23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHUHÎTET Amerika Hizmetçi derdi Yazan: Nüzhet Baba Amenkalı ev kadınmin başlıca derdı şuphe yok kl hızcnetçı dâvasıdır. Amerıka sanayıi iki harb «rası tasavvurun fevkınde ınkışaf ettikten sonra bugun evlerde hizmetçi kullanabilmek ancak çok zengınlere nasıp olan bir lüks matah halinı almıştır. Bu arada yal nız bazı orta halh, eskı aıleler nez dınde, babadan, dededen kalma ıhtıyar hızmetçıler veya bunların torunlarına, o da tek tuk rastlanabılır. Bunların dışında evınde hizmetçısı bulunan kadın Amerıkada enderdır. Buna mukabıl, Amerikahların her şeyı makıneleştırmek sahasında ve akla hajret verıcı başarıları sayesınde hizmetçi noksanından doğan guçluklerın bır çoğunu yenı cıhazlarla bertaraf etenışlerdır. Bu hususu daha ıyı bır şekılde belırtmek içın va sat kazançlı bır Amerıkalının evinı tarıf etmek ve bu cıhazlara goz atmak kâfıdır. Işe, mutfaktan başlıyalım: Vasat Amerikalımn mutfağında, mutlak surette demıyeyım ımı, yuzde leksen bır ıhtımal dahılınde bir bulaşık makınesı vardır. Butun tabak ve çanaklan bir anda ternızhyen bu makınenın dış gorunuşu bıle ıç açıcıdır. Aynca, kemıkler de dahıl, butun sofra artıklarınin ıçine atıldıgl bır bulaşık «1111116 makınesi daha vardır Bu makıne de bır duğmeye basıl mak suretıyle S dakika içinde butun artıkları erıtmektedır Bu cıhazlar sayesınde, bır ev kadını yemekten sonra eo fazla yırmı dakıkahk bır zaman içınde mutfağını tertemız bır hal de terkeder. Kocasiyle kahvesını ıçmek uzere oturna odasına geçebihr. Amenkada yemek pışirmek dâvası da ev kadını ıçln halledilmıştir. Kv kadınının yenı cihazlan a rasında kıbrıt çakmadan yanan havagaaı ocaklan, modern elek tnk ocaklan, onbeş dakıkada yemek pışıren tencerelen de vardır. Yıne yeni cihazlar yemeğin yanma tehlıkesinı de ortadan kaldırmıştır. Yemeği elektrik ocağına koyduktan ve pışme muddetını da kıkası dakikasına ayarladıktan sonra ev kadını rahatça sokağa çıkabılır ve yejoek tam pişince elektrik cereyanı kesılır. Bunlardan başka pırıncin taşını, mercımeğın çopünfi, ıspanağın kokünü ayıklamak dıye bir mesele yoktur. Bu maddelerin hepsi de selofan kâğıtların ıçmde ayıklanmış ve yıkanmış olarak satılmaktadır Ev kadınının ışı bunlan yıkamaya luzum gormeksızın tencereye atmaktan ibarettır. Bunların araıında elektrik süpürgesıni, çamaıır makınesıni de hesaba katjnak lâzımdır Fakat bu kolayhklara rağmen butun dâvaları hallettiğine, her ışın kendı başına olup bıttığıne ve nıhayet bır duğmeye basınca bütün ev işlerinın hal ve fasledildığine daır bir iddia mevcut değıldır. Hayat ne kadar makineleıırse makineleşsın, insan eli değmedıkçe bir çok işlerin yürümediğine hatta makıneleşme nispetinde çeşıtlendığıne de şüphe yoktur. Bu eihetle Aunertkada hakıkî mânasında bir hizmetçi derdı mevcut olduğu şüphesızdır. Bugun Amenkada sabah gelıp akşam gıden ve beher saatı içın bir dolardan aşağı olmamak üzere ücret alan hızmetçıler vardır. Bu sıstem sayesınde hizmetçi darlığı bır derece olsun hafıflemış gibi dır Fakat beş on sene »onra Amenkada belkı boyle gundelıkçi hizmetçi de kalmıyacaktır Bunun sebebı de basıttır. Çunku hızoıetçılik Amenkada da her yerde olduğu gıbi üzerinde durulmıyan bır meslek sayılmaktadır. Burada hızmetçılık halkin hıç de hoşlanmadığı bir geçım yolu addedilmektedır. Bu ıtibarla yakın bir istikbalde hizmetçi mesetesimn bugunkünden daha had bır şekil alacagı şuphesizdır. Yaztna son verirken Tdrkiyede bır kaç sene vazife gordükten »onra buraya donen Amerikalıların durumuna da temas etmek isterim. Bunlann hepsi Turkiyedeki aşçılarından, hızmetçilerinden büyük bir hasretle bahsetmekte, kabıl olsa tekrar bu hayata avdet için can atmaktadırlar. Şu hale gore diyelım ki mutfak n« kadar modern olursa olsun, refikamz ne kadar iyı yemek pisirirse pişirsin, şoyle elı ayağı duzgün vazıfelerinı hakkıyle bılen ve ıfa eden bır hizmetçi kadar ev halkım mejınun eden bır kimse yolrtur, vesselâm. 