanlamıBebekte, Cevdetpaşa'da fınn işyaeak ve plânlama uğrunda ihtileten Şevki Keçeli, iddiaya göre yar olunan masraflar da heba olup dün Belediye Zabıtasına gelerek gidecektir. orada görevli bulunan Yeniköy memuru Salâhattin Budak'a francala satma meselesinden hakaret etmiş ve kaçmıştır. Kaçan fırıncıyı polls aramaktadır. V E F A T Mehmet, ömer, Niyazi, Ziya, Hüseyin Yorgancı, Azize Akten, Zekiye Gerfş ve Melâhat B«ktaş'm babalan. Abana Hacıveli iskelesi tüccarlanndan 6 yaşındaki bîr çoeuk haşlandı Küçük pazarda Darfllhadis sokağmda oturan 6 yaşlarındakl Ah met Çakar, mutfakta ocak üzerinde kaynamakta olan su tenekesini devirmiş ve cnuhtelif yerlerinden haşlanmıştır. Küçük Ahmet, Guraba Hastahanesinde tedavi altına alınmıştır. MUSTAFA YORGANCI 14.7.9«1 cuma günü Hakkm rahmetlne kavuşmuştur. Cenazesi 1S.T.961 cumartesi günü Fatih Camlinden ögle namazını mtttaakıp Edirnekapı ŞehltUJine deftıedilecektlr. Mevlâ rahmet eyliye. AÎLE IFRADI Cumhuriyet 1940 Florya'da plâjın aydınlatılilgi toplandı TUSANOTEt Ploryaya hem bir yenlllk getirmek, hem de gündüz denize glrmek imkânını bulamıyan vatandaslara hizmet gayesiyle avvelki geceden itibaren Floryadaki Büyük Plâj aydınlatılmağa başlanmıstır. Geceleri plâjda her türlü tedbirler alınmakta, denize girenlerln ihtiyaçları karşılanmaktadır. RESTORAN RUFBAR PLAJ GAZİNO Bir telefon knmbarası çalmdı Yıldız'daki kapalı otobüs durağı içipde bulunan umuml telefonun kumbarası meçhul bir şahıs tarafından çalınmış ve içindeki pa ra ile birlikte götürülmüştür. Polis meçhul hırsızı aramaktadır. TEMMUZ 15 SAFER 2 REZEftVAfrop ANKARAM2 05 5 6 ^ İSTANBUL : 44 16 S8' ERDEKıiO ve73v»y» SEYAHAT ACENTENİZE (T.B.B, »33/1938) V. 1 4.4l|12.20|16.1B|]9.4O 21.37| 2.28 9.01i 4.39 839İ1200' 1 581 648 Okurl arımızdan, Yazan seçimlerde karma liste kullanıhp kul lanılmıyacağı sonısunu ihtiva eden mektuplar almaktayız. Mesele, hakikaten önemh bır mevzua taalluk ettiği için, parti lıstelerinde almış oldukları uzerinde esash bir surette durmak yer itibariyledir. Yoksa esası, parti listeleri teşkil etmektedir. Nispî gerekmektedir. temsil sistemi, en kısa bır deyim Yine bir yazımızda işaret etmiş ile, bir orantı seçımidir. Partüerın olduğumuz gibi, (Cumhuriyet, 18 almış oldukları oylara göre, ne mayıs 1961) seçim sıstemimizi gös nispet dahilinde mecliste kendileteren üç yeni kanun, Kurucu Mec rini temsil edsceklerini göstermesi lis tarafından kabul edilmiş bulun itibariyle bu usul seçimlerde, şahıs maktadır. Bunlardan 298 numarah ların rolü ikinci derecede kalmak sı, seçimlerin esas hükümlerine a tadır. Hattâ o kadar kı, kanunun it bulunmakta, diğer ikisi; yani kabul etmiş olmasına rağmen biz, 304 ve 306 numaralı kanunlar ise, mılletvekilleri seçiminde bağımsız senato ve milletvekili seçimlerinin' adaylann, parti listeleri karşısınhususi bünyelenne ait, özel hü da, tek başlanna, nispi temsil sistemine gore bir muvaffakıyet sağlı kümleri ihtiva etmektedirler. S04 numaralı senato seçimlerinin yabıleceklerine çok az inanmaktahususi hukumlerıni ihtiva eden yız. Çünku 304 numarah Milletvekanun, senato seçimlerinin çoğun kili Seçimi Kanunu bağımsız aday luk sistemine gdre yapılacağını bil lara verilecek oyları tahdıt etmiş dirmekte, çoğunluk sistemının bün bulunmaktadır. yesi itibariyle hau olduğu hususıBu kanunun 27. maddesinin üç yetlere göre, hükümlerini kanun numaralı fıkrası, uzeruıde birden laştırmış bulunmaktadır. Çoğun fazla bağımsız adayın ismi buüıluk sistemi, nispi temsil sistemi gi nan oy puslalarını muteber saymabi oidukça karışık bir şistem olma dığı gıbı, yme DU kanunun 28. mad yıp, basit bir usulden ibarettir. desınin son fıkrası, bır zarftan birSeçime iştirak eden partilerden den fazla bağımsız adaylara ait oy veya bağımsız adaylardan tek bir puslası çıkması halmoe, bu oy pus oy dahi olsa, kim fazla rey kaza lalarınm hıçbırısının hesaba katıl nırsa, seçimi o kazanmış olur. Kal mıyacağını amır bulunmaktadır. dıki, bizdeki senato seçımlerinde Demek oluyor ki, beş milletveki esasen, seçilecek bütün senato üye lı çıkaracak bir seçim çevresinde lerınin adedi yüz elli olması itiba seçmer., bağımsız adaylara rey riyle, seçim bolgelerme taksim olu vermek istedıği takdırae, birden nan adetleri az bulunmaktadır. Bıl fazla adayın lsmını bir hsteye ya farz, en kesif nüfus kesafetine ma zamıyacağına ve birden fazla aa. lik bulunan tıtanbul, üç seçim çev ğımsız aday pusulasını bır zarfa resine ayrılmış, bır numaralı se koyamıyacağına ve en nihayet bır çim çevresinin beş, iki numaralı den fazla da rey hakkına mâhk seçim çevresinin üç, üç numaralı bulunmamasına gore, beş mılletve seçim çevresinin ise iki senato ükilı yerine, ancak tek bır bağım. yesi çıkarabileceği kabul olunmuş sız adaya reyıni verebılecektır. Bj tur. Bunun gibi diğer illerin de bağımsız adayın kazanabilmesı ise, çıkaracağı senato üyeleri mahdutbilfarz elli bin seçmenı n seçime ış tur. 304 numaralı Kanuna bağlı iki tırak ettigi beş milletvekili çıka. numaralı listeye şöyle bir göz attı racak bir seçim bolgesınde, seçim ğımız zaman, Adıyamanın bir, Ay harici kısmeti, yânı 50000: 5.10000 dının üç, Bilecik'in bir, Bolunun reyı nefsınde cem etmiş olmasına iki senato üyesi çıkaracaklarını gor mutevakkıftır. Bununla da iş bitmekteyiz. Esasen senato üye seçim memektedir. Bağımsız aday seçim leri kanununun nispî temsil usu harici kısmetinı kazanmı» olsa da. lünü kabul etmiyerek, çoğunluk hı, seçim sistemımiz isımli yazısistemini kabul etmesı sebebını de mızda ızah etmiş olduğumuz se. bu noktada aramak lâzım gelmek kılde (Cumhuriyet, 10 haziran tedir. İki veya üç kişilik bir parti 1961) D'Hondt sistemine göre olistesınin orantısını bularak parti rantiye dahil olabilmesi lâzımgel ler arasında üyeleri taksim etme mektedir. Bu kadar şartlarm bir ye, riyazi bakımdan, imkân bul araya gelmesini temin etraek ise, mak çok güç bir meseledir. Işte her hangi bir bağımsız adaya ko. bunun içindir ki, senato seçimlelay kolay nasıp olacak bir nimet rinde çoğunluk usulü kabul edılbulunmadığı, çok az bir düsünce miş ve bınnetice karma listeye de gösterebümektedjr. cevaz verilmiştir. 