1 İKT1SADİ MESELELER j ııııEııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııımıııııııııııııııııımmımtııııtHimııııiHiıııııııııııııııııııııııı^ııı HEM NALINA M1HINA Tenzilâtlı satışlar nizama sokuluyor Bu şekilde satış yapacak olan miiesseseler Ticaret Odasına beyanname verecekler Çok defa haksız rekabet şeklınde ınkışaf ettığı gorulen tenzilâtlı stışlan bır nizama bağlamak uzere sehnmız Ticaret Odası bır tuzuk hazırlamıştır. Tuzüğe gore tenzilâtlı satış yapa cak Ticarethane Odaya bır beyanname vererek tenzılâtın nıspeti, satışların suresı, tenzılâtın sebepen hakkında malumat verecek, butun mallara şamıl olup olmadığını bıldırecektır. Ticarethane aynı zamanda haksız ekabet yapmıyacağını taahhut edecektır. B. M. in teknik yardımlarından daha ziyade faydalanmalıyız Blrlesmis Milletler Teknik yardımı sdı altında yapılmakta olan yardımlar 1950 de baslamıstır. Paris'te bnlunan Birleşmış Milletler Enformasyon bfiroso, 1959 yılında yapılan teknik yardımlar hakkında bilgi veren bır rapor yavmlamıstır. Bn raporda verilen bilgilere gore 1959 da bn yardıma tahsıs edilmek maksadiyle (83) hukumet 26,9 milyon dolar (242 milyon Tfirk Iirası tntarında) verraişlerdir. Bu mıktar 1958 yılında (31,3) milion dolar (281,7 milyon Tfirk lirası tntannda) idi. Bn sebepten 959 da (102) memleket ve araziye barcanan para 1958 dekmden '• 3 nispetinde azdır. Fakat ka^dedıldıfine fore bn çerileme mnvakkat ımis. 1960 vardımları 33.4 milyon dolara (309 milyon Tıirk lırasına) çıkabilecekmiş. Ihtivacın çenişlifine före bn da mflhim bir sev değildir. 1959 yılında, bn yardımdan en zivade favdaianan memleketler sunlardır: (Bin dolar hesabvile) Havagazct ve hasta çocuh a yazı başlığının iki nnsam arannda, ilk bakışta, bir münasebet y«k gibi görünür. Araa hakikatte, vardır. Amerikan nsnlü bilmecelere benzer bn. MeselS horozla otomobil arasında ne benzerlik vardır diye bir sual. Akla birdenbire gelmeı. Ama, yine meseU, eevabı şndnr: tkisi de en münasebetsiı zamanda öter. Bnrada bahsetmek Istedifim doktorla havagazcı da, münasebetsizlikten yana, birbirlerine, borozl» otomobil kadar yaklaşmışlar da, yazımın başlığındaki komşnlnklan ondan. Anlattılar. Bir hasta var. ŞiddetHce basta. Hemen doktor çafırmak lâzım geliyer. Doktomn evi yakın. Ama hastanın gidecek hali yok. Üstelik de, hasta, bir çocdk. Hemen telefon etmişler. Doktor biraz sonra gelmiş. Hastayı mnayene etmiş, reçeteaini yazmış, gitmiş. Ertesi sabah tekrar gelecek. Giderken, çocnğun babası, düşünüp taşınmıs, bem dar gelirli bütçesine nvgnn, hem hastanın yatağına kadar gelen dok torun zahmetıni karşılıyacağım tahmin ettiği blr vizite ücretini vermiş. Doktor gittikten biraz »onra bir telefon. Dargın, battâ öfkeII bir tes, doktornn sesi. Verilen vizitenin az oldognnn, vizitesinin bn kadar defil, şn kadar oldnğnnn, ast tarafının hemen gdnderilmesıni •öylnyor, hast* sahibini azarlıyer, arkanndan şn tehdit Gondermeueniz yann tabab relmera! BB, Amerikanvari bilmecenin, mnnasebetsiz zamanda 6ten otomobili, işte. Hasta bir çocugu tekerleklerinin altında ezdiğini bile bile Sten bir otomobil. * Yine anlattılar. Evde bir havagazı koknsn peyda olmnş. Pur telâş, mnayene etmişler. Ana boru