304 numaralı ile kendısini Cumhuriyet Senatosu üyelerinin Şu halde biraz yukarıda da işaret nispi •eçimi kanununun 12. maddesi, bu etmiş olduğumuz veçhıle, hususu açık bir surette hükme bağ temsil sistemi tamamiyl e bir parti lamış bulunmaktadır. Bu madde : ler seçimi sisteminden başka bir «seçmarh dilediğl adayları yazarak oy pusujası doldurmaMa serbest olduğu gibi, baeılı oy pusulasında yazılı isimlerden dılediğini silebiPartilerin seçimi kazanabilmele İir ve yerlerine başka adayların i ri keyfiyeti ise bir orantı mesele. simlerini yazabilir» hukmünü koy sidir. Perti lıstelerinde isimleri ya maktadır. zılı kimselerden hiç birisinin tekbaşına seçim kazanmalarına imŞu halde senato seçimlerinde seç kân mevcut değildir. Bunu anla. men, dilediği şekilde karma liste mak için, nispi temsil sistemine, yapmak hakkına malik bulunmakbilhassa bizc e kabul olunan basit tadır. İki senato üyesi çıkaracak şekil . D'Hondt karmasına knac» bir seçim çevresi nazara ahndığı bir göz atmak kâfidir. takdirde, her partinin İki ismi ihtiva eden iki aday göstermesi tabii Ellibin seçmenin seçime iştirak et dir. Bunlara ilâveten birtakım kim tiji beş milletvekili çıkaracak olan seler de, hiçbir partiye mensup ol bir seçim çevresnde, evv^lemirde mıyarak, bağımsız bir surette aday seçim harici kısmetinin bulunması hklarını koyacaklardır. Seçmen lâzım gelmektedir. Bu rakam sebütün bu adaylar muvacehesinde, çime iştirak eden seçmen adedi pl ya bir partinin basılı listesini ay hbinin, o çevreden çıkacak millet. nen atacak, veyahut da şahsi ve vekilı sayısı bulunan beşe bölünvicdani kanaatme göre gerek par mesiyle eld edilmekte. binaen. e ti listelerinden ve gerekşe bağım aieyh seçim harıci kısmetini onbin sız olarak adayhklarını koymuş rakamı teşkil etmektedir. Onbin bulunanlardan beğendiği iki kişi reyi nefsinde cemedemiyen partinin ismini bir kâğıda yazarak re ler ve bağımsız adaylar, seçim ha yini kullanacaktır. Neticede, oylar rici kalmış olacaklardır. Onbin re şahıslara verilmiş olduğundan, en yi nefsinde cem edememiş olan fazla rey alanlardan ilk ikisi, sebir parti listesindeki beş adaydan nato üyeliğini kazanmış olacaktır. birisinin, karma liste yoliyle, on• beş bin rey aldığı farz ve tahmin 306 numarah Milletvekili Seçi olunsa, bu kimsenin seçim orantı. mi Kanunu, senato üyeleri seçi sına girmesine imkân taşavvur olu minde olduğu gibi, çoğunluk usu namaz. Çünkü kanun, onbi n harici lünü değil, nispi temsil usulünü kısmetini elde eden partilere şahıs kabul etmiş bulunmaktadır. Nispî itibariyle değil, liste itibariyle altemsil sistemi, yine bu sütunlarda mış oldukları oyların yekununa intişar etmiş bulunan muhtelif ya nispet etmek suretiyl e milletvekil zılarımızda üzerinde durduğumuz liği tahsis