bır yerinden gaz kaçınyor. Ama neresinden, belli defil. tlk akla gelen şey, tabiî, derhal havagazı idaresine telefon etmek. Etmişler. Ama bizde, amtne işleri bakımından zihnfyet, daima, o işlerı yüklenmiş olan idarelerin kendi bünye yapılanna göre ayarlandıgı, halk ihtiyacı daima istim gibi «onradan geldiği içın şn cevap alınmış: Şimdi bütün memnrlanmız serviste. Bngün kimseyi gönderemeyiz. Yann sabah, inşallah! Yann sabah ama, kaçmakta olan havagazına bnnn nasıl anlatmalı? Hele Azraile. Blr evin patlamış havagazı bomsu gibi bir yardımcı bnlmnş, hazret zaten bahane arar, bekler mi? Çaresız, beklemişler. O geceyi nasıl geçirdiklerini Allah biIir. Ha, bir de havagazı idaresi bilir, ama sSvlemez, tabiî. Bn kış havasında, bütün pencereler, ardına kadar açık, sabahı etmişler. Evde gaz maskesi olsa, takıp öyle otnracaklar. Ertesi gün, çat kapı, havagazcı gelmiş. Ev halkı işinde gücünde, evde yalniz hizmetçi var. Memnr, borayn mnayene etmiş, verdifi cevap şn: Mademki evde kimse yok, şfmdi bir şey yapamam. Borayn tamir için pazarlık etmek lâzım. Bn da aynı bilmecenin mnnasebetsiz zamanda Sten horozu. Bir ev halkım, Aırailin eline teslim ettlgini bile bile Sten horoz. Hamdi VAROĞLt) Y A Z A N : Esat TEKEU Şehrin muhtelif semtlerinde büyük kasap dükkânları kurma teşebbüsü M E V L İ Annemiı T HATİCE MAİDE MAYın olümünün 8 ınci yılına müBadıf 10 aralık 960 yannki cumartesi gunü öğle namazından *onra Aksaray Valide Camilnde Hafız Mecit Sesıgür, Hafıc Hasan Gökdemir, Haftz AH Gfllses, Hafız Dursun Akbal tarafından Mevlit okunacaktır Akraba, ı doBt ve arzu eden din kardef I Ierlmlzln te«riflerini riea ede j rlz . Melâhat Tazar, Hayrl Yazar 1 TEŞEKKÜR E?in> Sevim Kayalı'yı, rahatsızlıgının teçhtelnde ve lttcumlu müdahalenin Ifasiyle gerckll tedavısinin icraaında gösterdigi ilml kudret ve hazakat ıayesinde çok kısa bir zamanda tedavl ederek tekrar ve mükemmel bir şekilde Bihhate kavuşturması ve hastahanede kaldı£ı muddetçe gösterdlgi yakın alâ ka dolayısiyle, bizlerl ilmine v* insanlıgına hayran bırakan TEŞEKKÜR Benim için bayatt ohemrolyeti haiz kol kıngımı yaptıgı muvaffakıyetli amellyatla tamamen iyi eden kiymetli hocım Jinekolog Doçent Dr. TAHSİN ARTUNKAL'a ve bu tedavide büyük bir liyakat v« mustesna bir vukuf gbstererek müdavl doktora çok kıymetli yardımda buluıum füzide aneatezlst bafU Dr. CAHİT ZAMANGlL olmak flzere Güzelbahçe hastahan«sinın bütün personellne en deria minnet ve şükranlanmı«n iblâğına tavaasut buyurulmaanı muhterem gazetenizden rlea «derim. Dr. ibUâk K*7«dl Prof. Dr. DERVİŞ MANtZADE'ye amelıyatımda bulunan Dr Kemal Bayraktar, anestezist Dr. Cezmi Kınoglu. Dr. Mukadder hanıma, hastalıSun esnasında kıymetll âlakalannı esirgemiyen, her bakımdan ömek bir mueaaese Tefvlklye Saglık evi sahibl muhterem Dr OSMAN OÇERV, müeasesenin dlger dokI tor ve hemslrelerlne minnet ve Bfikranlamnı arzetzneyi bir borç btlirlm. Dr Mithat Ayırtman ^.^.^%^>^.^^^ Dr. NECDET TÜMER'e A T L A S ' ta 11 aralık pazar sabahı saat 11 de Beynelmilel müsabakalarda bırincılikic mükâfatlandınlan Meşhur Rus Piyanisti TATİANA NİKOLAEVA tstanbul Toptancı Kasaplar Dereğı tdare Heyetı, dun Beledıye Başkan Başyardımcısını zıyaret eerek şehrin et mevzuunda Beledı2 337 Hindistan eye her turlu yardımı yapacakla1.200 B. A. C. (Mısır ve Surlnnı, bu arada Beledıyece arsa tahye vilâvetlerı) ıs olunduğu takdırde perakendecı %6 Endonezya ıal'ler gıbı şehrin muhtelif semt870 Pâkistan erinde buyuk kasap dukkânlan 816 Bırnıania kuracaklarını, bu sayede et fıyatla 474 Efçanistan rında ıstıkrar temın olunacağını 720 Yugoslavva nldırmişlerdır. 714 Libya Beledıye Başksn Başyardımcısı, Yıne en ehemmiyetli masraflar, rsa tahsisi mevzuunda gereklı yar Cenubî Amerikaya ait mahallî prodımın yapılabıleceğım açıklamış jeler için ihtivar edılmıstir. Bahsehr. dllen raporda şimdive kadar alıimar MüdürlüğÜHÜn nan neticeler üzerinde de bilgi verilmektedir. faaliyeti 1 1959 da (F. A. O.) Ziraat ve Belediye îmar Mudurluğune 10 y içinde 14893 ımar durumu, 28810 gıda teskilâtına mensnp bir eksistihsalini etkık, 3975 ruhsat, 635 ifraz ve 406 perler heveti, bafdav iskin muamelesıne dair evrak gel arttırmak için Yngoslavvava yarmiş, 7097 ımar durumu çıkanlmış, dımda bnlunmustnr. O derecede ki 33679 evrak tetkık edılmış, 2469 ruh bn memleket ilk defa olarak ihtıat, 227 ıfraz ve 310 lskân talebı ka yaçlarını karsılavabilmıştir. Bızım bnğday istıhsalımiz de. artan nüfn rara bağlanmıştır snmnzan ihtiyacına vetmemeye baş Istanbul'da kurulacak ladı. Birlesık Amerikanın (mahsnl modern fınnlar fazlası) ndan istianeye mecbnr Bıri tstanbul, dığeri Kadıköyde kalmıs bnlnnnvonız. Acaba biz de urulacak olan modern ekmek fı. Yngoslavva gibi bn teknik varınlannın tesisi içın Beledıyede teş dımdan favdalanamaz mıvız? Yıne kıl olunan komisyon, çalısaıalarına bn vesile ile hatırlatmak isteriz evam etmektedır. ki Birleşik Amerikanın mahsnl fazKomisyon dnnkü toplantısında lasını bazı memleketler bize nisu mevzuda bir ttalyan fırmasının petle çok elverisli sartlarla temin yaptığı teklıfı ıncelemıştır Fırma, ediyorlarmış. Bn müsait şartları gunde 1000 çuval un ışlıyebılecek tetkike tâbı tntarak bunlardan favkapasitede bır hrın içın 226 000 do dalaamak da çok yerinde olnr. Haâr teklıf etmektedır. Bu teklıf, dı riciyemizin bn hususta tetkikte jer fırmalardan gelecek teklıflere beraber ıncelenecek, bu arada hnnların plân ve projeleri de tamamlandıktan sonra derhal tatbiM E V L İ T kata geçılecektır. Fınnlann tesısı Sevgıh kızım \e annemız çın Beledıye, fınn aahıplenne ve AYŞE FASİHA EDESin dığer sermayedarlara ortaklık tekebedıyete lntıkalının beşınci ıf edecek, icabı halınde bizzat fısenei devriyesi munasebetiyle nnlan kurma cihetıne gidecektir. onun, zevcımın ve bılcümle gelBu arada mevcut fondan da ısti. mıs geçmış muhterem büyüklenmizın azız ruhlanna Ithaf fade edılecektır. edilmek Ozere 10 aralık 1960 Resmî yazışmalara dair cumartesi günü öğ!e namaznı mütaakıp Şışh Camıınde Mevht bİT tamim okutulacağından dost. akraba Beledıye içı daıreler ile üst mave arzu edenlenn teşrıflerl nca kamlara hıtap eden bazı yazılann oltmur aşlıklarında «Yuksek» cYuce» ve Annesi ve Çocuklan Buyuk» gıbi terımlerin kullanıldığı tesbıt edıldığınden, buna lu. um olmadığı bır tamımle butun ELIM BIR VEFAT teşkilâta bildırilmıştır. Esbak Kon> a mebusu, BakirBeledıye Başkanı Başyardımcısı koy Müftülügunden emekli ;arafından yapılan tamımde ayrılelam ulemasından :a, ust kademeye yazılan yazılann ALİ RIZA HAYIRLI arzederım», alt kademeje gıden S 12 9oO gunü Hakkın rahmetıne yazılann ıse «nca ederım» tenmleerışmıştır Bugunkü cuma gün ile bağlanması gerektığı behrtınü naşı mubarekı Mahmutpaşa erek, bu kısımda cSaygılarımla», Yeşıldırek tekı evınaen alınaHurmetlerimle» gibı fuzulî ve kurak Be\azıt Camıınde cuma çultucu devımler kullanılmn acak namazını mütaakıp Merkezeferır, denılmektedır. dıdekı makamına tevdı edılecektır Allah rahmet eylıye NOT Çelenk gon'lerılmemesi Aralık 9 Cemaziyelâhır 20 nca olurur c C bulnnmasını, sayın Selim Sarper1den iemenni etmek isteriz. Yugoslavyaya gonderilen ekgperler, ttalyan tohum çeşitlerinı bn memlekete