etmektedir. Beş kişilik gibi, şahısların seçimi değil, parti bir parti listesinde, bu beş kişiden listelerinin seçimi demektir. Şahıs herhangi birisinin liste harici kalların bu seçimdeki rolleri. ancak mış olduğu oyun kıymet yoktur. Riyazi bir hasapİ8, bu tek kijinin karma liste suretiyle almış olduğu faıla reylerin, partinin kazanç nitbetini göstermesine maddeten jmkân mevcut değildir. Karma lis te yapılıp da, beş kişilik parti lis tesinden bir kişinin fevkinde rey aldığı tasavvur olunduğu takdirde, bu bir kişinin almıs olduğu fazla oyu, partinin orantısına böl meye imkân olmadığı gibi, alınan bu fazla reylerin partiye atfedil. mepine de hukukan imkân tasav vur edilememektedir. Çünkü seçmen vatandasın, listedeki tek ki»i ye vermiş olduğu fazla oylar, o tek kişinin şahsı istihdaf edilerek verilmiş, parti düşünulerek veril. memiştir. Halbuki parti listesi, bir kül halinde partinin, parti mânevî şahsiyetinin varhğına bağlı bir liste bulunmaktadır. Binaenaleyh bu listeyi teşkil eden fertlerden, her hangi birisine verilmiş olan fazla oyların hiç bir kıymeti ol. madığı, kendıliğinden anlaşılmaktadır. Şu halde, nispî temsil sis. teminde karma listeye yer aimaması kanunun bir noksanı olma. yıp, sistemin bünyesi icabından bulunmaktadır. Nispî temsil sişjemindç nazariy e olarak, karma liste üzerinde du rulmamış değildir. Bazı memleket ler, bir takım çok karışık riyazî düsturlarla bu meseleyı çözmeye kalkmış ve kanunlanna sokmuş iseler de, neticede muvaffak ola mıyarak bu tarzdan vaz geçmişler dir. Seçim sistemimize göre ise, Senato üyesi seçimlerinde karma lis te yapmak imkânı her zaman için mevcuttur. Seçmen karma liste yapmak suretiyle istediği Senato üyesi adaylarına, 304 numaralı ka nunun onikinci maddesine göre oyunu verebilmekdir. Milletvtkil. leri seçiminde ise, yine yukarıdan beri izahına çalıştığımız maddî imkânsızlık dolayısiyle, karma lis te yapılmasına imkân yoktur. Esa ?en bu ımkânsızlığı nazara alan 306 numaralı Milletvekili Seçinni Kanununun bu hususu, yirmi yedinci maddesinde hiç bir tered~ düde mahal vermiyecek şekilde, seçime katılmış olan siyasî partilerin adaylarından veya bu adaylarla bağımsız adaylardan veya sadece bağımsız adaylardan terkip edilmi; her çeşit karma oy listelerinin. muteber sayılmıyacağmı açıklamış bulunmaktadır. Ornek hapishane a, Korsika'nın doğu sahilinde kâin olan bu bin sekiz yüz hektarlık arazi, Üçüncü Napoleon zacnanında, kürek zindani olarak seçilmişti. Bir asır sonra, Fransız Adalet Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Teşkilâtının ikazı üzerine burayı bir modern cezaevi haline getirmeğe karar verdi. Mahkumları ıslah etmek, bir takım yumuşak usullerle doğru yola getirmek ve yeniden cemiyete kazandırmak için yapılan bu tecrübeler 1950 senesinde tatbika başlandı. On senedenberi devam eden bu tecrübeler artık kesin netice verdiği için, usul tamamiyle benımsenaıiştir. Parmaklıksız hapishane adına lâyık Casabianda, eski