goturmnşler ve ziraat nsullerıni islâb etmişlerdir. Eskiden ortalama hektar başına 19 kental (bir kental = 100 kilo) buğdav alımrken yeni bnğday çeşitlerı ekilen sahada hektar başına 40 kental mahsnl alınmıştır. Bu ilk tecrübede 300.000 hektar, yan bnğday ekilen sahanın yttzde onbeşine yeni tobnmlar ekilmistir. Bn nsnl bugun mnvaffakiyet kazanmaktadır. î Bır kaç sene evvel Guate mala pamnk ihtiyacının ancak yuz de altısını temın edebilirdi. Bngnn bn memleket, ihtiyacına yetecek derecede pamuk ıstıhsal ettikten maada her sene dort mılyon dolar (36 milyon lıra) dan fazla kıvmette pamnk da ıhraç edebilıyor. Bn neticeyı ıstıhsale hizmet edenler arasında 1957 den berı merkezi Amerikada çalışan ve arazinin islâhı ve rütubeti, köklerın inkişafı ve giibre mevzularındaki tecrübelere iştirak etmış olan bır ziraat ve gıda teskilâtı eksperınin adı 1leri surülmektedir. Bu mutehassıs, merkezî Amerikanın ıhtiva ettiği altı memleketin dördunde çalışmış ve pamnk istihsalınin yüzde yirmi artışı bu eksper sayesinde gerçekleşmiştır. Bn artışın kıymeti (20) milyon dolar tahmin olnnmaktadır. 3 Seylânda yine kısmen Birleşmlş Milletlerin teknik yardımı sayesinde bölgenin ilk ilmî ve sınai araştırma enstitnsfinfin knrnlması kabil olmnştnr. Bırleçmiş Milletler ve Dunya Bankası 1955 Nüshası 25 Kuruş de bes tene müddetle Enstitünün Tnrkiyc Hllid iyi işlemesi içın lüzumln teknik Llra Kr. LJra Kr personeli temin etmeği ve yerli Senehk 75 00 150 00 personel yetiştirmeği üzerlerine al 6 aylık 40 00 80 00 mışlardır. 1959 da bn hedefe va 3 aylık 22 00 44 00 nlmif ve Birleşmış Milletler eksBasan ve Yayan perinin yerine vazife gormek üzeCumhuriyet Matbaacılık ve re Seylânlı bir dırektör tayin e Gazetecılik Türk Anonim Şırketi dilmiş ve Milletlerarası yardım Cağaloğlu Halkevı Sokak No 3941 Sahibl da bu snretle sona ermistir. Enstıtunun vazifesi gerek âmme alaNÂZİME NADİ nında, gerekse hnsnsî teşebbus saYazı işlenni fıılen ıdare eden hasında teknik servısler temın et. Mesul MUdür mek ve teknoloji ve tatbikî araşVECDİ KIZILDEMİR tırms sayesinde istıhsali geliştirGazetemize gonderilen evrak ve mektir. azılar negredilsin edilmesin lade 4 Crdfinde Akaba Hmanında edılmez Ilânlardan mesuliyet kabul edılmez yüklenen ve boşaltılan mallann tffnajı 1953 de 70.000 ton iken 1959 • «enesınin ilk doknz ayında 445.000 Abone ve 11 an ıslerl fçın. zarfın tona çıkmıştır. Ve bn, Bırleşmiş üstüne fAbone» veya «Ilân Servısi» Milletlerin bır eksperi tarafından kaydımn konması lâzımdır. * hazırlanan bir plân esası üzerıne GAZETE 3^SIN AHLAK tatbık mevkiine konan bır islâh ve BU UYMAY1 TAAHHÜT yenileştirme proğramı sayesınde YASASINA gereekleşmıştir. Birleşmiş Millet ETMlŞTtR. lerin maden meselelerinde ve fosfat istıhsalınde mutehassıs olan başka bir eksperi Ürdünun başlıca ihracatını teşkil eden bir maddenin istihsalini arttırmağa mnvaffak olmnştnr. Bn ihracat 1953 de 60.000 ton iken 1959 da (270.000) tona çıkmıştır. 5 Güney Fasın sahra bolgelerinde 1500.000 kisiye yakın trahom haıtalıgı musabı bir antibiyotik tedavisine tâbit ntnlmnş, bn tedavi bazan eksperler vasıtasiyle, bazan da bizzat halk tarafından tatbık olunmnştur. Tedavinin tatbik tarzı halk a daha önce öğretilmistır. 1960 için gfidülen hedef şndnr En ziyade mnsab olan bölgelerde iki milyon nüfnsnn yardımına koşacak şekilde mücadeleyi genişletmek ve memleketin 600.000 öğrencisi üzerinde bütün trahom hastalıklarını tedavi etmek. 