binalar tamamen yıkılıp yerlerine yenileri yapıldığı zaman, örnek bir hapishane olacaktır. Bizzat bapishane müdürünüu ifadesine göre, bazı halierde bu tedbire bajvurmak zarureti ken disini göstermektedir. Fakat o takdirde de en fazla ttzülen müdürün kendisidir, Mahkum bunu bilir. Onun için ka^Vnağa teşebbüs eden olmiz. Bu rada mahkumlar, kayığa binip balık avına çıkacak, deniz banyosu yapaoak kadar serbesttirkr. Muayyen saatlerde çalışıhr, ise giderken de gardiyan nezareti altin da değil, gerbestçe, tek başina El . dilir. Mahkumlar Casabianda'da. ev ve kır hayatını aramıyacak kadar serbeat ve kendi halindedir denilebilir. •Bunun daşınd», Casabianda'da. mahkumların günlük hayatlan sıkı bir saat usulüne tâbidir, Bu adamların cecniyete olan borçlarını unutmaoıalan için günde üç yoklama usulü tatbik edilmektedir. Şafakla beraber uykudan kal karlar, araçlarını alıp tarlaya giderler, saat on sekizde çan çaldı ğı zaman dönerler, mutfaSa uğrayıp yemeklerini alırlar. kendi odalannda yerier. Ondan sonra her mahkum çubuğunu tüttürmek te, kijap okumakta, kâS:t oyna makta serbesttir. Mahkumlaıın oyun ve eğlence yerleri ayrıdır Buraya hapishane idaresine anensup hiç kimse giremez. Hapishane Müdürü bu sistem hakkmda şu izahatı vermektedir: Tatbik ettiğimiz sistemin. istikbalin tek hai çaresi" oiduğııru iddia etmeğe elbette imkân yoktur. Bütün mesele ferdlerin kendilerine baglı kalraaktadır. UP*kumlardan bazılan buradan,'eski u*ul hapishanelere dönmek i'tiyorlar. Bu serbestliğe davanana mak, şeytana uymak korku6" ieindedirler. Ama tecrübenin mi" pet netice vermesi için mahkumun bu şartlara uymaga kendini zorlaması, irade sahibi olma=ı sartt:r. Bu iradeyi denevecek ssrt lar burada bol bol vardır. çürVl'i mahkumlar, tüzüğü ihlâl imkSn lanna fazlasiyle sahiptirler Fakat şurasını da bilivorlar ki tüzügü ihlâl halinde şiddetli mukabele göreceklerdir. Onun için, da yanıyorlar. Casabianda'da, baskı ve cebir yoktur. Müthiş bir disicline uvarak ona göre davrannnak bireT roboto gibi hareket etmek mecburiyeti olmadığını bilen mahkumlar, burada. hiç bir zaman yapmadıkları bir şeyi YapmaVa akıllannı kullanmaktadırlar 3irer mahkum, birer mahpus olduk larını azar azar unutuvorlar npr şeyden evvel bir insan oldukları nı idrak ediyorlar ve salâha dogru gidiyorlar. 1956 yılında Polonya'dan yurdumuza iltica ederek Amasya'da mecburi iskâna tâbi tutulan Polon yalı Jozef Dolagiyewicz, îçişleri Bakanlığının gördüğü lüzum üzerine dün Ankara vapuru ile sınır dışı edilmiştir. îlgililer, Jozef'in yurt dışı <îdilişinin sebebi hakkında bir açıklamada bulunmamışlardır. Bir Polonyalı hudut harici edildi Sıcaktan çıldırdı ^\1 fllIlflllIIIIllllIIIIIIIIIfllIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIllllllIIIIIIIIIIIIIIIIMIlIfllflIllllIlf IIIII1IIII1IIIIIII11II1I1I1IIIIIIIIIIIII11II1IIIIIIIIIIIIIIIIIIIII •ItllIlllllIIIIIIffllllllilIIIIIflIIIIlllIllllllıııııııifiniT = AŞK ve MACEBA ROMANL HAREMDE Vazaıj MAtrplciL DEKOBRA ZZ S S Ş = S S S Ş = = E 2 ~ = = S £ Ş Ş S S 5 S = •£ = Ş 3 Ş = Eskiden beri bnrada altı kişisiniz? Altes nasıl oldu da yedinei olarak beni seçti? Çünkü burada cizden evvel, vatandaşlarınızdan biri vardı. Sahi mi? Evet, çok güzel bir Provenceli ku, Arles'li idi zannederim. Sonra ne olda Çok korknnç bir hikâye. Kuveyt'te sevdiği bir erkekle buluşmak üzere haremden kaçmak istedi, çölde yakaladılar, günahınin kefaretini ödettiler. Fabienne irkilmi^ti. Kefaretini ödettiler, ne demek yani Memleket geleneği gereğince, kuma çönıdüier, taşa tutup öldiirdüler. ALTINCI BÖLÜM Fransız kızının feci âkıbeti, Fabienne'in tüylerini ürepertmişti. Genç kadın folpnyalı kıza baktı: Sok canım! Tok canım! Böyle şey olmaz, dedi. Anielka içüi çekti. r Maaiesef, acı gerçek bn, dedi, Pefc pek altı ay evvel olda bn iş. Zavallıcık bir ienedenberi bizimle beraberdi. tnaoılır gibi değil. Siz o Provence'li kln lyi tanıyor mnydnnnz? Çok iyi tanıyordnm. Biliyorsnnuz ya Fransızlan severim. Kendisiyle çok dost olmuştnk. Bana güveni vardı, benimle kardeş gibi konuşuyordn. Size onnn hikâyesini anlatayım. Ders olsun. Anielka, tabakasmdan bir »igara daba çıkardı, bir tane de Fabienne'e uzattı. Avluda, ışıklı fıskiyelerden havuza dökfilen renkli damlaların sıpırtılanndan başka ses yoktu. Polonyalı kız anlatmıya başladı. Adı Mireilİe'di. Hariknlâde mütenasip vüeutlu, çıtıpıtı bir esmer güzeliydi. Gögüslerinin güzelüijn prens nayran olmuştu. tpek gibi yumusak saçları vardı. Saçlannı önüne doğru taradığı zaman koyu yeşil gözlerinin rençi daha alımlı pluyordu. Prensin ona â»ık olnır/îinda şaşılacak bir şey yoktu. MireiHe'in pren» tarafından beğeınH«i hayli garip şekilde | ( AMERİKALI VAROGLÜ olmnştn. Buraya geldikten bir kaç gün sonra bana anlattı. Mireille yetün bir kızdı. Fransada ailesinden kimse kalmamıştı. Yirmi bir yaşmda idi. Miraı olarak k^ndine bir küçük gelir kalouş, onunla geçiniyordn. Besme utidadı oldağu için de Gfizel Sanatlarda okuyordn. Bir gün atölye arkadaşlariyIe birlikte Montparnasse'da bir kahvede imiş. Birdenbire bnnlardan bir tanesi: Mireille, demis, şv beyaz bornozln Fellâhata bak; sakallı bir ihtiyarla yanyana otnrnyor. Bir taorı kadar güzel! Mireille bakmış, çantasından defterini çıkarmış, güzel yaban cının bir eskizini çizmeğe başlamış. Arap, esmer jrüzeli kızın kendi portresini yaptıfının farkına varınca, gülümsemiş, kalkmış, resim nasıl oldu diye görmeğe gelmiş. önce kaşlannı Biliyor masunnz Matmazel, demiş, benira memleketimde olsanız, adam resmi yapıyorsaaıtz diye aizi asarlar. Müs lümanlıkta resira yapmak ya •aktır. Mireille, yeşll renkli gfizel füzlerlyle araba b»kmif. aynı •akacı tavırla cevap vermiş: Franşa'da ressamlan aamazlar, efendim, yalnız, yaptıMan tabloları dnvarlara asar Ur. Haun resme dofrn efllınlf Te ilâve etmlş: Fakat giinahınınn bflyük blr kısmı affedilirdi. Çünkü benzetiş mökemmei. Çok kaablliyttiniz var, Matmazel. Mireille teşekkür etmiş. Genç