6 1958 1959 da Mekslka tniversitelerinin teknik fakülteleri nin 16 dekanına, (7) ögretim görevlisine ve 33 profesdrüne batı Avrupa İçin Unesco tarafından burs verilmiştir. Bnrada profesörler yüksek teknik öğretimi üzerinde muşahedeler yapmışlar ve tetkıklere girışmişlerdir. Bu 56 bnrsıye, muhendis, kimyager, biyologist j etıştirecekler dır. Ve bnnlar Meksikanın sınai teşebbuslerinde çalıştırılacaklardır. 7 (Pern) da üç eksperden mflrekkep bir ekip yardımiyle kalifiye teknisyen ve mürettebat yetiatirmek için ilk sivil havacılık oknIn açılmıştır. 1959 da mekanisyenler için knrs açılmak snretıyle ilk adım atılmıştır. 1959 sonnnda nçma öğretımı içın hazırlıklar bitırılmişti. Ve öğretim aeronefi satın alınması içın mfizakereler eerevan etmekte idi. Milletlerarası ekip Pern'ln oğreticiler yetiştirirken, mektep de sivil havacılıga md teallik derslerin ihdası sayesinde tedrıci surette büvutiılmuştür. Birleşmış Milletler Teknik Yardım Burosunun verdiği bllgilere gore 1961 1962 eksper ve bnrs temini için daha başka tedbirler alınacak, materyel tedariki için gavret edilecek ve hükümetlerle milletlerarası müesseseler arasında eereyan edecek istişareler için daha az vakit kaybedilecekmiı. Böylece daha nizamlı ve geniş olacağı anlaşılan Birleşmiş Milletler teknik yardımlanna azamî snrette faydalanmamızın teminine çalışmalannı, teknik müejseselerimizle Dışişleri Bakanlıfımızdan temenni etmekteyiı. CÜMHURİYET HALK SIGORT T. A. Ş. İkramiyeli Hayat Sigortalan Keşidesi Şırketımızm ıkramiyeli Hayat Sigortalarının 1960 senesi keşidesi 7/12/1960 çarşamba gunu saat 11 de, Defterdarhk murakıbı, Millî Pıyango mumessıli ve hazır bulunan Sigortalılar önünde Beyoğlu 4 üncü Noteri Bay Hâdi Semi tarafından yapılmıştır. Bu keşide de 1.000 er lira ikramiye kazanan sigortalıların listesi aşağıdadır. Poliçe Numarası: Adı Soyadı: 8728 Konyada Cahıt Özgoren 13633 Adapazarında Nurettin Sofuoğlu 6245 İskenderunda Sadı Batur ikramiye kazananlar telgraîla haberdar edilmişlerdir. Aylık Gelirli Küçülc Tasarruf Hesabrnda 1 Yil boyuncd ayda en az 2 5 Lira tiriktirirseoiz.. 192.000 Lira tutannda Aynca t Aylık Gelir Ikramiyelerini Oolgun PARA ve APARTMAN OAiRELERi \ İkramiyelerînden de FAYDALANABİLİRSİNİZJ Broşür Isteyin/z. hesap Mçtırmakfa acele ediniz. tki tarafından VEDA KONSERİ Tamamen yeni programk. riyatlar: 15, 12,5, 7,5, I lira ^•^^'^^ı^k•^^'^^ı^^'^fc^^^fc^^ı^fc'^fc•^k'^fc^^'^fc'^fc'^^'^k''^fc'^^^^'* ^ 3 v • 5 c E < a a >• SAYIN DOK'IOR ve ECZACILARA: KAZANABİLİR 1 7 13ıl2 06114 38,16 41|18 1»; 5 27 E 2 32 7 251 9 471 ] 2 001 138 12 46 Kulak damla>=ı piyasaya arzedılmiştır «DIRIFEN» Lâboratuvarı Istanbul. KALMİTON i: EMNİYET Ekilmiş ekini siyan olmasın te. melli > Üyelerin yüzü güldü. Muhtarın da güldu ama belli etmedi: «Biz Osman Hafız'a çok dedik. Emme heç dinlemedi. Bu sefer dinliyecefine nasıl inanalım?» öğretmen: «Muhürünü basalımj» dedi. «Bır daha sürerse temelli geri atalım » Hafız'ın yüzüne baktılar. «Eller sürraesın, ben de sürmem.» dedi gene. Muhtar adamakılh kızdı : «Gördün mü öğretmen?» dedi. Altıparmak: «Yavn Hafız, deli gibisin, eller sfirse bile ben surmem Mnhtar de. De de bıtsin şu ıs » «Surmem, peki.» «Söz mü?» «Söz.» «Ne sarp adammıssın yavn!» dedi Mnhtar. «Emme yordun yavn bizi!«> X. Baytar Memefin tarlası, Eğitmenın mahalleye yakındı. Isleri bıttikten sonra, üyelerin ba. zısı orada aynldı. 15 Osman, Muhtarla ynkarı mahalleye çıkacaktı. Altıparmağın, karşı Esen Ali mahallesinde işi vardı. öğretmen: «Ben de Eğitmene varacağım, çoktandır nğramıyorum.» dedi Muhtarla 15 Osman'a. «Sizinle oraya kadar yürurum.» 