arkadaslarından biri Iâfa ka Seydiye bir kadeh icki ikram etsek mi? O akşam, Mirtille, Vangirard'da daracık bir sokakta bulnnan küçük atölyesine prensin Cadillac arabasiyle dönmüş. Hasan, sonra ona görmeğt gelmiş, poz vermiş, yağlıboya portresi yapılınca daha hoşuna gitmiş. t)st tarafını tahmin ediyorsnnnz, değil mi? Prens, kendisini El Shebab'a davet •tmi?. Hasan'ın kibarlığına meftun olan Mireille atölyesini bırakmış, güzel sanatlardaki arkadaşlariyle vedalaşmış, prensle beraber bu Binbir gece cennetine doğru ucmus. Hareme gelince ne dedi? Sizin gibi 0 da bayran kaldı. Epeyce macera geçirmişti, tabiî. Birdenbire aç kurdun pen çesine düşmüş kuzu değildi. Bir sene müddetle Hasan'a âşık oldu. Onu sık sık resim yaparken görürdüm. Arkadaşlarınm portrelerini yapar4ı. Palmiyeler arkasındaki bacıuda yüzen Iotüslerin resmioi yapardı. Son ra blr ıey oldu, şaşıp kaldım. Mireille birdenbire fırjayı, paleti bıraktı, içi sıkılıyordu. Haıan bakkında kendisine sual lorduğum zaman bana şöyle dedi: Sana açık ı«yllyeyim ml, Anlelka? öteki kadınUrla bn bitmez tfikenmez paylasma beni tiksindiriyor. Hasan'ı erkek olarak beğeniyomm. Fakat minevi bakımdan bayal sukutu içindeyim. Bu işe bundan daha fazla dayanamıyacafımı hissedlyorum. Bi r kepazelik çıkacak dlye korkuyorum. Kendisine bir ricada bnlunacağım. Muhit degiştirme ihtiyacım var. Bana izin versin, Kuveyt'e gidtyim. kim olduğumu belli etmeden bir müddet orada kalayım. Mavi nilfifer resimlerinden daha başka resimler yapayım, blzim haremagalarından, zenci eariyelerden daha başka insanlann yüzlerini görey'im. Bu harem altm bir kafeıe benziyor! Teşebbüsünde muvaffak olaeağıaı hiç sanmıyordum. Ama bir de baktım, Hasan, dinlensin diye, kendisine bir ay izin vermiş. Bu ondan hiç beklenmiyen bir şeydi. Mireille, sevinç içinde bana bu haberi getirdi, veda etti. Kuveyt'e otomobille gitti. Bu o metnlekette pek nadir görülen bir şeydi. Bir Arap prensine ait vüzü peçeli bir kadın, komşu devletin baskentinde istirahat etmeğe gi/iyordu. Öte yandan, bir müslüman beyinin, Avrnpalı kadınlardan mürekkep bir hareme sahip oluşn da nadir görülür bir şeydi ya! (Arkası var) Galata'da Hoca Tahsin sokağında oturan Hüseyin Ünal ismindeki akıl hastası, havaların tesiriyle dün tekrar çıldırmış ve elinde bı çak olduğu hald» sağa sola hücum etmistir. Bu arada kendisini yaka lamak istiyen bekçi Mahmut Han oglu'nu da bıçakla göğsünden yaCasabianda, duvarı, tel örgüsü, ralıyan Hüseyin güçlükle yakagözcüsü bulunmadığı için çok lanmış ve Bakırköy Akıl Hastahakolay kaçılır bir yer olmasına rağ nesine kaldırılmıştır. men on senedenberi bu hapishaneden bir tçk mahfau Jtaçmjştır. O da, kendisine cneydan okuduğu için karısını gizHce takibe karar SUZt NAHUM veren bir âenizcidir. Çünkü Caîle sabian'daki mankumlar, kaçmağa te^ebbüs «ttikleıi takdirde bütün İZZET SABAN imtiyazlannı derhal kaybedecekNişanlandılar lerini ve Avrupa karasındaki aİstanbul 15.7.1961 lelâde bir