15 Osman'ın çarıkları hâlâ çamur ıçindevdı. Ama her haide çoraplan ivı kurumustn. Yokus >ukarı önden vürüdu. «Hafız'ın karıyla i\ı kırıstırdın, durzu!» dedı Muhtar. «Bizi savdın derenın ıçine » 15 Osman: «Yok valla.» dedı. «Galbimden kıl kadar bir kötn. luk geçmedı » «Kötülük geçmesi şart değil ki! Çok iyi şeyler geçse de olnr » 15, dinlemedi, yürüdü. Muhtar: «Gunlerın heç hökmü yok öğretmen.» dedi. «Aha aksam oldu. Eğitmene sapmıyacak olsan, gel bize gidelim, diyecektim.» Durdu: «Gel istersen gidelim!.. Sapacaksın dıve boyle soylemiyorum. Sonra git onaj» «Sağol. Zaten orda da kalmıyacağım. Beş on dakka oturup eve gideceğim. Sapayım bır. Hep güceniyor » «Evde ne yapacaksın? Kim yok, kimse yok. Bekâr » «Alıştık Mnhtar Bir temizIik yapıp, erkenden yatacağım bugün. Delıksiz bır nykn » «Kendı kendıne nasıl yıkanı. yorsun? Sırtını kım oğnyor, kim sn dökuyor? Ben dünyada kendi başıma yıkanamam. Elim sırtıma yetişmez. Gel seni everelim. Karı kısmı eyidır. Emme bırez çenelerı vardır iste. Bana bak, ben diyornm kı, evlendığın zaman, kannın ağzını kıtleyeceksın! Bır sey sordugun zaman açıp cuvap alacak, sonra gene kitleveceksin. Beni geri kafah filân dıye kınarsın emme, değil. Benımki pek berbattır. Heç durmaz çenesı: Dın dın dın dın.. Yani kı, vara soylenir, yoğa soylenır Dövsen ol. mnyor, söysen olmnvor, yani olmnyor baba! Huy! Onnn üçun sozümü yabana atma. Karı kısmının ağzına bir kilit. Anahtan da erkekte!..» Arkası var = CCMHTJRlYETln edebt tetrtkaaı: 18 «Getireyim, hemen getireyim^ dedı, Meryem içeri koştn. 15 Osman, avludaki bir kütüğe çöktü. Çarığını, çorabını çı karmafa başladı. Hafız'ın karısı, bakır ırbıkla bakır leğeni getirdi. Altıparmak sorda: «Snynn ılık mı Meyrem?» «Ilık a|am, ılık...» «Aman bizim arkadaşı aşütml yelim » Mnhtar: «(Domnz! ^lrmnz!)> diye güldü içinden. Meryem: «Yokan bnynrsanız, soba da yanıyordn.» dedi. 15, ayaklarını leğene koydn. Meryem dökecek oldn, Ali Gede koşnp aldı: «Ben dokeyim.» dedi. «Ben dökerdim, a|a^ dedi Mer yem. «Ben dbkeyim, sen çık yokan'» dedi Bekçi. Mervem vnkarı koştn, kasla tözun arasında peskir getirdi. Pi re gibıydı. Altıparmak «(Bir veraneyi ev eder bn1)» dedi içinden. «(Ne karı ne karı! Osman Hafız bileydi bari gıvmatını )» 15. ayaklannı yıkavıp bitirdi Bekçi. «Sen kütüğün tstünden heç kıpırdama. Çanjını ço rabını güne serelim, kurnsnnj» dedi. Meryem, peskiri iki eliyle açıp 15'e nzattı. Çanğı corabı da alıp yukan çıktı «Ben onlan sobada şimdi kuraturom, şrmdij. dedi. 15, elinde peşkir, kütügün fistvnde otnrdn kaldı. Mnhtar: «Paşa gibi otnrnyor, dürzft!» dedi. Sonra fiyelere sordn: «Dikelişimis eyi mi ağalar?» Osman Hafız ynkardan gBründü o sıra. Başını yere efmişti. Asker kapntnndan bozma paltosnnn giymişti. Yüzünde gözfînde hiç kıpırtı yoktn. Aşagıdakiler, gözleriyle, merdivenden inişini takip ettiler. Merdıvenin dıbinde dnrnp ellerini kapntnn cebine soktn «Hoş geldiniz.» dedi nsnlca. Bekledi. Mnhtar «Hoş buldnk.» dedi «Biz dünkü iş için geldik. Yani ki vazıyeti bilivorsnn. Gnrnl, citi geri atma$a garar verdi. öfretmen efendi de geldi ki. çiti attığımızı garara geçecek. Hemi de senin möhninü basacak altına > «Siz bilirsiniz.» dedı Hafız. «tşte harıtn, işte çit. Buynrnn » «Hep beraber gidehm de taş dıkelim.» dedi Mnhtar. Üyelere döndn «Yörüyun arkadaslar » Kalkıp vürüduler. 