zindana nakledileceklerini bilirler. Cumhuriyet 1922 Esasen Casabian da rastgele her mahkumun gönâerildiği bir yer değildir. Bu model hapishanede g ÜLKÜ ERYILDIRIM bulunan kürek mahkumu yüz kiİle şi, buraya gönderilmeden evvel Yüksek Makine Mühendlsi gerek ahlâkları, gerek zenaatları, 5 P KADRİ ÖRENCİK gerek vücutça ve ruhça sıhhatleri bakımmdan sıkı bir tasnife tâbi Nikâjılandılar tutulmntlardır. Içlerinde bir iki 14 Temmuz 1961 Ankara Ş teknisyen ve entelektüelin de buMnmmnmmnmn lundıığu bu inşanlarıp çoğu köyCurahuriyct 1921 lü ve rençberdir. Casabianda da, »lııık oldukları bir iklim içinde yaşadıkjarı işin, lalâha kavıısTEŞEKKÜR ma ve yeniden topluoıa kazandıBlzlerl büyük acılara garkerılma lmkânlan da fazladır. dip aramızdan eb«dtyen w n Casabianda'da, mahkumlara velan annemlz, kayınvalldenılz, rilen her günkü et yemeği ile büyükannemlz yanm jişe şarabiyle hapishane taİFFET KORUR'un yını o kadar boldur ki, bu hapisvefatı dolayısiyle blzzat gelehanede bulunanların çoğu, bu karek telefon veya telgrafla büdar bol yemeği, dışarıda iken bile yük »cunızı paylaamaya çalıbulamamışlardır. Bu modern kü.şan, merhumun cenazedne İşrek zindanında yemekhane yoktur. tirak eden ve çelenk gönderroek lutfımda bulunan dost ve Her mahkum, yecneğini mutfakarkadaşlannuza mînnet ve şüktan kendisi almakta ve odasmda ranlanmırın teker teker iblâyemektedir. Casabianda'da asıl gına büyük acımız mânl olduinkılâp, ziyaretçiler bahsinde yağundan gazeteniz vasıtaslyle tepılmıştır. Haftada bir gün, her şekkürlerlmUl arzederiz. mahkum, karısının ve çocuklarıKORUR AtLESİ ^ Cumhuriyet 1928 nin ziyaretini kabul edefejlmektedir. Pazar günleri, hapishane sahasını teşkil eden bin sekiz yüz hektarlık arazide, kasabalannda gezmeğe çıkmış kendi halinde insanlar gibi, mahkumların aileleNüshası 25 Kuruş riyle birlikte gezintiler yaptıkları Türkiye Harlc! görülür. Casabianda'da, mahkumLira Kr. IJra Kr. ların cnisafir kabul odaları yokSenellk 75.00 150.00 tur., onun yerini, kır yolları, ko6 ayhk 40.00 80.00 rular ve plâj tutar. 3 «yllk 22.00 22.00 44.00 Hapishanenin tüzüğü büyük bir Baaan ve Yayan serbestlik esasına dayanır. Tek Cumhuriyet Matbaacılık ve şiddetli tarafı şudur: suç işleyenGazetecillk Türk Anontm Şirketl ler ağır cezaya uğrarlar. Cağaloğlu Halkevl Sokak No. 3941 Sahibl CUMHURİYET NURAN KIRDAR İle TOSUN1 Evlendiler 17.1961 Kadıköy Cumhuriyet 1923 NÂZÎME NADİ Yazı lşlerlnl flilen ldare eden Mesul Müdür Gazetemıze gönderilen evrak ve yazJlar neşredilsın edilmesın lade edilmaz. llânlardan mesuliyet kabul edilmez 14n Isjen İçin. zarfın . ^»v1 ?8^* rflân Servisi» kaydııuo katnşat» lâzımdır * BU GAZETE BASIN AHLAK YASASINA UYMAYI XAAEHÜ* ETMİŞTÎR. ŞAHİN PERESE S . LÂSTİKLERİ Yolda emniyei sağlar IL 7296,1915 <^ıınııııııııııırııııııııınıııııuııııınınııiHiıııııııııııınıııııiHiıııı:ııııııııi|HHHlll)JIJlHMllif|MIWilıı ıııııııı>MiıııııııııııııuıııııııııııııııııııııııııınıııııııııuıııııııiMiııııııııııııııııın#