15 Osman, kiıtügün üstünde kaldı. «Yavu sen?» dediler. «Beni görüyorsunuz.» dedi o da. «Bnraya kadar geldığım yetmiyor mu? Osman Hafız da gdrdu geldifimı y> Muhtar, Osman Hafız'ı yanına çafırdı «Bak!» dedı. «Dun anahtan atıp jorudun. Başkasını bnlamazlar sanıvorsan aldanıyorsun. Dünva imamla doln imiş. Şımdıve kadar çalıstıfın vabana gider. Bu ko\Iu hem sana, hemı de >enısine hak (•) vermez. Hatanı anladınsa, anahtarı \ercıım de git aç camini. Açmam dı\orsan ac(*) Hak Tahıl olarak verilen ucret ma, kapalı kalsın daha iyi. Mılletin onune ıstıkametı doğru adam gerek. Koy Gurulu, ımam e\ı onune çıt atmağa gelmez. Bak, sen getirdın. Hemı de çamnrln \olunnzdan, 15 Osman gardaşlığımızı da çamura duşurdun. Hocasın. Yokan çıkıp \a>ız edivorsun. Kum, kulafınızın dıbinde. Komşularına so\ lesen de iki kağnı döksen olmu^or mu? Sızınkı, varsa da mera surmek, voksa da mera surmek. Hay bunu ırcat eden durzunün! » Hafız, dinliyordu. Muhtar, «Hay bunu ircat eden durzünun..» dejince, «(Çıftçıligın pırı Âdem aleyhisselâm.)» dedı içinden. «(Bılmeden Âdem ale\hisselâma soıuyor, cahıl1 .)> Muhtar durdu «Eveett!> dedi. «Gbster bakalım bu jıl açtığın yeri. Harım, evin önünden baslıjor, genışlı\erek dereve sallanıvordu. Şimdıkı durdukları ^erden ev gorunmü\ordu, Yenı surülmüş yerler, eskıden surulmuş \erlere karışmıştı. Çit hep ilerı ıleri vu^arlanmıştI. Osman Hafız, elleri cebınde beklı\ordu. «Hafız!» dedi Muhtar. «Bak evin gorunmüvor» Osman Hafız dıle geldi «Her kesinkı genışledı, sız sede benımkinı goruvorsunuz » «Sen bırak baskalarını dedı Muhtar «Dun de onu dedın' Sen kendıne karış. Ben suru yor muvum bır karış \er°» «lhtı\aeın \ok da surmmor snn.» «Sus! Senin de ıhtiyacın yok. lhtı\açtan değıl bn, hırstan. Ben de sürmek isterım emme, kövun önüne düşmüşüm, yakışmaz. O zaman millet temelIı zaptolmaz » Altıparmak, ekili topra|ı, eHjle eştı«Fazla \ornlma Muhtar.» dedı. «Ah bak, şurava kadar! Hemen taşı dikelim » «Daha ıçerden, daha içerden'» dedı Muhtar. «Esas yerı \arım donümdur. Ben bu köyde Muhtar kaldıkça, bütün çitleri geri atacağım. Yani çit eyice gen çekiiecek » «Bnralan on beş yıldır sürüvorum, çıtı atamazsın.v dedı Hafız. Muhtar «Yalan söjluyorsun!» dedı. «İki jıldır indin buralara. Bır yemin et bakayım, on beş yıldır sürduğune'» «Nıje yemhı edevım? Vara yoğa yemin mi edilır? Hemi sen bana nasıl yemin teklif edermışsın''> «Muhtar değil miyım? Ederım. Hadi et!» «Etmem » «Gordun mü? On beş vıldır sursen on beş defa ederdın şimdne' Demek kı jalan sojlü yorsun » «On beş » «Biz gen atı\omz. On bes Mİdır surü\orsan, makemeje git. gelıp avırdetsınler » Osman Hafız «Makemevı gos terme» dedı. «Gozelce kendın a\ırdet henım ışımi.» «Haşşovle! Yola gel's> dedı Mnhtar. «Yola gel de bizi yorma » «Ben yolumda>ım zati.» «Ne de olsa ardında namaz kılıyoruz, forsunu aşşa endirmi\elim. Bak, sana bir dönüm yer bırakıyornz. Yazalım tevtere » Osman Hafız inledi: «Hepsini atın da ocagımı temelli söndürun Ben de, çolnk çocnğnmla, alıp başımı gıdevim. Söke mı olur, A\dın mı? Varıp bir jerlere sokulavım. Camılerde hademelik vapavım » «Hakkın budur.» dedi Mnhtar. «Bn mu olur heç? Nasıl hakmış bu?» «Çok uzattın be!» Muhtar üyelere dondd: «Şuna dört adım daha bırakalım da tamam ol. sun mu arkadaşlar?» «Olsun.» dedi üyeler. Hafız'ın kolu kanadı kırıldı : «Bıldığınizi yapın, ben daha seslenmiyorum. Seslenmiyornm gari » dedi. «Ne yapalım arkadaşlar?» dedı Muhtar ujelere. «öfretmen, sen ne bu>urnrsnn, gardaş?» Üveler, gozlerini öğretmene çevırdıler. öğretmen durdu. Bu dağın ıçmde, bu «Seriatın kıt, Allahın bol» olduğu yerde, ne söylesindı onlara? «Osman Hafız, buraları ekmıs, dıkmıs.» dedı. «Bakın, saç telt gıbı ekınlerı topragın vuzune >avılmıs. Hafız Kurula soz \ersın, bır daha surmıyeceğıne. Bır de, çesme\le çamasırlığın arasını kumlatmak içın komşularına ona>ak olsun. Çiti geçen \ılkı yerine çekiverin.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear